Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

hamsisiye

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    5
  • Katılım

  • Son Ziyaret

hamsisiye tarafından postalanan herşey

  1. 10 yıl önce olsaydı, türkiye'ye yapılan diğer ziyaretlerden çok farkı olmayacaktı. ama bugün, hem 11 eylül sonrasının atmosferi, hem de bu atmosfere türkiye'nin katkısını sağlayan akp iktidarı sayesinde medeniyetler çatışması tezlerine malzeme olma ihtimali yüksektir. 80 yıl boyunca yerleştirdiğimiz laik batılı devlet imajının yerini ılımlı islam devleti imajı alıyor. on yıllar önce, en azından devletler düzeyinde aştığımız bir soruna kendi çabamızla yeniden döndük. uygar dünyanın değerlerinin sadece batının tekelinde olmadığının en güzel kanıtıyken, bugün diğer islam ülkeleriyle birlikte biz de demokratik bir dünya olabiliriz diyoruz, üstüne biz de köprüyüz modeliz iki dünyayı bağlarız diyoruz. bunu ihmal edelim, batının dışındaki dünyayı yok sayalım demiyorum, yanlış anlaşılmasın, sorunun çözümüne katkı böyle olamaz diyorum. enerjimizi, ayrımcı ve ****** medeniyetler çatışması tezlerini çürütmek için harcayacağımıza, çatışmayı kabul etmiş, taraf olmuş ve oyuna gelmiş durumdayız. böyle bir ortamda ırak'a, iran'a saldırmak, enerji bölgelerini ele geçirmek de daha kolay. laik türkiye'ye papanın ziyaretinin bir çatışma konusu olmadığını vurgulamak yerine (ki geleneksel dış politikamız bu yöndedir ve evrensel değerlere esas katkı da böyle yapılır) bir islam ülkesine papanın ziyaretinden, kültürlerarası diyalogdan, medeniyetlerin buluşmasından bahsedeceğiz ve kendi kendimize övüneceğiz, oyunun parçası olmaya devam edeceğiz..
  2. yeryüzünde, 'artık gitmek zorunda olduğunuzu' söylediğinizde, sezgisel bir kavrayış ile sizi en iyi anlayacak olanların yaşadığı dört duvar aralarıdır. bazı evlerin iki sokak ötesinde olur bunlardan. haftada bir yahut iki defa okuldan eve dönerken falan uğrarsınız. çocukların en küçük olanları bir buçuk yaşında olur ve içlerinde elleri en minicik, gözleri ise en kocaman olanlar bunlardır ve adları 'oğulcan'dır.bazen dudakları yarılır ve mavi bir iplikle dikiş atılır bunların dudaklarına; iplik sallanır mavi mavi, daha da bir sevimli olur bu keratalar. hep en küçükleridir fakat siz geldiğinizde herkesten evvel onlar fark eder sizi ve koşarak boynunuza atlarlar. hiç konuşmazlar yalnız, diğerleriyle oynarken siz (hepsi ile oynarsınız; birisini havaya kaldırıp uçak yapmışsanız, diğer otuz çocuğu da aynı şekilde havaya kaldırıp uçak yapmalısınızdır -çok yorucu olur bu bazen) bazen kıskançlıkları tutar ve zırlamaya başlarlar; seslerini o zaman duyarsınız. siz de çok üzülürsünüz, kucağınıza alıp tek söz söylemeden teskin edersiniz onları; zaten kucağınızda susarlar birazdan. sonra diğer çocuklarla biraz daha oynarsınız. sonra "tekrar geleceğim" der ve "artık gitmek zorunda olduğunuzu" söylersiniz. anlarlar. aradan iki yahut üç gün geçer ki arkadaşınız size verdiği randevuyu bir saat ileri almak zorunda olduğunu söyler. "olur", dersiniz; "ben de o bir saatlik arada çocuklarımın yanına giderim" dersiniz, zaten daha yeni olmuştur paranızı alalı, "hazır param varken, şuradan çikolatalı gofret alayım çocuklarıma" dersiniz ve neşe içinde, aldığınız çikolataları sallaya sallaya gidersiniz yanlarına. çocuklar bahçede oynamaktadırlar ve sizi görünce "aa! abi geldii!" diye bağırmaya başlarlar. fakat bazen bir gariplik sezersiniz. aynur hanım'a (buralarda çalışan güzel insanların adı aynur olur bazen) "oğulcan nerede, çişe falan mı gitti?" diye sorarsınız. "oğulcan'ı evlatlık verdik" diye yanıt verirler işte o zaman bu aynur hanımlar. bir anda ne tepki vereceğinizi şaşırırsınız. üzülmekte mi sevinmekte misinizdir, anlayamazsınız. "yani artık bir annesi var, bir de babası?" demeye çalışırken siz, bir yandan gülümsemektesinizdir ve "oğulcan'ı bir daha göremeyeceğim yani?" demeye çalışırsınız az sonra (evet, bir daha göremeyeceksinizdir çünkü yeni ailesinin bilgileri saklıdır). "güzel bir geleceği olsun" diye umut eder ve diğer çocukların yanına dönersiniz, onlarla oynamaya başlarsınız. çikolatalarını verirsiniz ve "artık gitmek zorunda olduğunuzu" söylersiniz. anlarlar. arabada müzik dinlersiniz, bağıra bağıra eşlik edersiniz çalan şarkılara. arkadaşınızla buluşur, geyik yapmaya başlarsınız. radikal bulmaca falan çözersiniz. çay içersiniz. sigara içersiniz. "sınav şuradan şuraya kadar" dersiniz. "beşiktaş matheus'la anlaşamamış, iyi olmuş" dersiniz. "hadi ben artık eve gider" dersiniz. bazen eve gelir ağlarsınız.
  3. internette çocuk pornografisinin yaygınlığı düşünüldüğünde, çocuk pornografisi kapsamında incelenen suçların kurbanlarının yaş ortalamasının düşüklüğü göz önüne alındığında şaşırtıcı bulunmayacak, tüyler ürpertici haber. bunu yapan insan olamaz, demek işe yaramıyor artık. bunu yapanı assak, kessek, parça pinçik etsek, demek işe yaramıyor. bunları yapanlar, bizim ne söyleyeceğimizi bile bile suçlarından vazgeçmiyorlar. bebek ya da erişkin bir kadın ya da kimi zaman bir hayvan bu suçluların zihninde aynı şey. bizim de artık bu gerçeği görmemiz gerekiyor. bu suçların bu kadar artmasında, bu bıçakların bu kadar kemiğe dayanmasındaki nedenleri aramamız; bunları önlemek için bilimin, ekonominin, devlet düzenlerinin elinden ne gelebilecekse ardına koymaması gerekiyor. bildiğimiz, inandığımız tanrılara, erdemlere sığınarak bu kez cidden bir savaşa gitmemiz gerekiyor. toplumların başına bu gelenler bugün şimdi dehşet verici. bir gün bunların sayısı arttıkça, bu tür suçları işleyenler kısa hapis cezaları sonrasında, hiç bir rehabilitasyon görmeden sokaklara daha da cüretkar biçimde salınınca şu an hissettiğimiz dehşetin on katı belki çaresizlik hissedeceğiz. insan varsa, hayat varsa her şeyin bir çaresi var. bu suçları görmezden gelerek, kim yaptıysa allah belasını versin, diyerek savuşturarak bir yere varamayız. bu suçlarla mücadele etmek için gereken bilinç düzeyi neyse onu diliyorum insanlığa, hepimize.
  4. sevgili frozen bende siz inandıramayacak olsamda en az bende sizin kadar hümanist bi insanım ancak bu olay karşında ancak bu kadar iyimser olabiliyorum.şuan yazarken bi önceki yazımı yazarken olduğum gibi hiç sevmesemde içimden küfür bile ediyorum.yanlış an la MA dı nız
  5. işkence geri gelsin idam cezası olsun linç etme hakkı halka verilsin. bunlar insan değil ki insan hakları olsun çünkü kim insan kim değil en iyi ben bilirim. insan haklarının kimler için olduğunu da ben bilirim. çünkü bir vatandaş olarak hepimiz gibi ben de hem polis hem hakim hem savcı hem infaz görevlisi hem ceza hukukçusu hem sosyolog hem kriminolog hem de psikologum. bu tip başlıklara milyar tane nefret entrysi girmişliğim var. çünkü insanlar öylesine duyarsız ki böylesine bir vahşetin dehşet verici olduğunu algılamamış olabilir. benim bir forum yazarı olarak görevim ise böyle haberleri kırpıp kırpıp başlık yaparak böyle katillere, tecavüzcülere, gaspçılara karşı bir kamuoyu oluşturabilmek. üstüne basa basa böyle şiddet haberlerini yazmalıyım ki milletin vicdanı bunları yapanlara küfür ederek rahatlasın. herkes kendinin nasıl yasalara saygılı, vergisini ödeyen, "süper normal" bir insan olduklarını verdikleri tepkilerle gösterebilsin. herkes bu tip canilere en iyi küfredenlere en iyi işkence yöntemleri bulanlara şukelalar vermeli haftanın en beğenilen konularına sokabilmeli ki herkesin duyarsız olduğu bu konu üzerine iyice eğilinebilsin. unutmamalıyız: şiddetin sürekli gözümüze sokulmasından kanıksanılmasından bizim de bu tip vesilelerle şiddete katkıda bulunmamızdan daha iyi bir şey olamaz. evet tüm forum olarak bu konuda zaten klavyelerimizden destek verip başka bir şey yapmayarak en güzel şeyi yapıyoruz. kimsenin daha önce söylemeyi düşünemediği bir vecizeyle bu öfke komamı bitiriyorum: "kahrolsun caniler, tecavüzcüler, hırsızlar, gaspçılar. yaşasın kimsenin zarar görmediği suçun olmadığı toplum."
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.