Φ Terapi Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2006 Bazı arkadaşlar ısrarla anlamak istemiyor görmemezlikten geliyor ama tekrar etmek zorundayım sevgili arkadaşlar: Kur'an-ı Kerimde ki Ayet şu şekildedir. 34. Allah’ın onlara fazladan vermiş olduğu nimetler ve mallarından yaptıkları harcamalar sebebiyle, erkekler kadınlar üzerinde yönetici ve koruyup gözeticidirler. Saliha kadınlar ise itaatkârdırlar;(1) Allah kendilerini nasıl korudu ise, onlar da kocalarının yokluğunda onların hukukunu korurlar. Geçimsizliğinden(2) korktuğunuz kadınlara öğüt verin; sonra onları yataklarında yalnız bırakın; sonra da hafifçe dövebilirsiniz.(3) Eğer size itaat ederlerse, artık onlara karşı bahane aramayın. Çünkü Allah her şeyden yüce, her şeyden büyüktür. Dipnotlar:Açıklamalar (1) Allah’a itaat eder, kocalarının haklarını gözetirler. (2) Nüşuz. Bu kelime 128’inci âyette de kocalar hakkında kullanılmıştır. Bir sonraki dipnotunda gelecek olan Tirmizî hadisinde ise, “apaçık bir ahlâksızlık, mesela aldatma olabilir.” deyimi geçmektedir. Dikkat ediniz bu kısma lütfen... (3) İnsanlar arası ilişkilerin bir hukuk, bir de fazilet yönü vardır. 2:237’de işaret edildiği gibi, Kur’ân bir yandan hukuku belirlerken, bir yandan da insanlara bunun daha ötesini göstererek onları bir fazilet yarışına çağırır ki , dünya hayatının asıl amacı da, böylece, kimin daha güzel işler yapacağını belirlemektir. Âyette, erkeğin ve kadının karşılıklı sorumlulukları belirtilirken, bu sorumlulukların bir aile yuvasını tehdit edecek ölçülerde ihlâl edilmemesi için önlemler de aşamalı olarak belirtilmiştir. Bu aşamaların en başında güzelce öğüt vermek vardır. Ancak öğüt fayda vermez de iş inatlaşmaya giderse, bu defa yatağını ayırma şeklinde bir önlem devreye girecek, o da sonuç vermezse, en son çare olarak, hafifçe dövmeye başvurulabilecektir. Bu önlemler, meselenin vahamet kazandığı ve yuvayı tehdit etme istidadı taşıdığı yerde devreye girebilecek ve son derece dikkatle, hakka tecavüz etmeden ve Allah’tan korkarak başvurulacak olağanüstü önlemlerdir;yoksa aile içi ilişkilerde kocanın karısını dövmesini esas alan bir uygulama değildir. Bu, işin hukuk tarafıdır. Hafifçe dövme hadisesi ekstrem bir olaydır. Genelleme yapmak yanlıştır. Belkide milyonda bir insanın karşılaşacağı hadisedir. Ki islam bunu hukuk gereği olarak koymuş hemen başvurun hakkınızdır dememiş. Olayları çarpıtmayalım..Çok daha detaylı bilgi için İslam hukuku uzmanlarına başvurulabilir. Şimdi buradan çıkarak konuyu aaa İslamda kadın dövmek te varmış şeklinde bir genellemeye götürmek ne kadar tutar lıdır...? Lütfen söyler misiniz...? Bundan önceki ve sonraki âyetlerle birlikte konu bir bütün olarak incelendiğinde görülecektir ki, Kur’ân’ın aile hayatında gerek erkeğe, gerekse kadına gösterdiği hedefler, karşılıklı hukuka riayet etmenin de ötesinde, bir fazilet yarışı niteliğini taşımaktadır. Bu yarışta örnek alınacak ise, hiç kuşkusuz, Kur’ân’ın canlı timsali olan Peygamber Efendimizdir ki, O'nun hayatı boyunca bir kadına el kaldırmak bir yana dursun, kalp kırıcı bir söz söylediğini dahi gören olmamıştır. Onun tavsiye ve buyrukları da hep kadınlara iyi muamele yönünde olmuştur. Peygamberimizin bu konudaki yakınmaları az değildir. Lütfen burayı iyi okuyunuz ve dikkate alınız... Oldumu sayın arkadaşlar.... Bir hadislerinde “Sizden birisi, karısını köle döver gibi dövmeye kalkışıyor; halbuki akşam onunla aynı yatakta yatacaktır” (Buhârî, Tefsir: 91; Müslim, Cennet: 49) buyuran Peygamberimiz, başka bir defa da “Birçok kadın Muhammed ailesine gelerek kocalarını şikâyet ediyor. Kadınlarını döven o kimseler sizin hayırlınız değildir” (Ebû Davud, Nikâh: 42) şeklindeki sözleriyle, konunun ciddiyetine karşı ümmetini uyarmıştır. “Mü’minlerin imanca en mükemmeli, ahlâkı en güzel olanıdır; hayırlılarınız da kadınlarına karşı hayırlı olanlardır” (Tirmizî, Radâ’: 11) buyruğu da Peygamberimizin iyi bilinen hadislerindendir. Ünlü Vedâ Hutbesinde ise, Peygamber Efendimiz, bu âyeti tefsir ederek uygulanmasına açıklık getirirken, aynı zamanda, kadınlara karşı iyi davranmayı da vurgulamıştır: “Ashâbım! Size, kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü onlar sizin himayenize verilmişlerdir. Apaçık bir ahlâksızlık işlemedikleri takdirde, onlar üzerinde zorbalığa hakkınız yoktur. Eğer apaçık bir ahlâksızlık işleyecek olurlarsa, onları yataklarında yalnız bırakın, sonra da acıtmayacak şekilde dövün (ki buradaki maksat yukarda anlatılmıştır..) . Size itaat ettikleri takdirde, artık onlara karşı bahane aramayın.” (Tirmizî, Radâ’: 11.) İtaatten kasıt olarak yanlış şeyler anlamayalım. Kadınlık görevidir.Namusunu koruması, evine bakması, kendisinden beklenen vazifeleri yerine getirmesi vs. manalarını içerir.. Şimdi basit meal okuma mantığıyla : (Ki bunun Tefsir ilimiyle asla bağdaşmadığını defaatle anlattım.. Artık anlayın lütfen..) İslam kadınları dövmeyi teşvik ediyor emrediyor diyebilir misiniz? Ve birde günümüz medeni insanlığının kadınlarıma yaptıklarına bir bakınız birazda onları tetkik ediniz.? Saygılarımla Terapi Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2006 Toplumsal normlar dediğin davranış geleneklerimiz, nereden gelmiş sedelina ?... ataerkıllik Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2006 ataerkıllik Ataerkiller(erkekler) o gelenekleri nereden elde ettiler... Ya kendileri uydurdu... Ya dini çarpıttılar... Ya da din hiç etkili olmadı... Üstünlük hep erkeklerde zaten...Kadınlarımız varsın yaşamasın... Mirasta, şahitlikte, reislikte, dayakta, cennetteki cinsellikte... Peygamberlikte, imamlıkta, müezzinlikte, vs. Ne varsa erkeklere... Kadın 5. sınıf bile olamıyo... Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Bazı arkadaşlar ısrarla anlamak istemiyor görmemezlikten geliyor ama tekrar etmek zorundayım sevgili arkadaşlar: Kur'an-ı Kerimde ki Ayet şu şekildedir. 34. Allah’ın onlara fazladan vermiş olduğu nimetler ve mallarından yaptıkları harcamalar sebebiyle, erkekler kadınlar üzerinde yönetici ve koruyup gözeticidirler. Saliha kadınlar ise itaatkârdırlar;(1) Allah kendilerini nasıl korudu ise, onlar da kocalarının yokluğunda onların hukukunu korurlar. Geçimsizliğinden(2) korktuğunuz kadınlara öğüt verin; sonra onları yataklarında yalnız bırakın; sonra da hafifçe dövebilirsiniz.(3) Eğer size itaat ederlerse, artık onlara karşı bahane aramayın. Çünkü Allah her şeyden yüce, her şeyden büyüktür. Saygılarımla Terapi Haklısın mübarek anlamak istemiyolar Ben adına dikkat çekmek diyorum... Bilimsel olarak, dolaylı sözler daha çok dikkat çeker... Aciz insanlar bayan döver...(iz bırakmadan) Bugün tv gazetede okudum... Komşu şikayeti üzerine, köpek döven kişi 1 yıl ceza almış... Üstünlük hep erkeklerde zaten... Kadınlarımız varsın yaşamasın... Mirasta, şahitlikte, reislikte, dayakta, cennetteki cinsellikte... Peygamberlikte, imamlıkta, müezzinlikte, vs. Ne varsa erkeklere... Kadın 5. sınıf bile olamıyo... CENNETTE KADIN Gerek cennet ve gerekse cehennem, hem erkek ve hem de kadın kullar için açıktır, yaratılış bakımından bu iki cinsin cennet ve cehenneme girmeyi hak etmede fırsat eşitlikleri vardır. Fiilen hak ediş ise serbest irade ile gerçekleştirilen iyi veya kötü davranışlara bağlıdır. Kitap ve sünnet kaynaklarında yapılan açıklamaları, uslübü ve islamı tam bilmeyenler yanlış anlamışlar, yanlış yorumlamışlar bunlardan, ilahi sıfatlar, mantık ve vicdan ile bağdaşmayan sonuçlar çıkarmışlardır. "Cennetin adeta erkek sultanların sarayı olması, kadınların orada da ikinci sınıf kullar durumunda oldukları, cehennemi dolduranların çoğunun kadınlar olması..." bu cümledendir. Bu yanlış anlayışları düzeltmek gerekirse; Ayetlerde ve sayılan çok az sayıda mütevatir hadislerde, cennete veya cehenneme girme ve ebedi mutluluğa erme bakımından kadının aleyhinde olan bir bilgi mevcut değildir. Bu kaynaklarda, "nimette-külfette, cezada mükafatta eşitlik" bulunduğu bildirilmektedir. Cennet yalnızca erkeklerin sarayları değildir; orada kadın da, erkek de saraylarının sultanlarıdır. Cennette kadına da erkeğe de dilediği, arzu ettiği, canının çektiği, elde edince mutlu olacağı her şey verilecektir. Cennet sonsuz bir mutluluk yeridir; ancak insanoğlu bu mutluluğu daha önce ne tanımış, ne tatmıştır. Bu sebeple insanların, dünyadaki zevkleri, alışkanlıkları, kadın-erkek ilişkisindeki cinselliği olduğu gibi ahirete taşımaları, nasları buna göre yorumlamaları gerçeğe uygun değildir. Mütevatir olmayan hadislerde "cennette erkeklere ikişer adet dünya hatunu verileceği" bildirilmiştir. Bundan kadınların aleyhine ve erkeklerin lehine bir sonuç çıkarmak mümkün değildir; çünkü bu da erkeklerin dünyada tattıkları ve arzuladıkları şeylerin kelimeleri kullanılarak- imrendirmek üzere- söylenmiş bir sözdür. Ayrıca kadın tek olmayı istiyorsa veya başka erke istiyorsa ona da bunlar verilecektir. Burada önmelki olan dünyadaki isteklerimiz ve yapımız ile cennetteki isteklerimiz, isteme kabiliyetimiz ve yapımızı birbirine karıştırmamaktır. Problem varsa işte bu karıştırma sebebiyle vardır. Vakı'a suresinde huriler kastedilerek "..onları bambaşka bir yapıda yeniden yarattım..." (56/22,37) buyurulmuştur. Müfessirler bu hurilerin dünyada yaşlanmış ve buruşmuş olarak vefat eden kadınlar oldukların ifade etmişlerdir. Buna göre huriler de melek değil, insandır, dünyada yaşamış kadınlardır ve cennette sayılan erkeklerden daha fazladır. Erkek ve kadın olarak Allah Tealanı has ve arif kulları cenne, köşk, kadın, yiyecek, içecek, bağ ve bahçe için istamezler, cenneti aşık oldukları Cemal-i İlahi için, özledikleri Habibiullah (s.a.) için isterler. Kaynak: Prof.Dr.Hayrettin Kahraman'ın "İslam'da Kadın ve Aile" isimli eserinin "Cennette Kadın" adlı yazısından özetle alınmıştır bak kardeşim evin reisi yani evine bakan erkek olduğu için onun mirasa daha çok ihtiyacı vardır. yani bu adaletsizlik değil adalettir. Peygamberslik imalık müezzinkil bunların hepsini bilemen rağmen sorduğunu düşünüyorum lafı bereber namazkılmaya getirmek istediğini düşünüyorum. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Haklısın mübarek anlamak istemiyolar CENNETTE KADIN ............ Vakı'a suresinde huriler kastedilerek "..onları bambaşka bir yapıda yeniden yarattım..." (56/22,37) buyurulmuştur. Müfessirler bu hurilerin dünyada yaşlanmış ve buruşmuş olarak vefat eden kadınlar oldukların ifade etmişlerdir. Buna göre huriler de melek değil, insandır, dünyada yaşamış kadınlardır ve cennette sayılan erkeklerden daha fazladır. Erkek ve kadın olarak Allah Tealanı has ve arif kulları cenne, köşk, kadın, yiyecek, içecek, bağ ve bahçe için istamezler, cenneti aşık oldukları Cemal-i İlahi için, özledikleri Habibiullah (s.a.) için isterler. İnsanları yemekle içmekle, cinsellikle kandırmaktan kolay ne var... Hele de, bilgisi yeterince olmayınca... Hele de, arzularını ön planda tutan birisi ise... Şu tabloya bak... Erkekler için; Meyve bahçeleri(kuzu döner unutulmuş), şarap ırmakları, göğüsleri yeni kabarmış ergen kızlar... Beni bile özendiriyor(!)... İnansammı acaba, zararlı çıkmam(!)... Ya gariban bayanlar;... Birtakım vaadler ama muğlak... Erkekler kadar açık değil... Açık olsa, ortalık karışır... Burada da havasını aldı zavallılar... Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 okuduğunu anlmak istemiyorsan ben neyapayım bak kardeşim nefis şeytan bunları bilinmi? hıı şeytan özellikle erkekleri nisalarla kandırır o yönden insanı saptırmaya çalışılır onun için erkekler eğer sabreder ve kimsenin namusuna bakmassa ona zaten onlar vardır ğer erkek başka bişey isteseydi ona başka bişey hatırlatılırdı kardeşim cennet de cehennemde sensin cennetinide cehennemini de sen hazırlarsın. cennet saadettir cennet kahırsızlıktır bence böyle denmesi yeterlidir de insanlar nefsle boğuşanlara hatırlatılmasında büyük yarar var ayrıca ne cennetteki şarap ne de başka bişey burdaki gibi değildir. Ancak dediğim gibi bütün bunlar insanlara neyi neye tercih ettiklerini hatırlatmaktır yani onlar zaten vardır sen onlarla oyalanma gel mevlaya denir yani asıl amaç neköşk nede huri tek hasret cemali ilahi bak ne diyor yunusum cennet cennet dedikleri bir kaç köşkle bir kaç huri isteyene ver sen anı bana seni gerer seni ayrıca bi kere İslamda içmekle miçmekle kandırma yok tam tersidir nefisn seni kandırır Allah(cc) malımızdan kıkta birini muhtaça verinder nefis boşver sen kendine harca der. Efendimiz(sas) "Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir" der nefis buna karşı çıkmak ister nefsi ikna etsen bile Efendimiz(sas)"kendi yemediğinizi başkasına vermeyin " der ancak nefis nerde işe yaramaz bişey var anca onu verir. Nefis dünya nimetlerine çağırır islam vazifeye Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 okuduğunu anlmak istemiyorsan ben neyapayım bak kardeşim nefis şeytan bunları bilinmi? hıı şeytan özellikle erkekleri nisalarla kandırır o yönden insanı saptırmaya çalışılır onun için erkekler eğer sabreder ve kimsenin namusuna bakmassa ona zaten onlar vardır ğer erkek başka bişey isteseydi ona başka bişey hatırlatılırdı kardeşim cennet de cehennemde sensin cennetinide cehennemini de sen hazırlarsın. cennet saadettir cennet kahırsızlıktır bence böyle denmesi yeterlidir de insanlar nefsle boğuşanlara hatırlatılmasında büyük yarar var ayrıca ne cennetteki şarap ne de başka bişey burdaki gibi değildir. Ancak dediğim gibi bütün bunlar insanlara neyi neye tercih ettiklerini hatırlatmaktır yani onlar zaten vardır sen onlarla oyalanma gel mevlaya denir Ahirzaman arkadaşım, Sizleri tek yaptığı şey kur'an-ı yorumlamak... Yorum, yorum, yorum... Hristiyanlarda öyle hep yorum... Açıklayanın tam açıklayamadığı için mi devreye giriyorsunuz... Anlamlar tamamen değişiyor... Tamda size göre bir izah tarzı oluyor... O zaman da öz değişiyor... Hac/1 Bunlar, kitabın ve apaçık olan Kur’an’ın âyetleridir. Hac/16 Böylece biz Kur’an’ı apaçık âyetler halinde indirdik. Şüphesiz Allah dilediğini doğru yola iletir. Nûr/1 Bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. Düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik. (Dikkat sadece düşünün öğüt alın deniyor. Yorum getirin yok) Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 ne arapça nede kuran ayetlerini aktarmayı bilmeyenler yorum yapmaya kalkarsa olacağı budur benim yazdıklarımın yorum olduğunu mu zannedersin bazıları (Allah rızası için kendimi duruduruyorum adına sürekli besteler yapardım yoksa) kuranı artniyetle YORUMLADIĞI için bizde ne yapalım pislikleri temizlemeye çalışıyoruz. ayrıca söylim düşünemk isteyene BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM yeter o açıklıklada kurandan feyzini alır Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 okuduğunu anlmak istemiyorsan ben neyapayım bak kardeşim nefis şeytan bunları bilinmi? hıı şeytan özellikle erkekleri nisalarla kandırır o yönden insanı saptırmaya çalışılır onun için erkekler eğer sabreder ve kimsenin namusuna bakmassa ona zaten onlar vardır ğer erkek başka bişey isteseydi ona başka bişey hatırlatılırdı kardeşim cennet de cehennemde sensin cennetinide cehennemini de sen hazırlarsın. cennet saadettir cennet kahırsızlıktır bence böyle denmesi yeterlidir de insanlar nefsle boğuşanlara hatırlatılmasında büyük yarar var ayrıca ne cennetteki şarap ne de başka bişey burdaki gibi değildir. Ancak dediğim gibi bütün bunlar insanlara neyi neye tercih ettiklerini hatırlatmaktır yani onlar zaten vardır sen onlarla oyalanma gel mevlaya denir Ahirzaman arkadaşım, Sizleri tek yaptığı şey kur'an-ı yorumlamak... Yorum, yorum, yorum... Hristiyanlarda öyle, hep yorum... Açıklayanın, tam açıklayamadığı için mi devreye giriyorsunuz... Anlamlar tamamen değişiyor... Tamda size göre bir izah tarzı oluyor... O zaman da öz değişiyor... Hac/1 Bunlar, kitabın ve apaçık olan Kur’an’ın âyetleridir. Hac/16 Böylece biz Kur’an’ı apaçık âyetler halinde indirdik. Şüphesiz Allah dilediğini doğru yola iletir. Nûr/1 Bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. Düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik. (Dikkat sadece düşünün öğüt alın deniyor. Yorum getirin yok) Şu’arâ/2 Bunlar, apaçık Kitab’ın âyetleridir. Neml/75 Gökte ve yerde gâib (gizli) hiçbir şey yoktur ki apaçık bir Kitap’ta (Levh-i Mahfuz’da) olmasın. Yâsîn/17 Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir. Mülk/26 De ki: “O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.” (dikkat bilgi ancak bende diyor) Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 ne arapça nede kuran ayetlerini aktarmayı bilmeyenler yorum yapmaya kalkarsa olacağı budur benim yazdıklarımın yorum olduğunu mu zannedersin bazıları (Allah rızası için kendimi duruduruyorum adına sürekli besteler yapardım yoksa) kuranı artniyetle YORUMLADIĞI için bizde ne yapalım pislikleri temizlemeye çalışıyoruz. ayrıca söylim düşünemk isteyene BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM yeter o açıklıklada kurandan feyzini alır Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 bazıları (Allah rızası için kendimi duruduruyorum adına sürekli besteler yapardım yoksa) kuranı artniyetle YORUMLADIĞI için bizde ne yapalım pislikleri temizlemeye çalışıyoruz. BİR KAÇ GÜNE KALMAZ DURMUN VAZİYETİ ORATAYA ÇIKACAK GÖRÜNÜYOR... ARKASINA SAKLANMAYA ÇALIŞTIĞIN BU İNCE VE KİBAR KİŞİLİK BİRKAÇ GÜNE KALMAZ DEĞİSECEK GÖRÜNÜYOR... Belki bu uyarı seni bir kaçgün daha kendini gizlemene yardımcı olacaktır... Sonra sanırım "Allah rızası için kendinizi durudurmaktan vazgeçip O bazıları dediklerine sürekli besteler yapmaya başlayacaksın galiba... Yeterki sizin düşündüğünüzü düşünmediğini anlayın... Besteler, hakarete dönmeye başladı aslında, yakında iftira, sonra küfüre dönüşecektir sanırım... Kuran sizin gibilerinin tekelinde, hep sizin gibiler tarafından açıklanmaya muhtaç görüldüğü müddetce Bu böyle devam edip gidecek... Daha önceden birilerini kendi tarafınıza çekme çabalarınızı gördüğüm için size bir soru sorabilirmiyim demiştim... Gerçek kişiliğiniz ortaya çıktığında o yazdığınız cevabı size göndereceğim... Değişmemeye bakın... Önce, ince, mubarek diyen yaklaşımlar...Sonra, besteler,...bakalım nerelere gideceğiz... Kuran'ın birilerini tekelinde olmadığını, insanların sizin yorumlarınızla bu dünyayı algılamak zorunda olmadığını artık farketseniz iyi olacak... Hep sizin dışınızdakiler "okuduğunu anlmak istemiyor" hep siz "ben neyapayım" diyorsunuz Sıkıştık mı anlamıyonuz...Sıkıştık mı Besteler başlıyor... sıkıştık mı "......" laflar... Ahirzaman, gittikçe anlamca boş kelimeler kullanmaya başladın sence bu neyin ifadesi? Bence çaresizliğin ifadesi ama sen adına ne dersin bilmem "Kılavuz karga diyebilirmiyiz ! "pislik dediğiniz mağaralarınızdaki yarasa pisliği olamasın sakın !" Siz size ve zihniyetinize yakışan lafları söylemeye başladınız ya ... artık gerisi gelir... Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 BİR KAÇ GÜNE KALMAZ DURMUN VAZİYETİ ORATAYA ÇIKACAK GÖRÜNÜYOR... ARKASINA SAKLANMAYA ÇALIŞTIĞIN BU İNCE VE KİBAR KİŞİLİK BİRKAÇ GÜNE KALMAZ DEĞİSECEK GÖRÜNÜYOR... Belki bu uyarı seni bir kaçgün daha kendini gizlemene yardımcı olacaktır... Sonra sanırım "Allah rızası için kendinizi durudurmaktan vazgeçip O bazıları dediklerine sürekli besteler yapmaya başlayacaksın galiba... Yeterki sizin düşündüğünüzü düşünmediğini anlayın... Besteler, hakarete dönmeye başladı aslında, yakında iftira, sonra küfüre dönüşecektir sanırım... Kuran sizin gibilerinin tekelinde, hep sizin gibiler tarafından açıklanmaya muhtaç görüldüğü müddetce Bu böyle devam edip gidecek... Daha önceden birilerini kendi tarafınıza çekme çabalarınızı gördüğüm için size bir soru sorabilirmiyim demiştim... Gerçek kişiliğiniz ortaya çıktığında o yazdığınız cevabı size göndereceğim... Değişmemeye bakın... Önce, ince, mubarek diyen yaklaşımlar...Sonra, besteler,...bakalım nerelere gideceğiz... Kuran'ın birilerini tekelinde olmadığını, insanların sizin yorumlarınızla bu dünyayı algılamak zorunda olmadığını artık farketseniz iyi olacak... Hep sizin dışınızdakiler "okuduğunu anlmak istemiyor" hep siz "ben neyapayım" diyorsunuz Sıkıştık mı anlamıyonuz...Sıkıştık mı Besteler başlıyor... sıkıştık mı "......" laflar... Ahirzaman, gittikçe anlamca boş kelimeler kullanmaya başladın sence bu neyin ifadesi? Bence çaresizliğin ifadesi ama sen adına ne dersin bilmem "Kılavuz karga diyebilirmiyiz ! "pislik dediğiniz mağaralarınızdaki yarasa pisliği olamasın sakın !" Siz size ve zihniyetinize yakışan lafları söylemeye başladınız ya ... artık gerisi gelir... Öncelikle gece kuşu sana bir soru soracağım erğ onun cevabını verme zahmetinde bulunursan sonra biiznilallah diğer yazdıklarına geleceğim Soru: Bir adam gelse senin kardeşini çocuğu aileni akrabanı alıp ateşe atmaya götürse sende buna müdahale edemesen acaba ne yapardın? ona iltifat dolu bestelermi yapardın? buyrun Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Öncelikle gece kuşu sana bir soru soracağım erğ onun cevabını verme zahmetinde bulunursan sonra biiznilallah diğer yazdıklarına geleceğim Soru: Bir adam gelse senin kardeşini çocuğu aileni akrabanı alıp ateşe atmaya götürse sende buna müdahale edemesen acaba ne yapardın? ona iltifat dolu bestelermi yapardın? buyrun Kim sizin "kardeşini çocuğu aileni akrabanı alıp ateşe atmaya götürmüş"... Bu sizin hüsnü kuruntunuz... Herkesin kafasında bir tanrı inancı yoktur ve senin bunu anlayamıyor olman kendi içinde bu insanlara karşı sürekli bir sorun üretiyor... Senin düşündüğünü düşünmedikleri, senin inancını kendi içlerinde sorguladıkları için hep nedense sizleri ateşe atmaya götürür oluyorlar... Sıkıştıkca küfüre yatkın, inkarcı yok edici zihniyetlerin, bahanesi bu sorunuz... Aslında bu böyle değildir... Bu sizin sorunuz kendi içinde bir kandırmacadır... Kimse farklı düşünüyor diye başkalarını ateşe atmış olamaz... Burada esas sorununuz bir zamanlar size söylenen bu sözleri hiç sorgulamadan kabul edip sonrada bize satmaya kalkmanızdır... Burada pazarlamaya çalıştığınız müritlik yaklaşımlarınıza karşı görüşler yazanların bu düşüncelerini hazmedememenizdir... Burada sorununuzun temelinde yatan şey inandığı tanrıyı sorgulayabilen insanların var olduğudur Buradaki sorununuz sizin gibi sorgulayamayanların da her zaman sizin yaptığınız gibi tepki gösterip, besteler yaparım tehditleridir... Sonrada bu hazımsızlıklarına arayıp buldukları kılıflarla... Düşünceme karşı geliyor kafirler demek yerine "kardeşini çocuğu aileni akrabanı alıp ateşe atmaya götürse" bahanesiyle kıvırtır dururlar... Siz size yakışanı yakın zamanda göstereceksiniz... Yakında ortaya çıkacaktır merak etmeyin... Uyduracağınız hiç bir kılıf, iftira, yalan sözler ve gizli benzetmeler... İnsanların sizden farklı düşündükleri için bunları yaptığınız gerçeğini gizleyemeyecektir... Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2006 Gece Kuşu sana bir soru sordum ? neden se ceavp vermedin sorduğum sorunun kaynağını olmayan yerlerden olduğunu söyledin yani bana iftira attın Şimdi kardeşim o soruyu cevapladıktan sonra merak ettiğim bir kaç mevzu var Neden yargısız infaz yaptın yani neden benim o bazılarından kastımın kim olduğunu sormadın ve üstüne alındın? Sonra neden her zaman ki çok beğendiğim tarzını bıraktın ve şahsıma kötü hitamlarda bulundun emin olmadan? Nasıl olduda bir mesajda böyle görüşlerin değişti? Sonra neden iftira yalan gizli benzetme bunları neye dayanarak dedein bir insana bu hitamları yakıştırmak bu kadar kolaymı? Peki ya değilsem Gece Kuşu? Bir kaç kere demişsin ya gerçek tarafın ortaya çıkıyor acaba gördüğün gerçek taraf ne dir ki bu mesajımda kimin şahsına hakaret ettim? Acaba bu kadar yargısız infazla nasıl olurda rahat yaşarsın bilemem eğer senin yazdıklarını başkası yazsaydı cevabım aynı olurdu ancak içimden belkide şimdiki yıkıldığım kadar yıklmazdım neyse şimsi sana öncelikle ilk olarak sorduğum soruyu baştan yöneltiyorum umarım bu sefer cevap verme zahmetinde bulunursun sorduğum soruya lütfen gerçek anlamlarıyla bak yani gerçekten öyle bir durumda olduğunu düşün Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 23 Mayıs , 2006 BİR KAÇ GÜNE KALMAZ DURMUN VAZİYETİ ORATAYA ÇIKACAK GÖRÜNÜYOR... ARKASINA SAKLANMAYA ÇALIŞTIĞIN BU İNCE VE KİBAR KİŞİLİK BİRKAÇ GÜNE KALMAZ DEĞİSECEK GÖRÜNÜYOR... Belki bu uyarı seni bir kaçgün daha kendini gizlemene yardımcı olacaktır... Sonra sanırım "Allah rızası için kendinizi durudurmaktan vazgeçip O bazıları dediklerine sürekli besteler yapmaya başlayacaksın galiba... Yeterki sizin düşündüğünüzü düşünmediğini anlayın... Besteler, hakarete dönmeye başladı aslında, yakında iftira, sonra küfüre dönüşecektir sanırım... Kuran sizin gibilerinin tekelinde, hep sizin gibiler tarafından açıklanmaya muhtaç görüldüğü müddetce Bu böyle devam edip gidecek... Daha önceden birilerini kendi tarafınıza çekme çabalarınızı gördüğüm için size bir soru sorabilirmiyim demiştim... Gerçek kişiliğiniz ortaya çıktığında o yazdığınız cevabı size göndereceğim... Değişmemeye bakın... Önce, ince, mubarek diyen yaklaşımlar...Sonra, besteler,...bakalım nerelere gideceğiz... Kuran'ın birilerini tekelinde olmadığını, insanların sizin yorumlarınızla bu dünyayı algılamak zorunda olmadığını artık farketseniz iyi olacak... Hep sizin dışınızdakiler "okuduğunu anlmak istemiyor" hep siz "ben neyapayım" diyorsunuz Sıkıştık mı anlamıyonuz...Sıkıştık mı Besteler başlıyor... sıkıştık mı "......" laflar... Ahirzaman, gittikçe anlamca boş kelimeler kullanmaya başladın sence bu neyin ifadesi? Bence çaresizliğin ifadesi ama sen adına ne dersin bilmem "Kılavuz karga diyebilirmiyiz ! "pislik dediğiniz mağaralarınızdaki yarasa pisliği olamasın sakın !" Siz size ve zihniyetinize yakışan lafları söylemeye başladınız ya ... artık gerisi gelir... Gece Kuşu kardeşim yazdığım soruya cevap vermedin sen bilirsin ama haksız yere suçlamalarda bulunup sonra yanıtsız bırakman üzdü beni doğrusu senden beklemediğim bir hareketti ama tabi ki de sana doğru olanı sen bilirsin ama madem öyle bana yaptığı aslı olmayan eleştirileri açıklığa kavuşturayım dedim öncelikle senin bu mesajı yazmandan kaç gün geçti bilmiyorum belkide artık ne olduğum ortaya çıkmıştır bir kere olayı raydan çıkmasına sebep olan o bazılar kelimesine gelelim o bazıları dediğim akibetini Allah(cc) bilir turan dursundu aslında oraya bbiri yazacaktım ancak onun gibileri de ihmal etmemek gerektiğini düşündüğüm için bazıları dedim gece Kuşu kardeşim merak etme biiznillah Allah(cc) rızasından ayrılmayız daha önece bir arkadışımız hareketlerini benimde beğernmediğim biri hakkında onu sıksık zikrediyorum dedi ancak bana gelen tepki gelmedi bunuda garipsiyorum doğrusu Gece Kuşu hatırladığım kadarıyla sormak sitediğin soruya sora bilirsin demiştim ama sen sormadın bu senin tercihindir Gerçek kişiliğimden söz etmişsiniz bakın bunu sizde dahil söylüyorum bana istediğinizi sorun yemin ederek cevaplarım ki iinancımıza göre yemin sadece Allah ın adına verilir ki bund ayalan söyliyemem kişiliğim ile ilgili ne sorarsanız cevabını veririm yeterki düzeyli olalım tabi inanmak gene size kalacaktır tabiki daha önce birini kendi tarafıma çekmeye çalıştığımı görmüşsün doğrudur görmüşsündür zaten dolaylıda olsa burdaki amacım inandığım değerleri ortaya koymaktır o bazılarına beste de yapmadım hakaret yaptığının dışında demem küfür de etmem onlar neyse onu derim sonra ben inanmayan birine mübarek demem ki kimseye konusu geçen mevzuda bestede yapmadım şimdi zamanım yok sorduğum soruyu niye sorduğumuda sonra açıklarım biiznillah Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2006 Gece Kuşu kardeşim yazdığım soruya cevap vermedin sen bilirsin ama haksız yere suçlamalarda bulunup sonra yanıtsız bırakman üzdü beni doğrusu senden beklemediğim bir hareketti ama tabi ki de sana doğru olanı sen bilirsin ama madem öyle bana yaptığı aslı olmayan eleştirileri açıklığa kavuşturayım dedim Sevgili ahirzaman... Bundan önceki iletinizi polemiğin uzamaması için yanıtsız bırakmıştım...Ancak görüyorum ki, seni tatmin etmeyen noktalar var...Ve haklı olabilirsin... Yazdığım soru diyorsun...Döndüm baktım soruyu okudum...Varsayımlara dayalı soruları yaşamımda pek dikkate almadığım için, üzerime alınıp cevaplamamıştım Aklımdan da çoktan çıkmış...Siz tekrarlayınca tekrar baktım...Onun cevabınıda kim sizin yakınlarınızı ateşe atıyor diye ifade etmiştim... Benim üzerime alınacağım taraf bundan başkası olamaz...Çünkü kimseyi yakamak gibi bir niyetim olamaz, O nedenlede kimse başka ifadelerini bu varsayım üzerine dayandırıp savunma yapmamalı düşüncesiyle o iletiyi yazdım zaten... Öncelikle senin bu mesajı yazmandan kaç gün geçti bilmiyorum belkide artık ne olduğum ortaya çıkmıştır. diyorsunuz... Böyle olmaması hepimizin temennisi, zaten iş o noktalara gelmeden yapılmaz mı karşılıklı uyarılar... Ve sert yada kırıcıda olsa bu yapıcı yaklaşımlar değilmidir olumsuzlukları ortadan kaldıracak olan... Siz kırıldığınızı ifade ettiğinize göre burada bana düşen, buna neden olamaktan duyduğum üzüntüyü, samimi olarak belirtmek olacaktır... Yaklaşımımdaki algılayıp kırıldığınız sertlik, şahsınıza değil, o davranışınıza neden olan fikrinize olabilir ancak...bunu böyle düşünmenizi istiyorum... Samimiyetle ve kesinliklede öyledir. Herbirimiz ne yaptığımıza dikkat edip bu polemiğin uzamasına izin vermeyelim isterseniz.. Selam ve sevgilerimle... Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 24 Mayıs , 2006 Teşekkür ederim gece kuşu ama bu mevzunun ortaya çıkmasına sebep olan "bazılarınıda o soruyuda yanlış anlamışsınız o bazıları kimse ateşe atmakla isimlendirdiklerimde onlar onun için ben kardeşlerimin asla öyle insanların izinden gitmesini istemem bildiğim bütün bilgileri sunmaya çalışırım genede yolundan dönmesse yapacak bişey yok ama en azından ben elimden geleni yapmış olurum ki başkasının kardeşini ateşe götürmeleriyle benim kardeşlerimin imansız gitmesi inacımıza göre aynıdır ki müsülüman olmasada her insanı kardeşimiz gördüğümüz için onun adına üzülürüz. Madem mevzu kapansın diyorsun öyle olsun sevgiler karşılıklı kardeşim Alıntı
Φ berceste Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2006 İSLAM VE KADIN HAKLARI Şüphesiz geçmiş incelendiğinde, kadınların tarihin akışı içerisinde erkeklere nazaran daha mahrum ve daha mağdur bir görüntü çizdikleri görülmektedir. Bugün İslam alemindeki bazı olumsuz görünümler, İslam'ın kadına değer vermediği gibi haksız görüşlerin ortaya atılmasına sebep olmaktadır. İslam'da insan olmaları bakımından, erkekle kadın arasında herhangi bir fark yoktur. Her ikisi de eşit derecede Yüce Allah'ın emir ve yasaklarına muhataptır. Erkek de kadın da, yeryüzünü imar etmek ve orada Allah'a kulluk yapmakla sorumludurlar. İslâm'da insanlık ve Allah'a kulluk bakımından kadınla erkek arasında bir fark bulunmadığı gibi temel hak ve sorumluluklar açısından da kadının konumu erkekten farklı değildir. Kadın, yaratılış itibariyle erkeğe göre ikinci derecede bir değere sahip değildir. İlke olarak insanların en değerlisi, 'takvâda (güzel şeyler yapma ve kötülüklerden sakınma da) en üstün olanıdır' (el-Hucurât 49/13) Kurân-ı Kerim'de, farklı fizyolojik ve psikolojik yapıya sahip olan kadın ve erkekten biri diğerinden daha üstün veya ikisi birbirine eşit tutulmak yerine, birbirinin tamamlayıcısı kabul edilmiştir. (el-Bakara 2/187) 'Ben, erkek olsun, kadın olsun (ki hep birbirinizdensiniz) içinizden hiçbir çalışanın çalışmasını zayi etmeyeceğim. (Al-i İmran, 3/195) ve 'O'nun varlığının delillerinden (Allah'ın ayetlerinden) biri de kendileriyle kaynaşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır.' (Rum, 30/21) âyet-i kerimeleri, İslam'a göre kadının bir insan olarak asla ikinci sınıf olmadığını ifade etmektedir. Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim; 'Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz.' (Bakara, 2/187) beyanıyla da erkek ve kadının insan olarak birbirlerine olan ihtiyaçlarına açık bir şekilde dikkat çekmektedir. İslâm dininin kadına tanıdığı hakların değer ve önemini daha iyi kavrayabilmek için İslâm'dan önceki çeşitli toplum ve medeniyetlerde kadının durumu çok iyi değerlendirilmelidir. Kadının insan olup olmadığının, rûhunun bulunup bulunmadığının tartışıldığı, tamamen erkeğe tabi olduğu ve sürekli vesayet altında bulunduğu, hatta mirastan hisse alması bir yana, kendisinin bile miras malı gibi değerlendirildiği bir dönemde, yüce İslam dini; kadının da insan olduğunu beyan etmiş, mirastaki haklarını ortaya koymuş, onu sadece emir alan değil, yerine göre emir veren konumuna yükseltmiş ve kadını olması gereken yere koymuştur. Hz. Peygamberin; kadınlardan ayrıca biat alması ve bu hâdisenin Kur'an-ı Kerim'de açıkça yer alması, (Mümtehine, 60/13) İslam'a göre kadın iradesinin bağımsızlığını göstermektedir. İslam'a göre, bir insan olarak erkeğe tanınan temel insan hakları kadına da tanınmıştır. Buna göre hayat hakkı, mülkiyet ve tasarruf hakkı, kanun önünde eşitlik ve adaletle muamele görme hakkı, mesken dokunulmazlığı, şeref ve onurun korunması, inanç ve düşünce hürriyeti, evlenme ve aile kurma hakkı, özel hayatının gizliliği ve dokunulmazlığı, geçim teminatı gibi temel haklar bakımından kadınla erkek arasında fark yoktur. İslam'ın ilk yıllarında kadının her zaman hayatın içinde olduğu bilinmektedir. Kadınlar camiye gelirler, Peygamberimizin huzurunda oturur; belki bugün bile kadınların sormaya cesaret edemeyecekleri kendi özel durumlarıyla ilgili konuları hiç çekinmeden sorarlardı. Camide ibadetlerini yaparlar, Peygamberimizin konuşmalarını dinlerlerdi. Bu uygulama daha sonraki dönemlerde de devam etmiştir. Nitekim, Hz. Ömer bir hutbesinde kadınlara verilen mehirin yüksek oranlarda tutulduğunu, bunun miktarının azaltılması gerektiğini söylediğinde, mescitte bulunan kadınlardan birinin ayağa kalkıp; 'Allah'ın bize vermiş olduğu hakkı sen bizden alamazsın. Çünkü bu, Kur'an'da bulunan bir hükümdür' diye itiraz ettiği, Hz. Ömer'in de bu itiraz karşısında 'Allah'a şükürler olsun, benim halkımın arasında yanlışımı düzeltecek böyle kadınlar var' dediği tarihi kaynaklarda kayıtlıdır. Diğer taraftan yine Hz. Ömer döneminde 'Hisbe' denilen görevin, yani pazarlardaki düzen ve ahengi kontrol işlerinin bir nevi bugünkü anlamda 'zabıta' hizmetlerinin kadına verildiği tarihî bir vakıadır. İslam tarihine ve İslam ülkelerindeki uygulamaya bakıldığında, Peygamberimiz döneminde kadınlara tanınan hakların; geleneklerin din gibi algılanması ve kabul edilmesi gibi sebeplerin etkisiyle tedrici olarak azaldığı görülmektedir. Bu anlayışın etkisiyle bazı ülkelerde kadın; cinsel obje olarak değerlendirilmiş, horlanmış ve toplumdan tecrit edilmiştir. Bu uygulama asırlarca dünyanın her yerinde farklı din mensupları tarafından da benimsenmiştir. Yakın zamanlara kadar, bazı istisnalar dışında erkeklerle kadınlar medenî ve siyasî haklarda eşit değildi. Son yüzyıla kadar Batı toplumu kadın hakları konusunda kötü bir sınav vermiştir. Bugün kadın haklarının en fazla olduğu ülkelerde bile 18, 19. asra kadar; kadının ruhu var mı, insan sayılır mı, sayılmaz mı tartışmalarının yapıldığı bir realitedir. Netice itibariyle söylenecek şey şudur: İslam Dini'ne göre insan insana eşittir. Bu anlayışta kadın-erkek ayırımı kesinlikle söz konusu değildir. Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2006 HZ.Eyyüp (as)kendisine asi olan hanımını dövmeye karar verir.İyileşince Allah(cc) ayet indirir."Eline bir demet çimen sapı al ve onunla vur"(sad/44) sadece çimen sapı ne sopa nede başka bişey. Kocası onu tahkir edemez, onun hayat arkadaşı olduğunu unutmamak zorundadır, darılıp evinde yalnız bırakamaz. Erkeğin en hayırlısı, kadına en iyi davranandır. (Bk. Buhâri, nikâh 43; Müslim, fedâil 68) Hz. Peygamber en çok kime saygı, şefkat ve bağlılık göstermek gerektiğini soran bir sahabiye "anana" diye cevap vermiştir. Bu soru üç defa tekrar edilmiş, üçünde de aynı cevabı vermiş, ondan sonra kime sorusuna ise, "babana" demişlerdir. (5) Anne müslüman olmasa bile, çocukları üzerindeki saygınlığını korumaktadır. Buna şu hadiseyi örnek gösterebiliriz. Hz. Ebû Bekr'in kızı Esma'nın, babasından boşanmış ve müşrik olarak kalmış annesi, bir gün kızını görmeye gelmişti. Esma, Hz. Peygamber'e, 'Müşrik olan annem' bana geldi. Onunla görüşeyim mi?" dedi. Hz. Peygamber, "annenle görüş" buyurdu. (Buhârî, III, 142) Başka bir hadiste; "Cennet annelerin ayakları altındadır" buyurulur. (El-Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, Kahire, 1351/1932, I, 335, No: 1078) Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Ali İmran 14 İnsanlara; kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici mallarıdır. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır. 14. Züyyine lin nasi hubbüş şehevati minen nisai vel benıne vel kanatıyril mükantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil müsevvemeti vel en'ami vel hars* zalike metaul hayatid dünya* vallahü ındehu husnül meab mal مَتَاع;=Meta [Cogul] اَمْتِعَة eğlenme; eğlence; mal; varlık; eşya; bagaj; yük; Alıntı
Φ enkas Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Sevgili bilimselci arkadaşım nasılsın hatrını sorayım istedim..?? Birde soru sormuş olayım. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesini engelleyen ve yukardaki ahirzaman kardeşimin yazdıklarını bize öğütleyen kimdir..? Bizlere bizzat hayatında uygulayarak anlatan kimdir..? Etrafımda kadın hakları savunucularına bakıyorum...da. Kadını en çok onlar ticaret maksatı yapıyorlar. Reklamlarda vs yerlerde kullanıyorlar.. Her türlü reklamda kadınların kullanılıyor olmasını bence inceleyiniz..Ve lütfen ayetleri incelerken önceki söylediğim uyarıları dikkate alınız.. Görüşmek üzere bilimselci İnsanları yemekle içmekle, cinsellikle kandırmaktan kolay ne var... Hele de, bilgisi yeterince olmayınca... Hele de, arzularını ön planda tutan birisi ise... Şu tabloya bak... Erkekler için; Meyve bahçeleri(kuzu döner unutulmuş), şarap ırmakları, göğüsleri yeni kabarmış ergen kızlar... Beni bile özendiriyor(!)... İnansammı acaba, zararlı çıkmam(!)... Ya gariban bayanlar;... Birtakım vaadler ama muğlak... Erkekler kadar açık değil... Açık olsa, ortalık karışır... Burada da havasını aldı zavallılar... sayın bilimselci sizi temin ederim k, bir erkeğin yaradılışı çok kadınla birlikte olmaya müsait ken bunu isterken bir kadın(eğer ki ruhu fahişeleşmemişse)bir çok erkekle birlikte olmak istemez.çünkü erkekte fakr baskındır,yani ihtiyaçları için bir nokta-i istimdad arar,ama kadında acz baskındır,ve o asla bir sürü erkekle mutlu olamaz,sadece sonsuz korkularına karşı bir nokta-i istinad arar.bugün her hafta başka bir erkekle olan kadınlar mutlu mu sanıyorsunuz siz,bence asla değillerdir daha sonra tekrar yazacağım,şimdilik bu kadar.vesselam Alıntı
Misafir katre_a Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 veda hutbesinde kadınların erkekler tarafından cezalandırılabileceği yer alıyor.epeydir kafama takılan bişeydi bu.şefkat peygamberi diye nitelendirilmek ve bu ceza işi çelişmiyo mu.çelişmeyi es geçtik niye kadınları savunmak adına da aldatma konusunda kadınlar lehine bişey yer almıyo merak konum. peygamberimiz şevkat ve sevgi peygamberidir.... yazdıklarınıda şöle açıklamak istiyorum anne ve babalar çocuklarının kötülüğünü istemezler..ve onlara yaptıkları hataları bidaha yapmamaları konusunda çeşitli şekillerde yaptırım uygularlar ama bu onların sevgisiz veya şevkatsiz oldukları anlamına gelmez... demek istediğimi anlamışsındır umarım saygılar Lafa bak, hizaya gel... Şimdi islamcılar iz bırakmadan kadın dövmek için, Galiba kursalar açacaklar yakında bana kalırsa... sayın bilimselci anlık cevaplar yerine konuyu ve cevabı anlamaya yönelik bakarsan olaylara bişiler yakayalabileceğini düşünüyorum.... bazen sözler farklı farklı olsada temelde düşünce aynıdır...ve sende biliyorsunki burda kastedilmek istenen senin dışa vurduğun bişi değildir.... İnsanları yemekle içmekle, cinsellikle kandırmaktan kolay ne var... Hele de, bilgisi yeterince olmayınca... Hele de, arzularını ön planda tutan birisi ise... Şu tabloya bak... Erkekler için; Meyve bahçeleri(kuzu döner unutulmuş), şarap ırmakları, göğüsleri yeni kabarmış ergen kızlar... Beni bile özendiriyor(!)... İnansammı acaba, zararlı çıkmam(!)... Ya gariban bayanlar;... Birtakım vaadler ama muğlak... Erkekler kadar açık değil... Açık olsa, ortalık karışır... Burada da havasını aldı zavallılar... kadınlara vaad edilen hiç bişi yoku sence ...bilmselci benim bildiğim arayan öğrenen açıklayan insandır...eğer yorum yaptığın konu hakkıknda biraz bilgin olsaydı kadınlara verilen armağanların erkeklerinkinden farklı olmadığını görür ve bilirdin.aAllah katında erkek veya bayan ayrımı yoktur...cezalar da benzer ödüllerde benzer... ayrım veya değersizlik yok anlaşıldım sanırım Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Ali İmran 14 İnsanlara; kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici mallarıdır. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır. 14. Züyyine lin nasi hubbüş şehevati minen nisai vel benıne vel kanatıyril mükantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil müsevvemeti vel en'ami vel hars* zalike metaul hayatid dünya* vallahü ındehu husnül meab mal مَتَاع;=Meta [Cogul] اَمْتِعَة eğlenme; eğlence; mal; varlık; eşya; bagaj; yük; Müslüman arkadaşlardan kimse bu ayete cevap vermemiş.Bu ayette kadın mal olarak listelenelerin arasında geçiyor.Doğrumu sizce bayan arkadaşlar bu ayet ? Alıntı
Misafir katre_a Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Müslüman arkadaşlardan kimse bu ayete cevap vermemiş.Bu ayette kadın mal olarak listelenelerin arasında geçiyor.Doğrumu sizce bayan arkadaşlar bu ayet ? sevgili arkadaşım neden anlamadan bi yorum getirmeden kolayı seçip burda bu yazıyo diyip düşüncelerinizi şekillendiriyorsunuz ki... öncelikle şunu belirteyim bu dünyada kalıcı olan hiç bişi yoktur...herşey çürümeye ve yok olmaya mahkum dünyanın kendisi de dahil. burda anlatılmak istenen kadının mallar arasına konulması diil.geçiciliğidir.insanlara burda hiç bir şeyin kalıcı olmayacağı bişiler uğruna hayatlarını karatmamaları ve aşırı maddeci paranoyaklığa gidilmemesi gereği vurgulanmıştır.....bir kadın için,bir eşya için,veya herhangi birşey için kulluğunuzu aksatmayın öğüdü verilmiştir. aydınlatabildiysem ne mutlu Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 19 Kasım , 2006 Yo hayır anlamadım.Daha doğrusu sizin bir bayan olarak bunu kabullenmenizi anlamadım. sevgili arkadaşım neden anlamadan bi yorum getirmeden kolayı seçip burda bu yazıyo diyip düşüncelerinizi şekillendiriyorsunuz ki... öncelikle şunu belirteyim bu dünyada kalıcı olan hiç bişi yoktur...herşey çürümeye ve yok olmaya mahkum dünyanın kendisi de dahil. burda anlatılmak istenen kadının mallar arasına konulması diil.geçiciliğidir.insanlara burda hiç bir şeyin kalıcı olmayacağı bişiler uğruna hayatlarını karatmamaları ve aşırı maddeci paranoyaklığa gidilmemesi gereği vurgulanmıştır.....bir kadın için,bir eşya için,veya herhangi birşey için kulluğunuzu aksatmayın öğüdü verilmiştir. Kadın, insan değilmi ? Neden kadın, insanlara geçici bir mal gibi gösteriliyor ? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.