Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Gn.Kur.Başkanı Görevden Alınsın!....(!)


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Neo-liberal solcuların kendilerine verilen bir görevi ikinci kez bu denli net ve somut bir şekilde...eğmeden bükmeden direkt olarak ifade etmelerine tanık oluyoruz....

 

İlki ''Hepimiz Ermeniyiz'' idi...ikincisi de bu:''Org.İlker Başbuğ görevden alınsın...''

 

Neo-liberal solculuğun kralı ve AB ciliğin şampiyonu Ufuk Uras'ın....uzun yıllar ABD de çalışmış eşi,balerin Zeynep Tanbay(Uras)...

''Darbelere karşı 70 milyon adım koalisyonu'' adı altında...arkasına taktığı 500 kişiyle Galatasaray'dan Taksim'e, pankartlı yürüyüş düzenlemiş ve bir basın açıklaması yapmış...

 

Ülkemizde olup biten hiçbir şey germiyormuş bu neo-liberal bale sanatçısı hanımı da...Gen.Kur.Bşk.Org.lker Başbuğ geriyormuş demek ki...hayret ki ne hayret...

 

TSK nın komuta kademesinin uzun dönemler için şekillendirilmiş zincirini özellikle en tepeden kırmak...koparmak...anti-militarizm ve cunta karşıtlığı görünümündeki ''yeminli TSK düşmanlarının'' son dönemlerdeki en başta gelen işlevlerinden biri...

 

Yargı yoluyla henüz doğruluğu kanıtlanmamış...havada uçuşan ve ne idiğü belirsiz bir takım belgeleri kendilerine dayanak yaparak...ortalığı velveleye vermek görevi verilmiş Zeynep Tanbay ve arkadaşlarının Taksim eylemini...tebessüm ve ibretle karşılıyoruz...

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Saçmalardan seçmeler bununla sınırlı değil sayın kgurleyen... Bu yarı entel yarım aydın akıldanelerden bir tanesi de mürekkep bulaştırdığı levha haline getirilmiş selüloz parçasından, ordunun bir yeniçeri örgütü olduğunu, kapatılıp yeni bir ordu kurulması gerektiğini belirtmiş!

 

Yani niyet o kadar ortaya çıktı, amaçları o kadar belirginleşti ve kirli ittifaklar o kadar netleşti, dış direktifler ve çekilen ipleri öyle gözle görünür oldu ki, tek amaç Atatürk Cumhuriyetinin yıkılması emellerinin önünde kaya gibi duran Türk Silahlı kuvvetlerinin bertaraf edilmesi!

 

Tek dert, tasa, amaç, bu. Bu uğurda ellerinden gelse toplu göktaşı duasına çıkıp üfürükçülere meteor büyüsü yaptırıp genelkurmayın üzerine gökten taş düşürebilseler düşürecekler! Bu emelleri için yardıma çağırmadıkları, ittifak etmedikleri bir istilacı çekirgeler kaldı! Yani daha başaramazlarsa bu Atatürk Cumhuriyetini yıkmayı, çekirge duasına da çıkar bunlar. Çekirgeler de allahın askeri canım, niye olmasın? Ne de olsa "ve lillahi cunudu semavati vel arz!"

 

laugh.gif Yani ne diyeyim... Fazla diyecek bir şey de yok...

Gönderi tarihi:

Saçmalardan seçmeler bununla sınırlı değil sayın kgurleyen... Bu yarı entel yarım aydın akıldanelerden bir tanesi de mürekkep bulaştırdığı levha haline getirilmiş selüloz parçasından, ordunun bir yeniçeri örgütü olduğunu, kapatılıp yeni bir ordu kurulması gerektiğini belirtmiş!

 

Yani niyet o kadar ortaya çıktı, amaçları o kadar belirginleşti ve kirli ittifaklar o kadar netleşti, dış direktifler ve çekilen ipleri öyle gözle görünür oldu ki, tek amaç Atatürk Cumhuriyetinin yıkılması emellerinin önünde kaya gibi duran Türk Silahlı kuvvetlerinin bertaraf edilmesi!

 

Tek dert, tasa, amaç, bu. Bu uğurda ellerinden gelse toplu göktaşı duasına çıkıp üfürükçülere meteor büyüsü yaptırıp genelkurmayın üzerine gökten taş düşürebilseler düşürecekler! Bu emelleri için yardıma çağırmadıkları, ittifak etmedikleri bir istilacı çekirgeler kaldı! Yani daha başaramazlarsa bu Atatürk Cumhuriyetini yıkmayı, çekirge duasına da çıkar bunlar. Çekirgeler de allahın askeri canım, niye olmasın? Ne de olsa "ve lillahi cunudu semavati vel arz!"

 

laugh.gif Yani ne diyeyim... Fazla diyecek bir şey de yok...

Söylediklerinizin tümüne katılıyorum Sn.demirefe...

 

Şu anda da 32.Gün de Erdal Sarızeybek Albayı izliyorum...Çıplak gerçekleri en yalın şekilde...MAB ın kıvırtmalarına karşın açıklıyor...Çözüm yollarını gösteriyor...

 

Ben TSK nın tüm vatanperver mensuplarının Mustafa Kemal'in izinden yürüdüğüne kesinlikle inanıyorum...

 

Ancak Pentagon+CIA+MOSSAD ve ne yazık ki yerli işbirlikçiler... ''AB demokrasisi kriterleri'' illizyonuyla TSK nın komuta kademesini kuşattılar...

 

Sözünü ettiğiniz ve Atatürk Cumhuriyetinin Üniversitelerinden Prof.titri alan kimi ''New-York Aydını'' kiralanmış kişilikler ise... TSK yı yıpratma görevlerini iktidardan aldıkları güçle pervasızca yerine getiriyorlar...

 

Ancak bu hayasızca sürdürülen asimetrik psikolojik savaştan da Türk Ulusu ve bağrından çıkardığı TSK mutlaka zaferle çıkacaktır...

Selam ve saygılar...

Gönderi tarihi:

başbuğun görevi iade etmesi daha onurlu bir davranış olur.

Gönderi tarihi:

Ne kadar aydın (!) var bu ülkede değil mi?

 

Rahmetli Attila İlhan'ın dediği gibi Türkiye'nin % 10'luk bir kontenjanı var o kontenjanın tamamı bugün aydın denilen kişiler arasından çıkıyor... Bu aydın denilen kişiler liberal, demokrat ve sözde barıştan yanalar... En çok karşı çıktıkları şeyse TSK... Bakın bu adamların hemen hiç biri terörü lanetlemez hatta destek verirler... Yani masum insanların ve askerin canına malına kast etmeleri onlar için demokrasidir... Yani terörle mücadele etmek antidemokratik olurken terör yapmak demokratik haktır...!

 

Şimdilerde konuşuluyor gazeteler yazıyor Avrupada ordu profesyonelleşti, bizde de profesyonelleşsin... (Tabi Avrupa'da pkk gerçeğinin olmadığını akıldan çıkarmamak gerek) aynı zamanda Avrupa bu yüzyıldaki işgallerini askerle değil ekonomik olarak yapmaktadır... Üstelik Avrupa'da pkk terörünün Türkiye'de yaptıklarının % 1'i olsa Avrupalıların ve Türkiye'nin liberal aydınlarının tutumu ve tepkisi çok başka olurdu...

 

**********

 

Bana göre Türkiye'nin TSK'ya ve özellikle Atatürk'ün devrimlerine sahip çıkan hukuka ve tam bağımsızlığa inanmış ve bağlı bit TSK'ya her zamankinden daha fazla ihtiyacı var çünkü yıllardır süre gelen sivil ve sinsi darbe yerini aleni ve yeşil devrime terk etmiştir... TC artık işgal edilmiş bir ülkedir bütün orduları dağıtılmış bütün kurumları ele geçirilmiştir... Türkiye'de yapabildiğiniz tek özgür hareket elinize aldığınız televizyon kumandasıyla istediğiniz kanalı seçme özgürlüğünüzdür... Tabi izlediğiniz kanallarda ayrıca ele geçirilmiştir... Hiç bir medya kuruluşu bağımsız ve özgür haber yapamamakta yapanlar Akepe tarafından sindirilmekte, gerçek haberler sümen altı edilmekte ve gündem Akp'nin istediği gibi devam etmektedir...

 

Yazılı basının yandaş medyası her gün TSK ile ilgili yeni belge (!) ortaya çıkarmaktadır... Bir itirafçı daha bulunmuştur ve o hergün yeni mektuplar yazmaktadır... İşte bu sonuç gösteriyor ki Türkiye her açıdan fiilen ve resmen işgal altındadır...

Gönderi tarihi:

Rahmetli Attila İlhan'ın dediği gibi Türkiye'nin % 10'luk bir kontenjanı var o kontenjanın tamamı bugün aydın denilen kişiler arasından çıkıyor... Bu aydın denilen kişiler liberal, demokrat ve sözde barıştan yanalar... En çok karşı çıktıkları şeyse TSK... Bakın bu adamların hemen hiç biri terörü lanetlemez hatta destek verirler... Yani masum insanların ve askerin canına malına kast etmeleri onlar için demokrasidir... Yani terörle mücadele etmek antidemokratik olurken terör yapmak demokratik haktır...!

 

Hangi "aydinlardan" bahsediyorsunuz bilmiyorum ama en azindan haklarinda iddaa da bulundugunuz, yani terörü lanetlemek yerine desteklediklerindeb bahsettiginiz hangi "aydinlar" nerede ve ne zaman bu tür davranista bulunmuslardir?

Terrörle mücadele adı altinda anti demokratik tutuma karsi olmak terörü desteklemek oluyorsa ben simdiden kendi adima terörü destekliyorum demeden gecemeyecegim. 17 binden fazla faili mechuller varsa ve buna karsi gelmek terörü desteklemek ve TSK ne karsi gelmek oluyorsa evet bende varim diyorum.

 

Hic bir gercek aydin terörü desteklemez ama militarizimede saksaklik yapmaz. Militarizme ve devlet terörüne karsi gelmeyenler asla terör karsiti olamazlar. Terörün iyisi kötüsü, legali ve ilegali olmaz. Terör terördür ve gercek bir aydin terörün her türlüsüne karsi gelendir.

Gönderi tarihi:

Zafer kazanilmis,Vahdettin'in padisahligi düsmüstü.Gelismeler Vahdettin ile Istanbul'da ki isbirlikcileri telaslandirmisti.Vahdettin Ingiliz elcisiyle görüsmek icin yanindaki adamlari gönderdi ve durumu elciye bildirip yardim rica etti.

Tepebasindaki Ingiliz elciliginin önünde bavullu,torbali,cantali,sarikli,fesli insanlardan olusan bir kalabalik toplanmisti.Birbirleriyle itiserek panik halinde iceri girmeye calisiyorlardi.Görevliler bunlari tek tek iceri aliyor ve icerde siraya sokuyorlardi.Düsmanla isbirligi eden bu hainlerin icersinde kimler yoktu ki...

 

Eski Seyhülislam Mustafa Sabri,Eski adliye naziri Ali Rüstü.Maarif naziri Fahrettin,SEVR'I imzalayan filozof Riza Tevfik,her karanlik iste parmagi olan ayandan Vasfi hoca,Zeynel Abidin,Ingilizci Hürriyet ve Itilaf partisi baskani Albay Sadik,bu partinin yöneticileri,Izmir'i Yunanli'lara teslim eden Kolordu komutani Ali Nadir Pasa,eski Istanbul Emiyet müdürü Arnavut Tahsin,yazarlar;Refik Halid Karay,Refi Cevat Ulunay,Mevlanzade Rifat.

Kalabalik gittikce artiyordu.Cevredeki esnaftan biri dayanamayarak öfkeyle;"NE KADAR COK HAIN VARMIS"diye söylendi.Ingilizler kendilerine hizmet eden bu hainleri siyasi siginmaci olarak himayelerine aldilar.Vahdettin;ilk firsatta Istanbul'dan ayrilmak istedigini söylüyordu.10 gün sonra General Hrrington'a hitaben gizli bir mektup gönderdi:

Istanbul'da hayatimi tehlikede gördügümden iNGILTERE DEVLET-I FAHIMANESINE iltica ve biran evvel Istanbul'dan baska bir yere götürülmemi talep ederim.16 Kasim 1922 MÜSLÜMANLARIN HALIFESI MEHMET VAHDETTIN (alintidir)

 

Hep merak ediyorum,acaba bugün Türk ulusunun cok iyi tanimaya basladigi kisiler yarin kimlere siginacaklardir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Türkiye'de kendine aydin adi verilenlerin istisnalar disinda kalanlari "TÜRK ULUSUNUN BAGIMSIZLIGINA"karsidirlar.Bu yeni degildir.Refik Halid Karay,tek kurtulus yolunun Ingiltere ile beraber yürümek oldugunu savunurken söyle diyordu:"MILLI MÜCADELE SIRASINDA MUSTAFA KEMAL'in muzaffer oldugunu görmektense,memleketin Yunanlilar tarafindan alinmasini terci ederim"Filozof Riza Tevfik;Medeniyeti temsil eden Ingiltere'ye itiraz etmek küstahliktir,diyordu.Dünü aydini ne idiyse bugünün aydin lakablilarida aynidir.Ruhlari satilmistir.Terörü savunanlar aydin olamaz,Türk ulusunun varligindan rahatsiz olanlarin yerden biten mantar gibi cogalip aydin olmalari sasirtici olmamalidir ki bu mantarlarin cogusu zehirlidir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Poyrazköy’ün izini süren savcılar, Deniz Kuvvetleri’ndeki cuntanın gayrımüslimler üzerinden AKP’yi bitirmeye yönelik Mart 2009 tarihli Kafes Eylem Planı’nı deşifre etti

 

Beykoz Poyrazköy’deki mühimmatın bir kısmı 3 Şubat 2009 tarihinde Kaynarca Köyü Hocaoğlu Mevkii ormanlık arazide köylülerin bir araçla birlikte şüpheli birtakım kişileri görüp jandarmaya haber vermesiyle bulundu. Jandarma, köylülerden gelen bilgi üzerine vakit geçirmeden harekete geçti. Köylülerin ihbar ettiği bölgede tornavidalarla işaretlenmiş bir ağacın altında yeni kazılmış toprak yığınına rastlandı. Jandarmanın yaptığı inceleme ve kazı çalışmaları sonucu su termosu içerisinde gizlenmiş 27 adet TNT kalıbı (her biri yaklaşık 500 gr. civarında), 100 gr C4 patlayıcı, 155 cm infilaklı fitil, üç adet elektrikli fünye ve bir adaptör bulundu.

 

Hücre, eylem için Göktaş’tan haber bekliyordu

Bu olayın üzerinden yaklaşık 25 gün sonra (29 Şubat 2009) Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara gelen bir ihbar mektubunda, Beykoz’da Jandarma tarafından bulunan mühimmatın Ergenekon tutuklusu Emekli Albay Levent Göktaş’a bağlı, Emekli Binbaşı Levent Bektaş, Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat, Binbaşı Eren Günay ve Yarbay Mustafa Turhan Ecevit’ten oluşan bir hücreye ait olduğu iddia edildi. Bu ekibin eylem için Göktaş’tan haber beklendiği de ihbar mektubundaki iddialar arasındaydı.

 

Dalan’ın bilgisi dahilinde patlayıcı gömüldü

Bu bilgiler doğrultusunda çalışmalarını derinleştiren emniyet güçlerine, 14 Nisan 2009 tarihinde başka bir ihbar mektubu daha geldi. İhbar mektubunda, Emekli Binbaşı Levent Bektaş, Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat, Binbaşı Eren Günay, ve Yarbay Mustafa Turhan Ecevit’ten oluşan hücre tipi illegal yapının, Göktaş’ın serbest bırakılmaması durumunda, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara yönelik bir suikast planı yaptıkları anlatılıyordu.

 

Ayrıca bu kişilerin SAT Komutanlığı’nın arkasında bulunan Bedrettin Dalan’a ait araziye Dalan’ın bilgisi dahilinde çok sayıda silah ve patlayıcı gömdükleri de mektupta iddia edilmişti. Silah ve mühimmatın gömülü olduğu yerler de tarif edilmişti.

 

Emniyet güçleri aldıkları mahkeme kararıyla birlikte 21 Nisan 2009 tarihinde belirtilen arazide arama ve kazı çalışmalarına başladı. Kazı çalışmalarına emniyet güçlerinin yanı sıra, Jandarma yetkilileri ve İstanbul Üniversitesi’nden üç akademisyen de katıldı. Akademisyenler, yerin 30 metre altını gösterebilen jeoradar isimli cihaz ile arama yaptılar. 21 nisanda başlayan kazı çalışmaları bir hafta sonra bitirildi.

 

Kazı çalışmaları sonucu Poyrazköy’de 15 adet dolu, yedi adet boş lav silahı, 450 gr. C4 patlayıcı madde, 14 adet el bombası, 45 adet sis bombası, yedi adet hakem bombası, 23 adet işaret fişeği, beş adet bombalı bubi tuzağı, 38 metre saniyeli fitil, 30 metre infilak fitili, 24 adet fünye, üç adet gösteri bombası, yaklaşık 3000 adet fişek bulundu.

 

Ardından ele geçirilen mühimmat ve silahlarla ilgili olarak şüphelilerin ev ve iş yerlerinde arama yapıldı ve 24 Nisan 2009 tarihinde Levent Bektaş, Ercan Kireçtepe, ve Erme Onat, 27.04.2009 tarihinde Eren Günay, 27.05.2009 tarihinde ise yurtdışı görevinde bulunduğu için

gözaltına alınamayan Mustafa Turhan Ecevit tutuklandı.

 

Bir ihbar mektubu daha geldi

23 Mayıs 2009 tarihinde bir TSK mensubu tarafından savcılara bir ihbar mektubu daha gönderildi. Mektupta Kurmay Albay A. T. liderliğinde, Astsubay Kıdemli Başçavuş H. C., Astsubay Kıdemli Başçavuş S. D. ve Astsubay Kıdemli Başçavuş F. A’nın tutuklanan Deniz subayları ile aynı illegal yapıda yer aldığı iddia edildi. Bu kişilerin ev ve iş yerlerinde Ergenekon hakkında çok önemli belgeleri sakladıkları da mektuptaki iddialar arasındaydı. 28 Mayıs 2009 tarihinde söz konusu kişilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda iddia edilen Ergenekon hakkında çok sayıda bilgi ve belgeye ulaşıldı. Astsubay H. C. ile BTP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Ağar arasındaki ilişkileri ortaya koyan çok önemli dokümanların da bu aramalarda ele geçirildiği de iddia edilmişti.

 

Patlayıcıların bulunduğu dönemde H. C., F. A. ve S. D’nin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından gözaltına alındığı ancak herhangi bir cezai müeyyide uygulanmadan serbest bırakıldığı da iddialar arasındaydı.

 

Albay, Perinçek’in internet grubuna üye

24 Mayıs 2009 tarihinde yine bir başka subay tarafından gönderilen ihbar mektubunda ise Deniz Kurmay Kıdemli Albay Şafak Yürekli, Deniz Kur. Kd. Alb. Mert Yanık, Deniz Kur. Kd. Alb. Dora Sungunay, Deniz Kur. Kd. Alb. Muharrem Nuri Alacalı, Deniz Kur. Kd. Alb. Levent Görgeç, Deniz Kur. Kd. Alb. Tayfun Duman, Deniz Kur. Kd. Alb. İ. Koray Özyurt ve Emekli Deniz Albay Aydın Ortabaşı’nın Ergenekon bağlantısı olduğu iddiası detaylı bir şeklinde anlatıldı. 28 Mayıs 2009’da bu şahıslarında ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda da çok sayıda Ergenekon belgesinin ele geçirildiği iddia ediliyor.

 

Albay Yürekli’nin, Doğu Perinçek’in internet ortamındaki faaliyetleri kapsamında kurulmuş olan “Aydınlık Gelecek Hareketi” isimli internet grubuna üye olduğu ortaya çıkarıldı. Ayrıca Yürekli ve Sunguray’ın, DHKP/C örgütü ile irtibatlarını deşifre eden çok önemli belgelere el konulduğu da iddialar arasında.

 

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile bağlantılar

Yapılan aramalarda ayrıca Koramiral K. S., Albay M. Y., 2009 YAŞ kararları ile tuğamiralliğe terfi ettirilen L. G. ve emekli Albay A. O’nun, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile irtibatı olan bağlantılarını içeren belgeler ortaya çıkarıldı.

 

ÇYDD’den burs alan kız öğrencileri, genç teğmenlerle irtibata geçirerek teğmenleri Ergenekon terör örgütü adına kullandıkları iddia ediliyordu. Bu iddiayla ilgili savcıların elinde belge ve bilgi olduğu da belirtiliyor.

 

Teğmenler suikast hazırlığındaydı

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, 18 Temmuz 2009’da Gölcük Donanma Komutanlığı’nda görevli teğmenlerde ilginç belge ve bilgiler ele geçirildi. Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin ATAÇ ve Dönemin Donanma Komutanı Oramiral Eşref Uğur YİĞİT’e teğmenlerin suikast planı yaptıkları iddia ediliyordu. Teğmenlerin evinde 500 gr civarında Datasheet patlayıcı ele geçirildi. Teğmenler ile ÇYYD’den burs alan kızların gizli çekilmiş özel görüntüleri de yapılan aramalarda ele geçirildi. Ardından da gözaltına alınan teğmenler tutuklandı.

 

Poyrazköy kazıları sonrası ev ve iş yerinde arama yapılan Emekli Binbaşı Levent Bektaş’ın ofisinden ele geçirilen bir CD’de de inanılmaz bir plan yakalandı. CD’nin içeriğinde “data stash” isimli bir programın yer aldığını gören uzmanlar, bu programın film,

resim veya metin dosyalarının arkasına normal kullanıcılar tarafından görülmeyecek şekilde bilgi ve doküman saklandığını tespit ettiler. Dosyalar şifrelendiği için tüm çalışmalar bu boyuta kaydırıldı. Yapılan incelemeler sonucu bir film CD’sinin arkasına “data stash” programı yardımı ile gizlenmiş, şifreli bir dosya tespit edildi. Profesyonel bir biçimde gizlenen ve şifrelenen bu dosya uzman ekiplerin uzun süren çalışmaları sonucu açıldı ve içinden “Kafes Eylem Planı” isimli dokümana ulaşıldı.

Gönderi tarihi:

faili meçhullerle ilgili tutuklanan ve 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen Kayseri Alay Komutanı Cemal Temizöz hâlâ görevinin başında. Üstelik on aydır tutuklu. Avukatlık masrafları da Jandarma'dan ödeniyor. Evinde 52 el bombası ve çok sayıda silah bulunan Yarbay Mustafa Dönmez de görevde tutuluyor.

 

Oysa sivil memurlar ya da polisle ilgili en ufak şaibeli iş olsa en azından 'soruşturmanın salahiyeti açısından' açığa alınır. Nitekim Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ve Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal tutuklandıktan sonra açığa alındı. Başka örnekleri de mevcut.

 

'Destek' olarak algılanabilecek tavırların en dikkat çekeni ise şüphesiz 3 Eylül 2008 günü 'Genelkurmay Başkanı Emriyle' Kandıra Cezaevi'ne yapılan ziyaretti. Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi, o dönemde tutuklu olan emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur'u 'TSK adına' ziyaret etmişti. Bu ziyaret de Genelkurmay web sitesinden yayınlanmıştı.

 

Bunları neden hatırlattık? Malum olduğu üzere çetenin 'Bamya' adını taktığı Hava Kuvvetleri eski Savcısı Albay Zeki Üçok sahte çürük raporu hazırlayan bir örgütün üyesi olmak ve yağmaya teşvikten tutuklanmıştı. Ayrıca hipnoz ve işkenceyle ifade aldığı gerekçesiyle uzun süre kamuoyunu meşgul etmişti.

 

Albay Cengiz Köylü de Ergenekon soruşturması kapsamında Karargah Evleri soruşturması kapsamında tutuklanmıştı. Her ikisi de açığa alınmamıştı.

 

Biz Ankara'nın toz duman gündemleriyle uğraşırken geçtiğimiz hafta ilginç bir trafik yaşandı. Hasdal Askeri Cezaevi'nde tutuklu bulunan albaylara 'resmi' ziyaret yapıldı. 13 Kasım günü 'Hava Kuvvetleri' adına gelen heyet tutuklu bulunan albayları ziyaret etti. Ne konuştuklarını bilmiyoruz ama bu ziyaretin bizatihi kendisi, önceki örneklerle birleşince ortaya net bir resim koyuyor. Üstelik yoruma bile ihtiyaç bırakmayacak kadar açık bir resim...

 

Adem Yavuz ARSLAN - BUGÜN

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.