Φ _asi_ Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2009 TARİH ÇİZGİSİNDE TAŞPINAR HALICILIĞI'NIN KÖKENİ: Taşpınar Kasabası'nın bulunduğu yörenin; ilk çağdan başlayarak bir yerleşim birimi olduğu Sardes-Ninova tarihi ticaret yolunun kalıntılarından anlaşılmaktadır. Taşpınar'ı oluşturan tepeler tamamen insan eliyle oyulmuş mağaralarla doludur. Halk, Taşpınar adının "Taş Mağara"dan bozma olduğunu söylüyorsa da, tarihi devirlerin hiçbirinde adını gösteren bir belgeye rastlanmamıştır. Taşpınar adının Yavuz Sultan Selim Devri'ndeki iskan sırasında oluştuğu düşünülmektedir. Roma-Bizans-Selçuk paralarının bulunması bölgenin bu dönemlerde canlı bir yerleşim ve ticaret merkezi olduğuna işaret etmektedir. Taşpınar ile ilgili daha sonraki somut bulgular Osmanlı yükseliş döneminin başlangıcına denk düşmektedir. Yavuz Sultan Selim 1514 İran seferinden dönerken Azerbaycan' dan Anadolu'ya göç eden bir Türk aşiretini bugünkü Taşpınar yöresine yerleştirmiştir. Azerbaycanlılar birkaç asır yaşadıktan sonra Taşpınar'ı rüzgar erozyonu, kuraklık ve kıtlık nedeniyle terk edip Karapınar'ın Hotamış Bucağı'na sığınarak burada Taşpınar Mahallesi'ni kurmuşlardır. Bu göç nedeniyle ıssız kalan yöreye Hasandağı’nın eteğinde Tokarız (Bugünkü Dikmen) Köyü'nde yaşayan günümüz Taşpınarlılar gelip yerleşmişlerdir. Bu yerleşmenin 19.y.y ortalarında olduğu bilinmektedir. Taşpınar Halıcılığı da bulunan örneklerin ışığında bu yüzyıldan itibaren başlatılmakla birlikte halının Anadolu'daki varlığı çok daha eskidir. Halı, Türklerin dünyaya bir armağanıdır. Bilinen en eski halı Türk düğümü olarak da bilinen "Gördes Düğümü" ile dokunmuş ve 1947-49 yılları arasında Altay Dağları'nda Pazırık Bölgesi'nde, arkeolog Rudenko tarafından V. Pazırık kurganında yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. M.Ö. V-III. Yüzyıllara tarihlendirilen bu halı, bugün Rusya'daki Hermitage Müzesi'nde sergilenmektedir. Halı, Anadolu'ya Selçuklu Türkleri ile gelmiştir. XIII. Yüzyılda tarihi kaynaklar, saydıkları önemli halıcılık merkezleri arasında Konya ve Aksaray'ı kaydetmektedirler. 1274 yılında ölmüş olan ibn-i Said'e atfen Ebül-Fida'nın verdiği bilgiler de “..Her memlekete ihraç edilen Türkoman Halıları orada yapılırdı.” diyerek imal merkezi olarak özellikle Aksaray'ı belirtmektedir.(2) İbn-i Batuta H. 732, M. 1331 yıllarında Aksaray'a uğramış ve kenti, gelişmiş, verimli ve canlı bir kent olarak anlattıktan sonra “... beldeye nispetle koyun yününden imal olunan Kaliçeler bir yerde naziri yoktur. Bunlar Şam, Mısır, Hint, Çin ve Türk Beldeleri'ne gönderilir.” diyerek Aksaray'da gördüğü halıları överek anlatmıştır.(3) Kılıçarslan Devri'nden itibaren Türkleşerek gelişen ticaret ve kervan yollarının kesiştiği ve hanların odaklaştığı noktada yer alan Aksaray, Konya'dan sonra Selçuklu Devletinin en önemli kentlerinden biri olmuştur. Aksaray'ın bu parlak döneminde ibn-i Said ve ibn-i Batuta'nın 13. ve 14. Yüzyıllarda gördüğü ve kaynaklarda sözü edilen “Aksaray halıları” içinde Taşpınar halılarının payının ne olduğunu bugün için somut verilere dayanarak ortaya koyabilme olanağına sahip değiliz. Ancak Aksaray'ın pazarlama merkezi olarak yörede dokunan tüm halılara adını vermiş olabileceği düşünülmektedir. Tarih içinde Taşpınar'ın yerini ararken Kanuni Devrine ilişkin tarihsiz “il Yazıcı Defteri”nin 571. Sayfasından 642. Sayfasına kadar olan kısmında Aksaray anlatılırken, Taşpınar adının bir köy yerleşimi birimi olarak geçtiği görülür. Halı olarak Taşpınar adının geçtiği ilk yazılı kaynak 1869-70 tarihli II. Konya Salnamesi'dir.Salname'de Aksaray hakkında geniş bilgiler verilirken kilim ve seccadelerden söz edilerek Taşpınar'da dokunan halıların da iyi halıların başında geldiği kaydedilir. Günümüz Taşpınar Halılarının değerlendirmesini yapabilmek için bugünkü örneklerden giderek geçmişle bağlarını kurmak istediğimizde Eskil Ulu Camisi'nde bulunan 19.yy sonu olarak tarihlendirilmiş bir namazlığı en eski ve tek örnek olarak gösterebilmekte idik. Ancak 1986'da yapılan araştırmalarda bu halı bulunamamıştır. 1983 yılında camiden çalındığı söylenen 3 halıdan biri olma olasılığı vardır. Anadolu’da halıcılık köklü geçmişin ilmek ilmek dokunduğu, atılan her düğümde günümüze geleneklerin taşındığı özgün bir el sanatıdır. Çözgü denilen birbirine koşut dikey gergin ipliklerle doldurulmuş tezgah denilen araçlarda düğüm bağlamak ve bunları sıkıştırmak için aralarından atkı adı verilen ipliğin geçirilmesi ile yapılan yüzü havlı ve çeşitli motiflerle bezeli dokuma demek olan halının Türk tarihi içinde yerini alması pek erken (M.Ö. V-III.yy) dönemlerine dayanır. Orta Asya’da başlamış bu Türk-halı dostluğunun bugün Anadolu’da hala devam ettirildiği pek çok noktadan biri de Aksaray yöresindeki Taşpınar kasabasıdır. Taşpınar halılarının günümüze değin titizlikle koruduğu özelliklerden bir tanesi atkı, çözgü ve düğüm iplerinin tamamen yün olmasıdır. "Yoz" denilen Karaman cinsi kısır koyundan elde edilen yünün özel bir yeri vardır. Bu halılarda atkı ipliğinin geçirilişi dokuma kalitesini etkilenmesi bakımından ayrıca önem taşır. Alt atkı ipleri düzgün ve gergin olarak, üst atkı ise ön çözgü arkaya arka çözgü öne geçmek suretiyle çaprazlık oluşturarak ve dökümlü bir biçimde yerleştirilir. Böylece dokuma kalitesi yükseltilmiş olur. Kaliteyi belirleyen diğer bir öğe de düğüm sayılarıdır. Eski Taşpınarlarda 10x10 cm2lik alanda 40x45 düğüm vardır. Günümüzde iyi cins sayılan elde eğrilmiş iple dokunan bir halıda 10x10 cm2 de 30x35, satılmak için dokunan normal bir halı üzerindeki 10x10 cm2'lik alanda ise ancak 30x30 düğüm görülebilmektedir. Bugün Taşpınar halılarında kalite belirlenmesi tezgaha gerilen ip sayısına göre hesaplanmaktadır. 6 m2 lik alanda ise ancak 30x30 düğüm görülebilmektedir. Bugün Taşpınar halılarında kalite belirlenmesi tezgaha gerilen ip sayısına göre hesaplanmaktadır. 6 m2lik bir halıda 13 veya 15 çile ip (15x40=600) 8-9 m2'lik bir halıda 18-20 çile ip (20x40=800) gerilir. Türk Standartları Enstitüsü'nün raporlarında Taşpınar Halıları ince sınıf halılar olarak nitelendirilmiştir. İplerin renklendirilmesinde doğal boyanın yeri giderek azalmaktadır. Taşpınar halılarına karakteristiğini veren renklerin elde edilmesinde kök boya ve cehri gibi boyacılık tarihinde çok önemli yeri olan bitkiler eski halılar üzerinde kullanılmıştır. Taşpınarı’da ana renklerin koyu kırmızı ve koyu mavi olması bir geleneğe bağlılığı gösterdiği kadar, halıda bir çerçeve oluşturan bordürlerle ana motif olan madalyon düzeni arasında gözü dinlendiren boşlukların ağırbaşlı, dekoratif bir etki yapmasını da sağlar. Ara renkler ise yerel değişle kırbız(al), yavşan şeyili (kına rengi), tetir(tarçın rengi), pisi tüyü (gri mavi), erikipi rengi (krem beyaz) ve siyahtır. Taşpınar halıları taban, kelle, çift somya, minder, namazlağı, yastık, heybe ve eğerlik örtüsü adı verilen çeşitlerde dokunmuştur. Son yıllarda en çok yastık ve yan halısı denilen “çifthalı” dokunmaktadır. Taşpınar dokuyucuları örneklik denilen 4/1 oranında dokunmuş desenleri kapsayan modellik halılardan yararlanırlar. Taşpınar halılarının tüm çeşitleri geometrik düzende yerleştirilmiş bitkisel kökenli motiflerle bezelidir. Eski Taşpınar motiflerinde baroklaşmış natüralist bir üslup varken günümüz, de desenler giderek primitif bir görünüm almaktadır. Figüre, kuvvetle üsluplaştırılmış olmasına karşın, pek az yer verilmiştir. Örneğin boynuzlu ayak, boynuzlu sandık komposizyonlarını oluşturan ana motif, geyik boynuzlarının derin tırtıllı yapraklara dönüştürülmüş şeklidir. Zeminin ana motifi olan madalyonların salbeklere benzeyen bölümlerinin kanatlarını açmış kartal figürü olduğunda tüm dokuyucular birleşmektedir. Taşpınar halılarında yüzey, bordür zemin ve köşelerden oluşan bir şemaya göre doldurulur. Halının çeşidi değişse de desenlerin yerleştiriliş düzenleri değiştirilemez. Kullanilan Malzemeler • Koyun yünü: Taşpınar Halısının ana malzemesi koyun yünüdür. Yünler, elde kirmen, iğ ve çıkrık gibi aletlerle ip haline getirilir. • Boyalar: Taşpınar Halısının ana renkleri; kırmızı, mavi, lacivert, kahverengi, yeşil, gri ve beyazdır. Bu renklerin elde edilmesinde kullanılan doğal ve bitkisel maddeler ise kök boya, bağ yaprağı, keteğen dikeni hölmez otu, dağ eriği (yaban erik) meşe palamutu kabuğu ve daş kara boyasıdır. Renklerin Elde Edilmesi • Kırmızı: Kök boya ile kaynatılarak elde edilir. • Kahverengi: Meşe palamutu ve şap (seğ) ile kaynatılarak elde edilir. • Açık kahverengi: Pelit ve pelit kabuğu kaynatılarak elde edilir, diğer bir ismi cevttir. • Gri: Halk arasında bu renge kedi tüyü denir. Yanmış meşe ağacı külü kaynatılarak elde edilir. • Yeşil: Pelit kabuğu (cevt) ve bağ yaprağı kaynatılarak elde edilir. • Siyah: Hasan Dağı eteğinde bulunan daş kara diye bilinen boya yapıcı bir madde kaynatılarak elde edilir. • Sarı: Sarı saman ve bağ yaprağı kaynatılarak elde edilir. Dokumada Kullanilan Araclar Dokuma halk dilinde ıstar diye tabir ettiğimiz halı tezgahlarında dokunmaktadır. Diğer malzemeler ise yöresel isimleriyle bıçak, tarak, sındı (makas) gibi aletlerdir. Hali Kalitesi Taşpınar Halıları çok iyi bir kaliteye sahiptir. Çünkü 1800’lü yılların sonu 1900’lü yılların başında dokunan halıların günümüze kadar dayandıklarını bilmekteyiz. Türk Standartları Enstitüsünün 1967 yılı raporlarında Taşpınar Halıları ince sınıf ve kaliteli bir halı olarak nitelendirilmiştir. 1 dm²’deki düğüm sayısı 1750’dir. Halk dilinde kalite ise tezgah üzerine gerilen ip sayısına göre hesaplanır. Şöyle ki 20 adet çift ipe 1 çile denir. Halıların büyüklük ve küçüklükleri çile sayısına göre değişir. Örneğin 6 m²’lik bir taban halısında (15 çile x 40 tek ip = 600 tek sıra ip olur.) Hali Desenleri Taşpınar halısında desenler ezbere veya daha önceden dokunmuş sadece desenleri içeren örneklik halılara bakılarak dokunur. Taşpınar Halıları çok zengin bir desen çeşidine sahiptir. Bu desenler halı içerisine bir kompozisyon şeması içinde sunulur. Bir Taşpınar Halısında desenler dıştan içe doğru • boncuk, • gül boncuk, • ayak, • sandık, • sallama, • köşe ve • göbektir. Bu desen sıralaması Taşpınar halısı modelini meydana getirir. Hali Çesitleri Günümüz Taşpınar Halıları asagidaki çeşitlerde dokunmaktadır: • Taban Halısı: Büyük odalara ve salonlara sermek için dokunur. Yaklaşık olarak 3,50 x 2.10 ile 4.00 x 2,30 metre ölçülerindedir. 7 ile 10 m² arasındadır. Taban Halıları göbeklidir, göbek şekli taban göbek adıyla anılır. Taşpınar Halısının bütün desenlerini üzerinde toplar. • Kelle Halısı: Taban Halısının bir boy küçüğüne denir. Büyüklüğü 3.00 x 2.00 metre ölçülerinde yaklaşık 4 ila 6 m² arasındadır. Desen özelliği taban halısına benzer. • Çift Halı: iki halı uç uca dokunulduğu için bu isimle anılır. Kelle Halısının 1 boy küçüğüdür. Yaklaşık olarak 2.20 x 1.20 metre ölçülerindedir. Göbeklidir, göbek şekli civil göbek olarak adlandırılır. • Somya Halısı: Sedir halısı ve divan halısı isimleriyle bilinir. Somya üzerine örtmek için kullanılır. Yaklaşık olarak 1.80 x 1.00 metre ölçülerindedir. Civil ve uzun göbeğin küçültülmüş şekilleri kullanılır. • Seccade Halı: Duvara asmak için dokunur, üzerinde namaz kılınmaz. Yaklaşık olarak 2.30 x 1.20 metre ölçülerindedir. Zemini mihraplı ve göbeklidir. Desenlerine göre camili, minareli gibi isimler alır. • Namazlık Halı: Üzerinde namaz kılmak için dokunur. 1.00 x 0.80 metre ölçülerindedir. Diğer halılardan farkı, desenleri arasında sallama yoktur. • Yastık Halı: İnsanların otururken sırtlarını duvara dayamak için dokunmuş halılardır. Genellikle 1.10 x 0.60 metre ölçülerindedir. Göbekli ve zincirli desenleriyle tanınır. • Minder Halı: Yere oturmak için dokunan halılardır. İçleri yün ile doldurulmuştur. Genellikle 0.70 x 0.70 metre ölçülerindedir. Çok çeşitli desenleri vardır. Son yıllarda 0.40 x 0.40 metre ölçülerinde sandalye minderi de dokunmaya başlamıştır. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.