Φ OBJEKTİVİST Gönderi tarihi: 1 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 1 Mart , 2006 . MİLLİ GÖRÜŞ (PARDON SÖĞUŞ) TEŞKİLATI... Yani trilyon başına 1 ay konforlu ceza oh ne ala. 28 Kez Hac’ca giden partisinden olmayana “patates dinli”diyen “hoca”. Yasa çıktı ama parayı nasıl ödeyecek, ödeyecek mi lafı bile geçmiyor. Yani “fakir fukara garip gureba” parası nasıl geri ödenecek konu bile değil. Milli Görüş Teşkilatı’nın kurucusu, hocaların hocası Prof.Dr.Necmettin Erbakan. Bu “teşkilat”mensuplarının topladığı paraların miktarını bilen yok. Çünkü kaydı kuydu yok, ortaya seriyor çarşafı sakallı... Sonra: “ey müminler, cami yapacağız, televizyon, fabrika kuracağız Allah içiin....” Haydii paralar, parmağında yüzükler kolunda bilezikler ortaya.... Sakallı, cüppeli, karanlık yüzlü, şişgöbekli tayfa, çarşafı toplayıp paralarla kayboldu. Sonra? Sonrası vahim Avrupa’da yaşayan yüzbinlerce işçinin emeği uçtu gitti. Bir de bunun Türkiye ayağı vardı tabii, ayni yöntemle burayı da soydular. Biliyorsunuz kurdukları dandik şirketler holdingler battı gitti hesabını soran olmadı. Bu tür işlere kentlerde argo “söğüşlemek”deniyor köylüler pek bilmez. Dolayısıyle bu teşkilat zamanla “milli söğüş” teşkilatına dönüştü. Teşkilat Almanya’da kuruldu büyüdü gelişti hatta himaye edildi. Çok ilginçtir, Erbakan Hoca’nın Almanya’yı eleştirdiğini duydunuz mu hiç? İKTİDARIN KÖKENİ... AKP İktidarı’nın oluşmasında bu teşkilatın payı büyüktür. Din, iman edebiyatı ve bu toplanan paralarla iktidar oldular. Bu sonuçta; demokrat, milliyetçi, liberal geçinenlerin başarısızlığı da çok etkili oldu. Parti kurucularının ve iri mensuplarının büyük çoğunluğu bu teşkilattan gelme. Yani Hoca Efendi’nin rahle-i tedrisinden geçmeler. Eh bu kadar kıyak yapacaklar tabii hocalarına.”Talebenin hocasına kıyağı yasası!” BEKTAŞİ NE GÜZEL DEMİŞ... “Hararet nar (köz) dadır sac da değildir/ Hırkada giyside tac da değildir. Her ne ararsan kendinde ara/ Mekke’de Medine’de Hac’da değildir.” Hacı Bektaş-ı Veli ne güzel anlatmış her şeyi;ne olursan ol, ne giyersen giy, ne dersen de. Kaç kez Hac’ca gidersen git hepsi boş. Her şey yürekte vicdanda biter, yani özünde! Oysa bunlar kendilerine benzemeyeni ya da öyle görünmeyeni dışladılar hep. Acayip kılıklarla söylemlerle “İmam hatip, türban, sakal “ diye diye geldiler. İşte onların asıl yüzü bu; ne adalet, ne hak ne hukuk adamına göre uygulama. Hocaya 11 ay keyifli “ceza” milletvekili çocuklarına diplomatik pasaport imtiyaza bak! Ülkede Araplaşma sürecine yasaları da dahil ettiler, aşiret devletine benzettiler burayı. MEDYADA JETON DÜŞTÜ... 3 yıldır yatıp kalkıp bu iktidarı yağlayan medyamız inceden muhalefete başladı niyeyse! Bakanları ekrana çıkarmak için yarışan, manşetten yıkama yağlama yapan... Muhalif gazetecileri dışlayan, ama manşetten asparagasa düşen siz değilmiydiniz? Abdullah Gül lafı koyunca mı kendinize geldiniz, hangi yüzle inandırıcı olacaksınız? ___________ T. Bahçivan Alıntı
Φ feneriumx Gönderi tarihi: 25 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2006 Sen ne anlarsin milli görüsten milli davadan? o paralarin nereye harcandigindan haberin varmi senin ? allah Erbakan Hocadan razi olsun! Türkiyede islami savunan Peygamberin izinden gidenlere dil uzatamassin! Milli görüs avrupanin en büyük teskilatidir! Suanda Milli görüs türkiyeyi sömüren ve hortumlayanlara karsi en güclü teskilat durumundadir. Istedikleri gibi at kosturarmiyorlar. Sen milli görüs kendilerinden olmayanlari disladilar diyosun Nekadar acinacak durumdasin haberin yok. kulaktan dolma haberlere inanacagina biraz arastirsan iyi edersin arkadasim. Bu arada elhamdülillah camilerde kurulde televizyonlarda acildi.. Senin gibiler nekadar karsi cikarsa ciksin milli görüs büyümeye devam edecektir! Erbakan hoca bütün hayatini bu davaya adamis insandir! hayatini okumayi tavsiye ederim. Ama adim gibi eminim ki arastirmassin cünkü senin ve seningibilerinin kafa yapisi böyle. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 25 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 25 Mart , 2006 Sen ne anlarsin milli görüsten milli davadan? o paralarin nereye harcandigindan haberin varmi senin ? allah Erbakan Hocadan razi olsun! Türkiyede islami savunan Peygamberin izinden gidenlere dil uzatamassin! Milli görüs avrupanin en büyük teskilatidir! Suanda Milli görüs türkiyeyi sömüren ve hortumlayanlara karsi en güclü teskilat durumundadir. Istedikleri gibi at kosturarmiyorlar. Sen milli görüs kendilerinden olmayanlari disladilar diyosun Nekadar acinacak durumdasin haberin yok. kulaktan dolma haberlere inanacagina biraz arastirsan iyi edersin arkadasim. Bu arada elhamdülillah camilerde kurulde televizyonlarda acildi.. Senin gibiler nekadar karsi cikarsa ciksin milli görüs büyümeye devam edecektir! Erbakan hoca bütün hayatini bu davaya adamis insandir! hayatini okumayi tavsiye ederim. Ama adim gibi eminim ki arastirmassin cünkü senin ve seningibilerinin kafa yapisi böyle. Hikaye şöyle... YENİ BİR AĞUSTOS BÖCEĞİ MASALI(*) İki arkadaş bir iş merkezinin kalabalık kaldırımlarında yürüyormuş. Ansızın, bir tanesi olduğu yerde bir an durup yanındakine 'Duyuyor musun? Bir ağustosböceği ötüyor' demiş. Arkadaşı şaşkın, dikkatle çevreyi dinlemiş, 'Ben duymuyorum ama bu gürültülü trafikte nasıl duyabilirsin, zaten imkânsız değil mi' diye sormuş. Ağustosböceğini duyan bir zoologist olduğu için doğanın çeşitli seslerini modern yaşamın gürültüsünden ayırt edebiliyormuş. 'Bak' deyip cebinden çıkardığı bozuk parayı yere atmış. Derhal birçok insan onlara doğru dönüp yere düşen parayı gözleriyle aramışlar. 'İşte' demiş doğa uzmanı, 'Ancak duymak istediğimizi işitiriz'. (*)The Discipline of Transcendence by Bhagwa Shree Rajneesh Ne mutlu bize ki kuru gürültüler arasında farklı seslerli de duyabiliyoruz... Yazımız da bunun bir sonucudur, düşüncemizde... Sevgiyle kal arkadaşım... Alıntı
Φ hearten Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Kalkıp erbajan hocayı savunacak değilim çünkü açıkçası bende tam olarak gelişmeler konusunda bilgili değilim. Bilgim olmayan birşey hakkında konuşmam doğru olmaz. Fakat şunu söylemeden edemedim. Ülkeyi tek batıran, tek söğüşleyen, tek insanları kandırıp para toplayan tek tek tek Erbakan hocamıdır? Yani neden cem uzan, diğer banka batıran patronlar -ki kaç tane banka devlete yamanmıştı battığı için ceremesini millet çekmişti- değilde erbakan hoca? müslüman kimliği taşımasının büyük payı var zannedersem... Şuna eminim eğer erbakan müslüman kimliğine sahip olmasaydı kendisiyle bu kadar fazla uğraşılmayacaktı... elbette erbakan da onlar gibiyse yazın millet okusun araştırsın öğrensin ama lütfen adil olun... Devleti batıran millete zulmeden diğer söğüşçüleride görebilmeniz dileğiyle... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Sen ne anlarsin milli görüsten milli davadan? o paralarin nereye harcandigindan haberin varmi senin ? allah Erbakan Hocadan razi olsun! Türkiyede islami savunan Peygamberin izinden gidenlere dil uzatamassin! Milli görüs avrupanin en büyük teskilatidir! Suanda Milli görüs türkiyeyi sömüren ve hortumlayanlara karsi en güclü teskilat durumundadir. Istedikleri gibi at kosturarmiyorlar. Sen milli görüs kendilerinden olmayanlari disladilar diyosun Nekadar acinacak durumdasin haberin yok. kulaktan dolma haberlere inanacagina biraz arastirsan iyi edersin arkadasim. Bu arada elhamdülillah camilerde kurulde televizyonlarda acildi.. Senin gibiler nekadar karsi cikarsa ciksin milli görüs büyümeye devam edecektir! Erbakan hoca bütün hayatini bu davaya adamis insandir! hayatini okumayi tavsiye ederim. Ama adim gibi eminim ki arastirmassin cünkü senin ve seningibilerinin kafa yapisi böyle. Hikaye şöyle... YENİ BİR AĞUSTOS BÖCEĞİ MASALI(*) İki arkadaş bir iş merkezinin kalabalık kaldırımlarında yürüyormuş. Ansızın, bir tanesi olduğu yerde bir an durup yanındakine 'Duyuyor musun? Bir ağustosböceği ötüyor' demiş. Arkadaşı şaşkın, dikkatle çevreyi dinlemiş, 'Ben duymuyorum ama bu gürültülü trafikte nasıl duyabilirsin, zaten imkânsız değil mi' diye sormuş. Ağustosböceğini duyan bir zoologist olduğu için doğanın çeşitli seslerini modern yaşamın gürültüsünden ayırt edebiliyormuş. 'Bak' deyip cebinden çıkardığı bozuk parayı yere atmış. Derhal birçok insan onlara doğru dönüp yere düşen parayı gözleriyle aramışlar. 'İşte' demiş doğa uzmanı, 'Ancak duymak istediğimizi işitiriz'. (*)The Discipline of Transcendence by Bhagwa Shree Rajneesh Ne mutlu bize ki kuru gürültüler arasında farklı seslerli de duyabiliyoruz... Yazımız da bunun bir sonucudur, düşüncemizde... Sevgiyle kal arkadaşım... Kalkıp erbajan hocayı savunacak değilim çünkü açıkçası bende tam olarak gelişmeler konusunda bilgili değilim. Bilgim olmayan birşey hakkında konuşmam doğru olmaz. Fakat şunu söylemeden edemedim. Ülkeyi tek batıran, tek söğüşleyen, tek insanları kandırıp para toplayan tek tek tek Erbakan hocamıdır? Yani neden cem uzan, diğer banka batıran patronlar -ki kaç tane banka devlete yamanmıştı battığı için ceremesini millet çekmişti- değilde erbakan hoca? müslüman kimliği taşımasının büyük payı var zannedersem... Şuna eminim eğer erbakan müslüman kimliğine sahip olmasaydı kendisiyle bu kadar fazla uğraşılmayacaktı... elbette erbakan da onlar gibiyse yazın millet okusun araştırsın öğrensin ama lütfen adil olun... Devleti batıran millete zulmeden diğer söğüşçüleride görebilmeniz dileğiyle... Küçücük bir fıkra. Kıssadan hisse; İki tatar genci, ertesi gün yağmur yağıp yağmayacağını merak etmiş ve bunu bilse bilse bizim Yakup akay bilir diyerek, her zaman çok değer verdikleri mahallelerindeki ulema(!) yaşlı Yakup akaya (amcaya) sormaya gitmişler. Yakup akay, sakalını sıvazlarken gökyüzüne doğru bakmış ve gençlere; “Ya cavar(yağar) ya cavmaz(yağmaz)” demiş. Ertesi günü yağmur yağınca, tatar gençler “gordun mu bizim Yakup akay nasıl da bildi” diyerek “ulemayı”, Yakup akay’ı bir kez daha takdir etmişler. Niyet illa bir şeye inanmaksa, ne diyelim? . Alıntı
Φ hearten Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Niyet illa bir şeye inanmaksa, ne diyelim? Haklısın... Alıntı
Φ feneriumx Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Küçücük bir fıkra. Kıssadan hisse; İki tatar genci, ertesi gün yağmur yağıp yağmayacağını merak etmiş ve bunu bilse bilse bizim Yakup akay bilir diyerek, her zaman çok değer verdikleri mahallelerindeki ulema(!) yaşlı Yakup akaya (amcaya) sormaya gitmişler. Yakup akay, sakalını sıvazlarken gökyüzüne doğru bakmış ve gençlere; “Ya cavar(yağar) ya cavmaz(yağmaz)” demiş. Ertesi günü yağmur yağınca, tatar gençler “gordun mu bizim Yakup akay nasıl da bildi” diyerek “ulemayı”, Yakup akay’ı bir kez daha takdir etmişler. Niyet illa bir şeye inanmaksa, ne diyelim? . Hikaye anlatacagina sorularima cevap ver. Sen nekadar bilgi sahibisinki bu konuda? Senin gibiler yüzünden bu ülke kalkinamiyor. Olaya tarafsiz acidan bakmani bekliyorum. belki ozaman biseylerin farkinda olursun.Daha nekadar dine düsman olacaksiniz. Hem müslümaniz diyorsunuz hemde bu adamlar yobaz, gerici biseyden anlamiyor diyorsunuz. Hangi tarafta oldugunuza karar verin artik. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 27 Mart , 2006 bırakın bu erbakan hocayı... Allah yolunda yürüyen hiç kimsenin kaynağı belirsiz serveti olmaz. gerçekten inanan lüksten, haramdan ve şaşaadan uzak durur. peygamberimizin adını sürekli anmak ya da göstere göstere cuma namazı kılmak kimsenin gerçekten inanmış olduğunun kanıtı değildir. kimin samimi olduğunu kimin olmadığını ancak Allah bilir. şükür Allah'a ki kimsenin yaptığına bakıp dinimden soğumuyorum. Alıntı
Φ siosteran Gönderi tarihi: 31 Mart , 2006 Gönderi tarihi: 31 Mart , 2006 Hikaye anlatacagina sorularima cevap ver. Sen nekadar bilgi sahibisinki bu konuda? Senin gibiler yüzünden bu ülke kalkinamiyor. Olaya tarafsiz acidan bakmani bekliyorum. belki ozaman biseylerin farkinda olursun.Daha nekadar dine düsman olacaksiniz. Hem müslümaniz diyorsunuz hemde bu adamlar yobaz, gerici biseyden anlamiyor diyorsunuz. Hangi tarafta oldugunuza karar verin artik. Ülkenin kalkınamaması esas senin gibiler yüzünden...Din ve milli görüş adına masum insanların dinini kullanmaya ne hakkınız var?Ancak,bunu da hak,hukuk,demokrasi ve insan hakları adına yaptığınızı iddia edince doğal olarak hakkımız var diyorsunuz?Bir yerde şu açıdan haklı olabilirsiniz,bunu sadece millet adına hristiyanlığın yayılmasını engellemek için yapıyorsanız evet.Ama işin içine dini de katıp sadece ve sadece kendi vatandaşlarımızı sömürüyorsanız,her laik insan gibi ben de buna karşı çıkarım.Ama diyeceksiniz ki,bizim insanımız cahil,kandırmak kolaydır.Bana kalırsa elinizi vicdanınıza koyup bu insanlarımızı gerek yurt içinde gerekse yurt dışında din vasıtasıyla kullanmak yerine onlara öncelikle milletini seven tarzda öğütler ve eğitim veriniz.Bundan hem sizler,hem Türk milleti fayda görecek ve kendinizi dışlanmış hissetmeyeceksiniz.Bu tarzda bir görüşü benimsediğiniz anda sizlerin de laik düşünen insanlara saldırmanıza gerek kalmayacaktır.Laik düşünenler Allaha inanır,ancak bunu dış çevresine yansıtmaz,kılık kıyafetine özen gösterir.Şimdi burada diyeceksiniz ki,siz Avrupa taklitçisisiniz.Ben de size derim ki,siz de Arap milliyetçiliğini ve kültürünü taklit ediyorsunuz? (Hem neden Avrupa taklitçisi olmayalım,adamlar din ile devlet işlerini birbirinden ayırmışlar,biz neden ayırmayalım,yani laik olmayalım?İstesek pekala laik olabiliriz.)Peki o zaman nerede Türk Kültürü ve milliyetçiliği?Lütfen özümüzü unutmadan globalleşelim,zaman geç değildir!Kendi milletimizden olan insanları sömürmekten vazgeçelim.Yüzyıllar yapamadığımız dış sömürüyü artık bundan sonra yapalım. Doğuya yatırım yapmakla oradaki insanlarımıza istihdam sahası açabiliriz.Oradaki güvenlik zamanla sağlanır.Vergi oranlarını azaltarak sanayici ve işverenimizin yurt dışına kaçmasını önleyebiliriz.Böylece isteyen yerli ve yabancı yatırımcı da doğu bölgelerine gelebilir ve rekabet imkanı doğar. İnsanoğlu iyi olanı taklit eder,kötü olanı dışlar.İyi olan laik kalarak gelişmek,kötü olan din kisvesi altında kendi insanımızı sömürmektir.Bizden daha geri toplumları sömürelim.ABD yıllarca Afrikalı zencileri kullanmadı mı?Ya bizler İslam dinini Afrikaya yayarken ne yaptık? Zamanında Afrikalılar Müslüman oldular,ancak şimdi bazıları Hristiyan misyonerler tarafından Hristiyan oldu.Kenya son 10 yılda %65 Hristiyan oldu. Aslında tüm üzerimizdeki bu baskılar,(yukarda anlattığım şekilde kafayı kullanmamamız,kendimizi ve çıkarımızı düşünmememiz yüzünden) yüzyıllar boyu bu topraklarda gözü olan dış odaklarca din faktörü kullanılarak tezgahlandı,yani sömürmeyince sömürüldük.Haçlı seferlerinden beri sofu kaldığımız için sömürsek bile sömürdüğümüz ülkelere ne katkımız olacaktı ki?Bilim,kültür,teknoloji adına Türkler olarak ne yaptık ki?Teorik olarak bulduğumuz verileri pratik alanda kullanabildik mi? Moralimizi yüksek tutalım.Viyanayı fetih edememenin verdiği ezikliği üzerimizden atalım.Kendimize gelip,Türk kültür,örf,adet ve inanışlarını yeniden canlandıralım.Yalnız şuna dikkat edelim,milliyetçi olalım derken faşist olmayalım.Sofu insan yetiştirirsek bunun bize faydası olmaz.Dün dündür,bugün de bugün. İŞİN BAŞI LAİK EĞİTİM! Saygılarımla Alıntı
Φ feneriumx Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2006 Bu yazdiklarina inanamiyorum. Milli görüsün dini kullandigini nasil düsünebilirsin. Suanda türkiyede islama ve müslümanlara yönelik haksizligi nasil görmezden gelebilirsin? Laiklik diyorsun, avrupada laik´likle yönetilmiyormu? Ama hic bir zaman müslümanlara karsi haksizlik yok. Basörtüsü serbest kuran kurslari serbest v.s. Herkes dinini baris icinde yasayabiliyor. Demekkki türkiyede adaletsizlik var bunada milli görüs karsi! Bu yüzden asilsiz haberler cikiyor sadece kötülemek ve engellemek adina. Ben onlarin icindeyim ve gercekten okadar huzurluyumki anlatamam. Cünkü adaletsizlik yok kimseyi hor görmek yok kim olursa olsun herkese kapisi acik.Herkes bizim kardesimizdir diyorlar ve gercek müslüman gibi yasamaya calisiyorlar. Toplanan paralarla türkiyede basörtüsü yüzünden okuyamayan ve almanyaya gelip okumaya devam eden ögrencilere burs yardimi yapiliyor. Bunlari kimse bilmiyor. Allah rizasi icin biraz konustuklarimiza dikkat edelim arastiralim. ben kendim bircok kez sahit oldum yalan ve asilsiz haberler cikiyor. Insaallah herseyin hayirlisi olur saygilarimla.. Alıntı
Φ siosteran Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 1 Nisan , 2006 Bu yazdiklarina inanamiyorum. Milli görüsün dini kullandigini nasil düsünebilirsin. Suanda türkiyede islama ve müslümanlara yönelik haksizligi nasil görmezden gelebilirsin? Laiklik diyorsun, avrupada laik´likle yönetilmiyormu? Ama hic bir zaman müslümanlara karsi haksizlik yok. Basörtüsü serbest kuran kurslari serbest v.s. Herkes dinini baris icinde yasayabiliyor. Demekkki türkiyede adaletsizlik var bunada milli görüs karsi! Bu yüzden asilsiz haberler cikiyor sadece kötülemek ve engellemek adina. Ben onlarin icindeyim ve gercekten okadar huzurluyumki anlatamam. Cünkü adaletsizlik yok kimseyi hor görmek yok kim olursa olsun herkese kapisi acik.Herkes bizim kardesimizdir diyorlar ve gercek müslüman gibi yasamaya calisiyorlar. Toplanan paralarla türkiyede basörtüsü yüzünden okuyamayan ve almanyaya gelip okumaya devam eden ögrencilere burs yardimi yapiliyor. Bunlari kimse bilmiyor. Allah rizasi icin biraz konustuklarimiza dikkat edelim arastiralim. ben kendim bircok kez sahit oldum yalan ve asilsiz haberler cikiyor. Insaallah herseyin hayirlisi olur saygilarimla.. İnşallah,herşeyin hayırlısı olur.Benim de temennim o...Türkiyenin çağdaş,bilim,teknik ve kültürel açıdan yetişmiş kalifiye elemanlara ihtiyacı var.Bunları neden biz yetiştirmeyelim?Neden bu insanlar Türk olmasın?Avrupanın laik olduğunu ve bunu 16.yüzyılda başlatılan reformlarla gerçekleştirdiğini biliyoruz.Avrupada dini geleneklere göre giyim ancak kiliselerle sınırlanmış durumda...İsteyen kiliselerde görevini sürdürüyor.İstemeyen toplumun kabul ettiği normlara uygun kılık ve kiyafeti ile dışarıda dolaşıyor.Müslümanların neden kılık kiyafetine karışmıyorlar onu da söyleyeyim.Türkiyenin geri kalması ve/veya parçalanması onların işine geliyor da ondan...16.yüzyılda Avrupa ile eşzamanlı olarak halkımız din adamlarının din sayesinde zengin olduklarını görebilseydi,o zaman kutsal dinimiz,yetişen aydın kesim tarafından yorumlanır;zamanın şartlarına göre güncellenir;dünya gerçeklerine göre şekillenir;Avrupa ile rekabet eder hale gelir ve bu günlere gelmezdik.Yine de Allaha şükür,Afrika ülkeleri gibi sömürülmedik,aç ve sefil değiliz. Avrupalılar hala bizim kılık kıyafet ve davranışlarımıza göre not veriyorlar."Ye kürküm ye" dünyası bu kardeşim,böyle olması doğal değil mi?Giyimin iyi olursa karnında isterse tek bir zeytin çekirdeği olsun önemli değildir.İmaj çok önemlidir.Şekilci ve materyalist bir dünyada yaşıyoruz. Haçlı seferlerinden sonra incilin orijinal metni papazlar tarafından 16.yüzyıla kadar saklanırken,İslam dünyası Hz.Osman devrinden beri Kuran-ı Kerimi okumuş ama İslam Dünyasının 13.yüzyıldan itibaren fakirleşmeye başlaması nedeniyle sadece ve sadece dini yayınlara bağlı hale gelmişlerdir.Buna bağlı olarak sistematik ve analitik düşünce yapısı geliştirilememiş;din adamlarımızın her söylediği tartışmasız doğru kabul edilmiştir.Dinimiz konusunda çeşitli mezheplerin oluşmasına rağmen bu mezhepler iç ve dış tesirlerle kendi aralarında fikir birliği oluşturamamışlardır. Şu anda dışarıda okuyan insanlarımıza Avrupanın zamanında İslam Dünyasından alıp geliştirmiş olduğu çağdaş bilim,teknik,kültür,felsefe vb.konuları dinimize fazla bağlı kalmadan öğretebiliyorsanız,helal olsun size...Bundan Türk Milleti,geç de kalmış olsa,eninde sonunda karlı çıkacaktır.Aksi takdirde,Avrupanın ortaçağda yaşamış olduğu sıkıntıları çekmemiz muhtemeldir. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 türbanı avrupa tehdid olarak görmeye başladığından beri artık türbanla okula gitmek yasaklanıyor. Fransa, İngiltere bunun örnekleri... Düne kadar neden müsade ediyorlardı bu belli birşey çünkü bir tehdid unsuru içermiyordu. Türbanlı kardeşlerim bunun hesabını Erbakan efendiye sormalılar. Şuan iktidarda olanlar milligörüş kökenli geçmişte ki konuşmalarında türbana sık sık değiniyorlardı iktidara gelice çözecekler di, neden çözmüyorlar? iyi niyetlilerse. ama asıl amaç çözmek değil düğümlemek çünkü yapıp ettikleri yanlışları ancak türbanla örtüyor bu iktidar. ne zaman bir yanlış icraat yapsalar türban konusu alevlendiriliyor. isteseler çok kolay çözerler, çözmüyorlar... maksatları suyu arındırmak değil daha da bulandırmak. çünkü akp nin tabanı belli, onları ellerinde tutmanın tek yolu türban... tayyip efendi bunu çözmez nasılsa kendi kızları abd de okuyor, onun için problem yokki! bu millet eğitilmedikçe böyle oyunları sadece izlemekle yetinecektir. işte bizde böyle türban yasaklanmalı mı, yasaklanmamalı mı diye boş boş tartışırız... biz tartışırken birileride gayet kolay toprak ve kamu malı satar, hatta bazı vekiller ve bakanlar da gayet güzel devleti söğüşlerler... inanç hassas bir konu, o bakımdan herkes inancına sahip çıkmalı ve kimsenin güdümüne teslim etmemeli... soyu ermeni olanlar çözmez bu işi... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 Aşağıda verdiğim linke iyi bakın arkadaşlar... Belli bir kesim, eğitim sistemimizdeki en önemli sorunu ne olarak görüyormuş... -http://www.yenisafak.net/anket/xlaapmview.asp?p=4- Eğitim sisteminin en önemli sorunu nedir? ÖSS'de uygulanan katsayı 2149 (15,80%) YÖK'ün kısıtlamaları 3707 (27,26%) Başörtüsü yasağı 4481 (32,95%) Akademik yetersizlik 1814 (13,34%) Bölgesel eşitsizlik 1426 (10,49%) Toplam kullanılan oy sayısı: 13600 Evet yanlış görmediniz... Eğitim sistemimizdeki en önemli sorun başörtüsü yasağıymış. Yani başörtüsü yasağı kalktı mı, eğitim sistemimizdeki en büyük sorun da kalkmış olacak... Yani eğitim meğitim bahane... Bunların amacı eğitim değil... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 . Öncelikle konuyu tartışan ve katkı sunan arkataşlara öncelikle teşekkür ederim. Bugün gelişmeler karşısında türban, bana göre kız öğrencilerin üniversitede okuma sorunu değildir. Hayrıca Türban bir ifade özgürlüğü de değildir, Türban olayı hükümetin desteğine sahip çok boyutlu dinsel-siyasal bir olaydır. Bugün ne yazıkki Devleti ve ülkeyi yönetenler , türban mücadelesi veriyorlar. Bu mücadelelerinin bir boyutu, kadınlarını ''türbanlamaları'' dır ve burada amaç ise toplumda kadınları türbanlama ne kadar yaygınlaşırsa, o derece yalnızlıktan kurtulacak ve gerekçelerinin toplumsal zeminini yaygınlaştıracaklar düşüncesidir. Türban, siyasal İslamın sivilleşme-köktenleşme ikileminin mihenk taşıdır.. Oysa bugün laikliği savunanlara ''laikçiler'' diye saldırararak, AKP ve türbana destek çıkanların, AİHM kararı konusunda düşüncelerini de -yeniden- açıkça yazmaları gerekmiyormu?... . Alıntı
Φ hearten Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 İslam inancına ait her emir gibi başörtüsüde inançsızlar tarafından bir türlü sindirilemedi. Bugün hala üstün bir geri zihniyetle Müslüman kadınların inanç gereği taktıkları başörtüsünü siyasal simge diye engelleme çabası içerisindeler. Siyasi simge olarak kabul edildiği takdirde müslümanların kutsal kitapları içinde yer alan bu emrin ne olacağı , müslüman kadınların kendilerine emredilen başörtüsüne karşı nasıl tavır takınacakları konusunda kimse fikir yürütmüş değil. İkinci bir sorun başörtüsü ve türban tanımlamaları. Daha çok inançsız, ateist kişilerin tanımlamalarına göre başörtüsü, eskiden ninelerin veya köylü kadınların takındıkları örtüyken, türban, şu an siyasi amaçla takılan örtüye verilen isim oluyor. Fakat yaşadığımız zamanda hangisi takılırsa masum hangisi takılırsa siyasi iddia eden kimse bunun tanımını ve şeklini gösteremiyor. İşte bu da demek oluyor ki asıl amaç siyaseti engellemek değil, başörtüsünü dolayısı ile Kur-an' ı dolayısı ile İslam' ı dolayısı ile de Allah' ı engellemek. İnançsızların kendilerinden başkalarının inançlarına hayat hakkı tanımalarını beklemek kadar saf bir duruş olamaz... Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 İslam inancına ait her emir gibi başörtüsüde inançsızlar tarafından bir türlü sindirilemedi. Bugün hala üstün bir geri zihniyetle Müslüman kadınların inanç gereği taktıkları başörtüsünü siyasal simge diye engelleme çabası içerisindeler. Siyasi simge olarak kabul edildiği takdirde müslümanların kutsal kitapları içinde yer alan bu emrin ne olacağı , müslüman kadınların kendilerine emredilen başörtüsüne karşı nasıl tavır takınacakları konusunda kimse fikir yürütmüş değil. İkinci bir sorun başörtüsü ve türban tanımlamaları. Daha çok inançsız, ateist kişilerin tanımlamalarına göre başörtüsü, eskiden ninelerin veya köylü kadınların takındıkları örtüyken, türban, şu an siyasi amaçla takılan örtüye verilen isim oluyor. Fakat yaşadığımız zamanda hangisi takılırsa masum hangisi takılırsa siyasi iddia eden kimse bunun tanımını ve şeklini gösteremiyor. İşte bu da demek oluyor ki asıl amaç siyaseti engellemek değil, başörtüsünü dolayısı ile Kur-an' ı dolayısı ile İslam' ı dolayısı ile de Allah' ı engellemek. İnançsızların kendilerinden başkalarının inançlarına hayat hakkı tanımalarını beklemek kadar saf bir duruş olamaz... Bir dakika arkadaşım, Bunlar senin kendi görüşlerin ve yanlış... Doğruyu söylemiyosun... Şunun için yanlış; Ben, iddia ettiğin karşı görüşten birisiyim. Bugün "İncil reklamı" topiğinde yazdığım yazıyı bir oku. Orada aynen şunu söylüyorum sardunya arkadaşa. "İnsanlar gerekli diyalogu kendisi, en az kendisi kadar da başkalarının mutluluğu için yapmalı" bunu söylemişim sen bu yazıyı yazmadan önceki bir saatte. Şimdi senin son satırdaki belirttiğin, size hayat hakkı tanımadığımız doğru mu oluyor? Eğer sen, benim böyle bir ön yargımı ortaya çıkarsa idin, ben senden özür diler, bir daha da böyle bir ön yargıda asla bulunmazdım... Bizim anlayışımız şu, söyleyeyim de bir dahada öyle ithamlarda bulunma güzel arkadaşım... Herkes inancında ve düşüncesinde özgürdür... Taaki başkasının inancına ve özgürlüğüne karışıp onu zorlayana kadar... Bu bizlerin, kişisel yaşam hakkındaki temel görüşü... Birde ayrıca demokratik idari sistemlerde, sistemin kendi demokratik yapısına zarar verilmemesi için, oluşturduğu bazı kurallar vardır. Kendisinin, ayakta durması için bu kuralları uygulaması gerekir... Buna laik uygulama deniyor... Geriye bizlere kalan demokratik, dikta yada şer'i bir uygulamayı seçmek... Sence hangisini benimseyelim ?... İyi dileklerimle... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 Öncelikle konuyu tartışan ve katkı sunan arkataşlara öncelikle teşekkür ederim. Bugün gelişmeler karşısında türban, bana göre kız öğrencilerin üniversitede okuma sorunu değildir. Hayrıca Türban bir ifade özgürlüğü de değildir, Türban olayı hükümetin desteğine sahip çok boyutlu dinsel-siyasal bir olaydır. Bugün ne yazıkki Devleti ve ülkeyi yönetenler , türban mücadelesi veriyorlar. Bu mücadelelerinin bir boyutu, kadınlarını ''türbanlamaları'' dır ve burada amaç ise toplumda kadınları türbanlama ne kadar yaygınlaşırsa, o derece yalnızlıktan kurtulacak ve gerekçelerinin toplumsal zeminini yaygınlaştıracaklar düşüncesidir. Türban, siyasal İslamın sivilleşme-köktenleşme ikileminin mihenk taşıdır.. Oysa bugün laikliği savunanlara ''laikçiler'' diye saldırararak, AKP ve türbana destek çıkanların, AİHM kararı konusunda düşüncelerini de -yeniden- açıkça yazmaları gerekmiyormu?... İslam inancına ait her emir gibi başörtüsüde inançsızlar tarafından bir türlü sindirilemedi. Bugün hala üstün bir geri zihniyetle Müslüman kadınların inanç gereği taktıkları başörtüsünü siyasal simge diye engelleme çabası içerisindeler. Siyasi simge olarak kabul edildiği takdirde müslümanların kutsal kitapları içinde yer alan bu emrin ne olacağı , müslüman kadınların kendilerine emredilen başörtüsüne karşı nasıl tavır takınacakları konusunda kimse fikir yürütmüş değil. İkinci bir sorun başörtüsü ve türban tanımlamaları. Daha çok inançsız, ateist kişilerin tanımlamalarına göre başörtüsü, eskiden ninelerin veya köylü kadınların takındıkları örtüyken, türban, şu an siyasi amaçla takılan örtüye verilen isim oluyor. Fakat yaşadığımız zamanda hangisi takılırsa masum hangisi takılırsa siyasi iddia eden kimse bunun tanımını ve şeklini gösteremiyor. İşte bu da demek oluyor ki asıl amaç siyaseti engellemek değil, başörtüsünü dolayısı ile Kur-an' ı dolayısı ile İslam' ı dolayısı ile de Allah' ı engellemek. İnançsızların kendilerinden başkalarının inançlarına hayat hakkı tanımalarını beklemek kadar saf bir duruş olamaz... ''Mümin kadınlara da söyle.. görünen kısımları müstesna olmak üzere ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine örtsünler...'' (Nur Suresi/ Ayet 31) Sevgili arkadaşım kur'an da açık açık belirtmiş ve üstelik sizin Türban karşıtlığını sadece ateistlere yüklemenizi de bir türlü anlayamıyorum. Bakın Kuranda belirtilen bu uygulama şekli, 1970'li yıllara kadar Türkiye'de hiçbir sorun yaratmamıştır; çünkü ''Siyasal İslam'' o tarihlerde henüz Türkiye'ye kadar uzanmış değildi! 1979'a gelindiğinde ise bu ideoloji, ''İran İslam Devrimi'' nin de etkisiyle ülkede zemin oluşturmaya başlamış; 12 Eylül 1980 sonrasında Türkiye tümüyle siyasal İslama açık hale getirilmiş oldu ve 1979 öncesine kadar inanç sahibi kadınlar; düşüncelerine göre; bulundukları çevreye göre; konumlarına göre; yorumlarına göre; başı açık olarak ya da başörtüsüyle yaşam sürdürürlerken bu tarihten sonra türban kıskacına düşürülmüşler Yemenili yazmalı Anadolu kızları, birden türbana bürünmüşlerdir! Çünkü; dünyada şeriatın yayılmasını amaç ve görev edinmiş Suudi kaynaklı Dünya İslam Birliği (Rabıtat-ül Âlemin), siyasal İslamın egemen olabilmesi için belirlediği beş hedef arasında; ''Kadınların İslami sınırlamalara uymak zorunda bırakılması'' nı ''ilk hedef'' olarak saymış. Ve Türkiye'de türban; Kuran ayetinin (Nur/31) bu hedef doğrultusunda yeniden yorumlanmasıyla ortaya çıkmış ve günümüze kadar tartışılarak alkımızın da bu konuları tam anlamıyla bilememesinden faydalanılmıştır!... Ama artık bunların nedenlerini, sebeplerini, amaçlarını, araçlarını demokrasiyi kullanarak varmak ve getirmek istedikleri hedef ve sistemi çok iyi biliyoruz. . Alıntı
Φ feneriumx Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 Aşağıda verdiğim linke iyi bakın arkadaşlar... Belli bir kesim, eğitim sistemimizdeki en önemli sorunu ne olarak görüyormuş... -http://www.yenisafak.net/anket/xlaapmview.asp?p=4- Eğitim sisteminin en önemli sorunu nedir? ÖSS'de uygulanan katsayı 2149 (15,80%) YÖK'ün kısıtlamaları 3707 (27,26%) Başörtüsü yasağı 4481 (32,95%) Akademik yetersizlik 1814 (13,34%) Bölgesel eşitsizlik 1426 (10,49%) Toplam kullanılan oy sayısı: 13600 Evet yanlış görmediniz... Eğitim sistemimizdeki en önemli sorun başörtüsü yasağıymış. Yani başörtüsü yasağı kalktı mı, eğitim sistemimizdeki en büyük sorun da kalkmış olacak... Yani eğitim meğitim bahane... Bunların amacı eğitim değil... Gözlerinde görmüyor senin gözlük takmani tavsiye ediyorum saglikli görmen acisindan. Orda sadece egitim sorunlari arasinda basörtüsününde var oldugu belirtilmis. Tabiki büyük sorun binlerce basörüsü yüzünden egitimini tamamlayamayan insan var. Hayalleri bir anda yikilan kizlar. Biraz kendini onlarin yerine koy. Okadar emek veriyorsun ve üniversiteyi kazaniyorsun sonra devam okumana izin vermiyorlar yazik. sadece bir bez parcasi yüzünden düstügümüz hallere bak. Nasilda demokrat laik ülkeyiz, Dünyaya nasilda örnek oluyoruz. SEN VE BILIMSELCI BÖYLE YAZDIKCA BENI DINIME DAHA SIKI BAGLANMAMI SAGLIYORSUNUZ. HER KONUDA CEVABINIZI ALMANIZA RAGMEN HALA AYNI DÜSÜNCEDE OLMANIZ KALP GÖZÜNÜZÜN KAPALI OLDUGUNU GÖSTERIYOR. ALLAH HIDAYET NASIP ETSIN.. Bir dakika arkadaşım, Bunlar senin kendi görüşlerin ve yanlış... Doğruyu söylemiyosun... Şunun için yanlış; Ben, iddia ettiğin karşı görüşten birisiyim. İyi dileklerimle... bilimselci sana sadece yüzlerce örnek arasindan sectigim bir kuran mucizesini ekliyorum artik bunada bir mantiksiz bilimsel cevabin vardir? DENİZLERİN BİRBİRİNE KARIŞMAMASI Denizlerin, araştırmacılar tarafından çok yakın bir geçmişte tespit edilen bir özelliği, Kuran'ın Rahman Suresi'nde şöyle bildirilir: Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir engel vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler. (Rahman Suresi, 19-20) Birbirine açılan fakat suları kesinlikle birbiriyle karışmayan denizlerin ayette bildirilen bu özelliği, okyanus bilimciler tarafından çok yakın bir zaman önce keşfedilmiştir. "Yüzey gerilimi" adı verilen fiziksel bir kuvvet nedeniyle, komşu denizlerin sularının karışmadığı ortaya çıkmıştır. Denizlerin farklı yoğunluklarından kaynaklanan yüzey gerilimi, adeta bir duvar gibi sularının birbirine karışmasını engeller. 63 Elbette ki insanların, fizikten, yüzey geriliminden, okyanus biliminden haberdar olmadıkları bir devirde bu gerçeğin Kuran'da bildirilmiş olması son derece dikkat çekici bir durumdur. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2006 SEN VE BILIMSELCI BÖYLE YAZDIKCA BENI DINIME DAHA SIKI BAGLANMAMI SAGLIYORSUNUZ. HER KONUDA CEVABINIZI ALMANIZA RAGMEN HALA AYNI DÜSÜNCEDE OLMANIZ KALP GÖZÜNÜZÜN KAPALI OLDUGUNU GÖSTERIYOR. ALLAH HIDAYET NASIP ETSIN.. bilimselci sana sadece yüzlerce örnek arasindan sectigim bir kuran mucizesini ekliyorum artik bunada bir mantiksiz bilimsel cevabin vardir? feneriumx arkadaş, Her konuda cevap veriyormuşunuz. Bu 96. iletim yazdığım yazılara hiç direkt cevap gelmedi. Cevap yazıldığı sanılıyor ama bir başka yazı... Şimdiki yazdığın gibi. Bunu arkadaşlarım da sık sık belirtiyorlar... Şu an, hearten'a yazdığım iletiye cevap gelmiyor... "DENİZLERİN BİRBİRİNE KARIŞMAMASI" konusunda soru geliyor. Bilim'in senin sorduğun soruya mutlak bir somut cevabı var. Acizliğimizden değil... Ancak sağlıklı diyaloglar daldan dala atlayarak olmazki... Sonra, kalp gözümüz kapalı imiş... Pardon, bizim bilgi algılama organımız beynimiz... "Dinime sıkı bağlanmamı sağlıyorsunuz." Diyorsun... Daha önce yüzeysel mi idi? İnatlaşıyorum mu demek istiyorsun. Bir şekilde, yüzeyselliğine son vermiş olduk değilmi ?... Ne mutlu bizlere (!) ... İyi dileklerimle... Alıntı
Φ hearten Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2006 Şimdi senin son satırdaki belirttiğin,size hayat hakkı tanımadığımız doğru mu oluyor? Eğer sen, benim böyle bir ön yargımı ortaya çıkarsa idin, ben senden özür diler, bir daha da böyle bir ön yargıda asla bulunmazdım... Bizim anlayışımız şu, söyleyeyim de bir dahada öyle ithamlarda bulunma güzel arkadaşım... Herkes inancında ve düşüncesinde özgürdür... Taaki başkasının inancına ve özgürlüğüne karışıp onu zorlayana kadar... Bu bizlerin, kişisel yaşam hakkındaki temel görüşü... Sevgili bilimselci, Senin sitedeki en ılımlı ateist olduğunu söylemekte sakınca görmüyorum. Yazılarından anladığım kadarıyla öylesin… Öncelikle bunu belirtmek isterim… Nasıl ki sizler arabistandaki, irandaki, afganistandaki birtakım yanlış düşünceleri, zihniyetleri, uygulamaları bütün müslümanlara ve onların inançlarına mal ediyorsunuz ve zan altında bıraktığınız suçsuz ve temiz imana sahip müslümanlarıda o katı kesimin içine koymakta bir sakınca görmüyorsunuz; bırakın bizde sizin bu anlayışınızda hareket edebilme hakkına sahip olalım. Bana yol gösterebilmeniz için ilk önce bu tür düşüncelere sahip inançsızları düzeltmeniz gerekmektedir. Öyle değil mi? Her zaman arabistandaki kadın müslümanlara ibret gösterilir sonrada “inancınıza ve sizlere iyi gözle bakabilmemiz için ilk önce gidin onları temizleyin” denir. Aynı şeyi bende şimdi size söylemekte bir sakınca görmüyorum sevgili arkadaşım. Umarım anlatabilmişimdir. İkincisi, herkes inancında özgürdür diyorsun ne kadar güzel bir düşünce… Herkes inancında özgürdür ve siz inanca karşı istediğinizi söyleyebilme hakkına sahipsinizdir. İtiraz etmeyiniz çünkü forum bu tür yazılarla dolu. Siz bile kimi zaman bu hataya düşüyorsunuz. Kendinize göre anlamsız bulduğunuz birtakım ayetleri düşünceleri katı şekilde eleştirmekten geri durmuyorsunuz. Gerçektende herkes inancında özgürmüdür bu zihniyet altında??? Başörtüsünü siyasal simge olarak kullanan var evet. Ama şu bir gerçekki başörtüsü İslamın emridir. Kitabımızda yazıyor. Hiçbir ateist görmedimki “evet siyasal olarak kullanan var ama bu örtüyü gerçektende samimi olarak inançlarının gereği olarak takan hanımlarda var” desin. Bu bir tesadüf mü? Korkuyorlarmı ateistler bu cümleyi sarfetmekten? Eğer bu cümlenin gerçekliğine inanmıyorlarsa ateistlerin insane hakkına değer verdiği nasıl söylenebilir? Bir çok ateist ile konuşma ve özellikle bu konular üzerinde tartışma fırsatım oldu. Genel anlamda düşünceler çok güzel, özgürlük, adalet, dünya barışı vs. vs. ama söz islama ve müslümanlara gelince nedense herşey değişiyor. Özgürlük sizlerin insanların inançlarını, değer yargılarını aşağılamanızla varlığını sürdüremez, kaybeder… Adalet eşit davranmak değil, haklıya hakkını haklıyla vermekle mümkündür.– ki başörtüsüne hayır diyen bir ateistin adil olmasına imkan yoktur.- Adalet ve özgürlük olmayınca dünya barışı sağlanamaz. Işte en azından benim gördüğüm ve site içindede varolan ateistler ne yazıkki hem adil değiller hemde kendi benlik merkezlerinden kurtulmuş bir özgürlük anlayışına sahip değiller… Birde ayrıca demokratik idari sistemlerde, sistemin kendi demokratik yapısına zarar verilmemesi için, oluşturduğu bazı kurallar vardır. Kendisinin, ayakta durması için bu kuralları uygulaması gerekir... Buna laik uygulama deniyor... Bu kurallar uygulanırken inanç değer hiçbirşey gözönüne alınmaz öylemi? Devlet kimin için vardır? Eğer halka karşı bir devlet varsa bu nasıl egemenlik kayıtsız şartsız halkın anlayışıdır? Bakın sevgili arkadaşım mantıklı düşünün. Başörtüsünü siyasi emelleri uğruna kullanan bir avuç insan bahane edilerek diğer tarafta siyasetin s sini bilmeyen insanların inançları engellenmiş oluyor. Üniversiteye giden bütün genç kızlar siyaset için mi takıyor bu başörtüsünü? Hayır alternatifinizde yok. Tamam başını açacaksın deniliyor ama bu senin inancın sen şu şekilde bu inancını sürdür de denmiyor nasıl bir adaletten bahsedebiliriz burada? Tam anlamıyla hayır inanç minanç yok başını aç gel deniliyor. Bu zihniyete sahip insanlardan özgürlük ve adalet nasıl beklenir? Laiklik kimin içindir sevgili bilimselci? Kim laik olmalıdır? Sen mi? yoksa benmi? Hayır ne sen ne ben. Laikliği devlet uygulamalıdır. Devlet kendi işlerine dini sokmamalıdır. Ben halkım laik olmak zorunda değilim. Ister komünist olurum ister faşist olurum ister tapınakçı olurum kimseyi ilgilendirmez. Laikliği devlet uygulamak zorunda ise benim okumamın ve eğitimimin nasıl bir devlet işi olduğunu söylermisin? Benim eğitim almam devlet işi değil, devletin bana eğitim vermesi devlet işidir. dolayısı ile laiklik, ben eğitim alırken değil, devlet eğitim verirken uygulanmalıdır. Fakat görüyoruzki devletin laik olduğu çığırtkanlığını yapan kimselerdir en çok dini devlete karıştıran. Bu arada beklentini yerine getiremeyip senden özür dilemeyeceğimi belirtmek isterim. Zira düşündüğüm ve hissettiğim için kimseden özür dilemem… Kucak dolusu sevgiler hepinize… Alıntı
Φ hearten Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 7 Nisan , 2006 ''Mümin kadınlara da söyle.. görünen kısımları müstesna olmak üzere ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine örtsünler...'' (Nur Suresi/ Ayet 31) Sevgili arkadaşım kur'an da açık açık belirtmiş ve üstelik sizin Türban karşıtlığını sadece ateistlere yüklemenizi de bir türlü anlayamıyorum. Bakın Kuranda belirtilen bu uygulama şekli, 1970'li yıllara kadar Türkiye'de hiçbir sorun yaratmamıştır; çünkü ''Siyasal İslam'' o tarihlerde henüz Türkiye'ye kadar uzanmış değildi! 1979'a gelindiğinde ise bu ideoloji, ''İran İslam Devrimi'' nin de etkisiyle ülkede zemin oluşturmaya başlamış; 12 Eylül 1980 sonrasında Türkiye tümüyle siyasal İslama açık hale getirilmiş oldu ve 1979 öncesine kadar inanç sahibi kadınlar; düşüncelerine göre; bulundukları çevreye göre; konumlarına göre; yorumlarına göre; başı açık olarak ya da başörtüsüyle yaşam sürdürürlerken bu tarihten sonra türban kıskacına düşürülmüşler Yemenili yazmalı Anadolu kızları, birden türbana bürünmüşlerdir! Çünkü; dünyada şeriatın yayılmasını amaç ve görev edinmiş Suudi kaynaklı Dünya İslam Birliği (Rabıtat-ül Âlemin), siyasal İslamın egemen olabilmesi için belirlediği beş hedef arasında; ''Kadınların İslami sınırlamalara uymak zorunda bırakılması'' nı ''ilk hedef'' olarak saymış. Ve Türkiye'de türban; Kuran ayetinin (Nur/31) bu hedef doğrultusunda yeniden yorumlanmasıyla ortaya çıkmış ve günümüze kadar tartışılarak alkımızın da bu konuları tam anlamıyla bilememesinden faydalanılmıştır!... Ama artık bunların nedenlerini, sebeplerini, amaçlarını, araçlarını demokrasiyi kullanarak varmak ve getirmek istedikleri hedef ve sistemi çok iyi biliyoruz. Sevgili dipnot, Türban karşıtlığını sadece ateistlere yüklemiyorum. Elbette kendini müslüman zannedip Allah ayetini inkar eden bazı ............ var. Ama en çok ateistler başörtüsüne karşı çünkü onların asıl amacı -güya- siyasi islamı engelemeye çalışırken kendilerine ait siyasi bir ateizm anlayışı yaratmak. Asıl amaç inançsızlığı varedip inancı yoketmek… Şimdi 70 leri ve 80 leri bir kenara bırakalım. 70 lerde en büyük tehlikelerden biride komünist düşünce değilmiydi? Size göre değil tabi. O halde komünist ve ateist kişileride bir şekilde toplumdan tecrit edelim. 70 lerin bütün tehditlerini günümüze uyarlayalım ve ona göre ileriye bakıp çağ atlamaya çalışalım nasıl bir mantıksa geçmişe takılıp ileriye gitmek. Herneyse… Samimi olarak soruyorum –bana cevap vermek zorunda değilsiniz kendinize karşı samimi ve dürüst olun yeter-. Şu an üniversiteye giden başörtülü genç kızlardan kaç tanesinin aklında siyasal islam düşüncesi yatıyor? Kaç tanesinin amacı devlet rejimini değiştirmek? Kaç tanesi bu başörtüyü inanç düşünmeksizin sırf siyasi olsun, kimlik olsun tanıtıcı bir kart olsun mantığı güderek takıyor? Hadi diyelimki hepsinin düşüncesi aynı. Üniversitelere almamakla bütün tehlikenin önüne geçilmiş oluyor mu? Okutmamak tehlikeyi bertaraf etmek için yeterli oluyor mu? Üniversiteye gidemeyen bu insanlar toplum içinde yaşamıyormu?Kendinize karşı dürüst olun… Bu gibi sorular dahada çoğaltılabilir. Ve varılacak sonuç şu ki asıl amaç ne siyasi tehlike ne laiklik ne başka bişey, asıl amaç müslümanlığını görünür ama kendine has şekilde yaşayan insanların -müslümanların- devlet yönetiminde ve devlet üzerinde sıfır söz sahibi olmasını sağlamak. Onların doktor, avukat, mühendis gibi üst segment mesleklerden uzak durmasını ve devlet yönetim kadrolarının içinde varolmamasını sağlamak. Bununda tek bir sebebi var ideolojik yaklaşımlar... Çözüm getirmelisiniz sevgili arkadaşım kuru eleştirilerin ne size nede bize faydası var. Başörtüsünü sadece bir simge olarak görmeniz kaostan başka bir şey yaratmaz. Sizde aşikar biliyorsunuz ki başörtüsü inanç gereğidir ve bir takım tehditler nedeniyle engellenirken -inanç özgürlüğü hakkını yerine getirebilmek için- diğer insanlara çözüm yolu sunulması gerekmektedir. Fakat şu an yapılan engelleme, kısıtlama, ihlal, yok etme çabası ve bunları onaylayan zihniyetler… Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 8 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 8 Nisan , 2006 Yani sizin istediğiniz sırf inanç özgürlüğü... O zaman bakalım başka ne gibi tavizler istenebilir... 1- Dini inanç gereği sınıfların haremlik-selamlık şeklinde ayarlanması istenebilir... 2- Eğitimcilerin, sadece hemcinslerinin derslerine girmeleri istenebilir... 3- Evrim teorisi dini inancına uygun olmadığı için derslerden bu konuların çıkarılarak dini inanca uygun olan yaradılışçı konuların konması istenebilir, ya da bu derslerden muaf tutulmak istenebilir.. 4- Ders saatlerinin namaz vakitlerine uyarlanması istenebilir... 5- "62/9- Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır" ayetine istinaden cuma vakitleri için muafiyet istenebilir... 6- "5/51- Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. " ayetine istinaden bu inançta olanlarla aynı sınıfta bulunmak istenmeyebilir... 7- Anatomi derslerinde incelenecek kadavraların cinsiyetlerinin, bayanlar için bayan, erkekler için erkek olması istenebilir... Elbetteki liste daha da uzatılabilir. Bunlar ilk aklıma gelenler oldu. İstenen inanç özgürlüğü ise, yukarıda sayılanlar da inanç özgürlüğü... Hangisine taviz verelim ? Birine mi, hepsine mi? Tavizin sonu yoktur... Bilim öğrenmek için, bilimsel olmayan inançların dayatmalarını bilim yuvasına sokmaya çalışmayın... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 8 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 8 Nisan , 2006 Sevgili dipnot, Samimi olarak soruyorum –bana cevap vermek zorunda değilsiniz kendinize karşı samimi ve dürüst olun yeter-. Şu an üniversiteye giden başörtülü genç kızlardan kaç tanesinin aklında siyasal islam düşüncesi yatıyor? Kaç tanesinin amacı devlet rejimini değiştirmek? Kaç tanesi bu başörtüyü inanç düşünmeksizin sırf siyasi olsun, kimlik olsun tanıtıcı bir kart olsun mantığı güderek takıyor? Hadi diyelimki hepsinin düşüncesi aynı. Üniversitelere almamakla bütün tehlikenin önüne geçilmiş oluyor mu? Okutmamak tehlikeyi bertaraf etmek için yeterli oluyor mu? Üniversiteye gidemeyen bu insanlar toplum içinde yaşamıyormu?Kendinize karşı dürüst olun… Bu gibi sorular dahada çoğaltılabilir. Ve varılacak sonuç şu ki asıl amaç ne siyasi tehlike ne laiklik ne başka bişey, asıl amaç müslümanlığını görünür ama kendine has şekilde yaşayan insanların -müslümanların- devlet yönetiminde ve devlet üzerinde sıfır söz sahibi olmasını sağlamak. Onların doktor, avukat, mühendis gibi üst segment mesleklerden uzak durmasını ve devlet yönetim kadrolarının içinde varolmamasını sağlamak. Bununda tek bir sebebi var ideolojik yaklaşımlar... Çözüm getirmelisiniz sevgili arkadaşım kuru eleştirilerin ne size nede bize faydası var. Başörtüsünü sadece bir simge olarak görmeniz kaostan başka bir şey yaratmaz. Sizde aşikar biliyorsunuz ki başörtüsü inanç gereğidir ve bir takım tehditler nedeniyle engellenirken -inanç özgürlüğü hakkını yerine getirebilmek için- diğer insanlara çözüm yolu sunulması gerekmektedir. Fakat şu an yapılan engelleme, kısıtlama, ihlal, yok etme çabası ve bunları onaylayan zihniyetler… Sevgili hearten... "Köktendincilerin tutumu, insana ve dünyaya bakış açısından İslamiyete gölge düşürüyor (...) İslamiyeti dünyaya bir 'slogan' gibi sunuyor, türban ile basit bir âdetten ibaretmiş gibi tanıtıyor" birde Hele saçının bir teli görünmeyecek denli örtünüp ama bu tutuma uygun "mütedeyyin" bir yaşam sürdürmeyenlere türbanı bir araç gibi kullandıklarını açıkça ortaya koyuyor, yani başı açıklara karşı bir tavır ve edavet içerisinde çünkü "mütedeyyin" bir yaşamın temelinde: "...mahrem adeta gizli, sadelik, ar, sessizlik ve kendine dönüklüğü içeren bir boyut yatar" da ondan. Bu da tamamıyla dinin de eğer egemenliği aldığında bulunan bugün İran'da, Suriye', Afganıstan'da vb müslüman ülkelerde başı açık olanlara uygulanan yaptırımlara eşdeğerdir... Yukarıda ki yazınızda Üniversiteye giden ve türban takan kızların sorunlarına değinmişsiniz... Sevgili arkadaşım "Okullar ve üniversiteler (toplumun) ortak bilgi kurumlarıdır; buralarda 'ayrıştırıcı inanç simgeleri' sergilemek bu yerlerin anlam ve misyonlarına tecavüz" değilde nedir?... Dahası bu ortak kurumlara sokakları, kahvehaneleri, sinemaları, konferans salonlarını da katalım ve buraların "ayrıştırıcı simgelerin yok olması gereken yerler" olduğunu yerlerde bu kapsamı genişletme amacı değilde nedir?... Lütfen artık Türbanın arkasına gizlenmekten ve gerçek amacınızı ortaya dökmekten korkmayın. Korkmayın çünkü takkiye yaptığınızı ve islamı rejimi eksersizleri yapığınızı cümle alem biliyor. Ama biz buna Türk gençleri olarak kesinlikle ama kesinlikle fırsat vermemeye yeminliyiz... Sevgiyle kalın... BUGÜN TÜRBANA ÖZGÜRLÜK YARIN BURKAYA YOK ÖYLE YAĞMA... Alıntı
Φ hearten Gönderi tarihi: 8 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 8 Nisan , 2006 Yazmak zorunda değildin sevgili yamyam, üretebilen bir insanmış gibi görünmek zorundada değilsin… Yani sizin istediğiniz sırf inanç özgürlüğü... O zaman bakalım başka ne gibi tavizler istenebilir... 1- Dini inanç gereği sınıfların haremlik-selamlık şeklinde ayarlanması istenebilir... 2- Eğitimcilerin, sadece hemcinslerinin derslerine girmeleri istenebilir... Sınıflar haremlik selamlık olmak zorunda değil, kadınla erkeğin aynı ortamda bulunması rahatsız edici olsaydı Peygamber efendimiz döneminde ( özellikle bu dönemi örnek gösteriyorum) kadınlar ve erkekler için iki ayrı yurt düzenlenirdi. Vatanın bir parçasında erkekler diğer parçasında kadınlar yaşardı. Yani senin anlayacağı sınıflarda haremlik selamlık olunmak zorundadır gibi bir bilinç içinde olsaydık olay çok daha büyük boyutlara taşınmak zorunda kalınırdı. İki ayrı ülke misali… Birşey iddia ederken mantıklı olmasına özen gösterirsen memnun oluruz forumca… 3- Evrim teorisi dini inancına uygun olmadığı için derslerden bu konuların çıkarılarak dini inanca uygun olan yaradılışçı konuların konması istenebilir, ya da bu derslerden muaf tutulmak istenebilir.. Evrim teorisi elbette müfredatta bulunan tek konu olmayacak kim demiş herşey bir kenara sadece evrim olacak diye? Yani bunu istememiz bile saçma değil mi size göre? Sen ateist olarak yaratılışçı konudan rahatsızsın ama ben müslüman olarak evrimci konudan rahatsız olamam değil mi? İşte böyle bir zihniyet sahibisiniz. Sizler ancak kendinize hak tanırsınız başkalarına değil. Bak ben senden daha anlayışlıyım evrimin bir teori olarak konular içinde olmasına olumsuz yaklaşmıyorum, sadece evrim değil diğer varoluş teorileride olabilir ama asla yaratılışçılık müfredattan çıkarılmayacak şekilde… 4- Ders saatlerinin namaz vakitlerine uyarlanması istenebilir... Namaz kazası uygulanabilen bir ibadet. Kişi gün içinde namazını kılamıyorsa akşam eve gittiği zaman namazını kaza edebilir. Vaktinde kılmamış olması ( özrü olduğu takdirde ) ona bir günah getirmez. Senin anlayacağın bunda kimse tutturmaz, başörtüsü kazası olmayan bir ibadet şekli. İkisi birbirinden çok farklı. Biraz öğren bu tip şeyleri… Yalnız devlet kurumlarında namaz vakitlerinin olmamasını savunan kişilere duyurulur; AİHM ( her ne kadar tasvip etmediğim bir kurum olsada ) bir yahudi öğrenciyi Cumartesi ibadetinden dolayı “””okulda sınava””” girmek istememesi üzerine açtığı davada haklı buldu. İnanç özgürlüğü kapsamında… Sadece müslümanlara çalışmaz bu hak mekanizması… 5- "62/9- Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır" ayetine istinaden cuma vakitleri için muafiyet istenebilir... Elbette olması gerekir Cuma müslümanlara farz kılınmış neden olmasın böyle bir izin? Fakat kötüye kullanım sebebiyle serbest bırakılmayabilir. Kişinin öğle yemeği vs molaları var gitmek isterse bu vakitleri namazla değerlendirebilir. Bir şekilde bu gibi durumlarda çıkış noktası var. Fakat ya turban? 6- "5/51- Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. " ayetine istinaden bu inançta olanlarla aynı sınıfta bulunmak istenmeyebilir... Aynı sınıfta olmak dost olunması gerektiği anlamına gelmez. Önce ayeti anlayacaksın sonra fakir yürüteceksin. İlk önce bilgi fakir sonra gelsin… Eğer böyle bir iddia sözkonusu olsaydı Peygamber efendimiz döneminde Mekke içinde yaşayan bütün müşrikler, müslümanlar haricinde bütün halk devlet sınırları içinden tecrit edilirdi. Demekki böyle bir bilinçte sözkonusu değil… 7- Anatomi derslerinde incelenecek kadavraların cinsiyetlerinin, bayanlar için bayan, erkekler için erkek olması istenebilir... Ve hatta mağazalarda erkek ve kadın ayakkabılarının bşrbşrlerine uzak yerde, birbirlerini görmeden teşhir edilmesi gerektiği bile istenebilir değil mi? Hey Allahım yarabbim… Elbetteki liste daha da uzatılabilir. Bunlar ilk aklıma gelenler oldu. İstenen inanç özgürlüğü ise, yukarıda sayılanlar da inanç özgürlüğü... Hangisine taviz verelim ? Birine mi, hepsine mi? Tavizin sonu yoktur... Bilim öğrenmek için, bilimsel olmayan inançların dayatmalarını bilim yuvasına sokmaya çalışmayın... İnanç bilimsel olmak zorunda değil kim böyle bir dayatma içine girebilir? O halde bilim inançsal olsun? Bu saçmalıkda ne demek? Hem hala gerçekliği kabul edilememiş bir safsatanın bilim olduğunu kim söyledi? Bilim gerçeklerle uğraşır gerçek olmayan ve şu an son nefesini vermek üzere olan evrimin bilim olduğunu nasıl iddia edebilirsiniz? Evrim gerçektir diyebilmeniz için ilk önce kesin ve net kati olarak Allah yoktur diyebilmeniz lazım. Evrime bilim sahip çıkıyorsa bilimin bunu demesi lazım. Bu cümleyi hiçbir zaman sarfedemeyeceğinize göre evrim yalanının bilimsel olduğunada ancak siz inanır ve kendiniz gibileri kandırırsınız… Ayrıca iddia ettiğin herşey çürütülebildi dini olarak zorunlu olan davranışlar değil. Birtek namaz vaktiyle işin çakışması var ki oda kaza namazıyla halledilebilir. Peki başörtüsü nasıl halledilecek? Çözüm karşıtı, ülkeye kaostan ve karmaşadan başka birşey vermeyen kişilerin bu ülkeye ihtiyacı yok yam yam. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 9 Nisan , 2006 Gönderi tarihi: 9 Nisan , 2006 sevgili hearten kalbimiz hep inananların mutluluğunu, sonra tüm insanların mutluluğunu ister... sevgili yamyam sana söyleyebileceğim sadece "yok daha neler" yaratılış inancına karşı tek altarnatif evrim değil mi? yeni şeyler geliştirin evrim olayı kepenk kapatmıştır... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.