Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

***

 

 

 

 

 

fft99_mf1756556.Jpeg

 

 

 

TBMM Genel Kurulu’nda, kürsüdeki bir milletvekiline ilk kez fiili müdahalede bulunuldu. Meclis İdare Amiri, Ak Partili Salim Uslu, CHP Tunceli Miletvekili Kamer Genç’i düşürecek şekilde iterek saldırıda bulundu.

 

CHP, özür dilemesini istedikleri Uslu’ya kınama cezası verilmesini de talep etti. Uslu özür dilemezken, kınama cezası talebi Ak Partililerin oylarıyla reddedildi.

 

salim_uslu2.jpgSalim Uslu, “Sayın Başkan’ın isteği üzerine görevimi yaptım.” dedi.

 

***

 

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, 71 yaşında, kalp ameliyatı olmuş ve sağlık riski bulunan bir milletvekiline fiili saldırıda bulunulduğunu belirterek, "Bu saldırı sadece milletvekiline yapılmış bir saldırı değil, bu aslında halkın iradesine yapılmış bir saldırıydı" dedi. "Bu bir zorbalıktır. Bu, AKP'nin yargı yoluyla kullandığı zorbalığın parlamentoya taşınmasıdır, bir örneğidir." diyen Tarhan, Kamer Genç'e yönelik Meclis kürsüsünde yapılan 'fiili' saldırıyı kınadıklarını açıkladı.

 

***

CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Meclis tarihinde ilk kez kürsüdeki bir milletvekiline fiili saldırıda bulunulduğunu belirterek, "Böyle devam ettikleri sürece, Meclis'i onlara işkence haline çevireceğim. Eğer bu saldırılar devam ederse, bende Tayyip Erdoğan'dan hesap sormasını bilirim" dedi.

 

4c87558157b53446.jpg

 

Deniz feneri ile Meclis kürsüne çıktığı sırada, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın emriyle, TBMM TV tarafından konuşmasına 'ambargo' konduğunu savunan Genç, "Bu tamamen kapkara bir rejim anlayışının Türkiye'ye gelip oturduğunu gösteriyor" dedi.

 

Gerginliğe neden olan konuşmasına ilişkin olarak, "Danışma Kurulu önerisi üzerine herşey dile getirilebilir" diyen Genç, "Konuşmamda Meclis çalışmaları, yolsuzluğa, hırsızlığa yönelik herhangi bir araştırmanın yapılmadığını, bu Meclis'in adeta kapısına kilit vurulduğunu söyledim. Tayyip Erdoğan'ın çocuklarının kayınpederlerine çok kaymaklı işler veriliyor dedim" dedi. Meclis Başkanvekili Sadık Yakut'un, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 'yaranabilmek' için ikide bir sözümü kestiğini savunan Genç, şunları kaydetti:

 

mecls-dnzfeneri-kavga.jpg

 

"BOŞ BULUNDUM"

 

 

"Türkiye'de artık parlamento diye birşey kalmamış. Tamamen AK Parti'nin çiftliği haline gelmiş. Eskiden sendikacı olan Salim Uslu, birden yanıma geldi. Ben onun idare amiri olduğunu da bilmiyorum. Beni iteceğini de tahmin etmedim. İtekleyince boş bulundum ve stenografların masasına çarptım. Konuşmamı da yaptırmadılar bana. Biz vatandaşın sıkıntılarını nerede dile getireceğiz? Bunların yaptıkları yolsuzlukları biz söylemeyecek miyiz? Meclis'in görevi ne? Maalesef ilk defa TBMM'de kürsüden konuşan bir parlamentere bir idare amiri gelip saldırıyor. Ondan sonra ona bir kınama cezası verseler ne olacak, vermeseler ne olacak. Onu bile kabul etmiyorlar. Korkuyla, tehditle, baskıyla beni sindireceklerini zannediyorlarsa, onların korkusu, sindirmesi bize hiç tınmaz, böyle devam ettikleri sürece, Meclis'i, o salonu onlara işkencehane haline çevireceğim. Bunu bilsinler çünkü herkes benim mücadelemi bilir, ben kimseden de korkmam, sinmem. Bize bu saldırılar devam ederse, benim muhatabım Tayyip Erdoğan'dır. Eğer bu saldırılar devam ederse, bende Tayyip Erdoğan'dan hesap sormasını bilirim."

 

Kaynaklar: IHA ; milliyet.com.tr ; samanyoluhaber.com

Gönderi tarihi:

CHP, konuşturulmayan, cezalandırılan milletvekillerine yeteri kadar sahip çıkmıyor. Kınama istemi yeterli değil. Çok sert bir şekilde tepkisini göstermeliydi.

Gönderi tarihi:

Şu anda haberleri izliyordum. Kamer Genç "Deniz Feneri" yolsuzluğundan söz eder etmez

Oturumu yöneten başkan telaşla "Hatibin konuşmasının men edilmesini oylarınıza sunuyorum" diye meclise seslendi.

Ne kadar hızlı oylandı anlayamadım ardından "Men edilmiştir" diyerek Genç'ten kürsüyü terk etmesini istedi...

 

İLGİNÇ...

 

Nedense; oturumu yöneten Başkan, Kamer Genç'in elindeki Deniz fenerini önce Kürsüye koymamasını, ardından onu oradan kaldırmasını istedi.

Demek ki Deniz Fenerinin tenekeden lambası bile bazılarını rahatsız edebiliyormuş...

 

Nedense; Deniz Feneri yolsuzluğundan söz etmek bazılarını telaşlı, bazılarını da saldıran yapabiliyormuş...

Gözlerimizle görüp, kulaklarımızla duyup anladık...

Gönderi tarihi:

"Yüreğin varsa, cesaretin varsa, bilgin varsa, bileğin varsa, beynin varsa gel o kürsünden beni indir."

 

Muharrem İNCE

 

Yiğit insan...

Gönderi tarihi:

Bu itekleme olayı onaylanacak bir durum değil. Ama sanırım gözden kaçan bir durum var. Meclisteki komisyonlar, başkan seçimleri,söz alma vs gibi durumlar meclis içtüzüğü ile belirlenmiştir . Buna göre:

 

Gündem dışı konuşma

 

MADDE 59

 

– Meclis Genel Kuruluna duyurulmasında zaruret görülen olağanüstü acele hallerde beşer dakikayı geçmemek üzere, Başkanın takdiriyle en çok üç kişiye gündem dışı söz verilebilir. Hükümet bu konuşmalara cevap verebilir.

 

Hükümet, olağanüstü acele hallerde gündem dışı söz isterse, Başkan, bu istemi yerine getirir. Hükümetin açıklamasından sonra, siyasî parti grupları birer defa ve onar dakikayı aşmamak üzere, konuşma hakkına sahiptirler. Grubu bulunmayan milletvekillerinden birine de beş dakikayı geçmemek üzere söz verilir.

 

 

 

Söz alma, konuşmalar ve yazılı konuşmalar

 

 

MADDE 60– Adını önceden kaydettirmeyen veya oturum sırasında Başkandan söz almayan hiç kimse konuşamaz.

Gündemde bulunan veya belli bir günde görüşme konusu olacağı Anayasa, Kanun veya İçtüzük gereğince bilinen konular dışında, kâtip üyeler, söz alma istemi kaydedemezler.

Konuşma, Başkanlığa ve Genel Kurula hitap edilerek kürsüden yapılır.

Pek kısa bir sözü olduğunu belirten üyeye Başkan, yerinden konuşma izni verebilir.

Yazılı bir konuşmanın, kürsüden okunması veya Başkanın izni ile bir kâtip üyeye okutturulması mümkündür.

Görüşme sırasında Hükümetten veya komisyondan soru sormak isteyenler, sorularını yerlerinden sorarlar.

Sorular, konuşmalar bittikten sonra sıra ile sorulur.

İçtüzükte başka bir süre belirtilmemiş veya aksi, Danışma Kurulunun teklifiyle Genel Kurulca kararlaştırılmamışsa siyasî parti grupları, komisyon ve Hükümet adına yapılan konuşmalar yirmi, üyeler tarafından yapılan konuşmalar on dakika ile sınırlıdır. İkinci defa yapılacak konuşmalarda süre bunun yarısı kadardır.

 

 

Başkanın söz kesmesi

MADDE 66– Kürsüdeki üyenin sözü ancak Başkan tarafından, kendisini İçtüzüğe uymaya ve konudan ayrılmamaya davet etmek için kesilebilir.

İki defa yapılan davete rağmen, konuya gelmeyen milletvekilinin aynı birleşimde o konu hakkında konuşmaktan menedilmesi, Başkan tarafından Genel Kurula teklif olunabilir.

Genel Kurul, görüşmesiz işaret oyu ile karar verir

 

 

 

Bu maddelere göre ; söz alan vekil gündem konusu ile alakalı olarak konuşmak zorundadır.Konu danışma kurulunun meclis genel kurulunun çalışması ile ilgili önerisidir..

Meclis başkanı beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz meclis içtüzüğünün gereğini yerine getirmiştir. İdari amirler görevini yaparken hadlerini aşmışlardır. Evet gereken uyarı verilmelidir . CHP nin de bunun sonuna kadar takipçisi olması gerekir.

 

Meclis sadece AKP nin değil hiç bir partinin çiftliği değildir. Yasalara ve iç tüzüklere uygun davranmak başta vekillerin görevidir.Davranılmıyorsa ; o zaman meclisi çiftliğe çevirdiklerini idda ettiği adamlardan hiç bir farkı kalmıyor demektir Kamer Genç'in.

 

Burada belki bazı arkadaşlar hemen atlayabilirler. Benim burada eleştirdiğim Kamer Genç'in öne sürdüğü konuların haklılığı ya da haksızlığı değil. Meclis başkanı içtüzük hükümlerini uygulamıştır. İdare amirinin yaptığı hareket sadece haddini aşmıştır onun dışında yapılan doğrudur.

Şunu da eklemek istiyorum. Artık şov yapma zamanı çoktan geçmiştir.Kaybedecek zamanımız yok .Bu nedenle muhalefet vekilleri, daha aklı başında ,yasalar ve tüzükler doğrultusunda ,eleştirdikleri kişilerin eline koz vermeden gerekeni yapmak zorundadırlar.

Gönderi tarihi:

Demokratik ülkelerde milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlıdır.

 

İleri, çok ileri, aşırı ileri demokrasilerde ise trafik suçundan sahte evrak düzenlemeye, kalpazanlıktan ihale fesadına kadar her suçu kapsar, sadece kürsü dokunulmazlığı yoktur...

 

İleriiii demokraside rezaletin son perdesi diye bir şey yoktur. Her rezillik, bundan rezil bir olay olmaz demeye kalmadan daha rezilinin gölgesinde kalır...

Gönderi tarihi:

Kamer Genç başını masaya çarpsa hayatını kaybetseydi, acaba Tayip Erdoğan çıkıp Hopa'daki öğretmen hakkında dediği gibi "bir milletvekili öldü, hakkında bir şey söylemek istemiyorum" mu diyecek, yani taziyeden, üzüntü bildirmekten kaçınarak dolaylı yoldan "oh olsun, iyi ki öldü" mü diyecekti?

Gönderi tarihi:

İdare amirine uyarı verilmesinin, AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedilmiş olması, RTE 'nin tavrının ne olacağı konusunda yeterince fikir vveriyordur herhalde.

Gönderi tarihi:
yeterince fikir veriyordur

Yeterinceden fazla, apaçık gösteriyor. Bu şekilde mecliste tek kişilik muhalefetten kaza süsü ile kurtulmayı planladıklarını düşünmek bile çok olası. Nasılsa kürsü dokunulmazlığı yok ama her türlü suça dokunulmazlık garanti! İleriiiii demokrasi olunca! Allem kullem, yandaş hukuk, adli tıp raporu, kasıt yok filan falan derken işi bağlarlar!

 

Buna bile rezaletin son perdesi diyemiyorum, sırada ne tür rezillikler bekliyor hiç emin olmadığım için...

 

Bu kişi zaten "konsomatris" deyişinin sahibi. Konsomatris iyi midir kötü müdür tartışmayacağım ama konsomatris dediği birisinin eşi. Kendi eşine konsomatris dense göğü yere indireceği kesin!

 

Çifte standart, nalıncı keseri vs... Olağan artık...

Gönderi tarihi:

Salim Uslu'nun artık bakanlığı garantilediği söyleniyor. Peki hangi bakanlığa getirilecek?

 

Orman Bakanlığı...

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Deniz Feneri soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcıları için iddianame düzenlenmesi üzerine bir açıklama yapan Yargı-Sen, bu davanın yargıya atılmış bir hiza bombası olduğu vurguladı.

 

Yargıçlar ve Savcılar Birliği Sendikası (YARGI-SEN), Deniz Feneri soruşturmasını yürüten eski savcılar hakkında dava açılmasını yargıya atılmış bir hiza bombası olarak değerlendirdi.

 

“Yargıya hiza bombaları atılıyor”

Deniz Feneri soruşturmasını yürüten eski savcılar hakkında iddianame hazırlanması üzerine bir açıklama yapan Yargı-Sen Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, “Geçmişte bir askeri görevlinin, yargıyı hizaya getirmek için bomba attırdıklarını beyan ettiği hatırlandığında; şimdilerde ise askeri vesayete karşı olduğunu söylemesine rağmen o vesayetin yerini alan irade, yargıya yine hiza bombaları atmakta, ancak yargıdaki sorunlar bugün daha da büyük ölçekte yaşanmaktadır” dedi.

 

Deniz Feneri gibi, siyasi iktidarı doğrudan ilgilendirdiği ifade edilen bir soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcıları için yapılan bu işlemin yargıya atılan yeni bir hiza bombası olduğuna vurgu yapan Eminağaoğlu, iktidarın beklentileri ile örtüşmeyen işlemler ortaya çıktığında HSYK’nın iktidardan daha hızlı harekete geçtiğini dile getirdi.

 

“Yargıç ve savcıların güvenceleri yok ediliyor”

Yargıç ve Cumhuriyet savcılarının güvenceleri de yok edildiğine vurgu yapan Eminağaoğlu, Deniz Feneri ve benzeri nitelikteki olaylarda da etkin ve adil soruşturma ortamı ve adil yargılama koşulları da tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Bir hukuk devletinde hiç bir şekilde hiza bombaları atılamaz ve atılmasına seyirci kalınamaz” dedi.

 

Hukukun üstünlüğünden ödün vermeyen ve bu nedenle kendilerine bedel ödettirilmek istenen meslektaşlarının sonuna kadar yanlarında olduklarını belirten Eminağaoğlu, “Meslek örgütü olarak, meslektaşlarımıza yönelen bu hukuk dışı adımlara karşı her türlü hukuksal yollar ve demokratik haklar sonuna kadar en etkin biçimde kullanılacaktır” diye konuştu.

 

 

Bu kez saldırı bizzat hukuk eliyle hukukculara ...

Bakalım sıra biz sıradan vatandaşlara ne zaman gelecek?

O zaman gülebilecek miyiz bakalım ağlanacak halimize?..

 

Ne dersiniz?

***

Ben kendi payıma şunları ifade etmek isterim;

Dünya evimiz...

Evet üzerinde yaşayan tüm canlıların, ulusların, halkların, hepimizin evi..

Ama evimiz yaşamak için gitgide tehlikeli olmaya başladı.

Çünkü evdekiler sürekli birbirleriyle kavga edip duruyorlar...

Sorun aslında içimizdeki art niyetli, çıkarcı ve kavgacı insanlar değil.

Sorun "Onlara ses çıkarmayarak çözümsüzlüğe davetiye çıkaran biz diğerleri"

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.