Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Öncelikle şöyle bir düşünelim; 1000 yıldır bir toprak parçasının üzerinde yaşıyorsunuz. Sonra birileri geliyor ve "burası 2000 yıl önce bizimdi boşaltın" diyor. Sonra sizi oradan kaçırmak için köylerinizi basıyor. İnsanlarınızı katlediyor. Amaç ne ? Sizi 1000 yıldır yaşadığınız topraklardan atmak. Gerekçe ne ? Sizi topraklarınızdan atmak isteyenlerin 2000 yıl önce atalarının o topraklarda yaşaması!

 

 

Siyonist hareketin, Büyük Britanya ile yaptığı anlaşma uyarınca, 1000 yıldır aynı yerde yaşayan insanların topraklarından atılması, mülteci kamplarına toplanması. Neden ? Çünkü 2000 yıl önce ataları orada yaşıyormuş yahudilerin! Ve kutsal kitaplarında oralar vaadedilmiş torpaklarmış !

 

Hangi uluslararası hukuk normunda, böyle gerekçelerle "tarihsel haklar" diye bir madde öne sürülebilir ? Sicilya'daki İtalyanların torpaklarından atılıp, o toprakların araplara verilmesi gibi. İstanbul'da yaşayan Türklerin topraklarından atılıp, o toprakların rumlara verilmesi gibi. Kıbrıs'ta yaşayan Türklerin topraklarından atılıp, o toprakların rumlara verilmesi gibi.

 

Böyle bir taksimin meşru ve yasal olabilmesi için tek koşul vardır; orada yaşayan herkesin katıldığı bir refedandumdan baskın sonuç çıkması. 1000 yıldır orada yaşayan insanların topraklarını başkasına vermek gibi bir yetkisi yoktur BM'nin. Hem müslümanlar, hem de yahudilerin böyle bir talebinin olması ve hem müslümanlar hem de yahudilerin baskın çoğunluğunun yapılan referandumda "evet" demesi gerekir.

 

Hepimizi bugün Irak'ta Türkmenlerin topraklarından atılmasına karşı çıkıyoruz. Kuzey Irak'lı Kürtler "50 yıl önce buralarda biz oturuyorduk" diyerek Türkmenleri topraklarından atmaya çalışıyor.

 

BM'nin aldığı karar varolan bütün uluslararası hukuk normlarına aykırıdır.

 

Milyonlarca arap, topraklarından zorla atılmış ve komşu ülkelerde mülteci kamplarında yaşamaya mahkum edilmiştir. 1000 yıldır aynı yerde yaşayan milyonlarca arap, "bak bu insanların kutsal kitabında senin yaşadığın yer vaadedilmiş toprak, bu insanların ataları 2000 yıl önce burada yaşıyormuş" denilerek evlerinden, köylerinden atılmış komşu ülkelere mülteci olarak yollanmıştır.

 

 

SEVR anlaşması ne kadar hukuki ve meşru ise, bu da ancak o kadar hukuki ve meşrudur.

 

Kimse İsrail'i meşru ve hukuki bir devlet olarak yutturamaz bize.

Gönderi tarihi:

" Uymaniz icin size bildirdigim bu buyruklari eksiksiz yerine getirir,Tanriniz RAB'bi sever,yollarinda yürür,O'na bagli kalirsaniz,

 

RAB bu uluslarin tümünü önünüzden kovacak.Sizden daha büyük,daha güclü uluslarin topraklarini mülk edineceksiniz.

 

Ayak basacaginiz her yer sizin olacak.Sinirlariniz cölden Lübnan'a,Firat irmagindan Akdeniz'e kadar uzanacak.

 

Hic kimse size karsi koyamayacak.Tanriniz RAB,size verdigi söz uyarinca,ayak basacaginiz her yere dehsetinizi,korkunuzu sacacaktir.

.........(TESNIYE,11:22-28

 

Israil Tevrat'ta Yahudilere vaat edilen yerleri kendi topraklarina katma amaci ile siyaset yapmaktadir.Ben Israil'in mesrumu degilmi tartismasindan cok bugüne kadar gecen sürede nasil büyüdügünü ve genisledigini görerek Büyük Israil hayali pesinde oldugunu söyleyebiliyorum ki bunu bircok gözlemci ve arastirmacida söylüyor.

 

Yahudilerin kendileri degil ama emperyal güclerin gayretleri ile bir devlete kavusmus yani basta Ingiltere olmak üzere BM gayrimesru bir devlet olusturmuslardir.

 

18.Yüzyilin sonlarina gelindiginde Filistin topraklarina cok sayida Yahudi yerlesmis ve bunlar bir Yahudi devleti planlari yapiyorlardi.18.Yüzyilin son döneminde 1896'da Theodor Herzl'in baskanliginda kurulan bir ekibin önderliginde ilk defa bir Yahudi devleti fikri ortaya atildi.1897'de Isvicre'nin Basel kentinda toplanan 1.Siyonist Kongresi,Ortadogu'da bir Yahudi devleti kurulmasi fikrini ortaya koyup ilk calismalara baslandi.Zengin Yahudilerin elde ettigi birtakim siyasetciler Yahudi devleti olusturmakta yavas yavas etkisini gösteriyordu.II.Abdülhamid'e Filistin topraklarini satmasini öneren Yahudiler ondan aldiklari ret cevabi ile Ortadogu'da calismalarini hizlandirdilar.1914 yilina girildiginde Filistinlilerden satin alinan topraklar üzerinde nüfusu 100.000 bulan Yahudi kolonileri olusturulmaya baslanmisti.Kamuoyunda genl olarak yanlis algilanan bir konu varki o da "Araplarin Israil icin toprak sattiklari"iddiasidir ki bu cok yanlistir.Bu satin alma denilen olaylar o toprakta calisan birisinin topragi sahibinden satin almasi olayidir yani bir tür arsa satisi gibi.Bunlari biribirine karistirmamak gerekir.Ne varki bugün Türkiye'nin 300 bin dönüme yakin topragi yabancilara satilmis durumdadir.Güneydogu'da satilan bu topraklarin genelde sahibi Yahudilerdir.Eger biz bunlari Israil'e devlet kursun diye toprak satisi olarak görürsek yaniliriz ama muhakkak ki sakincali bir durumdur bu.2003 yilindan itibarende bu toprak satislari artmistir.

 

Sonraki sürecte Yahudi toplumunun Filistin topraklarinda Yahudi kolonilerini arttirmalari sonucu olarak,Yahudi cemaatlerinin zengin oldugu ülkelerde faaliyetlere gecerek Sykes-Picot antlasmasinin 1916 yilinda imzalanmasiyla Yahudi devletinin önü acilmis oldu.Yahudilerin Ortadogu'ya göcleri hizlandi Avrupa Devletlerinin kapali siyasetleri ile Ingiltere'nin önderliginde Filsitn topraklarinda Yahudiler agirlik kazanmaya basladi.1.Dünya savasi sonrasi Osmanli'nin o bölgede etkisinin kalmamasi faktörü ile Yahudi devletinin kurulma asamasi da hizlandi.Almanya'da baslayan Yahudi soykirimi ile Ortadogu'ya kacan Yahudilerin Filistin topraklarina gelemeye baslamasiyla asil planda yürümeye basladi.1940'lara gelindiginde Filistin topraklarindaki Yahudi sayisi yarim milyonu bulmustu.Birlesmis Milletler tarafindan olusturulan Filistin Özel Komisyonu,Filistin topraklarinin Araplar ve Yahudiler arasinda paylasilmasina karar vermisti.Araplarin siddetle karsi cikmasina ragmen 15 Mayis 1948'de Israil Devleti kuruldu.

 

Israil Devleti kuruldugundan bu yana o bölgede baris hic olmadi,her savasin sonunda Israil kendisini kuranlarinda destegiyle topraklarini büyüttü.

 

Bütün bu gerceklere ragmen basta Amerika olmak üzere Avrupa ülkelerinin Israil'e isgal ettigin topraklardan cik dememeleri,Filistin halkina yapilan zulme dur dememeleri Filistinde kanin akmasini hizlandirdi.Yasser Arafat'in baslattigi FKÖ hareketi Israil'in yarattigi Hamas hareketi ile baltalanmaya calisildi.Hamas'in FKÖ'ye karsi verdigi mücadele Filistin halkinin bagimsizliginida gündemden uzaklastirdi.Hamas yöneticilerinden birinin oglunun Israil'in ic güvenligi örgütünde faal bir eleman olarak calisiyor olmasida aslinda Hamas'in kimin yararina mücadele verdigi sorusunu sormamizi gerektiriyor.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Darbeler, ihtilaller, savaşlar, işgaller, var olan durumsalın yıkılması, yeni bir statüko oluşmasıdır. Başarılı olursa bu yeni statüko kabul edilir. Başarısız olursa tarihin karanlıklarına gömülür. İhtilaller, savaşlar, darbeler referandumdan onay almazlar.

 

Aynı mantıkla; İsrail devleti var. Ne yolla var olduysa, varolmuş, artık var. "Burası bin yıldır Filistin toprağıydı, çık oradan" da denemez. Böyle bir fiili durum yaratacak güç varsa, İsrail'i yok edip Filistin yapar. Güç yoksa İsrail durumsalı devam eder...

Gönderi tarihi:
Öncelikle şöyle bir düşünelim; 1000 yıldır bir toprak parçasının üzerinde yaşıyorsunuz. Sonra birileri geliyor ve "burası 2000 yıl önce bizimdi boşaltın" diyor. Sonra sizi oradan kaçırmak için köylerinizi basıyor. İnsanlarınızı katlediyor. Amaç ne ? Sizi 1000 yıldır yaşadığınız topraklardan atmak. Gerekçe ne ? Sizi topraklarınızdan atmak isteyenlerin 2000 yıl önce atalarının o topraklarda yaşaması!

 

Tarih Bilimi'nin çok güzel bir çatışmasıdır bu aslında.

Güzel bir örnek...

 

Kapitalizm ve Sömürgecilik; savaş ve istila amacı doğrultusunda nasıl ki silahlanmaya ve askerleri daha sağlıklı kılmaya yönelik pozitif bilimlerin gelişmesine elverdiyse;

Sosyal Bilimler de aslında gelişimlerini aynı nedenlere borçlular.

 

Sömürgecilikten nefret ediyoruz tamam ama;

Tüm Bilimler, bu süreçle kendilerini gerçekleştirme fırsatı bulmuşlardır.

İkinci Dünya Savaşı olmasaydı; ne atom bombasını bulabilirdik; ne gen bilim yeterince gelişme imkanı bulurdu.

 

Sömürgecilik çok daha derin:

Sosyal Bilimleri de ele alır...

Ve dönemin en geçerli iddiası:

"Biz zamanlar biz..."dir...

 

Örneğin Almanlar'dan tutun İngilizler'e kadar bir çok ülke,

Anadolu'da kendi işgallerini haklı kılabilmek için

Hititler ile akraba olduklarını iddia etmişlerdir...

 

Ermeni ve Kürt tezleri zamanında tek başlarına işe yaramayınca;

Ermeniler ile Kürtlerin aynı kökenden geldiklerine inananlar da olmuştur!

 

Hatta dönemin kimi Kürtçüleri, İngilizlerden yardım alabilmek

Ya da daha doğrusu İngilizlere yamanabilmek için

Aynı atadan geldiklerini iddia etmişlerdir...

 

Yani Tarih Bilimi, bir yeri sömürmek için en temel dayanak olmuş

Ve geçmişe dönük tarihler uydurulmuştur.

 

"Zamanında biz..." denilmiştir.

 

Buna Türkiye'de katıldı zamanında elbette;

Etkili bir savunma yaratabilmek için:

"Öyleyse, biz de..." dedi...

 

Fakat en güzel tanımı, Truva'lıların Türk olup olmadığı tartışılırken, Halikarnas Balıkçısı verdi:

"Türk müdürler, değil midirler bilemem; fakat bizim damarlarımızda onların kanlarının da dolaştığı kesin..."

 

Öyle ya:

Truvalılar, İonlar, Gaşkalar, Hattiler, Hititler, Lidyalılar vs...

Yer yarılıp içine girmediler ya?

Bugünün Anadolu halkı ile kaynaştılar;

Yani onlar aynı zamanda, bugünün Anadolu'lularının da ataları...

 

Ama bunların üzerinde en temel gerçekliği Ahmet Taner Kışlalı oturttu:

"Bir toplum; binlerce yıl önce yok olduktan/benliklerini yitirdikten binlerce yıl sonra, hiç yok olmamış gibi ortaya çıkamaz..."

 

Nasıl ki Kürtler;

Medlerin, Sümerlerin, Hititlerin, Hurrilerin torunları değilse artık:

Bugünün İsrail'i de Filistin topraklarının sahibi değildirler...

 

Ha ama Sömürgeciliğin "Ulus Yaratma Projeleri" vardır;

Pardon, unutmuşum...

Eğer yeterince desteklerler ise;

Bir İsrail de kurdururlar:

Bir Kürdistan da...

Bir Büyük Ermenistan da...

Bir Büyük Yunanistan da...

 

Bazı kesimler de çıkar:

AntiEmperyalist ve Sosyalist sloganlarla,

Emperyalizmin kuklalığına heves ederler...

 

Olur böyle şeyler...

Gönderi tarihi:

 

 

Bazı kesimler de çıkar:

AntiEmperyalist ve Sosyalist sloganlarla,

Emperyalizmin kuklalığına heves ederler...

 

Olur böyle şeyler...[/b][/size][/font]

Tamam herseyi cok güzel izahat etmissiniz buna kimsenin ittirazi yok. Siyasi düsünen herkes bunu gayet iyi bilirki bu topraklar bir cok kisiyi agirlamistir, bunu her daim söylüyoruz.. Bu ilk defa söylenmiyor ki bugün bulunmus gibi ciksin..Bilinmeyen bu cikan kargasayi nasil önleriz bu topraklar nasil rahata kavusur insanlar nasil rahata kavusur ic huzur dis tehditler nasil önlenir bununda bir mücadele sekli olmasi gerekir. iki yazarin düzgün özenerek yazdigi sekilcilikle bir toplum bir bölge huzura kavusmaz herhalde bu bir egitim bir uzun sürectir siyasi düsünerek cok seslili uzun tartismalara gebe olmasi gerekir tam anlamiyla toplum siyasinin icinde olmalidir sürekli üretmelidir.. Üretilen bilgiler en düsük bilgi bile kücümsenemez ozaman ya tepede yada asagida kalirsin Robert öyle der..

 

Simdi yazdiklarin bu konuda neyi acikladi? hangi tezi ortaya koymaya calistiniz anliyamadim..Simdi burada israil ne olacak madem sisirme bir ülke yapilmasi gereken ne..Örnegin Hamas gibi düsünebilirmiyiz? bu örgüt ne diyor 1988 yilinda yayinladigi tüzügünde ne geciyor amaclarının cihad yoluyla İsrail´i haritadan silmek geciyor Cihad yoluyla haritadan silecegiz burda bir din devleti kuracagiz her türlü müzakereyi de kabul etmiyoruz diyorlar.. uygunmu.

Gönderi tarihi:

Elbette sevgili Tengeriin Büyük Britanya'nın İsrail projesine benzer tüm emperyalist projelerde aynı argümanlar kullanılmıştır; "şu kadar yıl önce buralar şunlarındı". Megali İdea, Pontus, Mançuko, Enosis vs gibi. Bugün Kuzey Irak'taki Kürdistan projesi gibi.

 

Hepsinde benzer şeyler yaşanır. Proje sahibi emperyalist devlet tarafından palazlandırılanlar, orada yaşayan insanları kaçırmak için silah kullanır. Yıldırma taktiklerine başvurur.

 

1000 yıldır hem müslümanların, hem hristiyanların, hem de yahudilerin huzur içinde yaşadığı Filistin'de, Büyük Britanya ile Siyonist konseyin yaptığı anlaşma uyarınca bölgeye gelen fanatik siyonistlerin kurduğu Irgun ve Hagana kan dökmeye başlamıştır. Tabi şimdi çok kolaydır "Araplar yahudilere topraklarını satmış" demek.

 

Oysa, yanıbaşınızda köylerde insanlar çoluk çocuk demeden katlediliyorsa ne yaparsınız ? Yaşadığınız yeri yönetene gider şikayet edersiniz. İngilizlere. İngilizler sadece seyrediyordu yahudi terör örgütlerinin katliamlarını. Kendilerine şikayete gelen araplara topraklarını satıp başka bir yere gitmelerini salık veriyorlardı.

 

EOKA aynısını Kıbrıs'ta yapmıştır. İzmir işgal edildikten sonra Peşmergeler aynısını Erbil ve Süleymaniye'de yapmaktadır. Bölgeye hakim emperyalist gücün icazetiyle nesillerdir orada yaşayan insanları kaçırmak için her türlü yıldırma taktiğini kullanmaktalar.

Gönderi tarihi:

Ulus Yaratma Projeleri

Bu projelerin belirleyici rolünün yüzde sıfır virgül birkaç'tan öte olduğunu sanmıyorum. Projenin allahını geliştirsen, bu proje ile bir ulus ve bir devlet yaratamazsın. Bu projeler, ağzı olanın konuştuğu laf güzaftan başka ve havanda su dövmekten öte faaliyetler değildir. Kurulacak ulusa katkıları yukarıda verdiğim oran kadardır. Anadolu Hititler veya Sümerler Türktüler tezleri ile mi Türkiye oldu? Ha, tabii kurucu tez anlamında söylüyorum. Bağımsız tarih tezlerine laf söylemek haddime düşmez.

 

Belirleyici etken kurucu güç ve arkasındaki destekleyici güçtür. Kuracak irade olmadan da desteğin allahı olsa yarar sağlamaz. Arkasında yeterli güç ve yeterli irade olur, Yunanistan'ın da karıştığı bir zamana denk gelse, Batı Trakya'da bir Türk devleti niye kurulmasın? Bunun için Türk tezi yaratmaya gerek yok.

 

Engelleyici güç de zayıfsa, her zaman için yeni sınırlar çizilebilir. Fizik kuralı, bir kütleyi harekete geçirmek için sürtünmeyi yenecek bir kuvvet uygulayacaksın, hızlandırmak için eylemsizliği yenecek bir kuvvet uygulayacaksın.

 

Kağıt üzerinde istediğin kadar F=m.a kuvvetini hesapla, kitapla... Kütleleri fizik yasaları yönetmez. Çizgi filmlerde olduğu gibi uçurumun üzerinde durup düşmeyen kahramana fizik kitabının Newton yasası kısmını okutunca düşüşe geçmez...

Gönderi tarihi:

Önce meşruluk neye bağlı, kime göre? Toprağının elinden alınmaması için orada yaşadığın meşru süre kaç yıl olmalı?

50-60 yıl ise bu süre doldu, artık oralar İsrail'in. Bu süre yetmez daha uzun süre yaşanması gerekirse;

daha da gerilere gidelim, M.Ö.900 de Davud'un bu topraklarda kurduğu İsrail devletini niçin işgal edip yerleştiler.

Onlar bin yıldan çok daha fazla orada yaşamışlardı.

 

1000 yıldır (ki bu zaman doğru değil) yaşadıkları topraklardan sürülenleri savunmak, İsraili yargılamak için yeterli neden mi?

 

Biz de Konstantinopolisi kurup Ayasaofya gibi bir eseri yapan 330 yılından 1453 e kadar orada yaşayanları kovalamadık mı?

Şimdi biz de, bakın atalarımızın toplarla yıktığı surlarınızı da tamir etmeye başladık diyerek terk mi edelim İstanbul'umuzu?

Geçmişimizin yaptıklarından özür dileyerek.

 

Kafamızdaki doğrular ile yargıladığımızda kendimizi haklı görmek kolay. Ya bunlar yanlış ise?

Gönderi tarihi:

Davud,kimin topraklarinda Israil Devleti kurdu?O topraklarda kimler yasiyordu.Yahudiler nereden Filistin'e geldiler.Yahudilerin ilk anayurtlari neresiydi?

Kurdugunuz denklem güzel ama Israil kurulmadan önce kimlerle savasti Davut sorusunada cevap vermeniz gerekirdi.Davut bos topraklara gelip yerlesmedi,Tevrat'ta kendisine vaad edilmis topraklar diye Filistin'e geldi ve orada yasayanlari savasla kovdu.Filistin'de Filistin halklari yasiyordu Yahudiler degil.

 

Tabiiki Israil ortadan kalksin diyen yok en azindan burada tartisanlarin arasinda öyle bir istegi olan yok.Ama o toprakta onlar kadar ve onlardan daha fazla haklari olan Filistin toplumunun yasam hakkina saygi göstererek.Israil bunuda yapmadi üstelik yüzyillardan beri Araplarin elinde olan Kudüs'üde isgal edip Israil'e bagladi.Demek ki Israil Tevrat'a göre siyaset yapmaktadir ve amaci daha da büyümektir.Bu gercegi farkli alanlara cekerek,Filistin halkinin hakli isteklerini görmemezlikten gelinmemelidir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Simdi yazdiklarin bu konuda neyi acikladi? hangi tezi ortaya koymaya calistiniz anliyamadim..Simdi burada israil ne olacak madem sisirme bir ülke yapilmasi gereken ne..Örnegin Hamas gibi düsünebilirmiyiz? bu örgüt ne diyor 1988 yilinda yayinladigi tüzügünde ne geciyor amaclarının cihad yoluyla İsrail´i haritadan silmek geciyor Cihad yoluyla haritadan silecegiz burda bir din devleti kuracagiz her türlü müzakereyi de kabul etmiyoruz diyorlar.. uygunmu.
Bu projelerin belirleyici rolünün yüzde sıfır virgül birkaç'tan öte olduğunu sanmıyorum. Projenin allahını geliştirsen, bu proje ile bir ulus ve bir devlet yaratamazsın. Bu projeler, ağzı olanın konuştuğu laf güzaftan başka ve havanda su dövmekten öte faaliyetler değildir. Kurulacak ulusa katkıları yukarıda verdiğim oran kadardır. Anadolu Hititler veya Sümerler Türktüler tezleri ile mi Türkiye oldu? Ha, tabii kurucu tez anlamında söylüyorum. Bağımsız tarih tezlerine laf söylemek haddime düşmez.

 

Belirleyici etken kurucu güç ve arkasındaki destekleyici güçtür. Kuracak irade olmadan da desteğin allahı olsa yarar sağlamaz. Arkasında yeterli güç ve yeterli irade olur, Yunanistan'ın da karıştığı bir zamana denk gelse, Batı Trakya'da bir Türk devleti niye kurulmasın? Bunun için Türk tezi yaratmaya gerek yok.

 

Engelleyici güç de zayıfsa, her zaman için yeni sınırlar çizilebilir. Fizik kuralı, bir kütleyi harekete geçirmek için sürtünmeyi yenecek bir kuvvet uygulayacaksın, hızlandırmak için eylemsizliği yenecek bir kuvvet uygulayacaksın.

 

Kağıt üzerinde istediğin kadar F=m.a kuvvetini hesapla, kitapla... Kütleleri fizik yasaları yönetmez. Çizgi filmlerde olduğu gibi uçurumun üzerinde durup düşmeyen kahramana fizik kitabının Newton yasası kısmını okutunca düşüşe geçmez...

 

Sevgili DemirEfe ve EfendiTürkler...

"Ulus Yaratma Projesi" denilen bir süreç elbette ki vardır:

Ha bu kah başarılı olabilmiştir, kah olamamıştır.

Fakat bu proje, sömürgecilikten bağımsız ve başlı başına ayrı bir amaçmış gibi ele alınamaz.

 

"Ulus Yaratma Projesi"nin etkisinin çok çok az olabileceğini düşünebilirsiniz;

Olabilir de...

Bazı yerlerde tutabilir; bazı yerlerde tutmayabilir...

 

Ama "Ulus Yaratma Projesi", sizin emperyalist güdümlerinizin temelinde yer alıyorsa iş değişir.

İsrail'de bunun en somut örneğidir.

Türkiye'de Kürt Etnik Milliyetçiliği'nin yükselmesi de bunun bir kanıtıdır.

 

Ben "İsrail haritadan silinsin" ya da "Yahudiler o coğrafyadan atılsın" demiyorum;

Demek gibi bir hakkım da yok...

Aslına da bakarsanız, İsrail'li Yahudilere de acıyorum:

Onları kullanan Amerika'nın ve hatta oradaki Yahudiler'in umurlarında bile değiller bana kalırsa;

Ayrıca hep tanımlandığı gibi İsrail'in Amerika'yı değil;

Amerika'nın İsrail'i kullandığını ve sömürdüğünü düşünüyorum.

İsrail ya da Yahudiler o coğrafyada kalabilir;

Fakat İsrail bir proje sonrasında kurulmuş bir devlettir.

 

Tarihin hatırlamıyorum ancak ilk Siyonist Kongrede, Avrupa'daki Yahudiler için uygun bir devletin kurulması

Ve onların göç etmeleri konusu konuşuluyor.

Bu çerçevede iki bölge söz konusu oluyor:

Birisi Afrika ve diğeri de bugünkü İsrail'in olduğu bölge.

Neden bu bölgeler?

Çünkü sömürgeciliğin odaklandığı ve tampon devlete ya da devletlere ihtiyaç duyulan bölgeler.

Olayın "Vaat Edilmiş Topraklar/Arz- Mev'ut" ile alakası yok yani...

Sadece o kılıfa büründürülmüş; o kadar.

 

Neden Yahudiler?

Net bilmiyorum;

Belki de Avrupa'da yükselen Yahudi Karşıtlığından korktukları için bu karara yöneldi Yahudiler...

Ve Sömürgeci devletlerin de işlerine geldi...

Ya da belki de Yahudilerin, dünyayı ele geçirmek ve buna da önce bir devlet kurarak başlamak gibi bir planları vardı:

Kim bilir!

 

Daha sonra Cyrano'nun anlattığı süreç başlıyor tabii ki o bölgede.

Zengin Yahudiler Amerika gibi ülkelere göç ederken, silahlandırılmış olanları Filistin'e geliyorlar.

İkinci Dünya Savaşı da Avrupa'daki yoksul ve katledilen Yahudilerin gelmesi için önemli bir neden haline geliyor elbette.

 

Her neyse;

Yahudiler, İsrail'de yaşamaya devam edebilirler;

Benim için sorun değil tabii ki.

Fakat İsrail'in askeri gücü kırılmalıdır.

Orada yapılanları bence "İsrail Yapıyor" diyerek düşünmemek lazım.

Gönderi tarihi:

Önce meşruluk neye bağlı, kime göre? Toprağının elinden alınmaması için orada yaşadığın meşru süre kaç yıl olmalı?

50-60 yıl ise bu süre doldu, artık oralar İsrail'in. Bu süre yetmez daha uzun süre yaşanması gerekirse;

 

Bir uygulamının meşruluğunun ölçütü, gerçekleştiği dönemin hukuku, evrensel ilkeleri ve anlayışıdır.

 

Bin yıl önce bir ülkenin yönetiminin babadan oğula geçmesi yasal ve meşrudur. Bin yıl sonra değildir. Bin yıl önce bir devletin başka bir devleti sömürge yapması yasal ve meşrudur. Bin yıl sonra değildir. Bin yıl önce savaş esirlerinin parayla satılması yasal ve meşrudur. Bin yıl sonra değildir.

 

 

daha da gerilere gidelim, M.Ö.900 de Davud'un bu topraklarda kurduğu İsrail devletini niçin işgal edip yerleştiler.

Onlar bin yıldan çok daha fazla orada yaşamışlardı.

 

1000 yıldır (ki bu zaman doğru değil) yaşadıkları topraklardan sürülenleri savunmak, İsraili yargılamak için yeterli neden mi?

 

 

M.Ö 900'de Davud'un kurduğu İsrail devletinde kölelik olması, 1945'te Almanların yahudileri köle olarak kullanmasını nasıl meşru kılmıyorsa, 2000 yıl önce Romalıların galyalıları köle yapması, bugün Fransızların İtalyanları köle yapmasını nasıl meşru kılmazsa, M.Ö 900'de kurulan İsrail devletinin işgal edilmiş olması da, 1948'te arapların topraklarından atılıp sürülmelerini meşru kılmaz.

 

1000 yıl yuvarlama olarak söylenmiştir, oysa çok daha eskidir süre. Kudüs 637 yılında müslümanların eline geçti.

 

 

Biz de Konstantinopolisi kurup Ayasaofya gibi bir eseri yapan 330 yılından 1453 e kadar orada yaşayanları kovalamadık mı?

Şimdi biz de, bakın atalarımızın toplarla yıktığı surlarınızı da tamir etmeye başladık diyerek terk mi edelim İstanbul'umuzu?

Geçmişimizin yaptıklarından özür dileyerek.

 

Kafamızdaki doğrular ile yargıladığımızda kendimizi haklı görmek kolay. Ya bunlar yanlış ise?

 

Kafamızda önce asgari mantık sınırlarına göre sorular oluşturmalıyız. Köleci çağda, imparatorluklar çağında gerçekleşen ve o devrin hukukuna, ilkelerine göre meşru, yasal olan olayları, 20. yy da gerçekleşen olaylar mukayese etmek gibi mantık dışı argümanlar üretmeyiz böylece.

 

14 asır önce, müslümanların Kudüs'ü ele geçirip kendi topraklarına katmalarını, 14 asır sonra gerçekleşen bir olaya dayanak olarak göstermek, 14 asır boyunca insanlığın katettiği mesafe, ve ürettiği değeler sanki yokmuş gibi davranmaktır.

Gönderi tarihi:

Öncelikle şöyle bir düşünelim; 1000 yıldır bir toprak parçasının üzerinde yaşıyorsunuz. Sonra birileri geliyor ve "burası 2000 yıl önce bizimdi boşaltın" diyor.

 

 

Yanıtınız için teşekkürler. Söylemek istediklerimi sizin de ifade etmeniz nedeniyle ayrıca teşekkür ederim. Ben de önce benzer birkaç cümle yazıp silip değiştirmiştim. Filistindeki olayları, 1000 yıldır yaşadıkları topraklarından kovulmalarını ile savumaya çalışmak ikimizin de yazdığı gibi pek mantıklı değil.

Hukuk gerek evrensel, gerek sınırlar içinde olsun, zamana göre değişken olmasına rağmen; Orman kanunları en modern hukukun temelini oluşturur. İnsanlar da hep bu kanuna göre davranır. Haksızlığa uğrayan gücü yetersiz olandır. Güçlü olan ise hep haklıdır, istediği kuralları çaktırılmayacak şekilde yazarlar.

Gönderi tarihi:

Mesele nedir ? Filistin'li araplar topraklarından, 20. yy ın hiçbir evrensel değeri, ilke ve normu tarafından tanımlanmayan "tarihsel haklar" gibi bir bahaneyle atılmış, mülteci durumuna düşürülmüştür.

 

Bu "tarihsel haklar" argümanı bize hiç yabancı değildir. İngilizler yine İsrail projesi gibi olan projelerinde Türklerin karşısına çıkarmıştır bu argümanı. Sadece Sevr'de değil. Türklerden her toprak talebinde bu argüman konmuştur ortaya. İtalya'nın Ege'de tarihsel hakları vardır (2000 yıl önce Bitanya Roma İmparatorluğu eyaleti idi), Yunanistan'ın tarihsel hakları vardır. Ermenistan'ın tarihsel hakları vardır vs...

 

İtalya Libya'yi, Almanya Avusturya'yı "tarihsel haklar" gerekçesiyle ilhak etti.

 

20. yüzyılın hangi evrensel hukuk normu, "tarihsel haklar" gerekçesiyle binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan insanların atılmasını meşru kabul eder ?

Gönderi tarihi:

"Ulus Yaratma Projesi" denilen bir süreç elbette ki vardır

Elbette, zaten ben de yok demedim ancak binde birkaçlık bir etkenlik payı biçtim.

 

Yani daha olmadı bir kaç tarihi paranı koyarsın cebine, bir yerde arkeolojik kazı yapar, "aa bakın atalarımızın paralarını buldum, burada yaşamışlar" diye cebinden çıkarırsın.

 

Ama o atalarının yaşamış olduğunu iddia ettiğin yeri işgal etmen için o paralardan çok daha fazla paraya ve güce ihtiyacın vardır. BM üç para buldun diye orayı sana verme kararı çıkarmaz.

 

İnsanlık gelişim çizgisi kesintisizdir. Kesin bir milat tarihi belirleyip "bu tarihten sonra sınırlar sabitlenmiştir, hiç bir yeni ülke kurulamayacaktır" diye bir enternasyonal yasa yoktur. Gücü yeten değiştirir, gücü yeten de engeller. Budur yani, bu işin yasası, referandumu, haklısı haksızı olmaz. Irak Kuveyt'i işgal ettiğinde kimse seslenmese, Kuveyt Irak'ın yasal eyaleti olurdu. Şimdi İsrail'i "meşru kurulmamıştı" deyip sürüp çıkarmayı önermek de haksız bir öneridir. Orada doğmuş büyümüş, orayı vatan bellemiş çocuklar bu söylemi haklı olarak reddeder.

 

Biz tarihte Kürt devleti yoktur, Kürt ulusu yoktur gerekçesiyle değil, gücümüz olduğu ve engelleyebildiğimiz için Kürt devletine izin vermiyoruz. Engelleyecek gücün yoksa, adamın da gücü varsa kurar, olur. Ulusum diye de iddia eder. Ulusların mayalanma süresi mi var, bin yıldan önce ulus mu olunamıyor? Oldum der olur. Çok lazımsa kendine bir tarih de yazar. Sen istediğin kadar uydurma tarih olduğunu söyle. Ne yapacaksın, uydurma tarih yazıyorlar diye savaş mı açacaksın? Savaş açacak gücün vardıysa kurulurken o gücü kullanacaktın.

 

Ha, Kürt devleti Kürt ulusu diye bir şey tarihte vardı yoktu o tez, konuşma, tartışma, onu ayrı tartışırız. Ama bu tartışmalar Kürt devletinin kurulup kurulmamasını çok az etkiler.

 

Biz o yüzden emperyalist oyunlara gelip ordumuzu yıpratmayalım diyoruz, çünkü bu ordu bize lazım. Süs biberi diye ektik de bitmedi. Paşalar hava atsın, elaleme karşı havamız olsun diye sırmalar yıldızlar takmadık. Bu ordu Suriye'ye savaş tehdidi yapıp bölücübaşını ordan çıkarttırmış bir ordudur. Pasifize politikaları sonucu daha resmen ilan edilmemiş bir devlet müsvettesini bile korkutamaz duruma getirildi. Ne kadar terörle savaşmış komutanı varsa emekli edildi, yetinilmedi tutuklandı. Sırtını emperyalistlere dayamış, pişkin pişkin sırıtan maşaları da "ha, aferin, işte böyle hizaya gelin" diye emekli edilmiş paşaların karşısında alaycı tavırlar takınır oldular. Olay çok belli:

 

Emperyalistlere kalsa gözünün üstünde çok kaşı olanın, az kaşı olandan ayrı bir devlet kurması gerekir. Onlar bölerek yönetmenin daha kolay olduğunu çok iyi bilirler çünkü.

 

Yani valla bilmem, millet değerlendirecek. İyi değerlendirirse kendi bilir, iyi değerlendirmezse de kendi bilir. Kahramanlar çağı kapandı. Kimse bir daha elini ateşe sokup öne çıkmayacak.

 

O işler bitti, canınız istiyorsa... Çok bonkörseniz verirsiniz doğuyu gider... Ağanın eli mi tutulur...

Gönderi tarihi:

İsrail'in meşru bir devlet olmadığını söylemek, İsrail devletinin iptal edilip, İsrail'de yaşayan Yahudilerin oradan atılması gibi bir fikri getirmez illa peşinden. Burada bunu savunan da yoktur.

 

20. , 21. yüzyılda savaş kaybetmek bir halkı davasında haksız yapmaz. Savaş kazanmak da bir halkı davasında haklı yapmaz.

 

Birçok devlet işgal edilmiş, birçok halkın toprağı istila edilmiştir. Savaşı kaybedip toprakları istila edildi diye, istilaya uğrayanlar haksız, istilacılar haklı olmaz. Zira yine birçok halk, daha sonra silahlı bağımsızlık mücadelesiyle topraklarını geri almıştır. Buna Türk halkı da dahildir.

 

Biz de savaş kaybettik. Bir savaşa katıldık, ordularımız tüm cephelerde bozguna uğradı, ve düşmanlarımız gelip topraklarımızı istila etti. Ne savaşı kaybetmiş olmamız topraklarımızın istila edilmesini, "tarihsel haklar" gerekçesiyle üstünde binlerce yıldır yaşadığımız toprakların başkalarına pay edilmesini haklı yaptı. Ne de tamam savaşı kaybettik, topraklarımız istila edildi hadi boşaltıyoruz dedik. Kendi toprağımızı geri almak için savaştık ve kazandık. Peki kaybetseydik Kurtuluş Savaşını ? Tamam bu sefer boşaltıyoruz mu diyecektik? Yine elimizde ne imkan varsa savaşacaktık. Diğer tüm ulusların yaptığı gibi.

 

Ve biz her zaman haklı olmaya devam edecektik, istilacılar da her zaman haksız olmaya. Bugün tüm dünya İsrail'in işgalci olduğunu bilmektedir. İsrail her yıl yüzmilyonlarca doları bu gerçeği değiştirmek amacıyla dünya televizyonlarındada , gazetelerinde ilanlar, propaganda yayınlarına harcar. Ama inandırıcı olamaz ki dünyanın her köşesinde milyonlarca insan Filistin için sokaklara dökülür.

 

En yakın müttefiki ABD'de bile kamuoyunda oluşan kanı "başımıza ne geliyorsa İsrail yüzünden geliyor"dur. ABD kamuoyu Ortadoğu'ya , Asya'ya çok uzak bir kamuoyudur. Ancak dünya eskisi gibi değildir. Dünyanın bir tarafında yaşanan yangın, her tarafını vurmaktadır. Ortadoğu'da bombalar patladıktan sonra, aynı bombalar Avrupa'da, Amerika'da da patlamaktadır. 100 yıllık demokrasi geçmişlerini yok sayıp, temel hak ve özgürlüklere ortalama bir Ortadoğu ülkesinde olduğu kadar kısıtlama getirmeye varan önlemlere sarılmak zorunda kalmaktadırlar. Vatandaşları arasında paranoya bir histeriye dönüşmektedir.

 

Kendi çarpık bakış açılarından tablo şudur; İsrail Araplara saldırıyor. Biz de İsrail'i destekliyoruz. Araplar da bize saldırıyor. Çin kamuoyunda Kuzey Kore ile ilgili oluşan kanının aynısıdır. Yöneticilerinin İsrail'in çıkarları için kendi huzurlarını bozduğunu düşünmektedirler.

 

Avrupa'lı siyasetçiler arasında İsrail'le ilgili yaklaşımı hatırlayalım, İsrail'in saldırgan dış politikasını serserilik olarak tanımlıyorlardı. Rahatsız oldukları nokta, İsrail'in sırtını kendilerine dayararak Ortadoğu'da serserilik yapmasının Avrupa'nın değişen demografik yapısı dikkate alındığında nasıl bir tehlike arzettiğini görüyorlardı.

Gönderi tarihi:

E o halde sorun yok. Ama meşru olmayan herhangi bir durumun ortadan kaldırılması gerekir diye anlaşılması konunun, haksız bir yaklaşım değildir herhalde.

 

Yani ne bileyim. Meşru olmayan bir kazanca el konur, geri alınır, öyle değil mi?

Gönderi tarihi:
Biz tarihte Kürt devleti yoktur, Kürt ulusu yoktur gerekçesiyle değil, gücümüz olduğu ve engelleyebildiğimiz için Kürt devletine izin vermiyoruz. Engelleyecek gücün yoksa, adamın da gücü varsa kurar, olur. Ulusum diye de iddia eder. Ulusların mayalanma süresi mi var, bin yıldan önce ulus mu olunamıyor? Oldum der olur. Çok lazımsa kendine bir tarih de yazar. Sen istediğin kadar uydurma tarih olduğunu söyle. Ne yapacaksın, uydurma tarih yazıyorlar diye savaş mı açacaksın? Savaş açacak gücün vardıysa kurulurken o gücü kullanacaktın.

 

Ha, Kürt devleti Kürt ulusu diye bir şey tarihte vardı yoktu o tez, konuşma, tartışma, onu ayrı tartışırız. Ama bu tartışmalar Kürt devletinin kurulup kurulmamasını çok az etkiler.

 

Pragmatist açıdan baktığımızda, elbette ki geçmişte Kürt Devleti var mıydı, yok muydu gibi bir şeyi umursamıyoruz.

Hatta her zaman söylerim;

Anadolu'da hangi ırkın kimden nereden geldiği zerre kadar umrumda değil...

Ve hatta bırak Kürtlerin, Türkmenlerden daha öncesinden beridir Anadolu'da yaşıyor olduklarını;

Hangi ırktan gelip gelmedikleri, gerçekte Türk, Fars ya da Arap olup olmadıkları da zerre kadar umrumda değil...

Aslına bakarsan Kürt olup olmamalarını bile birazcık dahi umursamıyorum...

Ben Ortak Değerlere bakarım;

Ortak Değerlerden başka daha aşağı ve ilkel duygularla hareket edilirse;

Ona da karşı dururum.

Çünkü bizi bir arada tutan şeyin, bu ortak değerler olduğunun farkındayım.

 

Şimdi, Türkiye olabildiğince zayıflasa ve bir Kürt Devleti kurulsa

Elbette ki kendisine yapay ya da gerçek! bir Kürt Tarihi de yazacak;

PKK'dan onurla söz edecektir...

Kürt Ulusu!'nın onurlu mücadelesi!'nin ballandıra ballandıra anlatacak ve elbette ki halkını da inandıracaktır.

İşte tam olarak bu yüzden "Ulus Yaratma Projesi" büyük önem taşıyor.

Herşeyden önce bu bir moral ve amaç kaynağıdır.

Örneğin Apo, bir elebaşı olarak Kürt Ulusu düşüncesine Pragmatist amaçlarla bakıyor olabilir.

Fakat Kürt olmayı etnik temelde saplantılı biçimde önemseyenler için bu bir amaç haline gelir ve oldukça da güçlü bir silahtır.

Örneğin Karayılan'ın ya da Sakık'ın PKK için öncülük etmesini söylediğin biçimde açıklayabilirsin;

"Güçlüyse, yapabildiğini yapar; değilse yapamaz" diyebilirsin...

Fakat PKK'ya katılan 16-20 yaşındaki genç için iki-üç şey önemlidir:

-PKK'nın ona aşıladığı Kürtçülük morali;

-İleride kavuşacağına inandırıldığı hayalleri...

 

Yani tamam, bir ülkede bir bölünme süreci ya da yeniden yapılanma süreci başlatacaksınızdır;

Fakat bunun için, bu yönde örgütleyeceğiniz insanlara moral bir amaç vermeniz gerekir.

İşte o görevi de "Ulus Yaratma Projeleri" yapar.

Yoksa Naziler, Hitler'in herşeye gücünün yeteceğine inandıkları için desteklemediler Hitler'i...

Hitler onlara, Irklarına dayalı bir amaç sundu...

Bugün Şeriatçıları da aynı ve benzer bir güdü örgütler zaten...

 

Ayrıca gerçekten de Ulusların bir mayalanma süreci vardır.

Ben bu olaya biraz daha bilimsel bakıyorum

Ve gerçekleşmiş her Ulusun bir mayalanma ve onları olgunlaşma sürecine iten bir kıvılcımın var olduğunu bildiğimden ya da bildiğimi düşündüğüm şeyden emin olduğumdan dolayı böyle düşünüyorum.

Hemen her Bilim İnsanından da duyarız ki;

Güya Mustafa Kemal bir Ulus yaratmış da, bunu gerçekleştiren O imiş...

Hikaye tabii ki bu.

Ulus olabilmenin tarihsel kökenleri ve gerçeklikleri vardır.

Onları, o süreçleri yaşamadıysa bir Ulus, Ulus olamaz...

O yüzden, öncelikle pragmatik açıdan, elbette ki söylediğin nedenden dolayı Kürt Devleti'nin kurulmasına karşı duruyoruz;

Fakat ikinci bir neden olarak da tasarlanan bir Kürt Ulusu yaratma projesinin,

Dayandığı Kürt Ulusçuluğu'nun, tarihsel temellerden, kaynaklardan ve meşruluktan kopuk olmasından ve gerçekçi olmamasından dolayı karşı çıkıyorum.

Tabii ki bu benim ilkesel düşüncemdir;

Veya siz buna "Kürtçülük moraline karşı tez" olarak da adlandırabilirsiniz...

En nihayetinde tutarlıdır ve önemli olan da budur diye düşünüyorum...

 

Yoksa söylediğinde haksız değilsin DemirEfe;

Ama "Ulus Yaratma Projeleri", bu projelere sahne olan kitleler için itici güç ve moral olmaktadır.

Yoksa ne Kürt Etnik Milliyetçileri dağa çıkardı;

Ne de Yunanlılar, Ege'yi ölümleri pahasına işgal ederdi...

Gönderi tarihi:

.

O şokta ders olmadi ! o gün düsünemedik bugünde mi düsünemiyoruz..

 

O gün nasilsa Türkiye basbakanini Peres’e karsi konusmasi Islam dünyasinin lideri yapmiyorsa Ortadogu’daki dengeleri degistirmeyip bizim dis dengelerimizi degistiriyorsa bunu nasil acikca hissetdiysek israil yahudi lobisinin arkamizda olmadigi o günü.

 

Biraz düsünme pozisyonuna girmekte yarar var diyorum..Nasrettin hoca ne diyor parayi veren düdügü calar paradan bol olmayan neden bir arap lideri simdiye kadar düdügü calmadi ´´Peres’e karsi bu calimi neden atamadi akillari o kadar kitmiydi..hicde zannetmiyorum

 

Biz bakiyoruz paramiz yok askeri gücümüz var onlarinda istenmeyen görüntülerin icine nasil sokuldugunuda görüyoruz..Istenen ne kendi varligini sorgulamak mi bunun önünü aca bilmek mi burda bu sorgulamanin ucundan tutanlarida görüyoruz ne yazikki bravo demek geliyor icimden..

 

Biz bu cografyada yasiyoruz unutma desek anliyabilecek mi !!! Bize düsen Filistin sorunu cözmek degil sorununun cözümü icin yardimci olmaktir desek anliyabilecekler mi zannetmiyorum Hamasin elini tutmak baris mi oluyor?

 

Hamasin kimligi talepleri ortada..Sabra ve Satilla Katliamlari'ni sorgulayan bunun üzerine film yapma cesaretini gösterebilen israil halkina yapilan haksizlik bu? Biz bir filim cevirebildik mi bir marasi cevirebildik mi bir sivasi cevirebildik mi.. Besir ile Vals filmini ceviren Israeli Academy Awards'ta alti dalda ödül alabiliyorsa..Israil icinde bir irade varsa filistin sorunu icin bu iradeyede haksizlik olmuyormu. Bizim Hamas gibi seriatci terörist bir örgütün arkasinda durmadan öte birlikte ayni dünya görüsünü sahipmisiz havasinla progandasiyla bu poppalama ne oluyor hemde ordumuzun feci sekilde yaralandigi bir dönem ..O kadar filistinin icine dalmisiz ki filistinin ne oldugunu bilen yok filistin sorunu nasil cözülür onu irdeleyen yok irdelenen israilin varligi ordan nasil yok edebiliriz, israil ordan nasil söküp atilir ..Bende diyorum ki bu zihniyet yarin bu cografyadan nasil Türkiye Türk halki söküp atilir öyle ya sonunda izlenecek yol oraya götürür bu kadar sade. Kim diyebilir Türkiye emperyalizm güdümünde kuruldu kurulmadigini bunu hic dile getirmediler mi. Beton mustafa diyenler getirmedi mi dersiniz..

 

Bu zihniyet ABD yi birakmis Irak ta var olan Israilin pesine düsmüs..70.yillarda filistinde birsey oldumu solun nefesi tutulurdu bugün nefesler bir !!! Iran´da da nefesler bir tutulmustu sah a karsi ondan sonra keyifli anlar yasanmisti gül kokulu..karanfili eksik.

 

Her ulusun varlik nedeni vardir her ulusu tetikleyen onun varlik sebebidir yarinin garentisi yoktur ister tek bayrak ister tek millet ol..

 

Biz kendi ordumuz ile savasirken, Orgenerallerimizi terörist ilan ederken Hamas gibi partiden cok kendi ordusu olan terörist seriatci ordusu olan dünyanin hic biryerinde kendi ordusu olan bir parti yoktur ve o orduyu can ciper savunmak.. Bu mu solculugun insancil sevgisi bir siddeti kinarken diger siddeti sahiplenmek. Biz burda neyi savunuyoruz onu bile bilmeden sözüm ona destek arkadasa destek edasiyla seriatci solcu ayni cephede savasir edasiyla yürümenin anlami nedir onu hic anliyamadim kiyafet degistirmeye ne gerek var kolayca savunulacak yani var iken.. Ordan hareket varken zor yolu secmenin anlami nedir..

 

Israil'in askeri gücü kirildimi nasil israil biterse Türkiyenin askeri gücü kirildiginda da Türkiye biter belkide kimbilir bu cografyada birileri ilginc denemelere girismek isteyebilir kulaga ilgincde gelebilir yasadiklarimiz yasamadiklarimiza gebedir yarin tost makinasindan ne cikacagini bilemeyiz her tost un altinda birsey gizlidir..Robert öyle der..

 

Bir ülkenin askeri gücünü kirmak Milletini kir daha iyi..

Gönderi tarihi:

O halde şöyle diyelim boşig dostum; ulus yaratma projesi veya ulus bilinci, var olan ve devlet olma gücü bulunan bir iradeyi yönlendirmek için kullanılır.

 

Güç varsa bile yönetilmezse elbette başarısız olabilir. Kontrolsüz güç güç değildir hesabı. Bunda sen haklısın.

 

Ben nerde haklıyım, güç yoksa istediğin kadar bilinç oluştur. İşe yaramayacaktır.

 

Sanırım bunda uzlaşırız.

 

Efendi dostumuz ise tabii ki tamamen haklı. Ordusu olmayan bir topluluk, ulus değildir. Ordusu zayıflamış bir ulus ise her türlü tehdit ve tehlikeye açık hale gelmiştir. Ha kedinin dişi ve tırnakları körelmiş, ha milletin ordusu zaafa uğramış. Aynı...

Gönderi tarihi:
O halde şöyle diyelim boşig dostum; ulus yaratma projesi veya ulus bilinci, var olan ve devlet olma gücü bulunan bir iradeyi yönlendirmek için kullanılır.

 

Güç varsa bile yönetilmezse elbette başarısız olabilir. Kontrolsüz güç güç değildir hesabı. Bunda sen haklısın.

 

Ben nerde haklıyım, güç yoksa istediğin kadar bilinç oluştur. İşe yaramayacaktır.

 

Sanırım bunda uzlaşırız.

 

Olay budur işte...

Keşke uzlaşma süreci herkesle bu kadar yapıcı olsa...

 

Yine de bilinç oluşturma süreci, güç yaratma sürecinin ön koşulu da olabilir kimi zaman.

En azından mesela Kürtçülüğe bir güç katma süreci izlerken,

Diğer yandan da Kürt Etnik Milliyetçiliğini beslerseniz

Bu hiçte fena olmazdı değil mi?

En azından ileride kullanabileceğiniz bir güç ortaya çıktığında;

Onun moral desteği de hazır elinin altında olur

Ve yeniden yaratıp kullanmak için vakit kaybetmezsin...

 

Neyse;

İsrail hakkındaki tartışmayı ayrı tutarak belirtmek isterimki:

Son iletinde tanımladığı düşünce, tartışmaya katılmamdaki kaygım açısında tutarlı ve tamamlayıcı;

Oldukça makul görünüyor...

 

Teşekkür ederim DemirEfe...

Gönderi tarihi:

Çok iyi anladım boşig dostum... Mutabıkız... Arabaya turbo ve nitro takılırken, yol tutuşu iyi lastiklere bakmak da akıllıca olur diyorsun değil mi? :) Mantıklı... Yoksa, tabii ki motor çalışmıyorken lastik beğenmeye çıkmak akıllıca olmazdı!

 

Gönderi tarihi:

Israil kendi siyasetini yapiyor.O kendi siyasetini yapadursun,biz hala Ermeniler'e,Amerikali'lara,AB'ne yaranma siyaseti ile kendi kendimizi bitiriyoruz.

 

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.