yani o dönemde seyit Rıza ile beraber isyana katılan insanların ölümünü kimse katliam olarak nitelendirmiyor,ortada bir başkaldırı var ve elbette devletin oraya bir müdahalaesi var

 

Tebrikler! Bunu herkes söyleyemiyor.

Tebrikler! Bunu herkes söyleyemiyor.

 

Tıpkı sizin bugün Kürt sorunun çözümü için askeri yöntemi ileri sürüp,sonra asker cenazesi geldiğindede veryansın etmeniz gibi değilmi....

Tıpkı sizin bugün Kürt sorunun çözümü için askeri yöntemi ileri sürüp,sonra asker cenazesi geldiğindede veryansın etmeniz gibi değilmi....

 

Bir yanlış daha! Biz askerin şehit olmasına veryansın etmiyoruz, onları şehit edenlerin törenlerle karşılanıp açılım bahanesiyle af edilmelerine isyan ediyoruz. O askerleri oraya sürüp ateş etmek için biryerlerden emir bekleyeceksin diyerek hedef haline getirilmesine karşı çıkıyoruz. Onları şehit edenlerin elebaşısına gidip danışmanlık yapılmasını içimize sindiremiyoruz. Onun sağlığı hakkında Avrupalılara rapor verilmesine bir anlam veremiyoruz. Çocukların taş atmasını önemsemeyerek haklarında özel yasa çıkartıp serbest kalmalarına neden olup bu çocukların da polisi bıçaklamasına veryansın ediyoruz. Bu yasadan faydalanarak bu çocukların kullanılmasına meydan verenlerin bu oyuna gelmelerini hazmedemiyoruz.

Bu ülkenin ekmeğini yedikleri halde demokrasi, insan hakkı diyerek parçalanmasına zemin hazırlayanlara, seyirci kalanlara isyan ediyoruz.

Türkiyede Kürt sorunu diye bir sorun olmadigi,böyle bir sorun varmis gibi söylemlerde bulunanlarin tamamen yikici ayirimci ve siyasi amacli olmasi nedeniyle mevcut olan fakat carpitilan PKK sorunu icin askeri cözüm sarttir.

 

Bu ülkede cemaat medyasi ve yandas medya (TARAF-YENI SAFAK-VAKIT VS.)tarafindan kotarilan ve tamamen asker düsmanligi üzerine odaklanmis olan gazetecilik zihniyeti Türk kimligini reddederek dinsel bir yaklasimla PKK sorununu bir Kürt sorunu haline getirmektedirler.

 

Dünkü Kürtcü isyanlarin karakteristik benzerlikleri ve de özellikleri hemen hepsinin dinsel sömürüye dayali isyanlar olmasidir.Ilk defa Dersim isyani Kürtcülük adina yapilmistir.

 

 

saygilarla

"Ulusal cikarlar,Ulusal kimlikten dogar"diyor Hungtington.

Dogal olarak kim olduklari konusunda kafalari karistirilan toplumlar;farkinda olmadan veya olarak düsman cikarlarini kendi cikarlarinin önüne koyarlar.Kimliklerle oyanayanlar Uluslari nasil ayristiracaklarini bilenlerdir.Kimlik kavgasi verenlerde bilerek veya bilmeyerek kimliklerle oynayanlarin amaclarina hizmet ederler.

 

Küresel güclerin kimliklerle oynamalarinin nedenide budur.Dünya üzerinde egemenlik kurabilmek icin kimlik olgusunu öne cikarip ulus devletleri bölüp parcalama siyaseti yaparlar.Cünkü ulus devletler Küresel güclerin önünde bir engeldir.Türkiye'de bu kimlik sorunu Cumhuriyetin ilanindan bagimsizligimizi kazanip üniter bir yapiya kavustugumuzdan sonra bizi savasta yenemeyen güclerin farkli taktikleriyle Türkiye'nin gündemine oturtulmus 12 Eylül darbesinden önce ülkede sag sol catismalari yaratarak Rusya'nin destegi ile rejimi yikarak yerine sözde Halk iktidari kurma amacli görünen ayristirma calismalari yapiliyordu.Halklarin özgürlügü slogani ile bugün Kürtcülerin yapmaya calistigini dünkü devrimci ayaklarinda gezinen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi yandaslari yapiyordu.O kadar bir paradoks ki;Polonyayi.Cekoslovakyayi,Bulgaristan,Romanya,Macaristan,Gürcistan,Ermenistan,Azerbaycan ve daha isimlerini uzatmaya gerek görmedigim cumhuriyetler Sovyet rejimi altinda inim inim inlerlerken bizdeki tatli su devrimcileri Sovyet yandasligina soyunmuslar, halklarin özgürlügü savasini

veriyordular.Karsilarinda ise onlarin bu komünist yandasligina karsi duran Ülkücüler vardi.Ülke kan gölüne döndürülüp askeri darbeye kadar böyle devam etti.

 

Halklarin kim olduguna karar vermek halklarin kendi isleri degil egemen güclerin isidir.Bu gercek;Brüksel ya da Atlantik ötesi gücleri;Avrasya/Ortadogu vb.halklara etnik ya da mezhepsel kimlik giydirmeye yöneltmektedir.Bugün Türkiye'de yasanan olay budur.Olay Kürt sorunu degil Türkiye'nin birlik ve bütünlügünün yok edilmese sorunudur.Kürt sorunu diye kavga edenlerin siradan vatandaslar disinda kalan öncüleri ve isbirlikcileri bu gercegi bilmekte yani bilerek ihanet etmektedirler.

 

Ivor Jennings "Birileri,halkin kim olduguna karar vermeden,halk kim olduguna karar veremez."diyor.Halklarin kim oldugunu onlara söyleyenler ise;Medyayi ve kitle iletisim araclarini ellerinde tutanlardir.Gercekten de Türkiye'de Kürt sorunu var diyenler medya sahipleri yani cemaatler degilmi?Peki cemaatler kimlerin hesabina is görmektedirler.Iste budur Türkiye'nin sorunu.

 

 

saygilarla