Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 30 Mart , 2012 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2012 Bundan 40 yıl önce Tokat Kızıldere'de öldürülen Mahir Çayan ve dokuz yoldaşıı bugün Taksim ve yurdun dört bir yanında yapılan yürüyüşlerle anıldı. “Direnişin ve dayanışmanın tarihi onurumuzdur” “Direnişin ve Dayanışmanın Tarihi Onurumuzdur” ve Mahir Çayan pankartları arkasında Taksim’den başlayan yürüyüş boyunca “direnişin tarihi onurumuzdur” sloganları atıldı. Galatasaray Meydanı'nda sonlanan yürüyüşün ardından Mustafa Atalay ortak basın açıklamasını akudu. Kızıldere’nin devrimciler için her zaman onurlu bir mücadele tarihi olduğunu vurgulayan Atalay, On’lar Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamını engellemek için yola çıktıklarını hatırlattı. “On’lar baş eğmez kültürün sembolü oldular” “On’lar, Türkiye toplumunda baş eğmez bir devrimcilik kültürünün yerleşmesinin bugüne dek sembolü oldular” diyen Atalay, Mahir’in fotoğrafını evine asanların, kitabını okuyanların ve On’ları ananların, devletin çeşitli baskılarıyla karşılaştığı bugünlerde Kızıldere’nin anlamının daha da önem kazandığını ifade etti. Kızıldere’nin devrimci dayanışma örneği olduğunu vurgulayan Atalay, siyasi iktidarın tüm devrimci değerlere saldırdığı bugünlerde devrimci dayanışmayla tarihlerine bir kez daha sahip çıktıklarını söyledi. Kızıldere’nin yıldönümünde, direnişe ve dayanışmaya sahip çıktıklarını belirten Atalay, özgürlük, adalet, eşitlik ve kardeşlik yolunda mücadele etmeye devam edeceklerini dile getirdi. Ankara'daki anma ise Mahir Çayan'ın mezarı başındaydı. Yapılan basın açıklamaları ve sloganlar sonrasında yarım sigara bırakıldı. Yarım içilen sigara hiç bitmeyecek hayatlarını da simgelemekte. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 4 Nisan , 2012 MAHİR ÇAYAN VE ARKADAŞLARI CEZAEVİNDEN NASIL KAÇTI. Mahir’lerin Kızıldere’de yakalanmasından önce, Maltepe Cezaevi’nde yatarken arkadaşları ile büyük firara giden yolda tünele ilk çekici vuran Oktay Kaynak, cezaevindeki arkadaşları ile anlatılması mümkün olmayan bir bağla bağlı olduklarını, bir daha öyle bir dostluğu göremediğini ve yaşamadığını belirtti On’ları Kızıldere’ye götüren sürecin başlangıcı, Maltepe Cezaevi’nden firar edişleri…Kırk yıl sonra İzmir’de konuşan Mahir Çayan’ın, Cihan Alptekin’in, Ulaş Bardakçı’nın Ömer Ayna’nın ve Ziya Yılmaz’ın cezaevi arkadaşı Oktay Kaynak, belki de ilk defa duyduğumuz şeyleri son kez söylediğini açıkladı. Mahir’lerin Kızıldere’de yakalanmasından önce, Maltepe Cezaevi’nde yatarken arkadaşları ile büyük firara giden yolda tünele ilk çekici vuran Oktay Kaynak, firar öncesini, tünelin kazılışını ve Mahir’ler ile geçirdikleri dönemi İzmir TAKSAV’ın düzenlediği söyleşide anlattı. Maltepe’den kaçma fikrini ilk defa Cihan Alptekin’e açtığını söyleyen Kaynak, Cihan’ın ise kendisine “Nasıl yaparız nasıl olur? Bir tık yapsak duyuyorlar. Bir çekiş sesi bile firar suçuna girer, ya beceremezsek?” dediğini onun ise “Zaten içerideyiz ne olacak deneyelim” deyip ikna ettiğini ve sürecin böyle başladığını söyledi. TÜNELDEN AÇTIĞIM BİR DELİKTEN YILDIZLARI SEYREDİYORDUM Anlatırken duygulanan Oktay Kaynak “Tünel kazmamızı istemeyenler oldu, ama ben bir başlarsak inananların çoğalacağını düşünüyordum. Sonunda insanlar ikna oldu ve çalışmalara başladık. Bir arkadaşımızdan bize ısrarla çekiş getirmesini istedik, sapını birinden ucunu birinden getirttik. Sonra tuz ruhu istedik, o da geldi. Bizim kaldığımız koğuş eski bir çay ocağıydı ve kendine ait bir tuvaleti vardı. Sadece bizim koğuş kullanıyordu. Temizlik bahanesi ile istediğimiz tuz ruhu ile yerdeki betonu çürütüp, çekiş ile de kazmaya başladık. (Cezaevi yönetimi “Amma da titiz mahkumlar geldi” diyordu bizim koğuştakiler için.) Tünelden çıkardığımız toprakları tuvalete atıyor, cebimizde havalandırmalarda dışarıya bırakıyorduk. Bir süre sonra bunlar yetmedi ve yastıklarımızı, yorganlarımızı doldurmaya başladık. Sürünerek gidebileceğimiz büyüklükte bir tünel kazmıştık, içinde ampulümüz vardı. Tünelde yönümüzü doğru tespit etmek için bir de yön haritası yapmıştık, ondan yararlanıyorduk. 17 METRELİK TÜNELİ 4 AYDA KAZDILAR 17 metrelik tüneli üç dört ay gibi bir sürede kazdık. Kazma sürecinde böbreklerimi üşüttüm, daha sonra ameliyat oldum. Tünelin bir yerinden yukarıya küçük bir delik açtım ve oradan bir yıldızı seyrediyordum, yıldız başka bir yıldızdı. Tüneli kazarken Cihan Alptekin’e “Bu bir firar değil, bir eylem. Böyle bir eylem bekli de bir daha hiç olmayacak’’dedim. “Bu eylem kitleleri çok etkileyecek ve bize olan güvenlerini artıracak’’ dedim. Firardan 1-2 hafta önce kaçan 5 kişiye ilaveten ben de onlarla birlikte kaçmak üzere tünele girdim. Ama tünelin ağzını açmayı yetiştiremedik. Bir moral bozukluğu oldu. O arada da bizim İstanbul’daki arkadaşlarımız yakalandı. Bizim saklanabileceğimiz yer kalmadı. Mahir’in grubu da iki kişiden fazla saklayamayacaklarını söylediler ve ben içeride kaldım. Kendimi Deniz’in söylediği gibi bilime adadım, antrolopoji ile uğraştım, hala da uğraşıyorum. “TÜNELİN UCUNDAN İÇERİ KEDİ SALDILAR” Firarın ertesi günü akşama kadar koğuşa kimseyi sokmadık. İsyan çıkardık, kapılara ranzaları koyduk, arkadaşlarımıza zaman kazandırmak için ertesi gün akşama kadar direndik. Bizim ile arası iyi olan bir askeri göndermişlerdi öğrensin diye ama o da öğrenemeden gitti. Askerin birinin ayağı tünelin ucundan içeri düşünce firar olduğunu anladılar. Tünelin sonunun nereye çıktığını anlamak için içine kedi salmışlardı. Tünelin ağzına tüm kirli çamaşırlarımızı tıkadığımız için ilk önce anlayamadılar. Koğuşa gelen Sıkı Yönetim Ordu Komutanı Faik Türün yanında müdürler ile koğuşa geldi. İsimler saymaya başladı, ‘’Cihan Alptekin, pırrr’’, “Mahir Çayan, pırrrrrr” dedi. Firar böylece ortaya çıkmış oldu” şeklinde anlattı. Her sorunun mutlaka bir çözümü olduğunu düşündüğünü, o soruna uyacak onunla örtüşecek bir uygulamanın varlığına inandığını söyleyen Kaynak, “Her cezaevinden kaçılabilirdi” dedi. Firarın gerçekleştiği günü de anlatan Oktay Kaynak, Mahir Çayan’ın “Beni kesin asarlar, ben gideyim” dediğini ve iki defa kendisi de dahil kaçmayı düşündüklerini ancak her seferinde tünelin çıkışında bir sorun çıktığını ve kaçamadıklarını söyledi. VEDALAŞAMADILAR Cihan Alptekin’den bahsederken her seferinde gözleri dolan Kaynak, Cihan’ın çok umut dolu bir insan olduğunu ve sanki kemiklerinin bile mezarında hala durduğuna inandığını ifade etti. Mahir Çayan’ın son aylarda kendi koğuşlarına geldiğini ve o nedenle kendisi ile sadece üç dört ay kadar kalabildiğini söyleyen Kaynak, cezaevindeki arkadaşları ile anlatılması mümkün olmayan bir bağla bağlı olduklarını, bir daha öyle bir dostluğu göremediğini ve yaşamadığını da sözlerine ekledi. Cihan Alptekin, Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Ömer Ayna ve Ziya Yılmaz ile firar öncesi vedalaşamadıklarını söyleyen Kaynak, onlar ile yaşadığı günleri unutamayacağını söyleyerek söyleşisini sonlandırdı. BİR DEVRİMCİ DAYANIŞMA ÖRNEĞİ Söyleşimin sonraki bölümünde konuşan Oğuzhan Müftüoğlu Maltepe cezaevinden kaçan Mahir Çayan ve arkadaşlarının Ankara'ya gelişlerini anlattı, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını engellemek için yaptıkları çalışmalardan örnekler verdi. Kendisinin yakalanmasından sonra Ankara'da eylem yapma olanaklarının kalmaması nedeniyle Karadeniz'e geçen Mahir Çayan ve arkadaşlarının, Ünye radar üssündeki İngilizleri kaçırmaları sonrasında Kızıldere'de katledilmeleriyle Türkiye'deki devrimci hareketin bir döneminin sona erdiğini anlattı. Oğuzhan Müftüoğlu, Kızıldere eyleminin bir yanıyla çok değerli arkadaşlarını kaybetmelerine karşılık, sonraki dönemin devrimci ruhunun oluşumunda büyük bir rol oynadığını ve çok büyük bir devrimci dayanışma örneği teşkil ettiğini söyledi. OKTAY KAYNAK KİMDİR? THKO davasından 9 yıl ceza alan Oktay Kaynak, sırası ile Maltepe, Selimiye ve Niğde Cezaevlerinde yattı. Şimdi Urla'da yaşayan 62 yaşındaki Kaynak'ın Deniz Cihan adından bir kızı var. Cezaevinde iken aradığı sorulara cevap bulmak için deneyler yapan Kaynak, bu yolda ilerleyerek antropoliji ile ilgilenmeye başladı. Konferanslar veren, sempozyumlara ve uluslar arası toplantılara katılan Oktay Kaynak, cevaplarını aradığı soruları sormaya devam ediyor. Gülsen Candemir/BirGün Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.