Φ _asi_ Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2009 Gönderi tarihi: 9 Ekim , 2009 EL SANATLARI DERİCİLİK Denizli yöresinde dericilik sanatı da dokumacılık kadar eskidir. Bu uğraş Türkmen Boyları’nın, Denizli yöresine yerleşmelerinden sonra daha da değer kazanmıştır. 1071’de Türklerin Honaz kalesini ele geçirmeleri ile burada ilk yöresel Türk dericilik faaliyetinin temeli atılmıştı. Her ne kadar Denizli dericiliğinin kuruluşu Ahi Evran ile başlatılmakta ise de, Ahi Evran Denizli’ye geldiğinde yörede gelişmiş bir deri sanatı bulunmaktaydı. Ahi Evran’a bağlı şeyhlerden Ahi Kaysar, orta çağda dericiliği Acıpayam’a bağlı Yeşilyuva’da tesis etmişti. T.Toker, debbahlığın piri olarak bilinen Ahi Evran’ın kendi adıyla kurduğu teşkilatın 32 iş koluna ayrıldığını yazar. Dericilik genellikle bol akarsu olan yerlerde yapılırdı. Bunlar arasında il merkezi, Honaz, Yeşilyuva ve Buldan ilçesine bağlı Narlıdere köyü, tabakçılık ve çizme yapımında gelişmişti. Osmanlı döneminde de önemini koruyan bu sanat, ayakkabıcılık, çizme, cilt, silah aksesuarı ve saraçlık olarak gelişmişti. Hayvan koşumları ve eğerleri, deri ve köseleden üretilmekteydi. Elvan deri olarak nitelendirilen deri örnekleri arasında siyah, kırmızı ve sarı renkler ünlüydü. Yakın bir zamana kadar bu renk derilerden kadınlara, genç kız ve gelinlere Hitit tipinde burnu kalkık, pullu ve işlemeli zarif terlikler yapılırdı. Yeşilyuva geçmişte olduğu gibi günümüzde de önemli bir dericilik merkezidir. XlX. Yüzyılda kasabanın alt eteklerine değin akan ve kentin ortasından geçen Cilhan ve Macar dereleri boyunca, yüzlerce tabakhane kurulmuştur. Bu tabakhanelerde işlenmiş olan, kösele, sahtiyan ve meşin gibi deri ürünler Konya, Antalya, Girit, Rodos, Muğla ve İzmir’e gönderilmekteydi. Günümüzde de yöre insanı geçimini çoğunlukla ayakkabıcılıktan sağlar ve hemen her evin küçük bir ayakkabı imalathanesi bulunur. Daha önceleri elle dikilen ayakkabılar günümüzde teknolojik gelişmeyle birlikte yerini makinelere bırakmıştır. Geçmişte bir ayakkabının her aşamasını kendileri yapan ustalar bugün sadece belirli bir parçasını yapmaktadırlar. Böylece ayakkabıların belirli bölümleri üzerinde ustalaşma olmaktadır. Bu durum daha seri ve istenilen niteliğe yol açmıştır. Bu aşamalar saya kesimi, saya traşçılığı ve saya dikimidir. Yeşilyuva, günümüzde Türkiye’nin kösele ihtiyacının % 80’nini karşılamaktadır. Ayakkabıcılık, ayakkabı kesme, taban yapıştırması, freze, fora, boyama ayrı ayrı işler haline gelmiştir. Bu mesleğe bağlı olarak semercilik, saraçlık meslekleri de yaygındır. DESTİ ve BARDAK YAPIMCILIĞI Testi, toprak bardak, küp, saksı Serinhisar, Çivril, Tavas ve Sarayköy ilçesinde çok eski yıllardan beri devam eden bir sanat dalıdır. Yörenin kırmızı toprağı, bardak yapımcılığına uygun olduğu için, bu sanat dalı ilçede gelişme göstermiştir. Testi ve bardak yapımcılığı çok uzun ve zahmetli bir iş olduğundan, yeni yetişenler bu mesleğe ilgi göstermemektedir. URGANCILIK Serinhisar ilçesinde urgancılık ata mesleklerinden biri olup, varlığını günümüzde de sürdürmektedir. Bu işi genellikle kadınlar yapmaktadır. Erkeklerde üretilen urganların pazarlama işiyle uğraşmaktadırlar. BAKIRCILIK Bakır işlemeciliği geleneksel el sanatlarımızdan olup, Denizli merkezindeki Kaleiçi'nde yüzyıllardan beri varlığını sürdürmektedir. Burada birçok sofra takımı, çanaklar, iliştirler, kaşık, kepçe, kevgir, sini, leğen, yemek tencereleri, kazanlar, ibrik vb. mutfak eşyaları imal edilmektedir. Günümüzde bu sanatı sürdürenlerin sayısı oldukça azdır. Bakırdan yapılan mutfak malzemelerinin yerine çelik, alüminyum, porselen, çinko ve plastik gibi maddelerden yapılan daha ucuz ve kullanışlı kap kacaklar almıştır. Günümüzde bu sanatı devam ettiren ustalar çoğunluğu turist olan bakırdan yapılan süs eşyacılığına yönelmişlerdir. HASIRCILIK İlimizde görülen diğer dokuma türü, hasır dokumacılığıdır. Çardak-Beylerli, Buldan-Süleymanlı, Çivril-Gümüşsuyu yörelerimizdeki göllerden kesilen saz ve kamışlardan yere kurulan tezgahlarda hasır denilen “yazlık örtüsü” ve tavanlara “dam örtüsü”, denizde kullanılan hasır türleri dokunmaktadır. DEMİRCİLİK Demir sanatı, ilimizde yüzyıllardan beri devam eden köklü bir sanattır. Eski Kaleiçi Çarşısında “Demirciler Çarşısı” olarak faaliyet gösteren bir bölüm bulunmaktadır. TEL KIRMA-GÜMÜŞ İŞİ Oldukça ince ve planlı olan bu işlemin mihraplı, elmas, makaslı, sepeleme, muskalı, yıldızlı, yapraklı, tırtıl sarmalı gibi motif türleri vardır. İlimizde sadece Tavas’ta yapılan tel kırmaya rağbet çok olmaktadır. Çivril İlçemizin Beyköyü’nde küçük ev atölyelerinde gümüşçülük yapılmaktadır. İĞNE İŞLERİ Bütün yörelerimizde hanımlarımız tarafından yapılmasına rağmen Tavas yöremizde bir el sanatı ve ticari amaçla yapılan iğne oyaları çok yaygındır. AĞAÇ İŞLERİ Ağaç işi İlimizin ormanlık yörelerinde Çameli, Tavas, Baklan İlçelerinin köylerinde daha çok yapılmaktadır. Pazarlama : Valilik Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında yapılan Turizm ve Tanıtma Fuarlarındaki standlarda İlimiz el sanatlarının tanıtımı da yapılmaktadır. Ayrıca, Buldan, Babadağ, Kızılcabölük’te tekstille ilgili, Yatağan’da bıçakçılıkla ilgili geleneksel hale gelmiş festivaller de ürünlerinin tanıtımına önemli katkılar sağlamaktadır. Bunun yanı sıra yerli ve yabancı basın mensupları ilin tanıtım çekimini yaparlarken el sanatlarının da geniş biçimde yer alması sağlandığından pazarlama hususunda herhangi bir problem bulunmamaktadır. Özellikle yerli turist grupları Pamukkale ve İlimizdeki diğer turistik yerleri ziyaret ettikten sonra Babadağ, Buldan ve Kızılcabölük tekstil ürünlerinden almak için buralara da turlar düzenlemektedirler. KEMİK TARAK Yatağan Kasabamızda camız ve koç boynuzlarından kadın tarağı yapılmaktadır.Tarakların hammaddesini büyük baş hayvanların boynuzları oluşturmaktadır. Öncelikle manda türü büyük baş hayvanların boynuzları kullanılmıştır. Taraklar sık tarak ve çapa diş tarak olmak üzere iki şekilde yapılmıştır. Sık tarağın bir tarafı ince dişli diğer tarafı ise kalın dişlidir.Tarağın imalat aşaması ise; çeşitli yollarla temin edilen boynuzlar ilk önce ısıtılan uzun bir demir vasıtasıyla delinir. Bu delme işleminde, bu kızgın demir boynuzun açık tarafından içeri doğru sokulur buda boynuzun içindeki tabakayı eritir. Böylece bu delik genişler daha sonra boynuz sıcakken soğuk suya atılır. Sudan çıkarılan boynuz dörder parmak genişliğinde karşılıklı olarak el testeresiyle kesilir. Normal bir boynuzdan 7 adet tarak çıkar. Bu taslak halindeki parçalara iki çeşit keser uygulanır. Oygu keseri ile parçaların kavisli kesimleri, düz keser ile kavislerin dış kısımları düzeltilir. Bundan soma körük ocağına atılarak ısıtılır. Bu parçalar ısıtıldıkça yumuşar şekil verme kıvamına gelince de iki tane kıskaçla düzeltilir ve iki adet yassı demirin arasına konularak mengenede sıkıştırılır. Soğuyuncaya kadar bunların arasında bekletilir. Daha sonra çıkartılan bu düzgün parçaların uçları düz keserle yontularak bıçak ağzı gibi yapılır. El testeresiyle uçları teker teker açılır. Uçları açıldıktan soma tarak halini alan bu madde, 'boynuz kazağı' denilen iki tarafı keskin mıknatısla kazınır. Önceden açılan uçlara üçgen eğeyle son şekli verilerek parlatma işlemine geçilir.Parlatma işlemi ise elle yapılır. Taraklar 1950 yılına kadar tamamen bu şekilde elle üretilmiştir. Bu yıldan sonra ağız açma ve parlatma makinesi kullanılmıştır EL İMALATI CAM YAPIMI 1935'de Ulu Önder Atatürk'ün direktifiyle Türkiye'de cam üretme görevini üstlenen Paşabahçe, geçmişten aldığı Türk "camcılık" geleneğinin yaşatılması misyonunu bugün Denizli Cam ile sürdürmektedir. Firma, Denizli markası ile yaptığı "el imalatı cam ev eşyası" üretiminde Türkiye'de lider durumunda, dünyada ise aranılan bir konumdadır. El imalatı tarzında üretim yapan ve emek-yoğun çalışılan Denizli Cam'da 5000 yıllık camcılık geleneği yaşatılmaktadır. El imalatı üretimi; insan zekasının, el becerisi ve göznuru ile birleşerek emeğin sanata dönüştürüldüğü bir tekniktir. 1500 derecede çalışan yüksek fırınlarda eritilen hammaddelerden elde edilen sıvı cam, "pipo" adı verilen çelik çubuklarla alınarak, üfleme yöntemi ile çeşitli kalıplarda şekillendirilmektedir. Bu kalıplar sabit ve döner üfleme şeklindedir. Ayrıca ürünlerin ağırlık ve şekline göre; Büyük Üfleme, Orta Üfleme, Küçük Üfleme, Ayaklı Bardak, Kulplu Bardak, Sıvama, Pres Üfleme teknikleri ve grupları vardır. Üretim, el imalatı tezgahları olarak adlandırılan 4-12 kişilik ekipler tarafından yapılmaktadır. Her üfleme grubunun gerektirdiği bilgi, beceri ve emek düzeyi farklıdır, kendine özeldir. Tezgahlar tarafından üretilen ürünler "Tavlama Fırınları"nda yüzey gerilimleri giderildikten sonra finisaj işlemlerine tabii tutularak taşlama ve parlatma işlemleri yapılmakta, ürüne son şekli verilmektedir. Her bir ürünün kendine özgü olması tasarım politikası sayesinde her yıl ortalama 300 adet özgün ürün üretilmektedir.Soda Camı, Kristal ve Cam Çubuk üretiminin yanısıra geleneksel Beykoz Camcılığı'nın örneklerini oluşturan,Beykoz serisi ürünler, Nazarlıklar, Çeşm-i Bülbüller, Ünlü kristaller üretilmektedir. YAZMACILIK Kumaşın doğrudan fırçayla, veya basılacak desenin rölyef olarak oyulduğu bir tahta kalıpla, ya da hem fırça hem de kalıbın birlikte kullanılmasıyla desenlendirilmesi yöntemine Yazmacılık denir. İlimizde yazmacılık bir el sanatı dalı olarak devam etmektedir. SÜSLEYİCİ DESEN HAZIRLAMA Süsleyici desen hazırlama konusunda ilimizde faaliyet gösteren el sanatı ustaları mevcuttur. Çantaların, masa ve yastık örtülerinin vb.. bir çok günlük kullanım aracının üzerini süslemek için desenler hazırlanır. FAYTON İMALATI İlimizde el fayton imalatı Bir el sanatı kolu olarak devam etmektedir. Üretilen faytonlar günlük kullanımın dışında turistlik bölgelerde taşıma amaçlı ve vitrinlik görsel ürünler olarak kullanılmaktadır. EBRU SANATI Ülkemizde el sanatlarının içinde çok önemli bir yere sahip olan ebru sanatı örnekleri ilimizde de mevcuttur. Ebru sanatı ile l emeği olarak hazırlanan eşyalar, kitap ciltleri ,baş örtüsü ve atkılar gibi gündelik eşyaların yanı sıra tablolarda ve diğer alanlarda çok sayıda kullanım alanına sahiptir. AYAKKABICILIK Yeşil yuva da ayakkabıcılığın tarihi oldukça eskidir.bazı kaynaklarda Selçuklular ve Osmanlılar dönemiyle irtibatlandırılsada çok daha eskilere dayandığı bilinmektedir.Ahi Kayser ve Ahi Evran dan çok daha önceleri Yeşilyuva da ayakkabıcılık bilinmekteydi. Yapılan son araştırmalar bunu ortaya koymaktadır.Yeşilyuva kasabasının neredeyse tamamı küçük atölyelerde imal ettikleri ayakkabılarla geçimlerini sağlamaktadırlar. Genelde aile işletmesi şeklinde olan bu atölyelerde ev hanımları ve çocuklarda üretime fiilen katılmaktadırlar. Yeşilyuva da üretilen ayakkabılar ülkemizin yanı sıra yurt dışında da önemli bir pazara sahiptir. HALICILIK ilimizde geçmişten günümüze kadar halı dokumacılığı geleneksel yöntemlerle devam etmektedir. ayrıca ilimizde Cankurtaran mevkiinde ve Pamukkale yolu üzerinde el sanatı halı satış mağazaları bulunmaktadır. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.