Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

BİR ulusun ulusal bilincini, ulusal duygusunu ve ulusal refleksini nasıl yok edersiniz?

Bunun denenmiş, sınanmış bir yöntemi vardır, o ulusun tarihsel varlığını sorgulamaya açarsınız.

Yani o ulusun tarihini yeniden tartışırsınız.

Mesela Türkler kendilerini kahraman bir ulus olarak mı görüyorlar?

O zaman onlara ne kadar korkak bir ulus olduklarını göstermek gerekmektedir!

Ya da Türkler atalarını, yani Atatürk’ü çok mu yüceltiyorlar?

O zaman onlara Atatürk’ün ne kadar sıradan biri olduğunu gösterin.

Farkındaysanız son on yıldır tam da böyle bir dönemden geçiyoruz.

Sözde demokratlık, tartışma kültürü adına neyi tartışıyoruz ve bizden neyi kabul etmemiz isteniyor?

 

*

Diyorlar ki soykırımcı bir milletsiniz!

Ermenilere soykırım uyguladınız.

Biz diyoruz ki, hayır uygulamadık.

O zaman uyanık emperyalistler diyor ki: Tamam madem uygulamadınız, bunu hemen reddetmeyin, tartışalım, öyle bir sonuca varalım.

Size mantıklı geliyor, nasılsa biz suçsuzuz, tartışmadan galip ayrılırız diyorsunuz.

Ama tartışma masasına kurulduğunuzda hiç de ortada eşit bir tartışma şansı olmadığını görüyorsunuz.

Bir bakıyorsunuz, tüm televizyonlar, gazeteler, aydınlar sizin Ermenileri katlettiğinizi yaymaya başlıyor.

Kanıtlar var mı?

Elbette yok!

 

*

Ama yalan bir kez yayıldımı ve yalanı söyleyenlerin sayısı çok oldu mu, gerçeğin sesi çıkmaz oluyor.

Hayır, diyorsunuz, gerçekleri bir de biz anlatalım.

Ama anlatamıyorsunuz, çünkü tüm propaganda kanalları size kapatılmış.

İşte o zaman anlıyorsunuz tartışmaya açmak denilen tuzağı.

Çünkü sürecin sonucunda, ulusal gururu ve hassasiyetleri yüksek insanlar bile ‘acaba’ demeye başlıyor.

Acaba gerçekten Ermenileri biz mi katlettik?

Yani ulusal benlikte bir kırılma yaşanıyor.

 

*

PSİKOLOJİK harbin etkisi çok büyük hızla böyle yayılıyor.

Sonra sıra Kürtlere geliyor!

Sizden tartışmanızı istiyorlar.

Tartışma başlıyor ve yine kaybediyorsunuz...

Bir düşünelim, son dönemde neleri tartışmaya açtırdık ve neredeyiz.

Bugün Misak-ı Milli’yi pek önemsemiyoruz.

Kırmızı çizgileri umursamıyoruz.

Türk dilinin önemi kalmamış.

Bu ülkede federasyon da olabilir.

Ermenilerden özür dileyebiliriz.

Kürtlere biraz daha toprak verebiliriz.

Kısacası ulusal varlığımızla ilgili her alanda ve konuda kaybetmiş durumdayız.

Peki sıra neye geldi?

Sıra Atatürk’e geldi.

Çünkü önemli olan ulusal önderi yok etmektir. O halde tüm önderlere yapılanı Atatürk’e de yapalım.

O’nun ne kadar zalim bir diktatör olduğunu tartışalım.

O’nun aslında zaafları olduğunu tartışalım.

Hatta O’nun anasını bile tartışalım.

Evet, emperyalistlerin gündeminde bu vardır.

Tartışın diyorlar, biz sizin Ata’nızın anasını tartışmak istiyoruz!

Sonra?

Sonra da sizin ananıza sıra gelecek!

Hepinizinkine sıra gelecek!

İşte asıl psikolojik harp cephesi burada kuruluyor!

 

*

YUKARIDAKİ satırlar bize değil, Prof. Dr. Olcay Kıncay’a ait...

Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 90. yılına denk geldi.

Ayrıca, gerçek Atatürkçü Prof. Dr. Türkan Saylan’ı dün sabah kaybettik. Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 90. yılı olan bugün toprağa vereceğiz, yani çok sevdiği Ata’sının yanına uğurlayacağız.

Gerçek Atatürkçülerin sayısı giderek azalıyor.

Sözün bittiği yerdeyiz

 

 

 

SIRRI YÜKSEL CEBECİ

Gönderi tarihi:
BİR ulusun ulusal bilincini, ulusal duygusunu ve ulusal refleksini nasıl yok edersiniz?

.

.

.

SIRRI YÜKSEL CEBECİ

 

Yine alistigimiz ve "Vatan Millet Sakarya" zihniyetinde bir yorum! Anlamsiz ve alisilagelmis bir nutuk!

Biz Kurtlerin haklarinin verilmesini herhangi bir siyasete bagdastirmaya calismasin kimse, kayitsiz ve sartsiz verilecek haklarimiz! Herhnagi bir onsartla degil!

 

Diyarbakirli..

Gönderi tarihi:

Selamlar,

 

Bir Kürt kökenli vatandas degilim ama Diyarbakirli arkadasa hak veriyorum.

 

Avrupada yasayan vatandaslarimizin bile Türkiye topraklari icinde yasayan azinliklardan daha fazla haklari var.

Acik bir sekilde kendi dilini , dinini, örf ve adetlerini yasayabiliyorlar.

 

Icimizden cikip soranlar olacaktir simdi; Ama onlar tas toprak istemiyorlar, can almiyorlar, diye. (tek katilmadigim Toprak bütünlügünün bozulmasi)

Burada soru güzel olabilir fakat cevabi da bana göre cok basit.

"Ne ekersen onu bicersin"

 

Zamaninda Avrupa`da yasayan vatandaslarimiza kisitlamalar getirmis olsalardi durum simdiki Kürt meselesine benzerdi.

Bizim toplumda kati kurallar üzerine kurulmus düsünceler ve yaptirimlar var.

Onlardan bir tanesi de Atatürk`cü düsünce altinda yapilan bastirimlar.

Aslinda Atatürk`cü düsünceyle uzaktan ve yakindan alakasi yok bu yaptirimlarin, kisitlamalarin.

 

Madem ki bu topraklarda yasiyoruz ve de yasamaya mecburuz (kimseyi de zorla tutacagiz diye bir kaide yok) Türk kimligini kabul etmek istemeyenleri

zorlayarak siz Türk`sünüz cünkü Türkiye`de yasiyorsunuz demenin de bir amemi yok.

 

80`li yillarda baslayan olaylarin arkasinda "toprak bütünlügünü bozma,kendi topraklarina sahip olma" ön plana cikarken, artik bu düsünce tarzinin ben, yerini "bu topraklarin bütünlügünü kabul ediyoruz ( cünkü bölemedik ) ama haklarimizi istiyoruz.

2. sinif degil burada yasayan Türk`ler gibi muamele görmek istiyoruz" düsüncesi almistir.

 

Biz ne kadar bir demokratik ve bir hukuk devletinden bahsetsek de, bizim hala askerle yönetilen ( bana göre yari diktatörlük ) bir ükede yasadigimiza inaniyorum.

Askeriyenin ayagina basma ne yaparsan yap. Diyeler olacaktir simdi; " Askerler olmasaydi simdiki birlik ve beraberlik olmazdi"

Ama bende tam tersini düsünüyorum. Askerler bu kadar kati tutum ve baskici yaptirim icinde olmasalardi belki bu durumlara düsmeyecektik.

 

Insanlar degisiyor, istekler degisiyor, durumlar degisiyor fakat bizde kafa yapisi yine ayni. Herkese ve herseye karsi güvensizlik var.

Bizim millet olarak ayarimizin olmadigini düsünüyorum.

Bir tabir vardir "Vur dedik, öldürdün" Bence bize tam uyan bir tabir.

Herhangi birseye yasak geldiginde hersey yasak zannediyoruz. Bir serbestlik geldiginde hersey serberst zannediyoruz. Ayarini bilmiyoruz.

 

Kürt sorunu`da, düsünce özgürlügü de, Atatürk`cü düsünce de, laiklikte, okul sorunlari da, daha cok sayilacaklar var ...

 

 

 

Tesekkürler

Gönderi tarihi:
Yine alistigimiz ve "Vatan Millet Sakarya" zihniyetinde bir yorum! Anlamsiz ve alisilagelmis bir nutuk!

Biz Kurtlerin haklarinin verilmesini herhangi bir siyasete bagdastirmaya calismasin kimse, kayitsiz ve sartsiz verilecek haklarimiz! Herhnagi bir onsartla degil!

 

Diyarbakirli..

Pardon hangi haklar?

Hala sizler bizler kavramları içerisindesiniz. !

Gönderi tarihi:
Selamlar,

 

Bir Kürt kökenli vatandas degilim ama Diyarbakirli arkadasa hak veriyorum.

.

.

.

Tesekkürler

 

Sizi yorumunzdan dolayi tebrik etmek istiyorum. Belii de bizlerin Kurtler olarak dile getiremedigini dile getirdiniz. Ve sizin gibi bir Turk aydinindan gelince boyle bir yorum sanirim daha etkili oluyor! Cunku biz diye diye tuy bitti dilimizde ama hala bizleri ayrilikci olarak niteleyenler var...

 

Tekrar tesekkurler...

Gönderi tarihi:
Yine alistigimiz ve "Vatan Millet Sakarya" zihniyetinde bir yorum! Anlamsiz ve alisilagelmis bir nutuk!

Biz Kurtlerin haklarinin verilmesini herhangi bir siyasete bagdastirmaya calismasin kimse, kayitsiz ve sartsiz verilecek haklarimiz! Herhnagi bir onsartla degil!

 

Diyarbakirli..

 

******* bir insan kafasinin icine doldurulanlari sorgulayamadan

nasil inanmak zorunda kaliyor ?

ve benim vatan millet sakarya zihniyetinde bir yaklasim icinde olduguma nasil karar veriyor ?!

...

üniversiteyi bitirerek meslek sahibi (ögretmen, doktor, hemsire,... vs.) olan hic bir kürt kökenli vatandasın memleketine geri dönerek !!halkina hizmet vermek istememesi ve hic bir zengin kürt is adaminin

memleketinde insanlari istihdam edecek is alani yaratmamasi o bölgenin ana sorunudur.

Gönderi tarihi:
Sizi yorumunzdan dolayi tebrik etmek istiyorum. Belii de bizlerin Kurtler olarak dile getiremedigini dile getirdiniz. Ve sizin gibi bir Turk aydinindan gelince boyle bir yorum sanirim daha etkili oluyor! Cunku biz diye diye tuy bitti dilimizde ama hala bizleri ayrilikci olarak niteleyenler var...

 

Tekrar tesekkurler...

 

Diyarbakırlı, anlayamadığım şey şu:

Gerçekten de hangi haklar bunlar?

 

Ya da şöyle sorayım:

"Türkler ile aynı haklara mı sahip olmak istiyorsunuz?"

Yoksa

"Türklerden ayrı haklar mı sahip olmak istiyorunuz?"

 

Hak, ama hangi hak?

 

Bak sana Lisans dönemimdeyken yaşadığım bir şeyi anlatayım...

Bizim kaldığımız Yurtta, Ülkücüler kadar Milli Gençlikçiler (MGV) ve Kürtler de vardır.

Açıkçası, birinin diğerinden de farkı yoktu...

Benim arkadaş çevrem ise Ülkücü ve MGV'cilerden çok Kürtlerdendi ama bana yakın olanlar öyle ateşli bir savunucu da değildi.

Daha çok ılımlıydı ama akrabalarından dağa çıkmış olanları bile vardı aralarında.

 

Neyse, yan odamızdaki arkadaşlarla çok sıkıydık biz ve o odada pek sakin ve "abi" diye hitap ettiğimiz bir kimse vardı.

Yaşı bizden büyüktü ve Edebiyat bölümü okuyordu.

Aslen; Kürt'tü...

Ancak biz onu bu bahsettiğim ılımlı arkadaşlardan biliyorduk.

 

Bir gece ki, o sıralarda Kürtçe Kurslarının açılmasının serbest bırakıldığı haftaydı.

Koridorda diğer Kürtçü arkadaşlarla konuşuyorlardı ve (ister istemez demiyeceğim) kulak misafiri olduk...

Adam, bu yapılanın, Kürtlüğe büyük darbe vuracağından, henüz zamanı olmadığından bahsediyordu.

Çünkü ona göre; henüz bu eğitimi verecek kadro olmadığı gibi Kürtler kendi aralarındaki dil ve lehçe farklılıklarını da aşabilmiş değillerdi.

Örneğin yerel bölgelere göre bile çok büyük farklılıklar vardı;

Bir Bingöllü ile Vanlı ya da Muşlu birbirini anlamıyordu ya da eğer o bölge ile ilgili bir akrabalığı varsa ve kulağı aşina ise anlıyordu.

Bu bir yana Zaza'lar Kürt mü kabul edilecekti yoksa Zaza mı?

Peki Zaza'ların dilleri?

Yani bu kurs eğer şimdiden bu sorunla aşılmadan açılırsa, farklılığı olan Kürtler, kendi farklı lehçelerini öğrenmek isteyeceklerdi...

Özellikle de Zaza'ların, kendilerini ayrı hissetmesinden korkuyordu.

 

Şimdi ben bunu dinleyince düşündüm;

Bu adam, niçin böyle parçalanmaktan korkar ki?

Yani Zaza'da Zazaca öğrensin?

Ya da lehçesi farklı olan bir Kürt illa ki Kurmançi mi öğrenmek zorunda?

 

Ancak olay bu değil; olay özgürlük ve hak istemi değil...

Olay; gerçekten de ayrılıkçılık...

Yoksa neden özellikle verilmiş bir haktan bu kadar korkar ki bir insan?

Ve özellikle "parçalanırız" diye diye?

 

Bak kardeşim;

Lozan antlaşmasına göre;

Türkiye'de resmi dil Türkçedir...

 

Resmi Kurumlarda Resmi Dil konuşulur.

Daha ayrıntıya girersek;

Resmi bir kamu görevlisi, resmi bir makamda resmi dili kullanmak durumundadır.

Kürt ya da Laz bir kimse Türkçe konuşmak zorunda değildir;

Ancak özellikle mahkemelerde tercüman bulundurmak ve onun aracılığı ile iletişim kurmak zorundadır.

 

Şu an Resmi bir Kürtçe kanal var; devletin...

Bu ülkenin başbakanı yani önemli bir Resmi makamda bulunan kimse,

Resmi Kimliği üzerindeyken, Ulusa Seslenişte "Resmi Olmayan Dil" ile yani Kürtçe ile konuştu...

Ki eğer Çerkezce ya da Lazca da konuşsa farketmezdi...

Olay şudur;

Lozan zaten delinebileceği kadar delinmiştir...

 

İngilizler, Kürt Ayrılıkçılara çok gülmektedirler; bundan emin olabilirsin...

Çünkü Kurtuluş Savaşı sırasında, Sevr Antlaşmasına göre Doğu'da bir Kürdistan kurulması öngörülüyordu.

Ama bu antlaşmayı Kürtler kabul etmedi; hem de Meclise bilgilendirmeler ve bağlılık telgrafları göndererek.

Bu telgrafları kaydedildikleri yerlerden kendim aynen okuyup gördüm.

 

Peki şimdi gerçekten Kürtlerin PKK'yı ya da onun Sözcüsü DTP'yi can-ı gönülden desteklediğini düşünmeli miyiz?

Yoksa içlerinde bir korku mu var?

 

"Hak"...

Tamam, "Hak"...

 

Ama hangi hak?

 

Ayrılıkçılığa çanak tutan "Hak" mı?

Bütünlüğü koruyacak bir "Hak" mı?

 

Bak ben Sistem Adamlığını da Sisteme oynamaktan da nefret ederim;

Öyle yapandan da nefret ederim...

 

Fakat Türkiye'ye bakıyorum;

Eğitim kurumlarında yalnızca ve yalnızca "Rejim Düşmanı" yetiştiriliyor...

Yeryüzünde, belki de kendi rejimine düşman bireyler yetiştiren tek Ülke Türkiye'dir...

Hatta kendi kuruluş ilkelerine ihanet edebilecek ve tapusunu delebilen başbakanları da bir tek Türkler seçiyordur...

 

Yani demek istediğim şu:

Ahmet Taner Kışlalı şunu der;

"Türkiye'nin her zaman %10luk bir hain potansiyeli vardır"

Bu oran bugün artık kaça yükseldi?

Ve biz, bu oranın neresindeyiz; hangi taraftayız ve hangi taraftaymış gibi görünüyoruz.

 

Devletin ya da ilgililerin, Kürtlerin haklarını anlamadıklarını hiç sanmıyorum açıkçası;

Bu ülke insanı Kürt Generaller, Başbakanlar, Cumhurbaşkanları, Öğretmenler, Mühendisler, Ticaret İnsanları, Hukuçular, Sanatçılar vs. gördü ve hiçbirisi ile sorun yaşamadı.

Dahası; onları benimsediği gibi onlar da kimlerini hiç gizlemedi.

 

Sanırım Kürtleri, olayın asıl yüzü ile ele almak lazım;

Gerçekten kendisini, geçmişin izi ile birlikte bu Ulusa ait gören Kürtler...

Gerçekten kendisini, geçmişten gelen kinleri ile birlikte bu Ulusa ait göremeyen Kürtler...

 

Devlet, belki de ne yazık ki, ikincisine odaklanmış durumda ve ne yazık ki kurunun yanında yaşı da yakıyor.

Peki bunda hiç mi bu ikinci guruptakilerin suçu yok?

Ha canım kardeşim?

 

Bir takım hakları verilmeye çalışıldığında

Yine de geleceğe dair "Ayrılık Planları" peşinde olanların hiç mi suçu yok?

 

Saygılarımla arkadaşım...

Gönderi tarihi:
üniversiteyi bitirerek meslek sahibi (ögretmen, doktor, hemsire,... vs.) olan hic bir kürt kökenli vatandasın memleketine geri dönerek !!halkina hizmet vermek istememesi ve hic bir zengin kürt is adaminin

memleketinde insanlari istihdam edecek is alani yaratmamasi o bölgenin ana sorunudur.

Bak bu güzel bir tespit...

Gönderi tarihi:

Tesekkürler arkadaslar, saygi cercevesinde yazilan yorumlara,

 

Hepimizin yazdiklarina yer yer katiliyorum.

 

Bölge sorunlarinin basinda, büyük sehirlerde yasayan bölge insaninin kendi bölgesine yapilmayan yatirimlardan bahsediliyor.

Hicbir kimse geldigi yerlere yatirim yapmaya mecbur edilemez. Ama bir Türkiye vatandasi olarak ben bunu devletimden isteyebilirim ve bunu da benim hakkim olarak görüyorum.

 

Ben bu ülkemde calisiyor ve vergimi veriyorsam, karsiliginda dogru yatirimlari da devletimden beklerim. Sadece okul acmakla oraya ögretmen göndermekle yatirimlar yapilmiyor.

Ben inaniyorum ki, insanlarin karni doydugunda, ailesine yeterli maddi güveceyi sagladiginda, kafalarini karisitiracak düsüncelerden uzaklasacaklarina.

Bunuda su anda en güclü konumda olan devletin isi olarak görüyorum.

 

Ayrimciliktan bahsediyoruz.

Biz bu soruya verdigimiz tepkiden ayrimcilik yaptigimizi görmüyoruz.

Biz degilmiyiz, yakin tarihimizden itibaren "Kürt, Laz, Ermeni, Abaza diye azinligimiz yoktur, Türkiye topraklari icinde yaasayan herkes Türktür" ,

"Türkiye Türk`lerindir" diyen.

Ayrilimcigi bizler yapmis olmuyormuyuz senelerce beraber yasadigimiz insalara.

 

Simdi Almanya`nin orada yasayan vatandaslarimiza uyguladigi dolayli Asimilasyon programini, bizler Türkiye kuruldugundan itibaren diger kimliklere baskici bir sekilde uyguluyoruz. Ama bunu görmek istemiyoruz, cünkü o sekilde egitiliyoruz. Cevremizde ayri dili konusanlari yadirgiyoruz bize alisik gelmiyor, hemen kendimizi geri cekiyor ayrimciliga kafamizda basliyoruz.

 

Tesekkürler

Gönderi tarihi:
Ayrimciliktan bahsediyoruz.

Biz bu soruya verdigimiz tepkiden ayrimcilik yaptigimizi görmüyoruz.

Biz degilmiyiz, yakin tarihimizden itibaren "Kürt, Laz, Ermeni, Abaza diye azinligimiz yoktur, Türkiye topraklari icinde yaasayan herkes Türktür" ,

"Türkiye Türk`lerindir" diyen.

Ayrilimcigi bizler yapmis olmuyormuyuz senelerce beraber yasadigimiz insalara.

Tam olarak öyle değil...

Bunu anlattımdı daha önce...

Tekrar anlatabilirim...

 

Simdi Almanya`nin orada yasayan vatandaslarimiza uyguladigi dolayli Asimilasyon programini, bizler Türkiye kuruldugundan itibaren diger kimliklere baskici bir sekilde uyguluyoruz. Ama bunu görmek istemiyoruz, cünkü o sekilde egitiliyoruz. Cevremizde ayri dili konusanlari yadirgiyoruz bize alisik gelmiyor, hemen kendimizi geri cekiyor ayrimciliga kafamizda basliyoruz.

Söylediğiniz biçimde eğitim, Türkiye kurulduğundan beridir yoktur.

Türkiye, ilk 20 senesinde Asimile politikası gütmemiştir...

Asimile politikası 80lerde zirveye ulaşmıştır ve yanlış bir uygulamadır...

Gönderi tarihi:

Tam olarak öyle değil...

Bunu anlattımdı daha önce...

Tekrar anlatabilirim...

 

 

Söylediğiniz biçimde eğitim, Türkiye kurulduğundan beridir yoktur.

Türkiye, ilk 20 senesinde Asimile politikası gütmemiştir...

Asimile politikası 80lerde zirveye ulaşmıştır ve yanlış bir uygulamadır...

 

Tamam o zaman bir hesap yapalim:

 

2009 - 1980 = 29

Neredeyse 30 senedir Devletin assimile politikalari uyguladigini soyluyorsunuz! Neden daha dune kadar "Kurtlere bir haksizlik olmamistir" ya da "Kurt Sorunu yoktur" gibi ifadelerde bulunuyordunuz. Cunku Kurt Sorunu'nun yegane nedeni demin itiraf ettiginiz devletin sistemli assimilasyon cabalaridir! Kimi assimile ettiler ve kimler buna karsi direndi? 1980lerden sonra kim Devlet kimi assimile etmeye kalkti? Herhalde kizilderilileri degil! Biz Kurtleri...Bunu itiraf ede ede daha dun ya da evvelsi gun resmen "Kurt Sorunu yoktur" dediniz! Bugun "assimilasyon yanlis bir uygulamadir" diyorsunuz. :)

 

 

Saygilar...

Diyarbakirli...

Gönderi tarihi:
Tamam o zaman bir hesap yapalim:

 

2009 - 1980 = 29

Neredeyse 30 senedir Devletin assimile politikalari uyguladigini soyluyorsunuz! Neden daha dune kadar "Kurtlere bir haksizlik olmamistir" ya da "Kurt Sorunu yoktur" gibi ifadelerde bulunuyordunuz. Cunku Kurt Sorunu'nun yegane nedeni demin itiraf ettiginiz devletin sistemli assimilasyon cabalaridir! Kimi assimile ettiler ve kimler buna karsi direndi? 1980lerden sonra kim Devlet kimi assimile etmeye kalkti? Herhalde kizilderilileri degil! Biz Kurtleri...Bunu itiraf ede ede daha dun ya da evvelsi gun resmen "Kurt Sorunu yoktur" dediniz! Bugun "assimilasyon yanlis bir uygulamadir" diyorsunuz. :)

 

Saygilar...

Diyarbakirli...

Diyarbakırlı...

Verecek cevap bulamıyorsun da satır aralarından mı medet umuyorsun?

 

Tartışmayı başa mı alalım yani?

 

Ben hiç "Devlet yanlış politikalar uygulamamıştır" dedim mi?

Demedim...

Aksine, uygulanan yanlış politikaların telafi edilmesi gerektiğini söyledim...

 

Peki hiç "Türk halkını 'Kürt-Türk' diyerek ayıran yöneticiler hata yapmışlardır" dedim mi?

Evet, dedim...

Hemde kaç kere...

 

Peki "Kürt Sorunu Yoktur" dedim mi?

Evet, onu da daha önce, yukarıdakileri söylerken söyledim...

 

Hepsini üç gündür diyor muyum?

Evet evet, hepsini bir arada söylüyorum...

 

Söylediklerimde çelişki ya da itiraf yoktur Diyarbakırlı; umutlanma...

Devlet belki bir yanlış politika uygulamaya başladı...

Ama emin ol ki bunu durup dururken;

"Ya canımız sıkıldı, gelin şu Kürtleri ayıralım ve onlara baskı uygulayalım" diyerek yapmadı...

 

O değilde...

Madem sen 1980 sonrası uygulamalardan muzdaripsin:

Atatürk'ün bakış açısını ve söylemlerini nasıl bağdaştırabildin; 1920lerden beri süregelen...?

 

Ve madem ki bir toplumun asimile edilmesinden bu kadar İNSANİ RAHATSIZLIK duyuyorsun;

Kürtler ve Türkler hakkında söylediklerimi hala görmezden gelecek misin?

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Diyarbakırlı...

Verecek cevap bulamıyorsun da satır aralarından mı medet umuyorsun?

.

.

.

Saygılarımla...

Kardesim hala "EVET VARDIR KURT SORUNU" deme yerine, sunu diyorsun (ki kelime klimesine veriyorum):

 

Ama emin ol ki bunu durup dururken; Ya canımız sıkıldı, gelin şu Kürtleri ayıralım ve onlara baskı uygulayalım diyerek yapmadı...

 

Yani sizce Kurftler bu yanlis politikalari ve uygulamalari HAKETTILER diyorsunuz? Yaniliyormuyum?

Gönderi tarihi:
Kardesim hala "EVET VARDIR KURT SORUNU" deme yerine, sunu diyorsun (ki kelime klimesine veriyorum):

 

Yani sizce Kurftler bu yanlis politikalari ve uygulamalari HAKETTILER diyorsunuz? Yaniliyormuyum?

 

Ya hakkaten sıkıyosun insanı...

Doğuda Yatırım sorunu vardır,

Ekonomik sorunlar vardır,

Para ve sağlık hizmetleri sorunu vardır,

Eğitim hizmetleri sorunu vardır,

İşsizlik vardır...

Bu sorunları Etnisiteye bürüyen Batı oyunları vardır...

Bu sorunları illa ki Etnisiteye bürüyen (örnek 1) alıngan insanlar vardır...

Gerçekte ise Etnik Kökenli bir sorun yoktur...

 

Hakettiler demiyorum...

Ancak süreci daha başka bir yazıda açıkladım;

Okursan anlamamak için bir neden yok...

 

Söylediklerimi, kastetmediğim anlamlara bürümen tatsızlık veriyor...

 

Ayrıca sorularıma da yanıt vermiyorsun...

Gönderi tarihi:
Ya hakkaten sıkıyosun insanı...

.

.

.

Ayrıca sorularıma da yanıt vermiyorsun...

 

Simdi size son sorularim:

1 - Turkiye'de Kurtlere dilini, kulturunu, kimligini yasaklayan kim? Bati mi yoksa devletimizin ta kendisi mi?

2 - Bir halkin dilini kulturunu kimligini baski altinda tutmak ve yasaklamak ETNOSENTRIK bir davranis degil de nedir?

 

Yani yapan da devletimiz, etnosenrik olan da maalesef!

 

Yani kulturel ve kimliksel baskilari hem inkar ediyorsunuz hem bazen var diyip hemen Bati'nin uzerine atiyorsunuz... Celiski dolu bir yaklasim!

 

Ha bu arada... Kimse burada kimseyi sikmak icin yorum ve ileti yazmiyor forumdasim. Tartisiyoruz hepberaber. Cevap verme zorun da da degilsiniz, yorum atma zorunda da! Sadece tartisma ve saygi sinirlari icinde birbirimizin goruslerini savunup curutuyoruz... Olay bu!

 

Diyarbakirli...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.