Misafir skydavar Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 Hawking konusunda evet çelişkidesiniz. Bende size aynen şunları söyledim. Paralel evrenlerin matematiksel olarak olabileceği kabul edilmiş ancak deneylerle ispat mümkün olmadığı için bazı bilim adamlarının bunu bilimsel saymazlar. Çünkü onlar için öneml olan deneylerle ispat edilmesidir. Söylediğiniz tüm konulara cevap verdiğimi düşünüyorum. Ancak benim ispatını sunduğum ve sizin tersini iddia ettiğiniz konularda bir cevap görmüş değilim. Bunları kabul ettiğinizi varsayabilir miyim? Sizin sıfır noktasının tanrı olduğunu iddia etmeniz bir varsayımdır. Bunun ispatı da uyduruk insan yazması bir kitap değildir. Kaldı ki ilahiyatçıların % 90 ı bugün artık kuranın bir bilim kitabı değil , arap yarımadasındaki sosyal ve ekonomik vs kuralları düzenleyen bir kitaptır görüşündeler. Dediğim gibi arapça kelimelerin anlamlarını eğip bükerek , yok yörünge de gidiyorlar, yok efendim kara delikleri işaret ediyor. gibi yaklaşımlar pek akılcı değildir.Sadece bilimle değil arapça dilbigisi ile de bunların iddia edildiği gibi olmadığını çözmek mümkün.Yani tanrının varlığı masalı. Ayrıca yine yanılıyorsunuz "misal alemi" denilen şey farklı adlarla mitolojik devirlerde de var. Bunları artık buraya tek tek yazmayacağım. Çünkü bir anlam ifade etmiyor her şeyin kuran tarafından bilindiğine inandığınız için. Evet kuranı okudum. Önceden inanıyordum derken inancım sadece müslüman bir ana-babadan doğma olarak kabul edilebilr. Yani bir derinliği yoktu Bu ülkede yaşayan bir çok insan gibi, hepimiz kucağımızda bir dinle doğduk. Sonradan okumaya başlayınca inkarı seçtim. Okumayınca körü körüne inanıyorsunuz çünkü. Herhalde siz inançsız bir ana- babadan dünyaya geldiniz. Önceden inanmayıp sonradan inanmayı seçtiğinize göre. Neyse bu konu kısır bir biçimde devam etmeye mahkum. Ben aslında dini konularda çok ta fazla tartışmayı sevmem. İsteyen istediğine inanır dayatma olmadığı sürece. Ben kendi bakış açımdan görüşlerimi söyledim. Size neden inanıyorsunuz diye sormadım sormam da sizde kendi bakış açısından görüşlerinizi söylediniz. Çok fazla uzatmaya gerek yok. Tartışma için teşekkür ederim. Ben asıl ilgi alanım olan siyasi ve güncel konulara dönmek istiyorum artık. Size hayatınızda başarılar dilerim. Alıntı
Φ morbezelye Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 skydavar yaptığın açıklamada direk ALLAH'ın ispatı var gözünü aç biraz. Kuşlar kendiliğinden mi kazandı o özelliği,aerodinamik kuvvetler ve onun gibi şeylerin ALLAH'IN izniyle olmadığını hiç mi düşünmedin. Ben gözümü açtım ve düşündüm... aerodinamik kuvvetler ve onun gibi şeylerin ALLAH'IN izniyle olmadan kuşlar bile uçmadığına göre, Uçurttuğumuz uçurtmanın, uçak ve tayyarelerin, jet uçaklarının, helikopterlerin uçabilmesi için Allah'ın izni gerekir. Allah'ın izni olmazsa içlerine benzin koysak da uçamazlar. Eğer benzin koymayı unutursak zaten uçamazlar, bu durum Allah'ın izninin olmadığının delilidir. O uçağın, helikopterin, jetin uçmasına izin vermemiştir. Onun için bizim benzin koymayı unutmamızı sağlamıştır. Uçurtmalarda da durum aynıdır. Allah izin verirse rüzgar çıkarır uçurtmayı uçurabiliriz. İzin vermezse rüzgar olmaz bizde uçuramayız. Küçükken ben uçurtmam uçmayınca üzülür ve bu uçurtma bozuk diye ağlardım. Ama artık öğrendim Ağlamama gerek yokmuş. Hatta bazen rüzgar olsa bile uçamadığı oluyordu, demek ki uçurtmanın bozuk ve dengesiz yapılmış olmasıyla hiç ilgisi yokmuş. Allah izin vermediği için uçmuyormuş. Yüce Allah, ben yaramazlık falan yaptığım, annemi babamı üzdüğüm, yalan söylediğim, yemeklerimi zar zor yediğim için bana kızmış ve uçurtmanın uçmasına izin vermemiş. Bütün bunlar, Kuşların, uçakların, uçurtmanın uçması veya uçmaması gibi şeyler direk Allah'ın ispatıdır. Fazla söze de gerek yoktur. Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 Örnek olarak bakınız İBRAHİM SURESİ 32.AYET "ALLAH GÖKLERİ VE YERİ YARATAN,GÖKTEN YAĞMUR İNDİREN VE ONUNLA SİZE RIZIK OLARAK TÜRLÜ MEYVELER ÇIKARAN,EMRİ GEREĞİNCE DENİZDE YÜZMEK ÜZERE GEMİLERİ EMRİNİZE VEREN,NEHİRLERİ DE HİZMETİNİZE SUNANDIR" aynı şey uçak helikopter ve kağıt uçak için bile geçerli olduğu gözükmüyor mu.ALLAH emri gereğince uçaklar uçuyor gemiler yüzüyor.Hadi yalansa ispatını siz yapın koyduğu sınırı aşıp aşırı sisli havalardaifırtınalı havalarda hatta çok dalgalı girdaplı denizlerde yüzdürün geminizi yada uçurun uçakları o zaman. Ayrıca ben sizin bakış açınızı değiştirmek için konuşmuyorum sadece gerçek olanı göstermek istedim ve sizede ahirette gideceğiniz yerin cehennemede yaklaştığını haberveriyorum.ALLAH hepimizi bağışlasın. Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2011 Eskiden HZ.MUHAMMED s.a.v ve inananlarda yıllarca uğraştı millete gerçeği anlatmak için.Hadi diyelimki haklısınız HZ.MUHAMMED'İN s.a.v derdi neydi putlarla böyle birşey yapmaya kalktı diyelimki öyle hristiyanlar HZ.İSA a.s niye doğruluyorlardı öyle biri gerçekten geldi diyorlardı KURAN-I KERİM tamamlanmadan ve diğer Peygamberlerin bazılarınıda doğruluyorlardı tabi çok bilinenleri aynı masal yıllardır beri sürer mi.Eskiden öyle diyorlardı masal diye uydurma diye Peygamberleri öldürdüler işkence yaptılar.Söylüyorum hepinize hangi Peygamber zevkini düşünmüş niye hep yardım ediyorlardı olmayana veriyor zorda olana el uzatıyorlardı.Eğer yalan olsaydı kendi çıkarları için niye kullanmadılar veyada HZ.MUHAMMED s.a.v putlarla sorunu neydi hiç mi düşünmediniz o taş veya başka birşey mi yardım edicek size yoksa ALLAH MI? ONUN nimeti olan bilimi ona karşı kullanıyorsunuz.Ne kadar okursanız okuyun ne araştırırsanız araştırın ONUN yalan olduğunu gösterecek bir delil bulamazsınız. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2011 Eskiden HZ.MUHAMMED s.a.v ve inananlarda yıllarca uğraştı millete gerçeği anlatmak için.Hadi diyelimki haklısınız HZ.MUHAMMED'İN s.a.v derdi neydi putlarla böyle birşey yapmaya kalktı diyelimki öyle hristiyanlar HZ.İSA a.s niye doğruluyorlardı öyle biri gerçekten geldi diyorlardı KURAN-I KERİM tamamlanmadan ve diğer Peygamberlerin bazılarınıda doğruluyorlardı tabi çok bilinenleri aynı masal yıllardır beri sürer mi.Eskiden öyle diyorlardı masal diye uydurma diye Peygamberleri öldürdüler işkence yaptılar.Söylüyorum hepinize hangi Peygamber zevkini düşünmüş niye hep yardım ediyorlardı olmayana veriyor zorda olana el uzatıyorlardı.Eğer yalan olsaydı kendi çıkarları için niye kullanmadılar veyada HZ.MUHAMMED s.a.v putlarla sorunu neydi hiç mi düşünmediniz o taş veya başka birşey mi yardım edicek size yoksa ALLAH MI? ONUN nimeti olan bilimi ona karşı kullanıyorsunuz. Ne kadar okursanız okuyun ne araştırırsanız araştırın ONUN yalan olduğunu gösterecek bir delil bulamazsınız. Nedir Yalan? ; Yalanın gerçeklerin bilinmemesini sağlamak amacıyla söylenen, gerçeğe uygun olmayan anlatımlar olduğunu herkes bilir. Öyle durumlar vardır ki; gerçek dışı yada abartılı iddialar ve varsayımlar söz konusu olduğunda bile, örneğin inançlarımız söz konusu olduğunda, sürekli kendimizi kandırmayı yeğler ve gerçek dışı olabileceği ihtimalini sürekli göz ardı ederiz. Oysa kim olursa olsun gerçeğe uygun olmayan anlatımlar bir an, bir yer gelir ki herkes da ister istemez hep bir şüpheye yol açar. Kafamızda oluşan şüpheleri ve çelişkileri aşmanın en kolay ve insanoğlunun en çok başvurduğu yöntem ise varsayımları gerçekmiş gibi algılama yaratıp ön yargılar oluşturmaktır. Ancak; ne kadar sağlam varsayımlar ve aşılamaz ön yargılar oluşturursak oluşturalım, yaşamımızda var olan ve bizi etkileyen olumlu ya da olumsuz her gelişmeyi, etkisi ne olursa olsun onları sürekli olumlamak, öyle olduğunu varsaymak onları iyi ve doğru yapmaz. Sürekli olumsuz düşünerek gerçeklerin ve olayların kötüye dönüştürülemediği gibi... Ama... Ne yazık ki, istesek de istemesek de;... "Varsayım ve ön yargılarımızı, korku ve çelişkilerimizi yenebildiğimiz ölçüde" bir zaman sonra fark ederiz ki.. "Ya gerçeği bilmiyor ya da bildiğimiz şeyin kendi doğrumuz olduğu için onu gerçek kabul ettiğimizi kavrar. Farkında dahi olmadan gerçeklerin üstünü örtmüş olduğumuz gerçeğiyle yüzleşiriz..." Çünkü anlarız ki; bizlere o güne kadar söylenen bir çok şey " Ölümsüzlüğün çözümsüzlüğü karşısında yerine koyduğumuz ahiret kavramı" gibi varsayımlara dayalı ütopik değerlerdir. Herkes çok iyi bilir ki, gerçeklerle yüz yüze geldiğimizde ortaya çıkan yeni durum ve koşulları kabullenmek ve onları aşmak öyle çok kolay değildir. Elimizde var olan değerleri kaybetmek yada kaybetmiş olmak sarsar insanı. Hele inanç gibi toplumu sımsıkı saran değerler karşısında, o güne kadar hiç üzerinde düşünce üretmeden körü körüne ve içtenlikle sarıldığımız inançlarımıza dair şeylerse bunlar, içinizde oluşmaya başlayan kuşku ve şüpheler bizi korkutur ve sarsar... İçinde bulunduğunuz toplumun bir bireyi olarak o toplumun yüz karası, onlar tarafından reddedilecek güvenilmez bir kişilik olarak algılanmaktan korkarız... Zihnimizde oluşan bu 'yeni durum ve şüpheler' ya da 'yeni durum ve koşullar', yaşam algılamamızı doğru ve sağlıklı bir noktaya taşıyabilmek öyle çok kolay elde edilebilir şey de değildir. Bu şansı kendimiz yakalayabilsek ya da toplum tarafından bize verilse bile içinde bulunduğumuz koşullar yeni bir düzeltme ve doğruları bilincimize aktarabilmek için oldukça zorludur... *** Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2011 Şunu söylemek istiyorumki bu senin düşüncen ve senin bakış açın tamamen genel olarak.Nasıl bir dölden meydana gelip doğduysak ölüp dirilmemizde bunun gibi olacak.Yani gerçeklik manasında söylüyorum bunu,yoktan var geldik hepimiz varsa kendi kendini dünyaya getiren söylesin.Nasıl doğduysak öyle öleceğiz ve dirileceğiz bu ALLAH'A çok kolay ve açıklarda. ENAM SURESİ 29. VE 30.AYET DERLER Kİ:HAYAT ANCAK DÜNYA HAYATIMIZDIR.ARTIK BİZ BİR DAHA DİRİLECEK DE DEĞİLİZ RAB'LERİNİN HUZURUNDA DURDURULDUKLARI VAKİT (HALLERİNİ) BİR GÖRSEN!(ALLAH) DİYECEK Kİ:"NASIL ŞU (DİRİLMEK) GERÇEK DEĞİL MİYMİŞ?" ONLAR "EVET,RABBİMİZE AND OLSUN Kİ,GERÇEKMİŞ" DİYECEKLER.(ALLAH),"ÖYLEYSE İNKAR ETMEKTE OLDUĞUNUZDAN DOLAYI TADIN AZABI!"DİYECEK. Şunuda söylemek istiyorum gerçek gözlerle görülen şey değildir bazı şeyleri görmek için 2den fazla gözünüz olması lazım. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2011 Şunu söylemek istiyorumki bu senin düşüncen ve senin bakış açın tamamen genel olarak.Nasıl bir dölden meydana gelip doğduysak ölüp dirilmemizde bunun gibi olacak.Yani gerçeklik manasında söylüyorum bunu,yoktan var geldik hepimiz varsa kendi kendini dünyaya getiren söylesin.Nasıl doğduysak öyle öleceğiz ve dirileceğiz bu ALLAH'A çok kolay ve açıklarda. ENAM SURESİ 29. VE 30.AYET DERLER Kİ:HAYAT ANCAK DÜNYA HAYATIMIZDIR.ARTIK BİZ BİR DAHA DİRİLECEK DE DEĞİLİZ RAB'LERİNİN HUZURUNDA DURDURULDUKLARI VAKİT (HALLERİNİ) BİR GÖRSEN!(ALLAH) DİYECEK Kİ:"NASIL ŞU (DİRİLMEK) GERÇEK DEĞİL MİYMİŞ?" ONLAR "EVET,RABBİMİZE AND OLSUN Kİ,GERÇEKMİŞ" DİYECEKLER.(ALLAH),"ÖYLEYSE İNKAR ETMEKTE OLDUĞUNUZDAN DOLAYI TADIN AZABI!"DİYECEK. Şunuda söylemek istiyorum gerçek gözlerle görülen şey değildir bazı şeyleri görmek için 2den fazla gözünüz olması lazım. Sevgili 'omar'; Kavramak istiyorum "bu senin düşüncen bakış açın" diyerek yazdıklarımın içinden ele aldığın şey nedir? Genel olarak derken tümünden mi bahsediyorsun? O halde 'gerçeğe uygun olmayan anlatımlar ' hakkında senin düşünce ve bakış açını okuyup anlamak isterim. Öne sürdüğün üzere "gerçek gözlerle görülen şey değildir" ise nasıl bir şeydir. Bir insan dört adet göze sahip olmadığına göre, gerçeklerin farkına nasıl varır, nasıl anlar, nasıl kavrar? Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 7 Aralık , 2011 İlk önce şöyle söyleyeyim artık ALLAH'IN varlığı birçok toplum tarafından kabul edilmiş farklı isimler söyleselerde anılan hep ODUR.İnkar edenlerin çoğu gözle göremediği için inkarcı.Gerçek gözle görülmeyen değilde nedir demişsin sana şöyle söyleyeyim yanlış anlama sadece bir örnek olarak annen ve baban seni evlatlık almış olabilir mi ? olamaz diyeceksin ama bence olabilir çünkü doğarken gözünle gördüğünü söyleyemezsin,yada kimliğine bak belki başka soydan atalardan geldin onuda gözünle görmedin değil mi ?sevgilin seni seviyorum derken acaba ne kadar gerçek ? bunlardanda şüphe ediyor musun Ayrıca bilimin açıkladığı ve insan gözünün algılayamadığı kızıl ötesi ışın manyetik alan bluetoothgibi şeyler sana bu dünyada göremediğin canlıların ispatı değil mi Dikkatini çekerim edison elektriği buldu mu yarattı mı? insanlar teknolojiyi buldu mu yarattı mı ? veyada başka şeyler.Hiç kimse hiçbirşey yaratmadı sadece bulundu.Elektrik olsun internet olsun bnlar hep vardı.ALLAH bilirki daha neler var.ALLAH kullarının aklını kullanmasını istiyordu ve tabiki RAHMAN'DAN başka başarılı olan olmayacak.Eski insanlara bakın kendinize bakın çok şey değişmedi mi.papayı bilen var mı bilmiyorum hani şu dünya karedir diyen sahte cenneti vaad eden adam sonrasında ne oldu ALLAH yalancı olduğunu açıkladı bilimle kullarına gösterdi.Sen ve diğerleride bilimi karşıt kullanıyorsunuz öyle değil öyle olsaydı ALLAH batıldan farklı mı olurdu BAKARA SURESİ 118.AYET BİLMEYENLER,"ALLAH BİZİMLE KONUŞSA,YA DA BİR MUCİZE GELSE YA!" DERLER.BUNLARDAN ÖNCEKİLERDE TIPKI BÖYLE,BUNLARIN DEDİKLERİ GİBİ DEMİŞTİ.ONLARIN KALPLERİ (ANLAYIŞLARI) BİRBİRİNE BENZİYOR.BİZ AYETLERİ, KESİN İNANACAK BİR TOPLUM İÇİN AÇIKLADIK Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2011 İlk önce şöyle söyleyeyim artık ALLAH'IN varlığı birçok toplum tarafından kabul edilmiş farklı isimler söyleselerde anılan hep ODUR. Evet, diğer toplumlarda da bir tanrı inancı var ama, onların inandığı tanrıların nitelikleri/istekleri Arap kültüründeki tanrının nitelikleriyle uyuşmuyor. "Onların tanrıları aslında bizim tanrıdır" söylemi, gerçekte Arap kültürü propagandasıdır. İnkar edenlerin çoğu gözle göremediği için inkarcı.Gerçek gözle görülmeyen değilde nedir demişsin sana şöyle söyleyeyim yanlış anlama sadece bir örnek olarak annen ve baban seni evlatlık almış olabilir mi ? olamaz diyeceksin ama bence olabilir çünkü doğarken gözünle gördüğünü söyleyemezsin,yada kimliğine bak belki başka soydan atalardan geldin onuda gözünle görmedin değil mi ?sevgilin seni seviyorum derken acaba ne kadar gerçek ? bunlardanda şüphe ediyor musun Ayrıca bilimin açıkladığı ve insan gözünün algılayamadığı kızıl ötesi ışın manyetik alan bluetoothgibi şeyler sana bu dünyada göremediğin canlıların ispatı değil mi Burada anlatılanlar bilimsel ispatı basit olanlar. Kişiler,(ana, baba, evlatlık alan vs.) düşündüklerini ifade edip, gerçeğe uygun olarak doğrulayabilirler. Keza görünemeyen ama maddenin enerjisi olan manyetik alan veya bluetooth sinyalleri, kaynağı olan madde yok edilirse enerjileri de kesilir. Ölçülemez olur. Ama var olduğu iddia edilen Tanrı ise sadece soyut bir kavramdır. Madde olmadığı için bilimsel ispatı düşünülemez. Dikkatini çekerim edison elektriği buldu mu yarattı mı? insanlar teknolojiyi buldu mu yarattı mı ? veyada başka şeyler.Hiç kimse hiçbirşey yaratmadı sadece bulundu.Elektrik olsun internet olsun bnlar hep vardı. ALLAH bilirki daha neler var. ALLAH kullarının aklını kullanmasını istiyordu ve tabiki RAHMAN'DAN başka başarılı olan olmayacak. Teknoloji, doğada var olan madde ve enerjinin, insan aklı ile değiştirilerek, şekil verilerek kullanılır hale getirilme olayıdır. Edison doğada var olan durgun elektiriği biçimlendirerek alternatif elektrik haline getirip topluma sundu. Bu bir buluştur. Doğada alternatif akım üretilmiyor. Keza insanların kullandığı para da bir teknolojidir. Parayı doğa üretmiyor. İnsan aklının bir buluşudur. Bunun gibi daha neler. Sıralamaya gerek var mı? Eski insanlara bakın kendinize bakın çok şey değişmedi mi. papayı bilen var mı bilmiyorum hani şu dünya karedir diyen sahte cenneti vaad eden adam sonrasında ne oldu ALLAH yalancı olduğunu açıkladı bilimle kullarına gösterdi.Sen ve diğerleride bilimi karşıt kullanıyorsunuz öyle değil öyle olsaydı ALLAH batıldan farklı mı olurdu. Yukarda söylediğim gibi; bir toplumun kültür adına konuşturduğu tanrısı, diğer bir toplumun konuşturduğu tanrının görüşlerini yalanlayabilir. Bu son derece doğaldır. Bunları yapanlar(tanrıyı konuşturanlar), o toplumdaki kültür egemenliği adına söz almış teokratlardır. BAKARA SURESİ 118.AYET BİLMEYENLER,"ALLAH BİZİMLE KONUŞSA,YA DA BİR MUCİZE GELSE YA!" DERLER.BUNLARDAN ÖNCEKİLERDE TIPKI BÖYLE,BUNLARIN DEDİKLERİ GİBİ DEMİŞTİ.ONLARIN KALPLERİ (ANLAYIŞLARI) BİRBİRİNE BENZİYOR.BİZ AYETLERİ, KESİN İNANACAK BİR TOPLUM İÇİN AÇIKLADIK. Mucizeler, olmayacak, uydurulmuş hikayelerdir. Örnek olarak, nerede ise bir gezegen büyüklüğündeki uydumuz Ay, iki'ye parçalanarak yer yüzündeki bir dağın iki kenarında gözükmez. Bilimin gelişmediği dönemdeki, orta çağ toplumları bu gibi hikayelere inanırlardı. Günümüzde pek inanılmıyor. Keza yılan olan asa, bitip tükenmek bilmeyen sofra ve su üzerinde yürümek gibi. Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 8 Aralık , 2011 1.MAİDE SURESİ 48.AYET (EY MUHAMMED!) SANA DA O KİTAB'I (KUR'AN'I) HAK, ÖNÜNDEKİ KİTAPLARI DOĞRULAYICI, ONLARI GÖZETİCİ OLARAK İNDİRDİK.ARTIK,ALLAH'IN İNDİRDİĞİ İLE ARALARINDA HÜKMET VE SANA GELEN HAKTAN AYRILIP DA ONLARIN ARZULARINA UYMA.SİZDEN HER BİRİNİZ İÇİN BİR ŞERİAT VE BİR YOL KOYDUK.EĞER ALLAH DİLESEYDİ,ELBETTE SİZİ TEK BİR ÜMMET YAPARDI.FAKAT VERDİĞİ ŞEYLERDE SİZİ İMTİHAN ETMEK İÇİN ÜMMETLERE AYIRDI.ÖYLE İSE İYİLİKLERDE YARIŞIN.HEPİNİZİN DÖNÜŞÜ ALLAH'ADIR.O ZAMAN ANLAŞMAZLIĞA DÜŞMÜŞ OLDUĞUNUZ ŞEYLERİ SİZE BİLDİRECEKTİR. İSRA SURESİ 110.AYET DE Kİ :"(RABBİNİZİ) İSTER ALLAH DİYE ÇAĞIRIN,İSTER RAHMAN DİYE ÇAĞIRIN.HANGİSİYLE ÇAĞIRIRSANIZ ÇAĞIRIN,NİHAYET EN GÜZEL İSİMLER O'NUNDUR."NAMAZINDA SESİNİ PEK YÜKSELTME,ÇOK DA KISMA.İKİSİ ORTASINDA BİR YOL TUT. Hristiyanlar TANRI ve farklı bir mezhebide YEHOVA diye ALLAH'A seslenirler ve dahada birçok ismide vardır.bunlar farklı yolda olsa gidecek adres aynı yerdedir. 2.Anayı babayı geçtim.Tarihede inanıyorsunuz ama gözünüzle görmediniz belgeler var diyeceksin bende sana KUTSAL KİTAPTA var diyicem Bluetooth içindeki elektronik kart ( PCB -printed circuit board) baskı devre üzerine montajı yapılacak elektronik komponent'lerin birbirleriyle olan elektriksel iletişimini sağlar.Bu olmadan bluetooth ve onun gibi birçoğu çalışamaz.Bu kart bakırdan oluşur peki nedir bakır.atom numarası 29 gümüşten sonra en iyi ileten metal.Ayrıca Sedimenter yapıdaki maden yatakları. Kalker veya dolomit mineralleri içinde bulunurlar. Daha ziyade orta Afrika’da rastlanır. Dünya bakır üretiminin %17 si bu yataklardan sağlanır.İşte ALLAH bu bu yatakları madenleri yaratan ve birşeyden birçok nice şeyler çıkmasını sağlayandır. 3.Edison alternatif değil doğru akımı buldu alternatif akımı Nikola tesla geliştirdi.Doğada alternatif akım üretilmiyor ama yıldırım yani anlamı gök gürültüsü ve şimşekten oluşan,gökyüzü ile yeryüzü arasındaki elektrik boşalmasıdır.şu anda zaten yıldırımdan faydalanılmakta ama farklı bir alternatif akıma dönüştürülmesi süpriz olmaz., 4.ALLAH'ın demediği birşeyi birinin ALLAH böyle dedi demesi ancak kafirlerin yapacağı iştir.MÜMİNLER ALLAHTAN korkarlar.HZ.İSA a.s zamanında insanlar büyüye yani sihire çok inanırlardı sihirden başka hiçbirşey onları tatmin etmiyordu.ALLAH ONU gerçek mucizelerle gönderdi.Saymakla bitiremeyiz.HZ.MUSA a.s zamanındada böyleydi firavunun sihirbazlarıyla mücadeleye girdi.Sihirbazlar ip gibi bişey sallayarak (tamammen ilizyon) HZ.MUSA A.S doğru gelen sanki dev bir hortum çıkmış gibi ama aslında göz aldatmacası.ALLAH'IN mucizeleri ise gerçektir hiçbir aldatmaca bulunmaz.TANRI lar diye birşey yoktur TANRI YADA ALLAH vardır. 5.sen inanmadığın için sana göre öyle ama şunu bilmeni isterimki hepsi gerçektir.Senin düşüncen sadece dünya hayatında somutlaşmış bir anlayıştan başka bişey değil.Günümüzde inanılmıyor değil olmuyor mucizeler çünkü artık sihir devri bitti,akıl yolu başladı zaten KUTSAL KİTAP inmeden önce insanlık bunun temellerini atıyordu.Son mucize ise işte KUTSAL KİTAP birebir ve en gerçekçesine ALLAH'TAN gelen kitaptır bunda hiç şüphe yoktur. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 İlk önce şöyle söyleyeyim artık ALLAH'IN varlığı birçok toplum tarafından kabul edilmiş farklı isimler söyleseler de anılan hep ODUR. İnkar edenlerin çoğu gözle göremediği için inkarcı.Gerçek gözle görülmeyen değilde nedir demişsin sana şöyle söyleyeyim Senin düşüncen sadece dünya hayatında somutlaşmış bir anlayıştan başka bir şey değil. Günümüzde inanılmıyor değil olmuyor mucizeler çünkü artık sihir devri bitti,akıl yolu başladı zaten KUTSAL KİTAP inmeden önce insanlık bunun temellerini atıyordu.Son mucize ise işte KUTSAL KİTAP birebir ve en gerçekçesine ALLAH'TAN gelen kitaptır bunda hiç şüphe yoktur. Sayın Omar; Yazdıklarınızda var olan tutarsızlıklara tek tek yanıtlar vermek istemiyorum. Çünkü İnançlarınıza dayalı varsayımları kanıtlamak adına argümanlarınızı öne sürerken, evrenin dili olan bilimin neyi veri ya da olgu olarak kabul ettiğini göz ardı ediyorsunuz. Evrenin dili olan bilimi ve güncel teknolojik gelişmeleri kullanıp inancınızı kanıtlamaya çalışıyor ve kendiniz boş yere yoruyorsunuz. Bilimsel gerçekler ile inancınızın varsayımları arasındaki gözle görünür çelişkilerin farkında bile değilsiniz. Bilim, doğrudan Tanrı'nın /Allah'ın varlığına veya insanların iyi/kötü oluşlarına yönelik sorularla ilgili değildir. Öznel çıkarımlara dayanan fikirlerin aksine, hipotezler ve teoriler, nesnel çıkarımlara dayanır. Bu nedenle insanoğlunun evrenin dilini kullanarak bilimsel gelişmeler ışığında ortaya çıkardığı buluşlarını dilinize dolayıp ardından kutsal kitabınızdan verdiğiniz vahye dayalı örnekler öne sürdüğünüz şeylerin kanıtı olamaz, olsa olsa sizin kendinizi haklı olduğunuzu sanmanızı sağlayan dindarlığınızın bir refleksidir. Çünkü öne sürdüğünüz argümanlar en iyi tabiriyle doğrulanmaktan uzak sadece sizin ön yargı ve kabullerinizi ifade eden gerçeğe uygun olmayan anlatımlar... *** Ama siz yine de hayır detaylı bir tartışma yapalım diyorsanız yeni başlık açarız, orada "demagoji ve polemiklere gerek duymadan, entelektüel dürüstlük" çerçevesinde konuyu detaylarıyla tartışabiliriz... Özellikle "demagoji ve polemiklere gerek duymadan, entelektüel dürüstlük çerçevesinde" ifadesini kullandım. Çünkü yazılarınızda dikkatimi çeken şey, ifade ettikleriniz üzerine size yapılan açıklamaları, size yöneltilen soruları ve tartışılan konunun temel noktalarını görmezden gelerek (sanki ezberiniz bozulacakmış kaygısı taşırcasına) o temel noktalara yanıtlar vermek yerine kendi gündeminizi yaratma çabasıyla sürekli konu değiştiriyorsunuz... Bu sizin tarafınızdan kasıtlı olarak yapılan bir şey de olmayabilir. Kendinizi ifade etmek adına sadece insanoğlunun en çok başvurduğu yöntemi uygulayıp gerçekmiş gibi algıladığınız varsayımları ve ön yargılarınızı kanıtlama kaygısıyla sürekli kendinizi tekrar ediyor olabilirsiniz. Bu da yazdıklarınızı okuyanlara 'ezberiniz bozulacakmış kaygısı' taşıdığınızı düşündürüyor ister istemez. Buna hayır diye itiraz ediyorsanız size şu iletiyi tekrar okumanızı - http://www.turkish-m...post__p__954039 - Ve ardından yazdıklarınızı tekrar değerlendirmenizi öneriyorum. *** Sizin Tanrı'nın/Allah'ın var olduğunu kanıtlamak adına öne sürdüğünüz argümanlar ve son olarak da ifade ettiğiniz... "Senin düşüncen sadece dünya hayatında somutlaşmış bir anlayıştan başka bir şey değil." Ve "İnkar edenlerin çoğu gözle göremediği için inkarcı." cümleleriniz bana, Görüşleri sizinle hemen hemen örtüşen evanjeliklerin yaratılışı ispatladıklarını düşündükleri... Ve ateistlerin korkulu rüyası olarak öne sürdükleri muz hikayesini hatırlattı... Hikaye şöyledir; "Düzgün yapıda bir muzu incelerseniz, dışa bakan yüzünde üç tane, iç bükey tarafında da iki tane sırt olduğunu, elinizi bu muzu kavrayacak şekilde tuttuğunuzda avuç kısmında üç, diğer tarafta da iki tane oluk görürsünüz. Bu demektir ki muz ve insan eli, birbirleri için yaratılmıştır. Muzu elinize aldığınızda onu yaratmış olan Tanrı'nın, ona kaymayan bir yüzey yaptığını da fark edersiniz. Dış yüzeyindeki işaretler size içindeki ile ilgili bilgi verir. Yeşilse yemek için erkendir, sarıysa tam kıvamındadır, siyahsa artık yemek için çok geçtir. Muzun tepesine doğru bakarsanız bir çıkıntı olduğunu görürsünüz yani tanrı onu kolayca soyulması için tepesine bir çıkıntı koymuştur. Bu çıkıntıyı çekince kabuğun içindeki meyve soyulur. Çevreye zarar vermeyen, biyolojik olarak ayrışma özelliğine sahip olan kabuğunda delikler olduğunu, elinize alıp bir muzu soyduğunuzda insan eline ne kadar da zarifçe oturduğunu, tam da insan ağzına girecek şekilde tasarlanmış olan en üstte sivirilen bir ucu olduğunu görebilirsiniz. Çiğnemesi ve sindirilmesi kolaydır ve hatta bütün yeme işlemini kolaylaştırmak için insanın yüzüne doğru kavislidir. Bu demektir ki, muzun yaratılmış olması, "Tanrı'nın yaratıcı elinin dehasına kanıttır." *** Oysa yaratıcılar tarafından sunulan bu argüman en iyi tabirle doğrulanmaktan uzak bir hikaye örneğidir. En kötü tabirle de kocaman bir yalandan ibarettir. Bu argümanı öne sürenler iki dakikalarını ayırıp 'wikipedia'ya "muz" kelimesin yazmış.. Ve açılan sayfada 'Erken Yetiştiricilik' bölümüne bakmış olsalardı, Muzun Papua Yeni Gine'de son 5000-8000 yıldır yetiştirildiğini öğrenirlerdi. http://en.wikipedia.org/wiki/Banana Öğrenecekleri bu kadarla da kalmaz, Yabani bir muzun, insanlar tarafından yapılan zirai işlemden geçmeden önceki halini de görürlerdi. Resimde de görüldüğü gibi 'yabani muz' zirai işlemler sonrası insan eliyle yetiştirilen muza hiç benzemez. İçi kocaman çekirdeklerle doludur ve meyve kısmı çok azdır. Denildiği gibi insan eline öyle hiç de kolayca oturmaz, öyle kolayca da yenilemez. Peki öyleyse, kutsal kitaplarının ve inanç duydukları dinlerinin dürüstlüğe önem verdiğini ve ahlaklı olunması gerektiğini savunan bu insanlar, NEDEN yaratılışçılığı savunmak adına "Tanrı'nın yaratıcı elinin dehasına kanıttır." diyerek, açıkca gerçekleri ve verileri çarpıtmaktan ve yanlış bilgi vermekten hiç çekinmezler? Çekinmezler çünkü, kafalarında sadece bir tek şey vardır... Ne pahasına olursa olsun inançlarını körü körüne savunmak. Onlar için yaradılış öğretisini, hikayesini veya efsanesini geçerli kılmak ya da savunmak adına öne sürdükleri şeylerin yaşamın gerçekleriyle uyuşmamasının hiç bir öne mi yoktur. Tanrıyı kanıtlamak adına her türlü geçersiz ve saçma argümanı öne sürmekten çekinmezler ve bu dürüst olmayan davranıştan hiç de ahlaki bir kaygı duymazlar. Dinsel inançlarının onlara öğütlediği dürüstlüğü bir kenara bırakıp yanlış bilgiyi yaymaktan hiç çekinmezler, "Yeter ki dindarlıkla ön yargılı bir hale gelmiş olan fikirlerini desteklesin." *** Özetle; sizin ve diğer dinlere mensup 'Akıllı tasarımı', yaratılışçılığı savunanların "Tanrı'nın yaratıcı zekasına kanıt olarak" öne sürdüğünüz argümanlar, insan yaşamının ve dünyadaki canlılığın gerçekleriyle taban tabana zıt olan varsayımlardır. Buradaki muz hikayesinden de anlaşılacağı gibi 'gerçekleri ve verileri çarpıtmaktan ve yanlış bilgi vermekten hiç çekinmeden' varsaydığınız şeyleri yeni varsayımlarla kanıtlama kaygısından öte bir şey değildir. *** Bugün bildiğimiz muz meyvesi, Tanrı tarafından insanlar daha kolay tüketsin diye tasarlanmamıştır. Hatta tam tersi söz konusudur. Günümüzde yediğimiz modern muz insan yaratıcılığının bir ürünü ve eseridir. Nesiller boyu süren 'yapay seçilim' sürecinin sonunda bugünkü haline getirilmiştir... Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Göz ardı ettiğim hiçbir şey yok.Sadece iyi anlamınıza sağlayacak şekilde anlatmaya çalışıyorum. Bilimin dine karışmadığını hiçbir şekilde ALLAH'IN varlığını yada yokluğunu ispat etmeye çalıştığını zaten bende söylemiştim.Ama yapılan araştırmalarda ve elde edilen sonuçlar ALLAH'I ispat etmekte.Nasıl olsa bilimde bir insan yapımıdır. Kanıtı olamaz BAKARA SURESİ 258.AYET ALLAH, KENDİSİNE HÜKÜMDARLIK VERDİ DİYE (ŞİMARIP BÖBÜRLENEREK) RABBİ HAKKINDA İBRAHİM İLE TARTIŞANI GÖRMEDİN Mİ? HANİ İBRAHİM,"BENİM RABBİM DİRİLTİR,ÖLDÜRÜR." DEMİŞ; O DA,"BENDE DİRİLTİR,ÖLDÜRÜRÜM" DEMİŞTİ.(BUNUN ÜZERİNE) İBRAHİM,"ŞÜPHESİZ ALLAH GÜNEŞİ DOĞUDAN GETİRİR,SENDE ONU BATIDAN GETİR" DEYİNCE,KAFİR ŞAŞIRIP KALDI.ZATEN ALLAH, ZALİMLER TOPLULUĞUNU HİDAYETE ERDİRMEZ. ENBİYA SURESİ 22.AYET EĞER YERDE VE GÖKTE ALLAH'TAN BAŞKA İLAHLAR OLSAYDI,KESİNLİKLE İKİSİNİNDE DÜZENİ BOZULURDU.DEMEK Kİ,ARŞ'IN RABBİ ALLAH,ONLARIN NİTELEMELERİNDEN UZAKTIR,YÜCEDİR. bunun gibi birsürü ayetler var ve sana hepsini buraya yazamam.22.AYETTE açıkça belli değil mi gece gündüze gündüzde gece oluyor mu yada ay güneş görevlerini değiştiriyorlar mı İnsan gerçek olarak algılamadığı birşeye inanabilir mi ?Gerçek olarak algılayabilsinki inanabilsin.Ben gaibe şahit olan biri olarak,siz ALLAH'I kafanızda kavram yapmışsınız ve mucizelerede hikaye diyip geçiyorsunuz bunu bir kuralmış gibi söylüyor karşınızdakilerinde o gözle bakmasını sağlamaya çalışıyorsunuz.Bende size ALLAH gerçek tek bir İLAHTIR ve mucizelerin gerçek olduğunu ve hepsinde de mantıklı bir açıklama mümkün olduğunu anlatmaya çalışıyorum.Bu yüzden ezber bozuacakmış kaygısı hissettirmiş olabilirim ve bende bir insanım ve elimden geldiği kadar temelini anlatmaya çalışıyorum varsa geçtiğim yer yada beklediğiniz bir noktaya yanıt bana söyle. Değerlendirmemi istemişsin = HZ.MUHAMMED S.A.V zamanında insanların bazıları puta bazıları bir hayvana bazıları güneşe bazılarıda HZ.İSA A.S MA İLAH olarak inanıyorlardı.Hatta ateşe ve suya inananlarda vardı.En yaygın olan tabiki putlar insanlar bir taş parçasına yalvarıyor ondan umut bekliyor,bir kediye veya öküze İLAH olduğunu zannediyorlardı gerisini siz düşünün ALLAH cahillikten korusun bizi.AMİN.Ama hepsi böyle değil ALLAHA inananlarda var (fazla olmasada) ama ONUN hakkında yanlış bilgileri vardı ALLAH'IN çocuk edinmesi gibi.KUTSAL KİTAP indirilme sebebini birçok AYETLERDE farklı farklı açıklar.kafirlerin öğüt alması ALLAH çocuk edindi yalanı gibi neyse konuyu değiştirmeyeyim.O zamanda HZ.MUHAMMED S.A.V ALLAH tarafından peygamber olarak seçildi.Siz inanamasanızda inansanızda bu böyle nedeni çok basit örnek.Bir insan seçiliyor bir DİN tastamam gerçek olan ve O yıllarca sabrediyor ilk birkaç yıl gibi ve MÜMİNlerin sayısı parmakla sayılıyor hala ve bu insan zevkini düşünmüş değil,malı evi düşünmüş değil,bu insana birçok teklifler yapılıyor(kafirlerden) yolundan dönmesi için ONUN cevabı"SAĞIMA AYI SOLUMA GÜNEŞİ VERSENİZ YİNEDEN YOLUMDAN AYRILMAYACAĞIM",bu insan fakirlere yardım ediyor aç olanları doyuruyor neden ?Niye kendi zevkin düşünmedi ?Bir yalan olsaydı kendi çıkarlarına zevklerine niye kullanmadı ?Çünkü herşey açıkça gerçek,ALLAH birdir ve ondan başka İLAH yoktur.Saatin 12den başlayıp yine 12ye gelmesi gibi hepimiz ALLAH'A döneceğiz.Ayrıca o zamanlarda yapılan savaşı araştırınız size faydası dokunacaktır. Gecekuşu kaç yaşındasın bilmiyorum çocuğun varsa adını ALLAH koy.Yada git kendi adını değiştir ONUN İSMİNİ AL. Yapabilir misin bunu. Sen bu hikayeyi anlatırken aklıma HZ.İSA A.S incilde yazan bir hadisi geldi "Suyunuzun ağzını kapatın yoksa içine şeytan girer" tam doğrusu bu olmayabilir ama aynı çağrışım var burada suyun bozulmasını açıkça ortada ve o zamanki insanlara şeytan süslemesi yapılarak anlatmış,ayrıca bilimsel açıklamasını o insanlara açıklarken alacağı cevap "haa" dan başka birşey olamazdı. Ayrıca ONUN tahminimce vücudundaki elekrik lede şok ederek kalplerini çalıştırdığnı vede hayvanlarla konuşma dilini çok iyi bilmesini o balık hikayesinden anlayabiliriz.Hatırladığım kadarıyla hikaye şöyle bir balık var piranha gibi denize giren herkesi ısırıyor yaralıyor.HZ.İSA o denize girdi ve balığı tuttu balığa bişey söyleyerek bıraktı o günden sonra balık birdaha gözükmedi .Şunu söyleyeyimki hayvanlarla konuşmak mümkün şu kurtların reis yaptığı bilim adamı bir örnektir.bunun gibi çok mucizeleri vardır.Şunada bi bak suyun mucizeleri -http://www.kuranvebilim.com/html2/makaleler/su_mucizesi.htm- Bunlar sana cevap olarak yazdıklarım.Şunuda söyleyeyimki bilimde bir insanın elinden gelme birşey bir yanlış bilgi herşeyi alt üst eder.Hani yumurtanın zararlı olduğunu söyleyip sonra faydasını açıklamaları gibi.O muzda kendiliğinden büyüyor meyve olarak çıkıyor ağaçlar kendiliğinden oluşuyor,bir pi sayısı bile yeter ALLAH'IN nekadar ilim sahibi olduğunun ispat etmeye.Sen ve diğerleri hala inatla aynı bakışla devam etmeye çalışıyorsunuz. BAKARA SURESİ 86.AYET ONLAR,AHİRETİ VERİP DÜNYA HAYATINI SATIN ALAN KİMSELERDİR.ARTIK BUNLARDAN AZAP HİÇ HAFİFLETİLMEZ.ONLARA YARDIMDA EDİLMEZ. ENAM SURESİ 32.AYET DÜNYA HAYATI ANCAK BİR OYUN VE BİR EĞLENCEDİR. ELBETTE Kİ AHİRET YURDU ALLAH'A KARŞI GELMEKTEN SAKINANLAR İÇİN DAHA HAYIRLIDIR.HALA AKILLANMAYACAK MISINIZ? Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 İnsan gerçek olarak algılamadığı birşeye inanabilir mi ? Gerçek olarak algılayabilsinki inanabilsin. Ben gaibe şahit olan biri olarak,siz ALLAH'I kafanızda kavram yapmışsınız ve mucizelerede hikaye diyip geçiyorsunuz bunu bir kuralmış gibi söylüyor karşınızdakilerinde o gözle bakmasını sağlamaya çalışıyorsunuz.Bende size ALLAH gerçek tek bir İLAHTIR ve mucizelerin gerçek olduğunu ve hepsinde de mantıklı bir açıklama mümkün olduğunu anlatmaya çalışıyorum.Bu yüzden ezber bozuacakmış kaygısı hissettirmiş olabilirim ve bende bir insanım ve elimden geldiği kadar temelini anlatmaya çalışıyorum varsa geçtiğim yer yada beklediğiniz bir noktaya yanıt bana söyle. Mesela ezberin şöyle bozulabilir. "Gerçek" kavramını sorgulayarak... Gerçek nedir? Bilimsel karşılığını, Etimolojik(dil bilim) kökenini, Felsefik anlamını araştırarak, irdeleyerek. Tüm inanç ve ideolojilerdeki soyut kavramların anlamlandırılması, gerçeklerle(somutla) örtüştürülmesi nasıl yapılır? "Gerçek"in ne olduğunu öğrendikten sonra, dünyada var olan insan sayısı kadar soyut fikirlerin, gerçekle örtüşecek yanları varmıdır daha net olarak görülebilecek, tezlerimizin hangilerinin gerçekle örtüşebileceğini daha somut olarak tartışabileceğiz. "Gerçek" kavramını doğru olarak bilmediğimiz sürece, gerçek sandığımız tezlerimiz ezber olacaktır. Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 AKIL gerçek midir ?göremiyorsun ama var.Yada rüya,mutluluk gerçek değil midir?Fikir gerçek midir? Gaib gerçekmidir? Hüzün,keder gerçek midir? "Gerçek nedir? Bilimsel karşılığını, Etimolojik(dil bilim) kökenini, Felsefik anlamını araştırarak, irdeleyerek."diyorumki hepsi bir insan yapımıdır.2 elma var adam bunu 4 olarak görüyor.ve diğerlerinede söylüyor 4 tane elma var.zincirleme olarak herkes birbirine söylese 4 tane elmanın olduğu kabul edilecek.diyelimki başka birisi o 2 elmayı yedi ve adamlar orada ona hesap soracaklar diğer ikisi nerde diye.Daha mantıklı bir örnek vermek gerekirse bir trafik azası oluyor.ölü sayısı 1 ama adam orada diğer 2 yaralıyı ölü zannediyor.Ve meraklı insanlarada söylüyor "ya işte kaza oldu 3 tane ölü var" diye.onlar gitse başkalarına söylese diğerleri başkalarına söylese saadet zinciri gibi ilerleyip durur.Bunu duyan spikerlerde hemen söylerler 3 tane ölü var diye al bütün ülke bir anda yalana nasıl inandı bak.Halbuki ölü sayısı 1. Senin güvendiğin insan yapımı olan her türlü bilim dalı,tıp vs. aynı buna benzer. ŞAHİTLİK EDERİMKİ ALLAH'TAN BAŞKA İLAH YOKTUR VE YİNE ŞAHİTLİK EDERİMKİ HZ.MUHAMMED (S.A.V) ONUN KULU VE ELÇİSİDİR. Yalnız ALLAH'A iman edin o gerçektir.Kullarının AHİRETTE kazanmasını ister,eğer istemeseydi PEYGAMBER yollamaz KURAN-I KERİM'İ indirmezdi.Ancak o öldürür ve o diriltir.Sizi kimse görmediğini zannetmeyin,nasıl bu dünyada yaşıyorsan,yeni bir yerdede yaşayacaksın ama önemli olan gideceğin yerin iyi olması ALLAH bunu daha iyi bilir,Sizin ne istediğinizide çok iyi bilir. Alıntı
Φ amelia1 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 ya birşey diyecem... Kuran-ı Kerim'in indirildiğini falan gözlerinle gördün mü? yada gören olmuş mu? Bu durum birilerinin uydurması olmuş olamaz mı? bak sende bir haber anlattın.. normalde ölü sayıs 1 ama millet denildiği için daha fazla sanıyor, ona inanıyor.. Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 "Yeter ki dindarlıkla ön yargılı bir hale gelmiş olan fikirlerini desteklesin." Şu sözle demek istediğini çok iyi anlıyorum.Şu hikayelere bakınız. Bir saf ihtiyar bir kuşluk çağı koşa koşa Hz.Süleyman'ın adalet sarayına sığındı. Gamdan yüzü sararmış,iki dudağı morarmıştı;Hz.Süleyman: "A efendi,ne oldu?Buyur!" dedi. Adam:"Azrail karşıma çıktı.Azrail bana öyle bir öfkeli,öyle bir kin güder gözle baktı,ki"dedi. Hz.Süleyman:"Peki,"dedi,"şimdi ne istiyorsun,onu söyle?" Adam:"A can sığınağı,rüzgara emret de beni buradan Hindistan'a götürsün;olur ya,bu kul o yana gider de canını kurtarır." Süleyman rüzgara buyurdu.Yelde adamı hemen aldı,Hindistan'ın bir ucundaki adaya iletti adamı. Ertesi günü divan kurulmuştu;herkes Hz.Süleyman'ın kapısına gelmişti.Hz.Süleyman Azrail (a.s.)'e dedi ki: "O müslümana nçin öyle baktın onu canından malından uzaklaştırmak için mi öyle öfkelendin?" Azrail dedi ki: "Ne vakitöfkeli bakmışım ona?yol uğrağında gördüm de şaşırdım kaldım,şaşkın şaşkın baktım görünmemem gerektiğini unutarak.Çünkü ALLAH(celle celaluhu) bana onun canını bugün Hindistan'da alacaksın diye buyurdu.Oysa adam buradaydı daha dün..." Cenab-ı Hak, Azrail aleyhisselâma: «Ya Azrail! Bir kimsenin ruhunu alırken hiç üzüldüğün oldu mu?», diye sordu. O: Ya Rabbi her şey Sana malûm... Yalnız bir kulunun ruhunu alırken çok üzüldüm. O da bir gemi dalgalar arasında parçalanıp batmıştı. Fakat o gemide kundakta bir bebek vardı. Anasının ölümü em-rolunmuştu. Bebeğin. annesinin ruhunu alırken çok üzüldüm. Sonra o, bebek bir tahta parçasının üzerinde karaya çıkarak kurtuldu ve öksüz kaldı, dedi. Bu sefer Hakteâlâ: «Sevinerek ruhunu aldığın bir kimse hatırlıyor musun?» diye sual etiğinde, Azrail (a.s.): Evet Ya Rab! Zalim bir hükümdar vardı. Halk ondan bîzar kalmıştı, işte o zalim Sultanın ruhunu kabzederken de sevindim, dedi. Allah (c.c.): «Kim olduğunu hatırlıyor musun, o zalim padişahın?» Azrail aleyhisselâm: Hayır hatırlamıyorum Ya Rab, deyince Cenabı Hak şöyle buyurdu: «Hani o anasının canını üzülerek kabzettiğin bebek var ya, işte odur o zalim padişah!.. BU İKİ HİKAYE VE BUNUN GİBİ OLANLAR TAMAMEN UYDURMASYONDUR.ÖNCELİKLE KUTSAL KİTAP'TA AZRAİL İSMİ HİÇ GEÇMEZ.ÖLÜM MELEĞİ DİYE ADLANDIRILIR VE AYETLERDEN ANLAŞILACAĞI GİBİ HERKES İÇİN FARKLI BİR ÖLÜM MELEKLERİ OLDUĞUDUR. ÖNCELİKLE MELEK HERKESİN BİLDİĞİ O GÜZEL BEMBEYAZ BAŞINDA HALKA OLAN KADIN DEĞİLDİR.BUNLAR KAFİRLERİN UYDURDUĞU ŞEYLER.İBLİS DE ÖYLE PİS VE ÇİRKİN VE ELİNDE TIRMIKLI BİR SOPASI,BOYNUZLARI YOK.SATANİSTLER ONUN ÇOK GÜZEL OLDUĞUNU SÖYLERLER.GERÇEK ŞEKİLLERİNİ İNSANLAR BİLEMEZ.AMA ŞEYTANIN ÜZERİNDE LANETLER OLDUĞUNU HERKES BİLİR. AYRICA ŞUNUDA ANLATMAK İSTİYORUM.HANİ ŞU MELEKLERİN YAŞLI BİR ADAM KILIĞINDA EVLERE GELİP SU İSTEMESİ,YARDIM İSTEMESİ GİBİ.BUNLAR TAMAMEN KAFİRLERİN UYDURDUĞU BİR KURGUDUR.YAŞLI ADAMI EVE YOLLARLAR SONRADA O EVDE PARALAR NEDENSE KAYBOLUR.BU GİBİ HİKAYELERİ HİÇBİR ZAMAN KURAN-I KERİM DOĞRULAMAZ. Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 ya birşey diyecem... Kuran-ı Kerim'in indirildiğini falan gözlerinle gördün mü? yada gören olmuş mu? Bu durum birilerinin uydurması olmuş olamaz mı? bak sende bir haber anlattın.. normalde ölü sayıs 1 ama millet denildiği için daha fazla sanıyor, ona inanıyor.. Ben görmedim ama şahidim.ALLAH'A PEYGAMBERLERİNE KİTAPLARINA MELEKLERİNE VE GAİBİNDE NE KADAR DÜNYA HAYATI DIŞININ OLDUĞUNA ŞAHİDİM. KURAN-I KERİM havadan basılmış şekilde lak diye düşmedi kimsenin önüne.AYETLER hep tekrarlanıldı ve sanırım HZ.OSMAN zamanında kitaba basıldı ve yayıldı.İlk MÜMİNLER çok az kişiydi.Bu insanlar taşlandı namaz kılarken küfür yiyip taciz ediliyorlardı.Neyse cahilliğin zararını açıklamaksa bu olayın ilkini açıklamakta fayda var. HZ.MUHAMMED (S.A.V) HİRA daki nur mağarasındayken kulluk şerbetini içerken (o zamanlar kabenin içi putlarla dolu ve putlara inanan MEKKE halkı vardı) bu olayı düşünüyordu tam o esnada Cebrail (a.s.) buyurdu ve “Oku” dedi. Titrek bir sesle, “Ben okumak bilmem” dedi Peygamber Efendimiz. Melek onu kucaklayıp takati kesilinceye kadar sıktı ve aynı tatlı sesle, “Oku!” dedi. Yine “Ben okumak bilmem.” diye cevap verdi. Melek aynı şekilde onu tepeden aşağıya tekrar sıktıktan sonra “Oku!” dedi. Üçüncü defasında “Ne okuyayım?” deyince, melek, “Yaradan olan Rabbinin adına oku…” dedi ve İkra Sûresinin ilk beş ayetini vahyetti. Efendimiz de o ayetleri tekrarladı. Peygamber Efendimiz bu olayı şöyle anlatıyor: O döndü gitti. Ben uykudan uyanır gibi oldum. Sanki kalbime bir kitap yazılmıştı. Mağaradan çıkıp dağın ortasına geldiğim zaman gökten şöyle bir ses geldi: “Yâ Muhammed, sen Allah’ın Resulüsün, ben Cebrail’im…” Böylece Kur’ân’ın ilk beş ayeti inmiş oldu. Orada “İkra!” yani “Oku!” diyordu. “Kâinat kitabını Rabbinin adına satır satır oku! İçindeki olayları Onun adına tahlil et! Mânâlarını öğren!” buyuruyordu. ilk vahiy geldiğinde 610 yılının pazartesi gecesi olduğu söylenir ve HZ.MUHAMMED ise 40 yaşındaydı.HZ.İSA zamanında öyle birinin geleceğini haber vermişti. ayrıca o zamanlarda insanlar putlardan medet umar ve korkarlardı.Yani kolay kolay bi anda kabul edilmedi MÜSLÜMANLIK,neler oldu neler.KURAN-I KERİM 23 YIL SÜRDÜ İLK 10 YILI (SANIRIM) 12DEN FAZLA MÜMİN YOKTU. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Omar kardeş, Anlaşılan o ki "gerçek" kavramını araştırmamışsın. Ama, başarabilirsem tartışmalarımızla seni bu kavramı araştırmak için yönlendireceğim. Akıl, Fikir, Rüya, Mutluluk gözle görülmese dahi gerçektir. Zira, bir madde olan insan ile, insanın bir organı beyin ile ilgilidir, duyumlardır, hislerdir. Biliyoruz ki ölmüş bir bedenin, beyin'in duyumları olamaz. Tıpkı bir mıknatıs gibi. Mıknatıs, mıknatıs niteliğini kaybetmedikçe çevresine "manyetik akı" yayar. Evrende hiç bir organik yada organik olmayan madde yoktur ki çevresine enerji yaymasın, üretmesin. Kimisi ısı, kimisi ışık, kimisi gaz, kimisi, elektirik, kimisi, fikir, hayal, mutluluk, düş, hüzün vs. "Gerçek" kavramını doğru olarak bilmediğimiz sürece, gerçek sandığımız tezlerimiz ezber olacaktır. Bahsettiğin gaib(gayb)* ise bir gerçek değildir. Zira bir madde ile ilgili değildir. Madde dışı, fizik ötesi, metafizik uydurmalardır. Bilim dışı her şey ama her şey yalandır. Gâib: göz önünde bulunmayan, hazırda olmayan, gerçek dışı, görünmeyen, somut değil, fizik ötesi. Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 gaib denilen şey gerçektir.İspatlarıda bazı insanlar tarafından var.Gerçek nedir kavramını araştırmadım dürüst olmak gerekirse.Sana göre gerçek ilk olarak direk bilimdir.Bende bilime inanırım ama ikimiz arasında fark var.Başkasının bulduğu sizin araştırmadığınız bilim.Yanlış bir şey bulunsa yanlış birşeye inanacak,doğru bişey bulunsa ona inanacaksınız ama aslında gözünüzün önünde olan şeyi görmüyor sunuz. "Gâib: göz önünde bulunmayan, hazırda olmayan, gerçek dışı, görünmeyen, somut değil, fizik ötesi. " bu açıklamayı yapman çok güzel olmuş. Mutluluk=göz önünde bulunmayan,hazırda olmayan,gerçek dışı,görünmeyen,somut değil,fizik ötesi. Hüzün= göz önünde bulunmayan,hazırda olmayan,gerçek dışı,görünmeyen,somut değil,fizik ötesi Sevgi= göz önünde bulunmayan,hazırda olmayan,gerçek dışı,görünmeyen,somut değil,fizik ötesi Bu yukarıdakilerin bir maddesi yok.Hissetmeseydiniz metafizik uydurmadır der geçerdiniz.(Kör ile gören bir olmaz,Duyanla duymayan bir olmaz) "Evrende hiç bir organik yada organik olmayan madde yoktur ki çevresine enerji yaymasın, üretmesin. Kimisi ısı, kimisi ışık, kimisi gaz, kimisi, elektirik, kimisi, fikir, hayal, mutluluk, düş, hüzün vs." o halde bu sınıflandırmayı yapan BİRİSİ var değil mi? İnsan duyguları,ruh halleri çok farklı ve karışık şeyler.Duygular çok fazla ve bunlara bir isim vermek mümkündür,insanların hala bilemediği(isim koymadığı) duygular vardır.Oysa hepsine bir isim verilebilir. Size İLAHİ KUVVET denilince saçma sapan şeyleri aklınıza getiriyorsunuz ama bana İLAHİ KUVVET denilince bilimin bize sunduğu ve kesin olan bütün çalışmaların sonucu ortaya çıkan herşey geliyor.ALLAH bilirki daha neler olacak.Bu dünyayı bu evreni ALLAH yarattı ALLAH, O KİTAB'IDA ALLAH indirdi.Sizde bende biliyoruz ki ALLAH HZ.MUHAMMED (S.A.V) ile birlikte yeni ortaya çıkmış değil.ALLAH ezelidir,doğmamıştır ve doğurmamıştır.Bunlar apaçık gerçek olan KİTAP'TAKİ sözlerdir. BAKARA SURESİ 28.AYET :SİZ CANSIZ (HENÜZ YOK) İKEN SİZİ DİRİLTEN (DÜNYAYA GETİREN) ALLAH'I NASIL İNKAR EDİYORSUNUZ?SONRA SİZİ ÖLDÜRECEK,SONRA YİNE DİRİLTECEKTİR.EN SONUNDA O'NA DÖNDÜRÜLECEKSİNİZ. İHLAS SURESİ 3. AYET:O'NDAN ÇOCUK OLMAMIŞTIR (KİMSENİN BABASI DEĞİLDİR).KENDİSİ DE DOĞMAMIŞTIR (KİMSENİN ÇOCUĞU DEĞİLDİR) 4.AYET "HİÇBİR ŞEY O'NA DENK VE BENZER DEĞİLDİR." Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 gaib denilen şey gerçektir.İspatlarıda bazı insanlar tarafından var.Gerçek nedir kavramını araştırmadım dürüst olmak gerekirse. Evet Omar kardeş, zaten araştırmadığın için küçük yaşta ezberletilen şeyleri tekrarlayıp duruyorsun. Arkadaşımızın birisi ezberi bırakmamızı önerdi. Ama inatla devam ediyoruz. Bizim de geçmişte ezberimizde olan, tekrarlayıp durduğumuz inançlarımız, ideolojilerimiz vardı. Ama ne zaman ki gerçekler olarak doğa gerçeklerini algılar olduk, gerçeklerle örtüşmediği sürece doğrularımıza doğrudur demedik, demiyoruz. Sana göre gerçek ilk olarak direk bilimdir.Bende bilime inanırım ama ikimiz arasında fark var. Başkasının bulduğu sizin araştırmadığınız bilim.Yanlış bir şey bulunsa yanlış birşeye inanacak,doğru bişey bulunsa ona inanacaksınız ama aslında gözünüzün önünde olan şeyi görmüyor sunuz. Zaten bilimin olmazsa olmazlarından birisi gözü önündekini görmek. Yani gözlem. Bizler zaten gözümüzün önündekine bilim diyoruz. Bizim için bilim, gözlem, belge, bulgu, deneydir. Bunların dışındakilere bilim değil yalan gözüyle bakıyoruz. Biz bunlara, sen ise gaibe yani göz önünde olmayana, söylentiye bilim diyorsun. İşte aramızdaki bilim anlayışı farkımız bu. Gâib: göz önünde bulunmayan, hazırda olmayan, gerçek dışı, görünmeyen, somut değil, fizik ötesi. " bu açıklamayı yapman çok güzel olmuş.Mutluluk=göz önünde bulunmayan,hazırda olmayan,gerçek dışı,görünmeyen,somut değil,fizik ötesi. Hüzün= göz önünde bulunmayan,hazırda olmayan,gerçek dışı,görünmeyen,somut değil,fizik ötesi Sevgi= göz önünde bulunmayan,hazırda olmayan,gerçek dışı,görünmeyen,somut değil,fizik ötesi Bu yukarıdakilerin bir maddesi yok.Hissetmeseydiniz metafizik uydurmadır der geçerdiniz.(Kör ile gören bir olmaz,Duyanla duymayan bir olmaz) Omar kardeş, halen ezberine devam ediyorsun. Yukardaki hislerin madde olan insanın duyguları olduğunu, maddenin yokluğunda o hislerin de olmayacağını söylemiştim. Bırak gaib olmasını, bu duygular pozitif bilimler'e giriyor. Doktorların, tıp biliminin konuları. Sonuçta, doğrularımız doğa gerçekleri ile örtüşmediğinde onlara doğru gözüyle bakamayız. Tek gerçek doğa gerçekleridir. Bunun dışındaki doğrular(!) yalandır, uydurmadır. Doğa gerçekleri dışında doğrulanabilecek, sınanabilecek tek gerçek göstermeye çalış, onun üzerinde duralım, tartışalım. Gökyüzünden kanatlılarla gelen yazılımlara ben nasıl gerçek, doğa gerçeği diyebileceğim. "Ben söyledim sen inanmalısın"la olmaz ki.. Alıntı
Φ vmennan Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2011 allah akıl fikir versin Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 10 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 10 Aralık , 2011 Bak bakalım ezbere benziyor mu gaibten gelen seslere şahit olan insanlar -http://nedir.antoloji.com/gaipten-sesler-duymak/- şizofreni,psikoz yada psikolojik bozuklukları olan birilerinde daha çok görülür bu ayrıca bende bu sesler ve halüsilayonlara şahit olmuş birisiyim. Duru görüyü bilen var mı aranızda ? Durugörü beş duyunun dışında eşyaları ve fikirleri canlı ve cansız nesneleri algılama ve görmedir. Esas itibariyle duyularla ilgisi olmayan ruhsal bir yetenektir.Tesitide yapılabilir -http://www.webhatti.com/kultur/193285-kendinizi-test-edin-durugoru.html- 700 buluşu olan ve çok farklı bir bilim adamının sözlerini yazmak istiyorum buraya Kendi deyimiyle zihninde çakan şimşekler çoğu zaman rehberi olmuştur. Bunlardan ışık patlamaları olarak bahseder "...Bu ışık patlamalarını hala zaman zaman yaşıyorum. Yeni bir fikrin zihnimde parıldayıvermesi gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Ama artık eskisi kadar heyecan verici değil bu, eskiye nazaran daha etkisiz. Gözlerimi kapattığımda, ilk önce mutlaka çok koyu ve tek tonlu bir mavi fon görüyorum. Tıpkı açık ama yıldızsız bir gecede olduğu gibi. Birkaç saniye içinde bu alan parıltılar saçan ve bana doğru ilerleyen yeşil ışıltılarla doluyor. Neden sonra sağ tarafımda birbirine paralel ve yakın ışınların oluşturduğu iki ayrı sistem görüyorum. bu iki sistem birbirleri ile dik açı oluşturacak şekilde duruyorlar; sarı, yeşil ve altın renklerinin hakim olmasına karşın, her türlü rengi içeriyorlar. Sonra bu çizgiler daha da parlaklaşmaya başlıyor ve her yere parıltılar saçan belirgin noktalar serpiliyor. Bu resim yavaş yavaş görüntü alanımdan çıkıyor ve sola doğru kayarak yok olup gidiyor, yerini pek de hoş olmayan ölü bir griliğe bırakıyor. burayı çabucak kabaran ve kendilerine canlı formlar vermeye çalışıyormuş gibi duran bulutlar doldurmaya başlıyor. İşin ilginç yanı şu ki, ikinci aşamaya geçilinceye değin bu griliği belirgin bir şekle benzetemiyorum. Her seferinde, uyuyakalmadan az önce, gözlerimde kimi şeylerin ya da insanların görüntüleri canlanıyor. onları gördüğüm anda anlıyorum ki bilincimi yitirmek üzereyim. Eğer ortaya çıkmıyorlarsa ya da bunu reddediyorlarsa biliyorum ki bu uykusuz bir gece geçireceğim anlamına geliyor" Sana ve diğerlerine doğadan örneklerde verdim söylentilerle de örnek verdim.Ben aradaki farkı daha iyi biliyorum. İnsan hala ot ve su ile çalışan bir süt fabrikası yaratmammıştır.Milyonlarca sene milyonlarca çoğalan,büyüyen,duvarlarından (derisinden) faydalanılan,makinelerden (etlerden) yemek yapılan ve sadece ot ve su ile çalışan karşılığındada süt veren fabrikayı YARATAN KİMDİR ? Doğada var olan denge hatta evrendeki dengeyi koruyan kimdir ALLAH'TAN başka.Her türlü hayvanın sadece beslenme şekilleri bile bi işe yaradığını ve hiçbirşeyin boşuna yaratılmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. RAD SURESİ 12.AYET:O,KORKU VE ÜMİT VERMEK İÇİN SİZE ŞİMŞEĞİ GÖSTERENDİR,YAĞMUR YÜKLÜ BULUTLARI MEYDANA GETİRENDİR. TA'HA SURESİ 53.AYET:"RABBİM, YERYÜZÜNÜ SİZE BEŞİK YAPAN, ORADA SİZE YOLLAR AÇAN VE SİZE GÖKTEN YAĞMUR İNDİRENDİR."BÖYLECE ONUNLA SİZİN İÇİN YERDEN TÜRLÜ TÜRLÜ BİTKİLERİ ÇİFT ÇİFT ÇIKARDIK. ENBİYA SURESİ 30.AYET :İNKAR EDENLER, GÖKLERLE YER BİTİŞİKKEN,BİZİM ONLARI AYIRDIĞIMIZI VE DİRİ OLAN HER ŞEYİ SUDAN MEYDANA GETİRDİĞİMİZİ GÖRMEDİLER Mİ ? HALA İNANMAYACAKLAR MI ? İnsanlar hayat çok acımasızdır kader diyip geçerler.ALLAH dilediğini yapandır,iyiside kötüsüde ondan gelir.O herşeyi en özünü,doğrusunu bilendir. Ayrıca yukarıda sözünü yazdığım bilim adamının ismi Nikola Tesladır. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 10 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 10 Aralık , 2011 Omar kardeş, verdiğin adresteki yazılanları okudum. Oradaki insanlar, "korkuyorum, kafayı yiyeceğim, şizofren miyim acaba, hasta mıyım" diyen insanlar. Akşama kadar cin, peri düşleyen insanlardan ne beklenir? Doğa gerçekleri ile değil de, doğa ötesi varlıklarla uğraşan insanlardan ne beklenir? Gaipten ses duymaları gayet normaldir. Benim tanıdığım bu tip insanlar hava kararınca mezarlığın yanından bile geçemiyorlar. Bazı ezberleri olmasaydı, topraktaki kemiklerden insana zarar gelmeyeceğini bilirdi. Gereksiz inançların insanda psikolojik hastalığa yol açtığı bir gerçek. Bunu yazında sen de söylemişsin zaten. Yazılan muska vs. gibi şeylerle etki altına girip cinayet işleyen insanlar bile var biliyoruz ki. Her neyse, bunlar insanların ezberleri bozulmadan farkına varılamayacak şeyler. Farkına varılması isteniliyorsa, küçük yaşta ezberletilenlerle yetinmeyip, bu konunun uzmanları ile görüşülmesi gerekir. Ezberleri yıkmak gerekir. İnanç ve ideoloji toplumları olarak, bildiklerimizin hemen %98’i yanlış olan bilgilerimiz var. Sorgulamacı bir insan olmazsak, bu kısacık hayatımızı çocukluk bilgilerimizle sonlandırmak durumundayız. Bu kısacık hayatımızı cinle, periyle uğraşıp geçiriyor, kendimize yazık ediyoruz. Bununla da kalsa iyi. Bu tür inançlar uğruna dünyada günde yüzlerce insan ölüyor, öldürülüyor. Alıntı
Φ omar123 Gönderi tarihi: 10 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 10 Aralık , 2011 Erdoğan ayetlere cevap veremedin de bunu mu söylüyorsun.Eski insanlardaki ilim ve bilgi ilkokul çağındaki çocukta bile yoktu ALLAH herkesin aklını kullanması için kelime oyunları bol,manaları yoğunluk ve akıcı özelliği taşıyan ve mecazla gerçek anlamı karışık bir şekilde indirdi.Her AYETTEKİ anlam farklıdır. "Omar kardeş, verdiğin adresteki yazılanları okudum. Oradaki insanlar, "korkuyorum, kafayı yiyeceğim, şizofren miyim acaba, hasta mıyım" diyen insanlar. Akşama kadar cin, peri düşleyen insanlardan ne beklenir? Doğa gerçekleri ile değil de, doğa ötesi varlıklarla uğraşan insanlardan ne beklenir? Gaipten ses duymaları gayet normaldir. Benim tanıdığım bu tip insanlar hava kararınca mezarlığın yanından bile geçemiyorlar. Bazı ezberleri olmasaydı, topraktaki kemiklerden insana zarar gelmeyeceğini bilirdi." gaibin gerçek olduğuna varabildik ozaman.Ayrıca mezardaki kemikler tabiki bişey yapamaz,benimde ezberlerimin olduğunu söyledin ama ikimizde aynı cevabı verdik bu konuya. Gereksiz inanç derken büyü ve muskadan bahsediyorsan katılırım.Ayrıca etki alanına girip cinayet işleyenlerle gelince psikoz hastalığını biliyor musunuz ?Düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihinsel bir hastalıktır.Bu hastalığı geçirenler kendisini sanki başka birisi yönetiyormuş gibi hissediyorlar. Psikotik epizod geçiren insanların hem beyin yapısındaki değişiklikleri hem de beyin fonksiyonundaki değişiklikleri araştıran modern beyin görüntüleme çalışmaları, karışık sonuçlar vermiştir. "Bu kısacık hayatımızı cinle, periyle uğraşıp geçiriyor, kendimize yazık ediyoruz." dediğine katılıyorum.Ben size saçma sapan şeyler yazmıyorum,kimileri tarafından saçma sapan olarak algılanan ama birebir gerçek olan şeyleri yazıyorum.Okuduğunuz kitaplar eğitimler ve yaşam tarzı sen ve senin gibi insanların böyle düşünmesini sağlıyor.Etrafınızdaki iman edenleri kendinizden aşağı görmeyi sağlıyor,inkar etmekle çok farklı birşey yaptığınızı zannediyorsun.Senden öncekilerde senden farklı değildi siz benim karşılaştığım ilk kafirlerde değilsiniz. Bana cevap veremediğin çelişkili yerler var dediniz elimden geldiği kadar yazdım ama benim yazdığım birçok yazıda pas geçilen yerler var.Anlama ve hissetme yeteneğiniz hiç yok mu,ölmeyi mi bekliyorsunuz bazı şeylerin farkına varabilmek için,yol daha varken geri dönün İMAN ETMEKLE APTALLIK YAPMIŞ OLMAZSINIZ.Bu düşünceyi kafanızda kırın.AHİRET günü geldiğinde "keşke geri dönsekte müminlerden olsak" demeyin diye size yardımcı olmaya çalışıyorum.ALLAH çok merhametlidir ama azabıda çok şiddetlidir.Sizin öğendiğiniz bilim ONUN ilminden geliyor.azabı siz düşünün artık.Sizin yazacağınız hiçbir doğa gerçeği yok ki ben bunu ALLAH ilmine bağlamayayım Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 10 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 10 Aralık , 2011 Bana cevap veremediğin çelişkili yerler var dediniz elimden geldiği kadar yazdım ama benim yazdığım birçok yazıda pas geçilen yerler var. Omar kardeş, inan ki pas geçmiyorum. Yazdıklarını mutlaka ve mutlaka okuyorum. Yazdıklarının içinde tartışmanın özünü teşkil eden kısımlara mutlaka cevap veriyorum. Yani bilgi ihtiva eden kısımlara. Ezberlere cevap vermiyorum. Zira bu ezberlerle çok karşılaştım. Sadece sizinkilerle değil, tüm inanç ve ideolojilerde yüzlerce, binlerce ezberlenmiş dogmalar, safsatalar var. Hepsi uydurma, hepsi doğa ötesi. Hiç birinin Alaaddin'in lambasından çıkan cin hikayesinden hiç bir farkı yok. Hiç birisi gerçeklerle örtüşmüyor. Ayrıca mezardaki kemikler tabiki bişey yapamaz,benimde ezberlerimin olduğunu söyledin ama ikimizde aynı cevabı verdik bu konuya. Mezardaki kemiklerden kormak ezber de, dünyada her toplum tarafından ayrı ayrı uydurulmuş yüzlerce, binlerce yaratıcılardan korkmak ezber değil mi? İkisinin birbirinden ne farkı var? Sen 999'undan korkMUyorsun, ben ise hepsinden. İşte aramızdaki fark bu. Sen ve diğerleri masaldan korkuyorsunuz, biz ise doğa gerçeğinden, cehaletten korkuyoruz. Gereksiz inanç derken büyü ve muskadan bahsediyorsan katılırım.Ayrıca etki alanına girip cinayet işleyenlerle gelince psikoz hastalığını biliyor musunuz ?Düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihinsel bir hastalıktır.Bu hastalığı geçirenler kendisini sanki başka birisi yönetiyormuş gibi hissediyorlar. İyi ya işte kendin söylüyorsun. Bu tip psikolojik hastalıklar ağır inanç baskılarından kaynaklanmaktadır. Tarihte insanları ve hatta çocuklarını uydurma tanrılara kurban eden çok psikolojik hasta insanlar okuduk. İnanç uğruna canlı bomba olup, hem kendini hem diğer insanların canını alanların bu hastalardan ne farkları var? İnançların tümü orta çağ vahşetinin kültürleri değilmi? Ben size saçma sapan şeyler yazmıyorum,kimileri tarafından saçma sapan olarak algılanan ama birebir gerçek olan şeyleri yazıyorum. Yine gerçek üzerinde duruyorsun ama, şu "gerçek" kavramını bir türlü açığa kavuşturamadık. Gerçek nedir? Bazıları doğruları saçma sapan görüyor diyorsun. Evet doğru sen de başkalarınınkini saçma sapan görüyorsun. O halde doğrunun bir ölçüsü olmalı. Yani evrensel bir ölçü olmalı. Nedir o ölçü? Herkes benim inancım doğru derse, doğru nasıl bulunacak? Doğrunun bir genel geçer ölçüsü yok mu? "Ben dersem doğrudur" ya da "o demişse doğrudur" nitelemeleri ne derece gerçek, inandırıcı? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.