Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 name=' ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu' timestamp='' post=''][/b]TÜRLEŞME: YENİ TÜRLERİN OLUŞUMU ve TÜRLER ARASI İLİŞKİLER Tür Nedir? Tür Tanımları Üzerine... *** Başlarken; Yedi ayrı başlık altında işleyeceğimiz "TÜRLEŞME: YENİ TÜRLERİN OLUŞUMU ve TÜRLER ARASI İLİŞKİLER" yazı dizisinde, sizlere doğadaki türlerin nasıl tanımlandığından, türleşmenin nasıl gerçekleşebileceğinden ve doğada gözlenen bazı türleşme örneklerinden bahsedeceğiz. Bu yazı, tahminimizce sizler için çok önemli bir kaynak olacaktır. *** GİRİŞ: İlk olarak, tür tanımlarından bahsetmemiz gerekir. Çünkü doğa bilginleri ve biyologlar çok uzun yıllardır türleri tanımlamanın kolay bir yolunu aramışlardır. Ne yazık ki günümüzde hala türleri tanımlamak çok kolay bir iş değildir ve çok kapsamlı incelemeler gerektirmektedir. Ancak bu, bize aslında Evrim'in ne kadar güzel ve güçlü bir doğa gerçeği olduğunu gösterir. Günümüzdeki bazı türler, akrabalarına veya atalarına o kadar benzer ki ve bazı özellikleri de onları aynı gruba (türe) koymak için o kadar farklıdır ki, bu canlıları sınıflandırmak zorlayıcı ve hatta hararetli bilimsel tartışmalara sebep olabilir. Bu, Richard Dawkins gibi ünlü biyologların esasen hoşuna gider; çünkü dediğimiz gibi, gerçekten de türler arasındaki yumuşak geçişin, değişimin ve evrimin ispatlayıcısı bir niteliktedir. Yazının sonunda örneklerimize girdiğimiz zaman bu konuyu çok daha net anlayabileceksiniz. Şimdi, günümüze kadar yapılan tür tanımlarını sizlere tanıtalım. *** Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 name=' ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu' timestamp='' post=''][/b]TÜRLEŞME: YENİ TÜRLERİN OLUŞUMU ve TÜRLER ARASI İLİŞKİLER Tür Nedir? Tür Tanımları Üzerine... *** Türler Hangi Özelliklerine Göre Tanımlanırlar? Türlerin tanımını yapabilmek için türlerin neyi barındırdığını anlamak gerekir. Bu konu, Biyoloji dünyasında oldukça fazla tartışılmaktadır. Biyologlar tarafından kullanılmakta olan çeşitli tür tanımları vardır. Bunlar; ırksal, tipolojik, biyolojik/izolasyon, biyolojik/üreyici, tanıyıcı, morfolojik, ekolojik, mikrotür, kohezyon, genetik, paleontolojik, evrimsel, filogenetik ve biyosistematik tür tanımları olarak isimlendirilebilirler. Burada şu noktayı anlamak hayati önem taşır: Aslında bunlar her ne kadar bu şekilde çok farklı isimlerde gözükseler de, aslında birbirlerine yakın tanımlardır. Sadece, "tür" kavramını ele alışları farklıdır. Çoğu, hemen hemen her zaman benzer sonuçlar verirler. Sadece bazıları, kimi zaman bir türü tanımlamak için, diğerlerine göre daha kullanışlı olabilmektedir. Biz burada, aslında diğerlerinin bazılarını da içerisine katan ve gruplandırmayı kolaylaştıran dört tanesini inceleyeceğiz: ırksal tür tanımı, biyolojik tür tanımı, morfolojik tür tanımı ve filogenetik tür tanımı. Bunlarla ilgili daha ayrıntılı tanımlar için 1985 yılında Stuessy tarafından yazılan Kladistik Teori ve Metodoloji (Cladistic Theory and Methdology) isimli kitaba (ve benzerlerin) ve yazının sonuna eklediğimiz daha güncel kaynaklara bakabilirsiniz. Türlerin tanımlarına geçmeden önce, türlerin bilimsel isimlendirilmelerine bakmakta fayda vardır. *** Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 name=' ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu' timestamp='' post=''][/b]TÜRLEŞME: YENİ TÜRLERİN OLUŞUMU ve TÜRLER ARASI İLİŞKİLER Tür Nedir? Tür Tanımları Üzerine... *** Türlerin bilimsel isimlendirilmesi nasıl yapılır? Biyolojik olarak türler, çoğumuzun bir şekilde aşina olabileceği üzere, genellikle iki kelime ile isimlendirilirler. Bu sisteme, ikili isimlendirme (Binomial nomenclature) denir. Bu yöntemin bazı önemli kuralları vardır. Bunlara kısaca değinmemiz gerekirse: Kullanılan dil Latince olmak zorundadır. Her tür, iki kelime ile tanımlanır. Bu kelimelerden ilki, cins adını belirtir. İkinci kelimeye “belirleyici isim” adı verilir. İki kelime, birlikte “tür ismi”ni belirler. Yazılı kaynaklarda mutlaka eğik veya altı çizili olarak yazılırlar. Cins adının ilk harfi mutlaka büyük harfle yazılır. Sonraki isimlerin hepsi küçük harflidir. Kimi zaman, az sonra tanımlayacağımız “alt tür”leri belirtmek için üçüncü bir isim kullanılır. Bu kelime için de kurallar, “belirleyici isim” için uyulması gereken kurallarla aynıdır. İki örnekle üzerinden geçecek olursak: (Panthera tigris): Kaplan türünü tanımlar. (Panthera tigris altaica): Siberya Kaplanı’nı tanımlar. İki yazım da ikili isimlendirme kurallarına uygun olarak yazılmıştır. Bunu da öğrendikten sonra, tür tanımlarına giriş yapabiliriz. *** Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 name=' ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu' timestamp='' post=''][/b]TÜRLEŞME: YENİ TÜRLERİN OLUŞUMU ve TÜRLER ARASI İLİŞKİLER Tür Nedir? Tür Tanımları Üzerine... *** Irksal Tür Tanımı nedir? Irk, günlük dilde ve yakın geçmişte değişerek dilimize tamamen farklı olarak yerleşen anlamı aksine, Biyoloji'de bir tür dahilindeki genetik olarak pek fazla birbirine karışmayan, genetik ve morfolojik açıdan birbirine göreceli olarak benzeyen canlı gruplarına verilen isimdir. Biyolojik anlamıyla ırklar genellikle ekolojik olarak (yerel yaşam alanlarının farklılığından kaynaklanıyorsa) veya coğrafi olarak (aralarında coğrafi izolasyon varsa) birbirinden ayrılırlar. Bu şekilde farklı olan ırklar, eğer birbirlerinden gerçekten diğer ırklara göre çok fazla uzaklaşırlarsa, bu yeni ve farklı iki gruba Biyoloji'de "alt tür" denir. Alt türlerin farklı türler olmadığını kesinlikle belirtmekte fayda vardır. Örneğin Batı Bal Arısı, pek çok farklı coğrafi ırka ayrılır; ancak bunların hepsi aynı türe Apis mellifera'ya aittir. Doğa bilimciler, çevrelerinde gördükleri bitki ve hayvanları, bireysel olarak basitçe, birbirleriyle olan benzerliklerine göre gruplayabileceklerini düşünmüşlerdir. Doğada bulunan gruplara (bilimsel ismiyle taksonlara) bu benzerliklere göre isimler vermişlerdir. Bu tip taksonomilerin temelde iki ortak noktası vardır: Bunlardan ilki, üreme açısından (eşeysel) uyumluluk ve bireylerin devamlılığıdır. Basitçe: Köpekler köpeklerle çiftleşirler ve asla kedilerle çiftleşmezler! Bu, ırk tanımının temelini oluşturur. İkinci olarak, türler arasında çeşitlilik açısından bir süreklilik olmadığıdır. Yani türlere basitçe bakarak onları ayırt edebilirsiniz. (Cronquist 1988) *** Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 name=' ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu' timestamp='' post=''][/b]TÜRLEŞME: YENİ TÜRLERİN OLUŞUMU ve TÜRLER ARASI İLİŞKİLER Tür Nedir? Tür Tanımları Üzerine... *** Biyolojik Tür Tanımı Nedir? Son birkaç on yıldır, Biyoloji dünyasında genel geçer olarak kabul edilen tür tanımı, 'Biyolojik Tür Tanımı'dır (BTT). Bu tanım, türleri cinsel olarak üretken bir komünite olarak görür. BTT, belki de en çok bilim adamı tarafından geliştirilen ve kullanılan tanımdır. 'Biyolojik Tür Tanımı' yıllar içerisinde oldukça değişim geçirmiştir. İlk olarak, 1930 yılında Du Rietz tarafından; "...farklı ve sürekli olmayan biyotip kesintileriyle birbirinden ayrılan en küçük doğal popülasyonlar" olarak tanımlamıştır. Bu tanımda, çiftleşmeye karşı doğal bariyerlere üstü kapalı bir biçimde değinilmektedir. Ondan birkaç sene sonra, 1937'de ünlü Evrimsel Biyolog Dobzhansky, türleşmeyi; "... bir zamanlar gerçekten veya potansiyel olarak çiftleşen bireylerin, fiziksel olarak birbirleriyle çiftleşemeyecek hale gelmelerine sebep olan ve iki ayrı grup oluşturan evrimsel süreç" olarak tanımlamıştır. Bu, son derece sınırlandırıcı bir tanımlamadır. Daha sonraları, Dobzhansky de Mayr'ın tanımını kabul eder. Mayr, 1942'de türleri şöyle tanımlar: "...birbirleriyle gerçekten ya da potansiyel olarak çiftleşebilen ve bu tip diğer popülasyonlardan eşeysel olarak izole olmuş, doğada bir göreve (nişe) sahip olan doğal popülasyonlardır." Omurgalıları inceleyen zoologlar ve entomologlar için BTT en çok kabul gören tür açıklamasıdır. Botanikçiler ise bu tanımı kullanmakta zorlanırlar çünkü kara bitkileri, hayvanlara göre çok daha çeşitli üreme yöntemleri izlerler. Biyoloji'de sıklıkla karşılaşıldığı üzere, BTT için de pek çok istisna doğada bulunabilir. Bunlar için BTT ile uyumlu; ancak BTT ile sınıflandırılamayacak türleri de içerisine alan daha geniş tanımlar geliştirilmiştir. (Buna az sonra değineceğiz.) 'Biyolojik Tür Tanımı'nın uygulanabilirliği ve geçerliliği hakkında olduça sık eleştirilerde bulunulmuştur. (Cracraft 1989, Donoghue 1985, Levin 1979, Mishler and Donoghue 1985, Sokal and Crovello 1970) BTT'nin birkaç canlı grubuna uygulanması özellikle problemli görülmüştür. Bunların başında da, aralarındaki hibritleşme (farklı tür olarak görülen canlıların çiftleşmesi, at ve eşek gibi) miktarının fazlalığından ötürü, bitkiler gelir. (McCourt and Hoshaw 1990, Mishler 1985) Ayrıca Dünya'da pek çok cinsiyetsiz (aseksüel) popülasyon da vardır ve bunlar üzerinde 'Biyolojik Tür Tanımı' uygulanamaz. (Budd and Mishler 1990) Bunlara birkaç örnek olarak; zorunlu aseksüel olan rotiferleri, öglenoid flagellalıları, Oocystaceae'ye (coccoid yeşil algler) ait birkaç üyeyi, kloromonad flagellalıları ve bazı diatomları gösterebiliriz. Ayrıca, bilinen bazı cinsiyetli canlıların, cinsiyetsiz biçimleri de bilinmektedir. Örneğin, bazı arktik göllerde Daphnia'nın cinsiyetsiz popülasyonları bulunmaktadır. 'Biyolojik Tür Tanımı' bu türleri sınıflandırmada kullanılamaz. Aynı durum, prokaryotlar için de geçerlidir. Genler, prokaryotlarda bazı yollarla birbirlerine aktarılabilirler; ancak ökaryotlardaki gibi bir çiftleşme prokaryotlarda tanımlanamamaktadır. Önemli bir mikrobiyoloji ders kitabı, 'Biyolojik Tür Tanımı''dan bahsetmez bile. (Brock and Madigan 1988) 'Biyolojik Tür Tanımı'nın uygulanabilirliği, kendi kendini dölleyen (self-pollinate) kara bitkileri açısından da şüphelidir. (Cronquist 1988) Ancak kara bitkilerini tanıma dahil edecek bazı açıklamalar getirilebilmiştir. Bu gibi sebeplerden ötürü, 'Biyolojik Tür Tanımı' bazı bilim insanları tarafından eleştirilmektedir. Ne var ki, diğer yöntemlerle birleştirilerek kullanıldığında, 'Biyolojik Tür Tanımı' en çok canlıyı bir seferde birbirinden ayırabilen açıklama olarak karşımıza çıkmaktadır. (Buna, diğer iki tanımımıza da değindikten sonra döneceğiz.) *** Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 name=' ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu' timestamp='' post=''][/b]TÜRLEŞME: YENİ TÜRLERİN OLUŞUMU ve TÜRLER ARASI İLİŞKİLER Tür Nedir? Tür Tanımları Üzerine... *** Morfolojik (Fenetik) Tür Tanımı Nedir? 1988 yılında Cronquist, Biyolojik Tür Tanımı'na alternatif olarak bir tanımlama geliştirdi ve türleri şu şekilde tanımladı: "... sıradan yöntemlerle birbirlerinden ayırt edilebilen ve ayrı olan en küçük canlı grupları." Bu tanım oldukça pratiktir; ancak bazı çok kritik ve temel hataları beraberinde getirdiği için Biyolojik Tür Tanımı'ndan daha kötü; ancak onu destekleyen bir tanım olarak görülmelidir. Pratikliği, Cronquist'in "sıradan yöntem" olarak belirttiği tanımlama yöntemlerinin ucuzluğu ve hızından kaynaklanmaktadır. Örneğin bir bitki bilimci (botanist) için bir kapalı tohumluyu incelemek için gereken "basit yöntem" bir büyüteçtir. Bir entomolojist için ise ayrıştırıcı (dissecting) mikroskop yeterli olacaktır. Diatomlar üzerinde çalışan bir (Algı bilimci) fikolojist içinse elektron mikroskobu "sıradan yöntem" olacaktır. Bu tanımın bir diğer kolaylaştırıcı tarafı, cinsel ilişkileri hesaba çok fazla katmamasıdır. Ancak bu nokta, belki de tanımı güvenilirlikten tamamen çıkaran noktadır. Buna az sonra geleceğim. Son olarak, morfolojiyi gözlemek oldukça kolaydır. Bu da, onu yine pratik ama güvenilmez yapan bir diğer noktadır. Morfolojik Tür Tanımı'na göre bir örnek olarak şu verilebilir: Bir bakışta bir tavuk ile bir ördeği birbirinden ayırabiliriz. Bu sebeple, bunlar farklı türlerdir. Aslında morfolojik sınıflandırma Cronquist'ten çok önce, Carl Linneus (Carl von Linné) isimli ve "sınıflandırmanın babası" olarak tanınan bilim insanına kadar gider. 1700'lerin başında yaşamış olan Linneus, ilk defa canlıları dindar kesimin yaptığı gibi Tanrılara olan yakınlıktan (Tanrı -> Melekler -> Şeytanlar -> Erkekler -> Kadınlar -> Hayvanlar -> Bitkiler -> Cansızlar gibi) çıkararak, biyolojik olarak yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu amaçla kolları sıvayan Linne, çok kapsamlı bir sınıflandırma yapmıştır. Sınıflandırmasında en çok morfolojik özelliklere önem verdiği için, Linne, Morfolojik Tür Tanımı'nın mucidi olarak düşünülebilir. Ancak, Linne ve diğer morfolojiye göre sınıflandırma yapanları tuzağa düşüren çok önemli bir biyolojik olgu vardır: Cinsel iki-biçimlilik (sexual dimorphism). Bazı canlıların erkekleri ile dişileri birbirinden tamamen farklıdır ve sadece morfolojiye bakarak sınıflandırma yapan bir bilim insanı, ciddi bir biçimde hataya düşecektir. Linne ve diğerleri de bu hataya düşmüşlerdir. Linne, Agelaius phoenicus isimli bir türün erkeği ve dişisini yanlışlıkla farklı türler olarak tanımlamıştır. Halbuki bu canlıların tek özelliği, erkek ile dişisinin birbirinden tamamen farklı olmasıdır. Bu şekilde yola çıkan bir bilim insanı, uzun saçlı insanları bir tür, kısa saçlı insanları bir diğer tür olarak tanımlayabilecektir. Böylece, insanların kadını ve erkeği farklı türler olacak; üstelik uzun saçlı bir erkek, kadınlar türünden sayılabilecektir. Günümüzde bu tip kargaşalara sebebiyet vermemek açısından, Morfolojik Tür Tanımı oldukça geliştirilmiştir. Örneğin günümüzde bu tür tanımını kullanan bilim insanları, canlıları farklı türler olarak değerlendirmeden önce, kromozom sayılarına, kromozom morfolojilerine, hücre yapılarına, ikincil metabolitlerine, yaşam ortamlarına ve bazı diğer özelliklere de bakmaktadırlar. Bu açılardan güçlendirilen Morfolojik Tür Tanımı sayesinde, çok daha ayrıntılı tanımlar yapılabilmektedir. *** Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 name=' ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu' timestamp='' post=''][/b]TÜRLEŞME: YENİ TÜRLERİN OLUŞUMU ve TÜRLER ARASI İLİŞKİLER Tür Nedir? Tür Tanımları Üzerine... *** Filogenetik (Kladistik) Tür Tanımı Nedir? Sonuncu ve diğer tüm tanımları tek bir çatı altında başarıyla toplayan tür tanımı, 'Filogenetik Tür Tanımı'dır ve Evrimsel Biyoloji'nin gelişmesi ve Evrim Kuramı'nın anlaşılmasıyla birlikte gelişmiştir. Bu noktada, Evrim'in bilimi geliştirmedeki önemini bir kere daha görebilmekteyiz. 'Filogenetik Tür Tanımı'da oldukça eskiye, 19. yüzyılın büyük biyologu Ernst Haeckel'a dayanır. Günümüzdeki teknikleri kullarak tanımı ayrıntılı bir hale getiren isim ise 1992 yılında konuyla ilgili makalesini yayınlayan Baum'dur. Baum, tür tanımını aşağıdaki iki temel noktada toplar: Bir tür, belirli bir ayırt edici özellik açısından fark taşıyan en küçük canlı grubudur. Bu karakter; morfolojik, biyokimyasal veya moleküler olabilir; ancak mutlaka üreyici (reproductive) kaynaşık birimler içerisinde sabit olmalıdır. Üreyici süreklilik, Biyolojik Tür Tanımı'nda olduğundan farklıdır. 'Filogenetik Tür Tanımı'na göre farklı türler birbirleriyle çiftleşebilirler. Üreme açısından birbiriyle uyumlu olmayan bireyler farklı türler sayılmak zorunda değildirler. Ancak farklı türler; genel olarak birbirlerinden çok farklı oldukları için, üreme özellikleri de bu farklılaşma sürecinde değişmiş ve birbirleriyle üreyemez hale gelmişlerdir. Bir tür, monofiletik olmak (bir türden farklılaşarak meydana gelen tüm türlerle birlikte, bu ata türü de içerisine alan biyolojik sınıflandırma birimi, de Queiroz and Donoghue 1988, Nelson 1989); yani atadan en az bir özellik almış olmak ve kendisine ait, sonradan kazanılmış bir veya daha fazla özelliğe sahip olmak zorundadır. Bazı durumlarda 'Filogenetik Tür Tanımı'da işe yaramayabilir; fakat günümüze kadar tanımlanmış ve en çok canlıyı birbirinden ayırmak için kullanılabilecek en etkili yöntem 'Filogenetik Tür Tanımı'dır.. *** Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 4 Mayıs , 2012 name=' ODTÜ Biyoloji ve Genetik Topluluğu' timestamp='' post=''][/b]TÜRLEŞME: YENİ TÜRLERİN OLUŞUMU ve TÜRLER ARASI İLİŞKİLER Tür Nedir? Tür Tanımları Üzerine... *** Günümüzde türler nasıl birbirinden ayırt edilmekte ve tanımlanmaktadır? Günümüzde bilim insanları oldukça titiz çalışmaktadırlar ve teknolojiden sonuna kadar faydalanmaktadırlar. Bu sayede, yeni bulunan bir canlı veya bilinen canlılar üzerinde çok ayrıntılı analizler yapılabilmektedir. Genetik ve moleküler biyoloji alanında yapılan hızlı gelişmeler, çok etkili bir şekilde canlıların genetik haritalarının çıkarılmasını ve modern yöntemlerle farklı genetik haritaların kıyaslanabilmesini sağlamaktadır. 'Biyolojik Tür Tanımı'nın belirlediği sınırlar ile 'Filogenetik Tür Tanımı'nın kattığı esneklik, genetik ve moleküler çalışmalarla birleştirildiğinde, çok doğru ve ayrıntılı tür tanımları yapabilmemize olanak sağlamaktadır. Yani bilim insanları, bir türü belirlemek için, günümüzde tek bir yönteme değil pek çok yönteme başvurmaktalardır. Bu sayede çok net sonuçlara ulaşabilmekteyiz. Genetik çalışmaların tür sınıflandırmalarında çok önemli faydaları vardır: Örneğin sadece 5386 baz çiftine sahip olan Phage Φ-X174 isimli bir virüsün DNA'sını kodlamak 2 sene sürmüştür. Bazı engeller de göz önüne alındığında, 3.200.000.000 (3 milyar 200 milyon) baz çiftine sahip olan Homo sapiens türünün genomu 15 seneden uzun bir sürede çözülebilmiştir. İnsan, sanıldığının aksine en büyük genoma sahip canlı değildir. Pieris japonica isimli bir bitkinin 150 milyar, Polychaos dubium isimli bir amibin (protista türü) ise 670 milyar baz çifti bulunur. Bunların genomları da uzun yıllarda çözülebilmiştir. Günümüzde, bu canlıların genetik haritaları birkaç hafta ile birkaç ay arasında çözülebilmektedir. Şu anda üzerinde çalışılmakta olan bir teknoloji sayesinde, genomun çözülmesinin 8-10 dakikaya kadar indirilmesi beklenmektedir. İşte bu ayrıntılı yöntemler (bunların en önemlisi de PCR denen Polymerase Chain Reaction denen bir tepkimedir) sayesinde, genetik haritlar yoluyla canlıların birbirlerinden farklılıkları ortaya konulmakta ve türler tanımlanmaktadır. Bu tanımlar, çoğu zaman 'Biyolojik Tür Tanımı'na uygun bir biçimde birbiriyle üreyemeyecek kadar farklı canlıları farklı türler olarak ortaya koymakla birlikte, bu güncel olmayan tanımın karşılaştığı zorlukları da yenebilmektedir. Ayrıca bir tür tanımlanırken, canlının morfolojik özellikleri ve fenotipik karakterleri de hesaba katılır. Bunun ötesinde ekolojik durumu, nişi, organlarının yapısı gibi özellikler de hesaba katılır. Tüm bu araştırmalar, genetik özelliklerle birleştirilerek türler tanımlanır. İşte bu çalışmalar sonucunda, türler birbirinden ayrılabilmekte ve Filogenetik Ağaçlar (bizim tanımımızla Evrim Ağacı) inşa edilebilmektedir. Günlük yaşantımızda, farklı türleri ayırt edebilmek için basitçe çiftleşebilmelerine bakmamız yeterlidir. Ancak şunu aklımızdan çıkarmamalıyız: Birbiriyle çiftleşemeyen türler çok büyük bir ihtimalle farklı türlerdir; ancak birbiriyle çiftleşebilen türler birbiriyle aynı tür olmak zorunda değildir! Bir sonraki TÜRLEŞME (2): "Türleşme Nedir? Farklı Türler Nasıl Oluşur? Allopatrik Türleşme Ne Demektir?" konu başlığında, türleşmenin nasıl olduğunu ve canlıların birbirinden nasıl farklılaştığını inceleyeceğiz. *** Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.