Φ _asi_ Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2009 ATA SÖZLERİ Acı (yiti) sirke küpüne zarar verir. Bakan göze yasak olmaz. Çıkacak cana ceza olmaz. Dağ dağ üstünde olur, ev ev üstünde olmaz. (iki aile bir arada barınamaz) Deli dağdan, aşık sudan, akıllı yeşillikten hoşlanır. Eken biçer, konan göçer, cennetin kapısını cömertler açar. El karnı ağrıyınca kara donu giydirir. El yumruğunu bilmeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır. En kötü koca bir dağdan iyi gölge verir. Gavur içinde din artmaz, yoksul içinde mal artmaz. Gönül halden bilmez, Erciyes’ten kar ister. Gurbette öğünmekle hamamda türkü söylemek kolaydır. Hak doğrunun yardımcısıdır, arşa çıkıncaya kadar. Hançer yarası geçer de dil yarası geçmez. Huylu huyundan vazgeçmez, ya öle, ya gebere. İşine (sanatına) hor bakan, boğazına torba takar. İtinen (itle) yatan bitle kalkar. Kadındır adamı deli eder, kadındır deliyi adam eder. Kadının yüklendiği göç şuraya varmaz. Kaynanalı gelin hatun gelin, kaynanasız gelin natır gelin (dir). Kel ölür sırma saçlı, kör ölür badem gözlü (olur). Kılıç kınını kesmez. Leyleğin ömrü lak lakla geçer. Mal biter malamatlık bitmez. Mart ayı dert ayı (dır). Meyvalı ağacı taşlarlar. Nasibi kesilen itin kurban bayramı arifesinde ayağı kırılır. Ne ekersen onu biçersin Nerde kazan kaynar orda maymun oynar. Oğlan anasını, inek danasını bilir. Olan dört bağlar, olmayan dert bağlar. Paralı adamdan dağlar da korkar. Rahat koyun yerinden oynamaz. Rüzgâr eken fırtına biçer. Saç sefadan, tırnak cefadan uzar. Sağırın oğlu ağlamaz. Su aktığı yere yine akar Şalgam suya düşünce yağ oldum sanır. Toprağı işleyen, ekmeği dişler. Yenenle yanana dağ bile dayanmaz. Zülm ile âbâd olanın, ömrü berbat olur. Ağustostan sonra ekilen darıdan Bal vermeyen arıdan Kocasından sonra kalkan karıdan Haram kazanılan paradan Kimseye hayır gelmez Allahümme ferden Sakın kelden körden İlle topaldan ille topaldan Altundan kupa olsa, susuz çeşmeden dolmaz Yiğit ne kadar mert olsa, düşenin dostu olmaz Ananın ilki olmaktansa dağlarda tilki ol. Aslı paktan kemlik gelmez şek Katıra güvenme babası eşek Ayağını sıcak tut başını serin Kendine bir iş tut düşünme derin. Deh demeden giden at Buyurmadan gören evlat Eve girince gülen avrat Gir oyna çok oyna. Deh demeden gitmeyen at Buyurmadan görmeyen evlat Eve girince gülmeyen avrat Gir ağla, çık ağla. Dostun sofrasında ben yemem deme, elin gitsin gelsin yemesen de. Dur dur durmuşa var Askerden gelmişe var Karısı ölene var Kıymetini bilene var (Kıymetini bilenle evlen) El oğlu hilebazdır kimse bilmez fendini Her kime iyilik edersen sakın ondan kendini. Ev yapayım dersen himinden (temelinden) başla Zengin olayım dersen durmadan işle Fakir olayım dersen uykuya başla Uyku seni bir kenara götürür. Geçme muhannet köprüsünden koy aparsın su seni Yatma tilki gölgesinde koy yesin aslan seni. Irmak kenarında ev yapma sel için Dağ başında harman yapma yel için Kocalıkta genç karı alma el için. Önce deveni bağla, sonra tevekkül et. Sev seni seveni, yer ile yeksân ise Sevme seni sevmeyeni Mısır’a sultan ise Söz bilirsen söyle ibret alsınlar Söz bilmezsen sus ki adam sansınlar. Tarlada ekinim var deme ambara girmeyince Hayırlı evladım var deme el koynuna girmeyince Sadık dostum var deme başına bir hal gelmeyince Vefakâr karım var deme yok gününü görmeyince Unu eleyene, kızı dileyene vermeli Üzümünü ye, bağını sorma Yolcu isen er (erken) git Borçlu isen ver git Rençber isen herk et (toprak işle) Atalar sözü yerde kalmaz Ata dostu oğula mirastır Alışveriş güldür, çabuk solar Başın (canın) sağlığı, dünya varlığı Büyük evin nimeti, küçük evin ziyneti Ev sahibinin aşına değil, kaşına bakılır Ustasız zenaat haramdır Her adam bir olmaz, her çiçek gül olmaz İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı İnsanı bir gemi Akıl dümeni Fikir yelkeni Kullan kendini Göreyim Kanma kötü sözüne bilse İyisini söyler Ağarmadık saç, ağrımadık baş olmaz Ağır taş yerinden kalkmaz, yuvarlanan taş yosun tutmaz Ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın (karın:insanın kendi, nefsi) Ev sahibinin nefesi eve direktir Ev dediğin evrendir, ucu dönmez kervandır Alma mazlumun ahını, gökten indirir şahini Ana baba ne demek bal ile kaymak yemek Kardeş kardeşi atmış, yar başında tutmuş Ar gitti Mısır’a, namus da ardı sıra Kağnı gider de Kayış ne çeker Araba devrilince yol gösteren çok olur Bana benden olur her ne olursa, başım rahat bulur dilim durursa Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır BİLMECELER Alaca karga, bulaca karga, içi dolu kavurga ? (nar) Altı odunluk, üstü unluk ? (iğde) Anası su, babası taş, yedi âleme baş ? (tuz) Avcuma sığar, ambara sığmaz ? (övendire) Bahası büyük, yükü yeğnik ? (altın) Bir küçücük fıçım var, iki türlü su yutar ? (yumurta) Bir tencerem var kapaklı, etrafı saçaklı ? (göz) Bir yorganım var, toprağı tutar denizi tutmaz ? (kar) Burdan attım kılıcı, halep’te oynar bir ucu ? (şimşek) Çalı dibinde mum yanar ? (tavşan) Çıt demeden çalıya geçti ? (güneş ışığı) Dağ başında kara papak. (keçi) Elemez melemez, ocak başına gelemez, gelse de duramaz ? (yağ) Etten kantar, altın tartar ? (kulak-küpe) Ey milidi milidi, dış kapının kilidi, yatsıdan sonra bize gelen kim idi ? (uyku) Ey yurtlar yüce yurtlar, yusuf’u yiyen kurtlar, tırnağından su içer, tepesinden yumurtlar ? (buğday) İki küçük mil taşı, dolanır dağı taşı ? (göz) Kabuğu var içi yok, sopa yer suçu yok ? (davul) Kat kattır ama katmer değil, kırmızıdır ama elma değil, yenir ama meyva değil? (soğan) Kokusu var gül değil, toz gibi ama kül değil, dağı taşı devirir dev değil ? (barut) Oniki oğlu, dört kızı var ? (yıl) Uçar kuş değil, karadır taş değil ? (tıstan böceği) Dağda tapılar suda çıpılar arşın ayaklı burma bıyıklı ? (balta, balık, leylek, tavşan) Kuyu, kuyunun içinde suyu suyunun içinde yılan yılanın ağzında mercan ? (gazlambası, gazyağı, fitil, ateş) Keser sapı kol, el, parmak, tırnaklar.) Gara dağ Gara dağın altında kalem dağ Kalem dağın altında ışıldar Işıldarın altında mışıldar Mışıldarın altında bir torba kıl ? (saç, baş, göz, burun, bıyık, sakal) DEYİMLER Acısını çıkarmak Adamlığı öğrenmek. Ağırdan almak Ağzını toplamak. Aklına koymak Ayakkabı dar olunca, dünya geniş olmuş, ne fayda? Bit yeniği Burnu sürtülmek Cereme çekmek. Çırasını yakmak. Çizme rafa çıkmış ama, ne muştalar yemiş. Dâvâ çalmak Değirmen sele gitmiş sen şakşağını arıyorsun. Eliyle etmek Eşeğe gücü yetmez, palanını (semerini) döver. Ezel yemez idim bal ile kaymak şimdi tablalardan keşkapan oldum. ****** avlanmak Gelin oyunu sever, düğün mahana (bahane). Gelin de severdi gülüp oynamayı bahtından güvey de çalgıcı çıktı. Gönlü olmak Günahını almak Hatır yıkmak İçi açılmak İflahı kesilmek İnadım inat, kör Murat. İssisi (sahibi) veriyor da tellalı vermiyor. Karış vermek: (Beddua etmek) Kirli çıkı Küsen yatağını ayrı sersin. Lokman Hekim gelse çare bulunmaz. Mescidin içi dururken dışı haramdır. Nefis körlemek Nuh der peygamber demez. Ocağı kül olmak Ölür müsün, öldürür müsün ? Para delisi Püsküllü belâ Sarmısağı gelin etmişler kırk gün kokusu çıkmamış Sulu göz Surat etmek Şafak attı Şeytan kulağına kurşun Taşa tutmak Un ufak etmek Üst başa geçmek Vergili el Verip veriştirmek Vursan ölür, vurmasan kısmetini elinden alır. Yağlı ballı olmak Yan çizmek Yedi canlı Yüze gülmek Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.