Gönderi tarihi: 3 Mart , 2011 14 yıl Faşistler İş Başında Savaş başladı Bugün gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında gözaltına alınan Prof. Dr. Yalçın Küçük konuştu Savaş başladı Ergenekon soruşturması kapsamında sabah saatlerinde polis tarafından Balat’taki evi aranan yazar Prof. Dr. Yalçın Küçük saat 16.45’te Balat’taki evinden polisler eşliğinde çıkarıldı. İki polisin koluna girerek evden çıkardığı Küçük kameralara el sallayarak 'Savaş başladı' dedi. Gözaltına alınan Küçük, aramalar sırasında basına verilmek üzere şu açıklamayı yaptı: Ergenekon'da gazetecilere operasyon “Şubat 2011’de rejim değişmiştir. İslami faşizm hakimdir artık. Önce paşaları aldılar. Sonra yargı ve şimdi de basın. Artık Türkiye’de şubat 2011 itibariyle bir iç savaş başlamıştır. İki taraf vardır. Bir tarafta Cumhuriyet, karşı tarafta İslami faşizm. Galip geleceğiz. 29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyet yıkılmıştır.” YALÇIN KÜÇÜK BÖYLE GÖZALTINA ALINDI Yalçın Küçük evden çıkarılmadan önce Organize Suçlarla Mücadele polisleri evden 3 çuval doküman ve belgelerin kopyalandığı bir hard disk çıkardı. Polisler dokümanları ayrı bir araca koydu. Yalçın Küçük evden çıkarılırken evinin önünde bekleyen İşçi Partililer "Ergenekon tertibi Amerikan işi" sloganları attı. Küçük, daha sonra bindirildiği araçla emniyet müdürlüğüne götürüldü. Evi 9 saat polislerce aranan ve ardından gözaltına alınan yazar Prof. Dr. Yalçın Küçük Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık kontrolünden götürüldü. Sağlık kontrolüne götürülen Yalçın Küçük gazetecilere, "Faşistler işgal etti ülkeyi, savaş başladı" dedi. Sağlık kontrolünden geçirilen Küçük, emniyet müdürlüğüne götürüldü. Pınar ÇITAK KOYGUN / İSTANBUL, (DHA)
Gönderi tarihi: 3 Mart , 2011 14 yıl Yazar Mustafa Balbay o geceyi anlattı Zulümhaneyi şimdi göreceksiniz Avukat Hüseyin Ersöz, yaptığı açıklamaya bir de Balbay’ın çizdiği F-3 koğuşunun krokisine yer verdi. Balbay’ın, krokide yattığı bölümü genel hatları ile çizerek anlattığı görüldü. BALBAY’IN ANLATIMI İLE O GECE... Ersöz, görüşmede müvekkili Balbay’ın verdiği bilgileri notlar halinde yazdı ve Balbay’ın çizdiği koğuş krokisini de gazetecilere gönderdi. Avukat Ersöz’ün yaptığı açıklama göre, Balbay’ın koğuşunun taşınmasında ilginç gelişmeler yaşanmış. İşte Balbay’ın anlatımı ile o gece yaşananlar; BALBAY’IN ANLATIMI İLE KOĞUŞLARININ TAŞINMASI Balbay’ın anlatımına göre; 28 Şubat günü saat 16:45'de 4 No'lu Cezaevi'ndeki koğuşa 3 infaz memuru girerek "Neredesiniz? Hadi toplanın gidiyoruz. Sevk başladı, bu gece mutlaka bitecek" denildi. Bunun üzerine ben, ‘bize bu konuda hiçbir bilgi verilmedi ve bir belgede tebliğ edilmedi. Cezaevi'nin 2. Müdürü odaya gelerek "Yazılı belge falan yok. Toplanın" şeklinde cevap verdi. Israr etmemiz üzerine saat 21.00’da Cezaevi Müdürü gelerek bir tutanak hazırlattı ve 1. Nolu cezaevi'ndeki koşulların da aynı olacağını, hiç birşeyin değişmeyeceğini belirtti. “ZULÜMHANEYİ ŞİMDİ GÖRECEKSİNİZ" *Balbay: “4 Nolu Cezaevi'nden ayrılırken İnfaz Memurlarından bir tanesi yanıma gelerek ve kitabıma atıfla "Zulümhaneyi şimdi göreceksiniz" dedi. *Gece yarısından sonra saat 01.00'da1 Nolu Cezaevi'ne getirildik.Buraya geldiğimizde gördüğümüz manzara sevk edilen herkesin eşyalarının öbek öbek geniş bir odada toplanmış olduğudur. Bir infaz memuru "Eşyalarınızı ayırın. Başka odalara nakledileceksiniz" dedi. Buna tepki göstermemiz üzerine Cezaevi 2. Müdürü olarak tanıtan bir şahıs "Gerekirse zor kullanırız" dedi. Bu sırada odada 50 kadar infaz koruma memuru bulunmaktadır. “BAKANLIĞIN TASARRUFU" Özkan ile ayrılmamızın kimin tasarrufu olduğunu sorduğumuzda ise verilen cevap Adalet Bakanlığı olmuştur. Ben ise ‘Adalet Bakanlığı'nın başka işi mi yok tutukluların koğuşlarını düzenliyor?’ dedim. İzlediğim filmde Almanlar bir Yahudi Kampını boşaltırken esir olanlara hazırlanmaları için 4 saat süre vermişlerdi. Bizim sevk işlemimizde bu anlayış bile gösterilmedi" BALBAY KALDIĞI YERİN KROKİSİNİ GÖNDERDİ Açıklamaya bir de Balbay’ın kendisinin çizdiği F-3 koğuşunun krokisine yer verildi. Balbay’ın, krokide yattığı bölümü genel hatları ile çizerek anlattığı görüldü. AV. ERSÖZ: “ÖZKAN VE BALBAY’IN BİRARAYA GELMESİ MÜMKÜN DEĞİL ARTIK Avukat Ersöz, Balbay’ın cezaevinin bir ucundaki F-3, Özkan’ın ise diğer ucundaki B-3 koğuşuna yerleştirildiğini belirtti. Avukat Ersöz, "Bu durum Balbay ve Özkan'ın hiçbir şekilde bir araya gelmemesi için yapılmıştır. Zira farklı bloklarda bulunmaları sebebi ile avukat görüşüne giderken koridorda dahi görüşmeleri mümkün değildir" AVUKAT ERSÖZ CEZAEVİ KOŞULLARINI TEK TEK SIRALADI "Bir İnfaz Memurundan alınan bilgiye göre Mustafa Balbay'ın kaldığı koğuş AİDS, Verem hastaları ile olağanüstü geçimsiz kişilerin en fazla 10-15 gün kaldıkları müşahade koğuşları olup koşulları şu şekildedir: 1. Tuvalet ve banyo harç artıklarından ayın yüzey görüntüsünü andırmaktadır. Yer karolarında boya, duvarda ise isminizi yazacak kadar çok toz bulunmaktadır. 2. Havalandırmaya açılan kapının kilidi ve tokmağı bulunmadığından kapanmamakta, kapının altında 4 parmaklık bir açıklık bulunmaktadır. Balbay, açıklığı kendisine verilen battaniyeden bir tanesi ve yatağı ile örtmeye çalışmıştır. Toz kalkmaması için mümkün olduğu kadar yavaş hareket etmiştir. 3. Koğuş önceki hücrelerden küçük olup, Balbay'ın tek başına kaldığı bu yerde ortak bir yaşam alanı bulunmamaktadır. 4. Bulaşık yıkamak için ayrı bir lavabo bulunmamakta, bulaşıklar tuvaletin lavabosunda yıkanmaktadır. 5. Cezaevi inşaatının tamamlanmasına daha en az 1-1,5 aylık bir zaman bulunmaktadır. Zira cezaevi'ndeki eksiklikler müteahhit tarafından tamamlanmaya çalışılmaktadır. Balbay'a eksiklikler sorulmuş, cezaevi daha idare tarafından teslim alınmadığından dolayı bu eksiklikleri iletecekleri söylenmiştir. 6. Tuvalette daha önce tuvaleti kullanan kişilerin pislikleri temizlenmeden bırakılmıştır. Tuvalet giderleri harç dolu olduğundan sifonlar kullanılmamaktadır. 7. Pazartesi günü dilekçe verilmesine karşın halen tv seyretme ve gazete okuma imkanı bulunmamaktadır. 8.Ekte yer alan krokide de görüleceği üzere 5 müşahade odasından bir tanesi yıkılmış ve havalandırmaya kapı açılmıştır. Her bir hücrede bir tane sabit demir yatak bulunmaktadır. Her bir hücrenin boyu 7 yer karosu, eni 5 yer karosu uzunluğundadır. 9. Hücre pencerleri 80 e 100 cm 80 demir parmaklıklıdır. 10. Koridorun genişliği 5, boyu 25 yer karosu olup, 8 dilimli petek ile ısıtılmaya çalışılmaktadır. Balbay’ın hücresinde ise 4 dilimli petek bulunmaktadır. 11. Balbay’ın yatağının hemen yanında tuvalet ve banyosu vardır"
Gönderi tarihi: 3 Mart , 2011 14 yıl Evet 29 Ekim 1923'te kurulan Cumhuriyet yikilmistir.Su anda bu cumhuriyeti yikanlarin baslattigi cadi avi vardir Türkiye'de.Tüm gazetecilerin,basin mensuplarinin yarin yapilacak gazetecilerin protestosuna katilmalari gerekir. Yazarlar klübü olarak bilinen PEN yarin tüm dünya medyasinda yayinlanmak üzere bir aciklama hazirliginda. FASIZMIN BASKA BIR GÖRÜNÜSÜ YOKTUR.Türkiye'de bugün yasanilanlar fasizmin ta kendisidir.Bu iktidara oy vererek iktidara getiren ve getirilmesine destek veren,referandumda yargiyi kusatma yetkisi olan YETMEZ AMA EVET oyu veren tüm kesimler fasizmin suc ortaklaridirlar. saygilarla
Gönderi tarihi: 3 Mart , 2011 14 yıl Ya bu dava sonuçlandı, bu kişiler hüküm giydi de bizim haberimiz mi olmadı? Tedbir amaçlı tutuklamalarda cezalandırma olur mu, burada yapılan tamamen bir cezalandırma değil mi?
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2011 14 yıl Yazar Zıvanadan çıkmanın şahikası! Son Ergenekon dalgasında gazetecilerin gözaltına alınması köşe yazarlarının da gündemindeydi... Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu: O zaman şu soru meşru olmaz mı? Ergenekon davası bir tür kişisel ya da politik hesaplaşmanın aracı haline mi getiriliyor? Zıvanadan çıkmanın şahikası! İşte yazarların görüşleri... Ahmet Hakan (Hürriyet) HADİ Soner Yalçın’ı yutturdunuz. “Karanlık odacı” dediniz, “Zaten bizim de canımızı acıtmıştı” dediniz, “Yalçın Küçük’le dosttu” dediniz, “Eski Aydınlıkçı idi” dediniz, “Yazdıklarından değil terörden yargılanıyor” dediniz. “Demokratız dediysek aptalız demedik” diye mugalata yaptınız. “Oh olsun” diyerek tef çalıp göbek attınız. Yani... Allem ettiniz, kallem ettiniz ve devreye soktuğunuz en bayağı psikolojik harp teknikleriyle Soner Yalçın’ı yutturdunuz. Peki söyler misiniz? Nedim Şener’i nasıl yutturacaksanız? Ahmet Şık’ı nasıl yutturacaksınız? * * * O Nedim Şener ki... - Harbiden gazetecidir. - Hrant Dink cinayetinin peşine düşmüş ve kimsenin bilmediği gerçekleri ortaya çıkarmıştır. - Hiçbir küçültücü ifade kullanmadan, devletin resmi belgelerinden yola çıkarak Gülen Hareketi’nin kitabını yazmıştır. - Polis içindeki yapılanmalara dikkat çekmiştir. - Ergenekon soruşturmasındaki çarpıklıklara işaret etmiştir. - Sadece habere imza atmış, sadece kitaplar yazmış, sadece yorumlar yapmıştır. - Vicdanından başka dayanağı, kaleminden başka silahı olmamıştır. Tekrar soruyorum: Hadi Soner Yalçın’ı bir biçimde yutturdunuz... Nedim Şener’i nasıl yutturacaksınız? * * * O Ahmet Şık ki... - Darbe Günlükleri’ni ortaya çıkarmış bir gazetecidir. - Tanıyanlarının “Benim olur, onun darbeciyle, çeteciyle, Ergenekoncu’yla bir işi olmaz” diye tanıklık yaptığı bir isimdir. - Eğer ille de “birinin adamı” denilecekse, işkence gören Manisalı gençlerin adamı denilebilir. - Eğer ille de “birinin adamı” denilecekse, polis tarafından katledilen gazeteci Metin Göktepe’nin adamı denilebilir. - Araştıran, soruşturan, sadece yaptığı haberlerle var olan bir gazetecidir. Yine soruyorum: Hadi Soner Yalçın’ı bir biçimde yutturdunuz. Ahmet Şık’ı nasıl yutturacaksınız?
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2011 14 yıl Bunlar Soner Yalcin'i yutturdular digerlerinide yuttururlar,cünkü bu imkanlara sahiplerdir.Dün Isci Partili bir grup genc AKP il bnasini isgal etti.Nedim Sener gözatina alinirken bazi semt sakinleri evlerine TÜRK BAYRAGI cektiler.Bunlarin hepsi birer tepkiydi ama marjinal tepkiler. KuvayiMilliye hareketi öyle pek kolay olmadi.Bu organizeyi yapmaya calisanlar icin büyük ümitlerden olan EFELER bu Kuvayi Milliye olusumuna katilmak istemiyordular."Bize ne Yunan gelmisse"diyerek daglarda eskiyalik yapmayi daha cazip bulmustular.Ta ki Yunan'lilarin bu efelerden simdi adi aklimda kalmamis olan ve efelerin agasi drumunda olan bir efenin kizina Yunanlilarin tecavüz etmesine kadar.Bu haberi alan efe diger efelerle birlikte Kuvayi Milliye'ye katildi. Demek istedigim,millet hicbirseyin farkinda degil daha dogrusu millet olanlari umursamiyor,bana ne diyor.Dolayisiyla bu olanlari umursayan ve tepki gösteren kesim azinlikta kaliyor. Simdi;Erbakan'in basbakanken Diyanet'in 2.Surasinda yaptigi bir konusmada söyledigi cok önemli bir sözü vardir:"Islam bir ilac gibidir.Eger birdenbire vermeye kalkarsaniz insanlar cocuklar gibi kacar,cikolataya sararak vereceksiniz"demistir Erbakan.Bugün yasananlari ben Erbakan'in bu sözünün nasil uygulamada oldugu olarak görüyorum. Simdi savci bir emir veriyor polise;polis gidiyor birkac kisiyi toparlayip geliyor,bir patirti gürültü,birkac ciliz protesto sonrasi ise kocaman bir sessizlik,tepkisizlik ve olayin unutulmasi oluyor.Bir süre sonra yine ayni olaylar yasaniyor,yine bir patirti gürültü birkac ciliz protesto sonra yine sessizlik ve tepkisizlik ve unutma... Bu fasist yöntemi uygulayanlar,bir patirti cikarip ara veriyorlar.Tepkilerin dozunun ne kadar olacagini bekliyorlar,bakiyorlarki hicbir tepki yok herkes günü birlik yasaminda devam ediyor bu sefer tekrar bir patirti cikariliyor,yine bekleniyor yine sesssizlik ve tepkisizlik derken insanlar yillarca yargisiz infazla cürütülüyor,insanlar artik korku icinde yasiyor,insanlar artik düsüncelerini aciklayamiyor cünkü düsünmekten korkuyor,düsüncelerini aciklayanlar tek yanli bilgi ile dolu olduklari icin zulmedenlerin tarafini savunuyor.Iste Türkiye'nin ve Türk toplumunun cikmazi budur. saygilarla
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2011 14 yıl Zamanında ne demiştik, öyle bir zaman gelir ki şikayet etmeye hakkınız olmaz. Bunlar sizin yüzünüzden başımıza geldi, şimdi hiç sıkılmadan eleştirmeye kalkıyorsunuz. Atı alan Üsküdar ı geçti, geçmiş olsun.
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2011 14 yıl Bırakın şamatayı çalışmayan anayasa hukuk yargı çalışmaya başladı, üç kumandanda açığıa alındı TSK da onayladı, daha evvelki yönetimler anayasa kanunlarınla TSK ya sıkımı karışabilsinler, AKP kanunları ve yargıyı çalıştırmaya başladı sıra gazeticilerde yargı devam ediyor.
Gönderi tarihi: 4 Mart , 2011 14 yıl Bırakın şamatayı çalışmayan anayasa hukuk yargı çalışmaya başladı, üç kumandanda açığıa alındı TSK da onayladı, daha evvelki yönetimler anayasa kanunlarınla TSK ya sıkımı karışabilsinler, AKP kanunları ve yargıyı çalıştırmaya başladı sıra gazeticilerde yargı devam ediyor. Yukarıda bahsedilen gazeteciler de aynen böyle diyordu.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.