Φ _asi_ Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2009 HALK EDEBİYATI Rivayetler Koyunbaba Rivayetleri Koyunbaba'nın asıl adı Seyit Ali'dir.. Peygamber soyundan geldiği ileri sürülür. Bursa'da çobanlık yaptığı sırada ağayla her iki kuzudan birini almak üzere anlaşır. Bir süre sonra kırk kuzusu olur. Bunları alarak Osmancık'a yerleşir. Her yirmi dört saatte bir melediğinden adı "Koyunbaba" kalır. Koyunbaba üzerine bir çok rivayetler vardır. Bunlardan biri: Koyunbaba'nın üç köpeği vardır. Bunlara Kara Kadı, Sarı Kadı, Ala Kadı adını verir. Bağdat Kadısı Osmancık'tan geçerken bunu duyar ve padişaha şikayet eder. Padişah Koyunbabayı çağırır, köpeklerine neden böyle adlar koyduğunu sorar. Koyunbaba da: - Kadılar haram helal bilmezler, benim köpeklerim bilir. İsterseniz deneyelim der. Padişah denemeye karar verir. Koyunbaba yirmisi helal, yirmisi haram kırk kap yemek getirilmesini ister. İstenenler getirilince köpekleri çağırır, yemekleri önlerine serer. Hayvanlar helal yemekleri yer, öbürlerine dokunmazlar. Padişah çok şaşırır. Koyunbaba'yı mükafatlandırmak ister dileğini sorar. Koyunbaba: - Hazineden bi şey istemem Sarıalan ile Saltukalan'ı köpeklerime yallık verirseniz yeter der. Dileği yerine getirilir. Koyunbaba kendisini padişaha şikayet eden kadıya şöyle bir bakar ve adam ölür. Koyunbaba Köprüsüne İlişkin Bir Rivayet Fatih Sultan Mehmet otlukbeli'ne giderken koyunbaba'ya uğrar hayır duasını alır. Savaşta Uzun hasan'ı yener. Dönüşte vezirini göndererek Koyunbaba'nın bir dileği olup olmadığını sordurur. Koyunbaba : - "Eğer bir hayır yapmak istiyorsa, Kızılırmak üstüne köprü gerekir, onu yaptırsın, birde kışlak ve yaylak yerlerimizi, koyunlarımızı vergiden bağışlasın ki, misafirlerimizi daha iyi ağırlayabilelim" der. istekleri yerine getirilir. Ancak köprü yapılmadan Fatih vefat eder. Babasının ölüm haberini alan II. Beyazıt Amasya'dan yola çıkar. Osmancık'a geldiğinde ırmak kıyısında sürüsünü yayan Koyunbaba'yı görür. Kendisini karşıya geçirmesin ister. Koyunbaba: - "Olur ama bu ırmağa bir köprü yaptırırsan" der. Şehzade söz verir. Koyunbaba şehzadeye gözlerini kapamasını ve söylemeden açmamasını söyler. Şehzade denileni yapar. Gözlerini açtığında istanbul'dadır. Koyunbaba yok olmuştur. II. Beyazıt tahta geçtikten bir süre sonra düşünde Koyunbaba'yı görür. Koyunbaba köprüyü yaptırmasını istemektedir. Ertesi gece yine aynı düşü görür. Bunun üzerine gerekli araç-gereç ve ustalar Osmancık'a gönderilir ve köprünün yapımına başlanır. Koyunbaba'nın da geyiklerle köprüye taş taşıdığı söylenir. Köprünün yapımı sırasında dervişlerden biri Koyunbaba'ya ölünce nereye gömülmek istediğini sorar. O da " Bu taşın düştüğü yere " diyerek ağır bir taşı fırlatır. Öldüğünde II. Beyazıt onu taşın düştüğü yere gömdürür ve buraya bir türbe yaptırır. Destanlar Yüzyıl önce Çorum'da Geçen Bir Macerayı Tasvir Eden Destan Benim çocukluğumda sasen yaşında bir ebem vardı. Gelin, çocuklar size bir hikaye söyleyeyim der, biz de başına toplanarak dizinin dibine oturup dinlerdik. Rahmetli bu hikayeyi hem söler hem alardı. Necip burma bıyıklı levent endamlı gayet yahışıklı bir deliganlıyımış. Olacak buya gendinden her cihetce aşşa galmayan güzel bi gızınan mercima fırınına varıyorlar, daha doğrusu, bir birine abayı yahıyolar. Nihayet evleniyorlar. Necip günün birinde eskere gidiyo, evi yalınız oldundan güccükten beri gardaş gibi gonuştuğu arhadaşının evine emanet eder. Sözü uzatmayalım. Herif bazen eve uğrayıp çarşıdan alınacak eksikleri alıp getirdinde nasılsa garının elini görüyo. Gümüşten beyaz olan bu el herifi çileden çıkarıya. Bundan sona herif galbini bozuyor. Bin bir desise ve şeytanınan Necip'e mektup yazıp garıyı boşadıyo. Sonadan ak yılan garayılan oluyo garıyı gandırıp nikahınan gendi alıyo. Neden sona Necip memlekete geliyo, mesceleyi anadınca damla indiriyo, gözü bahıyo sade heç bi taraf tutmuyor. Ölü döşande bu destanı söylemeye başlıyo: Çekildi barhanım yüklendi göçüm Bilirim günahım affeyle suçum. Necibi görme geldin nuçun Necip sana gurban can gurban derim sölemez Belimde dividi elinde galem Şirin dillerinde vermiyo kelam Gendin gelmez isen gönder bir selam Necip sana gurban can kurban derim sölemez Evlerinin önü bi büyük yazı Yazıda yalılır örda gazı Yeter aladdın hey deyyusun gızı Necib sana gurban can gurban derim sölemez Deyince Necib'in başındalar bi çare ölecek dediler. Heç olmazsa bi defacık daha garıyı görürsün de ölsün deyi olaki kimse duymadan meseleyi anadıp garıyı alıp geliyorlar. Aşık maşuk bir birini görünce garı heykel gibi donup galıyo. Necip gözlerini açıp da garşısında sevkülüsünü görünce, vücodüne can geldi zannıynan davranınış. Heyhat zoru boş etmiş gımraşamayınca bunu söylemiş: Necip: Galbim sururi geldi yanıma Şifa geldi bedenime canıma Kerem et sevdüm girme ganıma Necip sana gurban can gurban derim cölemez Aldı Gadın: Çekildi barhanım yüklendi gatar Derdim oldu eskilerden beter Kerem et sevdüm bu cefa yeter Küstüm sana bu dünyada barışmam Necip: Gazıldı mezerim tentedir canım Çok şükür hüdaya yanımda yarim Ne olur yarabbim gurutma ganım Necip sana gurban can gurban derim sölemez Necip bunu deyince yine gakmak İster, debelenip, dalbıncıyıp oturumuna gelmiye uğraşır. Aldı Gadın: Davranıp davranıp durup yorulma Abu zulal gibi ahıp durulma Bu işi sen ettin bana darılma Küstüm sana bu dünyada barışmam Aldı Necip: Salini salini nereden gelirsin Gören aşıkların aklnı alırsın Bin bürün bürünsen gine benimsin Necip sana gurban can gurban derim sölemez Aldı Gadın: Necip sana geldim gakta gonuşak Aslı Kerem gibi yanak ttıtuşak Bu dünyada olmaz orda barışak Küstüm sana bu dünyada barışmam. Deyip gadın gözlerinden süyüm süyüm göz yaşını ahıtarak ağlıyordu. Aldı Necip: Galdır nikabın görevim yüzün Döküldü göheri görmüyo gözüm Sölede duyayım ol şirin sözün Necip sana gurban can gurban derim sölemez. Aldı Gadın: Necib işte geldim ben urgun gaçtım Bu datlu canuma ateşler saçtım İl sözüne uyup yarimden geçtim Küstüm sana bu dünyada barışmam Gadın deyince artık Necib'in sesi gısılıp gözlerinin feri kesiliyo. Aldı Necip: Galdır nikabın göreyim yüzün Döküldü göheri görmüyo gözüm Sölede duyayım ol şirin sözün Necipsana gurban can gurban derim sölemez. Aldı Gadın: Ak ellere al gınalar yakmadım Sen gideli evden barktan çıkmadım Necip yarim deyi ile bakmadım Küstüm sana bu dünyada barışmam Deyince baktılar ki çene atarak Necip can veriyo ve bana küsme beni affet deyi kekeliyormuş gadın da bi tarafa düşüp bayılmışsa da gadını ayıldın evine götürmüşler. Necip'i de mezerine teslim etmişler. Gadında bundan sonra hastalanıp iflah olmamış, sonunda ölmüş. öte dünyada nasıl olduklarını henüz hiç kimse bilmiyo. Bizim de Allah kavuştursun deyi dua etmekten başka elimizden bi şey gelmiyo. Çorum Yöresinde Atasözleri 1 - Dirgene dayanmayan porsuk harmana gelmez. 2 - Asıl azmaz, bal kokmaz. 3 - Davarı güden kurdu görür. 4 - Isıracak köpek dişini göstermez. 5 - Kışın yaşa, yazın taşa oturulmaz. 6 - Ilıya ılıya yaz, soğuya soğuya kış gelir. 7 - Tarlanın taşlısı karının uzun saçlısı makbuldur. 8 - Baht olmayınca başta, ne kuruda biter, ne yaşta. 9 - Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer. 10 - Kurbağanın vakvağası suyu bulandırmaz. Çorum Ağzı Çorum ağzının, fonetik (ses bilgisi) bakımından batı şivesine ( Bugünkü İstanbul ağzına ) uymayan çok sayıda farklı kelimeleri vardır. Bu kelimeleri ait oldukları gruplarda toplayarak köklerde, eklerde, fiillerde göze çarpan özelliklerini görmek mümkündür. Ünlüler a : e Dene - tane, ecik - azıcık, meşrebe - maşraba, Madeniz - maydonoz, emme - ama, eyvaz - üvez e : i lalin - lalın, ilahne - lahana, iyer - eyer, özeni özeni - özene özene, neni - ninni, heşle - hiçle a : o Fiston - Fistan a : ı Kahırdak - kıkırdak e : ü eyvaz - üvez e : o dorotu - dereotu e : u dorutu - dereotu u : ü gul - gül, gucele - güçlükle u : ı punar - pınar ünsüzler Batı şivesindeki bazı ünsüzlerin Çorum ağzında değiştiğini görüyoruz. b : p Biş - piş b: m balak - malak, minbar - mumbar b : l iskembe - iskemle ç : ş heşle - heçle - hiçle d : z merzuvan - merdiven d : t dene - tane k : h yıyhan - yıkan, çıh - çık, ohu - oku s : z zabah - sabah v : f alaf - alev r düşmesi : bi - bir, aslan - arslan, getidim - getirdim, sona - sonra, geti - getir Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.