Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

2035-arizonapos.jpg

 

Tür : Dram / Komedi

Yönetmen : Emir Kusturica

Senaryo : David Atkins , Emir Kusturica

Görüntü Yönetmeni : Vilko Filac

Müzik : Goran Bregovic

Yapım : 1993, ABD / Fransa , 142 dk.

 

 

Oyuncular

 

Johnny Depp (Axel Blackmar) , Jerry Lewis (Leo Sweetie) , Faye Dunaway (Elaine Stalker) , Lili Taylor (Grace Stalker) , Vincent Gallo (Paul Leger) , Paulina Porizkova (Millie) , Michael J. Pollard (Paul) , Candyce Mason (Blanche) , Alexia Rane (Angie) , Polly Noonan (Betty) , Ann Schulman (Carla)

 

Axel Blackman, ailesi ölünce New York'a yerleşip büyük bir balıkçılık şirketinde tuhaf bir işe girmiştir. İşi balıkları saymaktır! Arizona'da araba satıcısı olan Leo Amca birden ortaya çıkar ve onu memleketine çağırır. Çünkü evlenecektir ve Axel'in nikahta sağdıcı olmasını, sonrasında da işini devralmasını istemektir.

 

Genç adam New York'un antitezi olan Arizona'ya vardığında onu bambaşka renkler beklemektedir. Leo Amca'nın, iki ayrı kadının ve kendisinin hayalleri arasında sıkışıp kalacak mı yoksa çıkış yolunu bulabilecek mi?

 

Avrupa'daki başarılı kariyeri ardından Amerika topraklarında, Amerikanın usta oyuncularıyla çektiği Arizona Dream, Kustirica'ya 1993 Berlin'inde hem Altın Ayı hem de Jüri Özel Ödülü'nü getirdi. David Atkins'le birlikte yazdıkları öykünün merkezindeki Axel karakteriyle Johnny Depp'in bir kez daha yıldızlaştığını da ekleyelim.

 

Not: Emir Kusturica'nın tarzından cok farklı olmasına rağmen, düşkırıklığına uğratmayan hatta Kusturica'yı daha da cok sevmemi sağlayan,müzikleriyle büyüleyen,insanı hayallere ve bunların gercekleşebileceğine inandıran,tüm karakterlerinin ayri bir sevilesi olduğu, harika bir film... Bir şarkının buram buram ölüm koktuğuna tanık olmak için son sahne :)

  • 4 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Bu film tam bir replik cenneti :) izlerken bir yandan da yazdığım için film normal bitmesi gereken zamandan 2 saat daha geç bittiydi :) Sonra tekrar izledim tabii, tadını cıkara cıkara :) Güzel film, çook güzel bir film :) Johnny Deep hayranlarının özellikle mutlaka izlemesi gereken bir film :)

 

Not aldığım replikleri buraya da ekliyorum.

 

***

Bir bisikletle bir elma arasındaki farkı söylemeye ne gerek var? Bir bisikleti ısırmaya ve bir elmayı sürmeye kalkarsam farkı zaten öğrenmiş olurum. Bir şeyi yapmayı düşünmek, onu yapmaktan daha yorucudur.

Babamın şöyle dediğini hatırlıyorum; “Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsan onun rüyalarına bakman gerekir. İşte o zaman senden daha kötü durumda olanlara merhamet gösterirsin.”

Çoğu insan balıkları saydığımı sanıyor ama saymıyorum. Onların ruhlarına ve rüyalarına bakıp, benim rüyalarıma girmelerine izin veriyorum. İnsanlar balıkların aptal olduğunu düşünürler ama değiller. Balıklar ne zaman sessiz kalacaklarını bilir. Asıl aptal olan insanlardır. Balıklar her şeyi bilir, düşünmelerine gerek yoktur . Balıklar yolculuklarına, küçük derelerde başlıyorlar ve ben onları okyanus için hazırlıyorum. Ölmeye hazır olduklarında geldikleri yere geri dönüyorlar. Benim balıklarla olan ilişkim bu. Bu yüzden şehirden uzaklara yüzüyorum. Pekala, işte benim işim: Tek yaptığım balıkları elektrikle öldürmek ve teker teker saygıyla onları ağ ile toplamak. Bazen balıkların gözüne baktığımda kendi hayatımı görüyorum. Bu yalnızca balıkların bize gösterebileceği bir şey ve ben onların bu yanını seviyorum. Balıkları etiketliyorum, ölçüp tartıyorum, iyi olup olmadıklarına bakıyorum. Konuşmak istiyorlarsa onları hep dinliyorum. Bu Balık Tanrısı’nın işi.. Bir balığın hiç yalan söylediğini görmedim. Bir balığın insanlar kadar kötü olduğunu hiç görmedim. Bu yüzden işimi ve New York’u seviyorum. Bunun nedeni annemin söylediği gibi manyetik bir çekim gücü olması değil. Nedeni, burada siz herkesi görüyorken kimsenin sizi görmüyor olması.

 

***

Pantolonumuz olmasa bile kıçımızdan utanmamıza gerek yoktu.

 

***

Küçük bir kızken hep evin tepesinde uçmak isterdim. Geceleri gözlerimi kapatıp çatıda olduğumu ve annemle babamı yatakta seyrettiğimi hayal ederdim. Sonra çatıdan sıçrayıp, uçardım. Bütün komşular uyurken ben havada süzülerek camlarından içeri bakardım. Uçardım ve ağaçlarda dinlenirdim. Yapabileceğimi biliyordum ama onlara hiç söylemedim. BİRİLERİ BİR KEZ ÖĞRENİNCE SENİ DÜŞÜREBİLİRLER…

 

***

Aşık olmamıştım çünkü üzerimde hiçbir ağırlık hissetmiyordum. Çünkü hayatımda ilk kez gerçekten aşktan uçuyordum.

 

***

_ Eskimolar öldüğünde bile asla gerçekten ölmediklerine inanırlar.

_Biz neyiz öyleyse?

_ Sonsuzluk… Onlara göre beden fiziksel olarak öldüğünde dünyanın bir parçası oluyor ama ruhumuz; ağaçlar, balıklar, kayalar ve bu durumdaki insanlar gibi yaşamaya devam ediyor.

_Peki ya dönüştüğün şeyden hoşnut kalmazsan?

_ Birkaç yıl beklersin ve başka bir şeye dönüşürsün. Aşk için de aynı şey geçerlidir. Yani eğer sen ve ben bir uçak kazasında ölürsek sorun olmaz çünkü ruhlarımız yaşamaya devam edecektir. Ve bu şekilde birbirimizi her defasında ve her yerde sevebiliriz. Çünkü bu sonsuzluktur.

_ Oraya benimle mi gitmek istiyorsun?

_ Evet

_ Birbirimizi sonsuzluk için defalarca kez sevebiliriz.

_ Elaine, Berling Denizi’ne gideceğiz, aşık olacağız ve asla ölmeyeceğiz. Asla ölmeyeceğiz. Yarın ya da hemen şimdi gidebiliriz.

_Tamam…

 

***

_65 modelinizin yanında fabrikadan yeni çıkmış bir Coup de Ville duruyor. Eski modellerin güzel hatları zamanla zerafetini kaybeder. Tamamen çöker ve donuklaşır. Onu yıkarsınız, cilalarsınız ama yine de bir işe yaramaz, Onu tekrar yenilemek için yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Bu iki otomobil birbirinden çok farklıdır. Yeterince açık konuşabiliyor muyum?

_Bay Smilie, arabalarla benim aramda mecazi bir ilişki kurmaya çalışmanız çok çocukça

_Çocukça doğru, sen onun annesi olacak yaştasın

_Ama annesi değil, sevgilisiyim…

 

***

Asıl gizem uçmaktı… Eğer Kolomb hayatta olsaydı bunu yaptığım için deli olduğumu düşünmezdi. Çünkü tarih rüyalardan oluşur. Kitaplar ya da kurallar yoktur. Colomb’un Amerika’yı keşfetmesi gibi o da keşfedilmeyi bekler.

 

***

Eğer bir füze yapıp onu başka bir galaksiye götürmemi isteseydi, bir füze yapardım.

 

***

Rüyalarınıza inanıyorsanız hiçbir kasırga, yanardağ ya da tayfun sizi aşkın dışına itemez. Aşk, kendi başına var olur.

***

  • 2 yıl sonra...
Gönderi tarihi:

"Aerodinamik yasalarına göre o tombul ve tüylü arının hiç uçmaması gerekiyordu. Herhalde bunu ona hiç kimse söylemedi ki, uçuyor."

A.HUXLEY

 

 

"Küçük bir kızken hep evin tepesinde uçmak isterdim. Geceleri gözlerimi kapatıp çatıda olduğumu ve annemle babamı yatakta seyrettiğimi hayal ederdim. Sonra çatıdan sıçrayıp, uçardım. Bütün komşular uyurken ben havada süzülerek camlarından içeri bakardım. Uçardım ve ağaçlarda dinlenirdim. Yapabileceğimi biliyordum ama onlara hiç söylemedim. BİRİLERİ BİR KEZ ÖĞRENİNCE SENİ DÜŞÜREBİLİRLER…"

Arizona Dream

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.