Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Efendim, öncelikle ben hiç kimseye hizmet falan etmiyorum. İkincisi benim söylediklerim hukuki kaynağa falan dayanmıyor çünkü hukuki bir konu tartışmıyoruz. Dolayısıyla benim söylediklerimi herhangi bir yasa metninde bulamazsınız. Bunlar bu ülkede yaşayan aklı hür fikri hür ve vicdanı hür bir kişinin düşüncelerine dayanıyor. Sizde bunu çözerseniz ben de çok mutlu olacağım.

 

Aforoz konusu Ortaçağ Avrupası’nda kaldı sayın Metehan. 375 ila 1453 yılları arasından bahsettiğinizin farkında mısınız? Yoksa siz MS. 500 yılıyla 2010 Türkiyesini mi kıyaslıyorsunuz? Yapmayın böyle komik şey olur mu!...

 

Bunu hukuksal bir sorun olarak niteleyen sizsiniz. İnanın onların böyle hukuk sorunları yok. Aynısını hatta daha beterini kendi peygamberleri için, yöneticileri için vs. yapıyorlar. Bu mizahi yaklaşım toplum tarafından da şiddetle karşılanmıyor. Şiddeti yaratan bizleriz. Onlar değil. Çünkü bu mesele bizim için hukuksal değil dini bir konudur ve bizim dinimiz bu konuda şiddet öngörüyor.

 

İlk tablosunu yaptran padişah Fatih’tir. Bu tabloyu da bir italyana yaptırmıştır. Ondan önce tek bir örnek dahi yoktur. Sizin sanat sanat dediğiniz bu mu yani? İnsan resimleri dini nedenlerden dolayı yasaktı Osmanlıda. Bundan haberdar olmadığınızı söylemeyeceksiniz sanırım.

 

 

Efendim, gerçekten okuyalım yani!!!! Bu kadar da olmaz ki!!!

Ne metni yahu? Ne Fatih Sultan Mehmet’i. Hümanizm dendiği zaman da akla Wilson falan gelmez ayrıca.

Nereden başlayacağımı bile bilemiyorum.

Önce, Fatih Sultan Mehmet İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin orjinalini falan yayınlamamıştır. Bu tam bir uydurma. Siz sanırım durumu Fatihin Hıristiyanları kilisede Musevileri hahamda Müslümanları camide görmek isterim tarzındaki lafıyla karıştırıyorsunuz.

İkincisi, Wilson’un insan hakları evrensel bildirgesi yoktur. Wilson ilkeleri vardır. Bu ilkeler de 1. Dünya savaşı sonunda yayınlanan ilkelerdir. 14 maddeden oluşur.Aynı zamanda Osmanlının parçalanacağının da bir belgesidir.

Üçüncüsü, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, ilk olarak Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu tarafından haziran 1948'de hazırlamış ardından üzerinde birkaç değişiklik yapılarak 10.12.1948’de BM Genel kurulu tarafından kabul edilmiş 30 maddeli metindir. Fatihle de Wilsonla da hiç mi hiç ilgisi yoktur.

Dördüncü olarak da, hümanizmin kökleri –her ne kadar rönesansla birlikte Avrupa’da parlamış olsa da- antik yunana kadar dayanır. Thales’in (“kendini bilme” anlayışıyla insanı merkeze alır) ve Xenophanes’in (kölelikten azad edilmiş olduğu düşünülür) hümanizmin başlangıcını yaptığı ya da temelini attığı görüşü hakimdir. Bahsettiğim yıllar MÖ.600-500 arasıdır efendim!

Gerçekten okuyalım!

 

Ayrıca muhakemeye dayalı ar-ge faaliyetinin de nasıl bir şey olduğunu çok merak ettim.

 

 

''Aforoz konusu Ortaçağ Avrupası’nda kaldı sayın Metehan. 375 ila 1453 yılları arasından bahsettiğinizin farkında mısınız? Yoksa siz MS. 500 yılıyla 2010 Türkiyesini mi kıyaslıyorsunuz? Yapmayın böyle komik şey olur mu!...'' DİYORSUNUZ.

 

 

Artık size nasıl cevap yazacağıma inanın kara veremiyorum. Konu ile ilgili örnek mi istediniz işte size 375 ve 1453 yıllarından örnekler; Mel

 

GİBSON, Madonna sadece iki örnek. Bunları çoğaltmak mümkün. Lütfen daha dikkatli olunuz.

 

 

''Bunu hukuksal bir sorun olarak niteleyen sizsiniz. İnanın onların böyle hukuk sorunları yok. Aynısını hatta daha beterini kendi peygamberleri için, yöneticileri için vs. yapıyorlar. Bu mizahi yaklaşım toplum tarafından da şiddetle karşılanmıyor. Şiddeti yaratan bizleriz. Onlar değil. Çünkü bu mesele bizim için hukuksal değil dini bir konudur ve bizim dinimiz bu konuda şiddet öngörüyor.''DİYORSUNUZ.

 

 

Sevgili arkadaşım, ''Konu kişilik ve manevi haklara saldırı konusudur.Böyle hukuksal bir kavram var mı yok mu? Suç ve karşılığı olan bir ceza var mı?

 

Dolayısı ile bunu hukuksal olarak incelemek lazım mı değil mi? Bu, tüm dünyada da böyledir.'' diyorum. Sen bana şiddeti yaratan bizleriz diyorsun.

 

Ben de sana herkes din kavramını kendi menfaatleri doğrultusunda kullandığı için böyle kabul edilemez yanlış uygulamalar ortaya çıkıyor diyorum.

 

Konu ile ilgili örnek olarak VAHABİLİK olayını inceleyelim diyorum.Sen bana din böyle emrediyor diyorsun. Ben sana O çok sevdiğin yabancılar

 

özgürlük ve demokrasi dışı kuralları uygulayan Suudi Arabistan'a alkış tutarken İran'a veya Afganistan'a neden alkış tutmuyor diyorum. Sen bana din

 

diyorsun. O dinin çocuklarını zamanında Ruslara karşı kullanan hayranı olduğunuz kitlenin bugün onları yok saymalarındaki sebep ne acaba? Menfaatler

 

olmasın sakın? Ha şunu da ekleyeyim ben ne İran'daki ne de Suudi Arabistan'daki mevcut uygulamaları zerre kadar da onaylamıyorum.

 

Öte yandan ben o bahsettiğiniz adamlarla da birebir çalıştım. O devlet kendi adamlarından artan yemekleri Ortodokslara bedelsiz olarak verirken

 

müslümanlara bedeli karşılığında vermek bir kenara hayvanların önüne koyarak hakaret ediyorlardı.Bu davranış şeklinin onların dininde yazılı

 

olduğuna da inanmıyorum.

 

Şimdi bu çerçevede bana İslamın (Kuran'ın )neresinde böyle bir şiddet anlayışının var olduğunu belge göstererek açıklayınız. Belgeye dayalı

 

cevabınızı bekliyorum.

 

 

 

''İlk tablosunu yaptran padişah Fatih’tir. Bu tabloyu da bir italyana yaptırmıştır. Ondan önce tek bir örnek dahi yoktur. Sizin sanat sanat

 

dediğiniz bu mu yani? İnsan resimleri dini nedenlerden dolayı yasaktı Osmanlıda. Bundan haberdar olmadığınızı söylemeyeceksiniz sanırım.''

 

DİYORSUNUZ.

 

 

Yazınızda tablo yaptırmak dini nedenlerden yasaktı diyorsun sevgili arkadaşım, Fatih ortodoks mu? Ben Fatih öncesi ve sonrası diye ayrım yaptım mı?

 

Sen bir önceki yazında islamda tablo yaptırmak yok diyorsun ben var diyorum örneklerle de gösteriyorum. Ancak bunun zaman zaman istismar edildiğide

 

bir gerçektir diyorum. Sen bana ''ilk tablosunu yaptıran Fatih'tir'' diye cevap veriyorsun.

 

Ardından ben Fatih'ten sonra ki örneklerden bazılarını da ifade ederek konuyu geliştiriyorum bu seferde bana hadi bakalım bir de Fatih'ten önceki

 

döneme ait örnek göster diyorsun. Bu nasıl iştir anlamadım.Örnek istiyorsanız internetten araştırınız hap bilgi yok.

 

Sevgili arkadaşım bu yanlış inanışla ilgili olarak üyesi olduğumuz forumda da Kültür Bakanlığı sitesinden alıntı yapılarak yayınlanan bir yazıda bu

 

durum örnekleri ile ifade edilmiştir. Buna birkaç örnek vermek gerekirse;

 

- Resim yapmak günahtır, resim yapan kişi ahrette ona can verecektir.

 

- Resim olan yerlerden melekler kaçar.

 

Buna benzer yanlış inanç ve uygulamalar fal içinde geçerlidir. Birileri makbul diyor diye şimdi biz fala da mı inanacağız?

 

Eğer bir şeyler öğrenmek istiyorsanız ve gerçekten ciddiseniz aradığınıza çeşitli internet sayfalarından ulaşabilirsiniz.

 

Fazla da bir şey yazmak istemiyorum seviye hakikaten düşüyor.

 

 

 

''Efendim, gerçekten okuyalım yani!!!! Bu kadar da olmaz ki!!!

Ne metni yahu? Ne Fatih Sultan Mehmet’i. Hümanizm dendiği zaman da akla Wilson falan gelmez ayrıca.

Nereden başlayacağımı bile bilemiyorum.

Önce, Fatih Sultan Mehmet İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin orjinalini falan yayınlamamıştır. Bu tam bir uydurma. Siz sanırım durumu Fatihin Hıristiyanları kilisede Musevileri hahamda Müslümanları camide görmek isterim tarzındaki lafıyla karıştırıyorsunuz.'' DİYORSUNUZ.

 

 

Ben de size diyorum ki o kiliseye gidip bedelini ödeyerek orjinal metni gördüm. Bu metnin Türkçeye çevirilmiş şekli Kültür Bakanlığı yayınları

 

arasında mevcut. Geçmişimizi nasıl biliyorsak artık Allah korusun. Araştırın öyle yazınız.

 

Diğer yandan ben toplumsal yaşamımızın çeşitli dönemlerinde Wilson'un İnsan Hakları bildirgesi olarak bizlere yutturulan bir konudan bahsederken siz

 

yine anlatılmak isteneni anlayıp dinlemeden cevap yazmışsınız. Galiba biraz da edebiyat gerekiyor anlaşabilmek için.

 

 

''Dördüncü olarak da, hümanizmin kökleri –her ne kadar rönesansla birlikte Avrupa’da parlamış olsa da- antik yunana kadar dayanır. Thales’in (“kendini bilme” anlayışıyla insanı merkeze alır) ve Xenophanes’in (kölelikten azad edilmiş olduğu düşünülür) hümanizmin başlangıcını yaptığı ya da temelini attığı görüşü hakimdir. Bahsettiğim yıllar MÖ.600-500 arasıdır efendim!'' DİYORSUNUZ.

 

 

Bir üst paragraftaki ifademi kanıtlar tarzda yazdığınız bu paragraftaki hayranlık dolu ifadelerinizi okudum. Ben bu insanların insanlığa medeniyete

 

katkıları yok demiyorum ki. Ancak şunu söylüyorum medeniyet önce doğu kültüründen batıya gitti kendimizi küçük görmeyelim. Yanlışlarımızın ne

 

olduğunun farkına varalım, düzeltelim. Ama bu yanlışa Tanrı'yı da ortak etmeyelim. Dinimiz kötü değil bunu bilelim.

 

Öte yandan engin bilginizden faydalanmak için soruyorum acaba mensubu olduğunuz milletinize ait tarihden hümanizm konusunda farklı örnekler

 

verebilir misiniz? Yoksa bu özellik sadece yabancılara mı ait? Ezberletilen tarihten faydalanmadan belgeye dayalı cevabınızı merakla bekliyorum.

 

 

 

''Ayrıca muhakemeye dayalı ar-ge faaliyetinin de nasıl bir şey olduğunu çok merak ettim.'' DİYORSUNUZ.

 

 

Umarım sizce de çok iyi bilinmektedir ki pozitif bilimin temeli neden, nasıl gibi sorulara verilen cevapların daha önce aynı veya benzer konularda

 

alınmış bilimsel değerlerle mukayesesinden çıkan sonuçların muhakemesine dayanmaktadır. Bu çerçevede alınacak kararlar ile de ARGE faaliyetleri

 

yönlendirilir. Muhakeme bilimin vazgeçilmezidir. Merakınızı bir ölçüde giderebilmeyi başardımsa ne mutlu bana.

 

Saygılarımla.

  • Cevaplar 77
  • Görüntü 11,6b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Aforoz konusu Ortaçağ Avrupası’nda kaldı sayın Metehan. 375 ila 1453 yılları arasından bahsettiğinizin farkında mısınız? Yoksa siz MS. 500 yılıyla 2010 Türkiyesini mi kıyaslıyorsunuz? Yapmayın böyle komik şey olur mu!...

 

Aforoz halen vardır. Tek fark, artık monarşiyle yönetilen ülke pek kalmadığı için, kralların yaptıkları üzerinden ülkelerin aforoz edilmesinden vazgeçilmiştir. Bireyler Katolik Kilisesi tarafından geçtiğimiz yüzyılda da, bu yüzyılda da aforoz edilmektedir.

 

Aforoz edilen kişi ve ailesi hiçbir katolik kilisesinin cemaati olamaz. Çocukları katolik kilisesinde vaftiz edilmemez. Komünyon düzenlenemez. Katolik kilisesinde evlenemez. Günah çıkaramaz.

 

Mesela, geçtiğimiz yüzyılın ortalarında İtalya'da komünist partisine üye olalar, topluca aforoz edilmiştir.

Gönderi tarihi:

Aforoz eminim ki, illa ki vardır. Olmamasını düşünemiyorum da... :D

 

Aforoz edilmeyi ipleyen kimse var mı?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.