Admin ™ Admin Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2012 Admin Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2012 Ekrem Bora hayatını kaybetti Türk sinemasının ünlü oyuncusu Ekrem Bora hayatını kaybetti. Bora, nefes darlığı şikayetiyle bir süredir Florance Nightingale Hastanesi'nde tedavi görüyordu. Ünlü oyuncunun cenazesinin salı günü toprağa verileceği öğrenildi. Ekrem Bora Gerçek adı Ekrem Şerif Uçak (7 Mart 1934, Ankara) İlkokuldan sonra, Sultanahmet Devlet Basımevi Kursu'nu bitirerek mürettip ve mücellit diploması alan sanatçı, 1953 yılında Yıldız Dergisi'nin açtığı sinema artist yarışmasına katılıp birinci olmasına karşın, film çeviremeden askere gitti. Askerlik dönüşü ilk filmi olan "Alın Yazısı"nı çevirdi (1955). İki yıl aradan sonra tekrar sinema filmlerinde rol almaya devam eden sanatçı, ilerleyen yaşına rağmen dizi filmlerde oynamayı sürdürdü. Ödülleri 1966 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü, Sürtük 28. Antalya Film Şenliği, 1991, En İyi Erkek Oyuncu, Soğuktu Ve Yağmur Çiseliyordu Duyunca üzüldüm... Tarihle yan yana giden bir karekterdi.... Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2012 Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2012 Mekanı Cennet olsun... Alıntı
Φ dennise Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2012 Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2012 Allah rahmet eylesin bir erkege kibarlik bu kadar yakisabilirdi Alıntı
Φ tülvent Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2012 Gönderi tarihi: 2 Nisan , 2012 Kendi halinde, işini yapan, gidişi ile üzen sevgili Ekrem Bora... Mekanın cennet olsun! bir röportajdan alıntıyı paylaşmak gerekirse : "...türk sinemasında senaryo diye bir olay yoktur. gündelik yazılır. emprovize yani... tabi, gayet tabii. ben hayatımda senaryo okumadım. samimi söylüyorum. şimdi yapımcılar çok aşina olduğumuz insanlar. ben derim ki anlat bakalım bana, bu hikaye benlik mi yoksa ahmetlik mi? nedir yani? ona göre konuşalım. sizlik dediğiniz nasıl oluyor? sert, haşin karakterler. gang hikayeleri falan. öyle şeyler geliyordu. jön prömiyer olmadım hiç. göksel arsoy öyledir mesela. o türk sinemasında çok büyük bir çığır açmıştır. bunu kabul etmek lazım. genç kızlara hitap etmiştir. gerçi biz de hitap ediyorduk ama zaman aşımına uğramıştık. gerçek anlamda gençlere ilk hitap eden odur. sinemanın öyle bir anında göksel çıktı ki parlak yüzlü bir çocuktu. e genç kızların ilgisini uyandırdı tabiatıyla. siz ise hep sizlik filmlerde oynadınız... evet ben hep benlik filmlerde oynadım. yani ne ikinci rol oynadım ne de jön prömiye oynadım. geliyorlardı, anlatıyorlardı, dinliyordum. eğer kafama uygunsa tamam diyordum, değilse başka birine bırakıyordum. peki kaç film yaptınız? valla geçen gün şöyle bir kendimi zorladım. şöyle bir sayayım filan dedim. unuttuklarım filan oldu. 200'ün üstünde. marlon brando sekiz tane yapmış hatırladığım kadarıyla. bunun yanında biz o kadar enteresan hadiselerle karşılaştık ki... üç günde film bitiyordu. rejisör cin gibi bir adam olursa, mesela semih evin gibi bir adam olursa bitiyordu film. hiç unutmam ayşe kız diye bir film. ne biçim isim bu diyordum ben. üç gün çalıştık gayet iyi.. fakat o kadar enteresan ki, şimdi sabah rejisör filme çağırıyor, yalnız sen diyor iki tane de değişik kostüm getir, kravat getir diyor. peki diyoruz getiriyoruz. 1500 metre film çekiliyor. böylece iki film çıkıyor üç günde. ...hayır benzemiyor, alakası yok. mesela birisi ayşe kız'dı. o böyle köyümsü bir hikaye. öbürü ise tamamen farklı böyle vurdulu kırdılı bir hikaye. biz film çekilirken uyanmıyoruz. söylemiyorlar. sahneleri bağdaştıramıyoruz diyoruz ama söylemiyorlar. biz de bir film parası alıyoruz. böyle üç film çekildiği de oldu. sonra biz diyoruzki sanatçıyım film yaptım... böyle filmcilik mi olur yani.." (ayşegül sönmez/deniz kutlukan: "ekrem bora: "motor sesini hala arıyorum", negatif, şubat 1998, sayı : 38, s.62-65.) Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.