Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2011 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2011 Kemal Bey’le gergin ama nazik bir görüşme KEMAL Bey aradı... Selam faslının hemen ardından şöyle dedi: “Size biraz sitem edeceğim”. Hafiften duraksadım. Ardından da “buyurun, sitemlerinizi dinlemeye hazırım” dedim. Sitemini şu cümleyle ifade etti: “Benim söylediklerim oradan yeterince duyulmuyor mu?” * * * Kemal Bey’in altını çizdiği iki husus var: BİR: Ben “Başbakan milleti birbirine düşürmek istiyor” cümlesini, Başbakan Erdoğan’ın Dersim açıklamaları arasına sıkıştırdığı “hakkımda mahkûmiyet kararı veren yargıçlar belli bir inanca mensuptular” cümlesine karşı söyledim. Dersim’i yazıyorsunuz da neden Başbakan’ın “belli bir inanca mensup” diyerek yaptığı ayrımcılığı yazmıyorsunuz? İKİ: Dersim konusunda benim en önemli açıklamam “arşivleri açın” çağrımdır. Başbakan bilinen kaynaklardan birkaç pasaj okudu ama arşivleri açmadı. Neden açmıyor? Neden her şeyin doğru dürüst ortaya çıkmasını sağlamıyor. Sizler neden Başbakan’a “arşivi aç” çağrısında bulunmuyorsunuz? * * * Kemal Bey’in bu itirazlarını dinledikten sonra ben de şöyle dedim: “Siz bana sitem ettiniz, izin verirseniz ben de sizi biraz eleştirmek istiyorum”. Hafiften duraksar gibi oldu, ardından toparlandı: “Buyurun, dinliyorum”. * * * Şunları söyledim: “Eğer görüşlerinizin kamuoyuna doğru dürüst aktarılmadığı kanaatindeyseniz, bunun yolu iyi bir iletişim stratejisi kurmaktan geçer. Siz bunu yapamadınız. Sizin ‘Başbakan milleti birbirine düşürmek mi istiyor’ şeklindeki açıklamanızı sadece ben değil, bütün yorumcular Dersim üzerine yapılmış bir açıklama olarak algıladılar. Eğer gerçekten bunu kastetmediyseniz ortada vahim bir durum var... Bunun sorumluluğu da sizde”. Ardından da “haddim olmayarak” kaydını koyarak bir öneride bulundum kendisine: “Dönem şeffaflık dönemi... Çıkın bir televizyon kanalına soruları açık yüreklilikle yanıtlayın. Tarafsız Bölge’ye çıkmak isterseniz biz hazırız. Tabii başka bir kanala da çıkabilirsiniz, sizin bileceğiniz iş... Yanlış anlaşılmanın önüne ancak böyle geçebilirsiniz”. Bu söylediklerim üzerine bir yorum yapmadı Kemal Bey... Karşılıklı iyi dileklerle kapattık telefonu... -www.hurriyet.com.tr- 29 Kasım 2011 Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2011 Bunu da gördük: AA ile propaganda - Devletin televizyonuyla propagandayı gördük. - İktidarların kendilerine gazete devşirme çabasını gördük. - Parti yayın organlarını gördük. - Radyodan cephe oluşturulduğunu gördük. Ama devletin resmi haber ajansı aracılığıyla kara propagandayı ilk kez görüyoruz. * * * Anadolu Ajansı’nın yayınladığı haber CHP ile ilgili... Habere göre... Avrupa Sosyalistleri Partisi Kongresi’nde Kemal Kılıçdaroğlu ile Norveç Savunma Bakanı tartışmışlar. Norveçli Bakan AK Parti’yi övmüş, Kılıçdaroğlu itiraz etmiş ve bir tartışma yaşanmış. Anadolu Ajansı’na güvenen gazeteler, bu haberi sayfalarına taşıdılar. Ancak ertesi gün hem CHP’li Gürsel Tekin, hem de Norveçli Bakan açıklamalar yaparak böyle bir tartışmanın yaşanmadığını dile getirdiler. * * * Bu örnek olaydan benim anladığım şudur: Eğer bu işlerde devletin ajansı bile kullanılır hale geldiyse, hakikaten çok şiddetli bir “göze girme dönemi” yaşıyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin. -www.hurriyet.com.tr- 29 Kasım 2011 Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.