Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

namazın ilk nerde başladığına dair Kuran'dan başka kaynak yok belki önümüzdeki günlerde bişeyler ortaya çıkar bu konuda.

 

 

Namaz'ın tarihçesini bir yerlerde aramaya gerek yok ki..

 

"Kul" kelimesi orta çağlarda Krallar'ın halkı için de kullanılıyordu. Hatta Krallara yarı tanrı gözüyle de bakılıyor, hem kral hem tanrı olanlar vardı. "Kul"lar krallara saygı göstermek için karşılarında ya eğiliyorlar (rüku) ya da yere kapanıyorlardı(secde). Dinler ilahları tanımlarken krallardan geri mi kalacaktı? İlahları da krallara benzetmişler, huzura çıkışlarda ona saygı icabı eğildirtmiş, yere kapandırmıştır. Hatta krallar gibi tahta oturtmuşlardır. Kuran'da Allah'ın tahta oturduğundan bahseder.

 

Namazın tarihçesi budur.

Gönderi tarihi:

Putperestlerin inancıydı diyorsun ama namazın ilk nerde başladığına dair Kuran'dan başka kaynak yok belki önümüzdeki günlerde bişeyler ortaya çıkar bu konuda.Ayrıca biz nasıl şu an iman ediyorsak eski insanlarada farklı şekillerde emredilmişti.Ama onların nasıl değiştiğinide belirtiyor kitap çok mantıklı bir şekilde,hangi ayetler olduğunu unuttuğum için hepsini yazamayıcam ama özetle söyleyebilirim.Mesela samirinin Hz.Musa gidince toplumu yoldan çıkarması,manyetik alan etkisinde kalan kafirlerin şimşek çakarak öldürülmesi ve iman etmeleri için dirilmesinden sonra bir buzağı putuna inanmaları gibi dahada var.E artık onların çocuklarınada öyle söylendiği gibi (bak bu put bizi öldürdü sonrada diriltti) halbuki yapan Allah , kitapta daha ayrıntılı ayrı ayrı yazıyor.

 

Şimdi son cümlen hakkında şöyle söyleyeceğim.Bilimsel olarakda gerçek olan yapılan araştırmalarda ispatlanan cinsellik konusu.Doğal olarak erkekler kadınlarla cinsel ilişkiye girerler değil mi.Ama aşırılık diye birşey var işte mesela kadınlar ilk önce homoseksüel tarzı erkekleri tercih eder,biraz cinsel zaman aşımından sonra daha erkeksi yani sert,sakallı(recep ivedik biggrin.png ) erkekleri tercih ederler.Erkeklerde bunun gibidir ama sonu felaket.Çok fazla aşırılıktan sonra artık erkekler cinsel hayatında bir farklılık ister ve eşçinsel erkeklere(gaylere) daha ilgi duymaya başlar.Hz.Şuay zamanında böyle idi.Allah bizi affeder diyipte yapıp yapıp en sonunda bu işi felakete sürükleyip sonrada gelenek haline getirince gelecek nesilide tehlikeye atıldı.

 

kuran dışındaki -ilk yazımda- kaynakları gösterdim. onlara bakmadın mı? kuran değil benim kaynağım. açık net olarak görünen verilerden bahsediyorum. kuran benim kaynağım değil. sen hala belki önümüzdeki günlerde bir şeyler ortaya çıkar diyorsun! sana kaynak gösteriyorum hala belki önümüzdeki günlerde yeni bir şeyler çıkar diyorsun! daha ne çıkacak, kaynak gösteriyorum işte yahu!

 

bak sana bir başka kaynaktan alıntı yapıyorum altına da kaynak belirtiyorum. ama sen bunları dikkatli incelemezsen ben bir şeyi bin kere söylemek zorunda kalıyorum ve ortaya kör dövüşü gibi bir şey çıkıyor. şu yazıları daha dikkatli incelersen sevinirim.

 

 

Ayinler, namaz, oruç, hac, kurban, sünnet, takı, tütsü ve büyüler, ilahiler ve şiirler, sembol ve dövmeler…

Putperestlik, Farsça kökenli bir sözcük olan put sözcüğünden türemiştir.

 

Buradan yola çıkarak putperestlik tanımını; doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne tapımı, olarak yapabiliriz.

Putperestlik farklı şekillerde tanımlandığı ve farklı çeşitleri olduğu gibi aynı zamanda paganizm ile denk biçimde kullanılmıştır. Fakat paganizm ve putperestlik farklı anlamları içerir.

Paganizm, Latince paganus yani kırsal sözcüğünden türemiştir. Roma dönemi şehirlerde yayılan Hristiyanlığın köylüleri etkileyememesinden dolayı Hristiyanlık dışında kalan inançlar pagan olarak adlandırılmıştır. Günümüzde İbrahimi dinlerin, diğer inançlara verdiği genel isim olup politeizmi, çok tanrıcılığı ve putperestliği kapsar.

Bu başlık altında paganizm ve putperestliğe ait adet ve ibadet şekillerini ele alacak, özellikle İslam öncesi Arap putperestliğinden örnekler vereceğiz.

 

1-Ayinler

 

Kutsal ve özel günlerde genellikle mabetlerde toplanan putperestler geleneklerine göre çeşitli gösterilerde bulunur, ilahiler söyler, toplu ritüeller yaparlar. Ateş üzerinden atlama ya da ateş üzerinde yürüme, vücutlarına şiş batırma bu gösteri örneklerindendir. Kutsal bir puta, geçmişteki kutsal saydıkları kişiden kaldığına inandıkları bir nesneye saygı gösterisinde bulunur, etrafında döner ya da koklayıp öperler. Yıllık ayinlerin dışında mevsim başlarında, özellikle ilkbahar ve sonbaharda yapılan ayinler de vardır.Belirli günlerde güneş ve ay festivalleri yapılır.Türlerine göre ayinlerde kutsal saydıkları sudan içer, kutsal saydıkları yiyecekten yerler. Dualar eder, dileklerde bulunurlar.Putperestlerin bu ayin adetlerinin İbrahimi dinlere de geçtiği görülmektedir.Noel kutlamaları Mitra paganlarından geçmedir.Putperest Arapların yevmül Arabu dedikleri cuma toplantıları, kandil geceleri, aşure günleri, cem ayinleri pagan kökenlidir.

 

2- Namaz

 

Putperest ibadetlerinden biri namazdır.Namaz, güneş kültünün ritüellerinden biridir ve Hint kökenli bir ibadettir.İslam öncesi Araplar da namaz kılarlardı. Günümüzde Hindular da namaz ritüellerini devam ettirirler. Sansktitçe “Surya” güneş Namaskara” ise selamlama veya bağlantı demektir. Böylece “Surya Namaskara” ‘güneşle bağlantı’ anlamına gelmektedir. Surya Namaskara, bedende akan güneş enerjisinin canlandırma tekniğidir. Arap putperestlerinin namaz kıldığı Kur’an’da yazılıdır.

Enfal-35. “Ve ma kane salatühüm ındel beyti illa mükaev ve tasdiyeh fe zukul azabe bi ma küntüm tekfürun.” Bilindiği üzere Arapça’da salat namaz demektir.” Onların Kabedeki namazları, ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. Küfrünüzden dolayı azabı tadın.”

Namaz törenlerindeki ıslık ve alkışlar nedeniyle putperestlerin kıldığı namaz eleştiriliyor. Putperestler de günde 5 vakit namaz kılarlardı.

Şaharit namazı – sabah namazı

Musaf namazı – öğle namazı

Minha namazı – ikindi namazı

Neilat Şerarim namazı – akşamüstü namazı

Maarib namazı – akşam namazı

 

3- Oruç

Güneş kültüne sahip putperestlerin ibadetlerinden biri de oruçtur.Namaz vakitlerini güneş zamanlı ayarladıkları gibi oruçlarını da güneşin doğuş ve batışına göre ayarlarlardı. Orucun başlangıcı bile İslamiyet’teki gibi ay’a göre tespit ediliyordu. Tıpkı, bugünkü müslümanlar gibi, ay’ı görmek için gözetleme heyetleri bile kuruluyordu. (Hayrullah Örs, Musa Ve Yahudilik) İslamiyet öncesi arap paganlarının ilginç gelenekleri vardı. Bunlar Ramazan dedikleri ayda bir ay oruç tutarlar, Mekke’ye Hacca gidip Kabe’nin etrafında yedi kez dönerler, “Kara Taş” ı ( Hacerül Esved) kutsal sayar onu öper ve günde dört veya beş vakit namaz (salat) kılarlar, şeytan taşlarlardı. ( Is Allah the Same God as The God of Bible?, M. J. Afshari, p 6, 8-9, İslam, Beliefs And Observances, Caesar E. Farah) Aişe anlatıyor: “İslam öncesinde Kureyş, Aşure gününde oruç tutardı..(Buhari, e’s-Sahih, Kitabu’s Savm/1.) Sabiilik, yıldız kültüne sahip bilinen en eski pagan dinidir. İlginçtir ki Sabiiler de 3 vakit namaz kılar ve 1 ay oruç tutarlardı. Farz orucun dışında nafile oruçlara da sahiptiler. (İbn Nedim, El Fihrist, s. 442-445) Kuran’da önceki toplumlarda da orucun olduğu yazılıdır: Bakara-183. “Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız.”

Eski Çağ dinlerinde, özellikle, rahiplerin Tanrılara yakınlaşmaya hazır olmalarını sağlamaya yarayan bir yoldu. Helenistik Dönemin inançlarına göre, Tanrılar bir takım kutsal öğretileri ancak oruç tutan kişilere vahiy yoluyla gönderirlerdi. Bazı eski kültürlerde ise oruç, öfkelenen Tanrıları teskin etme gibi amaçlara yönelikti. Sibirya Tungu şamanları ise, ruhlarla ilişki kurabilmek için oruç tutarlardı. Bütün dinlerde, belirli zamanlarda oruç tutma geleneği vardır. Budha rahipleri, yine belirlenmiş günlerde oruç tutarak günahlarını itiraf ederek, arınacaklarına inanırlar. Hindistan’da Sadhular yine günahlarından arınmak için oruç tutarlar. Çin’de göksel Yang ilkesinin başlamasından önce belirli bir süre oruç tutulur.

4- Hac

Önce Diyanet forumdan bir alıntı yapalım: Çeşitli Dinlerde Hac

Hac ibadeti pek çok toplumda bulunmaktadır. Japonlar, ataları Güneş’in, bir gün, hâlen kendilerinin üzerinde ikamet ettikleri adaya inip çevrede dolaştıktan sonra tekrar göğe hareket etmiş olduğunu düşünürler. Atalarının kendilerine bahşetmiş olduğu bu şerefin hatırası olarak Japonlar, yaya olarak aynı güzergâhı izlerler ve bu onların haccı olmaktadır.

Hindistan’ın Hinduları başka bir hac telakkisine sahiptirler. Tanrı görülmediğinden, ona tanzimde bulunmak için ilâhî yaratıcı gücün en büyük tezahürlerinin ortaya çıkmış olduğu yerleri, ziyaret etmek gerekir. Ganj, en önemli nehirdir. Himalayalardan Bengal Körfezi’ne kadar kıtayı sular ve hatta denize açıldığı bir kayadan çıkan Ganj’ın kaynağını ziyaret etmek için yolculuk yapmak Hinduların en önemli haccıdır. Ganj, Alfahabad yakınında, diğer bir büyük nehir olan Jumma ile birleşir ve bu birleşme yerinde bilhassa ay ve güneşin tutulmaları gibi özellikle önemli vakitlerde yıkanmak da, Hindu dininin en büyük haclarından biridir.

Gotama Budha, kendi dinin vahyini bir yabani incir ağacı altında almış olmakla meşhurdur. Önce bu ağacı, sonra da bu kutsal ağacın eskiden varolduğu yeri ziyaret etmek Budistlere göre haccın konusunu oluşturmuştur ve oluşturmaya devam etmektedir. Bir dinin ermiş kurucusunun doğum yeri, onun defnedildiği yer, bir mucizenin meydana geldiği yer, çeşitli toplumlara göre yeryüzünün farklı bölgelerinde hac yapılmasının sebeplerini oluştururlar.

İslam öncesi Araplar’ da Kabe putperestlerin en kutsal mabediydi ve bölge halklarının hac mekanıydı. Kabe eldeki kanıtlara göre İbrahim peygamber tarafından mö 800 lü yıllarda yapıldığı bilinmektedir. Ayrıca Kabe hiçbir zaman Yahudiler ve Hristiyanlar tarafından kutsal sayılmamıştır. Tevrat ve İncilde Kabe ile ilgili tek bir ayet dahi olmaması bunu kanıtlamaktadır. Kabe MÖ 800 lü yıllardan sonra putperestler tarafından Allahın evi olarak anılmaya başlanmıştır. (A Guide to the contents of Quran Faruq Sherif, Reading, 1995, pgs. 21-22., Muslim) Putperestler Kabe etrafında 7 kez tavaf yaparlardı. Kureyş dışından gelen Bedevi putperestler tavafı çıplak olarak yaparlardı. Putları ziyaret, Hacerül Esved taşına el sürme ve öpme, Safa ve Merve tepeleri arasında gidip gelme, şeytan taşlama hac ibadetinin en önemli ritüellerindendi.

” Putperestlerin hac sırasında hep bir ağızdan yaptıkları telbiye de aynen şöyleydi:

Lebbeyk allahümme lebbeyk.

La şerike leke illa şerikun huve lek.

Temlikuhu ve ma-melek “

 

5- Kurban

 

Kurban Hinduizm’de çok önemli bir yere sahiptir. Tanrılara sunulan her şey kurbandır. Hinduizm’de yaygın olan kansız kurbanlardır. Ancak yaz ve kış gün dönümleri münasebetiyle kanlı kurbanların da Tanrılar’a sunulduğunu görmekteyiz. Bu kanlı kurbanların en büyüğü ve özel bir tören gerektireni “Soma” kurbanıdır. Soma’da keçi ve inek gibi hayvanlar kurban edilir. Tanrıların öfkelerini teskin etmek maksadıyla sunulan bu kurbanların yanında, özel hediyeler de Tanrılara sunulmuştur. Hinduizm’de sunaklarda en iyi hayvanların kurban edilmesi ve etlerinin iyi kısımlarının yine burada bulanan ateşlerde yakılma geleneği vardır. Hinduizm’in bir özelliği de ölmüş kişiler için kurban kesme şartını getirmiş olmasıdır. Hinduizm’e göre, ölüler kurbansız aç kalırlarmış.

Eski çağlarda insan kurban edilmesi, bir nevi temizlenme ve sihir vasıtasıydı. Ailenin ilk çocuğu Tanrı’ya ait kabul edilir ve kurban edilmesi gerekirdi. Mısırlılar ise köpek başlı olarak tasvir ettikleri insanlara “Ani” diyorlar ve onları “Ay Tanrısı” na kurban olarak sunuyorlardı.

M. Eliade, Anadolu’da özellikle ilk çağlarda hasat mevsimi dolayısıyla yapılan insan kurbanı ve kafa kesme ayinlerine örnek olarak Frigyalılar’ı ele alır.

Frigyalıların yüzyıllar önce hasat zamanında insanları, başlarını kesmek suretiyle kurban ettiklerini, hatta elde mevcut delillere göre, o zamanlar bu âdetin Doğu Akdeniz’in her tarafında yaygın olduğunu kaydetmektedir.

 

İslam öncesi Arapların da eski dönemlerde Sabah Yıldızı’na daha doğmadan büyük bir acele ile insan ve beyaz deve kurban ettikleri, yine önemli putlardan Uzza’ya, oğlanlarla, kızların ve esirlerin de kurban edildikleri ileri sürülmektedir. Yakın dönemde ise insandan vazgeçilmiş, hayvan kurbanına geçilmişti. Putlara özel kurban kestikleri gibi genelde Safa ve Merve tepelerine dikilmiş kayadan putlara kurban keserlerdi. Bu kayaların biri İsaf, diğeri Naile adlı puttu. İsaf ve Naile iki sevgiliydi ve Kabe’nin kutsallığını kirlettikleri için öldürülmüş, daha sonra efsaneleşerek kutsallaştırılmışlardı. Araplar, putlara adak da adarlardı. Dilekleri gerçekleştiğinde, önemli işlerinde ve uzun seyahatlerinde adak keserlerdi. Adaklarının çoğu da ilk çocuklarının erkek olması içindi.

 

(Kaynak; Hayrullah örs, Musa Ve Yahudilik, s.399-405; Doç.Dr. Ali Osman Ateş, Asr-ı Saadette İslam; Şaban Kuzgun, Hz. İbrahim Ve Hanifilik, s.117; Epstein, Judaism. )

 

bak dostum hemen yukarda daha net gör diye yazıda verilen kaynak adlarını kalın ve siyah olarak belirttim. yazının içinde de parantez içlerinde kaynaklar belirtiliyor.

 

manyetik alan etkisindeki kafirlerin şimşekle öldürülmesi sora dirilmesi bilmem ne bunlar fasafiso. yani bu bilgilere kim güveniyor. sen güveniyor musun? bunları tartışmaya gerek yok!

 

örnek olarak verdiğin cinsellik konusunda öyle bir bilimsel araştırma yok. tamamen uydurma. ben bu şekilde tartışmaya devam edemem. saygılarımı sunuyorum.

Gönderi tarihi:

Namaz'ın tarihçesini bir yerlerde aramaya gerek yok ki..

 

"Kul" kelimesi orta çağlarda Krallar'ın halkı için de kullanılıyordu. Hatta Krallara yarı tanrı gözüyle de bakılıyor, hem kral hem tanrı olanlar vardı. "Kul"lar krallara saygı göstermek için karşılarında ya eğiliyorlar (rüku) ya da yere kapanıyorlardı(secde). Dinler ilahları tanımlarken krallardan geri mi kalacaktı? İlahları da krallara benzetmişler, huzura çıkışlarda ona saygı icabı eğildirtmiş, yere kapandırmıştır. Hatta krallar gibi tahta oturtmuşlardır. Kuran'da Allah'ın tahta oturduğundan bahseder.

 

Namazın tarihçesi budur.

 

Allah'ın oturduğu taht senin bahsettiğin taht değil,kudret ve makam sahibi olarak yani mecazi anlam taşıyan bir taht.Kralların,firavunların oturduğu taht ayrı ve iki tahtı aynı zannetme,Arş'ın sahibi derken evrenimi yoksa çatısı belli bir yeri mi anlamak gerekir tıpkı bunun gibi işte.Namazın tarihçesine bakarsak kesin bir şey söylenemez.İlk kim buldu yada kimlere emredildi bunu bilemeyiz ben ilk olarak israiloğulları ve başka ayetlerde anlaşıldığı üzere daha eskilerede gidebiliyor olduğunu anladım en doğrusunu O bilir.Secde etmek ayrı namaz ayrıdır.

Gönderi tarihi:

Öncelikle şunu söylemek istiyorum bu forumda tartışmaktan en çok zevk aldığım kişi sen ve bilimselci.

 

Rua onları ilk defa görmüş değilim ben sana özet olarak şunu söylemeye çalışıyorum "Bunların ilki nereden geldi" Senin verdiğin putperestlerin ibadet şekilleri ama bunu putperestlerin kurduğu söylenemez.Mesela kabeyi yapan Hz.İbrahim olduğu biliniyor bunu inkar edemezsin ve şu kurban kesme olayının kaynağıda odur.Çocuğunu kurban kesmeye kalkma olayı meşhurdur herkes bilir.Kuran namazı emrettik diye yazar ki zaten bir insan namazı,orucu bilmese Kuran-ı okurken şunu düşünür acaba namaz ve oruç nasıl birşeydir.Farkındaysan abdestin nasıl alınacağıda yazmaz,ama namazın ne zaman kılınmayacağı yazar.Kitaba göre bir tarihi yolculuk yaparsak putperestler Hz.İsa zamanındada vardı,Hz.musa zamanındada,Hz.İbrahim zamanındada yani bu olay çok eski yıllara kadar dayanıyor.Sana Samirinin Hz.Musadan kavminden sonra bir put koyduğunu sana söylemiştim,o puta Allah deniliyordu ve emrolunan namaza oruca ayine devam ettiler tabiki.Şimdi putperestlerin inancı mı oluyor bu orjinal olarak.

 

Manyetik alan benim yorumumdu ama yıldırım öz olarak yazar.Bak yorumum nasıl değiştiriyor değil mi dini :)

 

Ayrıca cinsellik konusunda bilimsel ispatı istiyorsan cinsel ilişki konusuna ait kitap ve belgeselleri izlemen lazım ben onlardan kaparak yazdım o yorumu.

 

2 tane ilahiyat fakültesi bitirmiş iki insan ve bir tane heykel uzmanı ayrıca musevilik dininden birkaç alıntılarla birleştirilip yazılan şey bilimsel kanıt oluyorda Kuran-ı Kerimdeki ayetler bilimsel kanıt olamıyor mu bu direk ben istediğime inanırım istemediğime inanmam demektir.

Gönderi tarihi:

dostum, tartışmaktan zevk aldığını söylüyorsun ama herkes ayrı tellerden çalınca ortaya bir tartışma çıkmıyor.

 

kanıt olarak seçtiğin şeyler hiçbir gerçekliğe dayanmayan rivayetler.

efendim toplumun yoldan çıkması,manyetik alan etkisinde kalan kafirlerin şimşek çakarak öldürülmesi ve iman etmeleri için dirilmesinden sonra bir buzağı putuna inanmaları falan... bunu mu tartışacağız yani?

 

ondan sonra da benim kaynaklarımı beğenmiyorsun. akademik çalışma yapan şahısların metinleri bunlar. bu da bilimsel değilse kimi neyi istiyorsun anlamadım ki? iki tane ilahiyat fakültesi bitirmiş diyorsun. yard.doç adam yaa... şaka gibi...

 

hadi onu bırak ilahiyat fakültesi bitirmiş birine sen nasıl güvenmiyorsun ki? bir dindar olarak senin de bu kaynaklara dayanman gerekmez mi?

 

bu din "bilim nerde olursa olsun gidip alın" diyen din değil mi?

 

yoksa burada bilimsellikten kasıt başka birşey mi? benim beğendiğim ve beni destekleyen bilim güzel ve doğrudur; ama beni benimseyip desteklemeyen bilim sahtedir mi deniliyor?

 

kuşkusuz ki din (islamiyet) bilimi desteklemiyor. ama biz eğer tartışacaksak bunu nesnel olgu ve olaylar üzerinden yapmalıyız. bilimsel gerçekliğe ve kanıta dayanmayan herşey sahtedir. kutsal olan dini bilgi değil akıl ve mantık süzgecinden geçmiş bilimsel bilgidir. kutsal olan bilimdir.

 

cinselliğe de taktın ha! cinsel ilişkiye girme konusunda nasıl kitap ve belgeselmiş onlar çok merak ettim. biggrin.png

Gönderi tarihi:

Kaynakları beğenmezlik yapmadım öyle hissettirdim sana.Her kaynağa bakarken şunu düşünmek lazım bu adam ve ya bu ekip bir yerde hata yapmış olabilir mi ? Ben hayatımda çok doçent gördüm,tanıştım,konuştum tabiki onlarda bir insan hata yapar mı yapar.Ayrıca verdiğin kaynaklar İslamiyeti yalanlamıyor farkındaysan.Bu yazdıklarım sadece bir düşünce biçimi hem ben o insanlara güveniyorum açıkçası eğer güvenmesem benim durumumda canımın istediğine inanıp canımın istemediğine inanmamak olurdu.

 

Bilim nerde olursa olsun gidip alın diyen değil bu çok yanlış bir düşünce aslında yanlışlıktan öte inkar etmenin çok kolay bir yoludur.Şöyle örnek vereyim bir din var evet bu din en basit benzetme olarak bilgisayar olsun,bilimde bu bilgisayarın donanımından tutun yazılımınıda araştırma,dile dökme biçimidir.Şimdi bilimin dini yalanlama şansı var mı ?

 

Akılda kutsaldır,bilimde ve Allah'ta çok yücedir kutsaldır.Allah Kitapta defalarca ayetlerde hep akıllı insanları övdüğünü okursun,düşünün bi Yüce Allah insanları övüyor hangi insanları akıllı insanları.Bundan daha en güzel kimin övgüsü yerini tutar.Batıl akılla yok edildi,bide şöyle düşünsene bir uydurma olsaydı neden insanlara aklını kullanmaları veya çalışması,okuması istenildi.Osmanlı tarihinden örnek vermek gerekirse Kuran-ı bilen fazla kimse yoktu ve bazı bilenler kendi istedikleri gibi anlatıyor ve insanları uyutuyorlardı.Atatürk halkı uyandırdı,herkesin doğruyu görmesini sağladı.Atatürkü Deccal yaptılar ve kendini Mehdi ilan eden birisi Kubilay'ın başını kesti.Şimdi bunlar müslüman mıdır

 

Seninle konuşurken anladığım kadarıyla Allah'a inanan ama İslamiyete inanmayan birisin yanlış mı anlamışım ?

Gönderi tarihi:

Akılda kutsaldır,bilimde ve Allah'ta çok yücedir kutsaldır.Allah Kitapta defalarca ayetlerde hep akıllı insanları övdüğünü okursun,düşünün bi Yüce Allah insanları övüyor hangi insanları akıllı insanları.Bundan daha en güzel kimin övgüsü yerini tutar.Batıl akılla yok edildi,bide şöyle düşünsene bir uydurma olsaydı neden insanlara aklını kullanmaları veya çalışması,okuması istenildi.Osmanlı tarihinden örnek vermek gerekirse Kuran-ı bilen fazla kimse yoktu ve bazı bilenler kendi istedikleri gibi anlatıyor ve insanları uyutuyorlardı.Atatürk halkı uyandırdı,herkesin doğruyu görmesini sağladı.Atatürkü Deccal yaptılar ve kendini Mehdi ilan eden birisi Kubilay'ın başını kesti.Şimdi bunlar müslüman mıdır

 

Seninle konuşurken anladığım kadarıyla Allah'a inanan ama İslamiyete inanmayan birisin yanlış mı anlamışım ?

 

ben allah'ın akıllı insanları övdüğünü hiç görmedim. neden övsün ki; onun akıllı insana ihtiyacı yok. onun, durmadan ibadet eden, ona yalvaran, düşünmeyip sadece onun söylediklerini kabul eden, itaatkar kullara ihtiyacı var. islam insanlardan aklını kullanmalarını ve okumalarını istemiyor. orada "oku" ile başlayan ayette bilimsel kitaplar oku anlamı taşımaz. o ayet beni oku, kuran'ı oku anlamına gelir.

 

örneğini verdiklerin müslüman değil mi? hep bunu söylüyorlar; "müslümanlık aslında bu değil"... bu nasıl bir şey ki hiçkimse tarafından anlaşılmamış. bu gidişle çan eğrisinden ben bile cennetlik olacağım anlaşılan.

 

Allah'a inanmaz olur muyum hiç... çoluğu çocuğuyla resimleriyle kanıtladım varlığını. ben bu din için daha ne yapayım smile.png

Gönderi tarihi:

Şöyle örnek vereyim bir din var evet bu din en basit benzetme olarak bilgisayar olsun,

Benzetme yapılırken gerçekçi yapılmalı. Bir insan, bir fabrika bilgisayara benzetilebilir ama bir din'i nasıl benzeteceğiz. Dinin ögelerinde madde özelliği yok ki..

 

bilimde bu bilgisayarın donanımından tutun yazılımınıda araştırma,dile dökme biçimidir.Şimdi bilimin dini yalanlama şansı var mı ?

Din, bilgisayar gibi maddesel değil ki. Ögeleri mistik, uydurma hikayelerle dolu. Onlarca metre uzunluğunda kanatlılar tarafından gökyüzünden birisine mail geliyor. Bu mesajlarda da yine yüzlerce uydurma olgular var. Arap töreleri de bu olgularla desteklenilmiş.

 

Bunun neresi bilim? Bilim bu uydurmaların neresini doğrulasın? Bilim kavramı yanlış bilinince, herşey yanlış değerlendiriecek elbette...

Gönderi tarihi:

ben allah'ın akıllı insanları övdüğünü hiç görmedim. neden övsün ki; onun akıllı insana ihtiyacı yok. onun, durmadan ibadet eden, ona yalvaran, düşünmeyip sadece onun söylediklerini kabul eden, itaatkar kullara ihtiyacı var. islam insanlardan aklını kullanmalarını ve okumalarını istemiyor. orada "oku" ile başlayan ayette bilimsel kitaplar oku anlamı taşımaz. o ayet beni oku, kuran'ı oku anlamına gelir.

 

örneğini verdiklerin müslüman değil mi? hep bunu söylüyorlar; "müslümanlık aslında bu değil"... bu nasıl bir şey ki hiçkimse tarafından anlaşılmamış. bu gidişle çan eğrisinden ben bile cennetlik olacağım anlaşılan.

 

Allah'a inanmaz olur muyum hiç... çoluğu çocuğuyla resimleriyle kanıtladım varlığını. ben bu din için daha ne yapayım smile.png

 

Allah hiçbirşeye muhtaç değildir biz ona muhtacız,itaat etsende Allah hiçbirşey kaybetmez etmesende hiçbirşey kaybetmez.Kuran'da çok ayetlerde şunun gibi yazar "Bazı akıl sahipleri böyle düşünüyorlar" ve böyle ayetlerden sonrada çoğunlukla " mükafat onlarındır,onlara Cennete yerleştireceğiz" gibi yazar.

 

Ayrıca örneği verdiğim olayı her türk biliyor.Kuran-ı Kerim türkçe çevrilmeye başladığı ilk anda zaten aşırı dinciler cephe aldılar Atatürke.İslamiyet doğru bildiğin birşeyi,bilmeyene öğretmenide söyler,Bilmemek değil öğrenmemek ayıptır manası gibi.Neyse bunu Sahte Mehdi (buda onların uydurması) ve diğer dinciler halkı yıllardır uyuttukları gibi kendi büyülerine kendileri kapıldı.Dinde olmayan birşeyi var diye arasına koyamazsınız,bu adamlar birçok yanlış şeyler yaptılar meleğin resmini çizmeleri,Deccal ve Hz.İsa hakkında uydurmasyonlar,Sahte dini hikayeler,Sahte ruh dedikoduları,Kuran-da Azrail ismi geçmediği halde Azrail hakkında bir sürü uydurmasyon hikayeler,bu ve bunun gibi birçok gerçek olmayan hikayeler uydurdular.Ayrıca müslümanlık kıldan ince kılıçtan keskindir bu basit bir ali cengiz oyunu değilki bu bir yaşam biçimidir.

Gönderi tarihi:

Benzetme yapılırken gerçekçi yapılmalı. Bir insan, bir fabrika bilgisayara benzetilebilir ama bir din'i nasıl benzeteceğiz. Dinin ögelerinde madde özelliği yok ki..

 

 

Din, bilgisayar gibi maddesel değil ki. Ögeleri mistik, uydurma hikayelerle dolu. Onlarca metre uzunluğunda kanatlılar tarafından gökyüzünden birisine mail geliyor. Bu mesajlarda da yine yüzlerce uydurma olgular var. Arap töreleri de bu olgularla desteklenilmiş.

 

Bunun neresi bilim? Bilim bu uydurmaların neresini doğrulasın? Bilim kavramı yanlış bilinince, herşey yanlış değerlendiriecek elbette...

 

Bak burda haklısın benzetme yaparken çok başarılı değilim,kabul ediyorum.Biraz fiziki açıdan okununca saçma geliyor,ama amacım ele aldığım temayı göstermekti neyse güzel bir örnek vermedim.Bilimselci gel seninle şöyle birşey yapalım.Bir tane bilimsel araştırma ve sonucu ortaya çıkmış Ne olursa olsun farketmez bir bilgiyi yaz buraya tamam mı ?

Gönderi tarihi:

Bilimselci gel seninle şöyle birşey yapalım.Bir tane bilimsel araştırma ve sonucu ortaya çıkmış Ne olursa olsun farketmez bir bilgiyi yaz buraya tamam mı.

 

Emrin olur Omar kardeş, smile.png

 

Fakat başlığın akışını bilimsel araştırmalarla bozmayalım. İsteğin bilimsel araştırmalar ve sonuçları her yerde var. Net'te bolca bulabilirsin. Daha da bulamazsan ben sana bir adres vereyim. Orada bolca araştırma ve sonuçlarını bulabilirsin. Basit ve zevkli. Çok keyif alacağından eminim.

 

www.bilimadamlari.net

 

Burada asıl üzerinde durmamız gereken, "bilim ve bilim dışı bilgilerin yöntemleri" olmalı. Zira tüm tartışmaların çözümü bu. Bilimsel yöntemler çok defa bahsedildi. Bu kez daha değişik bir özetini yazmaya çalışayım.

 

Bilgi için bilim, olaylar arasındaki ilişkileri gözlem yaparak, bu gözlemleri akılcı bir biçimde sentezleyerek yola çıkar. Bilim gözlemleyebildiğini, duyumsayabildiğini, deneyler, yorumlar, sonuç çıkarır. Bu sonuçlar artık pozitif bilgilerdir. Ancak bilim bu sonuçları kesindir, mutlaktır diye nitelendirmez, bilgi sürekli yenilenir.

 

Dinlerde ise bilgiye önce kesin ve değişmez bir şekilde inanılır, daha sonra bu konuda yorum yapılır. Bilgi edinme yöntemi sadece sezgisel ve benzetmelerden ibarettir. Varsayımları da; "böylesine karmaşık sistemleri ancak bir yaratıcı dizayn edebilir, bir kerede, ol diyerek yaratmıştır" şeklindedir.

 

Doğru bilgi, yalnızca bilimsel araştırmalar sonucu olandır. Diğerleri yalandır.

Gönderi tarihi:

Öncelikle verdiğin link güzel ve keyif alınacak bir site gerçekten.

 

Bilgi sürekli yenilenir demişsin bu doğrudur.Gün geçtikçe yeni yeni şeyler bulunur.O halde bilimde de herşey olabilir kim bilir 100 yılsonra bulunan,doğrulanan bilgiler nasıl bir hal alıcak.Aslında ben senden bir tane bilimsel bir makale yazmanı istemiştim.Neyse şimdi ben bitane yazayım ve buda şu "böylesine karmaşık sistemleri ancak bir yaratıcı dizayn edebilir, bir kerede, ol diyerek yaratmıştır" cümlene karşılık gelicek.

 

Suyun canlı bir varlık olma ihtimali var mıdır.Bu konu ile ilgili bir çalışma yapan japon bilim adamı Dr.Masaru etomo çok ilginç bir şey bulmuştur.Yaptığı çalışmayı biraz sana özetleyeyim.Yaptığı deneylerle iki farklı yerden su almış.Bir tanesi temiz kaynaklardan gelen su diğeri ise pis kaynaklardan gelen bir sudur.Temiz kaynaklı suya A diyelim öbürüne ise B diyelim.A suya çok güzel sözler,sevgi dolu sözler söyleniyor,B suyuna ise günah keçisi yerine koyulmuş küfürler ve kötü sözler söyleniyor.Sonuç olarak A suyu örneklerinin parlak,simetrik ve düzenli olduğu, B suyunun örnekleri ise asimetrik ve dağınık olarak resmedildiği gözlemlenmiştir.Ayrıca buna benzer deney bitki ve bazı sebzelerlede denenmiştir.

 

İnsan sözleriyle böyle şeyler mümkünse Allah derse kim bilir neler yapar.Ayrıca "ol demesi" konusu üzerinde düşünülmesi lazım.İnsana da ol diyip oluverdiği yazar ama birde nasıl yaratıldığı hakkındada bilgiler veriyor ayetler.Dünyanın yaratılışı konusundada ol demek var,fakat Allah'ın dünyayı yaratması 6 gün (Allah katında) sürdüğü söyleniyor.Kitapta Allah katında 1 günün dünya hayatına göre 1000 yıl olduğu söylenmekte buna göre Dünya 6000 yıl sürede yaratıldığını söyleyebiliriz ama kesin diye söylenecek birşey yok herşeyin doğrusunu Allah bilir

Gönderi tarihi:

Suyun canlı bir varlık olma ihtimali var mıdır.Bu konu ile ilgili bir çalışma yapan japon bilim adamı Dr.Masaru etomo çok ilginç bir şey bulmuştur.Yaptığı çalışmayı biraz sana özetleyeyim.Yaptığı deneylerle iki farklı yerden su almış.Bir tanesi temiz kaynaklardan gelen su diğeri ise pis kaynaklardan gelen bir sudur.Temiz kaynaklı suya A diyelim öbürüne ise B diyelim.A suya çok güzel sözler,sevgi dolu sözler söyleniyor,B suyuna ise günah keçisi yerine koyulmuş küfürler ve kötü sözler söyleniyor.Sonuç olarak A suyu örneklerinin parlak,simetrik ve düzenli olduğu, B suyunun örnekleri ise asimetrik ve dağınık olarak resmedildiği gözlemlenmiştir.Ayrıca buna benzer deney bitki ve bazı sebzelerlede denenmiştir.

 

böyle bir çalışma hiç yapılmamıştır. dolayısıyla bu şekilde bilimsel bir bulgu da yoktur.

suyun nasıl bir varlık olduğu ve molekül yapısı gayet iyi bilinmektedir ayrıca. bir japon bilim adamı suyun canlı bir varlık olup olmadığı konusunda senin bahsettiğin yönde bir araştırma da yapmaz.

 

hiç olmayan uydurma şeyler üzerinden tartışma yürütmeye devam ediyorsun.

Gönderi tarihi:

biggrin.png böyle diyeceğini zaten biliyordum.

 

-http://en.wikipedia.org/wiki/Masaru_Emoto- bak burada kariyeri var.

 

Su canlı mıdır?

 

 

Dua öyle bir güçlü bir vesiledir ki, hastalıkları iyileştirir, suyu dahi halden hale sokabilir. Bu konuda Japon Bilim adamı Prof. Dr. Masaru Emoto’nun su üzerine yaptığı bir araştırma son derece ilginç yeni bilgiler sunuyor bize. Emoto, üç yıl kadar önce mikroskopla yaptığı araştırmalarda, donmuş su kristallerinin dış tesirler karşısında çok değişik şekillerde reaksiyon gösterdiğini keşfetti. Bu araştırmalara göre su kristalleri, dış çevre tesirlerinin yanı sıra, müzik, söz ve kavramlara da tepki veriyor. Meselâ çekilen fotoğrafların birinde suyun yanında “şeytan” dendiğinde, kristaller kaotik bir biçime girerken, diğerinde de güzel sözlerle dua edildiğinde, suda, berrak ve estetik yapısı ile mükemmel bir altıgen ortaya çıkıyor. Emoto, bu çalışmalarıyla görünmeyen bir ruh âleminin varlığına da işaret ediyor.

-http://www.arastiralim.com/su-canli-mi.html- bak burada farklı biçimde açıklanmış

 

-http://www.masaru-emoto.net/- bak buda sitesi.

 

http://www.dailymotion.com/video/xd8bsj_dr-masaru-emoto-nun-deneyi-turkce-a_lifestyle

Gönderi tarihi:

Sana küfür edildiği zaman övgü gibi mi algılıyorsun.İnsan vücudunun 4te 3'ü su Dinde neden küfürün kötü sözün yasaklandığınıda bir anlam verebiliriz.Ayrıca buna benzer deneyi iki tane ilkokul çocuğuda yaptı tvde görmüştüm.Ama su ile değil bir meyve ile yaptılar.

Gönderi tarihi:

moleküllere güzel söz söylendiğinde yapıları DEĞİŞMEZ!!!!!!!!

 

ayrıca su molekülleri japoncayı nerden öğrenmiş yahu?

 

yani hangi dille konuşacağız. yeryüzünde 200 küsür dil var belki de.

 

bu konu besmeleyle kesilen hayvanların etlerinin tamamen hijyenik olduğu besmelesiz kesilen hayvanlarınkilerin ise mikroplu olduğu iddiasına dönüşecek sanırım.

islamcılar nedense böyle iddiaları çok severler ve bunları savunurken de mutlaka bir bilim adamının ismini kullanırlar.

 

Alfred Kröner de bunlardan biri. bu bilim adamının adı çokça istismar edilmiştir. aşağıda da ben gerçek bir röportajını yayınlıyorum.

 

Gönderi tarihi:

Sana küfür edildiği zaman övgü gibi mi algılıyorsun.İnsan vücudunun 4te 3'ü su Dinde neden küfürün kötü sözün yasaklandığınıda bir anlam verebiliriz.Ayrıca buna benzer deneyi iki tane ilkokul çocuğuda yaptı tvde görmüştüm.Ama su ile değil bir meyve ile yaptılar.

 

yani 4te 3ümüz su olmasaydı biz küfür edildiğinde bunu anlayamayacak mıydık? dostum bünyendeki suya güvenip mi sokağa çıkıyorsun?

Gönderi tarihi:

moleküllere güzel söz söylendiğinde yapıları DEĞİŞMEZ!!!!!!!!

 

Bu sadece su molekülleri ile değil dediğim gibi bitki,meyvelerlerde denenmiş birşey.Ayrıca güzel sözler insana mutluluk,sevgi gibi duyguları hissettirir.Müzikte bunun gibi.Mesela bir yaralıya yada hastaya güzel sözler söylenir,yada bir psikologta hastasına güzel şekilde davranıyor.Ayrıca dilini bilmediğin yabancı müzikleride dinlemiyorsundur herhalde o mesajı yazdığına göre

 

"yani 4te 3ümüz su olmasaydı biz küfür edildiğinde bunu anlayamayacak mıydık? dostum bünyendeki suya güvenip mi sokağa çıkıyorsun? " sen vücudundaki bütün suları döküp öyle çıkta görelim bakalım.

Gönderi tarihi:

Bu sadece su molekülleri ile değil dediğim gibi bitki,meyvelerlerde denenmiş birşey.Ayrıca güzel sözler insana mutluluk,sevgi gibi duyguları hissettirir.Müzikte bunun gibi.Mesela bir yaralıya yada hastaya güzel sözler söylenir,yada bir psikologta hastasına güzel şekilde davranıyor.Ayrıca dilini bilmediğin yabancı müzikleride dinlemiyorsundur herhalde o mesajı yazdığına göre

 

"yani 4te 3ümüz su olmasaydı biz küfür edildiğinde bunu anlayamayacak mıydık? dostum bünyendeki suya güvenip mi sokağa çıkıyorsun? " sen vücudundaki bütün suları döküp öyle çıkta görelim bakalım.

 

güzel sözler söylendiğinde ve güzel bir müzik dinlediğimde bunu gayet tabi anlayabiliyorum, çünkü ben bir su molekülü değilim.

ama anlamamı sağlayan şey bünyemdeki su molekülleri değil beynimin anlama kapasitesidir :)

bence sen de anlama ve algılama işini vücudundaki suya bırakmamalısın :)

Gönderi tarihi:

Omar kardeş,

 

Halen şu "bilim" nedir kavramında mutabakat kuramadık. Dünyada tek bilim adamının yaptığı bir çalışmayı, işte bilimsel bir çalışma ve sonucu diye sunmak bilim olamaz.

 

Bilimsel bir çalışmanın evrensel boyutları olmalı. Sonuçlar bilim kurulunca kabullenip yasalaştırılmalı. Böyle bir şey yok ortada. Falanca bilim adamı bir deney yapmış, o deney sadece orada kalmış. O bilim adamının da bilim adamı olduğu meçhul. Bilim adamı araştırmasını kendine mal etmez. Bilimsel araştırmalar bilim kurullarınca ekip olarak yürütülür. Bizim Zaggumcu Ziya gibi kendini meşhur etmek için yapılmaz bilimsel araştırmalar. Böyle tipler bilim şarlatanlarıdır.

 

Neymiş su laf dinlermiş. Hayatta böyle saçmalık, böyle yalancılık görülmemiş. Allahlarından korkmasalar, su duayı dinliyor insanlara yardım etmek için kalkıp yürüyor diyecekler. Hoş bunu da demişler "şeytan" diyince şekli şimali değişiyormuş cansız varlıkların. Bunlar iyice kafayı yedi galiba. Canlı ve cansız varlıkların bir olduğunu söyleyip temel bilimleri yok sayacaklar. Buna soyunmuşlar. Zaten dinlerin amacı nedir ki? Bir şekilde bilimi yok saymak.

 

Omar kardeş lafım sana değil. Bilirsin seni severim. Bu palavracılara sen alet olma. Kardeş lafı dinle. Görmediğine inanma. Hatta o su deneyini sen yap gözünle gör. Olumlu netice alırsan bana da bildir. Ben de deneyeyim. :)

Gönderi tarihi:

güzel sözler söylendiğinde ve güzel bir müzik dinlediğimde bunu gayet tabi anlayabiliyorum, çünkü ben bir su molekülü değilim.

ama anlamamı sağlayan şey bünyemdeki su molekülleri değil beynimin anlama kapasitesidir smile.png

bence sen de anlama ve algılama işini vücudundaki suya bırakmamalısın smile.png

 

Vücudtaki su okadar önemsizse içmeyin hiç su,yada dök bakalım vücudundaki suyu o kadar hafife aldığına göre,sanki vücudunda hiç su olmayınca beyin tam gaz devam edicek.Benim anlama ve algılama kapasitem suyla değil vücudumdaki proteinlede,yağlada olsun hepsi içinde,hepsi bir sıfata yarar.

Gönderi tarihi:

Omar kardeş,

 

Halen şu "bilim" nedir kavramında mutabakat kuramadık. Dünyada tek bilim adamının yaptığı bir çalışmayı, işte bilimsel bir çalışma ve sonucu diye sunmak bilim olamaz.

 

Bilimsel bir çalışmanın evrensel boyutları olmalı. Sonuçlar bilim kurulunca kabullenip yasalaştırılmalı. Böyle bir şey yok ortada. Falanca bilim adamı bir deney yapmış, o deney sadece orada kalmış. O bilim adamının da bilim adamı olduğu meçhul. Bilim adamı araştırmasını kendine mal etmez. Bilimsel araştırmalar bilim kurullarınca ekip olarak yürütülür. Bizim Zaggumcu Ziya gibi kendini meşhur etmek için yapılmaz bilimsel araştırmalar. Böyle tipler bilim şarlatanlarıdır.

 

Neymiş su laf dinlermiş. Hayatta böyle saçmalık, böyle yalancılık görülmemiş. Allahlarından korkmasalar, su duayı dinliyor insanlara yardım etmek için kalkıp yürüyor diyecekler. Hoş bunu da demişler "şeytan" diyince şekli şimali değişiyormuş cansız varlıkların. Bunlar iyice kafayı yedi galiba. Canlı ve cansız varlıkların bir olduğunu söyleyip temel bilimleri yok sayacaklar. Buna soyunmuşlar. Zaten dinlerin amacı nedir ki? Bir şekilde bilimi yok saymak.

 

Omar kardeş lafım sana değil. Bilirsin seni severim. Bu palavracılara sen alet olma. Kardeş lafı dinle. Görmediğine inanma. Hatta o su deneyini sen yap gözünle gör. Olumlu netice alırsan bana da bildir. Ben de deneyeyim. smile.png

 

Bilimsel ispat olarak hemen denilemeyebilir ama bazı arkadaşlar falanca filanca adama ait şeyleri buraya yazıp bak ben bilimsel ispat sunuyorum demesi benim yazdığımdanda farklı değil.Ayrıca su ile değil bir meyve ile yap hangisi erken çürüyecek acaba.Benimde sana tavsiyem İslamiyet gözüktüğü gibi bir din değil ne kadar gözardı etsende bilmediğin çok şey var.İslamiyet hakkında konuşurken peşin hükümlü olma.Deney hakkındada çok eskiden denemiştim gerçektende oldu (denediğim bir soğandı)

Gönderi tarihi:

Vücudtaki su okadar önemsizse içmeyin hiç su,yada dök bakalım vücudundaki suyu o kadar hafife aldığına göre,sanki vücudunda hiç su olmayınca beyin tam gaz devam edicek.Benim anlama ve algılama kapasitem suyla değil vücudumdaki proteinlede,yağlada olsun hepsi içinde,hepsi bir sıfata yarar.

 

gerçekten, doğru söylüyorsun yaw. ben hiç böyle düşünmemiştim...

Gönderi tarihi:

Bilimsel ispat olarak hemen denilemeyebilir ama bazı arkadaşlar falanca filanca adama ait şeyleri buraya yazıp bak ben bilimsel ispat sunuyorum demesi benim yazdığımdanda farklı değil.Ayrıca su ile değil bir meyve ile yap hangisi erken çürüyecek acaba.Benimde sana tavsiyem İslamiyet gözüktüğü gibi bir din değil ne kadar gözardı etsende bilmediğin çok şey var.İslamiyet hakkında konuşurken peşin hükümlü olma.Deney hakkındada çok eskiden denemiştim gerçektende oldu (denediğim bir soğandı)

 

adam haklı beyler, dağılın.

 

soğana bile neler yapmış!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.