Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Brezilya, Türkiye ve İran Arasındaki anlaşma Ortadoğu’daki planları bozuyor!


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Kanıtlanmamış ile henüz kanıtlanmamış arasındaki fark nedir, bu henüz daha nekadar sürecek? Kanıtlanmayan delillerle insanlar iki yıldır içerideler, deliller de ne kadar inandırıcı ayrıca tartışılır, ama dava devam ettiğine göre bu konu kanımca sakıncalıdır.

 

Dostum beni suçlamadan önce anlamaya çalışsan daha doğru olmaz mı ?

 

Kanıtlanmayan delil demedim, kanıtlanmayan iddia dedim. Delillerin ( kanıt ) inandırıcı olduğunu da söylemedim. Delillerin toplanma yönteminin, tutuklama şekillerinin, tutukluluk sürelerinin CMK'ya aykırı olduğunu, bu durumun hukuksuzluk olduğunu söyledim. Keza iddianamenin geç yazılmasının da hukuksuzluk olduğunu söylüyorum. Bunlar usül ile ilgili şeyler ama esas ( suçlamanın içeriği ) ayrıdır.

 

Bak, ne demek istediğimi basit bir örnekle açıklarsam daha kolay anlayacaksın :

 

Birisi, seni kendisine hakaret ettiği suçlaması ile iki tanık bulup mahkemeye verse, savcı, ilgili kanun maddesine göre iddianameyi hazırlar, davayı açar. Çünkü, bu suçun oluştuğunun kabülü için delil ( kanıt ) olarak 2 tanık gereklidir. Bu kanuna usül yönünden uygundur.

 

Peki, delil olarak sunulan iki tanık, yalancı tanık olamaz mı ? Bir de bu yalancı şahitler para ile tutulmuş ise, delillerin toplanması ayrıca bir suç işlenerek yapıldığı için bu da usül olarak kanuna aykırı olmaz mı ?

 

Mahkeme sürecinde eğer, bu iki tanığın, yalancı tanık olduğu, para ile tutulduğu ortaya çıkarsa, iddianamenin hazırlanması için gerek ve yeter koşul olan tanıklıklarının geçerliliği ( usül yönünden ) kalır mı ? Bu durumda, sana hakaret edildiği iddiası ( esas ) havada kalmaz mı, dava düşmez mi ? Yani, iddia kanıtlanmamış olmaz mı ?

 

Yine demogoji yapıyorsun, Silivrideki insanlar o atfedilen suçu işlemiş olsalar bile, yani darbe yapıp hükümeti ortadan kaldırma planları yapmış olsalar bile o hainlerle kıyaslamayacağımı sen hariç bu forumdaki herkes bilir, yapmak istediğin nedir, amacın nedir?

 

Nereye kadar kıyaslanabileceğini yukarda anlatmıştım.

 

Bir tarafta terör örgütü olduğu kesin bir yapılanma ( PKK ) var. Diğer tarafta terör örgütü olduğu kesin olmayan bir yapılanma iddiası var.

 

Anlattığım biçimde, yalnızca terör örgütü üyesi oldukları suçlaması ile tutuklu yatan iki kişinin durumundaki benzerlik sadece suçlamaların türündedir.

 

Farkları ise, biri ''yalnızca terör örgütü üyesi olmak''tan mahkum olmuş, suçlamalar kanıtlanmış, diğeri ise, henüz böyle bir terör örgütü olduğu bile kanıtlanamamış bir örgütün üyesi olmakla suçlanmakta ve henüz bu iddia da kanıtlanmamıştır.

 

Ha, o yazıyı senin düşüncene göre senin suçsuz saydığın insanlardan orada da var dedim, bunda ne var, hala neyi ispatlamaya çalışıyorsun? Henüz kanıtlayamadığın delillerle mahkum mu etmeye çalışıyorsun?

 

Ben yalnızca PKK üyesi olduğu için cezaevinde yatan insanlar için asla suçsuzdur demedim ki, bu kıyaslamayı yapabiliyorsun. Nerede demişim böyle bir şey hadi göster bakalım.

 

Siz ( Sen ve demirefe ), Kılıçdaroğlu, Genel Af'tan söz etti diye, onun bebek katilini affetmek niyeti olduğu imasını yaparken ne yapmaya çalışıyordunuz ?

  • Cevaplar 57
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Dostum beni suçlamadan önce anlamaya çalışsan daha doğru olmaz mı ?

 

Kanıtlanmayan delil demedim, kanıtlanmayan iddia dedim. Delillerin ( kanıt ) inandırıcı olduğunu da söylemedim. Delillerin toplanma yönteminin, tutuklama şekillerinin, tutukluluk sürelerinin CMK'ya aykırı olduğunu, bu durumun hukuksuzluk olduğunu söyledim. Keza iddianamenin geç yazılmasının da hukuksuzluk olduğunu söylüyorum. Bunlar usül ile ilgili şeyler ama esas ( suçlamanın içeriği ) ayrıdır.

 

Bak, ne demek istediğimi basit bir örnekle açıklarsam daha kolay anlayacaksın :

 

Birisi, seni kendisine hakaret ettiği suçlaması ile iki tanık bulup mahkemeye verse, savcı, ilgili kanun maddesine göre iddianameyi hazırlar, davayı açar. Çünkü, bu suçun oluştuğunun kabülü için delil ( kanıt ) olarak 2 tanık gereklidir. Bu kanuna usül yönünden uygundur.

 

Peki, delil olarak sunulan iki tanık, yalancı tanık olamaz mı ? Bir de bu yalancı şahitler para ile tutulmuş ise, delillerin toplanması ayrıca bir suç işlenerek yapıldığı için bu da usül olarak kanuna aykırı olmaz mı ?

 

Mahkeme sürecinde eğer, bu iki tanığın, yalancı tanık olduğu, para ile tutulduğu ortaya çıkarsa, iddianamenin hazırlanması için gerek ve yeter koşul olan tanıklıklarının geçerliliği ( usül yönünden ) kalır mı ? Bu durumda, sana hakaret edildiği iddiası ( esas ) havada kalmaz mı, dava düşmez mi ? Yani, iddia kanıtlanmamış olmaz mı ?

 

 

 

Nereye kadar kıyaslanabileceğini yukarda anlatmıştım.

 

Bir tarafta terör örgütü olduğu kesin bir yapılanma ( PKK ) var. Diğer tarafta terör örgütü olduğu kesin olmayan bir yapılanma iddiası var.

 

Anlattığım biçimde, yalnızca terör örgütü üyesi oldukları suçlaması ile tutuklu yatan iki kişinin durumundaki benzerlik sadece suçlamaların türündedir.

 

Farkları ise, biri ''yalnızca terör örgütü üyesi olmak''tan mahkum olmuş, suçlamalar kanıtlanmış, diğeri ise, henüz böyle bir terör örgütü olduğu bile kanıtlanamamış bir örgütün üyesi olmakla suçlanmakta ve henüz bu iddia da kanıtlanmamıştır.

 

 

 

Ben yalnızca PKK üyesi olduğu için cezaevinde yatan insanlar için asla suçsuzdur demedim ki, bu kıyaslamayı yapabiliyorsun. Nerede demişim böyle bir şey hadi göster bakalım.

 

Siz ( Sen ve demirefe ), Kılıçdaroğlu, Genel Af'tan söz etti diye, onun bebek katilini affetmek niyeti olduğu imasını yaparken ne yapmaya çalışıyordunuz ?

 

Güzel, ortaokulda yapılan münazara gibi yok ben galip geleyim tartışması yaparsak bir yere varamayız. Şimdi ben pkk nın desteklenmesine katılmıyorum, destekliyecek başka birşey bulamadı mı, bu benim sahsi fikrim; hukuken birşey söyleyebilecek durumda değilim.

Silivri Davasında hukuksuzlukların olduğunu siz de kabul ediyorsunuz, zaten iddianame de bir yıl geçtikten sonra hazırlandı. Bu insanlar suçlarını bilmeden bir yıl hapis yattılar. Ceza hukukçusu Doç.Dr.Ümit Kocasakal, Anayasa Hukukçusu Prf.Dr.Süheyl Batum, Prf.Dr.Ersan Şen tutuklamanın bir tedbir olduğunu, burada ise cezalandırmaya dönüştüğünü söylüyorlar. Bütün hukukçular da suçluluğu kanıtlanmadan herkes masumdur diyorlar.

 

Siz olasılık olarak vermişsiniz ama gizli tanık bu davada kullanıldı zaten, hem de eski bir pkk lı olduğu söyleniyor.

 

Umarım bu kez anlaşabilmişizdir...

Gönderi tarihi:

Güzel, ortaokulda yapılan münazara gibi yok ben galip geleyim tartışması yaparsak bir yere varamayız. Şimdi ben pkk nın desteklenmesine katılmıyorum, destekliyecek başka birşey bulamadı mı, bu benim sahsi fikrim; hukuken birşey söyleyebilecek durumda değilim.

Silivri Davasında hukuksuzlukların olduğunu siz de kabul ediyorsunuz, zaten iddianame de bir yıl geçtikten sonra hazırlandı. Bu insanlar suçlarını bilmeden bir yıl hapis yattılar. Ceza hukukçusu Doç.Dr.Ümit Kocasakal, Anayasa Hukukçusu Prf.Dr.Süheyl Batum, Prf.Dr.Ersan Şen tutuklamanın bir tedbir olduğunu, burada ise cezalandırmaya dönüştüğünü söylüyorlar. Bütün hukukçular da suçluluğu kanıtlanmadan herkes masumdur diyorlar.

 

Siz olasılık olarak vermişsiniz ama gizli tanık bu davada kullanıldı zaten, hem de eski bir pkk lı olduğu söyleniyor.

 

Umarım bu kez anlaşabilmişizdir...

 

Gizli tanik olayi Ergenekon ve devami senaryolari, gercekmis gibi algilatmak,toplumda Türk Silahli Kuvvetleri'ne ve Atatürk milliyetcilerine karsi bir tepki olusturma amaci icin kullanilmak üzere "para ile satın alınan kişilere" verilen addir.Anlasmaya göre bunlar savcinin iddialarina "EVET DOGRUDUR"diyecek ve böylece senaryo basari ile sonuclanacaktir.Gizli tanik her ülkede vardir.Gizli olmalari demek onlarin her tehlikeden korunarak durusma gününe kadar gizli tutulmasi demektir.Durusmada gizlilik kalkar ve sanikla tanik yüz yüze gelir.Halbuki Ergenekon ve devami senaryolardaki gizli tanik olayi farkli bir sekilde uygulaniyor.Sanik gizli tanigin kim oldugunu bilme sansina sahip degil.Yani birisi cikiyor"evet bu bunu yapti "diyerek sanigi sucluyor savcinin iddialarini dogruluyor fakat sanigin bu taniga soru sorma ve kim oldugunu bilme hakki yok.Iste adil yargilama dedikleri bu.

Gönderi tarihi:

Güzel, ortaokulda yapılan münazara gibi yok ben galip geleyim tartışması yaparsak bir yere varamayız.

 

:)Dostum söylediklerimi anlamıyorsun, okumuyorsun dediğim de haksız değil mişim dimi ? Sana bir şeyler anlatmaya çalıştığım halde, polemik yaratabilecek bir şey yazmadığım halde, sen beni yanlış anlayıp, art niyetli yaklaşım sergilediğimi ima edip duruyordun bundan önceki son iletine kadar. Yanlış anlaşılmak kadar kötü bir durum yoktur bu dünyada. Benim bunu giderme çabamı galip gelmeye çalışmak gibi algılamak tamamen senin subjektif değerlendirmen.

 

Şimdi ben pkk nın desteklenmesine katılmıyorum, destekliyecek başka birşey bulamadı mı, bu benim sahsi fikrim;

 

Ben ne demiştim peki :

 

Genel Af deyince Türk insanının algıladığı nane bu olduğundan Kılıçdaroğlu'nun bu lafı şu zamanda etmesini ben de eleştiririm.

 

Ancak;

 

Onun art niyet taşıdığını kesinlikle düşünmüyorum. Onun Genel Af'tan neyi kastettiğini, terimin anlamını bilenler bilir. Ama bilmeyenlerin çoğunlukta olduğunu düşünerek açıklama yapmadan böyle bir lafı ortaya atması siyasi olarak bir hatadır, acemiliktir. Bu acemiliğin kaynağı da bana göre, şimdiye kadar hep eleştirilen, CHP'lilerin halktan kopuk yaşamasıdır. Yahu insan hiç mi bilmez köşedeki manavın, kasabın, bakkalın düşünme tarzını, bakış açısını, algılama biçimini, PKK'lıların, DTP'lilerin, bilmemnelerin yıllardır, Genel Af teriminin altını doldurduğu anlamı ?

 

hukuken birşey söyleyebilecek durumda değilim.

Silivri Davasında hukuksuzlukların olduğunu siz de kabul ediyorsunuz, zaten iddianame de bir yıl geçtikten sonra hazırlandı. Bu insanlar suçlarını bilmeden bir yıl hapis yattılar. Ceza hukukçusu Doç.Dr.Ümit Kocasakal, Anayasa Hukukçusu Prf.Dr.Süheyl Batum, Prf.Dr.Ersan Şen tutuklamanın bir tedbir olduğunu, burada ise cezalandırmaya dönüştüğünü söylüyorlar. Bütün hukukçular da suçluluğu kanıtlanmadan herkes masumdur diyorlar.

 

Siz olasılık olarak vermişsiniz ama gizli tanık bu davada kullanıldı zaten, hem de eski bir pkk lı olduğu söyleniyor.

 

Umarım bu kez anlaşabilmişizdir...

 

Silivri Davasında hukuksuzlukların olduğunu başından beri yazmıştım.

 

Gizli tanık kullanma olayı zaten bir hukuksuzluk örneği olması dışında PKK itirafçısı olmaları da ne derece güvenirlikleri olduğunu ortaya koyar zaten. Tanık örneğim sadece ne anlatmaya çalıştığımı anlaman içindi. Ama bu iddianame sadece tanıklara dayanarak hazırlanmamış. O delillerin de ne derece doğru olduğunu bilemiyoruz.

 

Asıl konuya dönersek, sen bana eyleme bulaşmamış PKK'lıların tespit edilebilmesinin mümkün olup olmadığını sormuştun. Ben de sana, eğer, şimdiye kadar, bu şekilde suçlanıp cezaevine atılmış insanlar var ise, demek ki tespit edilebilmesi mümkünmüş demiştim.

 

Genel Affın ön koşulu olan terörün bitmesi, PKK'nın kapısına kilit vurulması sonrasında, eğer, toplumsal barışa hizmet edecekse, yani kamu yararı varsa, bu şekilde tespit edilebilen kişilere af uygulanabileceğini anlatmaya çalışmıştım.

 

Umarım bu konuda da anlaşabilmişizdir. :)

Gönderi tarihi:

:)Dostum söylediklerimi anlamıyorsun, okumuyorsun dediğim de haksız değil mişim dimi ? Sana bir şeyler anlatmaya çalıştığım halde, polemik yaratabilecek bir şey yazmadığım halde, sen beni yanlış anlayıp, art niyetli yaklaşım sergilediğimi ima edip duruyordun bundan önceki son iletine kadar. Yanlış anlaşılmak kadar kötü bir durum yoktur bu dünyada. Benim bunu giderme çabamı galip gelmeye çalışmak gibi algılamak tamamen senin subjektif değerlendirmen.

 

 

 

Ben ne demiştim peki :

 

 

 

 

 

Silivri Davasında hukuksuzlukların olduğunu başından beri yazmıştım.

 

Gizli tanık kullanma olayı zaten bir hukuksuzluk örneği olması dışında PKK itirafçısı olmaları da ne derece güvenirlikleri olduğunu ortaya koyar zaten. Tanık örneğim sadece ne anlatmaya çalıştığımı anlaman içindi. Ama bu iddianame sadece tanıklara dayanarak hazırlanmamış. O delillerin de ne derece doğru olduğunu bilemiyoruz.

 

Asıl konuya dönersek, sen bana eyleme bulaşmamış PKK'lıların tespit edilebilmesinin mümkün olup olmadığını sormuştun. Ben de sana, eğer, şimdiye kadar, bu şekilde suçlanıp cezaevine atılmış insanlar var ise, demek ki tespit edilebilmesi mümkünmüş demiştim.

 

Genel Affın ön koşulu olan terörün bitmesi, PKK'nın kapısına kilit vurulması sonrasında, eğer, toplumsal barışa hizmet edecekse, yani kamu yararı varsa, bu şekilde tespit edilebilen kişilere af uygulanabileceğini anlatmaya çalışmıştım.

 

 

 

Umarım bu konuda da anlaşabilmişizdir. :)

 

Eğer dediğiniz gibi eyleme katılmadığı, siyasi olarak değil hukuki olarak kanıtlanabiliyorsa ( ben fikrimde yine ısrarcıyım, bunun tesbitinin mümkün olmadığını savunuyorum) dediğiniz gibi af getirilebilir.

Şunu da düzelteyim ben Kılıçdaroğlu nu af konusunda hiç eleştirmedim. Ama Habur u eleştiren birinin de öyle genel aftan söz edebileceğini hiç sanmıyorum. Nasıl birşey düşündüğünü de kimse bilmiyor, herhalde açıklar. Üstelik Habur dakilerin de hiçbir silahlı eyleme katılmadıkları söylenmişti. Onu bile eleştirdiğine göre bence kendini bağlamıştır.

Gönderi tarihi:

Habur u eleştiren birinin de öyle genel aftan söz edebileceğini hiç sanmıyorum.

Habur'u eleştirmeyen birini ben zaten tamamen mahkum eder, defterimden silerim. :) Bir daha da o kişi hakkında olumlu tek kelime etmem.

 

Ağzından kaçan, içinden geçen her ne olursa olsun. Bir kere genel af, ceza gibi suçu da ortadan kaldırır. Yani çıkarılırsa terör örgütü üyeliği suç olmaktan çıkar.

 

E işte ben de dedim ki, genel affa gerek yok, örgüt üyeliğinden "pişman oldum" demekten kaçınmadığı sürece yatan yok zaten. Pişmanlık yasası var. Yararlanmıyorsa ben ne yapayım? "Pişman değilim" dedikleri halde "yok yok pişmansındır sen" diye serbest bırakılmışlarsa ben ne yapayım? Serbest bırakanların hatası.

 

Genel affın hiç sözünü etmeye yer olmadığı, etmenin büyük hata olduğu açıkça görünüyor, buna da ben ne yapayım? Bu da lafı edenin hatası.

 

Rahşan affı gibi bir affın anlaşılması işin cabası... Sabıkan oldu mu, o işi bir daha yapacak mısın diye beklenir. Her geldiğinde af çıkarmaktan sabıkalı bir ekol isen, tekrarı beklenir. Ki o tür bir affı kastetmediğini nerden bileceğiz?

 

Fizikçinin "field pols" demesinden ancak fizikçi "alan kutupları" nı anlar. Fizikçi olmayanın bu sözünden yine fizikçi olmayan, "tarla direkleri"ni anlar.

 

Son olarak: Uygar ülkelerde af yoktur derken kurumsal olarak hiç anlamında yoktur herhalde diyemem yahu, el insaf!

 

Artık çok istisnaidir, hemen hiç gündeme gelmez filan demeye çalıştığımı da arif olup anlayacaksınız yahu,

"hata arama motoru" mu kullanıyorsunuz? Münazara yapmıyoruz şurda, sanırsam sohbet ediyoruz...

 

(Pardon, senden alıntı ile başlasam da bu son sözüm sana tabii ki değil yılmaz dostum, sakın alınma...)

Gönderi tarihi:

Ağzından kaçan, içinden geçen her ne olursa olsun. Bir kere genel af, ceza gibi suçu da ortadan kaldırır. Yani çıkarılırsa terör örgütü üyeliği suç olmaktan çıkar.

 

E işte ben de dedim ki, genel affa gerek yok, örgüt üyeliğinden "pişman oldum" demekten kaçınmadığı sürece yatan yok zaten. Pişmanlık yasası var. Yararlanmıyorsa ben ne yapayım? "Pişman değilim" dedikleri halde "yok yok pişmansındır sen" diye serbest bırakılmışlarsa ben ne yapayım? Serbest bırakanların hatası.

Pişmanlık yasasının bir terörle mücadele yöntemi olduğunu söylemiştim. Genel Affın işlevinin farklı olduğunu da...

Rahşan affı gibi bir affın anlaşılması işin cabası... Sabıkan oldu mu, o işi bir daha yapacak mısın diye beklenir. Her geldiğinde af çıkarmaktan sabıkalı bir ekol isen, tekrarı beklenir. Ki o tür bir affı kastetmediğini nerden bileceğiz?

O af çıkarılmasaydı, %100'ü dolmuş ve terör örgütlerinin bir tür ''okulu'' haline gelmiş cezaevlerinde F tipi uygulamasına asla geçilemeyecekti. Buna rağmen, ancak çok şiddetli uygulanan '' Hayata dönüş operasyonları '' ile ve büyük tartışmalarla geçildi F sistemine.

 

Bir de böyle düşün, o kadar basit değil hayat.

 

Fizikçinin "field pols" demesinden ancak fizikçi "alan kutupları" nı anlar. Fizikçi olmayanın bu sözünden yine fizikçi olmayan, "tarla direkleri"ni anlar.

Fiziğin temel kavramlarını anlatan kitaplar da var, değil mi ?

 

Son olarak: Uygar ülkelerde af yoktur derken kurumsal olarak hiç anlamında yoktur herhalde diyemem yahu, el insaf!

 

Artık çok istisnaidir, hemen hiç gündeme gelmez filan demeye çalıştığımı da arif olup anlayacaksınız yahu,

Çevir kazı yanmasın :) Ama biraz geç olmuş, kaz çoktan yandı.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.