SENDİKALAR BUGÜN İÇİN BİRLEŞTİ...

[Φ Yayamaz Kayımca]

KESK ve Türkiye Kamu-Sen’in yarın gerçekleştireceği iş bırakma eylemine Birleşik Kamu-İş, HAKSEN, Anadolu

Eğitim-Sen, Ata Eğitim-Sen ve TEÇ-SEN de katılacağını açıkladı

Birleşik Kamu-İş, HAKSEN, Anadolu Eğitim-Sen, Ata Eğitim-Sen ve TEÇ-SEN yaptıkları ortak açıklama ile 25 Kasım günü toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı yapılacak iş bırakma eylemine katılacaklarını bildirerek, “ortak hareket etme” çağrısında bulundular. Sendikalar tarafından yapılan ortak açıklamada, sekiz yıldır hükümet ile yetkili sendikalar arasında yapılan toplugörüşmelerde, yetkili sendikaların ortak bir irade ortaya koyamadıklarına dikkat çekilerek, "Hükümetler değişse dahi kaybeden kamu çalışanları ve emekçiler olmuşlardır. Sosyal güvenlik reformu, sözleşmeli personel uygulamasının yaygınlaştırılarak iş güvencesinden yoksunlaştırılması, tedavi giderlerinden çalışanlardan pay alınması, enflasyonun altında göstermelik maaş artışları ve en önemlisi hukuk dışı uygulamalar ile kamu çalışanları, emekçiler kazanılmış haklarını da kaybetmişlerdir. Bizler, tüm farklılıklarımıza rağmen çalışanların ve emekçilerin ortak çıkarları için birlikte hareket etmemiz gerektiğine inanıyoruz" denildi. Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Bu bildirinin altında imzası bulunan kuruluşlar olarak, 25 Kasım 2009'da bir günlük uyarı grevine katılırken, işte bu anlayış ve duruşun bir gereği olarak kamu çalışanlarının ve emekçilerin hak ve özgürlüklerinin elde edilmesinin, dışlayıcı değil birleştirici bir tutumla, teslimiyetçi değil kararlı ve onurlu bir mücadele ile mümkün olabileceği inancı ile hareket ediyoruz. Bu hak ve emek mücadelesinde; tüm emek kitle örgütleri, kişisel ve kurumsal kaygı ve endişelerden, çıkar hesaplarından uzakta, tek vücut olarak ve tek sesle bulunmak durumundadırlar. Bu tarihi bir görev ve sorumluluktur.”

TÜRK BÜRO-SEN’DE KATILIYOR

Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş da 25 Kasım'da hükümeti uyarmak amacıyla yapılacak olan iş bırakma eylemine katılacaklarını bildirerek, "yıllardır toplugörüşme masalarında, bakan ve bürokratlarla yaptığımız görüşmelerde, basın açıklamaları ve eylemlerimizde sesimizi duymayan hükümet bizi bunu yapmaya mecbur bıraktı" dedi.

[Φ AED]

 

 

bu güzel eylemi destekliyorum..gerçek bir hak arama eylemi çünki..

 

memurun aldığı ücret nedeniyle yaşam koşulları gittikçe kötüleşmişti nisbi olarak..

 

izlediğim kadarıyla da katılım iki milyon civarında..üstelik hükümet katılımı azaltmak

 

ve uyarı eylemini kırmak için her yolu denedi..önce valiler aba altından sopa gösterdiler..

 

işyerlerinde genel müdürler yarı açık yarı resmi çalışan memurları tehdit ettiler işinden olursun

 

anlamında..en kötü ve en etik dışı eylemi kırma şekli de -bunu da hep yaparlar- vatandaşla

 

hakkını arayanı karşı karşıya getirmek..<işte bakın hastalar ölecek bu eylem sayesinde,

 

bakın yollarda perişan oldunuz paraya doyuramıyoruz memuru > gibi güya vatandaşını

 

çok düşündüğünü belirten yaklaşımlar..ama insanları hakkını aramakta kararlı gördüm..

 

umarım benzer hak arama eylemleri( yasal zeminlerde kalmak şartıyla) artar da insanların

 

sefalet ücreti ile koyun gibi çalıştırılmasının o kadar kolay olmadığı ortaya çıkar..

 

yazımızı Hz.Ali ye ait olduğu söylenen cümle ile bitirelim.

 

<hakkınızı aramaktan korkmayınız..zira hakkınızla beraber onurunuzu da yitirirsiniz.>

 

[Φ ''biji tirkiye'']

Bir ülkede 500 lira asgari ücretle çalışan işçiler varken bu tür girişimleri açıkçası doğru bulmuyorum....

[Φ politika]

Türkiye'de görmeye pek aliskin olmadigimiz bir gün yasandi.Sendikalar tüm yurtta uyaru grevlerini yerine getirirken birlik ve beraberliklerinide vurguladilar,tebrik etmek gerekiyor bu sendika ve yöneticilerini.Iktidarin tehditlerine aldirmadan demokratik haklarini kullandilar.Ülkeyi yoksulluk sinirina getirenlerin hak arayanlari tehdit etmeleri ile ülkeyi bölmek icin demokratik acilim yapmalari ne kadarda büyük bir tezattir.Demokratik haklarin kullanilmasina karsi olanlar,demokratik haklarini kullanananlara karsi polis gücünü cikartanlarin demokratik acilim sözlerine kimse inanmiyor.Kadinlarin da o gün göstermis olduklari birlik ve beraberlige deginmeden gecemiyecegim.Kadinlarin karsisina yine polisler cikarildi.Bu iktidar ülkeyi bir polis devleti haline getirdi ki bu asla demokratik degildir.

Halkimizin grev yapanlara karsi takindigi olumsuz tavirlar ise halkimizin demokratik bilince erisememis oldugunu gösteriyor.

 

 

saygilarla

[Φ mavi olmayan gökyüzü]

Bir ülkede 500 lira asgari ücretle çalışan işçiler varken bu tür girişimleri açıkçası doğru bulmuyorum....

 

Maalesef ülkemizde asgari ücrette çalışan işçiler var.Bunun yanında aylarca çalıştırdıktan sonra tek bir kuruş öemeden işçiye kapıyı gösterenler var.Herhangi bir sosyal güvenliği işlemeyenleri yazmıyorum bile.Ama bunlar orada eylem yapan memurları haksız duruma getirmez.Zengini devleştiren,yoksulu açlığa iten bu düzende;verilen emek ekmek olarak dönmüyor.Destekliyorum

 

.Kadinlarin da o gün göstermis olduklari birlik ve beraberlige deginmeden gecemiyecegim.Kadinlarin karsisina yine polisler cikarildi.Bu iktidar ülkeyi bir polis devleti haline getirdi ki bu asla demokratik degildir.

Halkimizin grev yapanlara karsi takindigi olumsuz tavirlar ise halkimizin demokratik bilince erisememis oldugunu gösteriyor.

 

 

saygilarla

 

Vay be polis devleti siz de görmüşşünüz,şaşırdım

[Φ Mouchette]

Bir ülkede 500 lira asgari ücretle çalışan işçiler varken bu tür girişimleri açıkçası doğru bulmuyorum....

 

biji tirkiye aşağıya Yayamaz Kayımcanın aktardığı haberden bir bölümü alıntılayacağım. bunun nesini doğru bulmuyorsunuz açıkçası çok merak ettim. Asgari ücretli çalışanları bu yazılanların neresinin dışında tutuyorsunuz ?

 

 

sekiz yıldır hükümet ile yetkili sendikalar arasında yapılan toplugörüşmelerde, yetkili sendikaların ortak bir irade ortaya koyamadıklarına dikkat çekilerek, "Hükümetler değişse dahi kaybeden kamu çalışanları ve emekçiler olmuşlardır. Sosyal güvenlik reformu, sözleşmeli personel uygulamasının yaygınlaştırılarak iş güvencesinden yoksunlaştırılması, tedavi giderlerinden çalışanlardan pay alınması, enflasyonun altında göstermelik maaş artışları ve en önemlisi hukuk dışı uygulamalar ile kamu çalışanları, emekçiler kazanılmış haklarını da kaybetmişlerdir. Bizler, tüm farklılıklarımıza rağmen çalışanların ve emekçilerin ortak çıkarları için birlikte hareket etmemiz gerektiğine inanıyoruz

[Φ AED]

Bir ülkede 500 lira asgari ücretle çalışan işçiler varken bu tür girişimleri açıkçası doğru bulmuyorum....

 

sevgili @biji tirkiye

 

yazılarınızı izlemeye çalıyorum..

sizin benim gözümde (çoğu fikirlerinize katılmasam da)

duyarlı ve birikimli bir insan olarak kalmanızı tercih ederim..

çünki iletiniz beni şaşırtmış durumda..

 

konuya gelirsek;

 

Türk-İş'in, Kasım ayı verilerine göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 778 TL,

yoksulluk sınırı ise 2 bin 533 TL olan bir ülkede sizinle beraber yaşıyoruz.

yani belirttiğiniz asgari ücret zaten açlık sınırının altında olduğundan

sizin tarafınızdan ölçü olarak alınabilirken benim görüşümce ölçü olamaz ve

olmamalıdır da..bir toplumsal kesimin sefalet içinde yaşaması bir başka

kesimin sefaleti ile yaşamasının haklı gerekçesi olamaz..bir iki platformu

daha izliyorum, orada da bazı arkadaşlar bu memurların toplumun diğer

kesimlerine haksızlık yaptığını düşünmekteler sizin gibi..oysa bu ülkede

artık akıl tutulması yaşanıyor bu noktada..neden mi?

 

bir kere çalışanların uyarı eylemi yapması,grev yapması herşeyden önce

bir haktır.tüm haklar gibi de kazanılması yüzyılların mücadelesi ile olmuştur.

ve hiç bir hak verilmiyor ancak alınabiliyor.

tüm çalışanlarda yasal hakkını kullanmalıdır..

çünki çalıştıran yasal haklarını sonuna kadar kullanmakta ve hatta bazan

çalışanın yasal haklarını hiçe saymaktadır..

bu ülkenin sendikal hayatının bugün ki traji komik rakamlarını hatırlatmak isterim:

çalışan sayısı 22 milyon, sendikalı sayısı 250 bin..

bu rakam ve oranlar 1980 öncesi çok farklıydı..dönemin güçlü sendikası

DİSK bırakın iş yaşamını, antidemokratik tüm yasaların geçmesini engelleyecek

bir duruşa ve platforma sahipti..

fazla uzatmadan belirteyim ki bugün karşı çıktığımız hak kullanımlarına

yarın bizim de ihtiyacımız olabilir..

[Φ politika]

Maalesef ülkemizde asgari ücrette çalışan işçiler var.Bunun yanında aylarca çalıştırdıktan sonra tek bir kuruş öemeden işçiye kapıyı gösterenler var.Herhangi bir sosyal güvenliği işlemeyenleri yazmıyorum bile.Ama bunlar orada eylem yapan memurları haksız duruma getirmez.Zengini devleştiren,yoksulu açlığa iten bu düzende;verilen emek ekmek olarak dönmüyor.Destekliyorum

 

 

 

Vay be polis devleti siz de görmüşşünüz,şaşırdım

 

sayin mavi,benim hep savundugum davalari görmemezlikten gelmis olmaniz beni sasirtmadi.Ben hep polis devleti oldugunu vurgulamisimdir,demek ki es gecmissiniz o yazilarimi.

 

saygilarla

[Φ politika]

Binlerce Tekel iscisi bugün AKP'nin Beyaz Saraydan daha muhtesem binasinin önünde hükümete istifa diye haykirdi.Milleti acliga sefalete mahkum eden iktidarin o muhtesem binada oturup parti calismalari yapmasi kadar bu ülkenin gerceklerine aykiri olan hicbirsey yoktur.

Bursa faciasinda gerceklerin perdesi aralandi.Kömür ocaklarinda hicbir emniyet tedbirinin alinmamis olmasi ückagitcilarin bu ülkede calisanlari nasil sömürdüklerini ve hayatlariyla oynadiklarini bir kez daha gözler önüne sermistir.Maden ocaklarinin sahibi ortadan kaybolmus Genel mÜdür tüm sorumlulugu üstlenmistir.Sorumluluk üstlenmek giden 19 cani geri getirmiyor maalesef.6 ay önce kapatma karari verilmesine ragmen bakanligin ihmali nedeniyle kömür ocagi calismasina devam etmistir.Genel Müdür sorumlulugu üzerine almis ama bakanlik ise hala etrafi yaniltmaya calismaktadir.Ülkemiz bedava hayatlarin cenneti haline getirilmistir.insanlariniz kazara yasamaktadir.

 

saygilarla

[Φ politika]

Emekcilere reva görülen zulüm.Tekel calisanlari,Demiryollari calisanlari ve Istanbul Büyksehir Belediyesinin Itfaiye emekcileri bugün polis devletinin gazabina ugradilar.Binlerce emekci biber gazlariyla dagitilmaya calisildi.Demiryollari calisanlari polisin coplariyla dagitilmaya calisildi.Itfaiye calisanlari polisin tazyikli su ve biber gazi iskencesiyle karsilasti.Demokrasi diyerek terörü legallestirenler,demokrasi diyerek devletin temeline dinamit koyanlar emekcilerin haklarini aramalarini hazmedemiyorlar.

Bütün bu olanlara bakarak Türkiye'nin bir polis devleti oldugu yönündeki düsüncelerimde hakli oldugumu anliyorum.Eger polis,terör yandaslarina gösteremedigi siddeti emekcilerin hakli davalari icin yürümelerinde gösteriyorsa bu iste bir yanlislik var demektir.

 

 

saygilarla

[Φ sardunyam]

Yeryüzünün bütün işçi ve emekçileri kendilerini sömüren hükümetlerden, devlet adamlarından ve sendika başkanlarından birlikte kurtulmalı... Birlikte aşılmalı bu sorunlar ve unutmamalı ki kimse birbaşkasına al bu senin hakkın diyerek gerçek hakkını teslim etmez,bu ancak kazanılabilir...

[Φ politika]

Basbakandan Tekel emekcilerine "Devletin mali deniz,yemeyen domuz"benzetmesi ve buna ilaveten "Dogmamis yetimin hakkini bunlara yedirmem"cikisi,gösteriyor ki basbakanin dogmamis cocugun hakkini tekel iscilerine degilde Calik Holding'e vermis olmasi,Gemicikler satin alinmasi ile yakindan ilgilidir.Deniz Feneri ile ortak calisanlarin alinteri ile kazananlari hor görmeleri kadar dogal birsey yoktur.14 gündür Tekel iscileri grev yapmakta ve haklarini aramaktadirlar.Basbakan ise Bülent Arinc'la ilgili tamamen TSK'ya karsi bir komplo olan hikayenin pesindedir.Ülkeyi bölünme noktasina tasimis oldugu icinde kendisine Turgut Özal Baris ödülü verilecektir.Bölündügü zaman da Nobel verirler herhalde.

 

 

saygilarla

[Φ politika]

AKP iktidarinin gercek yüzü artik yavas yavas pecenin altindan görünmeye basladi.Tekel emecilerine reva görülen polis iskencesi bu sefer Istanbul Büyüksehir Belediyesi önünde Demokrasi cadiri kurup eylemlerini sürdüren Itfaiye calisanlarina sicradi.Cadirda uyuyan emecilere sabaha karsi 200 kadar Belediye zabita memuru ve polis karisimi bir baskin düzenlenerek emekcilere meydan dayagi cekildi.Demokrasi getirecegim diye ülkeyi bölmeye calisan Erdogan'in Büyüksehir Belediye Baskani olan Kadir Topbas'in bir an önce istifa etmesi ve de hesap vermesi gerekir.Ayni sekilde Istanbul Valisi ve Istanbul Emniyet Müdürününde hesap vermesi sarttir,eger demokrasi ve insan haklari varsa bu ülkede.Cünkü iktidar her firsatta demokrasi getirdiklerinden bahsetmektedir.Bunun varligini ispat icin tam bir firsattir,Itfaiye calisanlarina baskin yapan ve yaptirtanlarin hesap vermeleri.

 

saygilarla

[Φ politika]

Türkiye,son dönemlerin en büyük eylemini yasamaya hazirlaniyor yarin. Binlerce Tekel calisani, diger Sendika'larinda katilimiyla, yarin Türk-Is Genel Merkezi önünde bir oturma eylemi yapacaklar. Söylentiler bu eylemi 8-10 bin arasi bir kitle gerceklestirecektir. Almanya ve Fransa'dan Tekel Iscilerine destek amacli olarak gelmis olan Isci Temsilcileri ve siyasilerde bu eylemde yer alacaklardir.

 

IMF'ye kendimizi ezdirmeyiz diyerek kabadayilik yapan Basbakan, IMF'nin talimati dogrultusunda binlerce iscinin isten cikarilmasina önayak olmus, zamlar ve vergi artislariyla aslinda IMF'nin istediklerini gerceklestirerek kredi almaya hazirlaniyor.

 

 

saygilarla

[Φ politika]

Ergenekondu,Balyozdu,Kafesti,Islak imzaydi,senaryolarinin gölgesinde kaldi,Tekel iscilerimiz.TSK'ya saldirmaktan zaman bulamayan demokratlar,Tekel calisanlarinin bir ayi askin bir süredir sürdürdükleri,yasam savasina hicmi hic ilgi duyulmadi.Bütün bunlar göstermektedir ki;Demokrasiden bahsedenlerin asil amaclari demokrasi degildir,onlarin bütün cabalari Türkiye'deki yapinin degismesi,ülkenin baska bir siyasi rejime gecmesi ve TSK'nin saf disi birakilmasidir.

 

Bence,emekcilerimizin yasam savaslari bircok senaryodan cok önemlidir.Emekcilerin yasam savaslari ise Demokrasinin temel taslarindan biridir.Demokrasiye sahip cikanlar eger emekcilerin savasina kayitsiz kaliyorsa onlar Demokrat degildir.

 

 

saygilarla

[Φ politika]

Ben Taraf,Star,Yeni Safak vs.Basbakan Erdoganla isbirligi icindedir dersem kimse inanmaz.Öylemi degilmi bir bakalim.41 gündür Tekel calisanlari grev yapiyor.Devletin bürokratlari tarafindan verilen emirlerle Tekel calisanlari,Itfaiyeciler tazyikli sularla islatildi,biber gaziyla perisan edildi.Yukarida adini verdigim gazetelerin hicbirinde bu zulümden bahsedilmedi.Tekel calisanlarinin grevi ile hicbirisi ilgilenmedi...Peki basbakan ne yapti?Basbakan ta basindan beri,Tekel calisanlarina karsi kin dolu bir yaklasim sergiledi.Önce,"Yetimin hakkini kimseye yedirmem"dedi.Bugünde "devletin kasasini soydurtmam"diyerek Tekel calisanlarinin hakli savaslarini hirsizliga indirgedi.

 

Türkiye,son 7 yildaki yolsuzlugun bir benzerini baska hicbir dönemde yasamadi.Türkiye'de AKP iktidarina sirtini vermis olanlarin devleti nasil soydugunu biliyoruz.Buna en son örnek:Imrali canisinin odasinin duvarlarinin Italyadan özel olarak getirilen duvar kagidi ile kaplanmasidir.Bir teröriste devletin parasini peskes cekenler nedense alin teriyle calisip kazananlardan vergi ödeyen serefli insanlardan bu parayi kiskaniyorlar.

 

Dün sendika baskaninin,Genel Greve gider hükümeti düsürürüu lafina cok icerleyen ve birazda etekleri tutusan basbakan bugün hizini alamayip büyük bir gaf yapti:

 

"Bizi sendikalar iktidara getirmedi,millet getirdi diyerek,milyonlarca sendika üyesi calisani millet olmaktan disladi.Ne kadar uyumlu degil mi;Sendikali olunca Komünist bunlar diyenler,simdide bizi Millet secti diyerek emekcileri millet olmaktan cikardilar.

 

Bana sorarsaniz,basbakan birgün koltuktan düserse bu söylediklerini ona birilerinin hatirlatmasi gerekir.

 

 

saygilarla

[Φ politika]

Kuddusi Okkir'in henüz suclu olup olmadigi bile anlasilamadan yani sucsuz oldugu halde bile bile ölüme gönderilmesine seyirci kalanlar,45 gündür her zorluga her iskenceye ragmen yilmadan mücadele eden ve hak savasi veren TEKEL CALISANLARI icinde ayni aymazligi devam ettirdiler.Bas düsman olarak gördükleri TSK ve yandasi olduklari Tayyip Erdogan'dan baska hicbir habere yer vermeyen medya kuruluslari TEKEL CALISANLARINI adam yerine bile koymadilar.Bunlara Türk milletinin medyasi demek millete hakaret olur.Bunlar kompradorlarin medyasidir.Ayni medyanin bugünkü konuyla ilgili yazdiklari ise Tekel calisanlarinin basarisini kabullenmekten cok Erdogan'in sanki kendiliginden sorunu cözmeye yanastigini ima etmektedir.

 

TEKEL CALISANLARI 45 gün mücadele ederek en sonunda hak savasini kazanmis görünüyorlar.Dün basbakan ve Sendika baskanlari ile görüsmelerden bir umut isigi göründü,eger grevi bitirmeye yönelik bir dümen degilse Tekel calisanlari hakjli davalarinda dünyaya örnek olacak bir mücadele sergiledielr.Tecrübeli gazeteci Güngor Uraz'in:"Isciler savasi kazandilar ama bu cok gec kalinmis bir savasti,Özellestirme döneminde bu savas verilseydi baska türlü olurdu"diyerek dolayli olarak sendika yönetimlerinin gewrektiginde gereken tepkiyi koyamamis olduklarini belirtmistir.

 

Umuyorum ki,Tekel calisanlarina karsi "Ben yetim hakkini kimseye yedirmem""Devletin mali deniz yemeyen domuz"tarzi yakisiksiz ve hak arayanlara hakaret dolu yaklasimindan sonra sorunun cözülmesi icin verdigi talimat sonunda mutlu bir sonuc cikar.

 

Calisma Bakani Yazicioglu'nun,bu isciler daha dün basbakana cicek verip tesekkür etmislerdi simdi sanki muahlif bir platform olustu tarzi yaklasimi ise,iktidarin Tekel calisanlarinin hakli savasini baska alanlara cekmelerinden baska birsey degildir.Demek ki her hakkini arayan isci AKP'nin muhalifi damgasini yiyecektir ki bu kabul edilemez bir yaklasimdir.

 

 

saygilarla

[Φ politika]

Basbakan Erdogan ve Bakanlari,Tekel Calisanlarina önce bir umut verdiler,amaclari onlarin magduriyetlerine bir cözüm bulmak degil hakli mücadelelerini sona erdirmeleri icin bir taktikti.Bunun taktik oldugu bugün ortaya cikti.Tekel calisanlarinin istedikleri tek sey özgünlük haklariydi,yani baska is yerlerinde kadrolu olarak tekrar calistirilmak.Basbakan Erdogan ise,4c denilen yani sözlesmeli isleri uygun görüyordu.Yani 6 ay veya bir yil sözlesmeli calisip tekrar sokaga atilmalari gibi.

 

Biz babalar gibi satariz diyenler,evet babalar gibi sattilar Tekeli'de,ama hangi Babalar gibi sattilar.Cünkü baba kavrami cok farkli alanlarda kullanilir.Örnegin Al Capone'de aslinda bir Babaydi.

 

 

saygilarla

[Φ politika]

...." kidem tazminatlarinizi tikir tikir alin ve evlerinize gidin.4c ile calismak isteyen milyonlar var.Size bir ay mühlet veriyorum.Yaptiginiz yasdal degildir.Bir ay sonra artik biz yasal olarak gerekeni yapacagiz"

 

Bu sözler AB'ne girmek icin herseyini feda etmeye hazir olan Türkiye Cumhuriyeti Basbakaninin sözleridir.Sevgisiz,tehdit dolu ve de asagilayici.Aldigi yanit ise "ÖLMEK VAR DÖNMEK YOK"oldu.

 

Ne istiyor bu Tekel Iscileri?Tekel iscileri,haklarini ariyorlar.Tekelde kadrolu calisiyordular.Basbakan Tekeli satinca bu isciler sokakta kaldi.Haklarini istediler ve nihayet mücadeleye karar verdiler.Bir tarihte Basbakanin giymis oldugu GREV GÖZCÜSÜ gömlekli resmine bakip sandilarki Basbakan isci dostudur.Büyk bir yanilgi.Basbakan iscinin degil olsa olsa TÜSIAD'in dostudur cünkü basbakan kapitalist düzenin savasini yürütüyor Türkiyede.

 

4 Subat 2010'da isci sendika ve konfedarasyonlari biris birakma eylemi yaparak Basbakani bir kez daha düsünmeye davet edecekler.Eger birsey degismezse 'Genel Grev'Türkiye'nin kacinilmazi olacaktir.Tekel calisanlari iktidardan sadaka istemiyorlar,sadece özlük haklarinin geri verilmesini yani kadrolu bir iste calistirilmak.

 

50.GÜNÜNÜ DOLDURAN BU HAKLI MÜCADELE ICIN TEKEL CALISANLÁRINA SAYGILARIMI GÖNDERIYORUM.

 

 

saygilarla

[Φ politika]

AKP'nin Istanbul Valisini hicte aratmayan AKP Ankara Valisi, Tekel iscilerinin eylemine destek vermek kanun disidir tehdidinde bulunduktan sonra "Eyleme katilanlar hakkinda suc duyurusunda bulunulacak" diye tehdide devam etti. Hak aramanin ve hak arayanlara destek olmanin bir insanlik görevi oldugunu unutan Ankara Valisi, sicak koltugunda oturarak basbakaninin emriyle hareket ediyorsa Cumhuriyetin Valisi olma hakkina sahip degildir.

 

saygilarla

[Φ Efendi Türkler]

04.02.2010 00:05

 

"Eylem kanun dışı"

Ankara Valiliği, iş bırakma eylemine katılacaklar hakkında suç duyurusunda bulunacak

 

Ankara Valiliği kamu kurum/kuruluşlarında çalışan memur ve işçilerin belirtilen eylemlere katılmaları halinde bağlı oldukları kurumlarınca idari işlem yapılacağını belirterek, kanunsuz eyleme katılacaklar hakkında adli yönden de suç duyurusunda bulunacaklarını ve gerekli yasal işlemlerin yapılacağını bildirdi.

 

Ankara Valiliği'nden yapılan açıklamada, Türk-İş, DİSK, Hak-İş, Türkiye Kamu Sen, KESK ve Memur-Sen Konfederasyonu yetkililerinin yaklaşık 50 gündür kanunsuz eylem yapan TEKEL işçilerinin taleplerinin karşılanmadığı gerekçesiyle 4 Şubat 2010 Perşembe günü 08.00-17.00 saatleri arasında 1 günlük iş bırakma eylemi yapılacağının kamuoyuna duyurduklarını hatırlatılarak şöyle denildi:

 

"İş bırakma eylemine mesai saatleri içerisinde, adı geçen konfederasyonların bağlı sendikalarına üye çalışanların, iş bırakma eylemi yapacakları; çalıştıkları kurumlarının/kuruluşların binalarının önlerinde toplanıp, pankartlar/dövizler acarak sloganlar atarak ilimiz ana cadde ve sokaklarında gösteri yürüyüşleri yaparak yine ilimizin değişik noktalarında toplanıp, kanunsuz açık hava toplantıları düzenleyecekleri öğrenildi. 2822 sayılı 'Grev ve Lokavt Kanunu'nun 25.inci maddesinde 'siyasi amaçlı grev, genel grev ve dayanışma grevi kanundışı grev' olarak belirlenmiştir. Aynı kanunun 72'nci maddesinde de ceza hükümleri anlatılmıştır. Yine 657 sayılı 'devlet Memurları Kanunu'nun 26'ncı maddesinde devlet memurlarının 'kamu hizmetlerini aksatacak şekilde memurluktan kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri veya görevlerine gelip de devlet hizmetlerinin ve işlerinin yavaşlatılması veya aksatılması sonucunu doğuracak eylem ve hareketlerde bulunmaları' 27'nci maddesinde de 'greve karar

vermeleri, grevi tertip etmeleri, ilan etmeleri ve bu yolda propaganda yapmaları, her hangi bir greve veya grev teşebbüsüne katılmaları, grevi desteklemeleri veya teşvik etmeleri' yasaklanmıştır."

Devlet memurların bu tür eylemlerinin yönetmelik maddelerinde açıklanan 'Etik davranış ilkelerine' uygun düşmediği vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Gerçekleştirileceği kamuoyuna ilan edilen kanunsuz yürüyüşler ve açık hava toplantılarının, Anayasamızda güvence altına alınan 'hak ve hürriyetlerin kullanılmasının şekil ve şartlarını belirleyen ' 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun yanı sıra İçişleri Bakanlığımızın 11.05.2004 ve 2004/100 sayılı Genelgesine aykırı olduğu görülmektedir. Bu bakımdan yapılmak istenen kanunsuz iş bırakma eylemine katılacak işçiler ile memurların genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli daireler, kamu

iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeli kuruluşlar, mahalli idareler ve bunların birlikleri, kamu tüzel kişiliğine haiz olarak kurul, üst kurul, kurum, enstitü, teşebbüs, teşekkül, fon ve sair adlarla kurulmuş olan bütün kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan, yönetim ve denetim kurulu ile kurul, üst kurul, başkan ve üyeleri dahil tüm personel kamu personeli statüsünde bulunmaktadır. İlgili mevzuat çerçevesinde kamu kurum/kuruluşlarında çalışan memur ve işçilerin belirtilen eylemlere katılmaları halinde bağlı

oldukları kurumlarınca idari işlem yapılacağı gibi kanunsuz eyleme katılacaklar hakkında adli yönden de suç duyurusunda bulunacaklarını ve gerekli yasal işlemlerin yapılacağı hususu kamuoyunun bilgisine duyurulur."

 

haberturk.

[Φ politika]

Tekel iscilerinin hakli eylemleri,AKP'nin sefini hiddetlendiriyor.Harac mezat satiliga cikardigi milli kuruluslarda calisan binlerce isciyi sokaklara döktüren basbakan simdide onlari hakli eylemleri icin tehdit etmektedir.

 

Basbakan korkmaktadir,korktugu icinde son careyi isci ve polisi karsi karsiya getirmekte bulmaktadir,yani polise siginmaktadir.Basbakan korkmaktadir cünkü iktidarinin sonu görünmeye baslamistir.

 

Basbakanin bugün sendikalarin eylemlerine karsi söylemis oldugu laflar onun nekadar duyarsiz oldugunu göstermektedir.Demokratik bir ülkede,bir basbakan eylem yapan iscileri hedef almaz,eger böyle bir yola basvurursa onu protesto yagmuruna tutarlar.Isci eylemleriyle ilgili bakanlar ilgilenir basbakanlar degil.Türkiye'de milli seflik dönemi yeniden basladigi icin basbakan kendini herseye yetkili görmektedir.Yandas medya ise onu alkislamaktadir.Iste TÜRKIYE'NIN ICLER acisi demokrasisi...

 

 

saygilarla

[Φ politika]

Tekel iscilerinin 52 gündür sürdürdükleri hakli eylem aslinda, Türkiye'nin sosyal bir yarasini ortaya koymaktadir. Issizlik her ülkede vardir. Issizligin farkli nedenleri olur, Avrupada da issizlik vardir.

 

Ama Avrupa'da özellestirme nedeniyle issiz kalanlara basbakanlar illede benim dedigim gibi ´calisacaksin yoksa seni pataklatirim tehditinde bulunmaz. Bunu yapiyorsa bir basbakan, o ne isci dostudur ne de demokrasi sempatizanidir.

 

Ülkemizde oldum olasi sendikalasmaya karsi bir cephe vardir. Bu cephe sadece isveren cephesi degildir. Bu cephe sendikali sendikaci olmayi Komünistlik olarak kabul eden zihniyetin cephesidir ki bu cephede genelde Dinci kesimler vardir.

 

Yandas medyanin bugünkü mansetleri, ülkemizdeki bu sorunun özüne inmekten uzak, tamamen "SAHIBININ SESI"tarzi bir yaklasim iceriyor. Basbakan ne dediyse-ideolojik eylem, komplo,AKP'ye karsi-aynisini mansetlerine tasiyarak okuyucusunu yönlendiren gazeteler kimin gazeteleri olabilir tabii ki AKP'nin.

 

saygilarla

[Φ politika]

Dün bir grup genc Tekel iscilerinin hakli eylemini protesto ederken devlet kurumlarinin satisin i yani özellestirilmesini savunarak Tekel Iscilerinin eylemlerini sucluyordular.Tabiiki herkes demokratik hakkini kullanacaktir bunda kimsenin bir itirazi yoktur.Ama dünyanin hicbir ülkesinde,haklarini arayan iscilere karsi siz neden eylem yapiyorsunuz diye karsi protestoda bulunuldugu vaki olmamistir,ben duymadim böyle birsey.Eger Türkiye'de bunu yapan varsa ki yaptilar;ben bunlarin bagimsiz bir örgüt olduguna inanmiyorum.Bunlar Genc Siviller'e bagli degilseler,AKP Genclik kollarina baglidirlar,o na da bagli degilseler baska bir örgütün adamlaridir.

 

Tekel iscileri,zamaninda bu eylemi yapmis olsalardi, TEKEL harac mezat satilmazdi,bu bir ikincisi,Tekel iscileri TEKEL özellestirildi diye de eylem yapmiyorlar.Onlarin yaptiklari eylemin nedeni,kadrolu bir ise girmek icindir.YANI SÖZLESMELI OLUP 6 AY SONRA YINE SOKAKLARDA ISSIZ KALMAK istemedikleri icin bu eylemi yapiyorlar ki bu da cok hakli ve dogru bir eylemdir.YANLIS OLAN TEKEL ISCILERININ BASBAKANIN ILLEDE SÖZLESMELI CALISACAKSINIZ DIYE ONLARI TEHDIT ETMESIDIR.Eger vicdani yönden olaylara bakarsak eylem dogrudur.Basbakan yönünden bakarsak tabii ki yanlistir.Basbakanin görevlerinin arasinda,issizlere gecici isler bulmak yerine onlarin yarinlara güvenle bakabilecekleri calisma imkanlarini bulmasi vardir, Kürt acilimi adi altinda ülkeyi ayristirma görevi degil.

 

 

saygilarla

[Φ politika]

Hükümet üyelerinin ülkesi Türkiye!Tekel iscilerinin eylemin simdiye kadar ideolojikti,dünden itibaren,fitne ve fesat dolu oldu ve bu eyleme PKK karisti.Iste,bir hükümet üyesinin yumurtladigi ve nobel' e aday gösterilecek yaklasim diye ben buna derim.Bu adamlar kimin milletvekili sifatiyla o yüce meclise getirildiler.Kim icin orada oturuyorlar.Görevleri nedir?Görevleri halka hizmet,halki daha yüksek yasam standartlarina ulastirmak olmasi gereken bu adamlar,basbakan Erdogan icinmi milletvekili sectirdiler kendilerini?

 

Bugünde basbakan tarihi bir söz söyleyip kendisinden randevü talep eden sendikalar icin,"SADECE TÜRK-IS'"le görüsürüm,dedi.Türk-Is'in sari sendika oldugunu bilmekteyiz,ama isci haklari konusunda daha duyarli olmasi gereken bir basbakana yakisirmi sendika ayrimi yapmak?Sendika ayirimi yapan bir basbakan o sendikanin üyelerinide digerlerinden ayirmis olmuyormu.Bu nasil bir demokrasi anlayisidir?

 

 

saygilarla