Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Vatan nasıl satılır?


S&S

Önerilen İletiler

“Yazılamayan gerçekler…” Türkiye’nin gündeminde olması gereken asıl soru bu. İnsan kendi yaşadığı uğruna savaştığı kan döktüğü vatanını nasıl satar? Bu yazımda ülkenin artık hangi raddeye geldiği ve nasıl getirildiğini anlatacağım.

 

 

23 Nisan 1920’den bugüne kadar geçen zaman 90 yıl, Osmanlı döneminden beri devam eden bir çalışmanın sonucu olarak artık ülkesini satan kişiler alalen ortalıkta dolaşıyor. Kimi normal vatandaş, kimi saygın kişiler, belki onlarda farkında değiller ülkelerini sattıklarının… Bilerek yapanlarda var bu işi! Bilmeden yapanlar (yaptırılanlar) ise vatan için yapıyorsunuz, ülke çıkarı için diyerek kişinin milli duygularını okşayarak yapılıyor. Bakınız faili meçhul cinayetlerine, 80’lerin Türkiye’sine gençlerin karıştığı olaylara…

 

 

*** *** ***

 

 

“Sağ-Sol” dediler anlamadılar

Ben suçlu aramıyorum. Fakat artık bu oyunları öyle göstere göstere yapıyorlar ki görmek isteyenin adeta gözüne sokuyorlar. Kimin ne olduğunu da çok iyi biliyorum! Burada hepsini yazacak değilim. Önemli olan bu oyunlara alet olmamaktır. Seksenli yıllardan bahsettim. Öğrenci olayları gençlerin silahlı çatışmaları sağcı-solcu diye ayrılmaları birbirine düşman olmaları. Sabahleyin sağcı diye tabir edilen grubun kullandığı silahı akşam solcu diye tabir edilen grubun kullanması “?”(kullanılan aracı kim). Ölen gençlerimiz kim? Bizim evlatlarımız. Sonuçta ne oldu ülke karıştı. Darbe oldu. Halen daha o yılların acısını çekiyoruz…

 

 

*** *** ***

 

 

Olmayanı var ettiler

Ülkemizin milli birliğini kardeş yapısını bozmaya çalışan art niyetli insanlar her zaman olmuştur. Günümüzde de bu düşünceye sahip yanlış düşünceye sahip vatandaşlarımız var. Bilinçli olarak yapılan bu olaylar 2000’li yılların Türkiyesi’nde Lazlar ve Kürtler üzerinde oynanmaya başlandı. Laz vatandaşlarımız bu oyuna gelmediler. Kürt vatandaşlarımız ise içlerinde kötü niyetli insanlar olmasından dolayı daha rahat kandırıldılar. Orta Doğu’ya hükmetmek için Kürtler üzerinden oyun oynanıyor. Bu 5 yıllık bir oyun değil… Bölgeye hakim olmak isteyen ABD, İngiltere gibi ülkeler Kürt halkını oyuncak gibi kullanıyorlar. Benim içime sindiremediğim olaysa hem bizim iktidarımızın bu devletlerin istediği gibi davranması hem de bizim Kürt vatandaşlarımız, kardeşlerimiz 1000 yılı aşkın süredir beraber yaşadığımız. Aynı topraklarda barış içerisinde yaşadığımız vatandaşlarımızın bu oyunlara gelmesidir.

 

*** *** ***

 

Bize düşen görev…

Yapılan bu oyunların farkına varmalıyız. Türk-Kürt demeden ayrım yapmadan birlikte yaşamalıyız. Her ne sebeple olursa olsun insan aslını inkâr edemez. Etmemelidir. Demokrasi kavramına sıkışıp kalmış bizim siyasetçilerimiz çoğununda bu kavramı bildiğinden emin değilim. Bu topraklarda yaşanlar Türk bayrağını ve devletin bölünmez bütünlüğünü kabullenecek, ondan sonra aslını söyleyebilecektir (Her millet için). Bu konuda bize düşen görev önce Türk olmayı öğrenmektir. Türk doğulmaz! “Türk olunur” Türküm diyen herkes Türk’tür bunun istisnası olmaz.

 

 

-

 

“Kendini bilen ve gerçek vatanı Türkiye’yi seven her insan düşündüğünde olanların farkına varır. Herkesin düşünme özgürlüğü var. Bunu belirli kişilere bırakmayın!”

 

-

 

S&S (Her Zaman Önde)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ülkenin üretileninden size düşen ne? ülkenin arazilerinin milyonda kaçı sizin, eviniz, arabanız varmı? Çocuklarınızla nerede tatil yaparsınız. Hastanede refakatçınız varmı? Acil durumda hangi hastaneye gidersiniz. Çocuklarınıza, kardeşlerinze kimler nasıl bir eğitim verir? Kaç takım elbiseniz, kaç kravatınız var. Eşinize ya da sevgilinize çiçek alabilecek paranız varmı? Ya çocuklarınıza bayramlarda hediye alırmısınız. ?

 

Çocuklarınızın hayallerine yetecek kadar paranız varmı? İthalat patlarsa cepleriniz parayşla dolup taşar mı? Ya borsa yükselişe geçerse sofranızdaki ekmek artar mı?

 

Galiba bilmiyorsunuz? dünyanın en zengin yüz kişisi içinde birkaç Türk de varmış. Ve ülkede insanların dörtte biri aç ya da işsiz yarısına yakını da yoksulmuş. Sizin için hangisi mesele... Milli olan hangisi bu meseleler içinde?

 

Haramilerin gökdelenleri altında iki göz gecekonduda üç çocuğa meyve bile yediremeden büyüttüğümüz bir ülkede benim için insani olan mesele, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak.. Kara toprak değil..!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu ülkenin üretileninden size düşen ne? ülkenin arazilerinin milyonda kaçı sizin, eviniz, arabanız varmı? Çocuklarınızla nerede tatil yaparsınız. Hastanede refakatçınız varmı? Acil durumda hangi hastaneye gidersiniz. Çocuklarınıza, kardeşlerinze kimler nasıl bir eğitim verir? Kaç takım elbiseniz, kaç kravatınız var. Eşinize ya da sevgilinize çiçek alabilecek paranız varmı? Ya çocuklarınıza bayramlarda hediye alırmısınız. ?

 

Çocuklarınızın hayallerine yetecek kadar paranız varmı? İthalat patlarsa cepleriniz parayşla dolup taşar mı? Ya borsa yükselişe geçerse sofranızdaki ekmek artar mı?

 

Galiba bilmiyorsunuz? dünyanın en zengin yüz kişisi içinde birkaç Türk de varmış. Ve ülkede insanların dörtte biri aç ya da işsiz yarısına yakını da yoksulmuş. Sizin için hangisi mesele... Milli olan hangisi bu meseleler içinde?

 

Haramilerin gökdelenleri altında iki göz gecekonduda üç çocuğa meyve bile yediremeden büyüttüğümüz bir ülkede benim için insani olan mesele, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak.. Kara toprak değil..!!

 

Bu soruları gerçekten bana soruyorsanız cevaplayayım. Kendi halinde bir vatandaşım. Ülke gündemini takip ediyorum. Eğitimime önem veriyorum. Evli değilim. Toplumun çoğunluğunu nasıl yaşıyorsa sade bir hayatım var. Borsa yükselirse sevinirim yerli sermaye kazanır diye. Takip ederim ama meraktan. Yorumunuzda bahsettiğiniz en zengin Türklerin nasıl bu hale geldiklerini sorduğunuz soru dolayısıyla az çok biliyorsunuzdur. Kara toprak dediğiniz o vatan için zamanında atalarımız omuz omuza savaşmadı mı? bu yaklaşımınıza katılmıyorum. Yazılarımı okuduğunuz ve düşüncelerinizi yazdığınız için teşekkür ederim. Saygılarımla___________S&S

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yorumunuzdan iyi niyetli ve gercekten bir cözüm isteyen birisi oldugunuzu cikardim. Ama benim sahsi görüsüm eksiklerinizin oldugu.

 

Sizinde bildiginiz gibi cumhuriyet öyle kuralim demekle olmadi, yani bunun bir tarhi ve gercek ysami var. Ben Cumhuriyet kurulurken gecmiste ve günümüzde yasadigimiz olaylarin temeli bilerek veyaa bilemyerek atildi. Insanoglunun varolusundan günümüze kadar toplumlar arasinda, devletler arasinda hisimlik olmustur ve iliskileri sadece cikarlari dogrultusundadir. Dolayisiyla artik basimizdaki belalarin yegane sorumlularini devamli disarida aramamiza gerek yok. Birde vatan satmak gibi gerceklerin üzerini ört bas eden sloganlardan kacinmamiz gerekli. Demin söyledigim gibi vatanina karsi ihanet icerisinde olan insanlar her dönem ve her ülkede vardi ve hala da var.

 

Cumhuriyet kurulmadan önce kurtulus savasi döneminde ülkedeki hemen hemen tüm azinliklarla, dini mensubu farkli olanlarla ve diger farkli toplumlarla kaósensüs saglandi. Mesela Atatürk'ün Haci Bektasi Veli'yi ziyareti ve onun destegini aldigi gibi. Örnekleri cogaltabiliriz, benzeri örnekelri Kürt veya baskalari icinde verebiliriz. Hatta dindar kesim icin dahi söyleyebiliriz. Dolayisiyla Atatürk meclisin ilk acilisini dualarla actiysa ev Hz. Muhammed'e övgülerden bahsettiyse buu herhalde bir sebebi vardi. Bakiniz ilk komunist partisini kurduradna Atatürk, ama Mustafa Suphi ve arkadaslarini Karadeniz'de bogduranda kendisi. Ortaklasa alinan kararlar ve mücadeleler zamanin birinde hice sayilip sadece benim dediklerim gecerli olursa dogal olarak 85 yili askin devam eden bir cumhuriyet'te olaylar durmaz, kargasaliklar ve düsmanliklar bitmez.

 

Haci bektasi veli'nin destegini aliyorsun ve istisnasiz tüm Alevi vatandaslarin destegini aliyorsun ama kurulan yeni cumhuriyette bu kesim aynen osmanli'da oldugu gibi birinci sinif vatandas olamiyor, daha dogrusu olmalarinin yolunu kapatiyorlar. Gelinen noktada Alevi vatandaslarin ibadet yerleri olan Cem evleri hala kabul görmüyor ve onlari zorla kabul etmedikleri Diyanete teslim ediyor devlet, birde son 30 yildir bahsettigimiz kesimin cocuklari dahi kendi razilari olmadan mecburi din derslerine katilmak zorunda kaliyorlar. Son 85 yilda yasamis olduklari katlimlari, horlanmalari ve kendilerine yapilan haksizliklari saymakla bitiremeyiz. Simdi biz bu ve benzeri haksizliklari vatandaslarimiza yapiyoruz ve haklarini ararkende "vatan satiyorlar", "dis destekli",.... gibi suclamalar yapiyoruz ve derhal karsi müdaafaya gecip sorunu cözmek yerine dahada derinlestiriyoruz.

 

Ben Alevi vatandaslari örnek verirken isteklerinin hakin ezici cogunlugu tarafindan dogru bulundugunu ve Cumhuriyetin teminati olarak görüldügü icin verdim. Ama onlarin böyle sadik olmalari dahi haklarini almalarina yetmiyor. Kürt vatandaslarimizin durmu zaten herkes tarafindan biliniyor.

 

Dolayisiyla sorunu yaratan biziz, ama nedense devamli disarida ariyoruz kökünü. Olay burada basliyor. Biz hala beyazi siyah görmekte direnirsek basimiza geleceklerden bizden baska hic bir kimse sorumlu degildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazım hakkında düşüncelerinizi yazdığınız için Dominik'e teşekkür ederim. Cumhuriyet döneminde karşılaşılan zorlukları biliyorum. Sizinde de dediğiniz gibi her zaman böyle olaylar olmuştur. Bu olayları bizim çıkardığımız doğru dış kaynaklı olduğu fikrini de halen savunuyorum. Neden derseniz? Olayları çıkaran vatandaşlar bizim insanımız. Hükumet bizim hükumetimiz şuanda taraf gözüken DTP'de bizim insanlarımızdan halkımızdan oluşuyor. Yani olayları biz çıkarıyoruz evet. Ama olayların çıkmasında dış bağlantıların katkısı olmadığı yadsınamaz. Benim istediğim artık vatandaşlarımız bu gibi devletlerin oyununa gelmemelidir. Birileri perdenin arkasında emri veriyor ülkemiz karışıyor ben bu oyuna rağzı değilim. Bakın G.Doğudaki işsizlik rakamlarına, devletin yatırımlarına zamanında az mı öğretmenler öldürülmedi. Bölgeyi kalkındırmak için yapılan çalışmaları yürüten mühendisler kaçırılmadı mı? Bu eylemler neden bölge halkının eğitilmesine gerçekleri öğrenmesine, işsizliğin temel hazırlamak mecbur kalan kişileri kandırarak dağa çıkarmak. Asıl amaç bu değil mi? Ben DTP'lileri suçlamıyorum. Kapatılan hiçbir partiyi suçlamıyorum. Çünkü arkalarındaki isimleri biliyorum. Amacım halkı bilinçlendirmek sorunları çözmeye çalışmak. Bunun için dil, din ve ırk ayrımı yapılmasın, fakat lütfen belirli kişilerin oyununa gelmeyin! Bu forumda görüşlerimizi bildiriyor olmamız bile bizim için bir ayrıcalıktır. Attığım başlık ise ülkenin genel durumunu özetler nitelikte biraz düşünen biri olanları yapılmak istenenleri anlar.

 

Atatürk konusunda ise, sizinde belirttiğiniz gibi cumhuriyet kolay kurulmadı. O yılların başından itibaren şuan ki oyunlar oynanmıştı fakat oyuna gelecek bir topluluk bulamadılar birlik vardı. Şimdi ise dolaylı olarak bu direnci kırdılar ve artık birlik yok! Tehlikelere halk olarak açığız...Bu oyunlara gelmemek için elimizden geleni yapalım. Oy kullanıyoruz meclise parti yolluyoruz ne için bu sorunlar için halkın sorunları varken imralı'daki kişiyi söylersen sana oy atan kaç milyon kişinin hakkı ne olacak. O kadar kişi buna razı ise bu şekilde bölgenin geride kalmasına da rağzı olmaya mahkumdur. Bu durumlar her il için geçerli vekillerin çoğu kapitalist sistemin büyük çarklarından sonuç kendine akan bir nehir... Saygılarımla___________S&S

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazım hakkında düşüncelerinizi yazdığınız için Dominik'e teşekkür ederim. Cumhuriyet döneminde karşılaşılan zorlukları biliyorum. Sizinde de dediğiniz gibi her zaman böyle olaylar olmuştur. Bu olayları bizim çıkardığımız doğru dış kaynaklı olduğu fikrini de halen savunuyorum. Neden derseniz? Olayları çıkaran vatandaşlar bizim insanımız. Hükumet bizim hükumetimiz şuanda taraf gözüken DTP'de bizim insanlarımızdan halkımızdan oluşuyor. Yani olayları biz çıkarıyoruz evet. Ama olayların çıkmasında dış bağlantıların katkısı olmadığı yadsınamaz. Benim istediğim artık vatandaşlarımız bu gibi devletlerin oyununa gelmemelidir. Birileri perdenin arkasında emri veriyor ülkemiz karışıyor ben bu oyuna rağzı değilim. Bakın G.Doğudaki işsizlik rakamlarına, devletin yatırımlarına zamanında az mı öğretmenler öldürülmedi. Bölgeyi kalkındırmak için yapılan çalışmaları yürüten mühendisler kaçırılmadı mı? Bu eylemler neden bölge halkının eğitilmesine gerçekleri öğrenmesine, işsizliğin temel hazırlamak mecbur kalan kişileri kandırarak dağa çıkarmak. Asıl amaç bu değil mi? Ben DTP'lileri suçlamıyorum. Kapatılan hiçbir partiyi suçlamıyorum. Çünkü arkalarındaki isimleri biliyorum. Amacım halkı bilinçlendirmek sorunları çözmeye çalışmak. Bunun için dil, din ve ırk ayrımı yapılmasın, fakat lütfen belirli kişilerin oyununa gelmeyin! Bu forumda görüşlerimizi bildiriyor olmamız bile bizim için bir ayrıcalıktır. Attığım başlık ise ülkenin genel durumunu özetler nitelikte biraz düşünen biri olanları yapılmak istenenleri anlar.

 

Atatürk konusunda ise, sizinde belirttiğiniz gibi cumhuriyet kolay kurulmadı. O yılların başından itibaren şuan ki oyunlar oynanmıştı fakat oyuna gelecek bir topluluk bulamadılar birlik vardı. Şimdi ise dolaylı olarak bu direnci kırdılar ve artık birlik yok! Tehlikelere halk olarak açığız...Bu oyunlara gelmemek için elimizden geleni yapalım. Oy kullanıyoruz meclise parti yolluyoruz ne için bu sorunlar için halkın sorunları varken imralı'daki kişiyi söylersen sana oy atan kaç milyon kişinin hakkı ne olacak. O kadar kişi buna razı ise bu şekilde bölgenin geride kalmasına da rağzı olmaya mahkumdur. Bu durumlar her il için geçerli vekillerin çoğu kapitalist sistemin büyük çarklarından sonuç kendine akan bir nehir... Saygılarımla___________S&S

Dikkatli olkuduysaniz benim dis kaynakli kiskirtmalari inkar etmedigimi göreceksiniz. Ben dis kaynakli provakasyonun insanoglunun var olusundan itibaren yaandigi kanisindayim. Ben ülkemizin bu dis kaynaklara firsat vermemesi gerektigi düsüncesindeyim. Kürt vatandaslarimiza olsun, Alevi vatanadslarimiza olsun veya herhangi bir sahsin veya toplulugun haklarini gasp etmesek veya etmeye devam etmesek dis mihraklara firsat vermeyiz. Dis ücler her dönem her ülke icin sorun olmaya devam edecek. Bu bir gercek. Diger gercek te ben evlatlarim arasinda hic bir ayrim yapmadan ysamimi sürdürürsem kimse benim huzurumu öyle kolayca bozamaz.

 

85 yildir hakki gasp edilen Alevi vatandaslar degilde develtin artik insafa gelemsi gerekmezmi? Devletin artik bu insanlara esit vatandaslik haklarini vererek dis güclerin eindeki kozlari alamazmi?

 

Biz her türlü hassasiyeti vatandastan bekliyoruz, ama o kadar sorunlarin sorumlusu olan devlete neden artik dur demiyoruz?

 

Artik bu sorunlari yaratanlar iyi niyetlerini göstermek zorunda. Yoksa halkin sabri kalmadi. Kendisinin hakkini gasp eden devletide hic bir halk dis güclere karsi dahi olsa bir noktadan sonra desteklemez. Dis güclerin karismasindaki en büyük faktör devletin hatalaridir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Merak etmeyin, Alevi vatandaşlarımız duyarlı ve vatanseverdir. Devletin tam laik bir kimliğe bürünememiş olması bir eksiklik, bunu bir türlü düzeltemiyoruz, bu dogmatik yapının bir sonucu. Ama Alevi vatandaşlarımız bu durumun bilincinde ve büyük çoğunluğu bunu dert etmiyor. Hele hele dış mihraklara çoğunluğu hiç alet olmuyor. Hep birlikte bunu mutlaka gerçekleştireceğiz.

 

Ama yani etnik iddialar dogmatik iddialarla el ele verdikçe bu süreç uzar. Ortama bir göz atın, zamanla kimlerin nelere taraf olduklarına bir bakın, anlarsınız...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Merak etmeyin, Alevi vatandaşlarımız duyarlı ve vatanseverdir. Devletin tam laik bir kimliğe bürünememiş olması bir eksiklik, bunu bir türlü düzeltemiyoruz, bu dogmatik yapının bir sonucu. Ama Alevi vatandaşlarımız bu durumun bilincinde ve büyük çoğunluğu bunu dert etmiyor. Hele hele dış mihraklara çoğunluğu hiç alet olmuyor. Hep birlikte bunu mutlaka gerçekleştireceğiz.

 

Ama yani etnik iddialar dogmatik iddialarla el ele verdikçe bu süreç uzar. Ortama bir göz atın, zamanla kimlerin nelere taraf olduklarına bir bakın, anlarsınız...

Bu kadarinada pes dogrusu. Alevi vatandaslarimizin haklarini gasp etmeyi birakmak o kadarmi zor yani? Ve bu sorunlari Alevi vatandaslarin cogi dert etmiyormus.

 

Hala olayi dis mihraklara getiriyoruz ya sasiyorum dosgrusu. Isi kacamak laflarla 85 yildir götürüyüoruz masallah. Yok efendim Alevi vatandaslarimiz tüm isteklerinde haklilarmista, tahrike falan gelmezlermis. Tahrikten kim bahsediyorki? Neden hala devlet ve toplum olarak Alevilere gereken samimiyeti göstermiyoruz? Evet ortama iyi göz atiyorum ben. Devlet Alevi vatandaslari katliamlarla bitiremeyecegini anlayinca simdi Aleviligi katlederek bitirmek istiyor. Bunu en güzel örnegi sözüm ona Alevi aciliminda yasananlardan gözüküyor. Alevi vatandaslarin katillerini calistaya cagriyor hükümet, Alevi toplumu icerisinde saygi görmeyen sözde Alevi Dede'leri diyanetin etrafinda toplayarak yurt disina yolluyor. Alevi vatandaslara öneri olarak, yerlesim yerlerine "güler yüzlü imam" yollayalim diyorlar. Iste bu Aleviligi katletmektir, baska bir anlamida olamaz. 1950 lere kadar CHP tek basina iktidardaydi, o dönem neden Alevilerin haklarini vermediler? Bu anlamda CHP ile digerleri arasindaki fark neki? Bunlar sadece oyalama ve zaman icerisinde asimile etme politika ve taktikleridir.

CEm evlerini ibadet yerleri olarak tanimak, madimak otelini müze yapmak, Alevi yerlesim bölgelerine zorunlu camii yapimini ve imam yollamayi durdurmak, mecburi din derslerini kaldirmak o kadarmi zor bir is koskoca Türkiye cumhuriyeti icin? Yapmayin artik, karsinizdakiler her seyi görüyor.

 

Konu Aleviler olunca "dogmatik" oluyoruz ve 85 yil yetmiyormus gibi hala onlardan sabir ve anlayis bekliyoruz. Dis mihraklar laflariylada onlari sindirmeye calisiyoruz. Yolun sonu görzüküyor artik. Asimilasyon ve baski politikasi buraya kadarmis. Yeter artik demenin zamani geldide gecti bile. Birazda haklari gasp edenler arka pilanda kalsinlar canim. Onlari anneleri kadir gecesindemi dogurdu? Bu sorunlar cözülmedigi sürece mücadele dev edecek. Dis "mihraklara" firsati da veren gaspci zihniyettir. Hele birimiz camiilerin kaldirilmasini teklif edelim ve görelim neler oluyormus. Aninda linc. Ama Alevi vatandaslarin iyi niyetini, bariscil tutumlarini kendi kötü emellerimize alet ederek, halaaa susmalarini ce sabirla beklemelerini isteriz.

Birde kalkmisiz Laiklikten bahsediyoruz. Atatürkcüyüz diyenlerin sayesinde okullara mecburi din dersleri getiriyoruz,.....

Yani ne syölüyorsak ve ne sitiyorsak sadece yarim yamalak. Sonrada sorunlar büyüyor ve kafamiza cig gibi düserken, kendi yaptiklarimizi sorgulayacagimiz yerde, derhal olayi "dis mihraklara" yüklüyoruz. Acayip bir milletiz vallahi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın dominik; farklı şeylerden bahsediyoruz. Alevilerin elde edeceği bir hak yoktur. Sünnilerin elde etmemiş olması gereken, ama her geçen gün fazlasını elde ettikleri fazladan haklar vardır. Tam anlamıyla laiklik gerçekleşip, diyanet kaldırıldığı, zorunlu din dersi kaldırıldığı zaman ne Alevilerin, ne Sünnilerin bir sorunu olmayacak. Hiç bir din ve mezhebin, hiç bir inancın hiç bir sorunu olmayacak. Hepsi özgür ve eşit olacak. Devlet hiç birine özel bir ilgi göstermeyecek.

 

Sorun, devletin tam olarak laikleşmesinin sağlanamayışı. Türkiye'nin birinci sorunu laikleşme sürecinin laiklerin hatalarıyla kesintiye uğramış ve iktidarın antilaiklere altın tepside hediye edilmiş oluşudur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

S&S bu güzel yazı için teşekkürler öncellikle.

 

İlk olarak rahmetli Atilla İlhan'ın bir sözünü paylaşmak istiyorum ki bu bana göre hiçte hafife alınmayacak nitelikte bir sözdür ve gerçekliği üzerinde tartışma bile gereği duymam.

 

"Türkiye'nin bir hain kontenjanı var ve bu nüfusun %10 dur "

 

Yazınızda bir şekilde vatana ihanetten bahsediyorsunuz,ama bilerek yapılan ama bilmeyerek ama neticede belli kıstaslar göz önüne alındığında vatanın satıldığı net bir biçimde ortaya çıkıyor.

 

Bahsedilen satış bazen gerçek anlamında toprak satışıyla gerçekleşiyor -ki bana göre başlı başına bir konudur ve çok önemlidir-,bazen bilgi satışıyla gerçekleşiyor -ki buda bana göre çok çeşitli ele alınabilir,ben örnek olarak TSK içinde oluşan köstebek otoriteyi buna dahil ederim-,bazen emperyalist güdümün etkisiyle farklı bir etniğin devlete baş kaldırmasıyla adına hakkımızı istiyoruz dedikleri-ki yine bana göre hak isteme şekli vatana ihanet,bu vatanın değerlerini satıştır-bazen dini değerleri kullanarak yapılan ihanet ve satıştır -ki bunada örnek olarak fethullah gülen yapılanmasını vermekte sakınca görmüyorum naçizane- .

 

 

Yazınızda bir döneme damgasını vuran sağ sol çatışmasını ele almışsınız,evet birileri 68 kuşağından başlayarak bu topraklarda 80 dönemide dahil ülke gençlerini birbirine kırdırmıştır.Emperyalist güdümün tezgahıyla ülkeye sunulan ve yine emperyalist güdümlerce yapılandırılıp yönlendirilen nesiller,örgütler,oluşumlar kardeş olduklarına bile bakmadan,bugün aynı fikirler doğrultusunda mücadele edebileceğini ta o zamanlardan kestiremeden birbirleriyle inandıkları değerler soğrultusunda kandırılarak karşı karşıya getirilmiş ve olan ülkemize,ülkemiz gençliğine olmuştur.O dönemde nice genç ölümüyle belkide ülkemiz bugün nice aydını,yazarını,bilim adamını,öğretmenini vs yitirmiştir.

 

 

AB-D kısacası emperyalist dediğimiz bu güç aynı tezgahı bu seferde etnik ayrışım üzerinden ülkemize kurmuş ve kürt halkını bu anlamda destekleyerek ükemize karşı kışkırtmaktadır.Her ne kadar kürt halkı bunu kabul etmek istemesede hem PKKnın yapılanması ve bugün ki halini almasında,hemde kürt kimliğini tanıtma çabasından ziyade ülkemize ,devletimize bir kürdistan coğrafyası dayatılmasında en büyük rolü bu güç oynamaktadır.

 

1948 CIA raporunda bile kürt haklarının aksine kürdistan sınırı çizilmiş ve bu sınır bugün hala hükmünü korumaktadır.Sevr Anlamaşıyla neredeyse bağımsız devlet olmaya bir adım kala ,Atatürk'ün bunu reddiyle bu hayalleri suya düşmüştür.

 

Mevcut iktidarında bu son yaşanan süreçte en büyük hataya sahip olduğunu hepimiz görmekteyiz,yine dışardan alınan icazetle sağlam temeller üzerine kurulmamış bir projeyle ortaya çıkılmış ve malesef bu zamana kadar neredeyse hiç yaşanılmamış bir çok olaya sayelerinde bir satılmışlıkla tanık olmuşuzdur.

 

Kürt tarihinin ne denli isyanlarla dolu olduğunu hepimiz biliriz, sadece 86 yıldır bir isyanı helede son 30 yıldır yani PKK nın kurulmasıyla, 80 ihtilaliyle başlaması söz konusu değildir.1000 yıllık kardeşliği yaşatmamaya yylardır and içmiş olan bir etnikle ve ne acıdır ki kendi iradeleri dışında hareket eden bir etnikle karşı karşıyayız.

 

Ben burada şunuda söylemeden geçemeyeceğim,doğuda yanlış vve hatalı uygulamaların olduğunu kabul ediyorum,hatta bazen okuduklarım,izlediklerim,dinlediklerim karşısında empati kurmadanda geçemiyorum ama bu demek değil ki sadece 86 yılın ,Türkiye Cumhuriyetinin uyguladığı yanlış bir politika!neticesinde bugün bu hal almıştır.Dediğim gibi kürt tarihi yylarca isyanlara tanık olmuş,kimi zaman siyasi,kimi zaman etnik,kimi zamansa dini olarak bu isyanlar baş götermiştir.

 

Burda düşünülmesi gereken şey ise "hırsızın hiç mi suçu yok" bu kadar tarihi isyanla dolu bir etnik acaba hiç özeleştiri yoluna gidiyor mu?yoksa genlerinde bir asilik mi taşıyorlar devlet otoritesine karşı,çünkü tarihinde devlet bilinci taşımayan ,bir devletin nasıl kurulduğunu,ne gibi değerler taşıması gerektiğini,nasıl değer yargıları olduğunu,devleti devlet yapan kıstasların kesinliğini bilmedikleri için diyorum ben bütün bu yaşananlara.

 

Devletin kendilerine göre uygulamış olduğu yanlış politika karşısında şefkati dış güçlerde aramakta ayrıca bir acziyettir ,bu bana devlet idaresinde olan birinin devleti dış güçlere şikayet etmesini hatırlatıyor ki tamamen nankörlüktür ve bunun başka adı yoktur.

 

Kürtleri artık hak arama konusunda samimi bulmuyor aksine Türkiye Cumhuriyetine karşı hiç olmadıkları kadar hazımsız ve son süreç doğrultusunda devlete muadil bir otoriteyi yani kendi devletlerini kurma yolunda daha bir iştahlı görüyorum.Türk sözcüğünün bile artık tahammül sınırını zorladığını ve bu anlamda seslerini çok yükseltip bazı değerleri bilerek ve isteyerek atladıklarına bizzat tanık olmakla beraber malesef ki yine okşanan başları neticesinde "DEREYİ GÖRMEDEN SIVADIKLARI PAÇALARI"ülkemize verdikleri zararı,yine iktidarın dışarı icazetiyle yangından mal kaçırıcasına ortaya attığı kürt açılımı,demokratik açılım en sonundada milli birlik projesi dediği-kürtleri çok bağladığını sanmıyorum bu milli birlliğin,onlar milli kelimesinden kıl kaparlar-palazlanmayla bu etniğin "zafer sarhoşluğuyla attıkları naraların sokaklarda neden oldukları ölümlere,17 cm için verilen zararlara,kısacası "çölde gördükleri seraba binayen,hiç olmadıkları kadar şımarıklıklarına tanık olduk.

 

Sadece ülke içinde bir etniğin başkaldırısıylada meşgul değil gündem,dört koldan sarılmış örümcek ağında direnen bir devletiz şu an.Hem TSK ya yapılan uygunsuz iftiralar ve sataşmalar,hem devlet kadrolarında oluşturulmaya çalışılan din ayaklı gülen kadrolaşmaları derken öncelikli olarak rejimizi bu tehlikelerden ayıklamalı ve bu konuda kimse kusura bakmasın ama daha sert bir yaptırıma gidilip gerekirse hadler bildirilmeli diye düşünmekteyim..

 

 

Saat çok geç olmuş,konu bütünlüğü yoksa bile artık konu sahibi arkadaşım ve diğer arkadaşlar kusura bakmasın ancak bu saatte bu kadar toplayabildim kafamı:)

 

Ben biraz otoriter Atatürkçü ve Türk milliyetçisi olduğum için ağır yazmış olabilirim sürçü lisan etmişsem affola ama düşüncelerim bu doğrultudadır,zira beni çileden çıkaran samimiyetsiz bulduğum bir etniktir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle şunu belirtmeliyimki hem türk,hemde Kürt kesiminde art niyetli insanların varlığı reddedilemez bir gerçektir,ancak Cumhuriyetin ilanından buyana bu ülkenin asli unsuru olan Kürtlerin dili,kültürü ve varlığı üzerine geliştirilen Türkleştirme operasyonları bu art niytli insanlara kullanabilecekleri bir koridor olmuştur,halen ülkemizde Kürt halkının varlığını reddeden-yoksayan bir yapı devam etmektedir,bu vatanı sevmek için Türk olmak şartı aranmaktadır,peki Kürt olarak bu vatan sevilemezmi,yada Kürtçe konuşarak? Elbetteki sevilir,Kürt halkı ayrı bir devlet istemediğini yıllardır gösterdi,istenilen kültürel kimliğin kabülü ve kullanımının kolaylaştırılması,üzerindeki engellemelerin kaldırılmasıdır,bölgenin,şehirlerin,köylerin isimlerinin iadesidir,çocuklarına istediği ismi verebilmektir,Kürt aydın,edebiyatçı,şair,tarihçilerin çalışmalarının engellenmemesidir aksine destelenmesidir,Anadilin öğrenimi önündeki engellerin kaldırılmasıdır (Bunu açıklamak istiyorum çünkü en fazla yanlış anlaşılan konu budur,Türkçe öğrenmek mecburi olmalıdır,eğitim Türkçe verilmelidir,anadilini doğru öğrenmek ve kullanmak için anadil eğitimine izin verilmelidir,bunların yapılması halinde kötü niyetli olanlar ellerindeki kullandıklarını ve proaganda yaptıklarını kaybetmiş olacaklardır,işte tıpkı 1993'te yaşadıklarımıza benzeyen bugünlerde yaşadıklarımızda bu kötü olnların ellerindeki kozları kaybetmemek için yaptıkları provakasyondur.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tam anlamıyla laiklik gerçekleşip, diyanet kaldırıldığı, zorunlu din dersi kaldırıldığı zaman ne Alevilerin, ne Sünnilerin bir sorunu olmayacak. Hiç bir din ve mezhebin, hiç bir inancın hiç bir sorunu olmayacak. Hepsi özgür ve eşit olacak. Devlet hiç birine özel bir ilgi göstermeyecek.

 

Sorun, devletin tam olarak laikleşmesinin sağlanamayışı. Türkiye'nin birinci sorunu laikleşme sürecinin laiklerin hatalarıyla kesintiye uğramış ve iktidarın antilaiklere altın tepside hediye edilmiş oluşudur...[/font]

Tesbitiniz icin tesekkürler, bende sonuna kadar ülkede gercek bir laik sistemin olmadigi kanisindayim. Bu tesbiti yaparkende tabiiki ülkeyi laiklestiremeyen zihniyetede atifta bulunmamiz gerekmezmi?

Laiklik karsitlari dogal olarak bunun mücadelesini verdiler, ama birde bizlere 85 yildir ülkenin Laik oldugunu ve bu laikligin Mustafa Kemal önderliginde yapildigini anlatan resmi ideoloji ve onun destekcileri var.

Madem ülkede tam anlamiyla laiklik yok ise ne var? Ve arzuladigimiz gercek anlamdaki laikligi nasil yerlestirecegiz ülkeye? Bunlar bekleyen Dervisin isine benzemesin sonunda. "Bekleyen Dervis bekleye bekleye gebermis misali."

 

Yillardan beri Alevi vatandaslarimiz olsun, diger aydin ve demokrat kesim olsun bunu ifade ediyorlar. Onlar Türkiye'de gercek anlamda demokrasinin ve Laikligin olmadigini anlata anlata dillerinde tüy bitti, ama bazilarimiz hala Nuh diyeruz Peygamber demiyoruz. Simdi birde buna sizin "sabretmeleri" anlamina gelen söylemlerinizi eklersek, bir yüz yil daha beklememiz gerekliye düsünüyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Laiklik dini dogmatik totaliter faşizm ile etnik ırkçı bölücülüğün el ele vermesiyle gelişecek değil... Yapılanlar laikliği geliştirmek için değil herhalde... Kökünü kazımak için. Direktif öyle geldi neocon mimarlar ve müteahhit AB'den taşeronlara:

 

"Demokrasinin laik olması şart değil!" miş! Böyle buyurdu Zerdüşt!

 

Böyle iyi bölünülür, böyle daha kolay sömürgeleşilip böyle daha iyi sömürülünürmüş...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Laiklik dini dogmatik totaliter faşizm ile etnik ırkçı bölücülüğün el ele vermesiyle gelişecek değil... Yapılanlar laikliği geliştirmek için değil herhalde... Kökünü kazımak için. Direktif öyle geldi neocon mimarlar ve müteahhit AB'den taşeronlara:

 

"Demokrasinin laik olması şart değil!" miş! Böyle buyurdu Zerdüşt!

 

Böyle iyi bölünülür, böyle daha kolay sömürgeleşilip böyle daha iyi sömürülünürmüş...

85 yillik "laik Atatürk" rejimini böylemi tarif ediyorsunuz? 1950 lere kadar veya hangi tarihe kadar ülkemizde laiklik vardida böyle konusuyorsunuz.

 

Kendi yorumlariniza ters düsüyorsunuz.

 

Totaliter fasizimden yakiniyorsunuz ama totaliter fasizmin en keskin savunuculari "Türk Solu" degisini bizlere övüyorsunuz. Günümüzde kuzu postuna girmis daha baska totaliter fasizmin savunuculari dahi en keskin demokrat ve vatanperver olarak lanse ediliyor burada.

 

Seriatcilarin ve etnik "bölücülügünde" gelsimesindeki yegane neden gene bizleri yöneten "Atatürkcü" basbakanlar ve askerler olmadimi?

 

Önce dost bildigimiz gercek düsmanlarimizi tanimaliyiz. Digerlerini zaten biliyoruz. Hep o savunduklarimiz degilmi bizleri bu hale getirenler?

Bir dönemler resmini dahi duvara asiyorduk. Yaptiklari yanina kar kaldi. Ülkeyi kaosa sürükledi, PKK'nin yükselmesini ve seriatcilarin cig gibi büyümelerini ve basimiza bela olmalarini devletin tüm imkanlariyla sagladi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vatan nasilmi satilir ? gercekten komik bir baslik neden derseniz vatan zaten satilmis yeni farkina varmissiniz siz

eh buda buyuk bir gelisme ama iyi yondemi bir gelisme yoksa kotu yondemi orasi biraz muamma iste cunku vatan olmus maddiyat yani once para vatan nasilsa baska vatanlarda bulunur mantigi vardir. arada bir sirf gosteris olarakta sloganlar atilir bir kac kisiyide onune katar vatan koruyuculugunu yaptigini sanarlar ama aslinda vatanseverlik degildir yaptiklari paraseverliktir. halk nasil bilinclendirilir diye sorarsaniz iste o zor degil imkansiz

bu halk uyanmaz. Surekli soyledigim bir soz vardir bu soze ister katilin ister katilmayin ama Ataturk devrimleri gerceklestirirken cok buyuk bir hata yapti o hata ise bilincsiz bir halka bir anda ozgurlukler sundu ama halk bilincsizdi ve halen o cehalet devam etmekte bu cehaletlik devam ettigi surece bir arpa boyu yol alamazsiniz bu sozunu ettigim cehalet egitim cehaleti degildir..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ülkemizde hiç bir zaman tam bir laiklik sağlanamadı. Bunun nedeni dini dogmaların insanımızın kanına kadar girip genetiğine kadar işlemiş olması.

 

Bu kadar etkin bir faktörü kendi lehine kullanmak isteyen çok oluyor. En azından karşı çıkmamayı yeğleme durumu oluyor. Yerine göre prim vermek kaçınılmaz gibi gözüküyor ve primin dozu fazla kaçırılabiliyor. Atatürk bile milli mücadeleyi kazanmak için hocalara başta ses çıkarmamak, meclisi dualarla açmak zorunda kalmıştır. Bugün meclisi dualarla açmayı düşünebilir misiniz? elbette hayır. Bazen bazı şartlar kendini öyle dayatır ki, kaçınmanız imkansızdır. Ben tüm fikirlerimi bu yüzden dogma karşıtlığı ekseninde ortaya koyuyorum. Yani bu dogma esaretinin bir sonu bir yerde gelmeli. Bu daha ne kadar sürecek? Yirmiikinci yüzyıla da zihinlerimiz dogmayla örülü mü gireceğiz?

 

Sovyet tehdidi dini dışlayan bir ideoloji ekseninde olduğu için, ona karşı da din kullanıldı o soğuk savaş dönemi denilen zamanda. Bundan kaçınılamadı. Aynen ABD'nin elinde Sovyet işgali sonrası bin Ladin tortusu kaldığı ve kendi yetiştirdiği adamı başına bela olduğu gibi.

 

Hani benzetmede kusur olmasın, kurtlara karşı kangal beslersiniz. Kangal işini yaparken beslemeye devam eder, kurtlar ortada olmayınca beslemeyi bırakırsanız kangalın kendisi olur bir kurt! Yapılan hata böylesi bir hatadır, sonuçta hatadır. İşin bu noktalara geleceği kestirilememiştir. Din dogmatiklerinin işi emperyalizm işbirlikçiliğine kadar götüreceğini açık söyleyeyim bana iki sene önce söyleseler inanmaz, ihtimal vermezdim. O kadar da uzun boylu değil canım derdim.

 

Bu eni konu bir hatadır. Herkes hata yapar. Hatta bazen bile bile, zorunlu kalarak ve hata olduğunu bilerek hata yaparsınız. Koşullar öyle dayatır. Problemin bir kısmını da gelecekte başkaları çözsün dersiniz. Bana inanın bu bazen, hatta ne bazeni, çoğu kez zorunludur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Bu yaşadıklarınızı ve yaşıyor olduklarınızı yaşayan... Yaşanan ve yaşatılanlardan payına düşeni almış biri olarak; düşünce ve duygularınızın her satırına katıldığımı söylemek ve sizi yürekten kutlamak istiyorum.

 

Artık bu tuzaklara düşmememizi istiyor ve diliyorum. Kalın sağlıcakla... flowers.gif

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ülkemizde hiç bir zaman tam bir laiklik sağlanamadı. Bunun nedeni dini dogmaların insanımızın kanına kadar girip genetiğine kadar işlemiş olması.

 

Bu kadar etkin bir faktörü kendi lehine kullanmak isteyen çok oluyor. En azından karşı çıkmamayı yeğleme durumu oluyor. Yerine göre prim vermek kaçınılmaz gibi gözüküyor ve primin dozu fazla kaçırılabiliyor. Atatürk bile milli mücadeleyi kazanmak için hocalara başta ses çıkarmamak, meclisi dualarla açmak zorunda kalmıştır. Bugün meclisi dualarla açmayı düşünebilir misiniz? elbette hayır. Bazen bazı şartlar kendini öyle dayatır ki, kaçınmanız imkansızdır. Ben tüm fikirlerimi bu yüzden dogma karşıtlığı ekseninde ortaya koyuyorum. Yani bu dogma esaretinin bir sonu bir yerde gelmeli. Bu daha ne kadar sürecek? Yirmiikinci yüzyıla da zihinlerimiz dogmayla örülü mü gireceğiz?

 

Sovyet tehdidi dini dışlayan bir ideoloji ekseninde olduğu için, ona karşı da din kullanıldı o soğuk savaş dönemi denilen zamanda. Bundan kaçınılamadı. Aynen ABD'nin elinde Sovyet işgali sonrası bin Ladin tortusu kaldığı ve kendi yetiştirdiği adamı başına bela olduğu gibi.

 

Hani benzetmede kusur olmasın, kurtlara karşı kangal beslersiniz. Kangal işini yaparken beslemeye devam eder, kurtlar ortada olmayınca beslemeyi bırakırsanız kangalın kendisi olur bir kurt! Yapılan hata böylesi bir hatadır, sonuçta hatadır. İşin bu noktalara geleceği kestirilememiştir. Din dogmatiklerinin işi emperyalizm işbirlikçiliğine kadar götüreceğini açık söyleyeyim bana iki sene önce söyleseler inanmaz, ihtimal vermezdim. O kadar da uzun boylu değil canım derdim.

 

Bu eni konu bir hatadır. Herkes hata yapar. Hatta bazen bile bile, zorunlu kalarak ve hata olduğunu bilerek hata yaparsınız. Koşullar öyle dayatır. Problemin bir kısmını da gelecekte başkaları çözsün dersiniz. Bana inanın bu bazen, hatta ne bazeni, çoğu kez zorunludur...

O halde statükoculuk yapip eksigi cok olan düzeni savunacagimiza bizleri dahada ileriye götürecek, dinin etkisini yok edecek sekilde mücadele etmeliyiz. Bu anlamda gercek laik parti ve kuruluslarin dogru analiz etmeleri gerek. Öncelikle Atatürk'ü kendimize kalkan yapmaktan vazgecmeliyiz. Bugün en keskin din ve millietcilik (irkcilik) ekseninde siyaset yapanlar dahi Atatürk'ü kullaniyorlar.

 

Laikligin garantisi olan toplumlari kazanmaliyiz ve onlarin haklarini gasp etmekten derhal vazgecmeliyiz. Bana göre gecmisteki en büyük hatamiz Türkiye Cumhuriyetinin ister tek partili dönem ister cok partili dönem olsun siyasetlerini laikligin garantisi olan Alevi ve demokrat kitleler üzerinden yapacaklarina dinci ve millietci kesim üzerinden yapmislardir. Yani Türkiye kendi mezarini kendisi kazmistir. Bu anlamda kendi düsen aglamaz derler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben hiç bir zaman statükoyu savunmadım. Atatürk'ü bayrak yapmaktan ise son nefesime kadar vazgeçmeyeceğim. Atatürk benim hayatta tanıdığım ve izinden gittiğim tek liderdir, başka lider tanımam. Osman Pamukoğlu'nun dediği gibi: "Atatürk'e şirk koşulmaz..."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben hiç bir zaman statükoyu savunmadım. Atatürk'ü bayrak yapmaktan ise son nefesime kadar vazgeçmeyeceğim. Atatürk benim hayatta tanıdığım ve izinden gittiğim tek liderdir, başka lider tanımam. Osman Pamukoğlu'nun dediği gibi: "Atatürk'e şirk koşulmaz..."

Arkadasim Atatürk'ü lider görmene kimse bir sey demiyor, ama kalkan yapilmasin diyoruz. Bu güne kadar herkes Atatürk'ü kendisine kalkan yapmistir. Ama anlayana tabii.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Öncelikle şunu belirtmeliyimki hem türk,hemde Kürt kesiminde art niyetli insanların varlığı reddedilemez bir gerçektir,ancak Cumhuriyetin ilanından buyana bu ülkenin asli unsuru olan Kürtlerin dili,kültürü ve varlığı üzerine geliştirilen Türkleştirme operasyonları bu art niytli insanlara kullanabilecekleri bir koridor olmuştur,halen ülkemizde Kürt halkının varlığını reddeden-yoksayan bir yapı devam etmektedir,bu vatanı sevmek için Türk olmak şartı aranmaktadır,peki Kürt olarak bu vatan sevilemezmi,yada Kürtçe konuşarak? Elbetteki sevilir,Kürt halkı ayrı bir devlet istemediğini yıllardır gösterdi,istenilen kültürel kimliğin kabülü ve kullanımının kolaylaştırılması,üzerindeki engellemelerin kaldırılmasıdır,bölgenin,şehirlerin,köylerin isimlerinin iadesidir,çocuklarına istediği ismi verebilmektir,Kürt aydın,edebiyatçı,şair,tarihçilerin çalışmalarının engellenmemesidir aksine destelenmesidir,Anadilin öğrenimi önündeki engellerin kaldırılmasıdır (Bunu açıklamak istiyorum çünkü en fazla yanlış anlaşılan konu budur,Türkçe öğrenmek mecburi olmalıdır,eğitim Türkçe verilmelidir,anadilini doğru öğrenmek ve kullanmak için anadil eğitimine izin verilmelidir,bunların yapılması halinde kötü niyetli olanlar ellerindeki kullandıklarını ve proaganda yaptıklarını kaybetmiş olacaklardır,işte tıpkı 1993'te yaşadıklarımıza benzeyen bugünlerde yaşadıklarımızda bu kötü olnların ellerindeki kozları kaybetmemek için yaptıkları provakasyondur.....

Bir sözünüze takıldım..."Kürt olarak bu vatanı sevemezmiyiz"..Sevilir elbette ama son zamanlarda nedense Kürtçülüğün önplana çıktığı ortam Türkiye'nin sevilmesinden ziyade ayrıcalık gerekiren bir takım iltimasları içermekte..Sanki bu ülkede yaşayan herkes bir eliyağda bir eli balda ve Kürt halkıda piramitlerin yapımında kullanılan köleler..İşte bunu diyoruz ülke bütünlüğünü sağlayacak çözüm önerileri olmalıdır..Kürt açılımı dendi ilk..Sonra demokratik açılım dendi..Demokratik açılım dendi ama işaret ettiği yine Kürtler..Yahu bu ülkede ben şahsen bazı Kürtlerden çok daha vahim bir durumda hissediyorum kendimi..Ama rasyonel çözüm önerileri üzerinde kafa patlatmak istiyorum birilerinin hiç bir işine yaramayacak hak ve taleplerinin gündemi işgal etmesini istemiyorum..Kürtçe konuşuluyor artık..Evet eskiden konuşulmaması ilginçti..Ama Kürtçe konuşulması sonucunda elde edilecek diğer ortamın (mesela okularda Kürtçenin seçmeli olması) oluşması engelleniyor radikal söylemlerle..Eğer Türk insanının hassasiyetleri düşünülürse ortak bir paydada buluşabilinir..Nedir bu hassasiyetler ; öncelikle içinde adalet geçen bir parti bu güne kadar ne için öldüğünü bilmeyen gençlerin (şehitlerden bahsediyorum) adaletini sağlamışmıdırki açılımdan bahsedebiliyor...İstenilen hakların ifade ediliş biçimi olan silahlı mücadeleyi haklı görüyorsanız bu ülkenin savunulması söz konusu olduğunda alınan önlemlerinde haklı olduğunu kabul etmelisiniz..Ne yani birileri Kürtçe konuşsun diye mi o insanlar şehit oldu?..Tamam Kürtçe konuşsun insanlar..İşyerlerinin panolarına ne yazacaklar ; yabancı menşeili marka isimleri..Nike adidas D&R...Birbirlerine msn de yada sms atarken "o.k. yes no" diyecekler...Bunun için mi öldü o gençler?...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.