Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

İzledinizmi bilmiyorum ama son günlerde internette dolaşan bir görüntü var o görüntüde 2-3 rütbeli acemi askerleri sıraya sokmuş tekme tokat dövüyorlar,resmen karete yapıyorlar çocuklara,bunuda Pkk'mı yapıyor,veya askerlerin eline el bombası verilmesi olayını kim yaptı?

Hakkaride 7 asker mayına basarak hayatını kaybetti,Tsk ve Türk medyası ilk açıklamalarda hemen ''Pkk,Hain Saldır vs.vs'' dedi peki sonra ne çıktı,askerlerin bastığı mayın,uluslararası anlaşmalarla kullanımı yasaklanmış ama maalesef Tsk'nın kurduğu bir mayındı....

 

Geçiniz... Askerde bunları birçok insan yaşıyor. Ne ilk ne son olacak. Etik mi? Elbette değil ama bu TSK "askerini erini dövüyor" diye tu kaka olabilir demek değildir.

 

Mayın konusuna gelince... Kullanımı yasaklanmış bir mayın... Kim bilir ne zaman konulmuş oraya ve ihmal sonucu unutulmuş... Bahane mi? Elbette hayır... ama bu da TSK'yı kurum olarak karalamayabiliriz anlamına gelmez...

 

Çünkü kişilerin yaptığı hatadan kurumlar değil yine kişiler sorumlu olabilir ancak. Ne yapacağız yani TSK'yı tasfiye mi edeceğiz? Kişileri sorumluları tespit edeceğiz, cezalandıracağız ve bu cezalar emsal teşkil edecek, bundan sonra da bu tip ihmaller ya da "kasıtlı davranışlar" bir daha ya sergilenmeyecek ya da seyrekleşecek, o takdirde de kurumlar daha iyi işler hale gelecek.

 

 

Şimdi İnternette haber sitesinde gördüm buyrun buda bir örnek;

 

BDP Muş Milletvekili Nuri Yaman'ın TBMM Başkanlığına sunduğu kanun teklifinin gerekçesinde, askerlik hizmetini yapmaktayken ''Terörle Mücadele Kanunu ve Şehitlik Yönergesi'' kapsamında hayatını kaybeden kişilerin yakınlarının ''nakdi tazminat'' ve ''aylık bağlanması'' gibi haklardan yararlandığı, ancak kaza ya da ihmal gibi nedenlerden hayatını kaybeden kişilerin yakınlarının böyle bir sosyal haktan yararlanamadığı ifade edildi.

 

Teklif, askerlik görevini yaparken kaza ya da ihmal gibi nedenlerle şehit olan kişilerin yakınlarının da bu haklardan yararlanmasını öngörüyor.

 

Bu da bana çok inandırıcı gelmiyor açıkçası. Özerklik talep eden, "kürt sorununun çözümü anlamında Abdullah Öcalan muhataptır" diyebilien bir zihniyetin samimiyetinden şüphe ederim. Çünkü bu zat TSK'ya kurşun sıkmıştır, devlete karşı ayaklanma başlatmıştır, BDP de onu Kürt sorununun çözümünde muhatap göstermekte, sonra da askerde kaza ve ihmal sonucu yaralanan sakat kalan kişilerin mağduriyetini gidermek için (aslında acaba popülizm için mi) çalışmalar yapmaktadır. Hiç inandırıcı gelmiyor doğrusu...

 

 

Bdp Kürt Sorununu öncelikli çözülmesi gereken sorun olarak gördüğünü ifaede eden bir partidir ancak asla halkın diğer kesimlerinden ve kurumlarından ve onların sorunlarından kendini soyutlamamıştır,öyleki Bdp,askerde ölen askerlerin,haksızlığa uğrayan Romanların,Üniversitelerde yaşanan Türban sorununun,Bursada yaşanan sel felaketinin mecliste görüşülmesi ve el uzatılması için ilk adımları atan partidir,Bdp'yi Mhp ile yanyana kullanmak bile bana göre art niyet taşımaktır....

 

BDP ayrılıkçı terör örgütünü kendi tabanı ve kurumlarıyla saygı duyulacak bir özgürlük hareketi, bu örgütün elebaşısını da muhatap olarak göstermektedir. Yıllardan beri farklı isim, logo ve bayraklar altında ama aynı zihniyetle sadece ve sadece Kürt sorununu kaşımaktadır, bu konuda devlete ve hükümetlere tehditler yağdırmaktadır, ispat(a)mamakla birlikte şehir merkezlerinde yaşanan terör olaylarında bölücü örgüte yardım ve yataklık etmektedir. Şimdilerde de özerklik ve ANADİLDE EĞİTİM söylemlerini dile getirmektedirler. Bakın dikkatinizi çekerim ANADİL EĞİTİMİ demiyorum. Çünkü BDP'nin söylemi ANADİLDE EĞİTİM üzerine kurulu.

 

Daha önceki konuşmalarımızda ANADİLDE EĞİTİMİN ANADİL EĞİTİMİNDEN farklılıklarını konuşmuş, saydığımız nedenlerle ANADİL EĞİTİMİNİN "belli şartlar altında" kabul edilebileceğini, ANADİLDE EĞİTİMİN ise kesinlikle söz konusu olamayacağını belirlemiştik. Özerklik mevzusunun ise lafının bile edilmemesi gerektiğinin, bunun değil uygulamasının, lafının bile üniter yapıya zarar vereceğini de ortaya koymuştuk

 

Halen daha bu söylemlerinden vazgeçmeyen sürekli "Kürt haklı" söylemini kullanan bir parti faşist bir parti değil midir? Bakın bu üklede farklı bir çok etnik dini ve kültürel kimliğin BİR ARAYA GELEREK

Gönderi tarihi:

İzledinizmi bilmiyorum ama son günlerde internette dolaşan bir görüntü var o görüntüde 2-3 rütbeli acemi askerleri sıraya sokmuş tekme tokat dövüyorlar,resmen karete yapıyorlar çocuklara,bunuda Pkk'mı yapıyor,veya askerlerin eline el bombası verilmesi olayını kim yaptı?

Hakkaride 7 asker mayına basarak hayatını kaybetti,Tsk ve Türk medyası ilk açıklamalarda hemen ''Pkk,Hain Saldır vs.vs'' dedi peki sonra ne çıktı,askerlerin bastığı mayın,uluslararası anlaşmalarla kullanımı yasaklanmış ama maalesef Tsk'nın kurduğu bir mayındı....

 

Geçiniz... Askerde bunları birçok insan yaşıyor. Ne ilk ne son olacak. Etik mi? Elbette değil ama bu TSK "askerini erini dövüyor" diye tu kaka olabilir demek değildir.

 

Mayın konusuna gelince... Kullanımı yasaklanmış bir mayın... Kim bilir ne zaman konulmuş oraya ve ihmal sonucu unutulmuş... Bahane mi? Elbette hayır... ama bu da TSK'yı kurum olarak karalamayabiliriz anlamına gelmez...

 

Çünkü kişilerin yaptığı hatadan kurumlar değil yine kişiler sorumlu olabilir ancak. Ne yapacağız yani TSK'yı tasfiye mi edeceğiz? Kişileri sorumluları tespit edeceğiz, cezalandıracağız ve bu cezalar emsal teşkil edecek, bundan sonra da bu tip ihmaller ya da "kasıtlı davranışlar" bir daha ya sergilenmeyecek ya da seyrekleşecek, o takdirde de kurumlar daha iyi işler hale gelecek.

 

 

Şimdi İnternette haber sitesinde gördüm buyrun buda bir örnek;

 

BDP Muş Milletvekili Nuri Yaman'ın TBMM Başkanlığına sunduğu kanun teklifinin gerekçesinde, askerlik hizmetini yapmaktayken ''Terörle Mücadele Kanunu ve Şehitlik Yönergesi'' kapsamında hayatını kaybeden kişilerin yakınlarının ''nakdi tazminat'' ve ''aylık bağlanması'' gibi haklardan yararlandığı, ancak kaza ya da ihmal gibi nedenlerden hayatını kaybeden kişilerin yakınlarının böyle bir sosyal haktan yararlanamadığı ifade edildi.

 

Teklif, askerlik görevini yaparken kaza ya da ihmal gibi nedenlerle şehit olan kişilerin yakınlarının da bu haklardan yararlanmasını öngörüyor.

 

Bu da bana çok inandırıcı gelmiyor açıkçası. Özerklik talep eden, "kürt sorununun çözümü anlamında Abdullah Öcalan muhataptır" diyebilien bir zihniyetin samimiyetinden şüphe ederim. Çünkü bu zat TSK'ya kurşun sıkmıştır, devlete karşı ayaklanma başlatmıştır, BDP de onu Kürt sorununun çözümünde muhatap göstermekte, sonra da askerde kaza ve ihmal sonucu yaralanan sakat kalan kişilerin mağduriyetini gidermek için (aslında acaba popülizm için mi) çalışmalar yapmaktadır. Hiç inandırıcı gelmiyor doğrusu...

 

 

Bdp Kürt Sorununu öncelikli çözülmesi gereken sorun olarak gördüğünü ifaede eden bir partidir ancak asla halkın diğer kesimlerinden ve kurumlarından ve onların sorunlarından kendini soyutlamamıştır,öyleki Bdp,askerde ölen askerlerin,haksızlığa uğrayan Romanların,Üniversitelerde yaşanan Türban sorununun,Bursada yaşanan sel felaketinin mecliste görüşülmesi ve el uzatılması için ilk adımları atan partidir,Bdp'yi Mhp ile yanyana kullanmak bile bana göre art niyet taşımaktır....

 

BDP ayrılıkçı terör örgütünü kendi tabanı ve kurumlarıyla saygı duyulacak bir özgürlük hareketi, bu örgütün elebaşısını da muhatap olarak göstermektedir. Yıllardan beri farklı isim, logo ve bayraklar altında ama aynı zihniyetle sadece ve sadece Kürt sorununu kaşımaktadır, bu konuda devlete ve hükümetlere tehditler yağdırmaktadır, ispatlan(a)mamakla birlikte şehir merkezlerinde yaşanan terör olaylarında bölücü örgüte yardım ve yataklık etmektedir. Şimdilerde de özerklik ve ANADİLDE EĞİTİM söylemlerini dile getirmektedirler. Bakın dikkatinizi çekerim ANADİL EĞİTİMİ demiyorum. Çünkü BDP'nin söylemi ANADİLDE EĞİTİM üzerine kurulu.

 

Daha önceki konuşmalarımızda ANADİLDE EĞİTİMİN ANADİL EĞİTİMİNDEN farklılıklarını konuşmuş, saydığımız nedenlerle ANADİL EĞİTİMİNİN "belli şartlar altında" kabul edilebileceğini, ANADİLDE EĞİTİMİN ise kesinlikle söz konusu olamayacağını belirlemiştik. Özerklik mevzusunun ise lafının bile edilmemesi gerektiğinin, bunun değil uygulamasının, lafının bile üniter yapıya zarar vereceğini de ortaya koymuştuk

 

Halen daha bu söylemlerinden vazgeçmeyen sürekli "Kürt haklının özgürlüğü" söylemini kullanan bir parti faşist bir parti değil midir? Bakın bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti farklı bir çok etnik dini ve kültürel kimliğin BİR ARAYA GELMİŞ, kuruluş felsefesini, EMPERYALİZME KARŞI DİRENİŞ şiarı üzerine oturtmuş, BİRARADA YAŞAMA ARZUSUNA sahip bir HALKTAN OLUŞUR. Dolayısıyla ülkede birden çok etnik, kültürel ve dini kimlik bulunmasına rağmen tek bir HALK vardır, bunun da adı TÜRKİYE HALKI'DIR. Zira devletin adı TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİDİR. Anayasada "TÜRK HALKI" ibaresinin geçmesi bir şeyi değiştirmez, kelimelere takılmak yanlıştır, önemli olan pratiktir.

 

Pratik deyince elbette bu ülkede ciddi bir demokrasi ve hak sorunu bulunmaktadır ancak bu sorunu yaşayan sadece belli bir etnik grup değil, bütün bir ülkedir.

 

Dolayısıyla ve sonuç olarak devlet kurumlarının terör örgütleriyle pazarlığa girmesini telif edebilen, "terör örgütü eylemsizlik kararı aldı hadi TSK silah bıraksın" diyebilen, 50.000 kişinin ölümüne sebep olmuş bir terör örgütü elebaşısını sorunların çözümünde muhatap gösteren, belli bir etnik kimlik üzerinden siyaset yapan, özderklik talep eden, ANADİLDE EĞİTİM İSTEYEN bir parti FAŞİST bir partidir. Nokta.

Gönderi tarihi:

ama bu da TSK'yı kurum olarak karalamayabiliriz anlamına gelmez...

 

 

 

sanırım yanlışlık oldu, 'karalayabiliriz anlamına gelmez' denmek istenmiştir herhalde....

Gönderi tarihi:

Geçiniz... Askerde bunları birçok insan yaşıyor. Ne ilk ne son olacak. Etik mi? Elbette değil ama bu TSK "askerini erini dövüyor" diye tu kaka olabilir demek değildir.

.

.

.

Dolayısıyla ve sonuç olarak devlet kurumlarının terör örgütleriyle pazarlığa girmesini telif edebilen, "terör örgütü eylemsizlik kararı aldı hadi TSK silah bıraksın" diyebilen, 50.000 kişinin ölümüne sebep olmuş bir terör örgütü elebaşısını sorunların çözümünde muhatap gösteren, belli bir etnik kimlik üzerinden siyaset yapan, özderklik talep eden, ANADİLDE EĞİTİM İSTEYEN bir parti FAŞİST bir partidir. Nokta.

 

Tsk'ya getirdiğimiz eleştirler Tsk'nın tasfiye olmasını istemek değil,yanlışlarını göstermak sureti ile doğrunun bulunmaını sağlamaktır,kişilerin yaptığı ile kurumun tamamını suçlamak yanlış gelebilir hepimize ancak bu kişilerin kurumun bazı ideolojik yaklaşımları uğruna yaptıkları bazı olaylarda yakayı ele vermeleri halinde yem olarak mahkemelere sevk edilerek olayın bunların üzerine yıkılmasınıda iyi değerlendirmek gerektiği kanısındayım.

Özerklik talep etmek,talep ederken Siyasi yollar kullanılıyorsa suç değildir,demokrasilerde herkes istediğini talep eder,yeterki bunu yaparken şiddete ve zora başvurmasın,BDP Kürt sorunun çözümü anlamında değil,Pkk'nin dağdan indirilmesi anlamında muhattabın Öcalan olduğunu söylemektedir zira Pkk'nin üzerinde en etkili olan kişi Öcalan'dır.

BDP'nin Pkk'ye sizin istediğiniz sözleri söylememesi Pkk'nin hangi sorundan kaynaklı olarak ortaya çıktığını bilmesi ve Pkk'nin farz-ı misal ülkeye dönüp askerin ve devletin ayağına kapanıp (Ben ettim siz etmeyin,teslim oluyorum) demesi halinde dahi bu sorun çözülmedikçe,ülkede yaşayan Kürt Halkının hakları iade edilmedikçe yeni Pkk'lere gebe süreçlerin yaşanacağını bilmesi hasabi ile bu yaklaşımda bulunduğu kanısındayım.

Anadil eğitimi ile ilgili daha önce bende Anadil eğitiminin,Anadilde Eğitimden daha birleştirici olduğunu düşündüğümü dile getirmiştim ancak şuda bir gerçekki kurumsal alanda kullanılmayan bir dil,kurumsl alanlarda kullanılan dilin etkisi altında kalarak zaman içerisinde yok olmaya mahkum olacaktır,buna nasıl bir çözüm getirilir şu an için bilemiyorum çünkü Anadilde eğitim olması ve bölgede kurularca Kürtçenin kullanılması halinde ortak dilimiz olan Türkçenin bölge halkınca unutulacağı,önemsenmeyeceği için öğrenilmeye gerek duyulmayacağı yönünde kaygılarım var.

dediğiniz gibi bu ülkede sadece Kürt'ler yok ancak sadece Türk'lerde yok,o nedenle Anayasadaki bütün Türk kelimeleri çıkarılmalıdır,zira bir etnisiteye vurgu yaptığınız sürece diğer etnisitelerin karşıt duruşları ile karşılaşırsınız,nasılki Laiklik ilkesi ile Din ve Devlet işleri ayrı tutuluyorsa ve devletin dini olmaz deniliyorsa,devletin ırkıda olmamalıdır....

Gönderi tarihi:

Tsk'ya getirdiğimiz eleştirler Tsk'nın tasfiye olmasını istemek değil,yanlışlarını göstermak sureti ile doğrunun bulunmaını sağlamaktır,kişilerin yaptığı ile kurumun tamamını suçlamak yanlış gelebilir hepimize ancak bu kişilerin kurumun bazı ideolojik yaklaşımları uğruna yaptıkları bazı olaylarda yakayı ele vermeleri halinde yem olarak mahkemelere sevk edilerek olayın bunların üzerine yıkılmasınıda iyi değerlendirmek gerektiği kanısındayım.

Özerklik talep etmek,talep ederken Siyasi yollar kullanılıyorsa suç değildir,demokrasilerde herkes istediğini talep eder,yeterki bunu yaparken şiddete ve zora başvurmasın,BDP Kürt sorunun çözümü anlamında değil,Pkk'nin dağdan indirilmesi anlamında muhattabın Öcalan olduğunu söylemektedir zira Pkk'nin üzerinde en etkili olan kişi Öcalan'dır.

BDP'nin Pkk'ye sizin istediğiniz sözleri söylememesi Pkk'nin hangi sorundan kaynaklı olarak ortaya çıktığını bilmesi ve Pkk'nin farz-ı misal ülkeye dönüp askerin ve devletin ayağına kapanıp (Ben ettim siz etmeyin,teslim oluyorum) demesi halinde dahi bu sorun çözülmedikçe,ülkede yaşayan Kürt Halkının hakları iade edilmedikçe yeni Pkk'lere gebe süreçlerin yaşanacağını bilmesi hasabi ile bu yaklaşımda bulunduğu kanısındayım.

Anadil eğitimi ile ilgili daha önce bende Anadil eğitiminin,Anadilde Eğitimden daha birleştirici olduğunu düşündüğümü dile getirmiştim ancak şuda bir gerçekki kurumsal alanda kullanılmayan bir dil,kurumsl alanlarda kullanılan dilin etkisi altında kalarak zaman içerisinde yok olmaya mahkum olacaktır,buna nasıl bir çözüm getirilir şu an için bilemiyorum çünkü Anadilde eğitim olması ve bölgede kurularca Kürtçenin kullanılması halinde ortak dilimiz olan Türkçenin bölge halkınca unutulacağı,önemsenmeyeceği için öğrenilmeye gerek duyulmayacağı yönünde kaygılarım var.

dediğiniz gibi bu ülkede sadece Kürt'ler yok ancak sadece Türk'lerde yok,o nedenle Anayasadaki bütün Türk kelimeleri çıkarılmalıdır,zira bir etnisiteye vurgu yaptığınız sürece diğer etnisitelerin karşıt duruşları ile karşılaşırsınız,nasılki Laiklik ilkesi ile Din ve Devlet işleri ayrı tutuluyorsa ve devletin dini olmaz deniliyorsa,devletin ırkıda olmamalıdır....

 

Peki orduda olanlar icin kurumu elestirebiliyorsunuz diyelim ki haklisiniz peki neden ayni elestirileri yanlis yapan bakanlar Genel Müdürler oldugunda IKTIDARA yapamiyorsunuz.Eger iktidar adam gibi olursa kurumlarda adam gibi olur.Isimize geleni elestirelim ama isimize gelmeyince susalim bumudur cagdas zihniyet?

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Bu ülkede Türkçülüğü göstermesi açısından en basit örnek Cumhurbaşkanlığı Forsundaki yıldızların neden sadece Türk devletlerini temsil ettiği konusudur,o forsta neden Eyyübiler'ide temsilen bir yıldız bulunmamaktadır acaba,bunun Eyyübiler'in Kürt olması ile bir alakası olabilirmi? Eğer öyleyse hani Türk kelimesi sadece bir adlandırmaydı?

Gönderi tarihi:

Bu ülkede Türkçülüğü göstermesi açısından en basit örnek Cumhurbaşkanlığı Forsundaki yıldızların neden sadece Türk devletlerini temsil ettiği konusudur,o forsta neden Eyyübiler'ide temsilen bir yıldız bulunmamaktadır acaba,bunun Eyyübiler'in Kürt olması ile bir alakası olabilirmi? Eğer öyleyse hani Türk kelimesi sadece bir adlandırmaydı?

 

 

Ama tavşanın suyunun suyu oldu artık... Her şeye bir lafınız var. Yahu neden bu kadar ön yargılısınız. Türklükle ne alakası var Cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızların. Astrolog muyuz biz. Evet daha önce kurulmuş türk devletlerini ifade eder o yıldızlar ama bu kürtlerin dışlandığı anlamına gelmez. Eyyubilerin Kürt olmasuyla da bir alakası yok. Peki o zaman neden yok? Şart mı olması. Sizi tanıyoruz sizi önemsiyoruz, beraber yaşayıp gidiyoruz. Niye taktınız şimdi cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlara.

 

Konu ABD'nin bayrağındakiş yıldızlar olsa ağızlar kapanır ama... Onlar da 50 eyaleti simgeler. Hepsi de AMERİKAN eyaletleridir. Ama ABD bayrağında veya başka herhangi bir ulusal dökümanında azınlıkları temsil eden bir şey yoktur. Çünkü bu dünyanın hiçbir yerinde yoktur. sorun da yaratmaz açıkçası.

 

Ama illa sorun yaratacam diyorsanız buyrun sorgulayın zaten gayet de iyi beceriyorsunuz

Gönderi tarihi:

Tsk'ya getirdiğimiz eleştirler Tsk'nın tasfiye olmasını istemek değil,yanlışlarını göstermak sureti ile doğrunun bulunmaını sağlamaktır,kişilerin yaptığı ile kurumun tamamını suçlamak yanlış gelebilir hepimize ancak bu kişilerin kurumun bazı ideolojik yaklaşımları uğruna yaptıkları bazı olaylarda yakayı ele vermeleri halinde yem olarak mahkemelere sevk edilerek olayın bunların üzerine yıkılmasınıda iyi değerlendirmek gerektiği kanısındayım.

Özerklik talep etmek,talep ederken Siyasi yollar kullanılıyorsa suç değildir,demokrasilerde herkes istediğini talep eder,yeterki bunu yaparken şiddete ve zora başvurmasın,BDP Kürt sorunun çözümü anlamında değil,Pkk'nin dağdan indirilmesi anlamında muhattabın Öcalan olduğunu söylemektedir zira Pkk'nin üzerinde en etkili olan kişi Öcalan'dır.

BDP'nin Pkk'ye sizin istediğiniz sözleri söylememesi Pkk'nin hangi sorundan kaynaklı olarak ortaya çıktığını bilmesi ve Pkk'nin farz-ı misal ülkeye dönüp askerin ve devletin ayağına kapanıp (Ben ettim siz etmeyin,teslim oluyorum) demesi halinde dahi bu sorun çözülmedikçe,ülkede yaşayan Kürt Halkının hakları iade edilmedikçe yeni Pkk'lere gebe süreçlerin yaşanacağını bilmesi hasabi ile bu yaklaşımda bulunduğu kanısındayım.

Anadil eğitimi ile ilgili daha önce bende Anadil eğitiminin,Anadilde Eğitimden daha birleştirici olduğunu düşündüğümü dile getirmiştim ancak şuda bir gerçekki kurumsal alanda kullanılmayan bir dil,kurumsl alanlarda kullanılan dilin etkisi altında kalarak zaman içerisinde yok olmaya mahkum olacaktır,buna nasıl bir çözüm getirilir şu an için bilemiyorum çünkü Anadilde eğitim olması ve bölgede kurularca Kürtçenin kullanılması halinde ortak dilimiz olan Türkçenin bölge halkınca unutulacağı,önemsenmeyeceği için öğrenilmeye gerek duyulmayacağı yönünde kaygılarım var.

dediğiniz gibi bu ülkede sadece Kürt'ler yok ancak sadece Türk'lerde yok,o nedenle Anayasadaki bütün Türk kelimeleri çıkarılmalıdır,zira bir etnisiteye vurgu yaptığınız sürece diğer etnisitelerin karşıt duruşları ile karşılaşırsınız,nasılki Laiklik ilkesi ile Din ve Devlet işleri ayrı tutuluyorsa ve devletin dini olmaz deniliyorsa,devletin ırkıda olmamalıdır....

 

 

Birincisi kurumların ideolojileri olmaz kurunmlar tüzel kişiliktir düşünemezler yorum yapamazlar eylem gerçekleştiremezler yani insan değillerdir. Sadece insanlar gerçek kişidir düşünür yorum yapar eylem gerçekleştirir. Sadece gerçek kişilerin ideolojileri olabilir.

 

Ha elbette devletin idare edildiği belli başlı ilkeler vardır ama o ilkeler de insanlar yani gerçek kişiler tarafından ortaya konur. Türkiye Cumhuriyeti de her ne kadar eskisi kadar olmasa da, korkunç bir hızla kopma gösterse de Atatürkçülük ideolojisi ile kurulmuş ilkeleri ona göre belirlenmiştir.

 

TSK ise tek başına bir kurum olarak değerlendirildiğinde gerçek kişiler tarafından idare edilen, diğer başka her kurum gibi belli kuralları olan bir tüzel kişiliktir. Bu tüzel kişiliği idare eden gerçek kişilerin siyasi ideolojilerinin olması kaçınılmazdır Zira yukarıda da bahsettik insan düşünen yorum yapan eyleme geçen bir varlıktır. Ancak bu gerçek kişilerin en masumundan en tehlikelisine kadar siyasi ideolojilerini kurum içinde egemen kılmamaları için de asgari önlemler alınır. Nitekim TSK'yla ilgili yasa mevzuatlarında bunların yeri vardır. Eksik ya da tamam başarılı ya da değil bunlar mevcuttur. Yine de bazı kişilerin ideolojik yaklaşımlarına engel olunamamaktadır ama dediğim gibi bunu kuruma mal edemeyiz. Kurum tüzel kişiliktir düşünemez. Bu sebeple de ideolojisi olamaz. Varsa kurum içinde yanlış yapan GERÇEK KİŞİLER bunlar cezalandırılmalıdır. Cezalandırılmıyorlarsa da bunun sorumlusu kurum değil yine kişilerdir.

 

İkincisi, özerklik talebinin suç olup olmaması ile ilgili bir şey söylediğimi hatırlamıyorum, sadece kabul edilemez dedim. Nokta

 

Üçüncüsü, Türkçe resmi dil olmalıdır bununla ilgili Anayasal düzenleme yapılmalıdır, bununla beraber Kürtçebaşta olmak üzere diğer dillere yaşam hakkı tanınmalı, ancak devlet daireleri ile yapılacak yazışmalarda ve ilk-orta-lise eğitim-öğretiminde Türkçe eğitim yapılmalı, üniversitelere Kürt Dili ve Edebiyatı ya da ona benzer bir bölüm açılmalıdır. Zaten insanların ÖZEL YAŞAMLARINDA ikili ilişkilerinde birbirleriyle Kürtçe konuşulmasına kimsenin de bir itirazı olmadığından ne Kürtçe asimile olur, ne üniter yapımız bozulur ne de eğitim birliğine halel gelir. Şimdi diyeceksiniz ki cezaevlerinde Kürt kökenli vatandaşların ana-babalarıyla Kürtçe konuşmasına engel oluyorlar. Orada da bir sebep var; bunların bazıları PKK militanı örgütle ilgili yapılacak olan suç unsuru teşkil eden konuşmaların önüne geçmek için böyle bir yola girişiliyor, bunu anlamak o kadar zor değil. Ama şöyle yapılabilir, açık ya da kapalı görüşte gardiyanlar bildiğim kadarıyla zaten mahkumların yanında oluyor güvenliği sağlamak için. Kürtçe bilen adamlar koyulur oralara, böylece ne insanların iletişim özgürlüğü engellenir, ne de suç işlenir

 

Dördüncüsü, tekrar ediyorum PKK BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR. ABDULLAH ÖCALANIN ÖRGÜT ÜZERİNDE HALEN ETKİN OLUP OLMAMASI KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ AÇISINDAN ÖNEM TAŞIMAZ. ABDULLAH ÖCALANDAN YALNIZCA ÖRGÜTÜN YAPACAĞI YA DA YAPABİLECEĞİ EYLEMLERİ ÖNCEDEN HABER ALMA KONUSUNDA FAYDALANILABİLİR. ONUN DIŞINDA SİYASİ FİKİRLERİ DEVLETİ BAĞLAMAZ. ÇÜNKÜ O ZATEN DAHA BAŞTAN TERÖRİZME GİRİŞEREK O ŞANSINI KAYBETMİŞTİR. PİŞMAN OLDUĞU FALAN DA YOKTUR, HALA İMRALIDAN KANDİLE EMİRLER YAĞDIRMAKTADIR.

 

EĞER BDP GERÇEKTEN KÜRT SORUNU HAKLAR SORUNU VE DEMOKRASİ SORUNU KONUSUNDA ÇÖZÜM ÜRETMEK İSTİYORSA PKK VE ABDULLAH ÖCALANLA OLAN ORGANİK VE İNORGANİK BÜTÜN BAĞLARINI KOPARIP MECLİSE GELMELİDİR.

 

NOKTA VE SAYGILAR

Gönderi tarihi:

sanırım yanlışlık oldu, 'karalayabiliriz anlamına gelmez' denmek istenmiştir herhalde....

 

 

Evet özür diliyorum yanlışlık oldu. Malum yazı dili arada hatalar olabiliyor. Bir de kontrol etmek için vakit bulamayınca hepten gözden kaçıyor. "Karalayabiliriz anlamına gelmez" olacaktı :)

 

Uyarınuz için teşekkürler saygılar

Gönderi tarihi:

Ama tavşanın suyunun suyu oldu artık... Her şeye bir lafınız var. Yahu neden bu kadar ön yargılısınız. Türklükle ne alakası var Cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızların. Astrolog muyuz biz. Evet daha önce kurulmuş türk devletlerini ifade eder o yıldızlar ama bu kürtlerin dışlandığı anlamına gelmez. Eyyubilerin Kürt olmasuyla da bir alakası yok. Peki o zaman neden yok? Şart mı olması. Sizi tanıyoruz sizi önemsiyoruz, beraber yaşayıp gidiyoruz. Niye taktınız şimdi cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlara.

 

Konu ABD'nin bayrağındakiş yıldızlar olsa ağızlar kapanır ama... Onlar da 50 eyaleti simgeler. Hepsi de AMERİKAN eyaletleridir. Ama ABD bayrağında veya başka herhangi bir ulusal dökümanında azınlıkları temsil eden bir şey yoktur. Çünkü bu dünyanın hiçbir yerinde yoktur. sorun da yaratmaz açıkçası.

 

Ama illa sorun yaratacam diyorsanız buyrun sorgulayın zaten gayet de iyi beceriyorsunuz

 

Bazı arkadaşlarımız ülkemizdeki Tük kavramının sadece adlandırma olarak kullanıldığını ve Türk Irkı ile alakası olmadığını,bu adlandırmanın altında bütün farklılıkların eşit olduğunu söylüyorlardı,eğer öyle olsa ya Türkiyenin yedi bölgesini temsilen 7 yıldız olurdu yada bu ülkede yaşayan farklı etnisitelerinde tarihte kurdukları devletleri temsilen yıldızlar olurdu öyle değilmi....

Gönderi tarihi:

Bu ülkede Türkçülüğü göstermesi açısından en basit örnek Cumhurbaşkanlığı Forsundaki yıldızların neden sadece Türk devletlerini temsil ettiği konusudur,o forsta neden Eyyübiler'ide temsilen bir yıldız bulunmamaktadır acaba,bunun Eyyübiler'in Kürt olması ile bir alakası olabilirmi? Eğer öyleyse hani Türk kelimesi sadece bir adlandırmaydı?

Eyyubiler Türktür.Siz Kürt oldugunu belgeleyin bende Türk oldugunu;varmisiniz?

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Bazı arkadaşlarımız ülkemizdeki Tük kavramının sadece adlandırma olarak kullanıldığını ve Türk Irkı ile alakası olmadığını,bu adlandırmanın altında bütün farklılıkların eşit olduğunu söylüyorlardı,eğer öyle olsa ya Türkiyenin yedi bölgesini temsilen 7 yıldız olurdu yada bu ülkede yaşayan farklı etnisitelerinde tarihte kurdukları devletleri temsilen yıldızlar olurdu öyle değilmi....

 

Tamam, Türklerin kurduğu devletler simgelenmiş, çünkü Türkler her gittiği yerde devletini kurmuşlar ve bağımsız yaşamışlar. SSCB bile dayanamadı oradaki Türkler de kendi bağımsızlıklarını ilan etti. Siz de bir devlet kurarsanız yıldızlarını, güneşinizi bayrağınıza bastırırsınız.

Gönderi tarihi:

Bazı arkadaşlarımız ülkemizdeki Tük kavramının sadece adlandırma olarak kullanıldığını ve Türk Irkı ile alakası olmadığını,bu adlandırmanın altında bütün farklılıkların eşit olduğunu söylüyorlardı,eğer öyle olsa ya Türkiyenin yedi bölgesini temsilen 7 yıldız olurdu yada bu ülkede yaşayan farklı etnisitelerinde tarihte kurdukları devletleri temsilen yıldızlar olurdu öyle değilmi....

 

 

Hala bayat etnisite... Aşın bunları artık ya.. Yaşayıp gidiyoruz işte ne istiyorsunuz.

 

Tamam eksiklikler var.. ama giderilebilecek eksiklikler bunlar. Dil mi? Yetki bende olsun ANADİL EĞİTİMİNİ tanımayan en büyük ırkçıdır.

 

Ama etnisiteye girmeyin lütfen. Gözünün üstünde kaşın var diye her konu başlığında yeni bir isyan dalgası..

 

Meselemiz Cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlar mı, yoksa hak adalet ve demokrasi mi...

 

Saygılar

Gönderi tarihi:

Tamam, Türklerin kurduğu devletler simgelenmiş, çünkü Türkler her gittiği yerde devletini kurmuşlar ve bağımsız yaşamışlar. SSCB bile dayanamadı oradaki Türkler de kendi bağımsızlıklarını ilan etti. Siz de bir devlet kurarsanız yıldızlarını, güneşinizi bayrağınıza bastırırsınız.

 

 

TARIHTE KÜRD DEVLETLERI ...

 

Göçmenlerin Istilası Süresince Kürt Devletlerin Başına Gelenlerin Kısa Tarihçesi

 

Author: keya

 

Alamut Ziyar´i Devleti Hamdani Devleti Büveyhogullari Devleti

Mervani Devleti Sedadi Devleti Hasanveyh Devleti

Gor Devleti Alamut Devleti Eyyubi hanedanligi Devleti

 

 

Alamut Ziyar´i devleti :

 

Ziyar devleti 1011 yilinda Alamut devletinin kurucusu Hasan El Sabah tarafindan yikildi. Ziyar devleti, kürt Dailam asiretine mensup Ziyar´i oglu Merdavic tarafindan 930´da Kürt yurdunun kuzeyinde kuruldu. Egemenlik alani Taberistan ve Cürcan´i da icine alarak güneyde Isfahan´a, batida El Cezire ve Irak´a, kuzeyde Kafkaslar´a kadar uzaniyirdu.

 

Dailam asireti, 9. yüzyilin sonlarina dogru, Abbasi halifeligi döneminde Müslüman oldu. Hazar Gölünün güneybati kesiminde yasayan bu asiret, büyük bir askeri güce sahipti. Varligini 141.yil sürdürebilen bu devlet, 8 hükümdar tarafindan yönetildi. Eski edebi eserler arasinda yer alan "Kábusname " bu dönemde, Ziyarlarin son emiri Keykawes´in amcasi tarafindan yazildi.

 

 

Hamdani devleti :

 

Kürt Hamdani devleti 1039´da Arap Okayli devleti tarafindan yikildi. Hamdani devleti, Seyh El Dewle tarafindan 944 yilinda Halep bölgesinde kuruldu. Bu tarihe kadar Musul merkezi Büyük Hamdani devletinin bir parcasi´idi. Söz konusu tarihde bagimsizligini ilan eden Seyh el Dewle, Halep´i merkez secti. Yukari Mezopotamya ´yi hakimiyeti altina almaya calisan Bizans Kral Romans´la Urfa´da yapilan savasta zafer kazanan Seyh El Dewle , Suriye ve Yukari Mezopotamya´nin büyük bir egemen oldu. Bagimsizligini 95 yil koruyabilen bu devlet. Harput Kürt asiretlerinin saldirilari sonucu bir hayli zayifladi ve sonucta Araplar, bu devletin egemenligine son verdi. Bu devletin, sinirlari ve süresi icinde El Mutanabbi, Ebu Firaz ve El Farabi gibi önemli sair ve bilim adamlari yetisti.

 

Büveyhogullari devleti :

 

Kürt Büveyhogullari devleti, 1050´de Selcuklu Sultani Tugrul Bey tarafindan yikildi. Büveyhogullari devleti 934 yilinda Ali Hasan ve Hüseyin Ahmet kardesler tarafinda Güneybati Iran´da kuruldu. Deylem Daglarinda yasayan Bercenkiaver Kürt asiretine mensup üc kardes kisa bir süre icinde devletin egemenlik alanini güneyde Isfahan- Siraz, kuzeyde ise Hamedan´akadar genislettiler. Babalari ebu Suce Büveyh´ten dolayi devleti "Büveyhogullari devleti" denildi. Abbasi Halifesi Halife Kahir Billah, bu devletin egemenligini tanimak zorunda kaldi. Sürekli ic ve dis catismalarla ugrastigi icin kültür ve sanat bu devlet sinirlari icinde fazla gelismedi. Yalniz Abudüd devletinin hükümdarligi sirasinda pek cok cami, hastane, imarathane, yollar ve kuyular yapildi. Mogol istilalari sirasinda bu bölgelerde her sey yakilip yikildigi icin bu devlet hakkinda daha ayrintili bilgi bulunmamaktadir.

 

Mervani devleti :

 

Mervani Kürt devletinin varligina 1087´de Selceklu Sultani Meliksah tarafindan son verildi. Merkezi Silvan olan Mervani devleti, Harput Kürt asiretine mensup Bad tarafindan 981´de kuruldu. 99´de Hamdanilerle yapilan bir savasta Bad ölünce, yerine yegini Mervan´in oglu Ali gecti. Babasina atfen devlet "Mervani" olarak adlandirildi. Devletin egemenlik sahasi kisa bir sürede genisletildi : Güneyde Cudi eteklerinden baslayip Cizre- Hasankeyf´e batida Harput, kuzeyde Malazgirt ve doguda Hakkari´ye kadar uzandi. Çogu tarihciye göre Mervani devletinin zenginligine göz diken Meliksah, devletin son emiri olan Nasiruldevle´ye "memleketi paylasalim" teklifinde bulundu. Teklifi reddedilen Meliksah, veziri Fahrüldelevle yönetiminde Silvan üzerine büyük bir ordu gönderek Diyarbakir ve Silvan´i ele gecirdi ve hazinede bulunan 1 milyon altina el koydu. Son Emir Nasirüldelevle de Bagdat´in kuzeyinde bulunan Harbe köyüne sürgüne gönderildi. Mervani döneminde bircok cami, medrese, konaklama yeri, saray, köprü, hamam, su kanali yapildi. Meyafarqin´e bu dönemde üc büyük su kanali yapilarak sehrin her tarafina su verildi. Diyarbakir ve silvan, bölgenin ticaret merkezleri haline geldi. Emir Ebu Nasr döneminde kültürel ve ededi calismalara deger verildi. Yanina siginan sairler himaye edildi.Bu nedenle EI Dela, Tihami, Ebu Riza, Siman EI Hotaci gibi bircok yerli ve yabanci sair siirlerinde Emir Ebu Nasr`dan övgü ile söz etti.

 

Sedadi devleti :

 

Sedadi Kürt devleti 1164´te Selcuk Krali Meliksah tarafindan ortadan kaldirildi. Sedadi devleti 951´de Ravvadi asiretinden ( Selahaddin Eyyubi´nin mensubu oldugu asiret ) Muhammed Seddat tarafindan kuruldu. Bu devletin yönetim merkezi baslangicta Dabil.Dvin idi. Daha sonra Gence yönetim merkezi oldu. egemenlik alani Ravvadi Kürt asiretinin yönetimindeki Arran bölgesi, Nahcivan, Gence, Berba, Dubeyl ve Beylekan bölgelerinde olusuyordu. Arran güneyde Aras´la , kuzeyde Kura Irmagi arasinda yer alan ve Derbend´e kadar uzanan bir bölge idi. Romalilar ve Helenler buraya ülke adi olarak "Albaniya ", kavim olarak da "Ariyan" diyorlardi. Bu sözcük Arapcaya "Arran " seklinde gecmistir. Bu bölgenin merkezi, ipekciligi ile taninan Barda kentiydi. 944 yilinda, Deylemlilerin hakimiyeti sirasinda bu kent kuzeyden gelen Ruslarin ve Isveclerin (Vikingler) saldirisina ugradi. Bu tariften sonra bölge merkezi Gence´ye dogru kaydi. Sedadi devleti 1072´de Gence ve Ani olmak üzere ikiye ayrildi. Bu dönemde bircok mimari eser yapildi.

 

Hasanveyh devleti :

 

Son hükümdari Ebul Mansur´un ölümü ile icerden bir hayli zayiflanmis olan hasanveyh devleti 1121´de kendiliginden dagildi. Bu devletin hükümranlik dönemi toplam olarak 171 yil sürdü. Devlet, Barzikan- Baruni asireti lideri Hasanveyh bin Hüseyin tarafindan 959 yilinda kuruldu. Egemenlik sahasi Sehrezor, Dinaver, Hamedan ve Nihavend bölgeleriydi. Devletin baskenti, Bisulun Dagi´nin güneyine düsen Sermac sehri id. Hasanveyh´in 979 yilinda ölmesi üzerine, yerine oglu bedir gecti. Devletin sinirlari Bedir döneminde Ahvaz, Huristan, Berucerd ve Esadabad´in katilmasi ile genisledi. Bedir´e Abbasi halifesi tarafindan "Nasruddin" unvani verildi. Bedir 1015 yilinda öldïrülünce yerine oglu Hilal gecti. Hilal da ölünce yerini oglu Tahir aldi. Hasanveyh hanedanligi Tahir´in ölümü üzerine gücünü yitirdi. Baruni asiretinin basina Iyarlar gecti. Iyarlar dönemi 989 yilinda baslamak üzerine 130 yil sürdü.

 

 

Eyyubi hanedanligi devleti :

 

Selahaddin Eyyubi´nn 4 Mart 1193´te Sam´da ölmezi üzerine Kürt Eyyubi Imparatorlugu ayni yil parcalandi. Eyyubi Imparatorlugu, Selahaddin Eyyubi tarafindan Mayis 1175´te kuruldu. Cik iyi bir dini ve askeri egitim alan Selahaddin, 1165 yilinda Misir´avezir secildi. Yönetimin cesitli kademelerine yakin akrabalarini yerlestiren Selahaddin Misir´daki durumunu saglamlastirdi. Fransiz ve Bizans ordularinin müsterek saldirilarina karsi büyük basarilar elde eden Selahaddin, Islam dünyasinda kendisini büyük sempati duyulan, tam anlami ile güclü bir vezir ve önder durumuna geldi. 10 Aralik 1171´de, varligini 200 yil sürdurmüs olan Misir Fatimi halifeligine son verdi. Kardesi Turan Sah yönetimdeki bir orduyla kisa bir süre icerisinde Hicaz, Yemen, Aden ve Mekke´yi aldi. Eyyubilerin buralardaki hakimiyeti 50 yildan fazla sürdü. Suriye Krali Nureddin´in 13 Mayiz 1174´te ölmesi üzerine Selahaddin bir ordu ile Suriye´yi dönerek orayida hakimiyeti altina aldi. Bagdat´taki Abbasi halifesi, Mayis 1174´te Selahaddin Eyyubi´nin kralligini kabul ederk fethettigi topraklardaki otorutesini tanidi. Musul sehrini de alarak Musul Atabeklerine son veren Selahaddin, ülkesinin sinirlarini Firat Nehri´ne kadar genisletti. Yukari Mezopotamya´daki kücük beylikleri de hakimiyeti altina alan Eyyubi Imparatorlugu´nun sinirlari doguda Dicle Nehri´ne, kuzeyde Ermenistan hudutlarina, güneyde Yemen´e, batida ise Tunus´a dayaniyordu. 1187´de ku¨dus sehrini Hiristiyanlarin elinden aldi ve bu, Islam dünyasinda ona büyük bir sayginlik kazandirdi. Islam´in Sünni ögretisiyle yetisen Selahhadin, kurdugu devletin resmi mezhebinin de Sünni oldugunu ilan etti. Dinde yaptigi reformlardan dolatyi, adi Yusuf iken, dini islah eden anlaminda "Selahhadin " olarak degistirildi. Eyyubiler döneminde pek cok Kürt yazar, sair, bilim adami ve aydin yetisti. Izzeddin Ali, Mecdeddin Ebu saadet, Ibnul Esir el Cezeri ( Nasrullah ) bunlardan birkacidir.

 

Alamut devleti :

 

Alamut Kürt devleti Mogol Hükümdari Hulagu Han tarafindan 1256´da yikilarak ortadan kaldirildi. Alamut devleti Hasan El Sabah tarafindan 1011´de kuruldu. Hasan El Sabah, Ismailiye mezhebi dini ögretisi temelinde güclü bir örgütlenme yaratip, Kürt asiretlerini harekete gecirecek bir ic ayaklamayla Ziyar devletine son verdikten sonra, ayni topraklarda dini esaslara dayali bu devleti kurdu. Bagimsiz varligini 179 yil sürdüren bu devlet, 8 hükümdar tarafindan yönetildi. Devletin son hükümdari olan Hür Sah, Mogollar tarafindan idam edildi. 1124 yilinda ölen, etkileyici dini ilder ve basarili bir devlet yöneticisi olan Hasan El Sbah icin Marko Polo söyle diyor: " Bu kisi yüksek daglik bölgede bir sevgi cenneti kurdu. Cok zengin bir hazineye sahip idi. Kurmus oldugu bu cnnet nedeniyle Islamiyet icerisinde kisa zamanda genis bir taraftar kitlesi buldu. Islam ülkelerinin her tarafindan binlerce genc, bu cennete girmek icin akin ediyordu."

 

Gor devleti :

 

Harzemsahlar 1214´te Kürt Gor devletinin baskenti Firuzkuk´u ele gecirerek bu devletin egemenligine son verdiler. Gor devleti, Seyfuddin Suri tarafindan 1148 yilinda Kuzeydogu Iran´da kuruldu. 1148´e kadar Selcuklu devletine bagli bir beylik olarak varligini sürdüren Kürt Gor asireti, Seyfuddin Suri´nin beyligin basina gecmesi ile bu tarihte bagimsizligini ilan etti. Suri, devlet sinirlerini kisa bir süre icinde genisletti. Selcuklular ve Oguzlarla sürekli catisma halinde bulunan Gor hükümdari Giyasuddin, büyük bir saldiri baslatarak (1173) kademeli olarak Gazne, Herat, Multan, Uccah, Siudi, Esaver, Debut ve Lahor sehirlerini aldi ve Gazneli sultan Mahmud hanedanligindan arta kalanlari tamamen artadan kaldirip kardesi Muiziddin´i Gaznelilerin varsi ilan etti. Muiziddin 1192´de Kuzey Hindistan ve Bengal´i fethetti. Kutbeddin, Aybek adli kumandanini Delhi´ye genel vali tayin etti. Giyasuddin´in 1202´de Sultan Muiziddin´in bir suikast sonucu 1206´da ölmesi üzerine devlet yönetimi zayifladi, hanedanlik parcalandi. Hükümdar Giyasuddin Mahmud´un da 1212´de öldürulmesinden sonra yerine gecen oglu Bahaüddin, yogun saldirilara fazla direnemedi. Gor devletinin egemenliginde bulunan bircok sehir, bölgenin ticaret merkezleri sayiliyordu.

Gönderi tarihi:

Bakin tarihi bile bilmiyorsunuz halbuki Eyyubiler Türktür.Siz Kürt oldugunu belgeleyin bende Türk oldugunu;varmisiniz?

 

saygilarla

 

Fatih Altaylı'nın Murat Bardakçı ile birlikte hazırlayıp sunduğu Teke Tek Özel programına konuk olan Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Tufan Gündüz,Türklerin Anadolu'ya gelişinin tartışıldığı programda,Selahaddin Eyyubi'nin Kürt olduğunu söyledi.

 

Kürt Olduğunu Söyleyen Diğer Bir ise Selehattin Eyyubi Derneğidir,buna göre;Selahaddin-i Eyubi, Azerbaycan'ın Duvin kasabasında yaşayan, Hezbani Kürtlerindendir. Sonradan Irak'a göç eden Ravâdiye Kürt aşireti, Irak'ın Tikrit kasabasına yerleşir. Miladi 12.yy’ın başlarında Selahaddin-i Kürdi’nin dedesi Şazi başkanlığında Irak’ta Selçuklu Emirlerinden Behruz'un hizmetine girerler. Eyyubi ailesi, Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar zamanında Irak'a göç etmişti. Selahaddin-i Kurdi'nin dedesi Şazi ibn Mervan Pers sarayında yüksek rütbeye, Selçuklu prenslerinin özel öğretmenliğine yükselir ve Bağdat şehrinin valiliğine getirilir. Şazi'nin oğlu Necmeddin Eyyub de Tikrit'e vali tayin edilir.

Selahaddin-i Kurdi babası Eyyub ibn Şazi ibn Mervan el Kürdi'nin Tikrit valiliği sırasında Miladi 1138 yılında dünyaya gelmiştir.

Gönderi tarihi:

Simdi gelelim Eyyubilerin kim olduguna:Ben Murat Bardakci'yi bir tarihci olarak zaten görmem,ikincisi tamamen yanlis bilgilere dayali iddialar.

 

 

Bircok Kürt arastirmaciKürtlerin tarihteki varligini pekistirmek icin 1171-1252 yillari arasinda Misir ve dolaylarinda hüküm sürmüs Eyyubi devletini KÜRT devleti sayarlar.1576'da Kürtlerin ilk tarihini yazan Bitlis Emiri Seref Han'a görede Eyyubiler bir Kürt devletidir.

 

Ancak Eyyubi Devletinin tarihi incelendiginde ve Selahattin Eyyubi'nin (öl.1193)yakin akrabalarinin isimlerine bakildiginda gercek farkli görünmektedir.Hanedanin kökeni Türkiyededir.

Türk Milli Bütünlügü Icerisnde Dogu Anadolu isimli eserde cok yönlü incelenmistir.Bu eserde kanitlandigi üzere Eyyubi Devletinde yerli halk Araptir.Orduda ise Türkler Kürtlere nazaran cogunlugu teskil etmektedir.MINORSKI BU BILGIYI DOGRULAR.Bayraklarindaki sembol Selcuklularda,Artuklularda,Mengüceklerde oldugu gibi Kartaldir.

 

- Prof.Dr.Bahaeddin Ögel,Prof.Dr.Hakki Dursun,Prof.Dr.M.Fahrettin Kirzioglu,Prof.Dr.Mehmet Eröz,Prof.Dr.A.Haluk Cay,Dr.Bayram Kodaman-

 

Daha da önemlisi Selahattin Eyyubi'nin kardesleri dahil pek cok yakin akrabasi öz be öz Türkce isimler tasimaktadirlar.Kardesleri arasinda Turan,Tugtekin,Böri vardir.Eslerinden biri Unar Bey kizi Amine,iki enistesi Umaroglu Sadettin Mesut ve Muzafferuddin GÖKBÖRI ve yegeni Karakis Türktürler.Bu isimlerin cogu SEREFNAME'de de teyid edilmistir.

 

Eyyubi Ordusunun komutanlari;Bahaeddin Karakus,S.Karakaus,Tekavi,Izzzettin Cavli ,Sarimüddün Kutluova.H.Sungurel Halati gibi isimler Türktür.

 

Selahattin'in Gence(Azerbaycan)cevresinde Seddadiler sülalesini kuran büyük dedesi Seddat oglu Mehmet'in (951)dedesininde ismi Kartuk olup,Türktür.

 

Eyyubilerin bir Türk hanedani oldugunu gösteren en acik belgeswl delillerden biride devrin sairlerinden IBN SENAÜLMÜLK'ÜN Haleb'in Selahattin tarafindan alinmasindan sonra yazdigimethiyedeki bir beyittir.

 

"ARAP MILLETI,TÜRKLERIN DEVLETIYLE YÜCELDI.EHL-I SALIP (hacli)DAVASI EYYUBI'NIN OGLU TARAFINDAN PERISAN EDILDI."

 

Sonuc olarak Eyyubiler bir Kürt devleti degildir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Buyrun buda sizin tezlerinizin yanlış olduğunu gösteren bir başka araştırma...

 

-http://www.facebooktr.org/selahaddin-eyyubi-saladin-ayy-b-kurdish-hero-belgesel.html-

 

Ayrıca sizden farklı düşüen herkese ''Ben onu tarihçi olarak görmem,ben onu siyasetçi olarak görmem'' diyerek yaklaşırsanız elbetteki sabit fikirli olursunuz....

Gönderi tarihi:

Buyrun buda sizin tezlerinizin yanlış olduğunu gösteren bir başka araştırma...

-http://www.facebooktr.org/selahaddin-eyyubi-saladin-ayy-b-kurdish-hero-belgesel.html-

Ayrıca sizden farklı düşüen herkese ''Ben onu tarihçi olarak görmem,ben onu siyasetçi olarak görmem'' diyerek yaklaşırsanız elbetteki sabit fikirli olursunuz....

 

Selahaddin Eyyubi Kürt olunca ne olacak, Kürtler devlet kurma hakkı mı kazanacak?

Gönderi tarihi:

Buyrun buda sizin tezlerinizin yanlış olduğunu gösteren bir başka araştırma...

 

-http://www.facebooktr.org/selahaddin-eyyubi-saladin-ayy-b-kurdish-hero-belgesel.html-

 

Ayrıca sizden farklı düşüen herkese ''Ben onu tarihçi olarak görmem,ben onu siyasetçi olarak görmem'' diyerek yaklaşırsanız elbetteki sabit fikirli olursunuz....

 

Benim gibi düsünen tarihci olayi degil olay.Olaya hangi pencereden baktiginiz önemli.EVET MURAT BARDAKCI SADECE BENIM DEGIL BENIM GIBI NICELERININ GÖZÜNDE BIR TARIHCI OLAMAZ.Siz muhakkak ki kendi tezlerinizi daha dogrusu Eyyubiler Kürtlestiren tezleri savunmaya devam edeceksiniz.Bu herzaman böyle olmadimi.Yani Kürtlere bir tarih yarastmak amaciyla neredeyse Sümerleri,Hititleri Kürt yapanlar cikmadimi.Ben kimin neyi ne yaptiginin derdinde degilim,kimlerin ne yaptiginin derdindeyim.bakin ben size kac tane tarihci ve arastirmaci ismi verdim.Kaynak verdim.Ama sizin icin sabit olan Kürtcü Tarihcilerdir.Örnegin Cemsit Bender gibi tarihciler cünkü onlar sizin istediginiz gibi tarih yazmaktadirlar.Biz gercek tarihle ilgileniyoruz.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Rabbim!

İşte, halk olarak bu gibi konularla uğraşıyoruz ve bunun için yakarışa devam.

Ne ile ugrasmamizi salik verirdiniz,ülkenin nasil bölünmesi gerektiginimi?

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Benim gibi düsünen tarihci olayi degil olay.Olaya hangi pencereden baktiginiz önemli.EVET MURAT BARDAKCI SADECE BENIM DEGIL BENIM GIBI NICELERININ GÖZÜNDE BIR TARIHCI OLAMAZ.Siz muhakkak ki kendi tezlerinizi daha dogrusu Eyyubiler Kürtlestiren tezleri savunmaya devam edeceksiniz.Bu herzaman böyle olmadimi.Yani Kürtlere bir tarih yarastmak amaciyla neredeyse Sümerleri,Hititleri Kürt yapanlar cikmadimi.Ben kimin neyi ne yaptiginin derdinde degilim,kimlerin ne yaptiginin derdindeyim.bakin ben size kac tane tarihci ve arastirmaci ismi verdim.Kaynak verdim.Ama sizin icin sabit olan Kürtcü Tarihcilerdir.Örnegin Cemsit Bender gibi tarihciler cünkü onlar sizin istediginiz gibi tarih yazmaktadirlar.Biz gercek tarihle ilgileniyoruz.

 

 

saygilarla

 

Murat Bardakçı dendi de aklıma geldi, bir zamanlar programlarını seyrediyordum; beğenmediği bir ileti gönderenlere attığı fırçalar yok mu...

Gönderi tarihi:

Ne ile ugrasmamizi salik verirdiniz,ülkenin nasil bölünmesi gerektiginimi?

 

 

saygilarla

 

Bu ülkeyi istesek de istemesek de; NATO, SENTO, CENTO, ABD, BM bölünmemiz için yardıma gelse bile bölemeyiz. Bunu anlamamak için biraaaaaazzcık önyargısız olmak yeterli.

saygılar.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.