Hz.Mevlana sormuş:

 

''Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın;

Tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın? ''

Siz bu durumda ele mi darılırdınız yoksa kendinize mi kızardınız?

 

 

Radyam

 

uzattığım eli tutmayana darılmam vardır tutulmayası sebep

kendime de kızmazdım yanlış zamanda el uzatmış olabilirim..

 

kızan biri olmamamın da etkisi olabilir..

Radyam

 

uzattığım eli tutmayana darılmam vardır tutulmayası sebep

kendime de kızmazdım yanlış zamanda el uzatmış olabilirim..

 

kızan biri olmamamın da etkisi olabilir..

 

Hz.Mevlana sormuş:

 

''Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın;

Tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın? ''

Siz bu durumda ele mi darılırdınız yoksa kendinize mi kızardınız?

 

Kendine veya başkasına kızman,kendini ateşe atmandır.Kızılacak birşey yok.Dileyen tutar dileyen tutmaz.Ha el senin olmuş ha benim ne farkeder...

 

Kızmak sana çözüm getirmez...

uzattığım eli tutmayana kızarım ben

eğer ona elimi uzattıysam doğru kişi olduğundan eminim demektir o buna değer demektir

yok o tutmazsa elimi ona kızarım çünkü beni kaybediyordur..

tutmayan kişiye kızmak gerek çünkü insanlığın gereği sana uzanan eli tutmaktır bu insanlık borcudur herkese elinden geldiğince yardım etmesi gerekir bu sosyal bir sorumluluktur.

Hz.Mevlana sormuş:

 

''Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın;

Tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın? ''

Siz bu durumda ele mi darılırdınız yoksa kendinize mi kızardınız?

 

'' ne ele ne de kendime kızmam '' demek isterdim ama diyemiyorum çünkü henüz nefsimi öldüremedim ölmeden...

 

doğrusu hem ele hem kendime basardım kalayı yani

 

Saygılar sunarım.

O eli tutacağını umduğum yere uzattığım da,araya biri girip,boşuna uğraşma deseydi, ona kızar elimi tutmayacağı söylenen makama da kırılır, küserdim.

Samimiyse o el, tutmayana kızmak lazım gelir. Lakin kalpleri bir Allah bilir. 

 

Bu dünyada ancak ahmaklar ölümü unutur...