Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bir yumruk düşünün…

 

Sımsıkı bir yumruk.

 

Parmaklar kapalı, tırnaklar neredeyse avuçlara batıyor.

 

Şimdi bir de açık bir avuç, serbest bırakılmış bir el düşünün...

 

Parmaklar hafifçe kıvrık, avuç gözüküyor.

 

Hangisi alabilir?

 

Yumruk mu, açık el mi?

 

Hangisi almaya uygun? Hangisi tutabilir, hangisi yakalayabilir?

 

Tabii ki avcu açık el değil mi.

 

Yumruk, yumruk atabilir; olmadı itebilir.

 

Almak, tutmak, yakalamak için açık olmak gerekir.

 

Bir avuç gibi açık olmak gerekir. Oysa bakıyorum da hep yumruk gibiyiz.

 

Kendime de bakıyorum...

 

Bunca görüp geçirmişliğime, yaşıma başıma rağmen; ruhumun sivri yanlarını bir yandan ben bir yandan hayat bunca törpülemişken bile bana ruhun en kolay hangi şekli alıyor diye sorsanız...

 

Yumruk gibi oluyorum, derim; çok sert biçimde kapanıyorum, kapatıyorum kendimi.

 

Bir tür savunma, kavgaya hazırlık hali...

 

Bir tür içe doğru büzülme ve sürekli gücünü parmaklarının üzerinde sınama çabası sanki...

 

Ama rüzgârı bile hissedebilmek mümkün değil böyle!

 

 

Biliyorum, çoğumuz çok verdiğinden fakat hiç alamadığından yakınır.

 

Ama hayat duruşlarına bir bakın! Yumruk gibi sımsıkı kapalı ve kaskatıdırlar.

 

Almak için de vermek için yumruğumuzu açmamız gerekiyor.

 

Ve gariptir, dua ederken ellerimize verdiğimiz biçim bile "uyandırmıyor" bizi, aklımızı başımıza getirmiyor...

 

 

Hayat bizi sevsin, sevindirsin istiyoruz.

 

Tamam, bütün hoşlukların "kapanın elinde kaldığı" duygusu uyandıran bu sosyal düzende kolay olmuyor tabii...

 

Sevilmek için sevenlerin; duygularına piyasa reytingi kazandırma peşindekilerin bireysel düzeninde hiç kolay değil, tamam!

 

Peki biz hayatı seviyor, sevindiriyor muyuz? Bir de onu sormak gerek.

 

Bir avuç gibi açık mıyız, yoksa bir yumruk gibi hem öfkeli hem de sakıngan mıyız?

 

 

Hani o Çin atasözü var ya, biraz santimantal şapırtısı ve yaldızı fazla ama söylediğinde hakikat var: "Yüreğinde yeşil bir dal saklarsan, şarkı söylemeye bir kuş gelecektir."

 

Biz hem kuş gelsin istiyoruz, hem de ne dalı, küçücük filizleri bile kırıp atıyoruz…

 

 

Alıntı

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.