Φ tülvent Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2011 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2011 MECNUN, MUM VE PERVANE Mecnun Mum ve Pervane Bir gece Mecnun´un yaktığı Bir mumun etrafında Dönüyordu Zavallı incecik bir pervane Mumsa devrilmek istiyordu Pervane yerine Mecnun´un üstüne üstüne Sevgili mum Dedi Mecnun Sevdim seni Acıdığın için pervaneye Bende önerirdim Kader izin verseydi Beni yakmanı Onun yerine Ama acele etme vakit var Sayılıdır saatler dakikalar Azrail bile senden sabırlıdır Burada sencileyin benim de işim var Ben herkes için Değişik ve ayrı dozda Soyut bir otobiyografyayım Herkesin yaşadığı bir iç tarih Hekesin yüreğinden geçen bir coğrafya Gidip gidip varacakları Fakat ulaşamayacakları Bir panorama Kaderin zaman zaman Kabaran kanlara uyguladığı Nirengi noktaları batmış Beyaz bir karanlığa batmış Mutsuzca mutlu bir topoğrafya Sonra gece bitti mum söndü Bu söyleşilerle tan atarken Pervane Mecnun´a Mecnun pervaneye döndü Sezai Karakoç ... Hatırladığım bir karanlıktı önce Beni göremeyişin Sana uçamayışım Bilmem, belki de öğrenmedi kanatlarım. Karanlıktaydım önce Ben, ışığını arayan pervane Sesini duyuyorum, seni bulamıyorum. Elini ver, tam buradayım Seni arıyordum Hiç durmadım ve yorgunum Bak, tam buradayım Bırak artık omzuna konayım. Işıklar pervanenin ölümüymüş derler Derler ki gözlerini kör edermiş hareler Hiç görmedim ki ışığı ben, nasıl kör olayım. Bak, tam buradayım Bırak artık omzuna konayım… ... Bütün aşk hikâyelerinin en unutulmaz en heyecan verici sahnesi, sevenin sevgiliye ilk baktığı andır şüphesiz... Daha doğrusu, onun yüzünü ilk gördüğü vakit aşıktaki içsel değişimin başladığı an, gözün sevgiliye ilk takıldığı saniye dilimidir ve aşığın bütün biyografisi, bu “ilk bakışın öncesi ve sonrası” ndan ibarettir . Kalpte ateşin yükselmesi, aklın ve sabrın ateşe düşmesi o ilk bakış ile başlar. Kılıcın kınından sıyrılması yahut okun yaydan fırlamasıdır bu! Sevgilinin yüzü kınında bir kılıç yahut sadakta bir yay gibidir; bakış onu kınından ve sadağından çıkarır. Sevgili’ nin yüzü mü aşk yangınını alevlendiren ilk kıvılcımdır, aşığın kalbi mi? ilk bakıştan sonra suda titreyen bir mehtap Göz… Savaşı başlatan haberci Bakış… Elde olmayan kader; ilahi kaza Ve aşk… Kalp ile göz arasındaki kutlu bir hadise. Çok sonraları kalp göze diyecektir ki, “Ben bu onulmaz derde iten sensin. Safayı sen sürdün, acıyı ben çektim. Nimet senin, zahmet benim oldu. Sen sevinirken, kaygılanan ben oldum. Bakışlarını arttırdıkça sen, dertlerimi çoğalttın benim. Zafere eren sen, hezimete uğrayan ben. Sen emirlere itaat edilen hükümdar oldun, ben senin peşinde koşan tebaan Sen emir ben esir. Sonra devam eder: - Ey göz! Sen ikisin ben birim. İki kişinin bir ferde saldırıp onu öldürmesi zulüm değil de nedir?… Göz, buna karşılık ayet-i kerime ile cevap verir: - Gerçek şu ki; gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler kör olur. (Hacc 46) Göz görünce bir kez, geriye ne kalır? PERVANE OLMAK MIYDI... YOKSA MUM OLMAK MIYDI AŞK? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.