Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Adamlar ülke bütünlüğü, dil birliği, ülkü birliği diyor; hiç bir hainin mezarını da ziyaret etmiyor, bunlar benim için yeterli. O dönem koalisyon hükümeti vardı, bazı anlaşmalar olmuş olabilir; bunu açıklamasını MHP liler yapmışlardı, gerekirse bir MHP li yine yapar.

hic bosuna ugrasmayin, MHP koalisyonu terk edebilirdi. zaten bu isler pilanlanarak yapilan konular, Apo'da bence anlasmali Türkiye'ye getirildi,yani nerede ve ne zaman yakalanacagindan ve sonrasinda da neler olacagindan Apo'nunda haberi vardi bahceli'ninde. Bahcelinin yaptigi sadece yüzü tutsun diye cekimser veya ret oyu verdi, ama zaten onlarin oyunada gerek yoktu. Bu ülkede ve devlette her siyasi parti üzerine düseni yapiyor ve kendilerine verilen görevi tamamiyla yerine getiriyorlar.

Apo'nun yakalanmasini ve idamin kaldirilmasini Ecevit, Bahceli ve Yilmaz'a verdiler. Acilimida Erdogan'a. Belkide son cözümüde Kilictaroglu'na verecekler. Yani herkesin secmenine göre görev veriliyor.

  • Cevaplar 161
  • Görüntü 11,9b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Most Popular Posts

  • ''biji tirkiye''
    ''biji tirkiye''

    Ahmet Kaya ''Kürt asıllı olduğum için Kürtçe bir şarkı yapıcam ve bu şarkıya klip çekicem'' dediği için bu ülkeden sürgüne yollanmıştı,şimdi Kürt kelimesini ağzına almaktan imtina eden Kılıçdaroğlu'nu

  • ''biji tirkiye''
    ''biji tirkiye''

    Zaten bir kişi her yaptığı işten sonra çıkıp Özür dilemek yada düzeltme yapmak zorunda hissediyorsa kendini kimse kusura bakmasın ondan değil lider neyse Chp bu kafayla asla yüzde 25'in üzerine çı-ka-

  • ''biji tirkiye''
    ''biji tirkiye''

    Tabi Bilimsel olarak yaklaşmak ve soslayalist akımlar adı altında asıl yapılmak istenen Kürt Hareketini yok saymaya hizmet etmek değilse....

Gönderi tarihi:
  • Yazar

SSCB, Yugoslavya, Irak,.... bunlar suni sekilde kurulmus devletlerdi. Sonun ne olacagi daha bastan belliydi. vatanadslari ancak silah zoruyla bu kadar beraber tutarsin. Benzeri türkiye icinde gecerli. Anayasanin 66. maddesi sunidir, yani ülkenin tüm vatandaslarini temsilen alinan bir anayasa degil sadece yukaidan inmedir. Kimseyi zorla Türk ilan edemezsiniz, bunu kavramaniz gerek. Bunu kavrayamayincada sorunun kaynagibni devamli disarida ararariz.

 

Sonucta kimse irmaki ters akitamayacagina göre MHP ve benzerleride Kürt reqalitesini taniyip gereken neyse razi olacak. Inkarla, baskiyla, zorla ancak bu günlere kadar gelebildik. Simdi ise yolun sonu gözüktü, baska caremiz yok, gerceklere alisacagiz.

 

Sayın dominik yani belli sonu kabul ediyorsunuz, hani bunlar paranoyaydı? Bu ülkeleri kim, nasıl parçaladı, bizim ülkemiz de aynı şekilde kurulduğuna göre aynı sonu kabul etmemiz mi gerekiyor? Biz de zaten böyle bir son olmasın diye bu açılımları kabul etmiyoruz. Buna cesaret edecek olan siyasiler de bu halktan dersini alacaklardır ama bu halk biraz geç uyanıyor.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

hic bosuna ugrasmayin, MHP koalisyonu terk edebilirdi. zaten bu isler pilanlanarak yapilan konular, Apo'da bence anlasmali Türkiye'ye getirildi,yani nerede ve ne zaman yakalanacagindan ve sonrasinda da neler olacagindan Apo'nunda haberi vardi bahceli'ninde. Bahcelinin yaptigi sadece yüzü tutsun diye cekimser veya ret oyu verdi, ama zaten onlarin oyunada gerek yoktu. Bu ülkede ve devlette her siyasi parti üzerine düseni yapiyor ve kendilerine verilen görevi tamamiyla yerine getiriyorlar.

Apo'nun yakalanmasini ve idamin kaldirilmasini Ecevit, Bahceli ve Yilmaz'a verdiler. Acilimida Erdogan'a. Belkide son cözümüde Kilictaroglu'na verecekler. Yani herkesin secmenine göre görev veriliyor.

 

Bunları siz mi söylüyorsunuz, hani dış güçler yoktu? Bunları biz iddia ediyorduk siz reddediyordunuz, biz kendimize bakalım diyordunuz. AB konularında yazdıklarınız yazıların hepsi bizi gereksiz korkularla itham etmek yönündeydi; bu yazınızsa hiç de gereksiz korkmadığımızın ispatıdır.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Ha yani bize göre Akp kötünün iyisi olunca Akp-Bdp İttifakı oluyor,Mhp'nin inandığını idda ettiği bütün değerleri ayaklar altına alması bişey ifade etmiyor,Mhp istese o kanun teklifi meclise gelmezdi diyorum,komisyonda neden hayır demediler diyorum,siz o dönem anlaşmalar olmuş olabilir diyorsunuz,o dönem Mhp anlaşmalar yapınca oluyorda,şimdi Akp yapınca neden sesinizi yükseltiyorsunuz,Pkk ateşkes ilan etti diye neredeyse karalar bağlayıp ağlayacak Mhp ve Chp'liler.....

 

pkk neyin karşılığında ateşkes ilan etti, önemli olan bu. Bu kadar kayıp verildiği halde verilmeyen tavizler verildiyse bu güne kadar verilen kayıpların hesabını kim verecek? Bu kadar ana, baba, bacı, kardeş, eş niye, neyin karşılığında bu acıları çekti?

MHP ye gelince ben MHP li falan da değilim, cevapları varsa onlar verirler. İmralı daki zaten belli anlaşmalar karşılığında teslim edilmiştir; o hükümet de sayın dominik in dediği gibi verilen senaryoda figüran rölü oynadı, baş rol yine okyanus ötesindeydi. Zaten seçime gidildiğinde de millet gereken cevabı onlara verdi.

Gönderi tarihi:

Böyle yok onunla bu, şununla o zorla birlikte yaşayamazmış, artık bu fikre alışmamız lazımmış zırvaları, topluma enjekte edilmek için her gün her saat çaba gösterilen zehirli virüslerdir. Bu kafayla gidilirse dünyada ayrışmadık ne köy kalır ne kasaba. Bırakın ülkelerin eski Yunan gibi şehir devletlerine bölünmesini, bununla kalmaz şehirler gettolara bölünür.

 

Bunlar zırva artık, zırva tevil götürmez diye eskilerin bir sözü var. Zırvalar üzerine yorum yapmak da abestir. Emperyalistler bu ülkeyi bölmek istiyor, gözlerine büyük gözüküyor. İşte en net ve kesin gerçek budur. Gerisi boş laf...

 

Bunun için de taşeronlar, yamaklar, çıraklar, ayakçılar, bilumum emirlerine amade köleler takımını görevlendirmişler, habire çabalıyorlar. Çabalayın... El mi yaman bey mi yaman çıkar ortaya...

 

PKK ateşkesi diye bir şey yoktur. Terör her zaman taktik manevralar yapar. Ha, ağababaları onca para döküyoruz, bir şey beceremiyorlar, boşa para akıtmayalım, başka yola bakalım diye karar verdilerse ona bir şey diyemem...

Gönderi tarihi:

Böyle yok onunla bu, şununla o zorla birlikte yaşayamazmış, artık bu fikre alışmamız lazımmış zırvaları, topluma enjekte edilmek için her gün her saat çaba gösterilen zehirli virüslerdir. Bu kafayla gidilirse dünyada ayrışmadık ne köy kalır ne kasaba. Bırakın ülkelerin eski Yunan gibi şehir devletlerine bölünmesini, bununla kalmaz şehirler gettolara bölünür.

 

Bunlar zırva artık, zırva tevil götürmez diye eskilerin bir sözü var. Zırvalar üzerine yorum yapmak da abestir. Emperyalistler bu ülkeyi bölmek istiyor, gözlerine büyük gözüküyor. İşte en net ve kesin gerçek budur. Gerisi boş laf...

 

Bunun için de taşeronlar, yamaklar, çıraklar, ayakçılar, bilumum emirlerine amade köleler takımını görevlendirmişler, habire çabalıyorlar. Çabalayın... El mi yaman bey mi yaman çıkar ortaya...

 

PKK ateşkesi diye bir şey yoktur. Terör her zaman taktik manevralar yapar. Ha, ağababaları onca para döküyoruz, bir şey beceremiyorlar, boşa para akıtmayalım, başka yola bakalım diye karar verdilerse ona bir şey diyemem...

Bence hepsinden daha önemlisi,bu bölücü görüslerin serbestce ifade edilebilmesidir.Bizi buna alistiriyorlar düsünce özgürlügü kapsaminda Türkiye'nin bölünmesine canak tutuluyor.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Dediğim gibi mecburen AKP nin koltuk değneği olan MHP ye geçilecektir, en başta da ben.

Sayın Yılmaz,

 

Yazılarınızdan düşünebilen ve aydın birisi olduğunuz gözüküyor. Kişilerin yaptığı hatalara değil de ideolojilere odaklanmanızı öneririm.

 

Demokratik sol bir siyaset ile, ırkçılık kaynaklı faşist siyasetlerin farklarını bizlerden iyi bildiğini sanıyorum.

 

Selam.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Sayın Yılmaz,

 

Yazılarınızdan düşünebilen ve aydın birisi olduğunuz gözüküyor. Kişilerin yaptığı hatalara değil de ideolojilere odaklanmanızı öneririm.

 

Demokratik sol bir siyaset ile, ırkçılık kaynaklı faşist siyasetlerin farklarını bizlerden iyi bildiğini sanıyorum.

 

Selam.

 

İdeolojilere baktığımız için Baykal a rağmen kötünün iyisi diyerek CHP demiştik ama fiiliyatta bize bazı gerçekleri göstermeye başladı. Baykala operasyon yapıldığında da şüphelerim vardı ama en başta Süheyl Batum olmak üzere yıllardan beri üniter yapıyı savunan bilim adamları olduğu için ve Kılıçdaroğlunu da dürüst insan olarak tanıdığımızdan daha fazla umutlandık. Eğer bu BDP ile işbirliği falan devam ederse CHP nin buna tahammül edeceğini de sanmıyorum yani bölünür diye düşünüyorum.

Gönderi tarihi:

Bunları siz mi söylüyorsunuz, hani dış güçler yoktu? Bunları biz iddia ediyorduk siz reddediyordunuz, biz kendimize bakalım diyordunuz. AB konularında yazdıklarınız yazıların hepsi bizi gereksiz korkularla itham etmek yönündeydi; bu yazınızsa hiç de gereksiz korkmadığımızın ispatıdır.

Sayin yilmaz, sunu anladimki siz beni anlayamamissiniz. Ben her yazimda sorunun kaynagini disarida degil kendimizde aramamiz gerektigini vurgulamisimdir ve genede aynisini söylüyorum. Bizlere Kürt sorunu dahil her sorun icin sorunun kaynagini devamli dis gücler olarak göstermislerdir. Bu yanlis.

baska ülkelerin sorunlarimiza isaret etmeleri ve cözüm beklemeleri onlarin sorunun kaynagi ve terörü dstekledigi anlamina gelmez. Diger taraftan her ülke baska ülkelere kendisini elestirecek argumalar vermemesi gerekli. Türkiye bunu yapamiyor. Türkiye'deki sorunlara biz gözümüzü ve kulagimizi kapatiyoruz diye diger ü+lkelerinde aynisini yapmasini bekleyemeyiz. Bu anlamda tabiiki basta ABD olmak üzere belirli ülkeler Türkiye'den sorunlarini cözme konusunda adim atilmasini bekliyor ve hatta Türkiye bunlara bagimli oldugu icinde onlarin diktesiyle adim atiyor. Lütfen konuyu iyi kavramaya calisalim, yazilanlari ön yargi ile irdelemeyelim. Ben söylediklerimin arkasindayim.

Gönderi tarihi:

Sayın dominik yani belli sonu kabul ediyorsunuz, hani bunlar paranoyaydı? Bu ülkeleri kim, nasıl parçaladı, bizim ülkemiz de aynı şekilde kurulduğuna göre aynı sonu kabul etmemiz mi gerekiyor? Biz de zaten böyle bir son olmasın diye bu açılımları kabul etmiyoruz. Buna cesaret edecek olan siyasiler de bu halktan dersini alacaklardır ama bu halk biraz geç uyanıyor.

Bakin Türkiye'nin kurulusuda bahsettigim ülkelerinkine benziyor ama aralarinda önemli bir fark var. Bu fark bizim ülkemizdeki Kürt ve Türk'lerin uzun yillardan beri beraber yasamalari, hayatin her alaninda ic ice yasamalaridir. Neredeyse birbirleriyle akraba olmayan yok veya cok az.

 

Benim sahsi görüsüm ve arzum, her halkin kendi kaderini kendisinin tayin etmesidir, yani Kürt halkininda bizimle berabermi veya ayrimi yasamak istediklerini kendilerinin karar vermesidir. Ama günümüz ve hayatin gercekleri ülkemiz icin bunun böyle olamayacagini gösteriyor, yani istense dahi Kürt ile Türk'ü birbirinden ayiramazsiniz. Bunu artik görün lütfen. Ama 21. y.y. da da hala korku senaryolariyla ve paranoyayla hareket ederek yasak ve inkar politikalarina devam edersek, ötekilestirip, asagilarsak olamayacak bir vakaayi gerceklestirip gercektende ülkeyi bölebiliriz.

Gönderi tarihi:

Milletlerin kendi kaderlerini belirleme mücadelesi emperyalizmin çizdiği yolda değil(BOP), sosyalist ideoloji ile mümkündür.

Bunu biraz acarmisiniz? Kürt halki icin kendi kaderlerini belirleme acisindan sosyalist bir ideoloji bicimi olarak neyi önerirsiniz? Anladigim kadariyla siz aslinda Kürt halkinin keni kaderini tayin etme hakkini destekliyorsunuz ancak sosyalist ideoliji ile mümkün olabilecegini vurguluyorsunuz? Dogrumu anlamiysim? Eger dogru anladiysam, lütfen bana Kürt'lerin nasil sosyalist ideolojiye sarilarak kendi kaderlerini tayin etmeleri gerektigini anlatirmisiniz?

Gönderi tarihi:

Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etmeleri icin verilen mücadele Türkiye'nin yeni bir Sevr'i kabul etmesi demektir.Yani dün basarilamayan Kürdistan bugün basarilmis olacak ve bunun adinada halklarin kendi kaderini kendisi tayin etsin denecek.Bu acikca TÜRKIYE'NIN BÖLÜNMESININ SAVUNULMASIDIR

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Sayin yilmaz, sunu anladimki siz beni anlayamamissiniz. Ben her yazimda sorunun kaynagini disarida degil kendimizde aramamiz gerektigini vurgulamisimdir ve genede aynisini söylüyorum. Bizlere Kürt sorunu dahil her sorun icin sorunun kaynagini devamli dis gücler olarak göstermislerdir. Bu yanlis.

baska ülkelerin sorunlarimiza isaret etmeleri ve cözüm beklemeleri onlarin sorunun kaynagi ve terörü dstekledigi anlamina gelmez. Diger taraftan her ülke baska ülkelere kendisini elestirecek argumalar vermemesi gerekli. Türkiye bunu yapamiyor. Türkiye'deki sorunlara biz gözümüzü ve kulagimizi kapatiyoruz diye diger ü+lkelerinde aynisini yapmasini bekleyemeyiz. Bu anlamda tabiiki basta ABD olmak üzere belirli ülkeler Türkiye'den sorunlarini cözme konusunda adim atilmasini bekliyor ve hatta Türkiye bunlara bagimli oldugu icinde onlarin diktesiyle adim atiyor. Lütfen konuyu iyi kavramaya calisalim, yazilanlari ön yargi ile irdelemeyelim. Ben söylediklerimin arkasindayim.

 

Sayın dominik, ben sizi anlamaya çalışıyorum fakat düşünceleriniz arasında tezatlar görüyorum. Siyasilerimize görev biçiliyor diyorsunuz peki bu görevi kim veriyor, dış güçler değil mi? O zaman nasıl Türkiye kendi kaderini kendi belirleyebilir ki? Diğer ülkeler kendi çıkarları çerçevesinde bir siyaset izlerler, onlar eleştirecek diye de kendi çıkarlarımızı göz ardı edemeyiz. Sizin hakkınızda gerçekten bir ön yargım yok hatta gerçek demokrasiden yana olduğunuza da inanıyorum. Bana göre sizin göz ardı ettiğiniz Türkiye nin yapısı, şöyle söyleyeyim Almanya daki demokrasinin burada uygulanmasını bekler bir hava görüyorum. Daha önce de yazmıştım, parti yapıları, seçim sistemi demokratik olmadan ülke yönetiminin tamamen siyasilere bırakılamayacağını düşünüyorum. Almanya da olmayan siyasi gücün kişisel menfaatler için kullanılması bizde sonuna kadar kullanılıyor. İşçi, memur, emekli bir hak talep ettiği zaman bin bir dereden su getiriliyor ama milletvekilleri kendi maaşları veya sosyal hakları konusunda bir iyileştirme olduğu zaman oy birliği ile kabul ediliyor; işin acı tarafı da halkımız bunu normal karşılıyor, hiç bir tepki göstermiyor.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Bakin Türkiye'nin kurulusuda bahsettigim ülkelerinkine benziyor ama aralarinda önemli bir fark var. Bu fark bizim ülkemizdeki Kürt ve Türk'lerin uzun yillardan beri beraber yasamalari, hayatin her alaninda ic ice yasamalaridir. Neredeyse birbirleriyle akraba olmayan yok veya cok az.

 

Benim sahsi görüsüm ve arzum, her halkin kendi kaderini kendisinin tayin etmesidir, yani Kürt halkininda bizimle berabermi veya ayrimi yasamak istediklerini kendilerinin karar vermesidir. Ama günümüz ve hayatin gercekleri ülkemiz icin bunun böyle olamayacagini gösteriyor, yani istense dahi Kürt ile Türk'ü birbirinden ayiramazsiniz. Bunu artik görün lütfen. Ama 21. y.y. da da hala korku senaryolariyla ve paranoyayla hareket ederek yasak ve inkar politikalarina devam edersek, ötekilestirip, asagilarsak olamayacak bir vakaayi gerceklestirip gercektende ülkeyi bölebiliriz.

 

Bence pek bir fark yok, Yugoslavya da aynıydı, orada da her kes birbiriyle akraba olmuştu. SSCB de pek farklı değil di Aliyev başkan yardımcılığı yaptı. Ben ülkemizde uygulananın da SSCB ile aynı olduğunu bazı maddi menfaatler için üniter devletin son bulmasına evet dendiğini düşünüyorum. Bunu beğenmediğimiz Baykalla yapamadılar ve CHP yi dizayn etmeye başladılar. Böyle bir şeye Süheyl Batum un razı geleceğini sanmıyorum; eğer o da evet derse artık hiç kimseye inanılmayacak demektir.

Gönderi tarihi:

Bölgenin hep petrol açısından önemini vurguladık ve emperyalistlerin iştahını Kürtlerin kara kaşının kara gözünün değil, petrolün kabarttığını söyledik. Tabii bölgede emperyalistleri buyur edecek ve emriniz nedir efendim diye el oğuşturacak bir devlet ve halk halihazırda yok. Olmayınca böyle bir halk ve devlet yaratmak gerekiyor. Ne de olsa yeni yaka ağasına babasına muhtaç olur, eline bakar, sözden çıkmaz, yaramazlık yapmaz.

 

Konu elbette sadece petrol de değil. Gelecekte suyun petrolden daha önemli olacağını tüm stratejistler söylüyor. Dünya haritasına bir göz atmak, en stratejik bölgesinin neresi olduğunu şıp diye anlamaya yeterlidir.

 

Tabii bağımsız devlet amacından çark ettik, hadi gene iyisiniz, bu kıyağımızı da unutmayın kandırmacasına gelme olasılığımız sıfır, konu o bile değil. Mertçe gizli ajandaları açsalar daha makbule geçerdi. Fakat yılan dilini dişlerinin arkasına almış durumda. Fakat tıslamalarını tabii ki çok net duyuyoruz. O konuda herhangi bir tereddüt yok. Zaten yılan ısırmayacak, akrep sokmayacak ve emperyalist sömürmeyecek olsa asıl ona şaşmak lazım. O zaman dünyanın da, doğanın da dengesi alt üst olmuş demektir.

 

Tabii ki Çek ve Slovak diye ayırabilmek için önce ortada bir Çekoslavakya olması lazım. İşte yaratılmak istenen bu. Çekoslavakya!

 

Gelelim çözümünüz yok, çözümünüz yok takılmış plağına... Çözümümüz tabii ki var. Hiç olmaz olur mu? Türk adlandırması tamamen bir atamadır. Bu ülkede niye büyük bir çoğunluğun adı Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin, Ali, Mustafa? Niye Zeynep, Hatice, Ayşe, Fatma? Çünkü her adlandırma bir atamadır. Çocuğun adını Muhammed koyacaksın da gökten kitap mı inecek? Yoo? Atama işte...

 

Gelin Türk atamasını ırkçı anlamda anlayana karşı hep birlikte karşı çıkalım. Ki zaten üç beş marjinale kimse kulak bile asmaz. Türk mü kalmış yahu? Hani o çıkık elmacık kemikli, çekik gözlü bodur boylu, Moğolların emmoğlusu Türkler nerede? Bana ilaç için olsun beş tane gösterin. Benim tanıdıklarım var. Aynı eski Göktürk fresklerinde betimlenen Türk tipine sahipler, sayıları bir elin parmağını geçmez. Caddede akşama kadar yürüseniz bir benzerlerini de bulamazsınız. İşte Türk bunlardır. Adı kalmış yadigar, kendi ortada yok bir kavramdır bu ülkede Türklük.

 

O yüzden Türkçülük yapmak kadar abes bir şey olamaz. Üç tane çıkarsa da kim dönüp bakacak? Bu Türk adı sadece bir atamadır, bu bir...

 

Dilmiş, kültürmüş, zaten kimsenin ne karıştığı var, ne elleştiği... Bangır bangır Kürtçe her yerde... Ben en küçük sorun göremiyorum.

 

Ülkenin sorunu kalkınmamışlık, gelişmemişlik, eğitim, dogma egemenliğidir. Bu bir yöreye özel bir sorun değil. Ama coğrafi şartlar nedeniyle doğuda yoğunlaşıyor. Bunu elbette aşacağız. Düne kadar ABD-Sovyet mengenesinde midye gibi kabuğumuz çatırdadı. İç savaşın, bölünmenin eşiğinden döndük. Hemen ardından emperyalistler yeni tezgahlar kurdular. Dinciliği, etnikçiliği, mezhepçiliği sürekli kaşıyorlar. Soğuk savaş sona erer ermez de bu saldırılar başladı. Anında, hemen anında Kürt raporları yazdırıldı, kim, hangi aydınlar bunun önüne çıkar belirlendi, susturuldu, yok edildi, satın alındı.

 

Hep dış mihraklar, hep dış mihraklar, hırsızın hiç mi kabahati yok deniyor ama, elbette var. Hem de çok var. Öyle çok hata yaptık ki, bu planlara biz işlerlik kazandırdık.

 

Yani valla artık usandık ama bir kez daha yeni, temiz bir sayfa açmamız gerekiyor. Siyasette yine temiz bir sayfa açılmalı. Buna bu kadar çok ve sık ihtiyaç duyulması, sayfaların bu kadar çabuk kirlenmesi utanç verici ama, gerçek bu ne yazık ki...

 

Ama benim önerdiğim Osman Pamukoğlu ülkesi için canını hiçe saymış bir kişidir. Askerinin başında bizzat canını hiçe saymıştır. Böyle bir insanın dünya malında gözü olma olasılığı yoktur...

 

Ben doğru bildiğimi, inandığımı söyleyeyim de... Hiç kolay inanan biri olmadığımı da cümle alem bilir... Ben öyle kolay kolay inanmam... İnanMAmaya çok güçlü bir eğilimim vardır...

Gönderi tarihi:

Sayın dominik, ben sizi anlamaya çalışıyorum fakat düşünceleriniz arasında tezatlar görüyorum. Siyasilerimize görev biçiliyor diyorsunuz peki bu görevi kim veriyor, dış güçler değil mi? O zaman nasıl Türkiye kendi kaderini kendi belirleyebilir ki? Diğer ülkeler kendi çıkarları çerçevesinde bir siyaset izlerler, onlar eleştirecek diye de kendi çıkarlarımızı göz ardı edemeyiz. Sizin hakkınızda gerçekten bir ön yargım yok hatta gerçek demokrasiden yana olduğunuza da inanıyorum. Bana göre sizin göz ardı ettiğiniz Türkiye nin yapısı, şöyle söyleyeyim Almanya daki demokrasinin burada uygulanmasını bekler bir hava görüyorum. Daha önce de yazmıştım, parti yapıları, seçim sistemi demokratik olmadan ülke yönetiminin tamamen siyasilere bırakılamayacağını düşünüyorum. Almanya da olmayan siyasi gücün kişisel menfaatler için kullanılması bizde sonuna kadar kullanılıyor. İşçi, memur, emekli bir hak talep ettiği zaman bin bir dereden su getiriliyor ama milletvekilleri kendi maaşları veya sosyal hakları konusunda bir iyileştirme olduğu zaman oy birliği ile kabul ediliyor; işin acı tarafı da halkımız bunu normal karşılıyor, hiç bir tepki göstermiyor.

Türkiye ne yazikki ABD'den ve dolayisiyla emperyalizimden bagimsiz bir ülke degil. Bunun üzerinede devamli vurgu yapmisimdir ve hatta her secimden sonra basbakanin ve cumhurbaskaninin ilk soluk aldigi yer ABD demisimdir. Sorunlarimiz suni degil ama kendimiz cözüm üretemedigimiz icin sizinde bildiginiz gibi disaridan baskiyla yapiyoruz. Bu anlamda da ben hala siyasi partilere bu cözüm üzerine görevlerin verildigine inaniyorum. Bu görevleri kimlerin ve neden alabildigini önceki yorumlarimda aciklamistim.

 

Bizler göz göre göre aldatiliyoruz, siyasiler bizlere güclü Türkiye'den ve bagimsiz Türkiye'den bahsediyorlar ama isin gercegi böyle degil. Deniz Gezmis'ler tek bir insan öldürmemelerine ragmen 6. Filoya def ol dedikleri icin ve tam bagimsiz Türkiye istedikleri icin ABD emperyalizmin kuklasi olan TC devleti yewtkilileri ve mahkemeleri tarafindan idam edilip vatan haini ilan edilmislerdir. Bagimsizlik mücadelesi hala devam etmektedir, ama asla siyasilerimiz tarafindan degil.

 

Ne almanya#dane de baska demokrasinin gelistigi ülkelerde demokrasi gökten zembille inmemistir. Demokrasi halkin talepleriyle gelisir, mücadeleleriyle gelisir ve siyasilere kirmizi kart göstererek gelisir. Demokrasinin gelistigi bütün ülkelerden demokrasi tarihi sancili gecmistir ve dolayisiyla bizde de aynisi olacaktir.

 

Bizler artik siyasilerin koltuk davalari icin, rantcilarin rant kavgalari icin onlarin aleti olmaktan kendimizi kurtarmamiz gerekli. 90 yila askin bunlar bize Türkiye'nin bölünecegini anlatiyorlar. 80 öncesi kominizim korkusu saldilar, sonrasi bölünecegiz ve 2003 ten sonrada buna seriat korkusunu saldilar. Dikkat edin devamli korkular üzerinden siyaset yapiyorlar. Oysa ülke 90 yildir ne komunizim yasadi, ne bölündü ne de seriat ile yönetildi. Tehlike her zaman vardir ve gelismis demokrasilerde bu tip tehlikeler cok kolayca halkin güvenci ve direnci ile kolayca geri püskürtülür. Bizde ise cevizden fil yapilir.

Gönderi tarihi:

Bölgenin hep petrol açısından önemini vurguladık ve emperyalistlerin iştahını Kürtlerin kara kaşının kara gözünün değil, petrolün kabarttığını söyledik. Tabii bölgede emperyalistleri buyur edecek ve emriniz nedir efendim diye el oğuşturacak bir devlet ve halk halihazırda yok. Olmayınca böyle bir halk ve devlet yaratmak gerekiyor. Ne de olsa yeni yaka ağasına babasına muhtaç olur, eline bakar, sözden çıkmaz, yaramazlık yapmaz.

 

Konu elbette sadece petrol de değil. Gelecekte suyun petrolden daha önemli olacağını tüm stratejistler söylüyor. Dünya haritasına bir göz atmak, en stratejik bölgesinin neresi olduğunu şıp diye anlamaya yeterlidir.

 

Kardesim varsa petrol dogu ve güneydoguda neden hala cikartmiyoruz? Bence bunlar korku senaryolarinin bir parcasi. Türkiye olarak kendi ülkendeki paerolleri cikartacak bir gücün yoksa pes dogrusu derim. Gücün varda hala cikartmiyorsan bahane arama derim. Sanki 90 yil öncede petrol ve suyun hesaplari yapüiliyordu. o dönemler teknoloji bugünkü kadar bile yoktu, yani nerede petrol var o kadar kolayca bilinmiyordu. Diger taraftan petrolün gecmiside en fazla 100 yil. Su sorunu desen gene ayni, yani son 30 yilda ortaya cikan bir mesele. Oysa Kürt sorunu 90 yili askin hasir alti yaptigimiz bir cibanimiz. Sorunun kaynagini disarida degil kendimizde arayalimki dogrulari bulabilelim.

Gönderi tarihi:

Bence pek bir fark yok, Yugoslavya da aynıydı, orada da her kes birbiriyle akraba olmuştu. SSCB de pek farklı değil di Aliyev başkan yardımcılığı yaptı. Ben ülkemizde uygulananın da SSCB ile aynı olduğunu bazı maddi menfaatler için üniter devletin son bulmasına evet dendiğini düşünüyorum. Bunu beğenmediğimiz Baykalla yapamadılar ve CHP yi dizayn etmeye başladılar. Böyle bir şeye Süheyl Batum un razı geleceğini sanmıyorum; eğer o da evet derse artık hiç kimseye inanılmayacak demektir.

Ben sizin kaniniza katilamayacagim. Yugoslav'lar ile Hirvat'lar, Bosnak'lar, Arnavut'lar ve Sloven'ler arasinda Türk'ler ile Kürt'ler arasinda asla bir benzerlik bulamazsiniz. Birbirlerinden evlenenler olmustur bunu inkar edende yok, ama bu evlilikler bizdeki kadar belirleyici degildir. Söyle söyleyeyim, su an Alman'lar ile türk'ler arasinda da evlilikler var, ama bu evlilikler bizim Türk-Kürt evliliklerine benzemez. Bizler bir tirnak ve et gibiyiz. Ayricaligimizda buradan geliyor. Bu ortak gücümüzü görmelisiniz. Bakin 30 yili askin ülkede terör var, 30 binden fazla insan ölmüs, ama genede Yugoslavya'daki gibi bir ic savasa gitmemisiz. Yugoslavya'da ic savas cok basit kivilcim almistir cünki, ortak yönleri cok azdi. Aynisi Sovyetler icinde gecerli. Ülkeleri iyi arastirmaniz gerekli. Durumumuzu zorla kötü görmenize hic gerek yok. Türkiye'de %10 Kürt vatandasi bulamazsinizki, bunlar ayri devlet istesinler. Siz daha ne görmek istiyorsunuzki?

Gönderi tarihi:

Gelelim çözümünüz yok, çözümünüz yok takılmış plağına... Çözümümüz tabii ki var. Hiç olmaz olur mu? Türk adlandırması tamamen bir atamadır. Bu ülkede niye büyük bir çoğunluğun adı Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin, Ali, Mustafa? Niye Zeynep, Hatice, Ayşe, Fatma? Çünkü her adlandırma bir atamadır. Çocuğun adını Muhammed koyacaksın da gökten kitap mı inecek? Yoo? Atama işte...

 

Türk adlandirmasi atamaymis. Atamaysa neden ve nasil atandi, amac neydi? Bu "atama" isimden dolayi yillarca Kürt'ler inkar edildi, "dag Türk'leri" olduklari "bilimsel arastirmalarla" üniversite profesörleri tarafinadn isbat edildi, daha dogrusu bizlere böyle yutturuldu.

 

"Atama" Türk bize sorun yarattigina göre baska atama isim de bulabiliriz. Yoksa "atama isim" Allahin degismez bir lütfumu?

 

Ülke isimleri öyle sizin bahsettiginiz gibiu kolayca atama ile belirlenmez. Tesadüfmidirki, Ermeni'ler ülkelerinin isimlerini Ermenistan, Alman'lar Almanya, Fransiz'lar Firansa, Yunan'lilar Yunansitan, Cin'liler Cin,...... olarak atadilar? Bu "atamalar" tesadüf degildir, atamada degildir, o ülke insanlarinin kendilerini tanimlamasiyla olur. Türk olmak Türk'ler icin gecerlidir, ama digerleri icin sadece vatandaslik bazinda olur. Dolayisiyla artik herkesi zorla Türk olarak tanimlamaktan vazgecmeliyiz. Anayasalar siyasiler tarafindan yapilir, Türk siysileride kendi cikarlari dogrultusunda Türklügü anayasaninj 66. maddesiyle belirlemislerdir. Bu belirleme sunidir, etnik kökenlilerimizin hassasiyeti ve degerleri ciddiye alinmamistir. Bu yüzden de sorunumuzun tek suclusu gene biziz. Bosuna disarida aramayalim sorunun kaynagini.

Gönderi tarihi:

Kardesim varsa petrol dogu ve güneydoguda neden hala cikartmiyoruz?

Tamamen yanlış anlamışsınız. Ben forumu izlediğinizi varsayarak daha önceki iletilerime ekleme yapmıştım, ama tabii iletilerimi izlemek zorunda değilsiniz. O halde hemen kısaca açıklayayım: Söz konusu petroller Batman petrolü elbette değil. Hatta Kerkük petrolü bile çerez çekirdek, pek bir önemi yok. Daha da ötesi, Basra petrolü bile şu an elbette önemli olsa da gelecekte önemi oldukça azalacak. Bunlar oldukça kullanılmış ve pik noktalarda petrol veren kuyular.

 

Asıl yataklar Hazar'da. Kaderin garip bir cilvesi, Hazar'dan Akdeniz'e uzanacak bir petrol boru hattı hep de Kürtlerin yaşadığı topraklardan geçiyor. Yaaa... Ne kara kaş ne kara göz varmış Kürtlerde görüyor musunuz, elin oğlu boşuna aşık olmamış bakar mısınız! Üstelik petrol ve suya ilaveten Türkmenistan gazını da unutmamak gerek. Daha çıkarılacak rezerv için çok hayret verici rakamlar telaffuz ediyorlar. Henüz çıkarılmış olan gaz bir şey değil, yerin altı gaz doluymuş, ben stratejistlerin yalancısıyım, öyle diyorlar uzmanlar. Hazar çevresi tam bir enerji deposuymuş.

 

Bölge hiç de kendi haline bırakılacak gibi değil... Kendi haline bırakırsan kızı, ya davulcuya kaçar, ya zurnacıya...

Gönderi tarihi:

Türkiye eğer diğer parçalanan ülkelerin akibetine bugüne kadar uğramamışsa, bu ordusunun gücü sayesindedir. Bunu da çok iyi bildikleri için Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine karalama, iftira ve yıpratma kampanyası düzenlemek için, sadece bu özel amaç için gazete kurmaya kadar işi vardırdılar, sözüm ona aydın kılıklıları para ile satın alıp bu görev ile görevlendirdiler.

 

Bu kadar kanlı bir terör kampanyasının parçalayamayacağı ülkelerin sayısı dünyada bir elin parmaklarını geçmez. Türkiye de bunlardan biri. Bunu anlayınca önce bu Silahlı Kuvvetler engelini yoldan çekmeye karar verdiler. Aydınlarımızı susturmak, yok etmek ve satın almak yetmedi. Silahlı Kuvvetler kayasının ne etrafından dolaşamayacaklarını, ne üzerinden aşamayacaklarını anladılar. İlk hedefleri bu engeli bertaraf etmek şu an...

Gönderi tarihi:

Partilerin birbiri ile ittifak etmesi diye bir olay yoktur.Sadece sorunlarda birlesilebilir ve o sorunlar üzerinde müsterek bir konsensüs saglanarak ittifaka gidilir.BDP CHP'ye böyle bir teklifte bulunmus,CHP buna hicbir yanit vermemis ayni zamanda Süheyl Batum yaptigi aciklama ile ITTIFAK DIYE BIRSEY SÖZ KONUSU DEGILDIR demistir.

 

AKP yandasi olanlarin kabul edemiyecegi bir gercek var o gercekte Kürtlerin AKP'den cok CHP'yi Kürtlerin problemlerine sahip cikacak bir parti olarak gördükleridir.Kütler AKP'ye güvenmemektedirler ve bunda da haklidirlar.Cünkü PKK disinda kalan Kürtlerin hemen hepside Türkiye'nin birlik ve bütünlügünden yanadir ve AKP'nin bu birlik ve bütünlügü bozmaya calistigini görmektedirler.Burada BDP'ye cok is düsmektedir.Eger BDP Türkiye'nin partisi olmak istiyorsa AKP'ye karsi CHP ile isbirligine gitmelidir.Türkiye ancak o zaman huzura kavusur ve AKP'den kendini kurtarir.AKP iktidarda kaldigi sürece Türkiye bölünmeye ve yeni bir Sevr'i imzalamaya dogru hizla ilerleyecektir.AKP iktidarda kalabilmek ugruna Türkiye'nin tüm düsmanlariyla isbirligi yapacak kadar gözü dönmüs bir partidir.

 

Kilicdaroglunun belki birtakim adimlari icin sasirmis olabiliriz ama gercekci bir gözle baktigimizda aslinda Kilicdaroglu ile CHP'nin iktidara gelmesi cok önemlidir en azindan AKP'nin tek basina iktidar olamiyacagi bir secim sonucunun cikmasi gereklidir.Türkiye icin bunu tartismak, Ahmet Kaya'nin mezarinin ziyaret edilmesinden daha önemlidir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Sadece A.Kaya değil, Prf. Dr. Yalçın Küçük ü seyrettim; çok çarpıcı şeyler söyledi. CHP de bulunan Büyük Kulüp üyelerinden bahsetti, bu kulübün üyelerinin kim olduklarını gösterdi. Bu kulübün AKP yi elinden kaçırıp CHP ye yöneldiğini söyledi. Son söylediği de Prf. Dr. Süheyl Batum un partiden atılacağıydı. Bakalım gelecek günler neler gösterecek?

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Ben sizin kaniniza katilamayacagim. Yugoslav'lar ile Hirvat'lar, Bosnak'lar, Arnavut'lar ve Sloven'ler arasinda Türk'ler ile Kürt'ler arasinda asla bir benzerlik bulamazsiniz. Birbirlerinden evlenenler olmustur bunu inkar edende yok, ama bu evlilikler bizdeki kadar belirleyici degildir. Söyle söyleyeyim, su an Alman'lar ile türk'ler arasinda da evlilikler var, ama bu evlilikler bizim Türk-Kürt evliliklerine benzemez. Bizler bir tirnak ve et gibiyiz. Ayricaligimizda buradan geliyor. Bu ortak gücümüzü görmelisiniz. Bakin 30 yili askin ülkede terör var, 30 binden fazla insan ölmüs, ama genede Yugoslavya'daki gibi bir ic savasa gitmemisiz. Yugoslavya'da ic savas cok basit kivilcim almistir cünki, ortak yönleri cok azdi. Aynisi Sovyetler icinde gecerli. Ülkeleri iyi arastirmaniz gerekli. Durumumuzu zorla kötü görmenize hic gerek yok. Türkiye'de %10 Kürt vatandasi bulamazsinizki, bunlar ayri devlet istesinler. Siz daha ne görmek istiyorsunuzki?

 

Yapmayın Sayın dominik, onların başka türlü mü evleniyor? Tamam bizde akrabalık biraz geniş olur, yedi sülale akraba olur; Yugoslavya sürecinde de okuduğumuza göre eşler ayrı cephelerde savaştı. Bizde iç savaşa gidilmemesinin sebebi o ırkçılıkla suçladığınız Türk Halkının sabrıdır. Bir arada yaşamak için ortak değerlerin olması gerekir; dilimizi beğenmiyorlar, amaçlarımız çok farklı, ayrı bir tarih üretmeye çalışıyorlar, ayrı bayrak ve ayrı marştan söz ediyorlar. Bunlardan daha önemlisi bu da ayrılmak isteyenin hiç de sandığınız kadar az olmadığının bir göstergesi olarak alınabilir Kürtçülük yapan partinin seçimlerde bölgeden tulum çıkartması. Oy dağılımına bakarsak harita bize ne olduğunu apaçık gösteriyor sanırım.

Gönderi tarihi:

Bunu biraz acarmisiniz? Kürt halki icin kendi kaderlerini belirleme acisindan sosyalist bir ideoloji bicimi olarak neyi önerirsiniz? Anladigim kadariyla siz aslinda Kürt halkinin keni kaderini tayin etme hakkini destekliyorsunuz ancak sosyalist ideoliji ile mümkün olabilecegini vurguluyorsunuz? Dogrumu anlamiysim? Eger dogru anladiysam, lütfen bana Kürt'lerin nasil sosyalist ideolojiye sarilarak kendi kaderlerini tayin etmeleri gerektigini anlatirmisiniz?

Evet, doğru anlamışsın dostum.

 

Milletler kendi kaderlerini belirlesin denilirken, içinde yaşadığı ülke halkından bölünerek emperyalizmin kucağına düşsün kastedilmiyor elbette. Bunu, ne sosyologların, ne de Kürt aydınlarının isteyeceğini de sanmıyorum.

 

Emperyalist amaçlar iyi tahlil edilmeli. Kürtlerin Türkiye halkı olduğu somut bir gerçek. Yine Kürt ezilenlerin de Türk ezilenlerle birlikte emperyalizm tarafından sömürüldüğü, insan yerine konulmadığı da bir gerçek.

 

Bu durumda ezilen halkların bölünerek değil, dayanışma içerisinde, emperyalizme karşı mücadele edip ekonomik, sosyal özgürlüğünü birlikte kazanması gerekiyor. Bunu kazandığı takdirde ancak siyasi özgürlüğünü elde etmiş olacaktır. Aksi takdirde emperyalizmle birlikte hareket eden yerli işbirlikçiler, ezilen halkların özgürlüğünü her zaman engelleyeceklerdir.

 

Siyasi özgürlüğü kazanmak demek illaki bölünerek ayrı bir devlet kurmak değildir. Ekonomik ve sosyal özgürlüğünü kazanmış olan birey kültürünü nerde olsa yaşayabilir. Tabiki yaşamak istediği kültür; aykırı töreler değil, çağdaşlığa uyum sağlaması da gerekiyor. Günümüzde yaşanması gerekli olan(bilimsel olan) evrensel çağdaş kültürdür.

 

Demokratik Cumhuriyet, ulusların tek tek bağımsız devletlerini kurmalarından ziyade, tek bir devlet çatısı altında birleşmelerinden yanadır. Halkların ortak malı olan doğal servetleri paylaşmak, emperyalizmin karşısında ekonomik, siyasal, demokratik birleşmiş bir güç olmak, her iki halkın da çıkarınadır. Birlikten kuvvet doğar.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.