Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DOGA BILINCI OLMAYAN ÜLKENIN INSANLARININ GELDIGI SON DURUM


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Doga bilinci hic denecek kadar az olan bir toplumuz. Yillardan beri dogaya karsi vermis oldugumuz acimasiz savas neredeyse sona dogru gelmekte. Sonuc olarak söyleyecegim, dogaya karsi savas acanin akli yoktur ve savasi her dönem kaybeder. Biz de su an bu savasin kaybeden tarafiyiz. Umarim insanlarimiz yenilgiyi kabul eder ve dogayla barismak icin kendilerini gelistirirler. Benim görüsüme göre gercek yurtseverlik, vatanseverlik önce yasadigi ülkenin doga zenginligini korumakla baslar. Sadece en " en büyük Türkiye, her sey vatan icin" gibi sloganlarla olmaz.

 

"Yeraltı suları bitti, Konya'da obruk tehlikesi büyüyor

 

KONYA'nın Karapınar İlçesi'nde meydana gelen obruklar,(yeraltı sularının çekilmesiyle oluşan doğal göçük çukurları) ekili alanların yanı sıra yerleşim yerlerini de tehdit ediyor.

 

İlçede, evlere sadece 10 metre mesafede bile obruk oluşurken, tarlalardaki obruklar da çiftçilerin korkulu rüyası oldu. Son bir yıl içindeki obruklardan 3'ü, çiftçiler tarlada çalıştığı sırada meydana geldi. İlçe Ziraat Odası Başkanı Hikmet Bozaklı, "Obruklardan çiftçilerimiz tarlaya giremez oldu. Artık, çiftçilerimiz ölüm korkusu içinde çalışmalarını sürdürüyor."dedi.

 

1 METRE YANINDA OLUŞTU

 

Karapınar İlçesi'nde irili ufaklı yaklaşık 100 adet obruk bulunuyor. Son obruk 18 Ağustos Cumartesi günü Hotamış Beldesi Sırnık Mevkisi'nde 72 yaşındaki Hasan Hüseyin Tutal'ın tarlasında meydana geldi. Yaklaşık 1.5 metre derinliğinde 10 metre çapında oluşan obruk, Hasan Hüseyin Tutal pancar tarlasında çalıştığı sırada oluştu. Obruğun 1 metre yanında meydana geldiğini söyleyen Tutal, "Geçtiğimiz yıl bu tarlada pancar ekiliydi. Pancarı topladıktan sonra bu yıl da buğday ektik. Ekim ayında ekim yaptıktan sonra biraz çökme meydana geldi. Yetkililere bildirdik. Fakat ilgilenen olmadı. Bu yıl da tarladaki buğdayı hasat ettik. Hatta obruğun oluştuğu alandaki buğdayları hasat etmedik. Çünkü, her an çökme tehlikesi vardı. 18 Ağustos Cumartesi günü yan taraftaki pancar talasında çalıştığımız sırada gürültü oldu. Baktığımızda ise toprak çökmüş yaklaşık 1.5 metre derinliğinde 10 metre çapında obruk oluşmuştu. Etrafını tel örgü ile çevirerek, olası bir tehlikenin oluşmasını engelleme çalışıyoruz. Fakat, hemen yan tarlada çalışmalarımızı sürdüyoruz. Çalışmak zorundayız."dedi.

 

BAZI ÇİFTÇİLER TARLAYI EKMİYOR

 

Kamışağalı Mevkisi'nde ise yerleşim yerine yaklaşık 10 metre mesafade bulunan ve heran çökme tehlikesi bulunan yaklaşık 80 metre çapında obruk oluşumu belirtileri var. Obruk oluşumunun son üç ay içinde daha fazla belirtisini göstermeye başladığını ifade eden 42 yaşındaki çiftçi Emin İçel, "Geçen yıl, mısır ekmiştik. Fakat, obruk belirtilerini görünce, bu yıl hiç bir şey ekmedik. Hemen yanında mısır tarlası bulunuyor. Mısır tarlasının içinde de obruğun devamı niteliğindeki çatlaklıklar var. Tarlada da çalışmak zorundayız. Mısır toplama zamanı geldiğinde de mecburen tarım makinesi ile mısırı toplayacağız. Tehlike ile iç içeyiz. Ayrıca evimle mesafesi ise yaklaşık 10 metre. Korku içinde yaşıyoruz. Çocuklarımızı da sürekli obruk çevresinden uzak tutmaya çalıyoruz." dedi.

 

AFET BÖLGESİ İLAN EDİLSİN

 

Karapınar Ziraat Odası Başkanı Hikmek Bozaklı, Karapınar'ın afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini belirterek, "Karapınar, tarımsal ekonomiye dayanan bir ilçedir. Fakat, ilçemizdeki tarım arazilerinde obruk dediğimiz çökmeler meydana geliyor. Üstelik tarım arazilerinde oluşan obruklar, çiftçilerimizin tarlalarda çalıştığı sıralarda meydana geliyor. Örneğin obruğun biri mısır tarlasında meydana geldi ve tarlada çalışanlar vardı. Diğer bir obruk DSİ personeli sondaj çalışması yaptığı sırada oldu. Hotamış Beldesi Sırnık Mevkisi'nde oluşan obrukta yine çiftçimizin tarlada çalıştığı sırada oluştu. Artık, çiftçilerimiz ölüm korkusu içinde çalışmalarını sürdürüyor. Korka korka tarlasına giriyor. Çiftçimize bu tarlaya ürün ekmede diyemiyoruz. Ayrıca ne zaman hangi tarlara da olacağı da belli değil. Şu ana kadar can kaybı olmadı. Ama, bundan sonra can kaybının olmayacağının garantisini kimse veremez. Buna bir an önce çözüm bulunmalıdır. Gerekirse afet bölgesi ilan edilsin. Çiftçimiz mağdur. Mahsülün yarısı tarlada kalıyor. Risk altında çalışma yapıyor."dedi.

 

'ÇÖZÜM İSTİYORUZ'

 

Karapınar Belediye Başkanı Mehmet Mugayıtoğlu, MTA tarafından Karapınar'ın risk haritasının oluşturmaya çalışıldığını belirtti. Bir an önce çözüm istediklerini söyleyen Mugayıtoğlu, "İlçemizde, yıllardır obruk oluşuyor. Şu ana kadar irili ufaklı 100 civarında obruk var. Son iki yıla kadar, yılda iki veya üç tane obruk oluşuyordu. Fakat, şuan ayda 2-3 tane obruk oluşmaya başladı. Şubat 2008 tarihinde mısır tarlasında meydana gelen obruğun ardından MTA'ya müracaat ettik. Bunun üzerine MTA bölgenin risk haritasını oluşturmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 4 aydır çalışmalar sürüyor. 5 yıl sürecek bir proje olduğu belirtildi. Fakat, halkımız panik içinde o yüzden çalışmanın hızlandırılmasını istiyoruz. Son oluşan obruklardan bazıları yerleşim yerlerine çok yakın. Artık, bir an önce çözüm bulunmasını istiyoruz."şeklinde konuştu.

 

SON OBRUKLAR

 

Karapınar'da 11 Ağustos Salı günü Sazlıpınar Mevikisinde DSİ personeli tarafından tarımsal sulama için yapılan sondaj çalışması sırasında yeraltında ses gelmesi üzerine sondaj makinası tarladan uzaklaştırıldı. Ardından yaklaşık 7 metre çapında, 7 metre derinliğinde obruk oluştu. 03 Ağustos Pazartesi günü Hanyıkığı Mevkisi'nde, çiftçi Mashar Arılı'nın tarlasında yaklaşık 50 santimetre derinliğinde 1.5 metre çapında, 30 Temmuz Perşembe günü Kazanhöyüğü Köyü mezarlığında 2 metre derinliği 3 metre çapında, 07 Şubat 2008 tarihinde de Akkuyu Yaylası'nda mısır tarlasında 70 metre derinliğinde 70 metre çapında obruk oluştu.

 

NEDEN OLUŞUR ?

 

Uzmanlar, obrukların yer altı sularının çekilmesi sonucu meydana glediğini belirtiyor. Karapınar İlçesi, yöre halkı tarafnıdan 'Çöl Bölgesi' olarak adlandırılıyor. Tarım ile geçimini sağlayan köylü, yıllardır 'vahşi sulama' olarak adlandırılan, suyun adeta bir dere gibi tarlada, kanallar arasında akıtılması yöntemiyle sulama yapıyor. Bu da, zaten az yağış alan bölgedeki yeraltı sularını zamanla bitirdi. Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen ve ülkenin tahıl ihtiyacının yüzde 20'ye yakın bölümünü karşılayan Konya'da, onbinlerce kaçak kuyu bulunuyor. Uzmanlar, yeraltı sularının bilinçsizce tüketilmesi sonucunda, önceden su dolu olan yer altındaki bölgenin, suyun bitmesiyle, üzerindeki toprağın çöktüğünü, bunun da obrukları oluşturduğunu söyledi."

 

Alinti: -http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1130270&Date=20.08.2009&b=Yeralti%20sulari%20bitti,%20Konyada%20obruk%20tehlikesi%20buyuyor&KategoriID=15&ver=87-

Gönderi tarihi:

Doga bilinci insaniasagidaki örnekte gösterdigi gibi devlet karsiti yapiyor. Dolayisiyla vatanperverlik adina insanlarimiza doga bilinci vermemek gerek.

 

"ÜÇÜNCÜ KÖPRÜ CİNAYETTİR

13:02 21 Ağustos 2009

 

İMO, 3. köprü güzergâhı içinde yer alan bölgelerdeki arsaların önceden kapışılmasının, ‘kentsel değerlerin yandaşlara ********* kanıtı’ olduğunu söylüyor

Başbakan Erdoğan'ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde 3. köprü projesi için 'cinayet' tanımını kullandığını hatırlatan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu, yaptıkları yazılı açıklamada 3. köprüye onay veren Erdoğan'ın kendi tanımıyla cinayet ortağı olduğunu söyledi.

Üçüncü köprünün, kent trafiğini rahatlatmayacağı, aksine trafik yükünü çoğaltarak yeni bir köprü yapımını tetikleyeceğinin öngörüldüğü açıklamada, projenin kentin kuzey bölgelerindeki ormanlık alanların yok olmasına yol açacağına ve su havzalarını tahrip edeceğine değinildi.

Erdoğan'ın geçmişteki söylemleriyle çeliştiğinin altı çizilen açıklamada, “Dün böyle düşünen Başbakan bugün “İstanbul için ölümcül sonuçlar” doğuracak adımı atmakta, cinayete birinci derecede ortak olmakta sakınca görmüyor. Hatta üçünü köprü yeniden gündeme getirildiği günlerde; 2006’nın Aralık ayında Marmaray Projesi temel atma töreni sırasında yaptığı konuşmada 'Bu ülkede boğaz köprüsü yapılacağı zaman ne gürültüler koparıldığını hatırlayınız. Bugün bile hâlâ üçüncü köprü yapılmasına karşı çıkanlar var. Bu zihniyetler maalesef hâlâ aramızdalar' diyerek, birinci ve ikinci boğaz köprüsüne karşı çıkanları hedef tahtasına oturtuyordu.

Hangi Erdoğan doğru söylüyor; hangi Erdoğan’ın kent içi ulaşımla ilgili yaklaşımı doğru? Kamuoyu hangi Erdoğan’a inanacak? Yoksa, 'dün dündür, bugün bugündür' sözü, başbakanlar için muteber olmaya devam mı edecek?” denildi.

 

İSTANBUL'UN KUZEYİ TALANA AÇILACAK

3. köprünün İstanbul'a çözüm değil, çile getireceğinin altı çizilen açıklamada, tehlikeye şöyle dikkat çekildi:

“Karadeniz Sahil Yolu’nu işlevsel haline getirmek amacıyla gündeme getirilen üçüncü köprü, İstanbul trafiğine yük getirecektir.

Kentin Kuzey tarafı yeni yerleşmeler için cazibe merkezi haline gelecek, üçüncü köprü kendi talebini yaratacak, artan nüfus ve ekonomik hareketlilik bırakalım ilk iki köprünün yükünü hafifletmeyi, iki köprüyü de içine alacak şekilde olumsuz sonuçların kentin geneline yayılmasına neden olacak.

Üçüncü köprüyle birlikte yeni Beylikdüzü’ler, Sultanbeyli’ler oluşacak, kent yağması hızlanacak, Belgrad Ormanlarını da içine alan ormanlık alanlarda ciddi tahribatlar yaratacak, Ömerli ve Alibeyköy su havzalarının kirlenmesi İstanbul’da yaşanan su sorununu katlayarak artıracak.

Köprü güzergâhı içinde kalan bölgelerde iktidar partisine yakın isimler tarafından büyük arsa alımlarının yapıldığına dair iddialar gazetelerde yer almıştır ki bu, kentsel değerlerin ********* türedi zenginler oluşturulması, zenginlerin daha da zenginleşmesi anlamına gelmekte.

Birinci köprüden önce tarihi yarımada ve Beyoğlu’yla sınırlı yerleşik alan, köprü ve çevre yollarla Beşiktaş ve Bakırköy’e kadar yayılmış, ikinci köprü ile de uçsuz bucaksız kaçak yapılarla dolu devasa büyüklüğe ulaşmış, Elmalı ve Küçükçekmece Barajları su rezervi dışına çıkartılmış, orman alanlarında ciddi bir gerileme görülmüştü.

Üçüncü köprü ile İstanbul Karadeniz kıyılarına kadar genişleyecek, yeni yerleşim birimlerinin oluşması orman alanlarını ve su havzalarını yok edecektir.”

 

İMO'DAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

İMO açıklamasında; 3. köprü yerine İstanbul'un trafik sorununa çözüm olabilecek, yeşil alanları tahrip ederek ranta meydan vermeyecek öneriler sıralandı. İşte önerilerden bazıları:

•İstanbul’da ulaştırma yatırımları mutlaka plana dayalı olarak yapılmalı

•Ulaştırma yatırımları toplu taşımaya yönelik olmalı

•Mevcut toplu taşıma sistemleri olan deniz taşımacılığı, raylı sistem taşımacılığı ve otobüs taşımacılığı geliştirilmeli, aralarındaki aktarma ve eşgüdüm olanakları iyileştirilmeli

•Deniz ulaşımının kullanımını arttırmaya yönelik çözümler ivedilikle uygulamaya geçirilmeli

•Yol kapasitelerini arttırıcı trafik mühendisliği önlemleri alınmalı

•İstanbul’da yeni kavşak, köprü ve yol genişletme çalışmalarından (çok zorunlu değilse) kesinlikle vazgeçilmeli, buralara akıtılan kaynaklar metro yapımı için kullanılmalı

•İstanbul’da yoğunluk artırıcı yapılaşmalara kesinlikle olanak sağlanmamalı"

 

Alinti: "vatanperver olmayan bir gazeteden" -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1250848929&year=2009&month=08&day=21-

Gönderi tarihi:

Canım şimdiye kadar Konya bugday depomuzdu obruklar oluşunca bundan vazgecelim.

Obrukları su ile dolduralım.

İçine de aynalı sazan-alabalık atalım.

Buyrun size balık çiftlikleri

Demokrasilerde çare tükenmez.:)

Sülfirik asit fabrikasını nereye kurarsınız?

Elbette Erdek'e

Neresine kurarsınız?

En güzel koyun tam dibine

 

Biraz ironi oldu.Dostlarımız mazur görsün.

Gönderi tarihi:

Bakan göz göre göre "Ormana, çevreye ya da su havzalarına zarar vermek gibi bir durum söz konusu değildir" derse, vatandas ormani da yakar, yesil alana ev de yaptirir ve temiz akarsularida kirletir.

 

'Üçüncü köprü 5 bin hektar ormanlık alana zarar verecek'

 

 

24/08/2009 08:26

 

İstanbul'a yapılması planlanan üçüncü Boğaz köprüsü tartışmalarına, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “Ormana, çevreye ya da su havzalarına zarar vermek gibi bir durum söz konusu değildir” diye katılınca tepki gecikmedi.

 

 

SERKAN OCAK

 

Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Besim Sertok, “Bakan Eroğlu, neye göre ‘Çevreye zararı olmayacak’ diyor, anlayamıyorum. Üçüncü köprünün güzergâhı nereden geçerse geçsin, ormanlara zararı olacak. Kaba bir hesapla 5 bin hektar ormanlık alan zarar görecek” diye konuştu.

Bakan Eroğlu önceki akşam gazetecilerin sorularını yanıtlarken üçüncü köprüyle ilgili, “Ormana, çevreye ya da su havzalarına zarar vermek gibi bir durum söz konusu değildir. Ulaştırma Bakanı ile bizzat görüştüm. Biliyorsunuz, daha önce de İSKİ’de görevliydim. Çevreye karşı çok duyarlı ve hassasım. Ormana, çevreye ya da su havzalarına zarar vermek gibi bir durum yok” dedi.

İTÜ Çevre Mühendisliği’nin kurucularından olan ve bir dönem İSKİ ile DSİ’nin Genel Müdürlüğü yapan Eroğlu’nun bu sözlerine Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Besim Sertok’tan tepki geldi:

“Biz oda olarak bu güzergâh tartışmalarının yersiz olduğunu söylüyoruz. Çünkü, aslında üç farklı güzergâh var. Boğazı üç farklı noktada geçiyor ancak köprü geçişinden en fazla 8-10 kilometre geçtikten sonra aynı güzergâhta buluşuyor. Hangi noktadan geçerse geçsin aynı çevresel etkiyi yapacak.”

Üçüncü köprü yollarının kuzey orman kuşağından geçmek zorunda olduğunu vurgulayan Sertok, ‘Doğru güzergâh var mı?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“İstanbul’un bir metre dahi yeni karayoluna ihtiyacı yok. Bunu biz söylemiyoruz. Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın onayladığı 1 / 100 binlik şehir planında söyleniyor. Oda olarak köprü çevre yolu ve bağlantı yollarının İzmit’ten Kırklareli’ne kadar gittiği varsayımıyla tahmini bir hesap yaptık ve 5 bin hektar ormanlık alana zarar vereceğini kabaca hesapladık. 150 kilometre kuş uçuşu bir hesapla, bu mesafenin yarısının ormanlık alan olduğu varsayımıyla hesapladık bu alanı.”

 

"vatanperver olmayan Radikal'den" alintidir: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=951218&Date=24.08.2009&CategoryID=77-

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.