Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bu aşagıdaki habere ne diyorsunuz arkadaşlar ne kadar gerçekligi vardır.

 

 

 

 

Jeoloji ve İslam Hukuku konusunda uzman Müslüman ilim adamları, önceki gün Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen “Dünyanın Merkezi Mekke” adlı konferansta bir araya geldi. İlim adamları, dünya saat ayarlamasında ölçü alınan ve Greenwich olarak bilinen saat dilimi yerine Mekke saat diliminin ölçü olarak alınmasını talep etti. Bilindiği gibi Mekke-i Mükerreme’nin dünyanın merkezi olduğunu savunan teori yakın zamanda yapılan bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştı.

 

Katılımcılar, Greenwich saati (GMT = Greenwich Mean Time) yerine Mekke saatinin esas alınarak ortak İslami bir saat diliminin oluşturulması çağrısında bulundu. Çünkü Mekke saati dünyanın her yerinden kıble yönünü belirliyor, akrepleri klasik saatlerin aksine Kâbe-i Şerif etrafında yapılan tavaf hareketleri gibi soldan sağa doğru dönmektedir.

 

Bir gün süren konferansa Prof. Dr. Yusuf el-Karadavi’nin yanı sıra Kur’an ve Sünnetin bilimsel mucizeliği üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanınan, İngiltere Galler Üniversitesi’nde jeoloji dersleri veren Mısırlı bilim adamı Prof. Dr. Zağlul en-Naccar, Mekke saatinin mucidi Mühendis Yasin eş-Şuk gibi konusunda uzman birçok ilim adamı katıldı.

 

 

Yusuf el-Karadavi

 

El Karadavi, İslam Hukuku, geometri, astronomi ve hukuk alanında uzman kişilerin Mekke’nin neden dünyanın merkezi seçildiği ve Allah’ü Teala’nın Beytü’l Haramı neden Müslümanlara kıble olarak tayin ettiğine dair yürüttükleri çaba ve araştırmalara ilişkin takdirlerini ifade etti.

 

Aynı zamanda Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanlığını da yürüten Yusuf el-Karadavi “ Müslümanların kıblesinin muazzamlığını pekiştirmek için yapılan bilimsel araştırma ve ulaşılan neticeleri takdirle karşılıyoruz” dedi. El Karadavi “Mekke’nin Dünyanın merkezini oluşturduğu teorisinin ispatlanması İslami kimliğin pekiştirilmesi ve tespit edilmesidir, ayrıca Müslümanın diniyle, ümmetiyle ve medeniyetiyle gurur duygusunu pekiştirecektir” diye konuştu.

 

“Diğer din ve medeniyetlerin aksine İslam’da din ile bilim arasında bir çatışma yoktur” diyen el-Karadavi bununla ilgili Kur’an-ı Kerim’den Yüce Allah’ın (cc) şu buyruklarını kanıt olarak gösterdi: “De ki; Eğer doğru söylüyorsanız kesin delilinizi getirin”, “Eğer doğru söylüyorsanız bana ilme dayalı bir biçimde haber verin”, “Yanınızda bize çıkaracağınız bir ilminiz var mı?”.

 

 

DÜNYANIN MERKEZİ MEKKE

 

Öte yandan Prof. Dr. Zağlul en-Neccar, “Mekke’nin dünyanın tam merkezinde yer aldığını artık bilimsel ispattan sonra şek götürmez bir gerçektir” dedi. Neccar, bunun delilinin de Prof. Dr. Hüseyin Kemaleddin’in dünyanın başlıca şehirlerinden kıble yönünü belirlemeye çalışırken Mekke-i Mükerreme’nin yerküreyi oluşturan yedi kıtanın hepsinin etrafından geçen bir dairenin tam ortasında yer aldığını ispatlamasını gösterdi.

 

En Neccar Mekke-i Mükerreme’yle aynı meridyen çizgisi üzerinde yer alan yerler pusulada manyetik iğnenin belirlediği manyetik kuzeyle kutup yıldızının belirlediği gerçek kuzeyle uyumlu olduğunu söyledi.

 

Ünlü jeolog “Mekke-i Mükkereme’nin meridyen çizgisinde her hangi manyetik bir sapma bulunmamakta. Hâlbuki aralarında Greenwich’in de bulunduğu diğer tüm meridyen çizgilerinde manyetik bir sapma var. Hatta Greenwich meridyeninde batı yönünde 5.8 derecelik manyetik bir sapma olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır” dedi.

 

En Neccar İngilizlerin, gölgesi ve izleri halen sürmekte olan Britanya Sömürgeciliği döneminde Greenwich meridyenini bir saat ölçüsü olarak dünyaya zorla dayattığına işaret etti.

 

RAKAMLARLA MERKEZİ İSPATLADI

 

Bu arada, Kahire Üniversitesi’nde mimarlık dersleri veren, “Uluslararası Kur’an ve Sünnet’te Bilimsel Mucize Kurulu” üyesi Prof. Dr. Yahya Veziri konferansta sunduğu araştırmada bilgisayar yardımıyla dünyanın önde gelen şehirlerinden Mekke-i Mükerreme için çok hassas yön tayinleri yaparak farklı dünya kıtaları arasındaki mesafeye bakılırsa Mekke’nin tam ortada yer aldığı görüldüğünün rakamlarla ispatlandığını açıkladı.

 

Mısır Hulvan’da bulunan Ulusal Astronomik ve Jeofizik Araştırmalar Enstitüsü Nükleer Patlamalar Merkezi Başkanı sismolog Prof. Dr. Ahmed Ali Bedevi ise deprem riski açısından Mekke’yle ilgili yaptığı araştırmada Mekke’nin kendine özgü jeolojik bir yapısı olduğunu ve ilahi bir koruma görevi gören sağlam sıradağlar içerisindeki eşsiz konumundan dolayı tarihte bu kutsal kentin depremlere maruz kaldığının çok nadir olduğunu söyledi.

 

MEKKE SAATİNE RAĞBET ARTACAK

 

Konferans esnasında Filistin asıllı Fransız vatandaşı Yasin eş-Şuk kendi icadı olan “Mekke saatini” katılımcılara tanıttı. Saat pratik olarak dünyanın merkezinin Mekke olduğunu ve Greenwich yerine Mekke’nin dünya saat ölçüsü olarak alınmasının daha doğru olacağını gösterdi. Araştırmacıya göre yeni saatin tasarımı Dünya Saat Merkezi olarak Mekke’nin dikkate alınmasına yardımcı oluyor.

 

Eş Şuk “icat ettiği saatin dünyanın her yerinden kıbleyi tespit edebildiğini akreplerinin gezegenler ve diğer cisimlerin evrende güneş etrafında hareket ettiği ve insan vücudunda kan dolaşımının hareketi gibi solda sağa hareket ettiğini ifade etti.

 

Eş Şuk dünyanın değişik yerlerinde ikamet eden ya da buralarda yolculuk eden Müslümanların bulundukları yerlerde kıbleyi tespit etmekte yaşadıkları zorlukları gördükten sonra söz konusu saati icat etmeye karar verdiğini belirtti. Bunun için dünyanın merkezinin Mekke olduğunu kabul eden eski âlimlerin görüşlerine başvurduğunu bu esnada en modern topografik haritalardan, fiziki haritalardan ve Mekke-i Mükerrem’in haritalarından yararlandığını söyledi.

 

Öte yandan Suudi Arabistan Krallığı yeni saati Mekke-i Mükerreme’nin bir kulesine koymayı planladığını söyledi. Son bilimsel ispat ile birlikte Mekke Saati’nin dünya genelinde büyük rağbet göreceği belirtiliyor.

Gönderi tarihi:

 

Dünyanın merkezi Mekkeymiş.. :D gülerim buna.. :D

 

Dünyanın merkezi benim bulunduğum yer..isterseniz ölçün.. :D

 

Dayı kusura bakma ölçtüm ve ayağımın altı çıktı :)

Gönderi tarihi:

Dünyanın merkezi ayağınızın altındaysa Greenwich saatide yanlış olmuyormu?Yıllarca Greenwich diye bizi kandırıyorlarmıydı?

 

Ayağımızın altındaki saati kime neye göre ayarlamamız lazım dersiniz?

Gönderi tarihi:

Suudilerin bilime katkıları çok fazladır. Katkı ne kelime, ne diyorum ben? Bilim=Arabistandır. Örneğin Ad kavmine ait dev kafatasını bulmuşlardır. Çölde orijinal Arap alfabesi yazısını bulmuşlardır. Böyle dünyanın ağzını açık bırakan müthiş buluşları vardır.

 

Ülkemizde de Suudi biliminden fazlaca nasiplenmiş bir prof, Adem'im dinazorlarla başedebilmek için otuz metre boyunda olduğunu kitabında yazmıştı.(*)

 

Bunların bilim yapmak için deneye, gözleme araştırmaya ihtiyaçları yoktur. İlim bunlara vahiyle gelmiştir vaktiyle, daha araştırma gereksizdir. Dünya boşuna uğraşıyor. Sadece saatte değil, bilim ve teknolojinin kâbesi de Mekke'de olmalıdır ki dünya felaha ersin...

 

(*)Sonra birileri fazla uçtuğunu, insan ile dinozorun değil birlikte yaşamak, aralarında milyonlarca yıl olduğunu çıtlattılar da hele şükür "rabbim dilerse jeolojik devirler büklüm büklüm burulur, sırtına Adem'in dinazor kuyruğu vurulur" filan diye inat moduna bari geçmedi. Son baskıda ifade yer almıyor.

Gönderi tarihi:

Bu arada da kendimizin hakkını yemeyelim.Bizde de bilim var.Nasıl mı hemen söyleyeyim.Bu zamana kadar ki hatta şu ana kadar ki bilimsel bilgileri,bilimsel bilgileri o alanda araştırma yapan, o alanda bilgi sunan adamlardan daha çok biz tartışıyoruz.Bilim adamı adına bir dünya bilimsel cümle sarfetmek, o bilimadamlarının tezini o bilimadamından daha fazla sahiplenip savunmak bizim ülkemize has bir bilimdir.Yani birileri araştırır, bulur biz tartışırız.Bizim bir şey bulmamıza gerek yok, bulan buluyor zaten. :D

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:

Hoca Nasrettin'e sormuşlar dünyanın merkezi neresidir diye, oda tam üzerinde durduğum yerdir demiş... biggrin.gif

 

O hesap elips şeklinde bir küre olan gezegenimiz diğer bütün küreler gibi yüzeysel değil, dipsel bir merkeze sahiptir... (çekirdek bakımından)

 

Son yüzyıllarda müslümanların bilime katkıları genellikle Çin malı elektronik cihazlara ezan vakitlerinde 5 vakit ezan okuyabilen radyolu saatler, digital veya uydu yoluyla dünyanın heryerinden Kabe'yi naklen gösterebilen televizyonlar geliştirmeleri için Çin'lilere akıl vermeleri yönünde ve paralelinde gelişmektedir...

 

Bu gibi şeylere kafayı fazla yoran Arablar bu kadar eforu bir bilim dalına harcasalardı sanırım uzaya üs kuran ilk ülke Rusya, Amerika ya da Çin olmazdı!

 

Mekke dünyanın merkezi oluyorsa bulunduğu meridyen ve paralellere denk gelen diğer yarısında başka bir merkez mi bulunuyor?

Gönderi tarihi:

Bu arada da kendimizin hakkını yemeyelim.Bizde de bilim var.Nasıl mı hemen söyleyeyim.Bu zamana kadar ki hatta şu ana kadar ki bilimsel bilgileri,bilimsel bilgileri o alanda araştırma yapan, o alanda bilgi sunan adamlardan daha çok biz tartışıyoruz.Bilim adamı adına bir dünya bilimsel cümle sarfetmek, o bilimadamlarının tezini o bilimadamından daha fazla sahiplenip savunmak bizim ülkemize has bir bilimdir.Yani birileri araştırır, bulur biz tartışırız.Bizim bir şey bulmamıza gerek yok, bulan buluyor zaten. biggrin.gif

 

MUHABBETLE...

 

Dostum,

 

Tam olarak istediğin nedir ? Bilim tartışılmasın bu mu ?

 

Sen başkalarının ürettiği bilimi tartışacak ve özümseyeceksin ki, sende bilim yapabilesin. Bilimsel gelişme bir mirastır. Bir bayrak yarışıdır. Ki bilim sadece bilim adamlarının ilgilendiği, tartıştığı, savunduğu, eleştirdiği bir alan olsaydı. Onlar ölünce bilimde ölürdü.

Gönderi tarihi:

Suudilerin bilime katkıları çok fazladır. Katkı ne kelime, ne diyorum ben? Bilim=Arabistandır. Örneğin Ad kavmine ait dev kafatasını bulmuşlardır. Çölde orijinal Arap alfabesi yazısını bulmuşlardır. Böyle dünyanın ağzını açık bırakan müthiş buluşları vardır.

 

Valla tarihte arapların bilime bizden çok katkıları olduğu kesin. Ortaçağ boyunca dinamo görevi gördüler. ki bir başka topicte bunu tartışıyorum şu an. Onların ortaçağıda Osmanlı ile birlikte başladı.

Gönderi tarihi:

arapların bilime bizden çok katkıları olduğu kesin.

Elbette. Onaylıyorum... Hatta şu anda bile daha çok katkıları oluyor olabilir. Örneğin BAE'de tamamen altyapısız, yani elektriğini kendi üreten, kanalizasyon boşaltmayan, kendi içinde atıklarını işleyen, karbondioksit emisyonu çok az olan kent araştırması uygulamalı olarak yürütülüyor. Proje Amerikan, ama mali finans sağlamayı kabul etmek de bir katkıdır.

 

Türkler dünya tarihini değiştirdiler. Ama ne yönde değiştirdiler? Yanılmıyorsam bir Alman tarihçi, adını şimdi hatırlayamayacağım, diyor ki; Türkler batıya göç ederken Hazar denizi ile karşılaştıklarında iki kola ayrıldılar. Çoğu güneye, azı kuzeye döndü. Tersi olsa, dünya tarihi başka olurdu.

 

Yeni Osmanlı topicinde konuştuğumuz gibi... Tarih öyle gururlanılacak, avunulacak "biz neymiştik be abi" diye övünülecek bir alan değildir. Bugün ne yapıyoruz, elbette bu önemli... Ben de Araplar diye tüm tarihi de kapsayacak genelleme yapmaktan kaçındım, Suudi dedim zaten.

 

Bir Ebül İz, hemen ilk elde hatırlanmak için değer. Esasen Emeviler de Abbasiler de İslam prensiplerini, Kurân ayetlerini, hadisleri filan pek takmıyorlardı. Hatta pek çok halifenin Kurâna değer vermedikleri tarihe geçmiştir. İslam prensiplerine Türkler yeniden sahip çıktılar, yeniden yorumlayıp canlandırdılar. Çünkü yayılma stratejilerine uygundu.

 

Ben ömrümde bir kere tarihle övünmemişimdir. Tarihle övünülmez, tarih bir bilinçtir. Ancak tarihe hiç bir atama yapmadan da bu bilinci oluşturamayız...

Gönderi tarihi:

Elbette. Onaylıyorum... Hatta şu anda bile daha çok katkıları oluyor olabilir. Örneğin BAE'de tamamen altyapısız, yani elektriğini kendi üreten, kanalizasyon boşaltmayan, kendi içinde atıklarını işleyen, karbondioksit emisyonu çok az olan kent araştırması uygulamalı olarak yürütülüyor. Proje Amerikan, ama mali finans sağlamayı kabul etmek de bir katkıdır.

 

Türkler dünya tarihini değiştirdiler. Ama ne yönde değiştirdiler? Yanılmıyorsam bir Alman tarihçi, adını şimdi hatırlayamayacağım, diyor ki; Türkler batıya göç ederken Hazar denizi ile karşılaştıklarında iki kola ayrıldılar. Çoğu güneye, azı kuzeye döndü. Tersi olsa, dünya tarihi başka olurdu.

 

Yeni Osmanlı topicinde konuştuğumuz gibi... Tarih öyle gururlanılacak, avunulacak "biz neymiştik be abi" diye övünülecek bir alan değildir. Bugün ne yapıyoruz, elbette bu önemli... Ben de Araplar diye tüm tarihi de kapsayacak genelleme yapmaktan kaçındım, Suudi dedim zaten.

 

Bir Ebül İz, hemen ilk elde hatırlanmak için değer. Esasen Emeviler de Abbasiler de İslam prensiplerini, Kurân ayetlerini, hadisleri filan pek takmıyorlardı. Hatta pek çok halifenin Kurâna değer vermedikleri tarihe geçmiştir. İslam prensiplerine Türkler yeniden sahip çıktılar, yeniden yorumlayıp canlandırdılar. Çünkü yayılma stratejilerine uygundu.

 

Ben ömrümde bir kere tarihle övünmemişimdir. Tarihle övünülmez, tarih bir bilinçtir. Ancak tarihe hiç bir atama yapmadan da bu bilinci oluşturamayız...

 

Tarihle niçin övünülmesin Sayın demirefe.Sadece tarihiyle övünüp geleceğe dönük hiçbir çaba sarfetmemekle, tarihiyle övünüp ondan kuvvet almayı bence karıştırmamak gerekir.

 

Doğru tarih bir bilinçtir, bundan da öte kimliktir,milletin hafızasıdır, yol gösterici ışığıdır.

 

Tarihin hem bilgi boyutu var hem de kimlik oluşturma boyutu.Överek sahip çıkabilir ya da yererek reddedebilirsiniz de.Yani diyeceğim o ki tarihle övünmek kötü bir hal değildir ondan gerekeni alıp,anladığında...

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:

Dostum,

Tam olarak istediğin nedir ? Bilim tartışılmasın bu mu ?

 

Sen başkalarının ürettiği bilimi tartışacak ve özümseyeceksin ki, sende bilim yapabilesin. Bilimsel gelişme bir mirastır. Bir bayrak yarışıdır. Ki bilim sadece bilim adamlarının ilgilendiği, tartıştığı, savunduğu, eleştirdiği bir alan olsaydı. Onlar ölünce bilimde ölürdü.

 

Çok konuşuyoruz adına da bilim bu diyoruz sitemim buna.Kraldan daha kralcıyız şaşkınlığım buna.

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:

şimdi dünyanın merkezine gidildiyini bilmiyordum.oraya mekkemi deniyor.dünyanın mekkesine delik delip mi girmişler.delik devam ettirilse dünyanın öteki tarafına çabuk gideriz.inşallah deliği türkiyeden açarlar.hepimiz delik için yardım kanpamyası kuralım.para toplayalıp biz delelim.mekkesine burdan gideriz.sel olduğunda delikten akar kurtuluruz.

Gönderi tarihi:

Çok konuşuyoruz adına da bilim bu diyoruz sitemim buna.Kraldan daha kralcıyız şaşkınlığım buna.

 

MUHABBETLE...

 

Bak dostum bilimin ve bilim adamının ülkesi, ırkı, dini, dili önemli değildir. Ürettikleri tüm insanlığa hitap eder. A ülkesinin insanları kendi bilim adamlarının tezlerini, b ülkesinin insanları kendi bilim adamlarının tezlerini savunmaz. Kriter bu değildir. O yüzden bilimde "kraldan çok kralcı" gibi bir durum olmaz. Kimi bilim adamları vardırki yaşadıkları ülkede devlet tarafından cezalandırılmış, halk tarafından linç edilmiş ama yüzyıllar sonra bile dünyanın öbür ucunda onun bilgileri ve fikirlerini kullanarak çığır açmıştır insanlar.

 

Sen hastalanınca koşa koşa hastaneye gidiyorsun. Ve seni tedavi etmek için kullandıkları tekniklerin, araç gerecin, ilaçların hangi ülkeden, hangi dinden, hangi milletten bilim adamları tarafından geliştirildiğine hiç dikkat etmiyorsun değil mi ? Ya da bu iletileri yazabilmek için kullandığın teknolojiyi geliştirenlerin ?

 

Sen insanların konuşmayıp susmasını mı istiyorsun ? "Gavur" bilim adamlarının tezlerini savunmamasını mı istiyorsun ? Rahatsız olduğun nokta ne ? Onu bir açık koy bakalım ortaya.

Gönderi tarihi:

Bir Ebül İz, hemen ilk elde hatırlanmak için değer. Esasen Emeviler de Abbasiler de İslam prensiplerini, Kurân ayetlerini, hadisleri filan pek takmıyorlardı. Hatta pek çok halifenin Kurâna değer vermedikleri tarihe geçmiştir. İslam prensiplerine Türkler yeniden sahip çıktılar, yeniden yorumlayıp canlandırdılar. Çünkü yayılma stratejilerine uygundu.

 

Kişisel olarak halifelerin, sultanların dine değer verip vermemesi değildir belirleyici olan. Devletin yönetim şekli ve yasalarıdır. Abbasiler'in farkı bilim adamlarına, felsefecilere, sanatçılara imtiyazlar tanımış olmaları. Onlara bir ayrıcalık vermiş olmaları. Buda onların değerinin farkında olmalarıyla mümkün olur.

 

İskender, kendisini tanrının oğlu ilan etmişti. Başkalarının yanında kendisine saygısızlık yaptığı için en yakın adamını eliyle öldürdü. O'na "güneşimi kapatma" diyen Diyojen değilde bir başkası olsaydı bir daha güneşi göremezdi. Diyojen'in "tanrının oğlu"na böyle "saygısızlık" yapabilmesinin sebebi İskender'in çok demokrat bir lider olması değil. Diyojen'in bir filozof olması.

 

 

Ben ömrümde bir kere tarihle övünmemişimdir. Tarihle övünülmez, tarih bir bilinçtir. Ancak tarihe hiç bir atama yapmadan da bu bilinci oluşturamayız...

 

Ulusların birlikte yaşamasında ortak tarih gururu etkili bir faktördür. Fakat ülkemizdeki sorun tarih fetişizmidir. Tarih fetişizmi, tarihle yüzleşmeyi, dersler çıkarmayı, gücü ve güçsüzlüğü getirenin ne olduğunu anlamayı imkansız kılar.

 

Salt, 20. yy insanlarına "iyi ve güzel" gelecek şeyleri alıp üstüne fazlalıklar monte edip, "kötü ve çirkin" gelecek şeyleri çıkararak aktarılan tarihle, tarih bilinci oluşturmak mümkün olmaz. Sorun budur. Türkiye'de gençler üniversiteye kadar gerçek tarih eğitimi almazlar. Ancak üniversitede böyle bir eğitim görürler. Eğer bir genç örgün eğitim dışı kaynaklarla tarih bilgisini zenginleştirmezse 12 yıl boyunca gördüğü tarih eğitimi kronolojiden ibaret kalır.

 

Bu forumda tartışıyorduk Osmanlı'nın yıkılışı üzerine "yahudilerin iç oyunlarıyla yıkıldığı" na ciddi ciddi inanan arkadaşlar vardı. Anormal değilki. 12 yıl boyunca gördüğü eğitimde ona anlatılan Osmanlı'nın başka bir sebeple yıkılması mümkün değil çünkü. Olsa olsa iç oyunlarla yıkılmıştır. Daha 15. yy da 20. yy değerlerine sahip bir devlet başka türlü yıkılabilir mi ?

 

Bir genç İbrahim Mütferrika'nın ilk matbayı kuran kişi olduğunu, hangi yıl kurduğunu bilecektir. Nasıl kurduğunu vs bilecektir. Ama neden 3 asır sonra kurulduğunu bilmeyecektir.

 

İstanbul'un kaç yılında fethedildiğini, gemilerin kızaklarla nasıl kaydırıldığını, içinde adam gezebilen topların surları nasıl yerle bir ettiğini (acaba ingilizler ingiltere'nin kuruluşunu kral arthur'la anlatıyor mudur okullarda) Fatih'in insanlara nasıl iyi davrandığını bilecektir. Ama Çandarlılar'ın tasfiyesiyle türkmenlere üst düzey devlet yöneticiliği kapısının kapandığını, daha sonra çokça isyan ve suikastle sonuçlanacak bir ayrışmanın bu dönemde yaşandığını bilmeyecektir.

 

Çünkü "çocuğun kafasını karıştırmaya" gerek yoktur.

 

Herşey çok güzel giderken, araplar güneyden, ermeniler doğudan, ortodokslar balkanlardan, yahudiler içeriden satmış Osmanlı'yı o yüzden yıkılmış. Mis gibi tablo işte. Ne gerek var kurcalayıp çocuğun kafasını karıştırmaya.

 

"Herşey çok iyiydi, herşey çok güzeldi. Dış ve iç düşmanlarımız yıktı. Tekrar diriltsek bizden iyisi olmaz"

 

"Herşey zaten Kuran'da yazıyor. Bilim (pardon ilim) kitapta yazanları anlamamıza yardımcı olsun, açıklasın yeter"

 

Böyle bir nesil inşa etmek için uğraş. Ondan sonra "batının ilmini değil ahlaksızlığını aldık" de.

Gönderi tarihi:

Bak dostum bilimin ve bilim adamının ülkesi, ırkı, dini, dili önemli değildir. Ürettikleri tüm insanlığa hitap eder. A ülkesinin insanları kendi bilim adamlarının tezlerini, b ülkesinin insanları kendi bilim adamlarının tezlerini savunmaz. Kriter bu değildir. O yüzden bilimde "kraldan çok kralcı" gibi bir durum olmaz. Kimi bilim adamları vardırki yaşadıkları ülkede devlet tarafından cezalandırılmış, halk tarafından linç edilmiş ama yüzyıllar sonra bile dünyanın öbür ucunda onun bilgileri ve fikirlerini kullanarak çığır açmıştır insanlar.

 

Sen hastalanınca koşa koşa hastaneye gidiyorsun. Ve seni tedavi etmek için kullandıkları tekniklerin, araç gerecin, ilaçların hangi ülkeden, hangi dinden, hangi milletten bilim adamları tarafından geliştirildiğine hiç dikkat etmiyorsun değil mi ? Ya da bu iletileri yazabilmek için kullandığın teknolojiyi geliştirenlerin ?

 

Sen insanların konuşmayıp susmasını mı istiyorsun ? "Gavur" bilim adamlarının tezlerini savunmamasını mı istiyorsun ? Rahatsız olduğun nokta ne ? Onu bir açık koy bakalım ortaya.

 

Yok be kardeşim kimseye sus demek ne haddim ne de kişiliğim.Ben bizim ülkemizde bir araştırma,geliştirme yapmak yerine başkalarının bulduklarını biz bulmuşuz gibi üst makamdan bilim edebiyatı yapılmasına şaşırıyorum.

 

 

Bizim ülkemizde bilimle uğraşanlar br sorunu çözmek,ciddi ciddi birini, birilerini aydınlatmanın kaygısını gütmek yerine öğrendiklerini karşısındakinin gözüne sokup bir nevi rahatlama, konumunu belirleme peşinde.

 

 

Velhasıl'ı kelam Sayın CYRONA biz yeni bir şey bulmak, geliştirmek,insanlığa sunmak yerine kim bilimsel anlayışa sahip kim değil onları ayırt etmekle meşgulüz.

 

 

Şimdi nerden çıktı bu diyeceksin?Bilim yapamıyoruz takip etmeye çalışıyoruz takip ettiğim kadarıyla gördüğüm bu.

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:

Kişisel olarak halifelerin, sultanların dine değer verip vermemesi değildir belirleyici olan. Devletin yönetim şekli ve yasalarıdır.

Elbette. Ben de bunu belirleyici baş faktör olarak öne sürmedim. Bir bakış açısı olarak verdim. Yazının diğer kısımlarının ise altına ben de imza atarım.

Gönderi tarihi:

Ben merak ediyorum İslamın beş şartından 3'ü fakirleri 5'i zenginleri alakadar ediyor...

Eğer Hacc'a gitmek bir müslüman için önemliyse neden bütün müslümanlar gidemiyor, yoksa dinde de zengin fakir ayırımı var? Ya da bunun altında başka nedenler mi var?

Mekke'yi kutsal yapan şey ne? Cami ya da Kiliseleri kutsal yapan ne İslam'da kutsal kavramı var mı?

Gönderi tarihi:

Lütfen aşağıdaki linki bir inceler misiniz..?

 

 

Videoyu izledim ve diğer mucize safsatalarından farklı bir şeye rastlamadım.

 

Verilen oranların doğru olup olmadığını bilmiyorum; ancak bildiğim bir şey varsa, o da bu oranlar doğruysa bile dünya üzerinde "altın oran" diye tabir edilen tek noktanın mekke olmayacağıdır. Mekke ile aynı enlem üzerinde bulunan her nokta size bu oranı verir.

 

H.Y'cilerin tipik bir "yersen" durumu...

Gönderi tarihi:

Verilen oranların doğru olup olmadığını bilmiyorum

Ben merak edip ayrıntılı hesapladım. Altın orana yaklaşan bir değer gerçekten çıkıyor. Ama tam çıkmıyor. Altın oran dediğimiz hassas bir değerdir. Yaklaşıklık kabul etmez. O yüzden bu konu bir önem taşıyamaz.

 

Putları taşlar diye yeren bir dinin başka bir siyah taşı kutsaması ise belirgin bir çelişkidir Sayın Sardunyam...

Gönderi tarihi:

yoksa dinde de zengin fakir ayırımı var?

İlla ki... Fakat buna, gücü yetmeyene sorumluluk yüklememek şeklinde bir açıklama getirilebilir. Yani bunun somut, açıklanabilir bir yanı var. Ancak putları taşlar diye yeren bir dinin kutsal bir taş (siyah taş) varsaymaması gerekiyordu. Bu bir çelişkidir...

Gönderi tarihi:

 

Kutsal yer..kutsal mekan..kutsal obje(taş.. ıvır.. zıvır)olmaz..olamaz..tek Kutsal vardır..İNSAN..tabii AKILLI İNSAN..o kutsal diye nitelendirilenlere nitelik verenler, kutsallaştıranlar NEDEN kutsalmış,kim kutsamış bilmezler..taklit ederler sadece ritüelleri..şu dönme işi çooookkk eskilere dayanıyor..kızılderili kardeşlerde TOTEM,leri etrafında dönerlermiş diye geldi kulağımıza.. :D helede o toteme yüzbaşı Tommiksi bağlamışlarsa..çok daha keyifli dönerlermiş..hugh..hugh diyede dua ederlermiş.. :D

 

Sn.demirefe.. :)

 

O kara taş var ya..hani o Kabedeki taş..işte o taşı hafife alma..Hz.Muhammed Miraça yükselirken o kara taşta takılmış peşine havalanmış gidiyor.. :D dur demiş..dur..sen nereye..bekle geleceğim az sonra..taş durmuş havada..o kara taş..ne yer çekimi dinliyor ne bişe.. :D ona göre..inanmassan sor Cüppeliye.. :D

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.