Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İSLAM'DA RECM, TALAK KONULARI


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Konu Güncel Konular bölümünde gündeme geldi. O bölümü fazla şişirmemek için konuyu yerinde tartışmak daha iyi olur düşüncesindeyim.

 

Bu konu sıklıkla gündeme geliyor ve sorun oluyor. İslam dininin sosyal bir düzenleyicilik rolüne sahip olduğunu, hatta ötesinde bu rolün tekelinde olduğunu savunanlar, bir noktada ikiye ayrılıyorlar. Bir kısmı hadisleri kaynak olarak kabul ediyor, bir kısmı etmiyor.

 

Dinin bireysel bir inanç işi olmaktan öte rolü bulunmadığı gerçeğini ifade eden bizler ise herhangi bir ayrım yapmadan, tüm dinsel verilerin anlatılagelen rivayetler olduğunu biliyoruz. Adına ayet denmiş, adına hadis denmiş, adına kıssa denmiş, adına masal denmiş, adına efsane denmiş... Farketmez, hepsi yıllar boyunca anlatılagelen rivayetlerdir.

 

Bu bakımdan hiçbir bölümünü daha güvenilir ve başka bir bölümünü daha güvenilmez bulmayız. Tarih bilimi, geçmişe ait bulabildiği tüm metinleri aynı önemde toplar ve aynı objektif bakışla değerlendirir. Biz Kuran ile hadis arasında bir önem kıyaslaması yapmıyoruz. Hepsi tarihi belgelerdir. Hepsi tarihte yaşanmış olaylara ışık tutmaktadır.

 

Bu bakımdan Kuran'a karşı hadisin çıkarılması diye bir şey yoktur. Yani kimse “hadis Kuran'ı döver, hadiste yazan daha geçerlidir” diye bir iddia öne sürmüyor ki “yok asıl Kuran hadisi döver” denilebilsin.

 

Ancak Muhammed peygamberin recm yaptırdığı tarihçe sabittir. Recm edilen adam ve kadının adları, hangi kabileye mensup oldukları, olayların cereyan ediş şekli, peygamberle olan konuşmaları, recm uygulanmasına karar verilene kadar olan olaylar ve konuşmalar... Bunlar hepsi kaydedilmiş ve tarihe malolmuştur. Eğer siz tüm hadis kitaplarını imha edelim, tarihi değiştirelim diyorsanız, bunu şu an yapamazsınız. Orwell 1984 ü gibi bir kara ütopya devleti kurmayı başarırsanız, olabilir. O romanda bir diktatör tarihi imha edip yeniden yazdırmaktadır. Böyle bir ütopyanız varsa bilemem.

 

Talak konusunda ise zaten hadise başvurmaya gerek yok, Kuran'da talak sistemi belli. Bu konuda hadis kaynak göstermeye zaten gerek yok. Bu konuda belki bizim değil ama karşı tarafın tartışılır bulduğu; medeni yasa mı iyidir, şeriat yasası mı iyidir olabilir.

 

Benim görüşüm şeriat tabii ki geçmişte kalmıştır, medeni yasa bugünkü durumu karşılamakla birlikte tartışmalıdır, gelecekte sistem değişecektir. Kadın-adam ilişkileri kişisel, toplumsal, hukuki bazda nasıl düzenlenmelidir konusu da çok ayrıntılı bir tartışma konusu olabilir. Bu dini bir konu olmayacaktır. O yüzden bu konu Kadın-erkek İlişkileri bölümünde tartışılmalı. (Bu arada bu kullanım bence yanlış. Kadın'ın karşıtı erkek değil, adam'dır. Erkek, dişi'nin karşıtıdır. Kızxoğlan, kadınxadam, dişixerkek...)

  • Cevaplar 53
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

islamın saçma ve insan haklarına aykırı bu kuralları için başlık açman gerçekten gereksizdi efendim kadın başkasıyla yattı diye taşlanarak vahşice öldürülecekmiş yok adam boşol diyecek ve boşanmış olacak bu tarih oluyor ve sonundada olacak.

Gönderi tarihi:

Benim bildiğim recm: zina edene taşlama ile cezalandırma, talak: boşama.(boşx3) :)

Bu konuda bundan fazla blgim yoktu.* Fakat cevaplamadan daha derinlemesine araştırayım dedim.

 

Vikipedi'nde kaynağı da verilmiş şöyle bir ifade gördüm:

 

Recm kelimesinin Kur'an'da taşlamakla eşanlamlı olarak değil, daha çok hor görmek, yalnız bırakmak gibi bir anlamda kullanıldığı tefsirlerde okunur.

 

Şimdi tefsirler böyle diyorsa. Hadisler buradakine ters düşüyorsa bir soru işareti var demektir. Soru işaretleriyle hareket etmek ne kadar doğrudur?

 

Arapların da nasıl bir kültür(süzlük)den geldikleri belli. Acaba bunları onlar sokuşturmuş olamaz mı?

 

Ben burada recm'in dışlama olduğunu düşünüyorum. Diğeri taşlama değil de başka bir ceza olsaydı ona da ihtimal verirdim. Ama bu taşlama meselesi İslam'ın genel öğretilerine aykırı. Bu nedenle ilgili hadislere eleştirel yaklaşmak gerekir.

 

Talak konusunda ise karşı çıktığım birşey yok. Ayrıca evlenirken kadın boşama hakkını kocadan alabiliyor. Kadın boş ol diyebiliyor.*

Gönderi tarihi:

evlenirken kadın boşama hakkını kocadan alabiliyor. Kadın boş ol diyebiliyor.

İnsan hakları doğuştan getirilir, sonradan satın alınamaz ve satılamaz. Medeni hukukta evli iki insanın hakim karşısına çıkıp "biz ayrılmak istiyoruz" demelerinden başka bir yol, hele ağızdan çıkan sözler kabul edilemez. Bu sözleşme feshi ikisi arasında hakim karşısına çıkmadan da yapılabilirdi, ama arada genellikle çocuklar olduğu ve çocukların hukuki statülerinin tespiti için hakim kararına gerek duyulmuştur.

Gönderi tarihi:

bu tarih oluyor ve sonundada olacak.

Hepimizin kişisel fikirlerinin aynı olmaması tartışma nedenimiz.

 

Ben zaten "o zaman için bu hükümler o zamanın uygulamalarına göre iyi ve ileriydi" diyenlere itiraz etmiyorum. Tartışılır, ola da bilir. Fakat asıl sorun, "bu gün de geçerli ve kıyamete kadar geçerli" şeklinde kabul edilmesi düşünülemeyecek iddiadan çıkıyor. Ki bu iddialar da yoğun biçimde dile getiriliyor. Bir dini foruma girin de bir "tarih olacak" deyin bakayım, hangi hakaretlere maruz kalıyorsunuz! :original:

Gönderi tarihi:

Genel anlamda bakıldığında islamın kadınlar ve özellikle cinsellik ile ilgili çok aşırı takıntıları var.

kadına sadece cinsel bir obje ve çocuk "tarlası" olarak bakılması, kendini ve namsunu korumaktan aciz bir mahluk muamelesi yapması gibi konular göz önüne alınarak, bir kadının nasıl müslüman olarak kalabildiğini anlamak sadece öteki hayat beklentisi.. ve cehennem korkusu..

mesala eşcinseller, islamda eşcinsel ilişki yasaklanmış.. peki insanı yaratan kim? tanrı.. eşcinsel eğilimler sadece bir tercih mi? hormanların hiç etkisi yok mu? hormonları seçme şansımız var mı? kadın ile erkeği ayıran temelde vucuttaki hormanlar değil mi?

hormon iğneleri ile erkeklerde göğüs sahibi olabiliyor..

bazı insanlar daha sinirli.. bazıları daha sakin.. bazıları heyacanlı.. bazıları acımasız.. bazıları daha neşeli..

insanlar bu hallerini kendileri mi seçiyor yoksa çok büyük etken başka şeyler mi?

 

bir tarafta hormanel olarak erkek davranışlarına ve hislerine sahip bir erkek, diğer tarafta kendisini kadın gibi hisseden bir erkek veya tersi kendini erkek gibi hisseden kadın..

bu durumları kendileri mi seçtiler.. ama aynı ateşte yanacaklar.. ne zulum.. ne acımasızlık..

Gönderi tarihi:

sadece öteki hayat beklentisi.. ve cehennem korkusu..

Çok yerinde belirleme.

 

Homoseksüellik ise çok tartışmalı bir konudur. Bu konuda genelgeçer bir görüş belirlemek ve tüm homoseksüellere bu görüşü uygulamak imkansızdır. Her olay kendi şartları içinde ele alınır. Her birinin bu yola gitmesi için kendi şartları vardır.

 

Ancak kalın çizgilerle ayırmak gerekirse, yapısı gereği cinsiyet kromozomunda oluşan bir mutasyon nedeniyle net bir cinsiyet kazanamamış insanlarla, tamamen normal bir cinsiyete sahip olduğu halde karşı cinsin rolünü benimsemeyi tercih etmiş kişiyi ayırmak gerekiyor.

 

Yani transseksüel dediğimiz, kendi tercihi olmayan, fiziksel koşullar nedeniyle cinsiyeti netleşmemiş insanlara getirilebilecek hiç bir suçlama olamaz, bunu kenara ayırdık.

 

Hiç bir fizyolojik nedeni olmadığı halde ruhsal nedenlerle homoseksüel olanların ise kesinlikle psikolojik yardım ve terapiye ihtiyaçları vardır. Bu tercihin nedenleri psikolojikse, yine psikolojik olarak değişebilir.

 

Doğada diğer hayvanlarda da homoseksüelliğin olduğu, demek ki bunun normal olduğu öne sürülüyor.

 

Bu varsayımın yanlış olduğu kanıtlanmıştır. Özellikle köpekler homoseksüel davranış sergilerler. Fakat bu tür olayları inceleyen bilimciler, bu davranışı deyim yerindeyse "itlik" olsun diye yaptıklarını ortaya koymuştur. Köpekler bu davranışla birbirlerine üstünlük kanıtlamaya çalışmaktadırlar. Yani cinsel şiddeti bir tür aşağılama aracı olarak kullanmak insana özgü bir davranış değildir. Baskın duruma geçmeye çalışan köpek, bu davranışla baskınlığını kanıtlamaktadır. Hatta daha baskın olduğunu kanıtlama çabasıyla birbirine karşı tekrarlanan homoseksüel köpek davranışları gözlemlenmektedir.

 

Tabii ki bu söylediklerime dini bir bakış açısı getirmenin bir gereği ve anlamı yok. Bu homoseksüel davranışları gözlemlendiğinden olsa gerek, İslam dini kediyi kutsamasına karşılık köpeği aşağılamış, meleklerin yaklaşmadığı bir canlı olarak göstermiş ve sıklıkla köpek katliamı yapıldığına dair tarihsel bilgiler, hadisler mevcuttur.

 

Din tarihte insanlığın hiç bir sorununu çözmemiş, sorun yaratmıştır. "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" ve başka bir yol göstericiye gerek bırakmayacak kadar yetkindir.

Gönderi tarihi:
Din tarihte insanlığın hiç bir sorununu çözmemiş, sorun yaratmıştır. "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" ve başka bir yol göstericiye gerek bırakmayacak kadar yetkindir.[/font]

 

:clover:

 

 

Söylediklerinize katılmamak mümkün değil..

fakat tanrıları gibi, bencil ve egoist insanlar oldukça din ve din bezirganları ne yazıkki hayatı karartmaya devam edecekler..

kendileri cennete gidebilmek için kendilerininki de dahil herkesin hayatını cehenneme çevirmekten geri kalmazlar..

Gönderi tarihi:

Hiç bir ırkçılık, berikini kendinden ebediyen ayrı bir mahlukat olarak gören dini dogmalar kadar şiddetli nefret ve düşmanlığa yol açamaz. Dolayısıyla hiç bir faşist hegemonya din diktatörlüğü kadar şiddetli bir ceberut kuramaz.

 

En fanatik ırkçı, hasmını nihayet bu dünyada genetiği farklı bir insan olarak görür. Fakat dini fanatizm için hasım, ezeli ve ebedi düşmandır.

 

Bu paranoya insanlığın en azılı katilidir...

Gönderi tarihi:

Çok yerinde belirleme.

.

.

.

Din tarihte insanlığın hiç bir sorununu çözmemiş, sorun yaratmıştır. "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" ve başka bir yol göstericiye gerek bırakmayacak kadar yetkindir.

insan ın cinsel tercihi yani eerkeğin kendini kadın kadınında erkek gibi görmesi ve hemcinsinden hoşlanması kötü bişiy değildir bu o kişinin tercihidir ve kendi tercihinden mutluysa o kişiye hiç kimsenin söz söyleme hakkı yoktur ve hayatını o şekilde yaşaması onun en doğal hakkıdır ama kendi cinsiyle hooşlanıyor ama bundan rahatsız oljuyor ve değişmek istiyorsa işte ozaman o kişiye yardım edilmelidir yani ozaman doktorlar devreye girip onu istedi cinselliğe kavuşturmalıdır yoksa bir erkek erkeklerden hoşlanıyorsa ve bundan rahatsızda değilse onun doktorluk işi yoktur yani eşcinsellik kötü bişiy değildir insanların tercihleridir ve injsan hayatını istediği gibi yaşama hakkı olduğu için onların bu yaşantısına kimse karışamaz ama kendi eşcinsel dürtülerinden rahatsızsa ozaman yardım edilebilir yoksa başka birşekilde asla hayatlarına karışılamaz.

Gönderi tarihi:

hayatlarına karışılamaz.

Ben ortaya hukuki bir prosedür koymadım. Homoseksüellik konusunun bilimsel yönünü gösterdim. Hukuksal yönden tartışılacak bir durum yok. Kimse zorla kliniğe kapatılıp zorla tedavi zaten edilemez. (İlla ki zarar verme potansiyeli olan bir paranoyak veya psikopat olsun) Bilinen bir şeyin tekrarı gerekmiyor...

Gönderi tarihi:

Ben homoseksüellik konusunu açarken islam dinin çelişkisini anlatmak için gündeme getirdim. Bir taraftan günah olucak fakat diğer taraftan da insanın kendi seçimi dışında olması (hormonların etkisi anlamında).... çünkü bununla ilgili bir ayrım yok..

Gönderi tarihi:

İnsana veya herhangi bir canlıya zaten hiç bir koşulda işkence yapılamaz. Zaten kesin olan şeyleri tekrar etmek niye? Homoseksüelliğin ise doğal olmadığını bilimsel olarak açıkladım. Ha, doğal değildir diye yasa ile cezalandırılamayacağı ayrı konu.

 

Bu tür yaptırımlar yazılı normlar olan hukuk ile değil, toplumda yaygın kabul görmüş etik normlar ile uygulanır. Bunu defalarca söyledik. Kimseye "homoseksüel komşuna her sabah günaydın deyip karın mı, kocan mı her neyinse nasıllar, selamlarımı iletin" deme zorunluluğu getiren bir yasa çıkarılamaz.

 

Toplum dışlar dışlar. İstediğini dışlama özgürlüğü toplumun elinden alınamaz...

Gönderi tarihi:

homoluk kötü bişiy değildir sadece cinsel bir tercihtir peki biz niçin homoluğu kötüleyip onları dışlayamayız çünkü insan hayatını başkalarına zarar vermeden istediği gibi yaşama hakkına sahiptir yani bir kişi homoda olabilir lezbiyende biz buna karışamayız ve insanların hayatlarını istediği gibi yaşama hakları olduğu içinde onların hayatlarına saygı duymak zorundayız yani onları dışlama hakkımız yok çünkü onların hayatlarını istediği gib,i yaşama hakkı var ve bizde buna saygı duymak zorundayız.herkes başkalaraına zarar vermediği sürece bir biri hayatlarına saygı duymak zorundadır,homoların yaptığı kötü bişiydeğildir ktü olmadığı için ve insanların hayatlkarını istediği gibi yaşama hakkı olduğu için onları dışlamak insanlıkla bağdaşmaz.

bir düşünün siz karşı cinsten hoşlanıyorsunuz toplum ise bu tür ilişkiyi kötülüyor ve sizi toplumdan soyutluyor bu size haksızlık olmazmı çünkü sizin karşı cinsten hoşlanmanız kötü bişiy değil ve hayatınızıda istediğiniz şedkilde yaşama hakkına sahipsiniz ama sizin bu yaşantınıza toplum saygı duymuyor ve sizi dışlıyor sizce bu doğru olurmu.

Gönderi tarihi:

yaşama hakkına sahiptir

Biz de asalım demedik!

 

Tercihi olabilir, toplumun tercihi de onu dışlamaktır. Tercih değil mi, kısıtlayamazsınız. Yasa mı çıkaracaksınız homolara selam vermeyeni hapse mi atacaksınız?

 

Ha şu vardır, yasa dışı uygulama yapamaz, örneğin tazminatsız işten çıkaramazsınız. Homo çalıştırmak istemiyorsanız verirsiniz tazminatını, öyle kapı önüne koyarsınız.

Gönderi tarihi:

arkadaşım toplumun kimseyi dışlama hakkı yoktur dışlamak ancak insanlar kötü bişiy yaptıklarında onların yaptığının kötü olduğunu ve birdaha yapmamaları gerektiğini hatırlatmak için ceza olarak verilebilir ama homoluk kötü bişiy değildir arkadaşım onun hayatını istediği gibi yani homo olarak yaşama hakkı vardır toplumda buna saygı duymak zorundadır dışlamak olmaz şayet dışlanırsa o kişiye haksızlık yapılmış ve madur edilmiş olur çünkü insanın hayatını başkalarıa zarar vermeden istediği gibi yaşama hakkı vardır insan homoda olabilir bu kimseyi ilgilendirmez herkes onun yaşayış tarzına saygı duymak zorundadır onu dışlamak onu cezalandırmak anlamına gelirki buda suçu olmadan cezalandırmak demek olur ve o kişiye haksızlık yapılmış olur.

şimdi başkasının nasıl yaşadığı bizi ilgilendirmemelidir yani karşındaki kişi homodur diye biz onu dışlayamayız çünkü onun hayatı bizi ilgilendirmez yani sen bu adam homo böyle yaşayamaz diyemezsin çünkü seni ilgilendirmez adam senin istediğin gibi yaşamak zorunda değil kimseye zarar vermeden hayatını istediği gibi yaşama hakkına sahip.

Gönderi tarihi:

Genel anlamda bakıldığında islamın kadınlar ve özellikle cinsellik ile ilgili çok aşırı takıntıları var.

kadına sadece cinsel bir obje ve çocuk "tarlası" olarak bakılması, kendini ve namsunu korumaktan aciz bir mahluk muamelesi yapması gibi konular göz önüne alınarak, bir kadının nasıl müslüman olarak kalabildiğini anlamak sadece öteki hayat beklentisi.. ve cehennem korkusu..

mesala eşcinseller, islamda eşcinsel ilişki yasaklanmış.. peki insanı yaratan kim? tanrı.. eşcinsel eğilimler sadece bir tercih mi? hormanların hiç etkisi yok mu? hormonları seçme şansımız var mı? kadın ile erkeği ayıran temelde vucuttaki hormanlar değil mi?

hormon iğneleri ile erkeklerde göğüs sahibi olabiliyor..

bazı insanlar daha sinirli.. bazıları daha sakin.. bazıları heyacanlı.. bazıları acımasız.. bazıları daha neşeli..

insanlar bu hallerini kendileri mi seçiyor yoksa çok büyük etken başka şeyler mi?

 

bir tarafta hormanel olarak erkek davranışlarına ve hislerine sahip bir erkek, diğer tarafta kendisini kadın gibi hisseden bir erkek veya tersi kendini erkek gibi hisseden kadın..

bu durumları kendileri mi seçtiler.. ama aynı ateşte yanacaklar.. ne zulum.. ne acımasızlık..

aşırı takıntılar yok, biyolojik özelliklerimizdeki ayrımdan kaynaklı haklı ayrımları ve vurguları var.

Kadına tarla benzetmesi doğrudur, ama bunun çocuk=ekin gibi algılanması yanlıştır.Bir tarlayı ekip biçmenin, ilaçlamanın, ürünü takip etmenin,ürünü toplamanın kurallarını bilseydiniz,aşamalarını düşünseydiniz, bakılmayan bir tarlanın ne hale gelebileceğini bilseydiniz bu benzetmeden ne çıkarılması gerektiğini çok iyi anlardınız.Eşine iyi bakan ona göre karşılığını alır, karısına kötü davranan ise illaki gün gelir ona göre karşılığını alır.Bu bizzat kadın yapısına uyabilecek en güzel benzetmedir.

 

Kadının namusunu koruyamaz olması ise bazen doğa gerçeğidir. Kuran bir ayetinde iffetli olmak isteyen,namuslu olmak isteyen cariyeye bile yaklaşılmasını,zorlanmasını yasaklarken kalkıp Kuranın kadını böyle gösterdiğini söyleyemezsiniz.Ancak doğamız gereği, istediği kadar namuslu olup hayatını eşiyle mutlu güzel geçiren bir kadın olsun ,gün gelir altı üstü evinin bulunduğu apartmana bile girdiğinde onu etkisiz hale getirip yapacağını yapacak bir erkek kavramı sanmayın ki yoktur.Tarihler boyunca, özellikle savaşlar esnasında, erkeğin kadına bakış açısı ortadadır ve malesef genetiklerinde bir sıkıntı olduğunu düşündüğüm bu ağırlıklı erkek guruplarının elinde kadının kendini koruması bazen gerçekten çok zordur. En basiti etrafımdan bir örnek vereyim. Bir arkadaşımın kocası yıllardır yurtdışında çalışıyor.Kadın iki çocuğu ile birlikte yaşıyor koca hasretiyle.İzinden izine görülen bir koca kavramı.Sırf bu durumdan dolayı, bizzat bir bayan arkadaşının kocası tarafından ihtiyaç görme teklifinde bulunuldu.Ya siz etrafınızı gözlemlerseniz, erkekler ile kadınlar arasındaki farklılıkların ve zor gizli savaşın farkında mısınız?Şahsen ben başımda bir kocam olmasından bir abim olmasından bir babam olmasından son derece mutluyum.Yoksa hayatım yaşanamaz değil ama yaşanması daha zor olacaktı.

 

Eşcinsellik konusuna gelince,Lut kavminde erkekler erkeklerle birlikte olmak istemektedir.Ancak işin ilginç tarafı, bu erkekler sizin dediğiniz gibi erkek görüntüsündeki kadın hisli varlıklar değiller.Helaka sebep olan erkekler , erkek gibi erkek olup, kadın organı yerine belki daha dar ve haz verici algıda algıladıkları erkeğin dışkı bölgesi.Sizin kasdettiğiniz gibi genetik değil, psikolojik doyumsuzluk ile normal bir erkeğin illa farklı birşey araması o kavmin helakını getirmiştir.Kendini kadın gibi hisseden bir erkekten değil, erkek olup arayışı farklı erkekten bahsediyoruz.Ceza işte onlaradır.Düşününkü o topluluğa erkek görüntüsünde melekler gönderiliyor ve bu erkekler yeni gelen bu erkeler için "onları bize ver" diye Lut la tartışıyorlar.Ayetler üzerine ne kadar az düşünülüyor, ne dersiniz?Umarım anlatmamdan hormon ile psikolojik olguların eyrımına varabilmişsinizdir.

 

Ve işte bu düşüncelerle, siz anlasanızda anlamasanızda, ben Kuran ve Kutsal Kitap imanlısıyım ve kadın olduğum gerçeği,imanımdan eksiltmiyor,arttırıyor.

Gönderi tarihi:

:clover:

 

 

Söylediklerinize katılmamak mümkün değil..

fakat tanrıları gibi, bencil ve egoist insanlar oldukça din ve din bezirganları ne yazıkki hayatı karartmaya devam edecekler..

kendileri cennete gidebilmek için kendilerininki de dahil herkesin hayatını cehenneme çevirmekten geri kalmazlar..

Din hayatları cehenneme çevirmez tam tersine hayatın gerçeklerine karşı daha donanımlı ve güçlü olmanızı sağlar."Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" ve biz hergün Allahımızın Peygamberimize emrettiği gibi ilmimizin arttırılması konusunda duacıyız.Yatıp kalkıp dua edip gökten beynimize ilim yazılmasını beklemeyi değil, çaba sarfetmeyide biliriz,merak etmeyin.Bu arada gerçek anlamda Kitap ehlinden olan ve hurafelere kendini kaptırmayan her mümin bilir ki, hiç kimsenin cennete gideceğine dair eminliği olamaz Allahın Peygamberleri ve diledikleri dışında.Hayatını tamamen dinle geçiren biri de son dakika sapmasıyla cehennemi boylayabilir. Ama bildiğim en güzel gerçek, cennete gitmek için elinden gelen gayretle Kitabın kurallarını uygulayan müminlerin, bir ateistte, bir kafire, bir münafığa hayatı cehennem etmeyeceğidir.Onlar o kadar iyi insanlardır ki, Allah onlardan olmayı ve onlar gibi iyilikler ile anılmayı nasip etsin.Ben bir müslümanım ama hala Kuranın beklediği tarif ettiği o güzel mümin müslümanlardan değilim. Hala nefsimle emirler rasında sıkıntılar var.Allah yoluna eriştirsin ve o yolda sabit kılsın.

Gönderi tarihi:

aşırı takıntılar yok, biyolojik özelliklerimizdeki ayrımdan kaynaklı haklı ayrımları ve vurguları var.

Kadına tarla benzetmesi doğrudur, ama bunun çocuk=ekin gibi algılanması yanlıştır.Bir tarlayı ekip biçmenin, ilaçlamanın, ürünü takip etmenin,ürünü toplamanın kurallarını bilseydiniz,aşamalarını düşünseydiniz, bakılmayan bir tarlanın ne hale gelebileceğini bilseydiniz bu benzetmeden ne çıkarılması gerektiğini çok iyi anlardınız.Eşine iyi bakan ona göre karşılığını alır, karısına kötü davranan ise illaki gün gelir ona göre karşılığını alır.Bu bizzat kadın yapısına uyabilecek en güzel benzetmedir.

 

Kadının namusunu koruyamaz olması ise bazen doğa gerçeğidir. Kuran bir ayetinde iffetli olmak isteyen,namuslu olmak isteyen cariyeye bile yaklaşılmasını,zorlanmasını yasaklarken kalkıp Kuranın kadını böyle gösterdiğini söyleyemezsiniz.Ancak doğamız gereği, istediği kadar namuslu olup hayatını eşiyle mutlu güzel geçiren bir kadın olsun ,gün gelir altı üstü evinin bulunduğu apartmana bile girdiğinde onu etkisiz hale getirip yapacağını yapacak bir erkek kavramı sanmayın ki yoktur.Tarihler boyunca, özellikle savaşlar esnasında, erkeğin kadına bakış açısı ortadadır ve malesef genetiklerinde bir sıkıntı olduğunu düşündüğüm bu ağırlıklı erkek guruplarının elinde kadının kendini koruması bazen gerçekten çok zordur. En basiti etrafımdan bir örnek vereyim. Bir arkadaşımın kocası yıllardır yurtdışında çalışıyor.Kadın iki çocuğu ile birlikte yaşıyor koca hasretiyle.İzinden izine görülen bir koca kavramı.Sırf bu durumdan dolayı, bizzat bir bayan arkadaşının kocası tarafından ihtiyaç görme teklifinde bulunuldu.Ya siz etrafınızı gözlemlerseniz, erkekler ile kadınlar arasındaki farklılıkların ve zor gizli savaşın farkında mısınız?Şahsen ben başımda bir kocam olmasından bir abim olmasından bir babam olmasından son derece mutluyum.Yoksa hayatım yaşanamaz değil ama yaşanması daha zor olacaktı.

 

Eşcinsellik konusuna gelince,Lut kavminde erkekler erkeklerle birlikte olmak istemektedir.Ancak işin ilginç tarafı, bu erkekler sizin dediğiniz gibi erkek görüntüsündeki kadın hisli varlıklar değiller.Helaka sebep olan erkekler , erkek gibi erkek olup, kadın organı yerine belki daha dar ve haz verici algıda algıladıkları erkeğin dışkı bölgesi.Sizin kasdettiğiniz gibi genetik değil, psikolojik doyumsuzluk ile normal bir erkeğin illa farklı birşey araması o kavmin helakını getirmiştir.Kendini kadın gibi hisseden bir erkekten değil, erkek olup arayışı farklı erkekten bahsediyoruz.Ceza işte onlaradır.Düşününkü o topluluğa erkek görüntüsünde melekler gönderiliyor ve bu erkekler yeni gelen bu erkeler için "onları bize ver" diye Lut la tartışıyorlar.Ayetler üzerine ne kadar az düşünülüyor, ne dersiniz?Umarım anlatmamdan hormon ile psikolojik olguların eyrımına varabilmişsinizdir.

 

Ve işte bu düşüncelerle, siz anlasanızda anlamasanızda, ben Kuran ve Kutsal Kitap imanlısıyım ve kadın olduğum gerçeği,imanımdan eksiltmiyor,arttırıyor.

 

 

Ahzâb(*) Sûresinin 53 . Ayetinde

Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır.

 

 

yukarıdaki ayet değil midir.. milyonlarca kadını ve kızı evlerine hapseden onlara hayatı zindan eden etrafındaki bir kaç kişi ile ömürlerinin sonuna kadar yaşamaya mahkum eden..

karşındaki istediğin kadar kötü olsun eğer senin aklında başka bir şey yok ise perdenin arkasına girmene gerek yok.. zorla yapmaya kalkarsa bunun adı tecavüz olur.. derlerki sen nasılsan karşındakini de öyle bilirsin.. zamanında zeydin (üvey oğludur aynı zamanda) karısına yan gözle bakıp kendine karı olarak alınca etrafındaki herkesin bunu yapabileceğini düşünerek "vahy" olmuştur.. o kadar kıskanç ki.. ben öldükten sonra kimseyle evlenemezler.. bile demekten çekinmemiştir. sırf bu sebepten yine binlerce kadın kocaları öldükten sonra yanlız yaşamaya, yada kocasının bir akrabası ile göstermelik bir evliliğe razı olmaz zorunda kalıyor..

 

hadi erkekleri anlıyorumda kadınları anlamakta o kadar zorlanıyorum ki..

 

 

Bakara(*) Sûresinin 7 . Ayetinde

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.

 

 

 

En’âm Sûresinin 25 . Ayetinde

İçlerinden, (Kur’an okurken) seni dinleyenler de var. Onu anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler (gereriz), kulaklarına ağırlık koyarız.6 Her türlü mucizeyi görseler de onlara inanmazlar. Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkâr edenler, “Bu (Kur’an) evvelkilerin masallarından başka bir şey değil” derler.

 

İsrâ Sûresinin 46 . Ayetinde

Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete layık ilah olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar.9

 

Kehf Sûresinin 57 . Ayetinde

Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar.6

 

 

yukarıda da bahsedildiği gibi!!! seçilmiş mutlu kişiler olarak ödüllerinizi alacaksınız...

 

 

Nebe’ Sûresinin 31,32,33,34 . Ayetinde

Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

 

buradan size ne düşecek.. ;)

Gönderi tarihi:

Din hayatları cehenneme çevirmez tam tersine hayatın gerçeklerine karşı daha donanımlı ve güçlü olmanızı sağlar."Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" ve biz hergün Allahımızın Peygamberimize emrettiği gibi ilmimizin arttırılması konusunda duacıyız.Yatıp kalkıp dua edip gökten beynimize ilim yazılmasını beklemeyi değil, çaba sarfetmeyide biliriz,merak etmeyin.Bu arada gerçek anlamda Kitap ehlinden olan ve hurafelere kendini kaptırmayan her mümin bilir ki, hiç kimsenin cennete gideceğine dair eminliği olamaz Allahın Peygamberleri ve diledikleri dışında.Hayatını tamamen dinle geçiren biri de son dakika sapmasıyla cehennemi boylayabilir. Ama bildiğim en güzel gerçek, cennete gitmek için elinden gelen gayretle Kitabın kurallarını uygulayan müminlerin, bir ateistte, bir kafire, bir münafığa hayatı cehennem etmeyeceğidir.Onlar o kadar iyi insanlardır ki, Allah onlardan olmayı ve onlar gibi iyilikler ile anılmayı nasip etsin.Ben bir müslümanım ama hala Kuranın beklediği tarif ettiği o güzel mümin müslümanlardan değilim. Hala nefsimle emirler rasında sıkıntılar var.Allah yoluna eriştirsin ve o yolda sabit kılsın.

 

bana bir tane toplum gösterki .. din ile yaşayıp sağlıklı bir toplum olabilmiş..

diyeceksin ki asrı saadet.. tabii tolum mutlu olur.. çok kısa sayılabilecek bir sürede bir çok yeri işgal edip o toprakların zenginliklerini alıp saadet içinde yaşamak mümkündür.. aynı osmanlının ilk dönemlerinde olduğu gibi..din zorbalıktır.. din zalimliktir.. milyarlarca insanı sadece kendi "kıymetli bir hazineydim bilinmek istedim" bencil egosu yüzünden bu dünyaya getirdiğini iddia etmek.. imtahana sokmak.. kulaklarına ağırlık koymak.. sonrada derilerini "sonsuza" kadar yakmak..

 

bu mudur? yüce tanrı.. bana dinlerin içindeki güzelliklerden bahsetmeyin.. milyonlarca yıldır insanlık kendisine ahlak edinememiş midir ki hepsi tanrıdan gelsin.. aksine tanrıdan geldiğini iddia adenler toplum içinde huzursuzluk, bölünmüşlük, kin, nefret uyandırmıştır.. yahudi - müslüman, hıristiyan - müslüman, alevi - sünni, milyonlarca insan bir hiç uğruna ölmüştür..

Gönderi tarihi:

bana bir tane toplum gösterki .. din ile yaşayıp sağlıklı bir toplum olabilmiş..

diyeceksin ki asrı saadet.. tabii tolum mutlu olur.. çok kısa sayılabilecek bir sürede bir çok yeri işgal edip o toprakların zenginliklerini alıp saadet içinde yaşamak mümkündür.. aynı osmanlının ilk dönemlerinde olduğu gibi..din zorbalıktır.. din zalimliktir.. milyarlarca insanı sadece kendi "kıymetli bir hazineydim bilinmek istedim" bencil egosu yüzünden bu dünyaya getirdiğini iddia etmek.. imtahana sokmak.. kulaklarına ağırlık koymak.. sonrada derilerini "sonsuza" kadar yakmak..

 

bu mudur? yüce tanrı.. bana dinlerin içindeki güzelliklerden bahsetmeyin.. milyonlarca yıldır insanlık kendisine ahlak edinememiş midir ki hepsi tanrıdan gelsin.. aksine tanrıdan geldiğini iddia adenler toplum içinde huzursuzluk, bölünmüşlük, kin, nefret uyandırmıştır.. yahudi - müslüman, hıristiyan - müslüman, alevi - sünni, milyonlarca insan bir hiç uğruna ölmüştür..

brovo tebrik ederim insanı yaratıp ona sen benim dediklerimi yapacaksın yapmazsan sana işkence yaparım diyerek kendi dediğinin olmasını isteyen bencil bir varlık daha sonrada dediğini yapmadı diye insana işkence yapması tanrıyı zalim ve bencil bir varlık olarak göstermekte ama insan hakkı diye bişiy vardır bir insan başkalarına zarar vermeden hayatını istediği gibi yaşayabilir yani bir insanın hayatına kimsenin karışma yetkisi yoktur bu hukukun temelidir bu din hukuku hiçe sayan bir tanrı ortaya koyuyor ve insana bu tanrı zulmediyor yani zalim bir tanrı.şimdi yazdığımız halde anlamayanlar için yazıyorum tanrı zorlan sizi başkasıyla cinsel ilişkiye zorlasa yada size pislik dolu bir tabağı zorla yedirse nasıl olur sizin hakkınıza tecavüz etmiş olmazmı yani insanın bir hakkı vardır bu hakkı tanrıda çiğneyemez.

Gönderi tarihi:

Ahzâb(*) Sûresinin 53 . Ayetinde

Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır.

 

 

yukarıdaki ayet değil midir.. milyonlarca kadını ve kızı evlerine hapseden onlara hayatı zindan eden etrafındaki bir kaç kişi ile ömürlerinin sonuna kadar yaşamaya mahkum eden..

karşındaki istediğin kadar kötü olsun eğer senin aklında başka bir şey yok ise perdenin arkasına girmene gerek yok.. zorla yapmaya kalkarsa bunun adı tecavüz olur.. derlerki sen nasılsan karşındakini de öyle bilirsin.. zamanında zeydin (üvey oğludur aynı zamanda) karısına yan gözle bakıp kendine karı olarak alınca etrafındaki herkesin bunu yapabileceğini düşünerek "vahy" olmuştur.. o kadar kıskanç ki.. ben öldükten sonra kimseyle evlenemezler.. bile demekten çekinmemiştir. sırf bu sebepten yine binlerce kadın kocaları öldükten sonra yanlız yaşamaya, yada kocasının bir akrabası ile göstermelik bir evliliğe razı olmaz zorunda kalıyor..

 

hadi erkekleri anlıyorumda kadınları anlamakta o kadar zorlanıyorum ki..

 

 

 

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 61 . Ayetinde

Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa de ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, Allah’ın lanetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım.”12

Kadın erkek bir araya toplanılmasında sakınca yok demek ki

 

Nisâ(*) Sûresinin 32 . Ayetinde

Allah’ın, kiminizi kiminize üstün kılmaya vesile yaptığı şeyleri (haset ederek) arzu edip durmayın. Erkeklere kazandıklarından bir pay vardır. Kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allah’tan, onun lütfunu isteyin. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir

Kadınlarında kendilerine has kazandıkları var demek ki,ben üstünüm derdinde üstünlük haklarını isteyip durmak anlayana nasıl anlatılmış

 

 

Tevbe(*) Sûresinin 67 . Ayetinde

Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir (birbirlerinin benzeridir). Kötülüğü emredip, iyiliği yasaklarlar, ellerini de sıkı tutarlar. Onlar Allah’ı unuttular; Allah da onları unuttu. Şüphesiz münafıklar, fasıkların ta kendileridir.

 

 

Tevbe(*) Sûresinin 71 . Ayetinde

Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

 

Tevbe(*) Sûresinin 72 . Ayetinde

Allah mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, ebedi olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köşkler vadetti. Allah’ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu büyük başarıdır.

 

Nûr(*) Sûresinin 26 . Ayetinde

Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara layıktır.2 O temiz olanlar iftiracıların söyledikleri şeylerden uzaktırlar. Onlar için bir bağışlanma ve bolca verilmiş iyi bir rızık vardır.

 

Ahzâb(*) Sûresinin 35 . Ayetinde

Şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü’min erkeklerle mü’min kadınlar, itaatkar erkeklerle itaatkar kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkekler, Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükafat hazırlamış

 

Ahzâb(*) Sûresinin 73 . Ayetinde

Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah’a ortak koşan erkeklere ve Allah’a ortak koşan kadınlara azap etmek; mümin erkeklerin ve mümin kadınların da tövbelerini kabul etmek için insana emaneti yüklemiştir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir

 

Muhammed(*) Sûresinin 19 . Ayetinde

Bil ki Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Hem kendinin, hem de inanmış erkek ve kadınların günahlarının bağışlanmasını dile! Allah gezip dolaştığınız yeri de, içinde kalacağınız yeri de bilir.

 

 

Fetih(*) Sûresinin 5 . Ayetinde

Bütün bunlar Allah’ın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir başarıdır.

 

 

Fetih(*) Sûresinin 6 . Ayetinde

Bir de, Allah’ın, hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah’a ortak koşan erkeklere ve Allah’a ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük girdabı onların başına olsun! Allah onlara gazap etmiş, onları lanetlemiş ve kendilerine cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir varış yeridir!

 

Hadîd(*) Sûresinin 12 . Ayetinde

Mü’min erkeklerle mü’min kadınların nurlarının, önlerinde ve sağlarında koştuğunu göreceğin gün kendilerine şöyle denir: “Bugün size müjdelenen şey içlerinden ırmaklar akan, ebedi olarak kalacağınız cennetlerdir.” İşte bu büyük başarıdır.

 

 

Hadîd(*) Sûresinin 13 . Ayetinde

Münafık erkeklerle münafık kadınların, iman edenlere, “Bize bakın ki sizin ışığınızdan biz de aydınlanalım”4 diyecekleri gün kendilerine, “Arkanıza (dünyaya) dönün de bir ışık arayın” denilecektir. Derken aralarına kapısı olan bir sur çekilir. Bunun iç tarafında rahmet, onlar (münafıklar) tarafındaki dış cihetinde ise azap vardır.

 

 

Hadîd(*) Sûresinin 18 . Ayetinde

Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve Allah’a güzel bir borç verenler var ya, (verdikleri) onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükafat da vardır.

 

Nûh Sûresinin 28 . Ayetinde

“Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helâkini arttır.”

 

 

Bürûc Sûresinin 10 . Ayetinde

Şüphesiz mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.

 

Kendilerini peygamber zannedip karılarını da peygamber eşi gibi algılayanları örnek gösterene kadar,diğer ayetleri o insanların önüne koyup mücadele verebileceğimizi kavrasaydınız keşke.Çünkü siz hala anlamasanızda Kurana göre o kadar çok hakkımız var ki, şu düzen bile bu haklarımızı bize sağlamaktan aciz.

 

 

Bakara(*) Sûresinin 7 . Ayetinde

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.

 

En’âm Sûresinin 25 . Ayetinde

İçlerinden, (Kur’an okurken) seni dinleyenler de var. Onu anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler (gereriz), kulaklarına ağırlık koyarız.6 Her türlü mucizeyi görseler de onlara inanmazlar. Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkâr edenler, “Bu (Kur’an) evvelkilerin masallarından başka bir şey değil” derler.

 

İsrâ Sûresinin 46 . Ayetinde

Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete layık ilah olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar.9

 

Kehf Sûresinin 57 . Ayetinde

Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar.6

 

yukarıda da bahsedildiği gibi!!! seçilmiş mutlu kişiler olarak ödüllerinizi alacaksınız...

 

Bu noktada aşama gerekmektedir desemde o aşama da bellidir.Allah dilediğini kurtaracak dilediğini cehenneme gönderecek.Bu benim alimde olan bişey değil.Kendim istedim diye imanlı değilim, Allah istediği için imanlıyım.Bunun da sebebini anlamak istiyorsanız İncil okuyun.Ben işte bu yüzden inanmayan sizin hayatınızı cehenneme çeviren kişi olmamalıyım.Sizin hayatınızı cehenneme çeviren insanlarla ateistlik ya da dinsizlik ile değil,Kuran eliyle hücum etseydiniz,hayat daha yoluna girmiş olurdu.İslam ülkesi denilenlerde de halk ayaklanıp, hoppp bu ceza Kurana aykırı deseydi, bu kadar aykırı insanlık dışı uygulamaları görmezdik.

 

Nebe’ Sûresinin 31,32,33,34 . Ayetinde

Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

 

buradan size ne düşecek.. ;)

 

Siz daha burda mısınız?Diyanet daha önce halka öğrettiği bu çeviriyi piyasadan çekeli çok oldu.Bu sadece arap halk dilinde kelimenin manasıdır(kızlar büyürken göğüsleri tepeye benziyormuşta,eee maşallah göz alıcı derecede de güzellermiş,bi bakmışsın bizim araplar bu kelimeyi böyle yeni göğüsleri çıkan kızlara lakap yapmış).Arap dil bilgisinde bu kelime "göz alıcı muhteşemlikte" anlamında bir sıfat ya da "tepe" anlamında bir isimdir.Ve ortada dişilere dair en ufak ibare yoktur.Kısacası göz alıcı derecede muhteşem bazı varlıklar hizmet edecektir.Arapların kız serapları değil.Arapça dişi ve erkil ekleri olan bir dildir.İstediğiniz araştırmayı yapın, ne bu ayette ne hurilerle ilgili bir cinsiyet iddia edemezsiniz.

Gönderi tarihi:

bana bir tane toplum gösterki .. din ile yaşayıp sağlıklı bir toplum olabilmiş..

diyeceksin ki asrı saadet.. tabii tolum mutlu olur.. çok kısa sayılabilecek bir sürede bir çok yeri işgal edip o toprakların zenginliklerini alıp saadet içinde yaşamak mümkündür.. aynı osmanlının ilk dönemlerinde olduğu gibi..din zorbalıktır.. din zalimliktir.. milyarlarca insanı sadece kendi "kıymetli bir hazineydim bilinmek istedim" bencil egosu yüzünden bu dünyaya getirdiğini iddia etmek.. imtahana sokmak.. kulaklarına ağırlık koymak.. sonrada derilerini "sonsuza" kadar yakmak..

 

bu mudur? yüce tanrı.. bana dinlerin içindeki güzelliklerden bahsetmeyin.. milyonlarca yıldır insanlık kendisine ahlak edinememiş midir ki hepsi tanrıdan gelsin.. aksine tanrıdan geldiğini iddia adenler toplum içinde huzursuzluk, bölünmüşlük, kin, nefret uyandırmıştır.. yahudi - müslüman, hıristiyan - müslüman, alevi - sünni, milyonlarca insan bir hiç uğruna ölmüştür..

Dinden neyi kasdettiğinize bağlı.Şu ana kadar benim din olarak imanlısı olduğum ve İslam olmak için çabaladığım İslam dinini tam olarak uygulayan bir toplum örneği bu zamana kadar mümkün olmamıştır.Olsa olsa bu dine en çok yaklaşanlar olarak bazı hristiyan ülkeleri örnek gösterebilirim ama müslüman ülkeleri gösteremem.Müslümanlar ve yahudiler, Kitaplarına aykırı davranmakta ısrarla kararlı görünmektedir ki, aslında hristiyanlardan da Kitabı İncili uygulayan görmek zordur.Örneğin daha dün medyada sümela manastırında papazları gördük.Cübbelerle, başlarında dini keplerle, gösterişli törenlerle.Oysa İncil, böyle din adamlarından uzak durulmasını emrediyor.Noldu şimdi Kitabını uygulayan hristiyanlar?Gelde onların dinde olduğunu söyle.Siz insanlara bakıp bakıp her müslümanım her yahudiyim her hristiyanım diyeni melek gibi sanarsanız(ki beklenti bu olunca şeytan gibi insanlardan hüsran üstüne hüsran öfke üstüne öfke çıkmakta) daha çok yanılırsınız.Melek gibi diyebileceğimiz insanlar İslamı hayatına geçirmiş insanlardır ki onların bile hiç günahının olmaması imkansızdır.

Gönderi tarihi:

hep aynı şeyi iddia ediyorum.. kendisini müslüman olarak tanımlayan herkesin kendi dini, kendi islamiyeti var. ve gerçekte kuranda ne yazdığı ile pek ilgilenmiyor..

 

bahsettiğim ayet ile ilgili internette bulduğum karşılaştırma programı aracılığı ile aşağıdaki sonuçlara ulaşıyoruz;

 

78/NEBE-33

 

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

İmam İskender Ali Mihr : Ve aynı yaşta, şahane endamlı genç kızlar.

 

Diyanet İşleri : (31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir

yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

 

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar.

 

Adem Uğur : Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,

 

Ali Bulaç : Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

 

Ali Fikri Yavuz : Aynı yaşta tomurcuk sîneliler,

 

Bekir Sadak : (31-34) Dogrusu, Allah'a karsi gelmekten sakinanlara kurtulus, bahceler, baglar, yasitlar ve dolu kadehler

vardir.

 

Celal Yıldırım : (31-32-33-34) (Allah'tan derin bir saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara kurtuluş, başarıya erişme,

bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır.

Diyanet İşleri (eski) : (31-34) Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler

vardır.

 

Diyanet Vakfi : (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.

 

Edip Yüksel : Genç ve yaşıt eşler...

 

Elmalılı Hamdi Yazır : Ve turunç sîneli yaşıtlar var

 

Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Turunç göğüslü yaşıt (kızlar) var.

 

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var.

 

Fizilal-il Kuran : Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve

 

Gültekin Onan : Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

 

Hasan Basri Çantay : memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar,

 

İbni Kesir : Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

 

Muhammed Esed : müthiş uyumlu harika eşler,

 

Ömer Nasuhi Bilmen : Ve nar memeli, hep bir yaşta (cariyeler vardır).

 

Şaban Piriş : Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar..

 

Suat Yıldırım : (32-34) Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var.

 

Süleyman Ateş : Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

 

Tefhim-ul Kuran : Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

 

Ümit Şimşek : Turunç göğüslü yaşıt güzeller,

 

Yaşar Nuri Öztürk : Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar,

 

 

 

yukarıda 26 değişik kuran tefsiri var ve hiç biri hiç biriyle uymuyor..

 

bir çoğundada "göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlardan" bahsediyor.

 

sizin anlattıklarınız da doğru olabilir fakat muhtemelen ya yeni bir yorum ya da yeni kuran demek zorundayım..

 

yani "minare" kılıfa sığmıyor..

 

 

yukarıdaki site ile daha detaylı ilgilenmek isteyenler için linkini de vereyim;

 

-http://www.kuranmeali.org/kuran_meali.aspx?suresi=zuhruf&ayet=3-

 

gelelim kadın haklarına bunun çok basit cevabı var.. kurandaki iki yüzlülük..

nedir bu iki yüzlülük?

bildiğiniz gibi kuran yaklaşı 23 senede tamamlanmış!!! ve temel olarak iki döneme ayrılır mekkede gelen ayetler ve medinede gelen ayetler... bu iki bölümde gelen ayetlerin bir çoğunda zıt anlamlar vardır. çünkü mekkede güçsüz ve yeni yer edinmeye çalışan bir inanç iken genellikle hoşgörülü, anlayışlı bir tarz var iken "benin dinim bana, senin dinin sana" tarzında,

ne zaman medineye göç ediliyor ve orada yer edinmeye, kuvvetlenmeye başlıyor bu dönemden sonra daha kuralcı ve baskıcı olmaya başlıyor.. temel sebep budur.. bunca bahsettiğin ayetler vardı da neden tekrar muhammedin karılarını perdenin arkasına koyan bir ayetin gelmesine gerek kaldı. diğer mümin kadınların peyganberin karılarından ne eksiği var.. muhammedin karılarının kalplerinin temizliğinden bile şüphe edilirken .. diğer kadınları düşünemiyorum.. başka ayetler yazarak balçığı sıvamaya çalışmak sadece sizi avutabilir.. koskoca kainatı yarattığını iddia aden bir tanrı bunu açıklamak zorunda.. kadınlar neden perdenin arkasında.. diyorlarki kara çarşaf kuranda yok.. işte bu ayette.. evinde kadını perdenin arkasına atan zihniyet tabiki toplumun içinde onu kara çarşafın içine sokucaktır..

ayrıca zeydin karısı ile ilgili yorum yazmayı unutmuşsun :stuart:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.