Φ Legendary Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2009 Jean de La Fontaine (okunuşu Lafonten) (d. 8 Temmuz 1621 Château-Thierry - ö. 13 Nisan 1695 Paris) Fransız şair ve yazar. Yazdığı fabl eserleri ile tanınmıştır. Varlıklı bir ailenin çocuğuydu. Paris'te kolejde okudu. Hukuk tahsili yaptı. Papaz yetiştirilmek istenildi. Lise de kiliseden ayrıldı. Okul hayatında başarılı bir öğrenci olamadı. Gençliğinde baba mesleği olan orman ve su kanalları işleriyle uğraştı. Çeşitli memurluklarda bulunmuş, düzensiz bir hayat yaşamıştır.yazdığı eserler şimdiki zamanımızda ilk öğretim ve lise düzeylerinde kitaplara konmuştur. 1673yılında Madam de la Sablière'nin himayesine girerek burada ilim adamları, felsefeciler ve yazarlarla tanıştı. İlk masallarını burada yazdı. Çağdaşları, La Fontaine'i bir masal yazarı olarak görüyorlardı. Halbuki La Fontaine, yazdığı masallarda Dede Korkut masallarındaki uslupla hayvanlara ahlaki karakterler vererek onların şahıslarında bazı insan karakterlerini tenkid etmiş, bir ahlak dersi vermiştir. Buna edebiyatta teşhis ve intak sanatı denir. La Fontaine'in bu hususiyeti çok geç fark edilmiştir. Eserlerinde sadelik ve açıklık görülür. Konuşma şeklinde akıcı şiirleri, hayvanlar üzerinde tenkitleri, incitmeden iğneleme usulleri ile Fransız edebiyatına büyük eserler kazandırmıştır. La Fontaine masallarındaki konular, şark klasiklerinden alınmadır. La Fontaine'den çok önceleri yazılmış Beydeba'nın Kelile ve Dimne eserindeki hikâyelerin 18 tanesi[1], bu Fransız edebiyatçısı tarafından şiir şeklinde tekrarlanmıştır. Masalları çoğunlukla herkesin anlayabileceği bir şekilde yazılmıştır. La Fontaine'in canlı, hızlı, incelik ve nükte dolu bir anlatımı vardır. Kişilerini hemen daima hayvanlar arasından seçerse de bazan insanları, bilhassa köylüleri de olaylara karıştırır. Sık sık bahsettiği hayvanlar aslan, kurt, tilki, eşek ve horozdur. La Fontaine, kötüyü göstererek iyinin ne olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Ancak şiirlerini okuyan çocuklarda herhangi bir açıklama yapılmazsa tam ters etkinin hasıl olduğu da bir gerçektir. Masalları toplam olarak 238 adet olup, 12 kitapta toplanmıştır. 1668'de basılan ilk altı kitabında 124 masal vardır ve bunlar birinci cildi meydana getirir. İkinci cilt 1678'de basılan beş kitaptır. En son 1694'de bastırdığı üçüncü cilt ise tek kitaptan ibarettir. La Fontaine, roman ve piyes de yazmıştır. Nakaratlı uzunca şiirleri ve şiirli mektupları vardır. Hadım, Gülünç Macera, Floransalı, Büyük Maşrapa, Köy Sevdaları komedi türündeki eserlerindendir. Contes (Kont) isminde şiirli hikâyeler eserinden dolayı Fransız Akademisine kabul edildi.13 Nisan 1695'te Paris'te öldü. Eserleri birçok dile tercüme edilmiştir. Birkaç Masalı Ağustosböceği ile Karınca, Karga ile Tilki, Kurt ile Kuzu, Meşe ile Kamış, Toprak Çanak ve Demir Çanak, Aslan ile Fare, Tilki ile Üzüm, Altın Yumurtlayan Tavuk, Vebalılar, Sütçü Kız ile Süt Çanağı, Eskici ile Zengin. vikipedi kitap özetleri Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Admin-- ™ Freyja Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2009 Admin-- Paylaş Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2009 KARGA İLE TİLKİ Ormanda bir karga yaşarmış. Karganın karnı birgün çok acıkmış. Yiyecek bulmak için ormana yakın köylerden birine doğru uçmaya başlamış. Sonunda bir evin camına konmuş. Camdan içeriye bakmış, masanın üzerinde bir parça peynir görmüş. Ağzı iyice sulanan karga, etrafta kimseyi de göremeyince, açık pencereden içeriye doğru süzülüvermiş. Peyniri kaptığı gibi ormana geri dönmüş ve bir ağacın dalına konmuş. Tam peynirini yiyeceği sırada aşağıdan gelen o sesi duymuş; "Günaydın Sayın Karga, Bu ne güzellik böyle; İnanın bakmaya doyamıyorum size, Ve şu pırıl pırıl tüylerinize... Eğer sesiniz de tüyleriniz kadar güzelse, Bu ormanda bir güzel daha yoktur sizin üstünüze..." Bu ormanın kurnaz tilkisiymiş. Peynirin kokusunu almış da gelmiş. Ne yapıp edip, karganın ağzındaki peyniri almakmış niyeti, onun için kurmuş bütün bu güzel cümleleri... Karga kurnaz tilkinin söylediklerinden pek etkilenmiş, önce sesinin gerçekten de güzel olduğunu düşünmüş, sonra "Bir gak diyeyim de şu tilki de duysun güzel sesimi..." demiş. Ve ardından bir "GAAAAK!" demiş. O Gaaak deyince ağzında tuttuğu peyniri yere düşmüş, peynir yere düşmeyle tilki peyniri kapmış ve yiyip, bitirmiş. Karnı doyan tilki, yukarıya, kargaya doğru dönmüş; "Sayın Karga" demiş "Her dalkavuk çıkarı için över, Yüzüne güler, Sonra da işte böyle peynirini yer." Bu sözlerden sonra karganın aklı başına gelmiş ve bir dahakine daha akıllı olmaya kendi kendisine söz vermiş. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.