Φ _asi_ Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2009 Gönderi tarihi: 10 Ekim , 2009 OSMANLI DÖNEMİ I.Beyazıt'ın "yıldırım" gibi düzenlediği seferlerle, Batı ve Orta Anadolu Beyliklerinin egemenliklerine son vermesi ve ülkelerini fethetmesi, 14.yüzyıl sonunda tüm Anadolu'da büyük bir huzursuzluğa ve çatışmalara yol açtı. Bu kargaşanın ve fetihlerin Doğu Anadolu'da Timur'un egemenlik alanına kadar yayılması ve bazı Anadolu beyliklerinin Timur'a sığınması, her iki hükümdarın birbirleriyle çekişmeye başlaması sonucu, güçlü imparator Timur 1402 yılında ordularıyla Anadolu üzerine yürüdü. Ankara'nın Çubuk ovasında yapılan savaşta, Beyazıt'ı yenerek esir alan Timur, Osmanlıların eline geçen tüm toprakları Anadolu beyliklerine geri verdi. Timur Aydın Eli'ni İsa Bey'in oğullarından Musa ve II.Umur Beylere bıraktı. Aynı hanedandan olan Cüneyd Bey hak iddia ettiyse de, ancak İzmir Beyliği'ni elde edebildi. Daha sonra II.Umur Bey'le anlaşan ve onun kızıyla evlenen Cüneyd Bey, 1405'de II.Umur Bey'in ölümü üzerine Aydın Eli'nin yönetimini tek başına üstlendi. I.Beyazıt'ın ölümü ve Timur'un Anadolu'dan çıkmasından sonra, şehzadeler; İsa, Musa, Süleyman ve Mehmet Çelebi saltanat çatışmalarına giriştiler. Ancak, Şehzade Mehmet Çelebi kardeşlerini yenilgiye uğratarak 1413 yılında hükümdar olunca, Anadolu Beyliklerini yeniden Osmanlı egemenliği altına alma seferlerini başlattı. Cüneyd Bey'ide yenerek yerine Şişman Aleksandır'ı atadı. Sultan Çelebi Mehmed'in ölümünü fırsat bilen Cüneyd Bey, Sultan Murat ile anlaşarak eski beyliğini yeniden eline geçirdi. Cüneyd Bey Aydın ve Saruhan bölgelerinde yeni bir beylik kurmak için girişimlere başlayınca bundan rahatsız olan Sultan Murat, onun üzerine Oruç Bey'i gönderdi. Başarı sağlayamayan Oruç Bey'in yerine atanan Hamza Bey Ceneviz gemileriyle işbirliği yaparak, Cüneyd Bey'in hükümdarlığını sona erdirdi. Bundan sonra Aydın Eli Osmanlı Birliği'ne katıldı ve Aydın Sancağı adı altında Anadolu Beylerbirliğine bağlandı. Amerikan iç savaşının başlaması ile İngiliz tekstil sanayinde ortaya çıkan pamuk darlığı, yeni üretim yerleri bulunması zaruri hale gelmiş, gözleri Batı Anadolu'daki verimli arazilere çevirmiştir. Bu büyük projenin devreye girmesiyle İzmir-Aydın arası demiryolu yapımı gündeme geldi. Robert Wilkin adlı bir İngiliz iş adamının başlattığı demiryolu inşaatı çeşitli zorluklara rağmen 1866 yılında 133 kilometrelik bölümüyle hizmete açıldı. Bu ulaşım hattı Menderes Vadisi için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Pamuk üretimi daha da katlanarak arttı ve 1910 yılında, toplam devlet gelirlerinin % 15'ine ulaşmış oldu. İŞGAL DÖNEMİ I.Dünya Savaşı, imparatorluk sınırları içinde olduğu gibi, Aydın'da da zaten zayıf olan sosyal düzenini temelinden sarsmış, asayişsizlik daha da çok artmıştı. Osmanlı İmparatorluğu savaşta yenildikten ve Mondros Mütarekesini imzaladıktan sonra, sömürge devletleri Şubat 1919'da Paris'te toplanarak, İzmir, Balıkesir ve Aydın'ı Yunanistan'a vermeyi kararlaştırdılar. Başta petrol olmak üzere Orta Doğu'nun ekonomik kaynaklarına ve jeopolitik konumuna egemen olmak isteyen sömürgeci devletlerden güç alan Yunanistan bir dizi provakasyona girişti. Bunlardan en önemli örnek Yoran (Didim) ayaklanmasıdır. Buradaki Rumlar Türk karakolunu basarak Türk Askerlerini öldürdüler bazı memurları da yaraladılar. Benzeri olaylar Batı Anadolu'ya yayıldı ve Müslüman Türkler ile Rumlar arasında çatışmalar arttı. Bu arada İtalyanlar da Aydın etrafında hak iddia ederek, buraları Yunanlılara kaptırmamak için 13 Mayıs 1919'da Kuşadası'na, 17 Mayıs 1919'da Söke'ye asker çıkardılar. İtalyanların oldu bittisi, Yunalıların işgalini hızlandırdı ve 15 Mayıs 1919'da İzmir'i işgal ettiler. Bu işgal ülke genelinde büyük bir tepkiye neden oldu. Yunanlıların İzmir'i işgal ettiği haberi Aydın'da duyulur duyulmaz halk, bugünkü Yedieylül İlkokulunun bulunduğu alanda büyük bir miting yaptı. Buradaki konuşmalar halkı heyecanlandırdı. "kanının son damlasına kadar ülkeyi savunacaklarını ve bir karış toprak dahi işgaline razı olmayacaklarına" dair yemin ederek tepki gösterdiler. Mitingden sonra diğer il ve ilçelere haber gönderilerek silahlı direnişe geçilmesi istendi. Üç koldan Anadolu'ya yürüyen Yunanlıların güney kanadının hedefi Aydın idi. 22 Mayıs'ta Selçuk'u işgal ettiler. İtalyan birlikleri Kuşadası'na çekildiler. Aydın'daki 57. Alay önlem olarak Çine'ye çekildi. Yunanlılar, 26 Mayıs'ta Germencik ve İncirliova'yı, 27 Mayıs 1919'ta da Aydın'ı işgal ettiler. Yunan zulmünün ağırlaşmasıyla halk da direniş hazırlıklarına başladı. Yapılan hazırlıkların neticesinde 8 Ağustos 1919 günü Nazilli Kongresi toplandı. Kongre ilk olarak Aydın'ı temsilen merkezi Nazilli'de bulunmak üzere "Heyeti Milliye" örgütünü kurdu. Buna bağlı olarak "Kuvayi Milliye" (Ulusal Kuvvetler) gerçek bir halk ordusu olarak şekillendi. Bu arada Yunanlıların ilerleyişi de durmadı. Köşk, Sultanhisar ve Atça'dan sonra Nazilli'yi işgal ettiler. İlk ulusal direniş Çine'deki 57.Tümen Komutanı Albay Şefik Aker ile Yörük Ali Efe'nin mutabakatının ardından Yörük Ali Efe'nin 17 kişilik grubuyla ilk olarak Sultanhisar yakınındaki Malgaç Köprüsünde bulunan Yunan askerlerine baskın düzenlenmesiyle başladı. İleriki günlerde bunlara diğer baskınlar eklendi. Düşmana önemli kayıplar verdirildi. 30 Haziran'da düşman Aydın dışına atıldı. Antalya ve Söke'den gelen piyade alaylarının desteği ile Yunan bozguna uğradı ve Topyatağına doğru kaçmaya başladı. 4 Temmuz'da kent tekrar Yunan igaline maruz kaldı. Halk Çine'ye doğru çekilince 30.000 kişilik Aydı'ın nüfusu 1.000 kişiye düştü. 26 Ağustos'ta Yunan birliklerine karşı saldırı düzenlendi. Bu arada Sivas Kongresi, Kuva-yı Milliye Komutanı olarak Refet Bey'i gönderdi. Efe gruplarının ve milislerin düzensiz ve askeri örgütlenmeden yoksun oluşu, Ankara Hükümeti, düzenli bir ordu kurulması konusunda kararlar alması için Batı cephesi Komutanlığını oluşturdu. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.