Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 30 Mart , 2010 Gönderi tarihi: 30 Mart , 2010 Bilimin doğası... Bilimin nasıl işlediğini anlamak, bilim olanla olmayanın kolaylıkla ayırt edilebilmesine olanak tanır. Bu yüzden biyolojik evrimi veya herhangi başka bir bilimi anlamak için, bilimin yapısıyla başlamak önemlidir. Bilim nedir? Bilim, doğal dünyayı anlamanın belirli bir yoludur. Bilim, doğuştan var olan merak güdümüzü geliştirir. Aşağıdaki sekoya ağacı örneğindeki gibi geçmişi günümüze bağlamaya olanak tanır. Bilim, duyularımızı ve duyularımızı daha etkili kullanmamızı sağlayan aletleri kullanarak evren hakkında açık ve kesin bilgiler edinebileceğimiz önermesine dayanır. Bilimin izlediği kendine özgü “kurallar” vardır. Bilimin vardığı sonuçlar her zaman test edilmeye ve eğer gerekirse değiştirilmeye açıktır. Buna rağmen, bilim yaratıcılığı ve hayal gücünü dışlamaz, hatta çoğu zaman bunlardan (içine bol miktarda mantık katarak) faydalanır. 3 temel soru: Orada ne var? Aydan taş toplayan astronot, atomları çarpıştıran nükleer fizikçi, yeni keşfedilmiş bir türü açıklayan deniz biyoloğu, umut vaat eden bir tabakayı kazan paleontolog, hepsi “orada ne olduğunu” bulmaya çalışırlar. Nasıl çalışır? Zamanın, ay taşlarıyla dünya taşları üzerindeki etkilerini kıyaslayan bir yerbilimci, parçacıkların davranışlarını gözlemleyen nükleer fizikçi, balinaları yüzerken gözlemleyen deniz biyoloğu ve nesli tükenmiş bir dinozorun hareket yeteneğini inceleyen paleontolog, aynı soruyu sorarlar; “nasıl çalışır?” Nasıl bu hale geldi? Bu bilim insanlarından her biri çalışma nesnelerinin tarihlerini yeniden oluşturmaya çalışır. Bu nesneler ister taş, ister temel parçacık,ister deniz organizmaları veya fosiller olsun, bilim insanları hep “nasıl bu hale geldi?” sorusuna yanıt arar. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 30 Mart , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 30 Mart , 2010 Bilim kendine özgü yöntemlerle çalışır. Bilimin amacı evrenimiz hakkında bilgi sahibi olmaktır. Bilimin keyfi ise keşfetme ve merak etme özgürlüğünden kaynaklanır. Yine de sonunda olayları doğru anlama olasılığımızı arttırmak için bilim makul yönergeler izler. Belli temel kuralları akılda tutmak önemlidir: Bilim gerçek dünyadaki kanıtlara dayanır ve bu kanıtlar mantık aracılığıyla incelenir ve yorumlanır. Bilimsel düşünce için yaratıcılık ve esneklik çok önemlidir, ancak bilim bir takım parametlerin rehberlik ettiği bir süreci takip eder. Bilim kendi zamanının kültürüyle iç içedir. Bilimin nasıl işlediğini anlamak, bilim olanla olmayanın kolaylıkla ayırt edilebilmesine olanak tanır. Bilimin prensipleri vardır *Bilim gerçek dünyayı açıklamaya çabalar. Açıklamaları ise doğadaki kanıtlar aracılığıyla test edilir. Kuşlar ve kertenkelelerin doğada var olduğu bir gerçektir ve bu yüzden bilimin kapsamına girerler. Tersine, periler ve yeşil cücelerin hikayeleri ve bibloları ne kadar eğlenceli olsa da nesnel dünyada yer almazlar. Bu da bilimsel araştırmaya uygun olmadıkları anlamına gelir. Her tür bilimsel anlayışın temelinde doğanın incelenmesiyle toplanan bilgiler yatar. *Bilim, gerçek dünya hakkında kanıt toplayarak bilgi sahibi olabileceğimizi varsayar. Bunu duyularımız ve duyularımızın uzantıları aracılığıyla yapabileceğimizi öngörür. Bir çiçek veya bir kaya, özel aletlere ihtiyaç duyulmadan görülebilir. Ama teknolojiyi kullanarak, insan duyularının sınırlarını genişletebilir, elektrik, manyetik alanlar gibi görünmez olguları, bakteriler ve uzak galaksiler gibi varlıkları gözlemleyebiliriz. Öte yandan rüyalar, hayaletler ve halüsinasyonlar gerçek gibi görünmelerine rağmen duyularımızdan doğmaz ve hatta duyularımızın uzantısı bile değildir. Herhangi bir kavramsal anlayışın nihai testi, sadece gerçek madde ve gözlemlerle mümkündür. Kanıt, bilimin temel öğesidir. Kanıt yoksa sadece kurgu vardır. Bilim bir süreçtir. Bilim gerçek dünyayı açıklamaya çabalar. Açıklamaları ise doğadaki kanıtlar aracılığıyla test edilir.Kuşlar ve kertenkelelerin doğada var olduğu bir gerçektir ve bu yüzden bilimin kapsamına girerler. Tersine, periler ve yeşil cücelerin hikayeleri ve bibloları ne kadar eğlenceli olsa da nesnel dünyada yer almazlar. Bu da bilimsel araştırmaya uygun olmadıkları anlamına gelir. Her tür bilimsel anlayışın temelinde doğanın incelenmesiyle toplanan bilgiler yatar. Bilimsel savlar, yapılan açıklamaların doğal dünyanın gözlemleriyle test edilmesine ve testi geçemeyenlerin reddedilmesine dayanır.Bilimsel açıklamalar doğal dünyadaki kanıtlar kullanılarak değerlendirilir. Bu kanıtlar çeşitli kaynaklardan gelebilir, kontrollü bir laboratuvar deneyinden, bir anatomik incelemeden veya uzaydaki radyasyon kayıtlarından. Kanıtlara uymayan açıklamalar ya reddedilir ya da düzenlenerek yeniden test edilir. Bilimsel iddialar meslektaş değerlendirmesine ve tekrarlanmaya tabidir.Meslektaş değerlendirmesi gerçek bilimsel girişimin vazgeçilmez bir parçasıdır ve bilimin her alanında süregelir. Meslektaş değerlendirmesi süreci, bilim insanlarının diğer meslektaşlarının verilerini ve mantıklarını incelemelerini içerir; alternatif açıklamaları, ayrıca gözlem ve deneylerin tekrarlanmasını amaçlar. Fikir piyasasında, en avantajlı olan, en basit açıklamadır. Buna, en yalını yeğleme ilkesi denmektedir. "Tek Bilimsel Yöntem" diye bir şey yoktur. Bilim fuarlarına giderseniz veya bilimsel dergiler okursanız, bilimin “soru-hipotez-yöntem-veri-sonuç”tan başka bir şey olmadığı izlenimine kapılabilirsiniz. Ama bilim insanlarının işlerini icra ediş şekilleri pek de böyle değildir. Çoğu zaman bilimsel düşünce, ister koşarken, ister duştayken, ister laboratuvardayken veya bir fosil kazısı sırasında yapılsın, aralıksız gözlemleri, sorgulamaları, çoklu hipotezleri ve sürekli gözlem yapmayı içerir. Bilimsel düşünce nadiren “sonuçlandırır” ve hiç bir zaman “ispatlamaz.” Bilimi, beyaz gömlekli bir bilim insanı ve baloncuklar saçan deney tüpleri imasıyla “Bilimsel Yöntem” kutusuna koymak, bilim insanlarının zamanlarının çoğunu ayırdıkları şeyleri yanlış temsil eder. Özellikle, tarih bilimi çalışmalarının içinde bulunanlar çok farklı bir yolla çalışırlar. Sorgulama, araştırma ve hipotez kurma; bunlar herhangi bir sırada gerçekleşebilir. Kuramlar bilimsel düşünme için merkezdir. Kuramlar doğanın bazı yönlerini mantıklıca açıklayan, bilim insanlarının geçerli tahminler yapmalarını sağlayan kanıta dayalı kapsamlı açıklamalardır ve pek çok yöntemle test edilmişlerdir. Kuramlar, yeni kanıtlarla desteklenir, düzeltilir veya yenilenebilirler. Kuramlar bilim insanlarına, içinde çalışabilecekleri çerçeveler sunarlar. Hücre kuramı, yerçekimi kuramı, evrim kuramı ve parçacık kuramı gibi bilimin pek çok kuramı, bilim insanlarının belirli hipotezleri test ettiği büyük fikirlerdir. “Kuram”ın bilimsel tanımı, terimin günlük dilde genelde kullanıldığı tahmin veya önsezi anlamlarıyla karıştırılmamalıdır. Bilimde kuram, bundan çok daha fazlasını ifade eder ve temelleri çok daha sağlamdır. “Evrim Kuramı” bir önsezi değil, dünyada yaşamın ne süreçlerden geçtiğinin, kanıta dayanan, kendi içinde tutarlı, yeterince sınanmış bir açıklamasıdır. Kuramın bilimdeki rolünü anlamak bilim insanları için gerekli, bilinçli yurttaşlar içinse hayatidir. Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 30 Mart , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 30 Mart , 2010 Bilimin özellikleri. Bilimin vardığı sonuçlar, geçici olmakla birlikte güvenilirdir. Bilim sürekli gelişmekte olan bir süreçtir ve vardığı sonuçları her zaman değişebilirdir. Fakat tıpkı “kuram” kelimesinin bir bilim insanı için özel bir anlamı olduğu gibi, “değişebilir” kelimesinin de öyle bir anlamı vardır. Bilimin vardığı sonuçlar, “gerçek yanıt çıkagelene kadar” geçicidir ve değişebilir anlamına gelmez. Bilimin sonuçları, olguya dayanan içerik ve düşünüşlerinde sağlam temellidir ve onlara “değişebilir” denmesinin tek sebebi tüm fikirlerin incelemeye açık olmasını anlatmak içindir. Bilimde, atomların, hücrelerin, yıldızların doğası veya Yerküre’nin tarihi gibi fikirlerin geçiciliği, bilim insanlarının, yeni kanıtlar ortaya çıktıkça fikirlerini değiştirme gönüllülüklerine yapılan bir atıftır. Bilim demokratik değildir. Bilimsel fikirler uzaktan ve yakından incelemeye tabidir, fakat kimse oylama yapmaz. Eğer levha tektoniği sorusu yirminci yüzyılın başlarında ilk defa ortaya atıldığında demokratik yollardan karara bağlansaydı, bugün yerkürenin zemininin kökenlerine dair çoğunlukla hiç bir açıklamamız olmazdı. Bilimsel fikirler, kanıtlar temel alınarak kabul veya reddedilirler. Bilim dogmatik değildir. Bilimsel girişim veya literatürdeki hiçbir şey inancı gerektirmez. Birisinden kimi fikirleri sadece inançla kabul etmesini istemek, bu fikirler “uzmanlar” tarafından beyan edilmiş bile olsalar, bilimsel değildir. Bilim insanları, duyularımıza güvenebileceğimiz düşüncesi gibi çeşitli varsayımlarda bulunsalar da, bilimsel açıklamalar ve varılan sonuçlar sadece sağlam temelli oldukları ve incelemeler karşısında ayakta kalabildikleri ölçüde kabul edilirler. Bilim ahlaki ve estetik seçimler yapamaz. Bilim insanları, anatomilerinden, DNA’larından ve fosillerinden yola çıkarak, çiçekli bitkilerin ilişkilerini çıkarsayabilirler ama bir gülün bir papatyadan daha güzel olduğunu bilimsel olarak ileri süremezler. İnsan oldukları için, gezegenimizin tüm bireyleri gibi bilim insanlarının da ahlaki ve estetik yargı ve seçimleri vardır ama bu tercihler bilimin bir parçası değildir. Bilim kültürel bir bağlamda var olur Bilim her zaman gerçeğe doğrudan ulaşmaz. Uygulamacılarının kılı kırk yaran çabalarına rağmen, bilim kimi zaman sendelemelerle ve hatalı çıkışlarla ilerler. Bazı durumlarda, belirli bir döneme hakim olan bilimsel fikirlerin sonradan hatalı veya eksik oldukları anlaşılmıştır. Galileo sisteme meydan okumadan önce, yermerkezlilik kuraldı. Sağda gösterilen yermerkezli Evren modeli, yüzyıllarca geçerli kaldı. Sonunda insanlar, Yerküre’nin Evren’in merkezi olmadığını kabul ettiler. Türleşme ilkin aşamalı bir süreç olarak tanımlanmıştı ama son yıllarda, bazı şartlar altında türleşmenin göreceli olarak hızla gerçekleşebileceği netleşti. Alfred Wegener’in kıtaların kayması hakkındaki fikirleri, kıtaların hareket etmesi için tutarlı mekanizmalar tanınana kadar ciddiye alınmamıştı Bilim kendisini düzeltir. İnsanlar bazen hata yaparlar. Ara sıra bilim insanları fikir akımlarına kapılıp sürüklenirler. Ama hatalar, yanlış anlamalar ve yanlış yönlenmeler, bizzat bilim camiası tarafından düzeltilir. Bazen bu düzeltmeler yıllar, on yıllar, hatta yüzyıllar alabilir. Gelişen yeni bir teknolojiler bazı konuları daha iyi anlamamızı sağlayabilir veya belli bir konuya olan bakış açısı değişebilir ve önünde sonunda gerçeğe daha yakın bir noktaya gelinir. Eski hipotezlerin atılıp yerine yenilerinin konuluyor olması bilimin, bilgi toplamanın bir yolu olarak geçersiz olduğu anlamına gelmez. Düşüncenin esnekliği bilimsel sürecin tam da özüdür. Örneğin geçtiğimiz 100 yıl içinde ders kitapları, tüm canlıları iki alemde toplamaktan, yaşamın bağlılığını üç küme olarak betimlemeye geçmiştir. Bilim bir insan uğraşıdır. Tüm insani zaaflar bilim insanları arasında da mevcuttur. Bunlar arasında: Kendi hipotezine aşık olmak, ona, yeni veya çelişen verileri göz önüne almayı reddedecek kadar bağlanmak. 1990’lardaki soğuk füzyon meselesinde, hidrojen kaynaşmasının düşük sıcaklıkta gerçekleşen bir türünden sınırsız enerji elde edilebileceğini ima eden sözde bilimsel kahramanları unutmamak ve gelecekte daha dikkatli olmak gerekir. Önyargılar tarafından sürüklenmek Yüz yıl önce insanlar atalarını eğik bacaklı, eli sopalı, ama alet yapıp ateşi kontrol edebilecek kadar gri maddeli [beyinde sinir sisteminin önemi bir bileşeni] olarak hayal etmişlerdi. “Mağara adamı” karikatürleri bu yanlış anlamayı korumaya devam etmektedir. Fakat son yıllardaki Australopithecus afarensis gibi bulgular, çok erken insan atalarının bile dik durabildiklerini, bize çok benzeyen ayak ve bacaklara sahip olduklarını, ama beyinlerinin şempanzelerinkinden görece biraz daha büyük olduğunu gösterdi. Bilim önünde sonunda, kültürel etkilere ve kişisel taraflılıklara bağlı olan önyargıları ve yanlış algılamaları aşar. Bilimsel girişimin güçlerinden birisi budur. KAYNAK: Evrim Çalışkanları Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.