Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Eymir Golunde 'yasak' zihniyeti


hititli

Önerilen İletiler

EYMİR GÖLÜNDE OYNANAN ZİHNİYETSEL ONTOLOJİK OYUNLAR ÜZERİNE

 

 

Hemencecik konuya giriyorum.

 

Soru: Eymir , arazisinin mülkiyeti ODTÜ ye ait bir arazi midir.?

Cevap; Hayır. Hazine(DEVLET) mülkiyetindedir. (yani, Kamu da değil)

ODTÜ ‘ye hazine tarafından fi tarihinde geçici olarak tahsis edilmiştir. Sadece o kadar..!

 

 

Soru; Göle ve kıyısına erişmek için ODTÜ’den icazet mi alacağız.?

Cevap; Aman haaa.. Kesinlikle hayır.

 

Soru: Bu konudaki, gerçek yasal düzenleme nedir.?

Cevap: Kıyı Kanununun hükümleri ve Anayasa mahkemesinin 1998 yılındaki göl kıyıları hakkındaki içtihat kararı. (Ayrıntılı incelemeyi meraklısı yapsın.)

 

Soru:(Biraz daha açabilir misiniz?)

Cevap: Bende ondan bahsediyorum. Eymir Gölü , Ankara ’lının kullanımına açılsın diyoruz..ya! Anlamadınız mı?

 

 

 

 

Soru: Rektörlükten yazılı (RESMİ) bir emir belgesi var mı?

Cevap: Var da . “Yok”! gibi bir şey,tebliğ edilmişte alınmamış gibi.. sankim!

 

Soru: Nasıl yanı? Siz okuyucuyla dalga mı geçiyorsunuz?

Cevap: İmzasız, isimsiz, tarihsiz ve özellikle de Türkçesi bozuk bir dille yazılmış bir fotokopi var. (Orjinali gösterilemiyor)

 

 

Soru; Bu yeterli değil mi?

Cevap; Yeterli değil.Belki de sahte..ama sanki gerçekmiş gibi.

 

Soru. İşlerine geldikleri gibi mi? Yani?

Cevap; Körler sağırlar birbirlerini ağırlar gibi de denebilir.

 

 

 

 

Soru: Dış nizamiyedeki “ODTÜ”lü görevlisi, bu alana yürüyerek de girebilirsiniz biz sadece araçla girenler için kart istedik derse?

Cevap: Eymir gölüne ulaşım için bir toplu taşım güzergahı yoktur . Etrafınıza bakarsanız bir durak bile göremezsiniz. Zaten kimse oraya elini kolunu sallayarak yürüyerek gelmiyor. Millet salak mı?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Soru; Eymir gölü arazisinde görevli (dış nizamiye) bizi içeri almazsa?

 

 

Cevap: Hiç muhatap olmayın. Nezaketli davranın. Lakin O sadece görevini yapıyordur. Emir kuludur. Bölge, jandarma sahası içinde olduğundan, şikayetinizi, ( bir engellemeye mahsur bırakıldığınızı söyleyerek),Jandarmaya yukarıdaki mevzuat uyarınca yazılı başvuru hakkınızı kullanın. Kayıtlara girsin.

 

Soru: Eğer görevli , ODTÜ rektörlüğü tarafından (bir ücret karşılığı) verilen üyelik kartını isterse,?

Cevap; Kıyıya erişim için bunu yapmaya hakkı yasal olarak yok. O kart ancak, derme çatma gecekondu türünden inşa edilmiş tesislerini kullanmak için geçerli olabilir. Bu ise, içeride sorulur.Dış kapıda değil!!.

 

Soru. Ormanda bir yangın çıksa , veya etraf kirletilse Üniversitenin göl komiserliğinin! bu konudaki etkinlik düzeyi nedir?

 

Cevap Bir iki tane YSC cihazından başka cihazı yoktur . Onları da bekçiler birbirlerine (şaklaşmak maksadıyla) fışkırtarak bitirmiş de olabilirler.Her sene, bu tüplerin düzenli olarak doldurulması gerekir.Büyük bir yangın çıkarsa, yakın çevredeki Gölbaşı belediyesinden yardım isterler. İtfaiye gelinciye kadar da…yandı bitti kül oldu..anlayacağınız.

 

 

Soru. ODTÜ, bunu (bile bile), bilerek mi yapıyor.

Cevap: Evet

 

Soru: Neden?

Cevap: Bu yazının bütününden çıkaracağınız sonuç ve algılamanızla ilgilidir.

 

 

 

Soru:

ODTÜ, neden bu kart için özellikle kendisine müracaat edilmesini istiyor.?

 

Cevap; De-facto (fiili) uygulamasını sözde güçlendirmek için. Muhatabınız benim diyor. Kayıt sistemini kendi çapında çaktırmadan oluşturuyor. Ama kanunu ve hukuku muhatap bile almıyor. Hukuksuz uygulamasını meşrulaştırmak için böyle bir araçsal yönteme başvurmuş. Aslında bu alana herkes ( ciddi bir göl yönetiminin sorumluluğun da ,gölün çevresel taşıma kapasitesi de dikkate alınarak)) girebilir ve karta da gerek olmadan (günlük 5 milyon gibi) sadece gölün bakımı için kullanılabilecek ve belli bir toplamdaki yüzdesi de Çevre Bakanlığı fonuna yatırmak şartıyla tabii ki..!. bir ücret talep edilebilir.

 

 

 

 

 

 

Soru: ODTÜ yönetimi ve değerli hocaları, bir zamanlar “hukuk devleti” üstünlüğü falan diyerek “HUKUK” un üstünlüğünü savunurdu şimdi ne oldu?

 

Cevap: sözde mi “ÖZDE” mi?

 

 

Peki… son bir Soru; Bu söylediğiniz şeyler eğer doğru ise, bu olayların, acaba; ODTÜ arazisinde bulunan, asitli kuyulara atılan öldürülmüş köpekler ile, Genel Kurmay Başkanlığındaki -kamuoyunda bilinen adıyla-, sözde ve imzasız “sahte mi? gerçek mi? Belgesi” ile ve de Hükümetin İsrail’ e 49 yıllığına vadeli toprak tahsisi uygulamaları arasında da aktüel açıdan açılımsal bir bağlantı kurulabilir mi?

 

CEVAP: Yöntemsel- yönetimsel bir Zihniyet ontolojisi açısından evet. Ancak, epistomolojik ve ampirik açıdan hem haklı hem de yersiz! bir soru diyebilirim. “Erksel” veya çok hukuklu, hukuksuz bir dükalıklar topluluğu olarak tanımlamak, en azından şimdilik daha doğru olur anlaşılan.!!

 

Bu konulara, birileri biraz açılım getirse de, Melih Gökçek’ten zihniyetsell farklılıklarını ve zihin farkındalıklarını bir görsek diyorum….ve ben de cevap bekliyorum.

 

 

Teşekkürler.

 

Tahir Çalgüner

 

Y.Şehir ve Bölge Planlamacısı (Gazi.ün.Şehir Planlama öğrt.el)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.