Küçük Kadınlar (1994) Little Women

 

 

Bir arkadaşım bu filmi seyrettinmi diye sorduğunda, hayır dedim ve devam etti. İzlesen iyi olur sevmediğin kadın var bu filmde Nedense Winona Ryder'ı bir türlü sevemedim, sanırım uyuşamıyoruz aldığı rollerde ama bu filmdeki rolü ile biraz uyuştuk onunla diyebilirim. 1800'lü yıllarda Amerika'da dört kız çocuklu bir ailenin başından geçen olayları anlatıyor. Bir aile dediğimde hayli entellektüel bir aile olduğunu da eklemek gerekiyor. Anne Susan Sarandon ve bütün küçük kadınlar bugünün yıldızları. Film oldukça sürükleyici ama çok büyük bir sinema değeri olduğunu sanmıyorum, en azından ben öyle düşünüyorum. Bunun yanında öykü olarak adı üstünde 'Kücük Kadınlar' oldukça başarılı bir öykü özellikle küçük kızların kendilerine olan güvenleri ve onları harekete dönüştürme çabaları çok hoş izlenesi bir şey diyebilirim. Boş zamanınız varsa izleyin derim... Film May Alcott'un romanından sinemaya uyarlanmıştır.

Yönetmen: Gillian Armstrong

Oyuncular: Winona Ryder, Susan Sarandon, Gabriel Byrne, Trini Alvarado, Samantha Mathis, Kirsten Dunst, Claire Danes, Christian Bale, Eric Stoltz, John Neville, Mary Wickes, Donal Logue

 

 

Louisa May Alcott's beloved novel comes to life in this sensitive, soulful adaptation. Four sisters (including Winona Ryder, Claire Danes and Kirsten Dunst) and their mother (Susan Sarandon) battle life's vicissitudes in Civil War-era America after their father leaves to join the conflict. Brimming with compelling performances from a strong ensemble cast, Little Women breathes new cinematic life into a revered classic.

Director: Gillian Armstrong

Cast: Winona Ryder, Susan Sarandon, Gabriel Byrne, Trini Alvarado, Samantha Mathis, Kirsten Dunst, Claire Danes, Christian Bale, Eric Stoltz, John Neville, Mary Wickes, Donal Logue

Gazeteler de hikayeyi alıp bastılar. Yabancılar da, dostlar da bunu cok beğenmişlerdi. Jo, kücük bir hikayenin

 

romanından daha fazla ilgi cekmesine hayret etti.

 

- Anlayamıyorum. Kücük bir hikaye, ne var ki herkes bunu övüp duruyor böyle ?

 

- Hikayende gerceği yansıtmışsın Jo. Hikayenin sırrı bu. Neşe ve hüzün onu canlandırıyor. Sonunda kendi üslubunu

 

buldun. Sen ne para ne de ün düşündün bunu yazarken. Kalbini bu hikayeye koydun, kızım. Şimdi başarıya eriştin.

 

Elinden geleni yap. Başarın bizi mutlu etti. Senin de öyle olmanı istiyoruz.

 

- Yazılarım da iyi veya doğru olan bir yön varsa benim deiil bunlar. Ben her şeyi size, annem ve Beth' e borcluyum.

 

Babasının sözleri kendisini öven insanların sözlerinden daha etkili olmuştu Jo icin.

 

Sevgi ve acı cekerek olgunlaşan Jo, kücük hikayelerini yazarak yollamaya devam etti.

 

S. 211

 

 

Bu başlığı ben okuyunca az önce, hemen dolabıma gittim cünkü hatırlıyorum roman ı var dı bende

 

seneler öncesi okumuş ve cok beyenmişdim. Film olarak izlemedim ama muhakak güzel ' dir.. izlemek isterim.

Çocukluğumun en sevdiğim kitaplarından birisiydi (Bir de Jane Eyre vardı onu da çok severdim ) filmini de 90 lı yıllarda izlemiştim... Aslında kutuphanemde de var, ben de hafta sonu yanıma alsam da bi nostalji mi yapsam acaba

Çocukluğumun en sevdiğim kitaplarından birisiydi (Bir de Jane Eyre vardı onu da çok severdim ) filmini de 90 lı yıllarda izlemiştim... Aslında kutuphanemde de var, ben de hafta sonu yanıma alsam da bi nostalji mi yapsam acaba

Evet bende okumuştum onun kitaplarını...

Ben bir kac sene once Turkiye'de oldugum zamanlar bu kitabi almistim ve cokta hosuma gitmisti . Kitaplari okuyunca insanin kafasinda baska hayaller olunca ve filme sonradan bakinca nedense filmler fazla iyi olmuyor gibime geliyor. Hikayesi guzel olan bir film ama film yinede hosuma gitmedi demeliyim.