Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Bombanın pimi İkide bir kimileri tarafından yapılan anketlerde ülkenin en güvenilir kurumu seçilen TSK tarafından bu toplumun eline pimi çekilmiş bir bomba tutturulmuş. Oradan oraya koşuyor, daralan vaktimizi, tükenen mecalimizi her solukta hissederek aman dileniyoruz. Yaşamamızı istedikleri hayat budur. Ölümümüzü bize yaşatmak istiyorlar. Soluk soluğa çırpınarak; kaçınılmaz sona her an daha da yaklaştığımızı bilerek; yalvararak; yeterince asker, yeterince erkek, yeterince kahraman, yeterince milliyetçi, yeterince savaşçı olamadığımız için eteklerine yüz sürüp ağlayarak ölümümüzü yaşayalım. Dört gencecik delikanlı, askerlikten ruhu ve beyni paramparça olmuş bir teğmen tarafından katledildi. Teğmen, nöbette uyuklarken yakaladığı, terhisine 75 günü kalmış bir şehidin eline bir bomba tutuşturup pimini de çekmiş. Mandaldan elini çekersen patlar deyip onu ölümüyle baş başa bırakmış. Tanıklar anlatıyor: “İbrahim teğmenden pimi vermesini istedi. '75 günüm kaldı, beni öldüreceksiniz' dedi. Mehmet Teğmen mevzisine gitmesini, zamanı gelince pimi takacağını söyledi. İbrahim daha sonra tekrar teğmenin yanına gitti, pimi istedi. Teğmen yine vermedi, beş on dakika sonra patlama oldu.” Teğmen de marifetini inkâr etmiyor. Pekiyi kıyamet koptu mu? Hayır. Çünkü bu toplum, siyasetçisinden manavına, gazetecisinden profesörüne kadar elinde pimi çekilmiş bir bombayla yaşamaya mahkûm edildiğini gayet iyi biliyor. Şaşıracak bir şey yok. Hem, TSK’yı yıpratmanın da alemi yok hani. Hâlâ Bakanlık marifetiyle yazan çizene dava açıyorlar zaten. Vatan hainleri, iç ve dış mihraklar iş başında. Pimi istemek yasak. O bombayı elimizde öylece tutmamız gerekiyor. Katledilenlerden Ali Osman Altın’ın cenazesinde Silahlı Kuvvetler adına Üsteğmen Murat Basten nasıl bir konuşma yapıyor dersiniz: “Türkiye Cumhuriyeti devletini bölmeye ve parçalamaya kimsenin gücün yetmeyecektir. Buna heveslenenler tarih bilgisinden yoksun ****** ve hainlerdir. Kahraman şehidimizin kahraman ailesi acınızı sizlerle paylaşıyoruz. Biliniz ki o artık büyük Türk milletinin bağrında ve ay yıldızlı bayrağın gölgesinde rütbelerin en kutsal ve en şereflisi olan şehitlik mertebesinde ebediyete kadar yaşayacaktır.” Ey şerefli üsteğmen, ebediyete kadar sen yaşa. Bu çocuklar gençliklerini bile yaşayamadan militarizm tarafından katledildi. Onlara bu vahşi cezayı reva gören teğmen, besbelli iyi yetiştirilmiş, şanlı bir askerdi. Gafillerle hainlere karşı son derece uyanıktı. Uyuyana tahammülü yoktu. MGK’nın ‘Açılım’ konusunda destek bildirmesi sonrası kendini iyice kaybeden gönüllü çavuş Baykal’ı Orgeneral Başbuğ sevindirecekti. Ordunun kırmızı çizgilerini boynumuza dolayıverdi: Bombanın mandalını sakın bırakayım demeyin. Topluca havaya uçarsınız. Aynı Başbuğ, aynı ekşi suratıyla kendisine bu ölümleri soranları azarlıyordu. Elbette talimat vermeye alışkın olanlar malumat vermeye hiç yanaşmazlar. Taraf olmasa Taraf gazetesi, elbette bu toplumun bu dönemde üretebildiği en hayırlı oluşumlardan biridir. Bir başka habere de elimizde patlayıverdi. Çukurca’da altı askerin ölümüne, sekiz askerin yaralanmasına neden olan mayınları da bildik yalanlarla PKK’nın üstüne yıkıp şanını koruyan askerimizin döşettiği iddia ediliyor. Yine cızırtılı bir kayda düşmüş rütbeli konuşmaları ulaştı elimize. Hiçbir yazarın, hiçbir senaristin, hiçbir yaratıcının kurgulayamayacağı kadar gerçek diyaloglar karşısında kimileri hâlâ TSK’yı yıpratmaya çalışanların oyunundan dem vuruyor. Ama TSK yine bize bir açıklamada bulunmayı çok görüyor. TSK şehidi gençlerin ailelerine Taraf gazetesinin yalancılığını hatırlatıyorlar hiç hicap duymadan. Oysa TSK, ailelere ve kamuoyuna sürekli yalan söylüyor. El bombası cinayetinin kaza olduğu duyuruluyor. Mayınların PKK tarafından döşenmiş olduğu geçiyor kayıtlara. Yıllar boyunca JİTEM’i, askeri cezaevlerindeki işkenceyi, köylülere ********* yedirilmesini, envai çeşit vahşeti örtbas ettikleri gibi bu çocukların ölümünü de düşmanın üstüne yıkıyorlar. Vali, kendisine kaza bilgisinin Elazığ Kolordu Komutanlığı’nca verildiğini söylüyor. Ses kayıtlarına göre, Çukurca patlamasıyla ilgili gerçekleri bilenlerin Hakkari Tümen Komutanı Tümgeneral Gürbüz Kaya (G.K.) ve Çukurca Tugay Komutanı Tuğgeneral Zeki Es (Z.E.) olduğu, Tabur Komutanı Yarbay Taner'in (T.) olayı ‘PKK saldırısı’ olarak rapor ettiği, Zeki Es'in bundan haberdar olduğu iddia ediliyor. Bu iddialar çıkalı kaç gün geçti. TSK’dan hâlâ bir açıklama yapılmadı. Baykal ve Bahçeli, durmadan savaş ilan ediyor. Orduyu kışkırtmaya çalışıyor. Onların muhalefetine kalmış bir memleket olarak bize de pim için yalvarmak kalıyor. AKP’den çıt çıkmıyor. Yalnız DTP Milletvekili Şerafettin Halis’in, Başbakan’a yönelttiği, hepimizin cevabını merak ettiği şu sorular var: “1. Son 20 yıl içinde kaza olarak kayda geçen bomba ya da patlayıcı sonucu kaç asker yaşamını yitirmiştir? 2. Son 20 yıl içinde intihar ettiği iddiasıyla kaç asker yaşamını yitirmiştir? 3. Kaza ve intihar sonucu yaşamını yitiren askerlerden kaçının ailesi yargıya başvurmuştur? Yargısal süreç nasıl sonuçlanmıştır? 4. Kaza ya da intihar sonucu yaşamlarını yitiren askerlerin illere (doğum yerleri) göre dağılımı nasıldır?” Bu soruları hep birlikte, yüksek sesle sormak zorundayız. Bunca yoksul çocuk şahadet mertebesine nasıl ulaşıyor? Ordu, siyaset yapacağına orduluğunu bilip, kendisine emanet edilen çocukların hayatını korumak zorunda değil mi? Neden kimse, ama kimse ordudan hesap soramıyor? Oysa bombanın pimi kendi elimizde. O pimi takıp, kendi ölümümüzü naklen izlemekten kurtulabiliriz. Hesap sorulması gerekenlerden hesap sorarak. Gençlerimizin canını emanet ettiğimiz kuruma haddini bildirerek. 5 Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Çok şaibeli bir olay. Mantık ölçülerini çok fazla zorluyor. Böyle bir olay, dört askeri bir hücreye kapatsan ancak gerçekleşebilir. Dış ortamda böyle bir olayın nasıl gerçekleştiği akıl alır gibi değil. Bir kere teğmen kendine de zarar verebilecek bir durum yaratıyor. Asker nasılsa kendisi tahdit altında, teğmeni de tehdit eder. Bomba elinde... Buna rağmen bombayı uzağa sallamak dururken nasıl yanında üç kişiyi daha götürebiliyor, üstelik bunlar içinde teğmen yok! Bu son derece garip bir olay. Olayı inceden iceye soruşturmayan herhangi bir dış gözlemci için yorum yapmanın son derece sağlıksız olacağı, son derece mantığı zorlayan bir olay. Teğmen de, asker de ağır bir psikoloji altında kalmışlar ne yazık ki. Bu ortamı yaratan insanlık dışı teröristler sorumludur. Bunda silahlı kuvvetlerin bir suçu ise yoktur. Suç tamamen ortamı terörize eden ve legal güçleri de illegal davranmaya zorlayan, zaman zaman bunu başaran terör örgütündedir. Haliyle herkes insan, herkesin sinirleri çelikten değil. Terörize ortam içinde legal güçler de terörist gibi davranabiliyor. Terör de bunu amaçlıyor zaten. Hata yapan, bedelini ödemeli elbette. Bu hatayı genelleştirmek tümüyle kasıtlıdır, orduyu karalama amacı taşır... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Bombanın pimi İkide bir kimileri tarafından yapılan anketlerde ülkenin en güvenilir kurumu seçilen TSK tarafından bu toplumun eline pimi çekilmiş bir bomba tutturulmuş. Oradan oraya koşuyor, daralan vaktimizi, tükenen mecalimizi her solukta hissederek aman dileniyoruz. Yaşamamızı istedikleri hayat budur. . . . Olay ne ? Bir üstteğmen suç işlemiş ve bu işlediği suç dört askerin ölümüne sebep olmuştur. Peki sonra ne olmuştur ? Üstteğmen olayı kaza sonucu patlama diye rapor etmiş. Fakat yapılan soruşturmada olayın kaza olmadığı, pimi çekilmiş bombanın askerin eline üstteğmen tarafından verildiği anlaşılmış ve bu üstteğmen tutuklanmıştır. cezaevinde yargılanacağı günü beklemektedir. Bir üstteğmen suç işlemiş ve tutuklanmış. Yargılanır suçunun cezası neyse çeker. Peki şimdi burada "TSK'dan sorulacak hesap ne?" Nöbette uyuyan erlerin eline pimi çekilmiş el bombası verin diye bir yönetmelik mi var ? Bu üstteğmene aferin iyi yaptın mı denmiştir ? Üstteğmenin işlediği suçla ilgili ne yapılması gerekiyorsa o yapılmıştır. 1 Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Taraf gazetesinin bu haberi nasıl elegeçirdiği konusunda şöyle bir cümle okudum bir yerlerde; soruşturma tutanaklarını eldeetmişler ve böyle bir haber yapılmış. Soruşturma tutanakları elde edildiğinegöre demek kiörtbas olayı yok. Demek ki soruşturuluyor.O halde sorulması gereken şu dertleri ne? Askeri yargı hiç merak etmeyin sivil yargıdan çok daha adil ve güvenli. Size bir olay anlatmak istiyorum: Askeri yargıda üst rütbeli bir savcı arkadaşımız var. Bize şöyle bir olay anlatmıştı: Doğuda bir birlikte üst rütbeli bir asker eri fena halde dövüyor. Er çarşı iznine çıktığında bir fotoğrafını çekip ailesine göndeiyor ve dayak yediğini anlatıyor. Erin babası , bu fotoğrafla dava açıp, üst rütbeli askerin tenzili rütbesine ve hapis cezası alarak cezalandırılmasını sağlıyor. Görüldüğü gibi askeri yargı karşısında üst rütbeli alt rütbeli ayrımı pek yok. Yani daha adiller sivil yargıya oranla. Mutlaka istisnalar vardır. Olayın tasvip edilecek yanı yoktur ama başka zeminlerde kullanılmasına da gerek yoktur. 2 Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Bu güzel yazıyı okuduğum zaman hemen gazete sitesinden yapılan okur yorumlarına dönmüştüm.En az yazarımız kadar objektif bakışlar ve güzel tespitler vardı bu yorumlarda(Radikal okurunu bu yüzden seviyorum) Şimdi burada yapılan yorumları okuyunca "demek olay sadece bir taraf olma olayı değil aynı zamanda inadına aklanma olayıdır" dedim. 3 Alıntı
Φ deniz_kizi Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Şimdi burada yapılan yorumları okuyunca "demek olay sadece bir taraf olma olayı değil aynı zamanda inadına aklanma olayıdır" dedim. Sevgili mavi, Bir kişinin yaptığı hatayı tüm orduya yüklemek doğru mudur? Ki hatalı kişi elbette cezasını çekmek zorundadır. Aklanacak bir durum olduğunu düşünmüyorum. 3 Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Kırmızı çizgilerle etrafımıza çizdikleri ölüm çemberini kırarak. Bize kaybettiğimiz canlar hakkında bir açıklamada bulunmaya tenezzül etmeyen Orgeneral Başbuğ ve diğer yüksek rütbeliler, topluca Evren’i hastanede ziyarete gitti. Mustafa Muğlalı Kışlası hâlâ orada, merhumun katlettiklerinin torunlarının bağrında dikili duruyor. Kimden el aldıklarını biliyorlar. YILDIRIM TÜRKER Bu olay bu kadar basit olmamalı.Teğmen bi suç işlemiş yakalanmış işte yargılanacak falan.Bitti mi bu kadar mı yani? Herşeyi orduyu karalama algılamamk lazım.TSK yanlış yapmaz diye bir şey yok.VAR. Ben çok üzüldüm bu olaydan sonra ve daha önce duyupta inanmadığım şeyleri tekar sorgulamaya başladım kendimce. 1 Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Bu olay bu kadar basit olmamalı.Teğmen bi suç işlemiş yakalanmış işte yargılanacak falan.Bitti mi bu kadar mı yani? Herşeyi orduyu karalama algılamamk lazım.TSK yanlış yapmaz diye bir şey yok.VAR. Suç işleyen bir üstteğmen varsa bu yargılanır ve cezası verilir sayın godzilla. TSK yanlış yapmaz diyen olmadığı gibi bir aklama çalışması da yok. TSK ,eğer örtbas etseydi ve böyle insanlık dışı bir uygulama cezalandırılmasaydı yanlış yapmış olurdu. Suçluyu yargılayıp cezalandırmanın dışında başka ne yapılabilir hakkında düşünceleriniz ve önerileriniz varsa seve seve dinleriz.Olay zaten tsvip edilemez ve son derece üzücü. 3 Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Sucluyu yargilayip cezalandirmanin disinda, örnegin:Ordunun PKK'ya karsi operasyonlarina son verilir Efendim baska ne yapilir,örengin Orgeneral Basbug sivil yargiya sevkedilir.Tüm generallere görevden el cektirilir, iste size yapilmasi istenilen bircok seyden iki tanesini yazdim digerlerinide siz bulun. saygilarla 1 Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Suç işleyen bir üstteğmen varsa bu yargılanır ve cezası verilir sayın godzilla. TSK yanlış yapmaz diyen olmadığı gibi bir aklama çalışması da yok. TSK ,eğer örtbas etseydi ve böyle insanlık dışı bir uygulama cezalandırılmasaydı yanlış yapmış olurdu. Suçluyu yargılayıp cezalandırmanın dışında başka ne yapılabilir hakkında düşünceleriniz ve önerileriniz varsa seve seve dinleriz.Olay zaten tasvip edilemez ve son derece üzücü. ben işte bu sebeple güncele yazmak istemiyorum.Yazıyosun biri yanlış anlıyor hayadda gel tekrar yaz ben öyle uzun uzun üşenirim.Aklama veya örtbasdan bahsetmedim.(tamam sorun bende anlatamıyorum sanırım ) Yanlış vardır.Askeri eğitim sistemi mesela.Ne yapılabilir...Haa onu da ben söyleyeyim dimi oluurr... M.Krabulut davası kaç aydır konuşuluyor.Biraz da bunu konuşsak nolur.tamam tamam konuşmayalım ..sustummm ben. ben oyun oynayacağım Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 ben işte bu sebeple güncele yazmak istemiyorum.Yazıyosun biri yanlış anlıyor hayadda gel tekrar yaz ben öyle uzun uzun üşenirim.Aklama veya örtbasdan bahsetmedim.(tamam sorun bende anlatamıyorum sanırım ) Yanlış vardır.Askeri eğitim sistemi mesela.Ne yapılabilir...Haa onu da ben söyleyeyim dimi oluurr... M.Krabulut davası kaç aydır konuşuluyor.Biraz da bunu konuşsak nolur.tamam tamam konuşmayalım ..sustummm ben. ben oyun oynayacağım Arkadaşım neden alınganlık yapıyorsunuz ? Bitti mi yani bu kadar mı? diye soruyorsanız gördüğünüz aksaklıklar konusunda görüşleriniz vardır elbet. Bunları duymak hoşumuza gider en azından benim. Ayrıca getirilen her sistem ne kadar demokratik olursa olsun insan kalitesini yükseltmeden çökmeye mahkumdur. Bu yüzden önce insanı eğiteceksiniz. Üstelik bu konuda getirilen ceza -nöbette uyuyakalma- oldukça açık ve nettir. Nöbette uyuyan er disiplin kuruluna sevkedilir.Elinde pimi çekilmiş bomba olmadan Burada yapılan yanlış bir uygulamadır ve gereken ceza verilmelidir. Siz yine de konuşun oyundan fırsat bulduğunuz zamanlarda. 2 Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Arkadaşım neden alınganlık yapıyorsunuz ? Bitti mi yani bu kadar mı? diye soruyorsanız gördüğünüz aksaklıklar konusunda görüşleriniz vardır elbet. Bunları duymak hoşumuza gider en azından benim. Ayrıca getirilen her sistem ne kadar demokratik olursa olsun insan kalitesini yükseltmeden çökmeye mahkumdur. Bu yüzden önce insanı eğiteceksiniz. Üstelik bu konuda getirilen ceza -nöbette uyuyakalma- oldukça açık ve nettir. Nöbette uyuyan er disiplin kuruluna sevkedilir.Elinde pimi çekilmiş bomba olmadan Burada yapılan yanlış bir uygulamadır ve gereken ceza verilmelidir. Siz yine de konuşun oyundan fırsat bulduğunuz zamanlarda. yo alınmadım ben yafuu komutanlar gazinoyu denetlemeye geliyolar diye mutfaka cehennemin dip bucağındaki ufak bi bölümü kırılmış duvara sıva boya falan ocağın üstündeki paslı kirli yerler yaldızlanırdı.Sonra denetim biter hoooppp 1 ay sonra yine aynı tas aynı hamam. dediğiniz gibi gereken yapılmalıdır.Her ne gerekiyorsa 1 Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Sevgili mavi, Bir kişinin yaptığı hatayı tüm orduya yüklemek doğru mudur? Ki hatalı kişi elbette cezasını çekmek zorundadır. Aklanacak bir durum olduğunu düşünmüyorum. Hayır sevgili Deniz, Bir kişinin yaptığı hatayı tüm orduya yüklemiyorum yada orduyu ypratma çabalarına girişmiyorum. Teğmenin yaptığını hiçbir şekilde kimse onaylayamaz.Onaylamayacaktırda.Böylesi bir davranışın haklı yanı olmaz.Sonuç iti,bariyle can veren 4 asker ve onların geride bıraktığı acı vardır ki;ateş düştüğü yeri yakar. İşteyken vaktim oldukça tüm gazetelerin neler yazıp çizdiklerine bakarım.Önce "mayın patlaması" ile ifade edilen şehitliğin,daha sonra bir teğmenin keyfiyetinden kaynaklandığını Türker ile öğrendim;acı olan ise Türker dışında kimsenin bunu yazamayışı.(Beki,ben susuyorum ile kendisine yanıt vermişti;susmayı tepkiden saymıştı) Kaç gündür gazetede trajedi halini almış "20 yaşında ki Begüm yada Münevver" kadar değerli değil dört asker. Velhasıl... Genelleme ile değil,gördüklerimle..."ordu hesap vermeli" diyorum.Hem darbeler ile bizi karanlığa sürüklediği için hem de kendi vesayetini dayattığı için... 3 Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Zihinlerimizin yeterince birbirine düşman olduğu güzide vatanımızda hiçbir konuyu, vakayı kendi zemininde ideoloji kalıplarına sokmadan tartışmak, sorunu tesbit edip tamammiyle iyi niyetli bir çözümde birleşmek tabiatıyla zor, hatta imkansız oluyor.Güzide vatanımızda yaşadığımız her olay ortak olmasına ortak da olayın yerleştirdiğimiz kalıplaşmış ideolojiler birbirinden çok uzakta.Dört gencimiz ilginç bir olayla şehit olmuş vaka.İdeolojiler iş başında hemen savunma saldır TSK'ya.İkinci hamle karşı cenahtan TSK'yla ne ilgisi var bunun yaptığınız yıpratma en son noktada her olayda hata yoktur TSK'da her yapılan eleştiriyi yıpratma olarak algılama ve TSK'yı sorgulama.Her insan kendini bir başkasından daha iyi bilir söylediği cümllerdeki samimiyet, hissiyat kendinde gizlidir.Bu olayda kaçımız o dört gencin ailesinin yerine koyduk kendimizi acaba ya da kaçımız onların yerinde olabilirdik hissiyatından hareketle eleştirimizi taşıdık TSK'ya?Yoksa asıl derdimiz fırsat geçti elimize eleştirelim TSK'yı ve bu eleştirilere karşı savunma. Bir kere hepimiz hata yapabiliri,yanlış sonuçlar verecek fiillerde bulunabiliriz ve bir kurumun içinde olabiliriz.Birileri görevini yanlış yaptıysa,görevini köyüye kullandıysa hukuken suçluysa hukuk karşısında bu su götürmeyecek şekilde ortaya konmalı ki her insanın içi rahat etsin hatalar yapılmasın,ideolojilere yorum yaptıracak kadar malzeme haline gelmesin.Ne hazindir ki ne hepimizi inandırıp,bize seneryo yazdırmayacak hepimizin inandığı bir hukuk var ne de hepimizin ortak kabul edeceği bir hukuğu tesis etme telekkisi kafamızda.Bu sorunların üstesinden nasıl geleceğiz bilmiyorum... MUHABBETLE... Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Zihinlerimizin yeterince birbirine düşman olduğu güzide vatanımızda hiçbir konuyu, vakayı kendi zemininde ideoloji kalıplarına sokmadan tartışmak, sorunu tesbit edip tamammiyle iyi niyetli bir çözümde birleşmek tabiatıyla zor, hatta imkansız oluyor. MUHABBETLE... maalesef... çoookk doğru demişsin fuzuli şimdi ne oluuyor mesela "godzilla da döndüü değişti haaa şunaa bak yaa" diyoolllaaaa halbuki ben yanlış bir şey olduğunu görüyorum üstüne gidilsin diyorum konuşulsun diyorum aman işte ne biliyim bişeyler oluyor aslında herkesin ağzına bi bomba ağzını açarsan bbbbbbooooooooooooommmmmmmm ! ************************************************ Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Muhakkak ki hata ve yanlislar dünya döndükce olacaktir,dört dörtlük diye bir kaide yok. Hata ve yanlislar tabii ki dile getirilecek,elestirilecek varsa ihmal varsa suclu gereken yapilacaktir.Türk Silahli Kuvvetleri'de bu hata ve yanlislardan azade degildir, olamaz, cünkü sonucta Türk Silahli Kuvvetleride insanlardan olusan bir kurumdur.Hal böyle iken,özellikle Türk Silahli Kuvvetlerini ilgilendiren bir hata bir yanlis sanki o kurumun hata ve yanlis yapma limitinin olmadigi seklinde yansitiliyor.Ve asil önemli olan da iktidarlarin yanlislarini savunanlarin askerin yanlislarina atlamalaridir.Yanlislar elestirilecektir,varsa suclular yargilanacaktir,gereken cezai müeyyide uygulanacaktir,buna itiraz eden yok ama neden askerle ilgili bir olumsuz olay bu kadar gürültü cikarmaktadir.Hastane kapisinda parasi yok diye iceri alinmayan ve kan kaybindan ölen yarali icin askere yapildigi kadar hastanenin bashekimine saldiri oluyor mu?Soruyorum oluyorda ben mi duymuyorum acaba? Asker olayi kapatmadi,örtbas etmedi;GenelKurmay ikinci baskani bugün bir aciklama yaparak;"Sanki olay karartilmak istenmis gibi bir hava yaratiliyor,bu dogru degildir,gerekenler yapilmistir sadece kamuoyuna aciklama gec olmustur" dedi. Peki kimler,yapiyor bu saldirilari askere?Bakiyoruz,hep ayni aktörler is basinda.Bundan cikan anlam sudur:Birileri askeri karalama misyonunu üstlenmis ve bu misyonu her firsatta yerien getirmeye calisiyor. saygilarla 1 Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Sevgili mavi, Bir kişinin yaptığı hatayı tüm orduya yüklemek doğru mudur? Ki hatalı kişi elbette cezasını çekmek zorundadır. Aklanacak bir durum olduğunu düşünmüyorum. Deniz Kizi, O zaman su soruya cevap bulmak gerekiyor: Simdiye kadar kac olay "kaza" olarak, ya da "PKK yapti" denilerek arsivlere ve raporlara gecmistir? DTP'li bir milletvekilinin sordugu da bu soru zaten. Gecenlerde de bir mayin sonucu bir kac askerimiz olmustu ve olay yine PKK uzerine atilmisti, oysa daha sonra mayinin bir komutanin emriyle asker tarafindan bizzat dosendigi ortaya cikmisti! Elestirelim diyoruz, acik ve seffaf olalim siyoruz. TSK'ya toz kondurmamaya calisanlariniz var ve haklisiniz, ama toz kondurmama cabalari yerine temizleme ve aritma cabalarina burunseniz daha iyi olur diyorum. Bizlere yakisan ve herkesin gurur duydugu bir TSK cikar ortaya o zaman! Yani bu elestiriyi yapici olarak okursak daha iyi ederiz bence! 2 Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2009 Ve asil önemli olan da iktidarlarin yanlislarini savunanlarin askerin yanlislarina atlamalaridir. Peki kimler,yapiyor bu saldirilari askere?Bakiyoruz,hep ayni aktörler is basinda.Bundan cikan anlam sudur:Birileri askeri karalama misyonunu üstlenmis ve bu misyonu her firsatta yerien getirmeye calisiyor. Tıpkı, Aktütün saldırısı sonrası gibi değil mi Sayın Politika ? Atlayanlar yine aynı ‘’Taraf’’tan. Üstelik, elimizde bomba pimi var diyenler nasıl da kendi varlıklarını inkar etme noktasına gelebileceklerini göremiyorlar. Duyan da Taraf yazarları hapislerde çürüyor zannedecek. Şimdi, bu Yıldırım Türker’le meşhur olmadan yıllar önce tanışmıştım, daramaturgluk yaptığı zamanlarda…sonra şiirleri yayınlandı falan meşhur oldu, özellikle ‘’Cihangir Kedileri’’ kitabı ndaki şiirleri gerçekten güzel, bu ayrı konu… Sonra ne oldu bilmiyorum AKP iktidara geldi, yandaş medya palazlandı ve herkes görev yerini aldı, safını tuttu. Y.Türker de Taraf da yazmayı tercih ederek safını belirlemiş oldu. TSK’nın yanlışlarını tabii ki eleştirmek gerekir ama bu yapılırken birinci yanlış, olumlu ve olumsuz eleştirinin anlamlarını birbirine karıştırmaktır. İkincisi ise, askerlik dahi yapmamışların konu hakkında fikir belirtebilme cesaretini gösterebilmeleridir. Öncelikle, askerliğin mantığı farklıdır. Hani hep söylerler ya '' askerlikte mantık yoktur '' diye, işte bu bahsedilen ve anlaşılmayan şey '' savaş mantığı ''dır. Sivil hayat mantığı ile askerliği değerlendirenler hep bu hataya düşerler. Halbuki, askerliğin iç mantığı farklıdır, barışta bile olsa, savaş halinde geçerli olan kuralları vardır. Yani, doğru ve çabuk karar verme ve hiç kimsenin ve kendinin hayatını riske etmeme gibi…Askerde eminiyetsiz çalıştığı, kendi hayatını riske attığı için dayak yiyenler olmuştur, dayak atılması yönetmeliklerde yasaktır ama bunu yapan bazı subaylar üstlerine ve erlerin ailelerine karşı kendi sorumluluklarını düşündükleri için yani, herhangi bir ölümden dolayı suçlanmamaları için kendilerini haklı görürler ve sırasında yaptıkları bazı haksızlıkları da ''Fırsat Eğitimi'' diye geçiştirmeye kalkarlar. Öte yandan, her rütbede asker için bir üstünü kurallara aykırı davrandığı için şikayet hakkı da vardır. Her ne kadar toplum olarak her alanda bu şikayet mekanizmasını çalıştırmak konusunda epey geri olduğumuz da bir gerçek ise de askeri cezaevleri, gardiyan onbaşılar tarafından her gün dayak yiyen rütbelilerle doludur. Hariçten gazel okuyup, askerliği demokratik bir ortam gibi görme yanlışlığına düşenlerin bilmedikleri konu budur.( Bu arada, Y.Türker’in askerlik yapmadığını duymuştum bilmiyorum, ne derece doğru ama yazdıkları ile de bunu düşündürtüyor sanki…) Fakat, burada bilmemekten dolayı yapılan bir yanlıştan da söz edemeyiz, çünkü; yazısına eklediği şu kısım niyetini belli ediyor açıkça; Yalnız DTP Milletvekili Şerafettin Halis’in, Başbakan’a yönelttiği, hepimizin cevabını merak ettiği şu sorular var:“1. Son 20 yıl içinde kaza olarak kayda geçen bomba ya da patlayıcı sonucu kaç asker yaşamını yitirmiştir? 2. Son 20 yıl içinde intihar ettiği iddiasıyla kaç asker yaşamını yitirmiştir? 3. Kaza ve intihar sonucu yaşamını yitiren askerlerden kaçının ailesi yargıya başvurmuştur? Yargısal süreç nasıl sonuçlanmıştır? 4. Kaza ya da intihar sonucu yaşamlarını yitiren askerlerin illere (doğum yerleri) göre dağılımı nasıldır?” Bu soruları hep birlikte, yüksek sesle sormak zorundayız. Bunca yoksul çocuk şahadet mertebesine nasıl ulaşıyor? Asker bu konuyu örtbas etse, yalanlasa, son derece büyük bir yanlış yapan Teğmen hakkında soruşturma açmasa, biz de deriz ki; kimbilir bunun gibi hangi olayları örtbas ediyorlar diye…Fakat durum ortada, Teğmen için gereken yapılacak, olay da saklanmamış. Ortada olan diğer bir konu ise, tıpkı Aktütün olayındaki gibi, olumlu değil olumsuz, yapıcı değil yıpratıcı hatta yalan haberler ve yorumlar ile ve hatta yeri gelince PKK ağzıyla her fırsatı askeri yıpratma yönünde kullanan TARAF VE YANDAŞ MEDYA gerçeği! 3 Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2009 Hala anlamıyorum sanırım anlayamayacağımda. Bir teğmen suç işlemiş. Peki ne yapılmış ? Bu teğmen tutuklanmış askeri mahkemede yargılanacağı günü bekliyor. Mesele budur. Birisi suç işlemiştir ve cezasını çekecektir. Eğer ordu suçu örtbas etmiş olsaydı o zaman bu TSK'nın sorunu ve sorumluluğu olurdu. Alıntı
Φ deniz_kizi Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2009 Deniz Kizi, O zaman su soruya cevap bulmak gerekiyor: Simdiye kadar kac olay "kaza" olarak, ya da "PKK yapti" denilerek arsivlere ve raporlara gecmistir? DTP'li bir milletvekilinin sordugu da bu soru zaten. Gecenlerde de bir mayin sonucu bir kac askerimiz olmustu ve olay yine PKK uzerine atilmisti, oysa daha sonra mayinin bir komutanin emriyle asker tarafindan bizzat dosendigi ortaya cikmisti! Elestirelim diyoruz, acik ve seffaf olalim siyoruz. TSK'ya toz kondurmamaya calisanlariniz var ve haklisiniz, ama toz kondurmama cabalari yerine temizleme ve aritma cabalarina burunseniz daha iyi olur diyorum. Bizlere yakisan ve herkesin gurur duydugu bir TSK cikar ortaya o zaman! Yani bu elestiriyi yapici olarak okursak daha iyi ederiz bence! Diyarbakırlı, Bakınız benim,politikanın,doğrucudavutun,cyranonun yazdıklarına, hangimiz TSK'nin hata yapmayacağını savunmuşuz, ya da toz kondurmama gibi bir iletimiz var mı yazılarımızda? Burda hepimizin fikri ortada bir hata olduğunu ve bu hatanın bedellerinin ödenmesi gerektiğidir.Ama siz ısrarla aynı cevabı veriyorsunuz, ısrarla aynı yazıları yazıyorsunuz. Teğmenin hatasının farkındayız ve gereken cezasını bulacaktır.Ama orduyu kirletme misyonunu üstelenenlerin bu hataya bir koza çevirmesine de göz yumamayız. 1 Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2009 Deniz Kizi, O zaman su soruya cevap bulmak gerekiyor: Simdiye kadar kac olay "kaza" olarak, ya da "PKK yapti" denilerek arsivlere ve raporlara gecmistir? DTP'li bir milletvekilinin sordugu da bu soru zaten. Gecenlerde de bir mayin sonucu bir kac askerimiz olmustu ve olay yine PKK uzerine atilmisti, oysa daha sonra mayinin bir komutanin emriyle asker tarafindan bizzat dosendigi ortaya cikmisti! Elestirelim diyoruz, acik ve seffaf olalim siyoruz. TSK'ya toz kondurmamaya calisanlariniz var ve haklisiniz, ama toz kondurmama cabalari yerine temizleme ve aritma cabalarina burunseniz daha iyi olur diyorum. Bizlere yakisan ve herkesin gurur duydugu bir TSK cikar ortaya o zaman! Yani bu elestiriyi yapici olarak okursak daha iyi ederiz bence! Her fırsatta pkk yı temize çıkarma çabasına giriyorsunuz. Geçenlerde patlayan mayın olayında sonuca bakarsanız cevabınıda görürsünüz.Böylesine büyük bir hata yapan bir insanın nasıl davranmasını bekliyordunuz? Olaydan sonra, yaralı ve şehitler hastaneye kaldırıldığında sıcağına yapılacak haberde pkk mayınlarının olduğunu gösterecektir.Olay sonrasında ise gerçekler sonunda ortaya çıktı/çıkacaktırda. Sanki patlayan onca mayınlardan pkk nın haberi yokmuş gibi hava yaratmaya çalışıyorsunuz.30 yıldır pkk nın nasıl bir kanlı örgüt olduğu,bebek-çocuk demeden insanları katlettiğinini biliyoruz. Ayrıca ; Ne kurum nede bir başkası böylesine cahilce bir cezayı haklı görüyor o nedenle TSK iç hizmet ve ceza kanunlarının tekrardan gözden geçirilmesi gerekir. her ne kadar iç hizmette bu tür cezaların verilemeyeceği konusunda olsada,iyi bir yönetici,iyi bir lider olayan birine böylesine yetki verilirse bu durumun buraya gelmesine sebep olur... Askerin eline pimi çekilmiş el bombası veren teğmene ,verilmesi gereken cezanın en büyüğünün verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu örtbas edilecek bir konu değildir,elbette bu olaylar örtbas edilmemeli ,çünkü edilemez zaten.Olayın bir çok şahidi olan diğer askerler var kimsede yanlış haber yapılyor diyemez.Eğer örtbas gibi durumların olabileceği düşünülürse bu örtbaslar diğer olaylarında arkasını getireceği gibi pkk ve yandaşlarınada zemin hazırlıyor olup düşmanı sevindirerek orduyu yıpratmaya güvensiz göstemeye çalışanlara fırsat vermiş oluyor. 2 Alıntı
Φ Taner Bayram Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2009 Diyarbakırlı, Bakınız benim,politikanın,doğrucudavutun,cyranonun yazdıklarına, hangimiz TSK'nin hata yapmayacağını savunmuşuz, ya da toz kondurmama gibi bir iletimiz var mı yazılarımızda? Burda hepimizin fikri ortada bir hata olduğunu ve bu hatanın bedellerinin ödenmesi gerektiğidir.Ama siz ısrarla aynı cevabı veriyorsunuz, ısrarla aynı yazıları yazıyorsunuz. Teğmenin hatasının farkındayız ve gereken cezasını bulacaktır.Ama orduyu kirletme misyonunu üstelenenlerin bu hataya bir koza çevirmesine de göz yumamayız. Her yazinizda TSK'ya toz kondurmamak icin elinizden g eleni soyluyorsunuz! Yalan mi? Ornekleri burada iste... Yok neymis "sanli ordumuz oyle seyler yapmazmis"... Yapiyorlar iste... Ve Kaplan Bey, kimsenin kimseyi savundugu yok! Gercekleri savunuyoruz burada, kimileri gibi kor kor ona buna toz kondurtmamaya da calismiyoruz. Bu ulkede saklanan gercekler ortaya ciksin! Hersey sizlerin cici ekranlarinizdan izlediginiz cici gaztelerinizden okudugunuz gibi degil diyoruz. Ve sozum de zaten size degil di, ki sizin mantiginizi da yakindan biliyorum. Deniz Kizi hanimefendiyle konusuyordum! 2 Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2009 Her yazinizda TSK'ya toz kondurmamak icin elinizden g eleni soyluyorsunuz! Yalan mi? Ornekleri burada iste... Yok neymis "sanli ordumuz oyle seyler yapmazmis"... Yapiyorlar iste... Ve Kaplan Bey, kimsenin kimseyi savundugu yok! Gercekleri savunuyoruz burada, kimileri gibi kor kor ona buna toz kondurtmamaya da calismiyoruz. Bu ulkede saklanan gercekler ortaya ciksin! Hersey sizlerin cici ekranlarinizdan izlediginiz cici gaztelerinizden okudugunuz gibi degil diyoruz. Ve sozum de zaten size degil di, ki sizin mantiginizi da yakindan biliyorum. Deniz Kizi hanimefendiyle konusuyordum! Ndemek sözüm size değildi ! yazdığınız yazılar bu forumda herkesi ilgilendirir. Alıntı
Φ deniz_kizi Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2009 Her yazinizda TSK'ya toz kondurmamak icin elinizden g eleni soyluyorsunuz! Yalan mi? Ornekleri burada iste... Yok neymis "sanli ordumuz oyle seyler yapmazmis"... Yapiyorlar iste... Ve Kaplan Bey, kimsenin kimseyi savundugu yok! Gercekleri savunuyoruz burada, kimileri gibi kor kor ona buna toz kondurtmamaya da calismiyoruz. Bu ulkede saklanan gercekler ortaya ciksin! Hersey sizlerin cici ekranlarinizdan izlediginiz cici gaztelerinizden okudugunuz gibi degil diyoruz. Ve sozum de zaten size degil di, ki sizin mantiginizi da yakindan biliyorum. Deniz Kizi hanimefendiyle konusuyordum! Ne alıp veremediğiniz varmış deniz_kızıyla Bakın yeniden söylüyorum bir kişini yaptığı hatayı tüm orduya yükleyemezsiniz.Benim kabullenmediğim bu.Ben hiçbir iletimde sizin dediğiniz gibi türden bir cümle yazmadım.Orduyu meydana getiren de sizin benim gibi insanlardır.Hatanın da olması normaldir. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2009 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2009 Gercekleri yaziyorlarmis! PKK'nin köy meydaninda topladigi masum insanlari kursuna dizdikleri gercegi toz oldu, Asker elbisesi giyerek isledikleri katliamlari yaktiklari köyleri Türk askeri yakti diye carpittiklari gercekler toz oldu. Bebekleri acimadan katlettikleri toz oldu. Askerleri otobüsten indirip kursuna dizdikleri gercekleri toz oldu.Daha buna benzer onlarca gercek toz buhar oldu,ve simdi döndüler askere saldirmaya. Asker varsa Kürdistan hayaldir! Asker varsa bölünme hayaldir! Iste hayal olanlar bunlari cildirtiyor.Bu nedenle askere dil uzatiyorlar.Bu nedenle askerin operasyon yapmasini istemiyorlar. Asker varsa,Kürdistan yoktur.. saygilarla 1 Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.