Misafir Palaman Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2010 Vikipedi'nden: Atatürk milliyetçiliği din ve ırk ayrımından uzak, ortak yurttaşlık temelindedir. Ortak mazi, lisan, ahlak, kültür ve hukuk Türk Milletini oluşturan temellerdir. Atatürk'e göre, milli hudutlar içindeki Türk Milleti'ni, etnik kökenlerine göre ayrıştırmak birkaç düşman aleti beyinsiz, mürteciden başka hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir bırakmamıştır. Türk Milleti, kendinin ve memleketinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen bozguncu alçak, vatansız, milliyetsiz, beyinsizlerin saçmalamalarındaki gizli ve kirli emelleri anlamayacak ve onlara müsamaha edecek bir heyet değildir. Türk Milletinin sosyal düzenini bozmaya yönelen didinmeler boğulmaya mahkumdur. Atatürk Türkiye milletini Türklük çevresinde kaynaştırmak istiyor. Milliyetçiliğin ırktan bağımsız olduğunu göstermek için "Ne mutlu Türk'üm diyene" diyor, bugün birileri 'mutlu Türklük'....... Hala biz Kürdüz, biz Kürdüz. - E iyi ne yapalım? Demiyorum ki insanlar Kürtçe konuşmasın, geleneklerini sürdürmesin. Ama bugün birileri hem Kürtçü hem de Atatürkçü nasıl kesilebiliyor? Nasıl 'mutlu Türklük' diyebiliyor, anlayamıyorum doğrusu. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2010 Tebrikler Palaman; Birkaç gündür benim açmak isteyip de açmaya fırsat bulamadığım başlığı açmışsın... Gerçi belki bakış açımız farklı olabilir; Ama olsun... Konuyu bir irdeleyelim... Mustafa Kemal, bugün kimi kesimlerim cımbızlayıp alarak kullandıkları "Ne mutlu Türk'üm diyene!" ve "Damarlardaki asil kan..." tümceleri var... Hani dini konularda hep karşılaşırız ya: Bir sözü cımbızlayarak alırsınız, Ve ona istediğiniz anlamı, bire bin katarak yüklersiniz... Bu çerçevede Atatürk'ü Irkçı da yaparsınız, Faşistte... Ama bakalım gerçekte nedir, ne değildir... Sene 15-20 Ekim 1927... Mustafa Kemal Atatürk, CHP'nin ikinci kongresinden sesleniyor Ve Ulusa hesap vermek özelliğinde olan nutkunu okuyor... İşin aslı, Nutuk, gerçekten de bir önderin çıkıp da halka hesap verdiğini örnekleyen Benim bildiğim tek belgedir. Bir "Anı" kitabından daha da öte bir özellikte, Belgelerle desteklenmiş bir "Kanıt" içeriğindedir... "Diktatör" olarak nitelenmeye çalışılan bir önder, Ulusunun karşısına çıkıyor Ve değil bir diktatörün, bir sıradan önderin bile yapmayacağı biçimde Yaptıklarının hesabını veriyor! Ha ama neden böyle bir hesap verme işine girişiyor? 1925te Şeyh Sait İsyanı ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın sancılarını sürülüyor henüz; 1926da da İzmir Suikasti ve İttihat ve Terakkicilerin tasfiyesi süreci yaşanıyor. "Şeyh Sait İsyanı olmasaydı, belki de Mustafa Kemal, İttihatçılar tarafından düşürülecekti" der Feroz Ahmad... 1925te Şeyh Sait ayaklanmasının yarattığı ortam ve başarı ile bastırılması, İttihatçıların amaçlarına tuz-biber eker. Hepsi değil gerçi ama bazıları 1926da Mustafa Kemal'e, bugün bile hala tartışılan suikastı düzenlerler. Mustafa Kemal için çok önemli bir fırsattır ve devlet içerisinde kümelenmeye başlayan İttihatçıların tasfiyesi için ortam yaratır bu olay. Şimdi bazıları "Gördünüz mü bakın, Mustafa Kemal o kadar da demokratik değilmiş!" diyecektir... Tasfiye edilen kadronun, zaten nefret ettikleri İttihatçılar olduğunu hatırlatayım! Bu konuda da Mustafa Kemal'i ne İsa'ya ne Musa'ya yaranamaz duruma sokmaya çalışmayın! 1927 senesine gelindiğinde, her ne kadar Mustafa Kemal güçlü de olsa İktidarı konusunda elbette ki muhalifler bulunmaktadır. Ve bunlar, İzmir Davasından yargılanıp, siyasetten ve memurluktan men edilen kesimdir. İşte Mustafa Kemal, bu kesimin söylemleri altında kalmamak için Nutku okumuştur... Çıkmış ve topluma hesap vermiştir. Bu ruhu taşır... Nutkun sonunda Gençlere seslenir ve "Türk Gençliği" diyerek başladığı metinde hiçbir Irkçı söyleme yer vermez... Sonunda da "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!" der... Ve hiçbir ırkçı söylemin yer almadığı Nutuk'taki tek bu sözcüğe dayanan ileri derecede zeki olan caanım yurttaşlarım Atatürk'ü "Irkçı" ilan ediverirler! Fakat aynı caanım arkadaşlarım, bu ifadeyi belki en doğru biçimde anlayarak kendi yazı dizisinde de benzer bir ifade ile kullanan Hırant Dink'e, Aynı imajı yükleyemezler! Yüklemezler! İşlerine gelmez ve hatta o söylemin, Mustafa Kemal'in söylemi ile ne kadar benzer olduğunu da sorgulayamazlar... Hatta ve hatta eminim ki, Hırant Dink'in o yazı dizisini bile okumuş olmaktan acizdirler... Hırant Dink, hiçbir ırkçı söylem barındırmayan yazı dizisinde, Ermeni Diasporası'nın Türk Karşıtlığını, "Ermeni Diasporasının kanındaki zehir" olarak tanımlar... Ve bu "Türk Karşıtlığı" ile dolmuş zehirli kanın akıtılıp, Yani "Türkten boşalacak o zehirli kan"ın yerini "Türk Düşmalığından arınmış asil bir kan" dolduracaktır... Bu tümceleri yüzünden dava edildi Hrant Dink... Bana kalırsa, Mustafa Kemal'in ifadesini en sağlam kavrayabilenlerden birisi olarak dile getirmiştir bu tümceyi... Türkiye'de Türklüğün "Bütünlük Bilinci" karşısında, Ermenistan'da Ermenilerin, Türk Düşmanlığından sıyrılmış bir "Bütünlük Bilinci"ni yaşatmasını öngörüyordu... Çok benzer birşey aslında... Hrant Dink'in bu ifadelerine bakarak, haklı olarak "Irkçı" diyemeyen insanların, Çıkıp da aynı anlamdaki ifadesine bakarak Mustafa Kemal'e "Irkçı" demeleri, Zaten ne kadar samimi ve dürüst olduklarının göstergesidir. Şu var ki; Atatürk'ü eleştirmek kaygısında olan hiç kimsenin Ne "Nutuk"a ve ne de "Medeni Bilgiler Kitabı"na dokunmaya cesaret edebildiklerini görmedim... Bu cesaretsizler karşısında, tabii ki tarihi de, bakış açısını da onlardan öğrenen caanım alternatif gençliğim Neyi neye göre eleştirdiklerini bilmeden yaşıyabiliyorlar... Örneğini gördük ya hani: 24 Nisan 1915'te Techirin başladığına inanan caanım eğitimli kardeşlerim gibi! 1927 yılında Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk'u okudu... O sıralarda İtalya'da, 1922den beri Mussolini iktidardaydı. Kurmuş olduğu Faşist Parti ile hem de... 1933te ise Adolf Hitler, Almanya'da başa geçecekti... 1930 yılı gazetelerine baktığınız, çok ilginç bir şey olarak şunu görürsünüz: Faşizm, kimi haberlerde, bugün tanıyabildiğimiz kadarı ile henüz tanınmayan, İtalya tarafından propagandası iyi yapılan, İtalya'da dönem dönem gelişmelere imza atan, Ve bu yüzden "Herhalde iyi bir yönetim tarzı" olarak ifade edilen bir yapı biçimindedir. Yani Türkiye'de Faşizm henüz yeterince tanınmıyor; Ve henüz yeni bir sistem olarak, "Belki de iyi bir sistemdir!" yargısı oluşmaya başlıyor... Bu sıralarda da Almanya'da Hitler, Mussolini'nin 1922deki hareketinden ve Faşizminden etkilenmiş durumda; Almanya'da Irkçılık ve Faşizm yükseliyor... Dolayısı ile Avrupa'da böyle bir yükseliş var; Ki Türkiye'de de kendisini belli ölçülerde buluyor... Fakat 1931de, bugün kimi kesimlerce "Faşist" ve "Irkçı" olarak nitelenecek olan adam, Bir şey yapyıor... Faşizmin ve Irkçılığın, Avrupa'da ve hatta kimi çevrelerce Türkiye'de yükseldiği dönemde, "Yurttaş İçin Medeni Bilgiler Kitabı"nı Afetinan'a yazdırıyor... Kimi bölümlerini de kendisi yazıyor... Ve her okulda ve mümkün olduğu mertebede her yerde vatandaşa okutulması yönünde emir veriliyor. Bu kitapta: Faşizm'in ve Irkçılığı yükseldiği dönemde; Faşizm'in ve Irkçılığın ne kadar tutarsız olduğunu, Demokrasinin benimsenmesinin ise çok daha gerekli olduğu işleniyor... Topluma, siyasaya ve hatta yönetime dair kavramlar, tanımlar işleniyor... Anlamları irdeleniyor... Halka öğretilmek isteniyor... Neden? Çünkü Avrupa'da yükselen eğilimlere halk kapılmasın diye... Faşizmin ve Irkçılığın yükseldiği dönemde, 1931 yılında yapılıyor... Ve bu kitapta "Ulus Bilinci" işleniyor. Ortak Değerler işleniyor. Elbette ki 1930ların algı düzeyi ile... Elbette ki bugüne göre eksik tanımlamalar kesinlikle var: Ne de olsa biz 80 yıl kadar ilerideyiz. Bugünden bakarak, bugüne oranla yargılamak, sanırım biraz vicdansızlık oluyor değil mi? Yani "Mustafa Kemal neden dün akşam Kanal D'yi seyretmedi" demek gibi birşey yani... Fakat şu var: Irkçılık ya da Faşizanlık yapmıyor. Hatta Irkçı ve Faşist önderlerin aksine, Halka kavramları ve siyasal sistemleri tanıtarak bilinçlendiriyor... Ulus Bilinci'nin artık kavranıldığını düşünüyor... Yani Türklüğün, bir Etnik tanımlamadan ziyade, Vatandaşlık Bağını adlandırdığının farkında; Farkında olan tüm diğer yurdum çağdaş kitleleri gibi... Etniğinde Çerkezsin, Lazsın, Kürtsün, Türkmensin... Fakat Ulusal Kimliğin: Türklük... Vatandaşlık bağın bu çünkü... Kan bağını ya da Aşiretini tanımlamıyor... Boy, Klan, Budun'nunu tanımlamıyor... Sadece toplumsal bağını tanımlıyor... 1931'de Medeni Bilgiler Kitabı'nda bunu böylelikle anlatıyor... Ve bu algıya paralel olarak 1933 yılında "10ncu Yıl Nutku"nu okuyor. "Ne Mutlu Türküm Diyene" ile tamamlıyor... Türk ırkından gelmeni kastetmiyor. Türkmen olmanı kastetmiyor. Boy'unu, Budun'unu, Klan'ını, Aşiret'ini, Soyunu sopunu, yedi ceddini kastetmiyor. Zaten Anadolu'da herkesin Türkmen olmadığının, Orta Asya'daki Türk ırkından gelmediğinin farkında. Tarihsel bir ad ataması yapılıyor. Zaten kabul edilmiş bir adın tanımlaması yapılıyor. Ve bugün çok şey bilen cımbızlayıcılarımız; Mustafa Kemal'i de cımbızlayarak "Faşist" ve "Irkçı" ilan ediyorlar... Helal olsun diyor Ve engin bilgilerinin devamını diliyoruz... Tabii ki "Nutuk" ve "Medeni Bilgiler"i, o dönemin gerçekliklerini ve gerekliliklerini göz önünde bulundurarak okumalarının ardından! Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2010 Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2010 Vikipedi'nden: Atatürk milliyetçiliği din ve ırk ayrımından uzak, ortak yurttaşlık temelindedir. Ortak mazi, lisan, ahlak, kültür ve hukuk Türk Milletini oluşturan temellerdir. Atatürk'e göre, milli hudutlar içindeki Türk Milleti'ni, etnik kökenlerine göre ayrıştırmak birkaç düşman aleti beyinsiz, mürteciden başka hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir bırakmamıştır. Atatürk Türkiye milletini Türklük çevresinde kaynaştırmak istiyor. Milliyetçiliğin ırktan bağımsız olduğunu göstermek için "Ne mutlu Türk'üm diyene" diyor, bugün birileri 'mutlu Türklük'....... Hala biz Kürdüz, biz Kürdüz. - E iyi ne yapalım? Demiyorum ki insanlar Kürtçe konuşmasın, geleneklerini sürdürmesin. Ama bugün birileri hem Kürtçü hem de Atatürkçü nasıl kesilebiliyor? Nasıl 'mutlu Türklük' diyebiliyor, anlayamıyorum doğrusu. Vikipedi özgür ansiklopedi anlamina geliyor ve buradaki aciklamalar bazi insanlarin ortak görüslerinin birlesmesiyle olusuyor. Dolaysiyla eger bizler burada Vikiped'i kaynak olarak gösterirsek gene ayni Vikiped'in bizlerin hicte hosuna gitmeyen ve hatta yillarca inkar ettiklerimizin aciklamalartinida kaynak olarak kabul etmemiz gerekli. Bakin siz ne güzel aciklamissiniz "Atatürk Türkiye milletini Türklük çevresinde kaynaştırmak istiyor. ..." diyosrunuz, ehh bunu yaparken Türkiye milletinin tümünün razisinimi aldi? Neden illada türklük cercevesinde kaynastirmaya calisiyor dersiniz? Kürtcülük yoktur Kürt'ler vardir ve onlarin yillardan beri gasp edilen haklarini alma mücadeleleri vardir. Kimseyi zorla Türklük veya Bürklük cercevesinde kaynastirma cabalarini burada bizlere cok iyi bir örnekmis gibi göstermeniz sadece ideolojik bir yaklasimdir. Alıntı
Misafir Palaman Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Vikipedi özgür ansiklopedi anlamina geliyor ve buradaki aciklamalar bazi insanlarin ortak görüslerinin birlesmesiyle olusuyor. Dolaysiyla eger bizler burada Vikiped'i kaynak olarak gösterirsek gene ayni Vikiped'in bizlerin hicte hosuna gitmeyen ve hatta yillarca inkar ettiklerimizin aciklamalartinida kaynak olarak kabul etmemiz gerekli. Bakin siz ne güzel aciklamissiniz "Atatürk Türkiye milletini Türklük çevresinde kaynaştırmak istiyor. ..." diyosrunuz, ehh bunu yaparken Türkiye milletinin tümünün razisinimi aldi? Neden illada türklük cercevesinde kaynastirmaya calisiyor dersiniz? Kürtcülük yoktur Kürt'ler vardir ve onlarin yillardan beri gasp edilen haklarini alma mücadeleleri vardir. Kimseyi zorla Türklük veya Bürklük cercevesinde kaynastirma cabalarini burada bizlere cok iyi bir örnekmis gibi göstermeniz sadece ideolojik bir yaklasimdir. Evet Vikipedi herkes tarafından değiştirilip geliştirilebiliyor bu yüzden kaynak olarak kullanmak pek doğru olmaz fakat Milliyetçilik maddesinden Atatürk Milliyetçiliğine gelirseniz her sözün kaynağını görebilirsiniz. Ayrıca bunlar zaten bilinen şeyler, bizim udurmamız veya bir Vikipedi yazarının uydurması değil. Ayrıca siz hala Atatürk'ün bu ülkeye kazandırdıklarını anlayamamışsınız. Ülkenin %90'ı Türk'ken vatandaşlara Türk demeyecekmiydik. Yoksa ülkeyi ve vatandaşlarını Amerika ve Osmanlı'da olduğu gibi yeni bir adlamı tanımlasak daha iyi olurdu? Uyarı almamak için olabildiğince sakin bir üslup kullanmak istiyorum. Hala ne hakkı istiyormuş Kürtler? Bugün köylerinde Las Vegas gibi elektrik var zaten elektrik parası derdi de yok. At bir kanca tele tamam. (Kürt derken sadece dediklerimi yapanlarından bahsediyorum the Kürtler yani. Hani o hak arayanlardan, diğerlerinin zaten bizden bir farkını ikimiz de görmüyoruz...) Dillerini istedikleri gibi konuşabiliyorlar kanalları bile var. Ama tabi bizde de hata var o 20-30 çocuğu yeterince iyi eğitemedik. Yeterince burs veremedik. İmanımız gevredi be. Adamlar 20 çocuk yapıyor. Biz de kardelen okutuyoruz. Onlar doğursun biz yetiştiririz nasıl olsa. Ne olmuş? köle olmuş bize; Kim köle yapmış kimi? Bittik tükendik ama bitmedi istekleri hala devlet onlara bakmıyor(!) Biz hala bunlara rağmen onların kaçak elektriklerini öderken bütnleştiricilikten hepimizin aynı ülkenin vatandaşı olduğumuzdan bu yüzden hepimizin Türk olduğumuzdan bahsediyoruz hala yaranamadık the Kürtlere. Nerde "Bişey istemiyik paşam." nerde "Devlet bize bakmıyor." Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Kürtcülük yoktur Kürt'ler vardir ve onlarin yillardan beri gasp edilen haklarini alma mücadeleleri vardir. Kimseyi zorla Türklük veya Bürklük cercevesinde kaynastirma cabalarini burada bizlere cok iyi bir örnekmis gibi göstermeniz sadece ideolojik bir yaklasimdir. Ya hu bana şu gasp edilen haklar nelermiş bir sayar mısınız lütfen? Valla çok merak ediyorum; Kürtlerin neleri gasp edilmiş!? Ya da "Gasp"tan anladığınız nedir? Elbette ki "Türklük" çerçevesinde bütünleyecekti. Başka bir kimlik var mıydı o zaman? Ki hala da yok daha üst bir tanımlama ya da adlandırma! Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Önce Atatürk ve Hrant Dink'in benzetilmesine karsi oldugumu bildirmek durumundayim.Ikincisi;Hrant Dink 70 milyon insanin Milli Marsina "IRKCILIK ICERIYOR "demis olan birisidir.Bunu sadece hatirlatmak amaci ile yazdim.Yani Atatürk ve Hrant'in söylemlerinin benzerligini iddia etmek bence bir dil sürcmesidir. Atatürk,zamaninin sartlarina göre hareket etmis birisidir.Hicbir devrim sorunsuz olmaz.Atatürk'ün neden devrim yaptigini iyi anlamak gerekir.Atatürk siyasi bir acilim degil, bir ulusun kaderini degistirecek bir devrim yapti. Atatürk'e birtakim kokusmus ideolojilerle saldiranlar aslinda onun yapmis oldugu devrimi hazmedemeyen cevrelerdir.Atatürk'e saldiranlar;Dinciler,Kürtcüler,Komünistler disinda kimseler degildir.Yani ülkesini insanini seven ülkesinin bagimsizligindan birlik ve bütünlügünden yana olan herkesin Atatürk'ü sevmesi en dogal bir duygudur.Atatürk'ü kulaktan dolma taniyanlar veya birtakim yerli- yabanci ortakligi ideologlarin Atatürk'ünü ögrenmis olanlarin Atatürk'ün degerini bilmeleri zaten beklenemez. saygilarla Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Ayrıca siz hala Atatürk'ün bu ülkeye kazandırdıklarını anlayamamışsınız. Ülkenin %90'ı Türk'ken vatandaşlara Türk demeyecekmiydik. %90'i Türktü? Allah Allah madem bu kadar kesin konusuyorsunuz en azindan belgeli kaynaginida söylermisiniz? Cumhuriyet kuruldugunda Türkiye'nin nüfusu kacti? Ve bunlarin sadece %10 Ermeni'lerden, Kürt'lerden, Laz'lardan, Cerkez'lerden,..... olusuyordu yani? Ama en azindan acik bir sekilde Türkiye'de yasayanlarin ezici cogunlugu Türk oldugu icin Türk vatandaslara da Türk denildigini söylemeniz burada bazi hikaye üretenlere güzel cevap olacaktir. Yani Türk olmanin vatandaslik bazinda olmadigini hikayecilerede syölemis oluyorsunuz. Sizinle bu konuda ayni görüsteyim. Alıntı
Misafir Palaman Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 %90'i Türktü? Allah Allah madem bu kadar kesin konusuyorsunuz en azindan belgeli kaynaginida söylermisiniz? Cumhuriyet kuruldugunda Türkiye'nin nüfusu kacti? Ve bunlarin sadece %10 Ermeni'lerden, Kürt'lerden, Laz'lardan, Cerkez'lerden,..... olusuyordu yani? Ama en azindan acik bir sekilde Türkiye'de yasayanlarin ezici cogunlugu Türk oldugu icin Türk vatandaslara da Türk denildigini söylemeniz burada bazi hikaye üretenlere güzel cevap olacaktir. Yani Türk olmanin vatandaslik bazinda olmadigini hikayecilerede syölemis oluyorsunuz. Sizinle bu konuda ayni görüsteyim. Evet çoğunluğun Türk olmasının, vatandaşlara böyle hitap edilmesini etkilemediğini söylemek gerçekçilikle bağdaşmaz. Fakat çoğunlukta Türklerin olduğu dönem sadece Osmanlı'nın son yüz yılı değildi. Bu nedenle diğer tüm ırklar da atalarından biraz Türklük bulunmaktadır. Bu nedenle Türklüğün bir kapsayıcılığı vardır. Size soruyorum neden Lazlar biz Lazız Lazca konuşacaz demiyor da Kürtler bunu yapıyor. Birileri bölücülüğü onlara yaptırtmak istiyor. Kürtlerin petrol bölgesinin üstünde olmasının bunda hiç etkisi yok Acaba bu bağımsızlık vs. isteyen Kürt halkı düşünmüyor mu hiç bu dış ülkeler bizi çok sevdiklerinden mi destekliyor diye. Artık Kürtler dillerini özgürce konuşuyor, geleneklerini özgürce sürdürüyor. Devletin sosyalliğinden bizden 8 kat fazla yararlanıyor. *********** Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Ama en azindan acik bir sekilde Türkiye'de yasayanlarin ezici cogunlugu Türk oldugu icin Türk vatandaslara da Türk denildigini söylemeniz burada bazi hikaye üretenlere güzel cevap olacaktir. Yani Türk olmanin vatandaslik bazinda olmadigini hikayecilerede syölemis oluyorsunuz. Sizinle bu konuda ayni görüsteyim. Ah o "Hikaye" dediğin şeyleri bir de çürütebilseniz ne de güzel olacak ya! Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2010 Türkiye'ye Türkiye denmesi Türkler'in ürünü degildir.Turkiyya sözü ilk olarak Italyan tarih kitaplarinda gecer. saygilarla Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2010 Size soruyorum neden Lazlar biz Lazız Lazca konuşacaz demiyor da Kürtler bunu yapıyor. Size sadece sunu sormak isterim. En son tekel iscilerinin mücadelesi vardi. O tekel iscilerinin tüm bu eyleme katildimi? Bazilari hükümetin yaptigi teklifi bastan kabul etti. Ehh simdi neden bazi tekel iscileri hükümete karsi gelmezken digerleri geldi dersiniz? Biraz mantikli olalim lütfen. Alıntı
Misafir Palaman Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2010 Size sadece sunu sormak isterim. En son tekel iscilerinin mücadelesi vardi. O tekel iscilerinin tüm bu eyleme katildimi? Bazilari hükümetin yaptigi teklifi bastan kabul etti. Ehh simdi neden bazi tekel iscileri hükümete karsi gelmezken digerleri geldi dersiniz? Biraz mantikli olalim lütfen. Örnekler bence birbirine benzemiyor. Tekel işçileri de bence haksız ama haklı diyelim. Tekel işçileri mücadelelerinde haklıyken, kürtlerin mücadele için bir sebebi yok(artık). 4 tane şehit, hani bu Kürtler gaspedilmiş haklarını istiyordu bir zamanlar. Hak hukuk kalmadı isteyebilecekleri hala niye 4 şehit var? Yine lafın belirli yerlerini cımbızlama da soruya cevap ver ilgilenirsen eğer. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2010 Örnekler bence birbirine benzemiyor. Tekel işçileri de bence haksız ama haklı diyelim. Tekel işçileri mücadelelerinde haklıyken, kürtlerin mücadele için bir sebebi yok(artık). 4 tane şehit, hani bu Kürtler gaspedilmiş haklarını istiyordu bir zamanlar. Hak hukuk kalmadı isteyebilecekleri hala niye 4 şehit var? Yine lafın belirli yerlerini cımbızlama da soruya cevap ver ilgilenirsen eğer. örnekler neden benzemesinki? Siz sorumustunuz Laz'larin neden biz Laz'iz Lazca konusmak istemiyoruz diye. Bende size bunun cevabinin aynen tekel iscilerindeki gibi bazilarinin kendilerini elde ettikleriyle yetindigini ama bazilarininda tüm haklarini alabilmek adina mücadele ettiklerini anlatmaya calistim. Dolayisiyla sizin sorunuz aslinda uygun degil. Isteyecekleri hak kalmamis. yok daha neler. Diger taraftan neden siz Kürt halki ve onlarin talepleriyle Kürt halkini kendisine alet eden bir terörö örgütünü bir tutuyorsunuzki? Sizin zihniyetiniz göre daha düne kadar birakin Kürt'lein haklarinin verilmedigini, onlarin varligini dahi inkar ediyordu. Simdide birden tüm haklari verilmiste falan filan hikayeleri duyuyoruz. Önce Türkiye'de azinliklari icimize sindirmeyi ögrenelim, haklarini hazmedelim ve sonra konusalim. Sehit meselesini siz en iyisi savas cigirtganlarina sorun. Savas dursun diyenleri linc etmeye calisanlara sorun. Yanlis kapiyi caliyorsunuz. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2010 Size sadece sunu sormak isterim. En son tekel iscilerinin mücadelesi vardi. O tekel iscilerinin tüm bu eyleme katildimi? Bazilari hükümetin yaptigi teklifi bastan kabul etti. Ehh simdi neden bazi tekel iscileri hükümete karsi gelmezken digerleri geldi dersiniz? Biraz mantikli olalim lütfen. Dominik, kusura bakmayın ama Birisi bu forumda bir başlık açsa Ve dese ki: "Türkiye 10.000 Kızılderili'ye ve 50.000 Japon'a Soykırım Uyguladı" Direkt altına imzanızı atarsınız... Hatta şu an, bu benzetmemi bile alıp "Gerçekten de Türkiye böyle birşey yapmıştır" diyebileceğinizden bile emin gibiyim... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2010 Halbuki,Kürtlerle PKK'yi bir tutanlar "niye bir tutuyorsunuz"diyenlerin ta kendileridir.Nasilda islerine geldiginde dilleri sürcüyor ama gelmediginde Kürt ve PKK ayni oluyor.Kürt toplumunu PKK ile özlestiren,tüm yöre halki PKK'yi destekliyor diyenlerle,PKK'yi neden Kürtlerle bir tutuyorsunuz diyenlerin ayni kisiler olmasi bile komedinin kacinci perdesinin oynandigini gösteriyor.Komediye devam. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.