Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Fırtına, Günay'ın halasının oğluymuş

 

270220101209584631398_2.jpg

 

Bakan Günay emniyet ve yargının yöntemlerini eleştirip 'Kötü aletle iyi iş yapılmaz' dedi

 

Bloomberg HT kanalında soruları yanıtlayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay Ergenekon ve Balyoz operasyonlarıyla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

 

Balyoz operasyonu kapsamında halasının oğlu Hava Kuvvetleri eski Komutanı İbrahim Fırtına’nın da gözaltına alındığını söyleyen Günay, bu durumun gözaltıları hükümet yaptırıyor diyenlere de yanıt teşkil ettiğini söyledi.

 

Haksız gözaltı ve tutuklamalara isyan eden Günay’ın açıklamaları şöyle:

 

Eski aletlerle yeni bir sitem kurmaya çalışıyoruz, ondan kaynaklanan sorunlar oluyor. Türkiye bir konuyu sorgularken sorgulama yöntemleri eskimiş. Örneğin Emniyet’in ya da hukukun kullandığı yöntemler artık bu çağda biraz terkedilmesi gereken daha özenle davranılması gereken yöntemler var.

 

Ergenekon, Balyoz operasyonları için mi söylüyorsunuz?

 

Evet şu an için söylüyorum. Çok önemli bir yargılama sürecinden geçiyoruz çok önemli bir araştırma ama bu süre geçmişteki hukuksuzlukların geçmişteki yanlışlıkların sorgulanması ise o görüntüler vermemeye özen göstermesi daha dikkatli bir yöntem uygulamak gerekir. Osmanlıda bir söz vardır ‘Kötü aletle iyi iş yapılmaz’.

 

Nedir sizi rahatsız eden Emniyet ve yargının yöntemlerinde?

 

Herkesin biraz daha özenli, yaşadığımız dönemin kritik olduğunun farkında ve Türkiye’yi iyiye götürme gayretimiz olduğunu bilerek biraz daha dikkatli olmasının altını çizmek istiyorum. İnsanlar için bir saat haksız gözaltı, bir gün haksız gözaltı, bir ay haksız tutukluluk çok önemlidir. Bunu ancak yaşayanlar bilir. Yaşamayanlar ‘ Ne var canım bir günde ‘ diyebilir. Evet olağanüstü bir dönem yaşıyoruz ama hukuk devleti içinde saydamlaşmaya demokratikleşmeye yönelik bir genel kavram olarak olağanüstülük yaşıyoruz. Yoksa hukuk sistemi, anayasa, yasalar hepsi olağan şekilde işleyecekse o zaman herkesin daha yumuşak daha uyumlu bir üslup, daha spekülasyona meydan vermeyecek bir zamanlama gayreti göstermesi gerekecek. Özenle sözcük kullanmaya çalışıyorum çünkü Türkiye’de yasama yürütme yargı diye bir sistem var. Yasama ve yürütme genelde içiçedir ama yargı gerçekten Türkiye’de bağımsızdır. Sanıyorlar ki Türkiye’de hakim ve savcıları hükümet atıyor hatta Adalet Bakanlığı atıyor, en küçük bir etkisi yok sadece bir kurula başkanlık ediyor Adalet Bakanı dışardan zannediyorlar ki hakim bağımsızlığı zedelendi. Onların alanına giren hiç bir söz söylemek istemiyorum ama Türkiye’nin bütün kurumların bu olağan üstü geçiş dönemin demokratikleşme ve saydamlaşma döneminde hiç bir şekilde en küçük şekilde tartışmaya açmayacak şekilde hareket etmeleri lazım.

 

Balyoz’da gözaltına alınan Hava Kuvvetleri Eski Komutanı İbrahim Fırtına halanızın oğlu. Operasyonları hükümet yaptırıyor gibi bir algı var kamuoyunun bir bölümünde. Aileden sizi arayan, ne yapıyorsunuz diyen oldu mu?

 

En azından böyle bir olayla, gözaltıları hükümetin yapmadığını anlamak mümkün. Sayın Fırtına hem akrabam, hem uzun yıllardır tanıdığım çok saygı değer devlet adamı. Elbette herkesin mevcut bir siyaset durumu ile ilgili tartışmaları, eleştirileri olabilir ama ben demokrasiye karşı bir girişimi olmadığını yıllardır bu yana sürdüğüm ilişkiden biliyorum. Benim siyasi görüşüm karşısında takındığı tavırdan biliyorum. O yüzden bu sorgulamanın sonucunda serbest kalacağını biliyordum ama bu kadar uzun sürmesi üzdü beni.

 

Siyasi tercihinize takındığı tavır nedir, yani Ak Partiye katılmanızı destekledi mi?

 

Evet destekledi, hizmet yapmanın iş yapmanın doğru ve dürüst yapacağımı biliyordu. Böyle bir olayın içinde olan bir insanın siyasi harekete karşı komplonun içinde olan insanın müsamakar bir tavır alması beklenebilir mi? Tabii bunlarda yargının tartıştığı konular.

 

Sağlık durumunu sizden öğrenebiliriz o zaman? Geçmiş olsun demişsinizdir, arayıp…

 

Evet, son derece uygar şartlarda misafir edildiler, o konuda bir sıkıntı olmadı.

Vatan.

Gönderi tarihi:
Kim bu 35 Amerikalı CHP’li Öztürk, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı köşeye sıkıştırdı.

 

Beşir Atalay:Görmedim duymadım bilmiyorum

 

Atalay’ın nasıl haberi olmaz!

 

CHP’li Ali Rıza Öztürk, Başbakan Erdoğan ile Bush’un 2007’de Oval Ofis’teki görüşmesi sonrası Türkiye’ye gelen ABD’li 35 istihbaratçının peşine düştü. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın “Bilmiyorum” cevabına sert tepki gösteren Öztürk, “Yalansa tekzip et. Değilse açıkla. Bu konuyu bile bilmeyen bir bakana Kamu Düzeni ve Güvenliği’nin emanet edilmesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum” dedi.

 

İllegal karargahtan mı yönetiliyoruz?

TÜRKİYE’de 2 yıldır darbe tartışmaları yaşandığına dikkat çeken CHP’li Atilla Kart da ilginç değerlendirmeler yaptı: Bu 35 kişi konusu çok önemli. Islak imzadan darbeye geldik. İhbar mektupları postaneden gönderiliyor. Ama kim? MİT bilmiyor, İçişleri bilmiyor, Dışişleri bilmiyor. Türkiye illegal bir karargahtan mı yönetiliyor? Bakan Atalay, “Bilmiyorum” diyor. Sorumluluğunun bilincinde değil mi?

 

 

Poyrazköy’de ABD şüphesi

 

ESRARENGİZ ABD’lilerin ortaya çıktığı yerlerden biri de Poyrazköy’dü. Kabul edilen iddianame, Poyrazköy’deki kazılar başlamadan 17 gün önce ABD Konsolosluğu’na ait bir aracın askeri bölgede dolaşıp fotoğraflar çektiğini ve bu durumun jandarmaya da ihbar edildiğini belgelemişti.

 

 

Beşir Atalay'ı susturan soru

 

4 Şubat’taki Meclis Genel Kurulu’nda CHP’li Öztürk’ün, “2007’de Bush ve Erdoğan görüşmesinden sonra ABD istihbaratçısı 35 kişi Türkiye’ye geldi mi?” sorusuna Bakan Atalay, “Bilmiyorum” cevabını vermişti

Haber:Fatih ERBOZ

Gönderi tarihi:
ERGENEKON SEHIDI

 

270220100224476886044.jpg

Belgedeki imza Tatar’ın değilmiş

Hakkında ikinci kez tutuklama kararı çıkartılmasına neden olduğu için intihar etmişti...

 

ESKİ ve yeni Deniz Kuvvetleri komutanlarına suikast soruşturması kapsamında hakkında ikinci kez tutuklama kararı çıkartılınca intihar eden Deniz Kurmay Yarbay Ali Tatar’a ait olduğu iddia edilen suikast notundaki el yazısının Tatar’a ait olmadığı belirlendi. Gölcük’te deniz teğmenlerin kaldığı lojmanda bir buzdolabının arkasında bulunan nottaki el yazısı İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı’nda incelendi.

 

Uyuşturucu izi de yok

 

Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, kardeşi toprağa verildikten 19 gün sonra tamamlanan raporda belgelerdeki yazının kardeşine ait olmadığının ortaya çıktığını söyledi. Tatar, “Yazı diğer adı geçen insanların da değil. Peki kimin?” diye sordu.

 

Soruşturma kapsamında tutuklanan teğmenler, uyuşturucu kullanmak ve satmakla da suçlanmıştı. Ahmet Tatar “Bu teğmenlerin hepsine idrar tahlili yapılmış Adli Tıp Kurumu’nda. Uyuşturucu kullandıklarına dair hiçbir şey bulunamadı. Bu iddianamenin içerisinde var. Fakat bunların hepsinin siciline bu iddialar işlendi” diye konuştu.

Gönderi tarihi:

Bakan kötü aletle iş yapılmaz demiş. Alet kötü falan değil onu kullananlar kötü kullanıyor. Sn.Bakan, halanızın oğlunun dönem silah arkadaşı altında imzası olmayan bir darbe planı yüzünden tutuklanıyor, sesiniz çıkmıyor. Serbest kalacağını biliyordum diyorsunuz, nereden biliyorsunuz? 10 ay suçsuz yere içerde yatıp mahkemeye çıktığında ilk celsede beraat eden birinin hakkını nasıl ödemeyi düşünüyorsunuz? Evet Akp ye girmeden önce sizi demokrat, hukukun üstünlüğüne inanan biri olarak tanırdık. Sahsi çıkarların insanları nasıl değiştirdiğini sayenizde birkez daha görmüş olduk.

 

Bu komutanların kaçmayacağına inanılıyorsa niçin tek tek davet edilmeyip topluca yaka paça götürüldüler? Buna ard niyet olmadığını kimse söyleyemez.

Bakan veya müsteşarı olmadan HSYK toplanamıyormuş. Hakim ve savcıların icraat yapması için hükümetin razı olması gerektiğini Erzurum, Erzincan olaylarında da gördük Sn.Bakan. Yargının bağımsız olup olmadığını da bu olaylarda gördük.

Gönderi tarihi:

Hic bosu bosuna sizlanmayalim. Hepimizde cok iyi biliyoruz ki Taraf sadece bir görevi yerine getiriyor. Propaganda görevini. Ve de bugüne kadar basari ile bu görevi yerine getirdi. Arkasinda kimler var, kime sirtini dayamis bunlar bence teferrutattir. Gercek olan ise, AKP, yargisi, emniyeti, medyasi ile Türkiye'yi teslim almistir. Onlari bu basarilarindan dolayi kutluyorum. Türkiye'yi onlara teslim eden tüm Atatürkcü ve Laik kesime de hadi ordan diyorum.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Vural'dan açılım eleştirisi

'Şimdi de yerli artistlerle pazarlıyorlar'

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Demokratik açılımı şimdi de yerli artistlerle pazarlıyorlar, yalanlarla, ninnilerle bizi avutacaklarını zannediyorlar" dedi.

 

Vural, parti çalışmaları için bulunduğu Ordu'nun Fatsa ilçesinde bir düğün salonunda partililere seslenerek, AK Parti iktidarının politikalarını eleştirdi.

 

Habur sınır kapısında yaşanan olaylara işaret eden Vural, orada yaşananların unutulmaması gerektiğini söyledi.

 

Demokratik açılımı eleştiren Vural, sanatçılardan demokratik açılıma destek vermelerinin istenildiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Demokratik açılımı, bir artist var Kevin Costner, dedim ki 'vallahi doğrudur, yabancı olduğu için destekliyordur'. Sonra da dedim ki, 'şu adama bir ulaşayım, sorayım.' Adam da dedi ki, 'ben demokratik açılım falan bilmem, öyle bir şey yoktur' dedi. Dolayısıyla bu yalan da ortaya çıktı. Bu yabancı artist olmayınca şimdi yerli artistlere döndüler. Demokratik açılımı şimdi de yerli artistlerle pazarlıyorlar, yalanlarla, ninnilerle bizi avutacaklarını zannediyorlar. Onlar şarkı söyleyecekler, biz de bu açılımla ilgili gerçekleri unutacağız. Ey sanatçılar, bu memleketin insanları sizin türkülerinizi, şarkılarınızı, oyunlarınızı izlerler, dinlerler, sizin hayat kaynağınız bu millettir, bu milletin değerleridir. Siz AKP'nin hazırladığı bu açılım projelerinin Habur'daki tabloları hazmettirmek için sanatınızı, kendinizi kullandırttırmayın. Oyunlarınızı izleyelim, türkülerinizi, şarkılarınızı dinleyelim, ama gelin Habur'da bu milletin başına geçirilen çuvalı siz de geçirmeye çalışmayın. Ona göre herkes haddini bilsin."

Toplantının ardından Fatsa'da esnaf ziyaretinde bulunan Vural, Çamaş Belediyesi'ni de ziyaret etti AA

Gönderi tarihi:

Ergenekon delilleri hukuki değil

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İP’de yapılan aramada CMK’ya uyulmadığı gerekçesiyle açtığı davada ele geçirilen delillerin “yargılamada değerlendirme dışı tutulması gerektiği” belirtildi.

 

Ankara Cumhuriyet Savcısı Abbas Özden, İşçi Partisi’nin yaptığı suç duyurusu üzerine, İP’te yapılan aramaya katılan 10 polis hakkında “görevi kötüye kullandıkları” iddiasıyla dava açtı. İddianamede, arama sırasında Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki kurallara aykırı işlemler yapıldığı iddialarına ilişkin bilirkişi raporuna yer verildi. Savcı, bilirkişi raporu doğrultusunda aramadaki CMK’ya aykırılıkları şöyle sıraladı:

 

1 11. Ağır Ceza Mahkemesi hakiminin verdiği arama kararında bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında arama yapılabileceği ve el konulabileceği belirtilmemesine rağmen bunlara el konulmuştur.

 

2 Bunu gerektiren somut bir durum yokken aramaya gece başlanması.

 

3 Aramanın yapıldığı her odada parti görevlilerinin ve avukatlarının bulunmasına imkan tanınmamıştır. Doğu Perinçek gözaltına alındığı için aramaya nezaret edememiştir.

 

4 Arama yapılan yerdeki belge, CD ve disketlere el konulmasının gerekçeleri tutanağa yazılmamış, ayrıca parti yetkililerine el konulan eşyaları mühürleyip imzalayabileceklerine ilişkin hakları hatırlatılmamıştır.

 

5 Verilerin şifreli olduğuna dair bir bilgiye tutanakta yer verilmemesine rağmen, kopyalama yapmak yerine bilgisayarlara el konulmuştur.

 

İstanbul polisi de hata yaptı

 

İddianamede ayrıca, İstanbul Emniyeti’nde, mühürlü torbaların açılarak el konulan delillerin çıkarılması esnasında parti avukatlarının bulunmaması da yasaya aykırı bulundu. Savcı Özden ilgili Terörle Mücadele polisleri hakkında soruşturma açılması için dosyanın bu bölümünü “yetkisizlik” kararıyla İstanbul Başsavcılığı’na gönderdi. İddianamede ayrıca Ankara’da yapılacak bir arama için Ankara’daki mahkemeden karar alınması gerektiğine işaret edilerek İstanbul’daki özel yetkili ağır ceza mahkemesinin Ankara için arama kararı vererek “yetkisiz karar” aldığı tespiti yapıldı. Savcı Özden, arama kararını talep eden Ergenekon savcıları ve kararı veren İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi hakkında Adalet Bakanlığı’na suç duyurusunda bulundu.

 

“Değerlendirme dışı bırakılmalı”

 

Savcı Özden, arama yapılırken sanığa tanınan güvenceleri belirleyen kurallara aykırı elde edilen delillerin “hukuka aykırı delil” olacağına işaret ederek bu konuda Yargıtay’ın verdiği kararlara da atıf yaptı. Özden, “Hukuka aykırı elde edilen deliller ile bu delillerden yola çıkılarak elde edilen sair delillerin de hukuka aykırı olacağı, temeli hukuka aykırı bir fiil ve işleme dayanan deliller arasında ise öncelik-sonralık ayrımı yapılmadan yargılamada değerlendirme dışı bırakılacağı ve hükme esas alınmayacağı açıktır” ifadelerini kullandı. Dava sonunda mahkeme, aramada CMK’ya aykırılıklar olduğuna karar verirse, Ergenekon soruşturmasındaki delilleri de tartışmalı hale gelecek.

Kemal Göktaş

Gönderi tarihi:

Ergenekon delilleri hukuki değil

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İP’de yapılan aramada CMK’ya uyulmadığı gerekçesiyle açtığı davada ele geçirilen delillerin “yargılamada değerlendirme dışı tutulması gerektiği” belirtildi.

.

.

.

Ergenekon soruşturmasındaki delilleri de tartışmalı hale gelecek.

Kemal Göktaş

 

Ergenekon'un bir senaryo oldugu iktidar-cemaat komplosu oldugunu defalarca yazdik.En saygin hukukcularin agzindan yapilan tutuklamalarin,gözaltilarin,aramalarin yasal olmadigini haykirdik.Toplanan belgelerin uydurma düzmece oldugunu hep söyledik.Simdi ufaktan ufaktan bu dediklerimizin gercek oldugu ortaya cikiyor.Cikmalidirda,Mustafa Balbay tam 360 gündür tutuklu.Bu insan haklarina hukuk kurallarina uygun olmayan bir durumdur ve sadece hükümet ve bazi savcilar istiyor diye icerde tutulmaktadir.Yargi bagimsiz degildir.Ergenekon bir intikam bir hesaplasmadir Atatürk'cülere karsi alinmis bir siyasi cephedir,BU SIYASI CEPHENIN BASINI AKP cekmektedir.

Bekleyip görecegiz,daha ne suistimaller ortaya cikacaktir.AIHM'ne gidecek yüzlerce dava olacak ve bu insanlari icerde tutanlardan tutulmasini isteyenlerden teker teker hesap sorulacaktir.Millet iradesi diyerek hukuksuzlugun arkasina saklananlarin gercek yüzleri ifsa edilecektir.Darbe olmadigi halde darbe yaratma heveslileri ister siyasette olsun ister medyada bunlarin yakasina hukuk birgün yapisacaktir.Onlari SOROZ'da FETULAH'ta kurtaramiyacaktir.

Erzincan Bassavcisina hazirlanan cemaatci-siyasi komplo yavas yavas ortaya cikmaya basladi.Osman Sanal gibi cemaat savcilarin kimliklerinin ortaya cikacsgi günler yakindir.

 

Bakin 11 tane polis gözaltinda,hukuk disi aramalar ve gözaltilar icin.Bir Ergenekon özel yetkili savcisi hakkinda sorusturma baslatildi.Kimsenin ahi kimsede kalmaz er veya gec hak sahibini bulacaktir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Ergenekon delilleri hukuki değil

 

Her zaman söylemistik. HUKUK BIR GÜN SANA DA BANADA GEREKLI OLABILIR!

 

Ergenekon saniklarindan önce yillarca insanlarimiz hukuk disi belgelerle yargilandi, idam edildi. Hatta 17 binden fazla insan hukuk disi olarak evlerinden, is yerlerinden, sokaktan toplandi ve onlarin akibeti hala belirsiz, aslinda herkes biliyir akibetlerini, yargisiz infaz yapilarak öldürüldüler.

 

 

Ehhh önce aklimiz neredeydi?

 

Hukuk sadece Ergenekon saniklari icin mi aranmali?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.