Φ assolist Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2006 ben de bir yürüme engelli birey olarak bu engelle hayata ve kur,an-ı kerim de buyurulduğu gibi Allah ın ipine sıkı sıkı sarılıyorum hamd ve sabırla bu engel bana Allah tarafından verilmiş bir nurdur ve bence en büyük engel Allah ın bizlere verdiği bütün güzelliklerin farkına varamamak ve şükretmemektir Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2006 ben de bir yürüme engelli birey olarak bu engelle hayata ve kur,an-ı kerim de buyurulduğu gibi Allah ın ipine sıkı sıkı sarılıyorum hamd ve sabırla bu engel bana Allah tarafından verilmiş bir nurdur ve bence en büyük engel Allah ın bizlere verdiği bütün güzelliklerin farkına varamamak ve şükretmemektir Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 9 Eylül , 2006 ve bence en büyük engel Allah ın bizlere verdiği bütün güzelliklerin farkına varamamak ve şükretmemektir Alıntı
Φ cecile Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 16 Eylül , 2006 Haklısınız engelli arkadaslarımıza acıyarak ya da küçük görerek deil de bizim de bu duruma gelebilme ihtimalimizi düsünerek yaklaşmalıyız. ama insanlarımız malesef ki bu tür konularda çok duyarsız ve kaba! Ben engelli deilim bana ne diyen insanlar bile var Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 23 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 23 Eylül , 2006 arkadaşlar bana kızmayın lütfen ama bu resimleri koymanızın ne gibi bir katkısı var onu anlayamadım..bakanlar acıyıp geçicek yada en fazla yine ACI bir tebessümle bakılacak.insanımızda ne yazıkki engelliye bakış değişmiyor ve değişmeyecekde,sokağa bir engelli arkadaşınızla çıkın ve olanları seyredin lütfen.....pek çoğu zaten bu yüzdende sokağa çıkamıyorlar eve mahkum bir hayat yaşıyorlar. ARKADAŞLAR LÜTFEN YOLDAN GEÇEN BİR ENGELLİ GÖRDÜĞÜNÜZDE UZAYLI GÖRMÜŞ GİBİ DURUP SEYRETMEYİN Alıntı
Φ marti_name Gönderi tarihi: 23 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 23 Eylül , 2006 arkadaşlar bana kızmayın lütfen ama bu resimleri koymanızın ne gibi bir katkısı var onu anlayamadım..bakanlar acıyıp geçicek yada en fazla yine ACI bir tebessümle bakılacak.insanımızda ne yazıkki engelliye bakış değişmiyor ve değişmeyecekde,sokağa bir engelli arkadaşınızla çıkın ve olanları seyredin lütfen.....pek çoğu zaten bu yüzdende sokağa çıkamıyorlar eve mahkum bir hayat yaşıyorlar. ARKADAŞLAR LÜTFEN YOLDAN GEÇEN BİR ENGELLİ GÖRDÜĞÜNÜZDE UZAYLI GÖRMÜŞ GİBİ DURUP SEYRETMEYİN sevgili frozen abla bilmem farkettin mi burdaki resimlerin büyük bir bölümünü ben ekledim ve eklerken dikkat ettiğim şey resimlerdeki insanların hayatı yakalayışları oldu.tabii aksi olanlarda var. bu bölümü ben açtırdım adminden rica ederek.çünkü insanları bilgilendirmek istedim.yoksa bende biliyorum şu forumda 100 kişi varsa 90'nı girmiyo bu bölüme. belki bu resimlere bakarak neler varmış dünyada diyerek uzaylı görmüş gibi bakmakdan vazgeçilir... saygılar... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2006 sevgili martı amacım yermek değil asla ,duyarlı ve düşünmüş olman bile senin bu konuya bakışını gösteriyor zaten.ben kendi adıma sana teşekkür ederim.ama değişen bir şey yok değilmi,engelliler hakkında konuşacak hiç bir şeyimiz yok yine fotoğraflara bakarak seyrediyoruz en fazla ve dediğin gibi kimsenin pek umrundada değil.tepkim bunlaraydı asla resimleri koyup katkıda bulunan arkadaşlara değil. sevgiler Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2006 Bu ayıp bize yeterde artar bile. Marti ve frozen konuya hassasiyet göstermişler. Ama nedense hiçbirimiz bu insani konuyu dikkate almamışız. Bütün insanlar birer engelli adayıdır bu çok doğru.Yarın hayat bize ne getirecek ne götürecek hiçbir hesabımız yok.Ve olsada zaten pek yapabileceğimiz bir şey yok.Ancak birşey var yapılabilecek.Engelli kişilerin dostluğunu ve onların arkadaşlığını kazanabiliriz.Çünkü bende bir engelli kadar yalnız hissediyorum bu keşmekeş dünyanın içinde kendimi.... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2006 Ancak birşey var yapılabilecek.Engelli kişilerin dostluğunu ve onların arkadaşlığını kazanabiliriz.Çünkü bende bir engelli kadar yalnız hissediyorum bu keşmekeş dünyanın içinde kendimi.... Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2006 Sizin bu asil duruşunuz karşında gerçekten utanç içindeyim. Negüzel sizleri tanımak.Ne güzel sizinle aynı forumdaki havayı solumak. Size ne kadar teşekkür etsek azdır... Alıntı
Φ Leviathan Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2006 Bu durumda olanlara Allah sabır versin,yanlış bi cümle kurmak istemiyorum ama ben eğer bu durumda olsam mutlu olabileceğimi sanmıyorum.Gerçekten takdir ediyorum böyle insanları Alıntı
Φ siyahx Gönderi tarihi: 30 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 30 Ekim , 2006 Engellilerin her zaman yardıma muhtaç olduğunu, kendi ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayamadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Onlar; işitme, görme ve bedensel engelli; ama hepsi birer anne…Çocukları da kendilerinin aksine sağlıklı. Hiç merak ettiniz mi bir engelli anne bebeğini nasıl büyütür, hayata nasıl hazırlar? Onlar, engellerine rağmen engelleri aşan anneler. Geceleri uyuyamayan minik bebekler anne babalar arasında hep şikâyet konusudur. Uykunun en tatlı yerini bölen bir bebek hıçkırığı özellikle de annelerin kâbusudur aslında. Hele bir de her gece defalarca tekrarlanıyorsa… Bebeklerin zamanlı zamansız ağlaması genelde ebeveynleri rahatsız eder. Tabii ki geceleri bölünen her uyku, bir zaman sonra büyük bir eziyete dönüştüğü için… Haklı olarak; ne var bunda diyebilirsiniz. Peki, her gece onlarca kez de olsa bebek sesiyle uyanmanın büyük bir nimet olduğunu düşündünüz mü hiç? Şimdiye kadar aklınıza gelmediyse işitme veya görme engelli, felçli annelerin hikâyelerini okuyunca bunun şükredilmesi gereken büyük bir nimet olduğunu anlayacaksınız. Hem de yüreğinizde hissederek… Alıntı
Φ love_99 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 arkadaşlar istanbulda oturanlar özellikle mesela tophanede özürlüler merkezi var.gidin bir görün. yaşadıkları zorlukları göreceksiniz.orada gönüllü çalışmak isterseniz istediğiniz zaman gidebilirsiniz. ben sürekli gidiyordum ama fırsat bulamaz oldum artık. ordan bana hatıra kalan bir sürü arkadaşlık:) gidin bence. orada inanın hoş vakit geçireceksiniz:) Alıntı
Φ siyahx Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 arkadaşlar istanbulda oturanlar özellikle mesela tophanede özürlüler merkezi var.gidin bir görün. yaşadıkları zorlukları göreceksiniz.orada gönüllü çalışmak isterseniz istediğiniz zaman gidebilirsiniz. ben sürekli gidiyordum ama fırsat bulamaz oldum artık. ordan bana hatıra kalan bir sürü arkadaşlık:) gidin bence. orada inanın hoş vakit geçireceksiniz:) bizi bilgilendirdiğin için teşekkürler arkadaşım Alıntı
Misafir E-Manyetik Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 olabilir ama love 99 zaman yok olduğundada kimse gitmiyo zaten. insanın bazen içi parçalanıyo ama dünyada iç parçalancak o kadar çok şey varki bu arada onun için ............................., halimize bin şükertmeliyiz bence Alıntı
Φ love_99 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 evet.gerçekten de şükür etmeliyiz. ben işitme engelli arkadaşlarla dışarıya çıktım.ve gerçekten zor durum. yolda vızır vızır arabalar geçiyor kornaya basıyorlar siz duymuyorsunuz. ama en güzel yanı onlar isyan etmiyorlar. hatta benden bile neşeliler. o beni çok mutlu ediyor. sonuçta onlarda insan acımayalım engelli oldukları için. onlarında duyguları var.acınmak nasıl bizi de üzüyorsa onları da üzüyor. yardım edelim hep beraber. el uzatalım.böylelikle hem kendi vicdanımız huzurlu olacak hem karşımızdaki kişi mutlu olacak. hayattaki en güzel şey dayanışma. manyetik arkadaşım vaktim yok demişti ama mutlaka bir yerden fırsat bulursan uğra hoş bir sohbet etmek için bile güzel bir yer. benim herkese tavsiye edebileceğim 2 yer var.mutlu olmak istiyorsanız gidin. 1.si özürlüler merkezi engelliler için dernekler 2.si çocuk esirgeme kurumları. oradalarda vakit eğlenceli geçiyor. Alıntı
Misafir E-Manyetik Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2006 evet.gerçekten de şükür etmeliyiz. ben işitme engelli arkadaşlarla dışarıya çıktım.ve gerçekten zor durum. yolda vızır vızır arabalar geçiyor kornaya basıyorlar siz duymuyorsunuz. ama en güzel yanı onlar isyan etmiyorlar. hatta benden bile neşeliler. o beni çok mutlu ediyor. sonuçta onlarda insan acımayalım engelli oldukları için. onlarında duyguları var.acınmak nasıl bizi de üzüyorsa onları da üzüyor. yardım edelim hep beraber. el uzatalım.böylelikle hem kendi vicdanımız huzurlu olacak hem karşımızdaki kişi mutlu olacak. hayattaki en güzel şey dayanışma. manyetik arkadaşım vaktim yok demişti ama mutlaka bir yerden fırsat bulursan uğra hoş bir sohbet etmek için bile güzel bir yer. benim herkese tavsiye edebileceğim 2 yer var.mutlu olmak istiyorsanız gidin. 1.si özürlüler merkezi engelliler için dernekler 2.si çocuk esirgeme kurumları. oradalarda vakit eğlenceli geçiyor. haklısın onların neşeli olma konusunda ben kendi moralim bozulunca kendime bazen kızıyorum ole durumlardaki insanlar bile neşeliyken kendi moral bozukluğumu yakıştıramıyorum.... evet insanları sevindirmek beni mutlu eder uğrarım bi ara dicem ama yeni ortamlara girme konusunda çekingenimdir. vicdan huzuru konusunda haklısın. ama bunları fazla düşünmek istemem açıkcası... şu an hayata yon vermem gerek... ama daha sonra ilgilenirim Alıntı
Φ hamsisiye Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 14 Kasım , 2006 yeryüzünde, 'artık gitmek zorunda olduğunuzu' söylediğinizde, sezgisel bir kavrayış ile sizi en iyi anlayacak olanların yaşadığı dört duvar aralarıdır. bazı evlerin iki sokak ötesinde olur bunlardan. haftada bir yahut iki defa okuldan eve dönerken falan uğrarsınız. çocukların en küçük olanları bir buçuk yaşında olur ve içlerinde elleri en minicik, gözleri ise en kocaman olanlar bunlardır ve adları 'oğulcan'dır.bazen dudakları yarılır ve mavi bir iplikle dikiş atılır bunların dudaklarına; iplik sallanır mavi mavi, daha da bir sevimli olur bu keratalar. hep en küçükleridir fakat siz geldiğinizde herkesten evvel onlar fark eder sizi ve koşarak boynunuza atlarlar. hiç konuşmazlar yalnız, diğerleriyle oynarken siz (hepsi ile oynarsınız; birisini havaya kaldırıp uçak yapmışsanız, diğer otuz çocuğu da aynı şekilde havaya kaldırıp uçak yapmalısınızdır -çok yorucu olur bu bazen) bazen kıskançlıkları tutar ve zırlamaya başlarlar; seslerini o zaman duyarsınız. siz de çok üzülürsünüz, kucağınıza alıp tek söz söylemeden teskin edersiniz onları; zaten kucağınızda susarlar birazdan. sonra diğer çocuklarla biraz daha oynarsınız. sonra "tekrar geleceğim" der ve "artık gitmek zorunda olduğunuzu" söylersiniz. anlarlar. aradan iki yahut üç gün geçer ki arkadaşınız size verdiği randevuyu bir saat ileri almak zorunda olduğunu söyler. "olur", dersiniz; "ben de o bir saatlik arada çocuklarımın yanına giderim" dersiniz, zaten daha yeni olmuştur paranızı alalı, "hazır param varken, şuradan çikolatalı gofret alayım çocuklarıma" dersiniz ve neşe içinde, aldığınız çikolataları sallaya sallaya gidersiniz yanlarına. çocuklar bahçede oynamaktadırlar ve sizi görünce "aa! abi geldii!" diye bağırmaya başlarlar. fakat bazen bir gariplik sezersiniz. aynur hanım'a (buralarda çalışan güzel insanların adı aynur olur bazen) "oğulcan nerede, çişe falan mı gitti?" diye sorarsınız. "oğulcan'ı evlatlık verdik" diye yanıt verirler işte o zaman bu aynur hanımlar. bir anda ne tepki vereceğinizi şaşırırsınız. üzülmekte mi sevinmekte misinizdir, anlayamazsınız. "yani artık bir annesi var, bir de babası?" demeye çalışırken siz, bir yandan gülümsemektesinizdir ve "oğulcan'ı bir daha göremeyeceğim yani?" demeye çalışırsınız az sonra (evet, bir daha göremeyeceksinizdir çünkü yeni ailesinin bilgileri saklıdır). "güzel bir geleceği olsun" diye umut eder ve diğer çocukların yanına dönersiniz, onlarla oynamaya başlarsınız. çikolatalarını verirsiniz ve "artık gitmek zorunda olduğunuzu" söylersiniz. anlarlar. arabada müzik dinlersiniz, bağıra bağıra eşlik edersiniz çalan şarkılara. arkadaşınızla buluşur, geyik yapmaya başlarsınız. radikal bulmaca falan çözersiniz. çay içersiniz. sigara içersiniz. "sınav şuradan şuraya kadar" dersiniz. "beşiktaş matheus'la anlaşamamış, iyi olmuş" dersiniz. "hadi ben artık eve gider" dersiniz. bazen eve gelir ağlarsınız. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2007 Allah cümlemizi korusun; sıkıntı çekene yardımcı olsun... Hepimizin ortak yönünü bulabilmek ne kadar güzel; insan her yerde her durumda yine insan... Sevgiler... Saygılar... Alıntı
Φ DR€@M€R B@N€RK@ Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2007 Gerçekten süper bir çalışma olmuş.Evet hepimiz bir engelli adayıyız.Bu yüzden sağlığımızın değerini geç anlamamalıyız.Biraz gayert bizim için yeterlidir.İnsan istedikten sonra çözemeyeceği hiçbir sorun yoktur. Alıntı
Φ mavikiz_23 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 20 Şubat , 2008 merhaba; Yeni üye olduğum için bir çok konuya göz atarken bu konu dikkatimi çekti.Bu konuyu ele aldığınız için teşekkür ederim.Bu konu üzerinde yorumların fazla olmamasınada üzüldüm.Ne zaman ne olacağı belli olmaz. Bugün böyleyken yarın bizlerinde başına gelecek bir durum söz konusudur.Bundan 5 yıl önce dizimde sorun vardı ve bu nedenle yürümem bir dönem aksadı.Karşılaşığım insanlar sanki gözleriyle acıma duygusunu gösterir durumdalardı ve ondan sonra hiçbir engelli arkadaşıma o duyguyu yansıtmamak için uğraştım.Ben Sinop'luyum ve burda engelli arkadaşlarım bir takım faaliyetlerde bulunuyorlar.Onların bunu yapmalarına çok seviniyorum.Engelli bir küçük kız tanıyordum.Ona ilk başları yaklaşırken dokunurken bile onun canını yakıcağımı düşünürken bir birimizi çok sevdik.Şimdi o başka ilde ve beni ne zaman görse çok mutlu oluyor.Bunu onun gözlerinde görmek ise beni ondan daha çok mutlu ediyor.Sinop küçük bir il ama benim ilimden bu arkadaşlarımdan birinin başarısını sizlerle paylaşmak istiyorum. Çin'in Shanghai kentinde 1-12 Ekim tarihleri arasında yapılan Dünya Zihinsel Engelliler Yaz Oyunları'nda yüzmede 4x25 metre bayrak yarışında dünya 2.'si ve 25 metre serbestte de dünya 4.'sü olan Nagihan Bostan TEKRAR TEŞEKKÜR EDERİM. Alıntı
Φ bursercan Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2008 bızde buradan tebrık edıyoruz mavıkız_23. ben bunları gorunce kendımden utanıyom. benım o kadar elımde ımkan varken benım yaptıklarımı gorunce utanıyorum. Alıntı
Φ mavikiz_23 Gönderi tarihi: 2 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 2 Mart , 2008 Merhaba; Fırsat bulup cevap yazamadığım için özür dilerim. Bizler elimizdekilerin kıymetini bilmiyoruz.Bu nedenle yapmıyoruz ,yapamadığımızı düşünüyoruz.Arkadaşlarımızın başarısını gördüğümüzde yalnızca siz değil bende utanıyorum ve azmin önüne hiçbirşeyin geçemeyeceğini bir kez daha iyi anlıyorum.Toplumda onların gündeme gelmesini ve topluma kazanılmalarınada çok seviniyorum.Hepinize iyi günler.. Alıntı
Φ bursercan Gönderi tarihi: 3 Mart , 2008 Gönderi tarihi: 3 Mart , 2008 Fırsat bulup cevap yazamadığım için özür dilerim. ne demek kardes onemlı degıl.yeterkı bızı bılgılendırmekten mahrum burakma. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.