Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2010 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2010 -http://www.arbuz.com/showthread.php?t=43371&page=1- Bunlarda da paylaşma sözü verilip vaz mı geçildi? 1806-2010 iki asır geçmiş, bir iki asır daha beklenirse... Onlarıda bin defa yazdık sayın Y.Yılmaz,Türk'ler Anadoluya geldiklerinden beri herzaman en yakınlarında Kürt'leri buldular,Kürt'lerde aynı şekilde,1700'lerin sonunda dünyada Milliyetçi bir rüzgar esmeye başladı,özellikle Türk'lerin müslümanlığı kabülü sonrası Din kardeşliği çerçevesinde Kürt'ler ve Türk'ler omuz omuza vererek büyük acılarıda,başarılarıda paylaşmışlardır ancak 1700'lü yılların sonundaki bu akım doğal olarak Osmanlıyıda etkisine almıştır ve Osmanlı Türk Milliyetçiliğine doğru kaymıştır,aynı dönemde Sırp'lar,Yunan'lar vs.vs bu Milliyetçi akım sonucu osmanlıdan ayrılmışlardır,Kürt'lerde bu akımdan etkilenmiştir,Osmanlı Devletide Türk'lüğü ön plana çıkartmaya başlamıştır,bu durum karşısında Kürt'ler bugün olduğu gibi kendi emeklerininde olduğu ülkede 2. sınıf vatandaş muamelesi görmüşlerdir,hatta o dönemin padişahlarından birinin Kürt'leri küçümsemek için söylediği şu söz çok meşhurdur ''Kürt'ten olursa evliya,koyma gelsin avluya'',sonuç olarak Osmanlı işgal edilmiş yerine kurulacak yeni devlet çalışmaları için.M.Kemal büyük çabalar sarf etmiş ama sadece Türk'lerin gücünün bu işgali durdurmaya ve yeni devleti kurmaya yetmeyeceğini bildiği için Kürt'lerle müzakereler yapmış ve desteklerini almıştır,bu müzakerelerde söylediğim cümleler kullanmıştır,inanmıyorsanız soruyorum,neden M.Kemal'in Nutkunun tamamı halen arşivlerde saklanmakta ve açılmamaktadır,onun gibi yüzlerce-binlerce belge 90 yıl geçmesine rağmen hala TBMM,CumhurBaşkanlığı,Genelkurmay'ın arşivlerinde mevcuttur... 2 Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2010 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2010 Onlarıda bin defa yazdık sayın Y.Yılmaz,Türk'ler Anadoluya geldiklerinden beri herzaman en yakınlarında Kürt'leri buldular,Kürt'lerde aynı şekilde,1700'lerin sonunda dünyada Milliyetçi bir rüzgar esmeye başladı,özellikle Türk'lerin müslümanlığı kabülü sonrası Din kardeşliği çerçevesinde Kürt'ler ve Türk'ler omuz omuza vererek büyük acılarıda,başarılarıda paylaşmışlardır ancak 1700'lü yılların sonundaki bu akım doğal olarak Osmanlıyıda etkisine almıştır ve Osmanlı Türk Milliyetçiliğine doğru kaymıştır,aynı dönemde Sırp'lar,Yunan'lar vs.vs bu Milliyetçi akım sonucu osmanlıdan ayrılmışlardır,Kürt'lerde bu akımdan etkilenmiştir,Osmanlı Devletide Türk'lüğü ön plana çıkartmaya başlamıştır,bu durum karşısında Kürt'ler bugün olduğu gibi kendi emeklerininde olduğu ülkede 2. sınıf vatandaş muamelesi görmüşlerdir,hatta o dönemin padişahlarından birinin Kürt'leri küçümsemek için söylediği şu söz çok meşhurdur ''Kürt'ten olursa evliya,koyma gelsin avluya'',sonuç olarak Osmanlı işgal edilmiş yerine kurulacak yeni devlet çalışmaları için.M.Kemal büyük çabalar sarf etmiş ama sadece Türk'lerin gücünün bu işgali durdurmaya ve yeni devleti kurmaya yetmeyeceğini bildiği için Kürt'lerle müzakereler yapmış ve desteklerini almıştır,bu müzakerelerde söylediğim cümleler kullanmıştır,inanmıyorsanız soruyorum,neden M.Kemal'in Nutkunun tamamı halen arşivlerde saklanmakta ve açılmamaktadır,onun gibi yüzlerce-binlerce belge 90 yıl geçmesine rağmen hala TBMM,CumhurBaşkanlığı,Genelkurmay'ın arşivlerinde mevcuttur... Hazır Osmanlı heryerde savaşırken, diğer milletler birbir bağımsızlıklarına kavuşurken sadece Kürtler mi beceremedi? Türkler de tam tersini söylüyor, Osmanlı hiçbir zaman Türklere devlet yönetimi vermedi diye. Hem arşivler açılmadı diyorsunuz hem de aslı astarı olmayan yazıları buraya getirebiliyorsunuz. Savaşa giriyorsunuz ve ayrı bir devlet sözü alıyorsunuz bunun yazıya dökülmüş, imzalanmış bir nüshası sizde yok, bu mantığa uygun mu? Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 1 Ekim , 2010 Hazır Osmanlı heryerde savaşırken, diğer milletler birbir bağımsızlıklarına kavuşurken sadece Kürtler mi beceremedi? Türkler de tam tersini söylüyor, Osmanlı hiçbir zaman Türklere devlet yönetimi vermedi diye. Hem arşivler açılmadı diyorsunuz hem de aslı astarı olmayan yazıları buraya getirebiliyorsunuz. Savaşa giriyorsunuz ve ayrı bir devlet sözü alıyorsunuz bunun yazıya dökülmüş, imzalanmış bir nüshası sizde yok, bu mantığa uygun mu? Kürt'ler beceremediğinden değil sayın Y.Yılmaz,Kürt'ler osmanlı döneminde Türk'lerle omuz omuza neler başarıldığını gördüler,eğer Kürt'ler Türk'lerle birlik olup bu savaşa destek vermeselerdi ancak bir sömürge olarak Kürdistan varolacaktı,oysa daha büyük ve güçlü bir ülkeyi yaklaşık 1000 yıl beraber yaşadıkları Türk'lerel eşit şekilde paylaşmak daha mantıklı geldi,Türk'lerde tersini söylüyorlar evet,çünkü dediğim gibi 1700'lü yılların başına kadar Osmanlı Türk'çülük yapmamıştır,daha doğrusu hiçbir ırki ayrım gözetmemiştir,Osmanlı dini değerleri daha fazla ön plana çıkartmıştır,Arşivler açılmadı ama dönemin Kürt Siyasetçi,Aydınlarının,Yazarlarının ve Önderlerinin,bir kısım Türk ve Yabancı aydın,yazar,Siyayasetçinin anlatımı bu yöndedir,devlet arşivlerini neden açmıyor ozaman aradan 90 yıl geçmesine rağmen,bu halkın ülkesinin hangi şartlarda ve nasıl kurulduğunu öğrenmeye hakkı yokmu,bizler sadece resmi müfredatın öğrettikleri ile yetinmek zorundamıyız.... 2 Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2010 Kürt'ler beceremediğinden değil sayın Y.Yılmaz,Kürt'ler osmanlı döneminde Türk'lerle omuz omuza neler başarıldığını gördüler,eğer Kürt'ler Türk'lerle birlik olup bu savaşa destek vermeselerdi ancak bir sömürge olarak Kürdistan varolacaktı,oysa daha büyük ve güçlü bir ülkeyi yaklaşık 1000 yıl beraber yaşadıkları Türk'lerel eşit şekilde paylaşmak daha mantıklı geldi,Türk'lerde tersini söylüyorlar evet,çünkü dediğim gibi 1700'lü yılların başına kadar Osmanlı Türk'çülük yapmamıştır,daha doğrusu hiçbir ırki ayrım gözetmemiştir,Osmanlı dini değerleri daha fazla ön plana çıkartmıştır,Arşivler açılmadı ama dönemin Kürt Siyasetçi,Aydınlarının,Yazarlarının ve Önderlerinin,bir kısım Türk ve Yabancı aydın,yazar,Siyayasetçinin anlatımı bu yöndedir,devlet arşivlerini neden açmıyor ozaman aradan 90 yıl geçmesine rağmen,bu halkın ülkesinin hangi şartlarda ve nasıl kurulduğunu öğrenmeye hakkı yokmu,bizler sadece resmi müfredatın öğrettikleri ile yetinmek zorundamıyız.... Bu ülkenin en büyük Türkçülerinden Ziya Gökalp te bir aydın mıdır, onu kaale almıyor musunuz? 1000 yıl beraber yaşadığımız halde şimdi ne oldu da özerklik, özgürlük, haklar vs. gündeme getiriliyor? Aklıma gelmişken sunu sorayım: AKP %10 barajını düşürmeyi hiç düşünmediğini açıkladığı ve CHP de barajın düşürülmesini istediği halde hala AKP den başka bu ülkeyi yönetebilecek parti yok yargısına nasıl varıyorsunuz? AKP nin hangi uygulaması demokratik, parti yönetimi mi, çalışma hayatı mı, eğitim sistemi mi, sağlık sistemi mi? Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2010 Bu ülkenin en büyük Türkçülerinden Ziya Gökalp te bir aydın mıdır, onu kaale almıyor musunuz? 1000 yıl beraber yaşadığımız halde şimdi ne oldu da özerklik, özgürlük, haklar vs. gündeme getiriliyor? Aklıma gelmişken sunu sorayım: AKP %10 barajını düşürmeyi hiç düşünmediğini açıkladığı ve CHP de barajın düşürülmesini istediği halde hala AKP den başka bu ülkeyi yönetebilecek parti yok yargısına nasıl varıyorsunuz? AKP nin hangi uygulaması demokratik, parti yönetimi mi, çalışma hayatı mı, eğitim sistemi mi, sağlık sistemi mi? Kürt'ler Osmanlı döneminde Kürdistan coğrafyasında 1700'lü yılara kadar kendi dilleri Kültürleri ve benlikleri ile vardıla,dediğim gibi Milliyetçilik esintisi Anadoluya ulaştığında ve Osmanlı bu esinti ile Türk'çülük yapmaya başladığından bu yana bu sorun devam etmektedir,Özerklik,Federasyon yada Bağımsızlık,veya Türkiye çatısı altında eşitlik,bunlar hepsi tartışılıp bu sorunun kimseye zarar vermeden çözümü açısından tartışılabilecek konulardır,bunların tartışılıp konuşulacağı yerde Tbmm'dir,öyle bazı arkadaşlarımızın dediği gibi ''Onları meclise bile sokmamalıyız'' tarzı yaklaşımlarla hiçbir sorun çözülemez,herkes fikrini söyler halk seçimini yapar. %10 barajının düşürülmesini Chp sadece Akp'nin Doğu bölgelerimizden bedavadan aldığı yaklaşık 30-35 milletvekilini düşürerek Akp'yi güçsüzleştirmek amacı ile gündeme getirmektedir,yoksa çokta demokrasi sevdalısı olduğundan değil,zaten İndireGandi Kemal'in Batman'da Genel Af deyip elazığa varınca ben öyle bişey demedim demeside nasıl bir mantıkla hareket ettiğinin göstergesidir. Akp'den başka bu ülkeyi yönetecek parti yok derken,mevcut partileri kast ettim ve daha öncede bunu açıkadım,Akp,en kötülerin,en iyisidr,Chp 90 öncesinin Chp'si olsa,gerçekten halkçı olduğunu görsem hiç çekinmeden Chp'dir derdim ancak bugünkü duruşuna baktığımda Chp sadece bir zümre partisi haline gelmiştir,Mhp Asker,Polis vs.vs cenazelerinden medet ummaktadır ancak son zamanlarda Türk Halkınında Kürt Sorunun çözümü konusunda silah dışında adım atılması yönünde bir irade ortaya koyması ile Ani harabelerinde namaz kılarak din ekseni ile kaybettiği oyları toparlamak istemektedir,oysa Dinimizde Etnikiyetçilik yoktur ve biz Türkiye halkı olarak artık bu oyunları yemiyoruz,Bdp ise kendini sadece Kürt sorununa odaklamış gibi bir görüntü içerisindedir,buda Bdp'yi bölgesel bir parti haline getirmiştir,Bdp Türkiye partisi olmayı başaramıştır... 2 Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2010 Bu ülkenin en büyük Türkçülerinden Ziya Gökalp te bir aydın mıdır, onu kaale almıyor musunuz? Sayin yilmaz, "türkcülük" ne anlama geliyor sizce? Hani Türk etnik kimligi diye bir sey yoktu ve sadece vadandaslik bazinda Türk olmak vardi diyordunuzya. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2010 Sayin yilmaz, "türkcülük" ne anlama geliyor sizce? Hani Türk etnik kimligi diye bir sey yoktu ve sadece vadandaslik bazinda Türk olmak vardi diyordunuzya. Ben anlatamıyorum galiba, yahu Türk etnik kimliği olmaz mı elbette var. Yalnız vatandaş bazında kullanılan Türk kelimesi ırk olarak değil tıpkı Alman, İngiliz, Fransız gibi bir isim olarak; Türkçe de eş sesli kelimeler vardır ya kara, yüz, at iki anlamda da kullanılır bu da öyle. İlla grup yapacağız derseniz de Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Arnavut, Boşnak gibi onlarca etnik köken vardır. Osmanlı Devleti'nin parçalanma sürecinde yeni bir ulusal kimlik arayışına girdi. Düşüncesinin temelinde, Türk toplumunun kendine özgü ahlaki ve kültürel değerleriyle, Batı'dan aldığı bazı değerleri kaynaştırarak bir senteze ulaşma çabası yatıyordu. "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" diye özetlediği bu yaklaşımın kültürel öğesi Türkçülük, ahlaki öğesi de İslamcılıktı. -http://www.edebiyatogretmeni.net/ziya_gokalp.htm- Ziya Gökalp Türkçülüğü böyle tarif etmiş. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2010 Ben anlatamıyorum galiba, yahu Türk etnik kimliği olmaz mı elbette var. Yalnız vatandaş bazında kullanılan Türk kelimesi ırk olarak değil tıpkı Alman, İngiliz, Fransız gibi bir isim olarak; Türkçe de eş sesli kelimeler vardır ya kara, yüz, at iki anlamda da kullanılır bu da öyle. İlla grup yapacağız derseniz de Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Arnavut, Boşnak gibi onlarca etnik köken vardır. Yukarida saydiklariniz ayni zamanda da etnik kimliktir. Madem Türkiye'deki Kürt vatandasi sadece vatandaslik bazinda Türk ise neden ana dilini yasakladik ve simdide biraz yaumusatarak icin icinden siyrilmaya calisiyoruz? Kürt'ler vatandaslik bazinda Türktür bunada kimsenin bir sey dediygi yok, ama köy isimler degistirildi zorla (simdilerde geri aliyorlar ama), ana dilde egitimleri yasak, Kürtce isim vermekte yasak. Bu ne bicim hos görülük? Almanya'da, Ingiltere'de, Firansa'da,.... nasil diger etnik kökenli vatandaslari kendi öz haklarina sahipse bizde de olmalidir. Bu kadar basit bir olayi daha neden uzatiyoruz. Yazik degilmi giden canlara? neyimizi paylasamiyoruz? Tahammülsüzlük yapiyoruz sadece. Kendi egomuzu yenemedigimiz icin bu kadar uzun bir savas yasiyoruz. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2010 Almanya'da,Ingiltere'de,Fransa'da hicbir etnik kökenli Fransiz vatandasi öz hakkina sahip degildir.Kim bunu diyorsa yalan diyordur.Almanya vatandaslik icin Almancayi sart kosuyor.Türklere karsi icleri nefretle dolu olan Avrupa ve Kürtcülük sevdalilari önce "DEUTSCHE LEIT KULTUR"nedir onu aciklasinlar.Almanya bunuda vatandaslik icin sart kosmaktadir.Diger Avrupa ülkeleride aynidir saygilarla Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 3 Ekim , 2010 Yukarida saydiklariniz ayni zamanda da etnik kimliktir. Madem Türkiye'deki Kürt vatandasi sadece vatandaslik bazinda Türk ise neden ana dilini yasakladik ve simdide biraz yaumusatarak icin icinden siyrilmaya calisiyoruz? Kürt'ler vatandaslik bazinda Türktür bunada kimsenin bir sey dediygi yok, ama köy isimler degistirildi zorla (simdilerde geri aliyorlar ama), ana dilde egitimleri yasak, Kürtce isim vermekte yasak. Bu ne bicim hos görülük? Almanya'da, Ingiltere'de, Firansa'da,.... nasil diger etnik kökenli vatandaslari kendi öz haklarina sahipse bizde de olmalidir. Bu kadar basit bir olayi daha neden uzatiyoruz. Yazik degilmi giden canlara? neyimizi paylasamiyoruz? Tahammülsüzlük yapiyoruz sadece. Kendi egomuzu yenemedigimiz icin bu kadar uzun bir savas yasiyoruz. Sayın Dominink,Sevgili Kardeşim,ona bakarsan bizim kardeş olduğumuzu ve bu ülkeyi beraber kurduğumuzuda kabulleniyorlar ancak iş Kürt'lerin dil ve Kültür hakları konusuna gelince Aslan kesiliyorlar,eğer biz kardeşsek ve ortak vatanımızsa bu ülke neden ben çocuğuma kendi dilimle isim veremiyorum? Neden benim köyümün İsmi atıyorum Av'sa Su Diye değiştiriliyor? Neden benim çocuğum benim anadilimi,eğitimli bir hocadan öğrenme hakkından mahrum bırakılıyor? Neden Van Özalp'te 33 köylüyü kurşuna dizdiren Mustafa Muğlalı'nın ismi aynı yerdeki kışlaya verilip kocaman harflerle bütün Özalp'in gözünü sokarcasına yazılıyor? Neden her sabah benim kardeşime,çocuğuma Türk'^lük üzerine ant içtiriliyor? Neden insanların varlığı Türk varlığına armağan ediliyor? Neden benim doğup büyüdüğüm yerlerdeki askeri birlikler bütün yerleşim biriminden görünecek şekilde dağa taşa ''Ne Mutlu Türk'üm Diyene'' yazyor? Neden benim seçtiğim meclise gönderdiğim temsilcilerime saygı duyulmuyor? Onlarla görüşmek suçmuş gibi lanse ediliyor? Neden Kürtçe gazete çıkaran gazeteciler 100 yılı aşkın süreli gapis istemleri ile yargılanıyorlar? Daha çok neden yazarımda foruma sığmaz sayın Dominik.... 2 Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2010 Neden her sabah benim kardeşime,çocuğuma Türk'^lük üzerine ant içtiriliyor? Neden insanların varlığı Türk varlığına armağan ediliyor? Neden benim doğup büyüdüğüm yerlerdeki askeri birlikler bütün yerleşim biriminden görünecek şekilde dağa taşa ''Ne Mutlu Türk'üm Diyene'' yazyor? Neden benim seçtiğim meclise gönderdiğim temsilcilerime saygı duyulmuyor? Onlarla görüşmek suçmuş gibi lanse ediliyor? Çünkü T.C vatandaşı olan herkes Türk kimliğiyle anılır da ondan. Neden bunlar sadece Kürt kökenlilere batıyor, neden? Saygı duyulmuyor çünkü onların önderimiz dediği kişi 40 bin kişinin ölümünden, 10 binlerin sakat kalmasından, 100 binlerin canının yanmasından sorumlu. Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2010 Çünkü T.C vatandaşı olan herkes Türk kimliğiyle anılır da ondan. Neden bunlar sadece Kürt kökenlilere batıyor, neden? Saygı duyulmuyor çünkü onların önderimiz dediği kişi 40 bin kişinin ölümünden, 10 binlerin sakat kalmasından, 100 binlerin canının yanmasından sorumlu. İşte sorunda orda başlıyor zaten,evetben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım,ama asla Türk değilim,Türküm diyene saygı duyarım ama ben Kürtsem onlarında Kürt olmama saygı duymasını beklerim ve buda benim en doğal hakkımdır,peki neden benim Kürdüm demem ve Kürtlüğümle gurur duymam millete batıyor neden? Onların düşüncesi oysa bile halk onları seçmiştir ve oraya göndermiştir,meclisin görevi farklı görüşteki insan topluluklarının temsilcilerinin biraraya gelerek ülke meselelerini görüşmesidir ve hayatını kaybeden,sakat kalan,yerinden yurdundan olan toplamda Milyonları bulan bulan bu mağduriyetin tek sorumlusu olarak onu göstermekte doğru değildir.... 2 Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2010 Cumhurbaşkanının açıklamaları ile uyandırılan iyimserlik havasına doğrusu şaşıyorum. Referandumun ardından empati artmış, demokrasi pekişmiş, diyalog güçlenmiş filan diyorlar. Bu ne utanmazlık, bu ne yağcılık ve dalkavukluktur? Kitap yazdığı için adam tutuklanan bir ülkede ne iyimserliği, ne demokrasinin gelişmesi, hangi pembe tablo neye göre çiziliyor, anlamanın bir yolu var mı? Şu anda ülkede kimse kendini güvende hissedemez. Her an herhangi birimiz herhangi bir şekilde hükümeti eleştirdiğimiz için bir sabah tutuklanabiliriz. Bir sene kadar da yatabiliriz, hiç bir biçimde hak arayamayız! Bir senede kurtulduysak da çok ucuz kurtulduk diye yatar kalkar şükrederiz. İşte AKP demokrasisi budur! Bir kısım "28 Şubatta andıçlandıydık!" diye sızlanan yazar takımı, % 58 evet oyunun pek bir yetersiz bir onay olduğunu, bu kadarda kalan bir onaylama oranının AKP nin elini pek de güçlendirmediğini, % 42 gibi hatırı sayılır bir oranda "darbeci" varken işlerinin çok zor gözüktüğünü, AKP efendilerinin bu % 42 oranına pek bir üzüldüklerini ve % 58 in teselli olmaktan uzak kaldığını düşünüyor olmalılar ki, içini tıka basa yağla doldurdukları yağdanlıkları vıcık vıcık pompalamaya başladılar hemen. Andıçlanmışlarmış! Senelerdir tutuklu yargılanan gazetecilere bir hikmet buyurup bir yorum lütfetmezler mi acaba? Haksız da değiller, % 58 büyük oranda bilinçsiz ve kandırılmış bir kitle iken, % 42 çelik çekirdek gibi son derece bilinçli bir kitledir. O her türlü istismarın kıyasıya yapıldığı referandum öncesi ortamında hayır oyu veren eller kutlanası, takdir edilesidir. Bu bilinçlilik her türlü takdirin üzerindedir. Bu kadar yüksek oranda bir bilinçlilik düzeyi gerçekten sevindiricidir. % 75 gibi bir evet oranı yakalasalar ancak buna sevinebilirlerdi. Referandum sonrası evetçilerin tatminsizliği, kinlerinin dinmemiş ve tatmin olmamış olduğu açıkça görülüyordu. Cumhurbaşkanının rahatsızlığı da bundan geliyor. Ya bir de işler sarpa sarar, hukukun bu kadar keyfi ve despotça katledilmesinin faturasını ödemeye sıra gelirse telaşıdır. Boru mu bu yahu, hürriyeti keyfi tahdit ne demektir, hayatına kastetmeden sonra bir insana yapılabilecek en ağır haksızlık ve zulüm budur. Üstelik terörist liderlerine en geniş hakları tanı, gazeteci ve bilimcilere katmerli zulümler yap. Tanrıverdi'ye "Pabucumun rock'çısı" diyen Burhan, bu demokrasiye ne der bilinmez... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 4 Ekim , 2010 İşte sorunda orda başlıyor zaten,evetben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım,ama asla Türk değilim,Türküm diyene saygı duyarım ama ben Kürtsem onlarında Kürt olmama saygı duymasını beklerim ve buda benim en doğal hakkımdır,peki neden benim Kürdüm demem ve Kürtlüğümle gurur duymam millete batıyor neden? Onların düşüncesi oysa bile halk onları seçmiştir ve oraya göndermiştir,meclisin görevi farklı görüşteki insan topluluklarının temsilcilerinin biraraya gelerek ülke meselelerini görüşmesidir ve hayatını kaybeden,sakat kalan,yerinden yurdundan olan toplamda Milyonları bulan bulan bu mağduriyetin tek sorumlusu olarak onu göstermekte doğru değildir.... Arkadasim,sizin basbakaniniz Tayyip Erdogan'in meshur bir tanimlamasi vardir.Eger hafizaniz kuvvetli ise hatirlamaniz lazim.Basbakan diyor ki:Hem LAIK HEM MÜSLÜMAN OLUNMAZ.Ya laiksiniz ya da Müslümansiniz.Ikisi bir arada yürümez. Bende diyorum ki.Hem KÜRT hem Türk vatandasi olunmaz.Türk vatandasi isen kimliginde TÜRK yazacaktir.KÜRT degil.Kimliginde TÜRK yazan birisinin adinin ne oldugu önemli degildir. O adi ne icin öne sürdügü önemlidir.Gördügümüz kadariyla bu isim meselesi,dil meselesi öyle kültür olayi degildir.Bu tamamen bölücü bir siyasetin zihniyetidir.Simdi siz bana istediginiz kadar ben bölücü degilim deyin,farketmez kavgasini verdiginiz istekler bölücü istekleridir. Almanya'da Alman vatandasi olanlarin kimliginde sadece ALMAN yazar.Cünkü vatandassan Almansin,Türksün vs. Kürtler DEGIL Kürtcülerdir Türklük sözcügüne karsi savas acanlar,bizi yönetenlerde onlarla birliktedir.Bu nedenle AKP sizler icin en iyi yöneten parti sifatini aliyor.Dün Vahdettin Sevr'i imzaladi bugün AKP Sevr'i yeniden bu ülkenin kaderine soktu. Sizin Kürt olmaniz batmiyor kimseye,carpitmadan gercekleri yazmaya calisin.Sizin Kürt olmaniz degildir batan,Kürtlügü anayayasaya sokmaya calismanizdir batan.Bunlari kimse yutmuyor yani. saygilarla Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2010 Arkadasim,sizin basbakaniniz Tayyip Erdogan'in meshur bir tanimlamasi vardir.Eger hafizaniz kuvvetli ise hatirlamaniz lazim.Basbakan diyor ki:Hem LAIK HEM MÜSLÜMAN OLUNMAZ.Ya laiksiniz ya da Müslümansiniz.Ikisi bir . . . . Sizin Kürt olmaniz batmiyor kimseye,carpitmadan gercekleri yazmaya calisin.Sizin Kürt olmaniz degildir batan,Kürtlügü anayayasaya sokmaya calismanizdir batan.Bunlari kimse yutmuyor yani. saygilarla İllahi Kürt ismini anayasaya koymak şart değildir,Türklüğü çıkartmakta bir çözüm yoludur.... 2 Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2010 İllahi Kürt ismini anayasaya koymak şart değildir,Türklüğü çıkartmakta bir çözüm yoludur.... Anayasadan Türklük ancak Türklerin Türkiye'den gitmesi ile mümkün olabilir.Bu da mümkün olmadigina göre Türklük kelimesi anayasada hep kalacaktir yaninada baska bir ilave olmayacaktir.Siz bosu bosuna AKP'ye güvenerek HASAN DAGINA ODUNA GITMEYIN. saygilarla Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2010 İllahi Kürt ismini anayasaya koymak şart değildir,Türklüğü çıkartmakta bir çözüm yoludur.... Eski köye yeni adet derler bunlara. Amerika da yaşayan İtalyan, İrlanda, Meksika, Arap, Rus, Türk ve hatta Kürt olanların pasaportlarında kendi kökenleri mi yoksa Amerikan vatandaşı mı yazıyor? Hatta bu İtalyan, İrlanda, Meksika, Türkiye gibi ülkelerden iltica edenlerin bir de alt kimlikleri de vardır. Amerikan, Alman olunca kimseye batmıyor ama Türk olunca batıyor. Lütfen konuları lokal değil evrensel düşünelim. Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Anayasanın 42 ve 66. maddeleri değişmelidir,66.maddedeki Türk kelimesi yerine Türkiyelilik kelimesinin getirilmesi daha kapsayıcı olacaktır,42.maddede yer alan ''tek dil Türkçedir,bunun dışında hiçbir anadil kabul edilmez'' tarzındaki cümlede değiştirilerek anadilin önündeki engeller kaldırılmalıdır,Anayasaya ''Hiç Kimseye Dilinden,Irkından,Dini İnanışından dolayı ayrım yapılamaz'' tarzında bir kanun konulmalı ve ayrım yapanlar olabildiğince ağır şekilde cezalandırılmalıdır... 2 Alıntı
Φ phantom_lord Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Anayasanın 42 ve 66. maddeleri değişmelidir,66.maddedeki Türk kelimesi yerine Türkiyelilik kelimesinin getirilmesi daha kapsayıcı olacaktır,42.maddede yer alan ''tek dil Türkçedir,bunun dışında hiçbir anadil kabul edilmez'' tarzındaki cümlede değiştirilerek anadilin önündeki engeller kaldırılmalıdır,Anayasaya ''Hiç Kimseye Dilinden,Irkından,Dini İnanışından dolayı ayrım yapılamaz'' tarzında bir kanun konulmalı ve ayrım yapanlar olabildiğince ağır şekilde cezalandırılmalıdır... Böyle bir şey söz konusu bile olamaz... Asla ve asla Kürtçe veya başka bir dil ANADİL olarak kabul edilemez. Yapılması gereken sadece Anayasa'nın 3. maddesinde yer alan "dili Türkçe'dir" ibaresinin yerine "Resmi dili Türkçe'dir" tanımını getirmek böylece Kürtçe ve diğer dillerin önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Anadilde eğitim asla ve katiyen kabul edilemez. Ancak ANADİL EĞİTİMİ kabul edilebilir. İlk-orta ve lise'de seçmeli ders olarka Kürtçe ve diğer diller okutulabilir, Üniversitelere Fen-Edebiyat Fakültelerinde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü açılabilir Bunun dışında etnik ve kültürel haklar da sağlanabilir. Ama asla ve asla ANADİLDE EĞİTİM KABUL EDİLEMEZ!!! Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Böyle bir şey söz konusu bile olamaz... Asla ve asla Kürtçe veya başka bir dil ANADİL olarak kabul edilemez. Yapılması gereken sadece Anayasa'nın 3. maddesinde yer alan "dili Türkçe'dir" ibaresinin yerine "Resmi dili Türkçe'dir" tanımını getirmek böylece Kürtçe ve diğer dillerin önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Anadilde eğitim asla ve katiyen kabul edilemez. Ancak ANADİL EĞİTİMİ kabul edilebilir. İlk-orta ve lise'de seçmeli ders olarka Kürtçe ve diğer diller okutulabilir, Üniversitelere Fen-Edebiyat Fakültelerinde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü açılabilir Bunun dışında etnik ve kültürel haklar da sağlanabilir. Ama asla ve asla ANADİLDE EĞİTİM KABUL EDİLEMEZ!!! Güzel bir yaklasim ve olaya cözüm noktasinda bakan bir öneri. Bu tip cözüm getirecek önerilere ihtiyaci var ülkenin. Inadina inkar ve gasp politikalarina devam etmekten vaz gecmeliyiz. Umarim diger arkadaslarda sizin gibi cözüm önerileri getirirlerde insanlar ortak noktada baris adina, huzur adina, esitlik ve özgürlükler adina bir araya gelirler. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Böyle bir şey söz konusu bile olamaz... Asla ve asla Kürtçe veya başka bir dil ANADİL olarak kabul edilemez. Yapılması gereken sadece Anayasa'nın 3. maddesinde yer alan "dili Türkçe'dir" ibaresinin yerine "Resmi dili Türkçe'dir" tanımını getirmek böylece Kürtçe ve diğer dillerin önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Anadilde eğitim asla ve katiyen kabul edilemez. Ancak ANADİL EĞİTİMİ kabul edilebilir. İlk-orta ve lise'de seçmeli ders olarka Kürtçe ve diğer diller okutulabilir, Üniversitelere Fen-Edebiyat Fakültelerinde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü açılabilir Bunun dışında etnik ve kültürel haklar da sağlanabilir. Ama asla ve asla ANADİLDE EĞİTİM KABUL EDİLEMEZ!!! Bunları kabul etmeyen birinin çıkacağını sanmıyorum yalnız etnik ve kültürel denerek şu anda tanınmayan haklar nedir? Benim şahsi görüşüm eğer dil eğitimi seçmeli ders olursa talebin de olacağını sanmıyorum. Onun için yapılsın ak kara ortaya çıksın. Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 6 Ekim , 2010 Böyle bir şey söz konusu bile olamaz... Asla ve asla Kürtçe veya başka bir dil ANADİL olarak kabul edilemez. Yapılması gereken sadece Anayasa'nın 3. maddesinde yer alan "dili Türkçe'dir" ibaresinin yerine "Resmi dili Türkçe'dir" tanımını getirmek böylece Kürtçe ve diğer dillerin önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Anadilde eğitim asla ve katiyen kabul edilemez. Ancak ANADİL EĞİTİMİ kabul edilebilir. İlk-orta ve lise'de seçmeli ders olarka Kürtçe ve diğer diller okutulabilir, Üniversitelere Fen-Edebiyat Fakültelerinde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü açılabilir Bunun dışında etnik ve kültürel haklar da sağlanabilir. Ama asla ve asla ANADİLDE EĞİTİM KABUL EDİLEMEZ!!! Sayın phantom öncelikle yıllardır burada bütün tezlerini inkar etme üzerine kumuş insanlarla bu konuyu tartışırken çözüm önerisi ile bana itiraz eden tek kişi olduğunuz için size teşekkür etmek istiyorum,yazdıklarımın yanlış anlaşıldığını düşünüyorum,Kürtçe zaten bir anadildir,bu ülkede yaşayan enaz 15 milyon insanın anadilidir,resmi dilin Türkçe olması hususunda kesinlikle kimsenin bir itirazı yoktur,ben bu forumda defalarca yazdım ve hatta Türkçenin öğrenilmesi zorunlu kılınmalı,maddi durumu yada fiziki yeterliliği olmayan insanlarımızada hertürlü imkan sağlanarak Türkçenin daha iyi öğrenilmesi sağlanmalıdır,bunun yanında anadilini öğrenmek isteyen insanların okullarda verilecek anadil eğitimi ile kendi dillerini sadece sokak jargonu ile değil akademik açıdanda araştırma ve öğrenme imkanları olmalıdır,çocuklara her sabah zorla and içtirilmemelidir,dağa taşa Türklüğü öven cümleler yazmak insanları bir savunma pozisyonuna taşımaktadır,devlet özellikle o bölgede halka çok sert tavır almaktaydı geçmiş yıllarda,halende kısmen bu devam etmektedir,öyleki defalarca hatırlattığım gibi Van'ın Özalp ilçesinde 33 köylüyü kurşuna dizen adamın ismini Özlp'lilerin gözüne sokarcasına ''oh iyi yapmış'' dercesine ördaki kışlaya verip kapısına kocaman harflerle o adamın ismini yazıyorsunuz,bunun gibi bir sürü örnek vardır,köyleri yakılan vatandaşlara o dönemde o bölgede görev yapan bütün rütbeli personelin fotoğrafı gösterilerek tespit yapılmalı ve rütbeliler mahkeme karşısına çıkartılmalıdırlar,12 yaşındaki çocuğa 13 kurşun sıkanlar dışarıda gezerken,Uğur Kaymaz'ı anmak için yapılan bir gösteride ''Uğurlar mezarda,katiller dışarıda'' diye slogan atanlar daha 2 gün önce cezaevine atıldılar,halkın seçtiği belediye başkanları,hiçbir somut delil yokken ve hiç mahkemeye çıkartılmadan 1 yıldır cezaevindedirler,bunların hangisi o bölge halkının devlete inancını yerine getirebilecek olaylardır? 2 Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 7 Ekim , 2010 Türkiye'lilik diye bir tanimlama Kürtcülerden dogmustur.Dünyanin hicbir anayasasinda böyle bir kavram mevcut degildir olamazda. saygilarla Alıntı
Φ phantom_lord Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2010 Sayın phantom öncelikle yıllardır burada bütün tezlerini inkar etme üzerine kumuş insanlarla bu konuyu tartışırken çözüm önerisi ile bana itiraz eden tek kişi olduğunuz için size teşekkür etmek istiyorum,yazdıklarımın yanlış anlaşıldığını düşünüyorum,Kürtçe zaten bir anadildir,bu ülkede yaşayan enaz 15 milyon insanın anadilidir,resmi dilin Türkçe olması hususunda kesinlikle kimsenin bir itirazı yoktur,ben bu forumda defalarca yazdım ve hatta Türkçenin öğrenilmesi zorunlu kılınmalı,maddi durumu yada fiziki yeterliliği olmayan insanlarımızada hertürlü imkan sağlanarak Türkçenin daha iyi öğrenilmesi sağlanmalıdır,bunun yanında anadilini öğrenmek isteyen insanların okullarda verilecek anadil eğitimi ile kendi dillerini sadece sokak jargonu ile değil akademik açıdanda araştırma ve öğrenme imkanları olmalıdır,çocuklara her sabah zorla and içtirilmemelidir,dağa taşa Türklüğü öven cümleler yazmak insanları bir savunma pozisyonuna taşımaktadır,devlet özellikle o bölgede halka çok sert tavır almaktaydı geçmiş yıllarda,halende kısmen bu devam etmektedir,öyleki defalarca hatırlattığım gibi Van'ın Özalp ilçesinde 33 köylüyü kurşuna dizen adamın ismini Özlp'lilerin gözüne sokarcasına ''oh iyi yapmış'' dercesine ördaki kışlaya verip kapısına kocaman harflerle o adamın ismini yazıyorsunuz,bunun gibi bir sürü örnek vardır,köyleri yakılan vatandaşlara o dönemde o bölgede görev yapan bütün rütbeli personelin fotoğrafı gösterilerek tespit yapılmalı ve rütbeliler mahkeme karşısına çıkartılmalıdırlar,12 yaşındaki çocuğa 13 kurşun sıkanlar dışarıda gezerken,Uğur Kaymaz'ı anmak için yapılan bir gösteride ''Uğurlar mezarda,katiller dışarıda'' diye slogan atanlar daha 2 gün önce cezaevine atıldılar,halkın seçtiği belediye başkanları,hiçbir somut delil yokken ve hiç mahkemeye çıkartılmadan 1 yıldır cezaevindedirler,bunların hangisi o bölge halkının devlete inancını yerine getirebilecek olaylardır? Bakın sayın biji türkiye anlamadığınız ya da ısrarla anlamak istemediğiniz bir konu var. ANADİLDE EĞİTİM ile ANADİL EĞİTİMİ birbirinden tamamen farklı kavramlardır. ANADİLDE EĞİTİM denince akla müfredatta okutulan bütün derslerin ANADİL denen dille okutulması geliyor. Yani talebiniz eğer ANADİLDE EĞİTİM ise matematik tarih geometri gibi dersler Kürtçe okutulacak anlamını taşıyor. Böyle bir durumda Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yani Kürt kökenli vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde Türkçe dersini nasıl ne şekilde hangi sıfata dahil ederek okutacağız? Devletin resmi yazışma dili desek de olmaz zira bir süre sonra uygulama kemikleştikçe Türkçe o bölgelerde aynen İngilizce Fransızca gibi bir yabancı dil konumuna gelecektir ki bu da eğitim birliğine ve üniter yapıya kesinlikle aykırı bir durumdur Oysa talep ANADİL EĞİTİMİ olarak adlandırılsa sorun çözülecek. ANADİL EĞİTİMİ yalnızca Kürtçe, Zazaca, Ermenice, Arapça, Lazca gibi derslerin okutulması anlamına gelir ki bunda bir sakınca bulunmamaktadır. Çünkü müfredattaki diğer derslerle bir alakası olmayacak, onlar Türkçe okutulmaya devam edecektir. Değindiğiniz diğer konulara gelince... Üstü kapalı bir soykırım propagandası yapmaya çalışıyorsunuz dostum, bunun farkındayım. Ancak buna da cevabım var. Geçmişte acı olaylar yaşandı bu yadsınamaz bir gerçek. Ancak şuu unutmayın sadece Kürt vatandaşlarımız kardeşlerimiz değil hep beraber bu acıları yaşadık. Örneğin Diyarbakır Cezaevinde sadece Kürtler işkenceye uğramadı. Doğrudur kabul ediyorum; o cezaevinde işkence görenlerin ezici çoğunluğu Kürtlerden oluşuyordu. Ancak size Metris'i Mamak'ı da hatırlatmak isterim "Benim acım senin acından daha yücedir" anlayışıyla bir yere varamayız. Madem ortada bir sorun var geçmişi değil geleceği konuşalım. Benden başka hiç kimsenin size yapıcı eleştiriler ve çözüm önerileriyle gelmediğinden yakınıyorsunuz. Sadece ben değil, benim gibi bir çok insan soğukkanlı bir biçimde oturup tartışmak fikir alışverişinde bulunmaktan yana. Ben bunu bir çok yerde gözlemledim. Hiç kimsenin kavga aradığı çatışma çıkarmaya çalıştığı yok. Ancak her iki taraftan da çözüme çomak sokmaya çalışanlar da var. Bunun en güzel iki örneği iktidar ve PKK'dır. PKK sözde ateşkeslerle 73 milyon vatandaşı uyutmaya çalışırken iktidar da yıkım projelerinin altına imza atıyor. Neden özerklikten bahsediliyor bunu anlamıyorum. Özerklik size veya bana ne kazandıracak? Özerklikten sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz acaba? Yerel ekonomiler kuruldu diyelim; acaba kurulacak bir özerklikte Kürt özerk bölgesi ya da Türkiye kendi kendine yetebilecek mi? Sanayi batıda tarım doğuda kalınca bu işten kim ne kazanacak? Y-YILMAZ'A CEVAPTIR Sayın Y-Yılmaz şu anda tanınmayan kültürel haklaırn neler olduğundan sordunuz. Şu anda Kürtçe yayın yapmakta olan TRT-6'nın hiçbir yasal dayanağı bulunmamaktadır. Biri çıkıp da idare mahkemesine dava açtığı takdirde yasadışı yayın yapmakta olan bu kanalı derhal Anayasa'ya ve RTÜK Kanunu ve ilgili yönetmeliklerine aykırılıktan kapattırabilecektir. Yani şu anda TRT-6 tamamen hükümetin keyfi uygulaması sayesinde yayın yapabilmektedir. İlgili yasal düzenleme olmadan bu kanal açılmıştır. Kanalın yayın yapmasının yasal dayanak kazanabilmesi için ve ilerde vahim durumlara yol açılmaması için derhal gereken düzenlemeler yapılmalıdır. Öte yandan ülkemizde gerçek anlamda kültürel haklar sorunu bulunmaktadır. Referandum sürecinde açıkça yaşadık iktidarın valileri ve belediye başkanları, kendi başbakanları işine geldiğinde Kürtçe kelimeler kullanabildiği halde Diyarbakır ve çevre illerde Kürtçe afişleri toplattılar. Bugün Alevi yurttaşlarımızın da bir sürü kültürel haktan yoksun olduğu da ortadadır. Cemevleri buna en büyük örnektir. "Kültürel haklar korunmalıdır" dediğimizde buradan sadece Kürt vatandaşlarımız kardeşlerimiz değil, doğusu batısı kuzeyi göneyi ile bütün yurttaşlar, 73 milyonun tamamı anlaşılmalıdır. Ülkemizde ciddi bir demokrasi ve kültürel haklar sorunu bulunmaktadır. 21. yüzyılı yaşadığımız şu günlerde bu sorunun artık ivedilikle çözülmesi gerekmektedir Saygılarımla... Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2010 Gönderi tarihi: 8 Ekim , 2010 Bakın sayın biji türkiye anlamadığınız ya da ısrarla anlamak istemediğiniz bir konu var. ANADİLDE EĞİTİM ile ANADİL EĞİTİMİ birbirinden tamamen farklı kavramlardır. ANADİLDE EĞİTİM denince akla müfredatta okutulan bütün derslerin ANADİL denen dille okutulması geliyor. Yani talebiniz eğer ANADİLDE EĞİTİM ise matematik tarih geometri gibi dersler Kürtçe okutulacak anlamını taşıyor. Böyle bir durumda Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yani Kürt kökenli vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde Türkçe dersini nasıl ne şekilde hangi sıfata dahil ederek okutacağız? Devletin resmi yazışma dili desek de olmaz zira bir süre sonra uygulama kemikleştikçe Türkçe o bölgelerde aynen İngilizce Fransızca gibi bir yabancı dil konumuna gelecektir ki bu da eğitim birliğine ve üniter yapıya kesinlikle aykırı bir durumdur Oysa talep ANADİL EĞİTİMİ olarak adlandırılsa sorun çözülecek. ANADİL EĞİTİMİ yalnızca Kürtçe, Zazaca, Ermenice, Arapça, Lazca gibi derslerin okutulması anlamına gelir ki bunda bir sakınca bulunmamaktadır. Çünkü müfredattaki diğer derslerle bir alakası olmayacak, onlar Türkçe okutulmaya devam edecektir. Değindiğiniz diğer konulara gelince... Üstü kapalı bir soykırım propagandası yapmaya çalışıyorsunuz dostum, bunun farkındayım. Ancak buna da cevabım var. Geçmişte acı olaylar yaşandı bu yadsınamaz bir gerçek. Ancak şuu unutmayın sadece Kürt vatandaşlarımız kardeşlerimiz değil hep beraber bu acıları yaşadık. Örneğin Diyarbakır Cezaevinde sadece Kürtler işkenceye uğramadı. Doğrudur kabul ediyorum; o cezaevinde işkence görenlerin ezici çoğunluğu Kürtlerden oluşuyordu. Ancak size Metris'i Mamak'ı da hatırlatmak isterim "Benim acım senin acından daha yücedir" anlayışıyla bir yere varamayız. Madem ortada bir sorun var geçmişi değil geleceği konuşalım. Benden başka hiç kimsenin size yapıcı eleştiriler ve çözüm önerileriyle gelmediğinden yakınıyorsunuz. Sadece ben değil, benim gibi bir çok insan soğukkanlı bir biçimde oturup tartışmak fikir alışverişinde bulunmaktan yana. Ben bunu bir çok yerde gözlemledim. Hiç kimsenin kavga aradığı çatışma çıkarmaya çalıştığı yok. Ancak her iki taraftan da çözüme çomak sokmaya çalışanlar da var. Bunun en güzel iki örneği iktidar ve PKK'dır. PKK sözde ateşkeslerle 73 milyon vatandaşı uyutmaya çalışırken iktidar da yıkım projelerinin altına imza atıyor. Neden özerklikten bahsediliyor bunu anlamıyorum. Özerklik size veya bana ne kazandıracak? Özerklikten sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz acaba? Yerel ekonomiler kuruldu diyelim; acaba kurulacak bir özerklikte Kürt özerk bölgesi ya da Türkiye kendi kendine yetebilecek mi? Sanayi batıda tarım doğuda kalınca bu işten kim ne kazanacak? Öncelikle Anadil eğitimi konusunda size katılıyorum,belki ben yanlış telaffuz etmiş olabilirim,bende Milli Eğitim müfredatının Türkçe olması taraftarıyım,bunun yanında isteyen herkesin anadilini eğitim almış öğretmenlerden öğrenmesinin daha doğru olacağı kanısındayım,geçenlerde muhsin kızılkaya isimli yazarı tvde izliyordum,kendisinin söylediği şu söz çok dikkatimi çekti ve hoşuma gitti,kendisi ''ben çocuğuma 4 yaşına kadar Türkçe öğretmedim,eğer ben türkçe öğretseydim aksanlı bir türkçe konuşacaktı,şimdi anaokuluna gidiyor ve orada düzgün diksiyonlu bir öğretmen tarafından türkçeyi öğreniyor'' dedi,bana göre resmi dilimiz olan Türkçe ve diğer anadiller okullarda bu şekilde öğretilirse daha uygun olacaktır,ancak sizin sorguladığınız,herşey Kürtçe olursa türkçenin o bölgelerde ingilizce ve fransızca gibi olması hususu yanında Kürtlerde şunu sorgulamaktadırlar,eğer Kürtçenin sosyal hayatta bir kullanım alanı olmassa insanlar sadece kendi aralarında konuşmak içinmi Kürtçe eğitimi alacaklar ve Kürtçe bu şekilde kaç yıl daha yaşayabilir,Kürtler kendi dillerinde ne gibi dinamikler kurabilirlerki dilleri yaşamaya devam etsin,öyle zannediyorumki özerklik talebi bununla ilintilidir., Diyarbakır cezaevinde çok kötü işkenceler yaşandı,mamaktada yaşandı,metristede,mamak ve metriste bu işkenceleri yaşayanlar türk oldukları için yaşamadılar ama,anneleri kendilerini ziyarete geldiğinde Türkçe konuşamazsın demedi kimse,bir başka ırk üzerine andlar içirilmedi,sırf iki arkadaş Türkçe konuştu diye fare yedirilmedi onlara,anlıyorum oradada çok acılar yaşandı ama sırf türk oldukları için değil. Çatışma ve kavga çıkarmaya meraklı olanın Pkk içindeki farklı gruplar olduğu söyleniyor,ancak Pkk'nin verdiği size göre''Sözde ateşkes'' kararına rağmen bayram arifesinde hiçbir eylem hazırlığında olmayan 9 Pkk'linin mağarada nokta operasyon ile öldürülmesinin Kürt halkında yaratacağı infiali bile bile bu operasyon emrini verenlerin nasıl çözüme çomak soktuklarınıda görmek gerektiği kanısındayım,aynı şekilde siyasi operasyonlarla,Kürt halkının seçtiği siyasetçileri mahkemeye dahi çıkarmadan 1 yılı aşkın bir süre cezaevlerinde tutanlarında çözüm için imha ve inar politikasından öteye gidemedikleri çok açıktır... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.