Φ Dayı Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2009 Sn.Demirefe.. Adem denilen bir adam elmayı yedi..hala daha yemekte..baba yerde elmayı oğul bakarmı.. Her şey OLMAKTA olandır..olup durmaktadır..Ademler her AN elma AYVA yemektedir.. VAR ediliş(yaradılışta diyorlar) henüz bitmediki..her an yepyeni şeyler olup durmuyormu.. Sözü edilen Adem dayı değilse dayıya ne.. elma ne..dayı yedimi o elmayı..dayıyı aldatan Cennetten çıkmasına neden olan yılan hawadamıydı dayının kendisindemiydi.. Diyorum ya..deneyimlemeden İNANMAM.. Mushafta yazssa..Tevratta yazssa..İncilde yazssa.. Fettulah hocada yazssa Zekeriya Beyaz hocada yazssa.. 1 Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2009 Sn.Demirefe.. Adem denilen bir adam elmayı yedi..hala daha yemekte..baba yerde elmayı oğul bakarmı.. Her şey OLMAKTA olandır..olup durmaktadır..Ademler her AN elma AYVA yemektedir.. VAR ediliş(yaradılışta diyorlar) henüz bitmediki..her an yepyeni şeyler olup durmuyormu.. Sözü edilen Adem dayı değilse dayıya ne.. elma ne..dayı yedimi o elmayı..dayıyı aldatan Cennetten çıkmasına neden olan yılan hawadamıydı dayının kendisindemiydi.. Diyorum ya..deneyimlemeden İNANMAM.. Mushafta yazssa..Tevratta yazssa..İncilde yazssa.. Fettulah hocada yazssa Zekeriya Beyaz hocada yazssa.. ****** Denemediği hiç bir şeye inanmayan kişi ne Tevrat'a ne İncil'e ne Kur'an, yazsa'da bu itibarla inanmıyor,peki şu deneyi yaşadımı acaba bu ezoterikçi deneyci... Muminun Suresi; 12.Andolsun, Biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık. 13.Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik. 14.Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne Yücedir. 15- Sonra bunun ardından siz gerçekten ölecek olanlarsınız. 16.Sonra siz gerçekten kıyamet günü diriltileceksiniz. Ne dersiniz. Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2009 Selam Pante ben sana neyi izah edeyim ki sevgili dostum. izah edilecek şey beni yoruyor artık. cibrili anlatsam Tevratta tosluyoruz. tevratı anlatsam incilde tosluyoruz. bunları anlatsam melekte tosluyoruz. iş besmeleden başlıyor.onuda oradan buraya kim anlatacak dostum. ben aynı kelimelerle senden başka okuyorum olayı. ortada bir tevrat var ama biz seninle o tevratta ortak değiliz ki tartışaşım. ne cebraili bir anlıyoruz ne tevratı bir anlıyoruz.neyi nasıl anlatayım ki sana. sen Musaya verilen tevratı,yahudi yazması tevrat biliyorsun.ben ise ona şeytan işi diyorum. tevrat iki kapak arasında dize dize yazılmış bişey değil ki senin tevratına karşı benimkini anlatayım. tevrat bir yetenektir. incil bir yetenektir. zebur bir yetenektir. zikir bir yetenektir. furkan bir yetenektir. hikmet bir yetenektir. kitap bir yetenektir. bunlar dize dize yazılmış iki kapak arasına sığmış şeyler değildir. bunları işleten şey ruhtur. ruh ile serüven başlar kutsal ruhta bitmesi hedeflenir. ruhtan sonra kitap verilir kitaptan sonra hikmet hikmetten sonra furkan furkandan sonra zikir zikirden sonra tevrat tevrattan sonra zebur zeburdan sonra incil zebur olmadan incil yok. zikir olmadan tevrat yok kitap olmadan hiçbiri yok. melek kitabın ayetleridir. ama sen benim anladığım kitabı bilmiyorsun ki sözümü anlayasın sevgili dostum. kitap evrensel yasaları-kaideleri ifade eder.melekte itaat eden herşeyi. ruh bilinç-bilgi mekanizmasını ifade eder. onun hepsi Allahtadır elbet.çok azıda bize verilmiştir.senin hedefin Ademden İsaya gitmektir ruhu ham hali ile alıp saydıklarımla işletip Kutsal ruha götürmek hedeftir. işte o zaman Kuran ve Muhammed müjdelenir. İsaya varmadan Muhammed kime müjdedir ! ilk okula gitmeden üniversiteye gitmek az kişinin işidir. yani ben senin sözüne cebrailde ustaca çelme takmış değilim. hiçbir yerde aynı kavramlar üzerinde konuşmuyoruz ki yazına cevap vereyim. yazındaki kavramların hiçbiri benim için ifade etmiyor. örneğin ali bakkala gitti domates aldı cümlesini düşün. benim alim senden başka ! bakkalım senden başka gitmek başka domates başka almak başka yani senin o yazında sadece melodilerimiz ortak. ama algımız tamamen farklı.benim o yazıya bir cevabım elbette yok. çünkü teknik olarak o yazı bana hiç hitab etmiyor.benim kavramlarımla alakası dahi yok ki cevap vereyim. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2009 Selam Pante ben sana neyi izah edeyim ki sevgili dostum.izah edilecek şey beni yoruyor artık. . . . yani senin o yazında sadece melodilerimiz ortak. ama algımız tamamen farklı.benim o yazıya bir cevabım elbette yok. çünkü teknik olarak o yazı bana hiç hitab etmiyor.benim kavramlarımla alakası dahi yok ki cevap vereyim. Amenna ve Saddakna... :clover: Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2009 Sevgili Nartkan;Yazıdaki tek kelimeyi-Cebrail'i aldın, topiği asıl mevzuundan melek tartışmasına getirdin. Bravo, beni de alet ettin. Halbuki yazı şöyle başlıyor: Dikkat edersen yazıda "İslam'a göre" deniyor. Senin gibi düşünen bir avuç insan için ayrıca özel bir belirtme yapılamazdı. Sen asıl konuya gel. Kur'an'daki bu "De ki" önekinin eksik ve hatalı kullanımları neden kaynaklanmaktadır sana göre? Vahiyden mi? Muhammed hazretlerinden mi? Katiplerden mi? Kur'an'ı derleyip toplayanlardan mı? Elde Kur'an'ın orijinalinin olmayışından mı? Namaz, hac, kabe, vahiy, Cebrail vb. konulardaki cesur düşüncelerini bu konuda da gösterebilmelisin. Sen bunu yapabilecek kapasitedesin. Bu konuda ikna edici izah beklentisi içinde olan değerli müslüman arkadaşlar var. Ama konuyu geçiştirmek ya da "Bunlarda hata yok, normaldir" diyerek üstünü örtmek onları tatmin etmiyor. Görüşlerin, önceki görüşlerine değer veren insanlara ışık tutacaktır. Bekliyorlar, ben de bekliyorum. Selam canım arkadaşım : ) ben seni hep sevmişimdir pante.seni hep samimi görmüşümdür. umarım sende beni öyle görmüş ve öyle tanımışsındır. ama arada bana gazıda vermişsin : ))) ben seni sorudan kaçarken görmedim.kaçtıysanda ben şahit olmadım. kişi alt etmek için konuşmamalı buralarda.bak nasıl lafı koydum edası yakışıksız bir iş.zamanında çocukça tartışmalarım olmuş ve bunuda yapmışımdır elbet. ama ben her zaman samimi olduğumu düşünürüm.umarım insanlarda öyle düşünüyordur. samimi olunmalı.bilmiyorsanda,yanlış biliyor olsanda kendini ortaya atmalı.korkmamalı. yanlışını yanlışta olsa ortaya dökmeli ki.bir çok akılı sağabilsin.kendi beceremediği eleştiriyi kolaya getirsin. bunu kötü bişey kabul etmiyorum.biliyorsun bile bile lades dediğim zamanlar oldu.komik duruma düştüğüm zamanlar oldu. iyide oldu.ama bunlar şeytanlıktan olmadı.samimiyetten oldu.senin gibi samimi dostlar iyi ki var. sana samimiyet yakışır ve sen samimiyeti elbette hak eden bir dostsun. ben 16 yaşımda Kuranla tanıştım.her gün Kuran okudum.o zamanlardan beride Kuranı hiç baştan sona okumadım. genelliklede ayet verip yazan biri olmadım.mümkün olduğunca hep ezberden yazdım. ilk zamanlar takvim yapraklarının arkasındaki yazılar bile benim için dindi.ama çok hızlı şekilde hadisten uzaklaştım.yani 3 ay geçmeden hadisi terk ettim. sonra bu hepten kemikleşti bende.ve çokkkk uzun süre güya Kurana uyan biriydim kendimce.bildiğimi sattım durdum.sonra fikren beni bir güzel dövdüler. hoş ben yaman savundum kendimi.ama bilincsizdik işte.aslında beni çok sarsanlar oldu.ama ben bunu o zamanlar görmedim.sonradan gördüm ki.hurafenin yılmaz savunucusuydum.ama hep samimiydim.çakallık yapmadım.sonra sonra anladım bazı şeyleri.bir gün biri ateist foruma hacc etti.ve bir yazı astı.işte o gün benim nevrim döndü.sonra kapalı devre bir forumda aldım soluğu.orada çok direnmedim.çünkü okuduğum yazı biriktirdiklerimi nasıl tasniflemem gerektiğinin yolunu açtı bana.sonra uzun zaman geçti.bunca zamanda alim olurdum ama yaşam ve ekmek derdide vardı.birde tembellik tabi : ) neyse sen süreci biliyorsun Adem yok dedik çıktık yola kabeye kadar yıktık geldik işte. elbette muallakta kaldığım anlar oldu. bunları samimiyetle paylaşırım seninle. şu biz kavramı beni bir ara çok düşündürdü. bu başlıkta gördün cebrail konusunu hurafenin anlattığı kanatlı cebrailden uzaklaşınca vahiy sistemi açıkta kaldı.bir süre düşündüm.kim bu biz kim bu biz kim bu biz. şuan bile ne kadar eminim bilmiyorum.sanırım bir süre tüm şifrelerimden arınıp ( yani her türlü forumdan-oyundan-facebooktan vs vs vs ) Kuranı baştan sona arapçası ile birlikte okumam gerekiyor. yani bunca zaman biriktirdiğim yöntem ve kavramları bir güzel tek tek ince ince Kurana sormam gerek. neyse uzatttım. soruna bulduğum cevap şu. Muhammed Ruhu işletti. ve kitabı okudu.daha önce ifade etmiştim.kitap dediği şey,kaideler.evrensel yasalar.yani ayetler.Allahın kelimeleri. ve kitabı edindi.sonra sıra hikmete geldi.bunlar sıra ile işleyen şeyler.Kuran arapçadan okunmaz.Kuran yaşamdan okunur. Kuranı okuma sistemi bunlardır. yani kitap-hikmet-furkan-zikir-tevrat-zebur-incil işte bunlarla Kuran okunuyor.ve senin sorduğun de ki ifadeleri anladığım kadarı ile hikmet kısmının neticesi. Muhammed önce kitabı okuyor.yani gözlemliyor.bu hikayeyi aslında İbrahimdede görüyoruz. o aya güneşe baktı diyor.ve DEDİ Kİ diyor. ona dedirten şey ay ve güneşti.demesi hikmet-hükümdü. ona hikmeti verende Allahtı. Muhammedde bunu yapıyor. örnek veriyorum. güneşe bakıyor ve onu doğudan doğar batıdan batar görüyor işte hikmet-hüküm güneş ay tarafından veriliyor onların dilinden konuşuyor. de ki,o güneşi doğudan doğurur batıdan batırır. işte buradaki de ki ifadesi benim anladığım kadarıyla hikmetten kaynaklanıyor. yani hikmet-hüküm içeriyor.bunu kimi zaman insanlara anlatırken yapıyor kimi zaman başka şekillerde. ama o anda hükmün dili ile konuşuyor.onun mesajı aldığı şeyin dili ile ifade ediyor. ve daima gerçeğin kendine verildiği şeyin dili ile ifade ediyor.( hüküm ancak gerçek bir gözleme ( kitaba ) dayanıyorsa hükümdür.ve o ancak gerçektir.) ve hikmeti ona Allah veriyor. ona hikmeti ve ....... öğrettik vs vs vs bilmiyorum ne kadar doğru anlamışım ama şimdilik durum bu.doğrusu eğrisi benim.eleştiri sizin. ben hiçbir aracıya inanmıyorum.melektir cindir şudur budur vs vs yok benim için.yok derken klasik anlamda yok. yani kanatlarını açıp vahiy getiren bişey yok.Allah şah damarından daha yakın.ve bu sözleri kalbe o düşüren o. ne bilim işte pante : ) verin gazı saati 3 ettirdin bana : ) Selam senin için : ) ve tüm düşünüp arayanlar için. Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 bunlar hep sıralı şeyler, ve Kuran yusyuvarlak bir kitap,yani bunun tanımını bile yapamıyorum.her kıssasında her kavram iç içe. her kavram var hemen hemen. örneğin Kuran kitabın türevidir. içinde hikmet,furkan zikir vs vs vs vardır. yani bunlar aşağıdan yukarı bina edilmiştir. örneğin size verilenlerin güzel olanlarından yiyin ifadesi tevrata kadar uzanır. aslında o söz bir anlamda tevrata kadar uzanan bir ayettir. çünkü tevrat yasa demektir.bedenin kitabı-kaidesi açıktır. hani nasıl şimdi organik besin hikayesi çıkmıştır ortaya. işte o kitabın gereğidir.hüküm kitaba göredir. çünkü insan bunca zaman furkanı işletmiş.ve yapay olanın zararını görmüştür ( cibril göstermiştir ) dolayısı ile zikir bunu ortaya koymuştur.iş zikire kadar çıkabildiği için sıra tevrata gelmiştir. çünkü tevrat yahudi yazması o kitap değildir.tevrat yasa demektir. bedenin kitabına-kaidesine uygun zikir temiz yiyeceklerden yemektir. işte o söz artık tevratındır.yani insan bedeninin tevratını bulmuştur. kaidesine uygun yasa anlamında o sözü edinmiştir. iş kitabı doğru okumakla-gözlemlemekle hikmete-hükme varmıştır. hüküm furkanı işletmiş.furkan zikri işletmiş.kademe tevrata kadar yükselmiştir. işi incile (mülke-zenginliğe ) kadar yükseltirse insan ölüler dirilecektir. ama bu ölüler fizik anlamda ölüler değildir. çünkü Muhammede sen ölülere duyuramazsın denmiştir. onlar mezarlıktaki ölüler değildir.kitabı hala okumamakta ısrar edenlerdir. insan ruhu,kutsal ruha taşıdığı zaman. Ademden İsaya vardığı zaman Muhammed müjdenelecektir. henüz onun çağına çokkk vardır. hoş 1400 sene önce gelmiştir.ama daha ona çokkkk zaman vardır. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 .....ama ayetleri şunlar bakara 97-98 tahrim 4 ( tahrim 3 yardımcı ayet ) bunlar cebraili verir. cebrail = ruhul kudüs değildir. melek değildir. o ayetler açıktır. cebrail zahir eden şeydir. görünür kılan şeydir. .... Bakara 97 : Söyle; her kim Cebrail'e düşman ise iyi bilsin ki, Kur'ân'ı senin kalbine Allah'ın izniyle kendinden önceki vahiyleri onaylayıcı, müminlere hidayet ve müjde kaynağı olmak üzere o indirdi. Bakara 98 : Her kim Allah'a, Allah'ın meleklerine, peygamberlerine, Cebrail ile Mîkâil'e düşman olursa, iyi bilsin ki, Allah da o kâfirlerin düşmanıdır. Tahrim 4: Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi. Ve eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun dostu ve yardımcısı Allah, Cibrîl ve müminlerin iyileridir. Bunun ardından melekler de ona arkadır. Bu ayetlerde sizin iddianızı destekleyen en ufak bir ifade yok. Siz de sayın demirefe'nin bahsettiği tevilcilerdensiniz diyeceğim ama, hem hadislerden uzaklaş, hem Kur'an'dan kanıt iste... Böyle tevilcilik de olmaz... Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 ******Denemediği hiç bir şeye inanmayan kişi ne Tevrat'a ne İncil'e ne Kur'an, yazsa'da bu itibarla inanmıyor,peki şu deneyi yaşadımı acaba bu ezoterikçi deneyci... . . . 16.Sonra siz gerçekten kıyamet günü diriltileceksiniz. Ne dersiniz. Gökten zembille inmedi dayı.. neticede minnacık bir spermdi.. 15 ve 16 gelecek zamanı anlatıyor..öleceksiniz..diriltileceksiniz.. bu gün bu gezegende VAR eden daha sonra VARlığına istediği elbiseyi giydirir..buna İMAN ederiz..ederizde..bu gezegendeki olup bitenleri anlamadan ÖTElerle pek uğraşmayyız.. 1 Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 .kim bu biz kim bu biz kim bu biz. alıntı..NARTKAN Allah var birde SEN varsın..nasıl ifade edeceksin birlikteliğinizi..''BİZ''diyerek.. ''SEN'' Allahta yok olursan kalan diyecekki ''ENEL HAK''.. TEVHİD,in yani BİRLEMENİN gerçek amacı ALLAH ve İNSAN,ı BİRlemek..ikilikten ''BEN''de varım şirkinden kurtulmaktır.. Bu düşünce ve İDRAK,a gelen artık ''BEN'' diyebilir..o kişi artık Kendi Hakikati olan ALLAH ile BİR olmuştur..iş bundan sonra iştir..bu İdrakta kişi KUL olduğunu FARK edecektir..işi Allaha yakışan,sözü HAK olan,kişiliği karekteri oturmuş,iyi ve güzel HUY(sıfat)lara sahip olmuştur bu FARK ile.. ve Allah adına bu dünya gezegeninde YAŞAMI deneyimlemeye başlamıştır.. Rahman anlaşılmış (genel,bütün canlılara veren) Rahim anlaşılmış(özel,hususiyet,en yakin olana veren) sonrada bi ismi Allah denmiş..Bismillahirahmanirrahim.. NARTKAN.. Tercihlerimiz nasibimiz olarak karşımıza çıkar..nasiplerimiz ise bizlerin KEMALATI için kesin ve doğru sonuçlarımızdır..bir sonraki tercihimizi bu sonuçlara göre yapar isek başımız hiç ağrımaz..iyiki yaşamışız,bu tecrübelere sahib olmuşuz.. Severim Sultan Cemali..eller ne derse desin.. ister çalı ister çırpı isterse gül desin.. 1 Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Bakara 97 : Söyle; her kim Cebrail'e düşman ise iyi bilsin ki, Kur'ân'ı senin kalbine Allah'ın izniyle kendinden önceki vahiyleri onaylayıcı, müminlere hidayet ve müjde kaynağı olmak üzere o indirdi. Bakara 98 : Her kim Allah'a, Allah'ın meleklerine, peygamberlerine, Cebrail ile Mîkâil'e düşman olursa, iyi bilsin ki, Allah da o kâfirlerin düşmanıdır. Tahrim 4: Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi. Ve eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka olursanız (bilin ki) onun dostu ve yardımcısı Allah, Cibrîl ve müminlerin iyileridir. Bunun ardından melekler de ona arkadır. Bu ayetlerde sizin iddianızı destekleyen en ufak bir ifade yok. Siz de sayın demirefe'nin bahsettiği tevilcilerdensiniz diyeceğim ama, hem hadislerden uzaklaş, hem Kur'an'dan kanıt iste... Böyle tevilcilik de olmaz... üstad benim dediğim yokta senin dediğin nasıl var. ayetleri aç ve bir daha bak lütfen. ez-zahare sözü geçiyormu geçmiyor mu. ama bunu anlaman zor.çünkü melek kavramı devreye giriyor. ben o yüzden anlatmıyorum.birini anlatsan birinde tıkanıyor yol. her seferinde her kavramı zincirleme anlatmak gerekiyor bende buna üşeniyorum açıkçası Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 vahiy bu sistemle veriliyor. Allah elini uzatıp kimseye melek göndermiyor. sana işi iyi yada kötü zahir ediyor. ve sana gördün mü diyor.artık orada seçim senin. ya iblise göre okuyacaksın yaşamı yada cibrile göre. iblis ve cibril iki zıttır. bunlar düşünmeye yön veren iki zıttır. biri arzuları vesveseleri kişisel iktidarı işaret eder. diğeri ise yaptığın işi sana tattırır.yani neticesini karşına koyar. ve sana vahiy böyle verilir. yani sigara iblisten tohumunu alan bir meyvedir. onun insanı kanser etmesi,kişiye maddi manevi zarar vermesi ise zahir olan halidir. işte vahiyde böyle verilmektedir.yani yaptığın işi revize etme şansıdır. artık düşünüp işini ona göre yapmak kişinin kendi seçimidir. eğer cibrile düşman olurda doğruya ters gidersen sen toslarsın. Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Kuran garip bir kitap, ben henüz bir arpa boyu yol gittim ama yaşama vurursan çok yol gittim. Kuran tastamam yaşamı anlatıyor.ve yaşamdan okunuyor.bu yüzden Kurandan sorulacaksınız diyor. bunun muhattabı ben olduğum kadar Kuran metnini bilmeyen bir japon aynı zamanda. yani banada sorulacak olan,japonada sorulacak olan Kuran. bu evrensel bir kitap.metnini hadi boşver.Kuran insana her an okunuyor.herşey Kuranı okuyor. kimi Ademi falan ne diye anlatıyor diyor.çünkü yaşam insana bu tür kademeler koyuyor. ne diyor insan. taş devri bronz devri vs vs yada şu çağ bu çağ işte Ademde böyle bişey.bir tanım o.bir çağ. ben Ademin hikayesini bir domatestende okuyorum. sitelerin çevrelerini kuşatan bahçe duvarlarındanda okuyorum. trafikte sıkışıp kalınca yanımdan yağ gibi geçen metrobüstende okuyorum. bunların hepsinde Adem yazıyor.bunların hepsinden Adem okunuyor. ve her insanda bunları mükemmel okuyor.ama insan düşman ! cibrile düşman. zahir olana düşman.gösterilene düşman.çünkü insan hala iblisini okuyor.onun okuması ile iş tutuyor. arzularına göre hareket ediyor.kişisel iktidar için kendini paralıyor. oysa kitap açık.paylaşın.paylaşın paylaşın.ancak böyle zengin olunur. kimse kimseye paranın 40 da birini ver demiyor.bu zekat değil.belki sadaka dediği şey olabilir. ama zekat değil.bana göre değil. zekat o duvarlarda yazıyor. ve zekata ancak namaz ile varılacağıda yazıyor. bunlar heryerde yazıyor ve heryerden insan bunu okuyor. ama insan cibrile düşman.ona okunana düşman.o hala iblise dost. ona meyil ediyor.ve hala kendini Adem oğlu olarak anılmaktan kurtaramıyor. Adem oğulları hala kurbanları yüzünden birbirini gırtlaklıyor. onlar cennetide bu yüzden kaybetti.onların takip ettiği iblis kişiye piyangolar vaadeder. aradan bir kaç karun ve firavun türetir.ama kalanı köle eder.ama insan hala o piyangonun büyüsüyle tırmalayıp durur. işte böyle Adem şeytanının dik yokuşuna savrulur.arzuları aslında onu zengin etmez.aksine bir çatışmanın ortasına atar onu.geçim derdini düşünüp çare ararken.oda bir geçim derdi savaşçısı olur çıkar.ama o kadar çok kişisel iktidar heveslisi vardır ki yaşamda.o kadar çok Ademoğlu vardır ki.sonunda birbirini boğazlamaya gider iş. çünkü bu kadar çok çomak sahibi olmak isteyen olunca,bu çomak sahipleri mutlaka birilerinin tekerine o çomağı sokar. bu kaçınılmazdır.kıt kaynakların en rasyonel paylaşım şekli zekattır.kişi elindekini saçıp savurmaz.onunla güzel işler yapar.işte güzel işler yapmak zekattır.parayı makul ve iyi işlerde kullanmak zekattır.bunu çok kişi malesef anlamaktadır. diyorum ya Kuran yusvuvarlak bir kitaptır. bir yerde beyni uçurur ama garip şekildede bir yerde felç eder. bir yerden sonra artık onu onun gibi olanlar anlar. o kişi diğerine anlatmazda.iması dahi yeter.ben dayı ile bu yüzden iyi anlaşıyorum. o bir gece parayı silin diyor.ben binlerce söz okuyorum o sözden.onun yaşamını fikrini geldiği yeri vs vs vs hepsini okuyorum.o sadece bir gece parayı silin diyor o kadar. kavramların bu kadar iç içe olması dili bir yerde kilitliyor.anlıyorsun ama anlatması çok zor oluyor. o zaman az konuşur oluyorsun.çünkü bir yerden başlasan destan yazmaya gidiyor iş. işte öyle bişey bu.ben her yerde zekat yazıyor diyorum.evet yazıyor.bu çok açık yazıyor işte. misal o sitelerin etrafındaki bahçe duvarları neden var ? çünkü içindede dışındada Ademoğulları var.içerde iktidar sahipleri var.dışarda iktidar isteyenler var. tek çıkış içerdekilerin zekat üzerine olmasıdır.bu onları fakir etmeyeceği gibi zengin edecektir. çünkü artık cibril iş başındadır.onlara zahir etmektedir.ama iblis kör etmektedir.düşman etmektedir. şimdi hesaplayalım. 100 binalı bir site. etrafı yüksek bahçe duvarları ile çevrili üzeri demir parmaklık onun üzeri dikenli teller güvenlik kameraları güvenlik elemanları ama yinede evler çelik kapılı. ve dışarda Ademoğulları içerde Ademoğulları. iktidar savaşı o bahçe duvarı ile içerdekilerin lehine gibi görünüyor. hayır öyle değil ! işte o duvarlar namazdan yoksun olmanın işareti. işte o zekatı bırakmanın işareti. o duvarlara dünya para verdi insanlar. oysa oraya hiç çekinmeden para akıttılar. yahu onu korunmak için çevrelerine dikeceklerine dışardaki evsizlere ev olarak dikselerdi. üstlerinde demir vardı ! bir tek çatılarına kiremit koymak kalırdı. güvenlik kamerası koyacaklarına onuda kiremit yaparlardı. böylece iktidarlarını dışarıdada hakim kılarlardı. emin bir toplum için mallarından iyi işler yaparlardı. zerre kadarda fazla para harcamadıkları gibi birde üstüne kar ederlerdi. çünkü bu adamlar dışarı çıkacaklar. lüks arabaları ne olacak ? alarm takmalılar ! oda yetmez ! dışardaki Ademoğulları çomak sokmak için beklerler.onların alarmları varsa. diğerlerinin çalmak için sistemleri var. o zaman daha çok polis için vergi ödemen gerek ! çocuğunu okula güven içinde göndermen için okul servisi gerek. yani Ademoğulları içerdeki ile dışardaki ile külliyen zarar içindeler. neden ? namaz bilmiyorlarda ondan neden zekat bilmiyorlarda ondan. şu parayı rasyonel kullan arkadaş rasyonel kullan. iyi işler yap ki güvene eresin. işte siz kehf suresinde bilgin kulu yıkık duvarı imar ederken masal diye dinlerken. ben onun zekat üzerine olduğunu görüyorum. çünkü kavramlara başka bakıyorum.siz zekatı 40 a bölmek olarak alırken. ben böyle anlıyorum.ve bakıyorum Kuranda 40 a böl denmiyor. böyle yap diyor.sizin masal dediklerinizde bile bu yazıyor. kimi hurafeciler diyor ki. zekat kişiyi zengin eder ! ulan nasıl zengin eder diye sor. ancak kem küm eder. çünkü apışıp kalır.her sene mülkünün altına delik aç ! 40 senede sıfırı tüket ! öyle nasıl zengin olur insan ! öyle değil böyle zengin olur insan. siz firavunu benden zengin bilirsiniz. oysa ben orta direk biri olarak ondan zenginim. çünkü bir çok firavun ve onların sevgili eşleri diş apsesinden ölüp gitmişlerdir. onların onca mülkü içinde bir antibiyotik alacak servetleri yoktu.ama bugün bir Allahın kulu diş apsesinden ölmez. 5 tl verir ve o derdinden kurtulur.firavun servetini verse ölümden kurtulamazdı ! çünkü o Adem hatasını işletti.ve piyango ona vurdu.o zenginim sandı. halkı ekmek derdinden öte fikir üretemedi.öyle büyük bir Ademoğlu oldu ki. çevresinide Ademoğlu olmaya mecbur eden bir sisteme mahkum etti. ihtiyaçlar sıralıdır.bir insanın karnı hergün açsa.o kişi bilim üretemez. bir kişinin kıçı açıktaysa bilim üretemez.o kendi derdinden öte gidemez. işte fravun ve köleleri katı bir Adem soyuydu.içlerinden zorlu bir Musa çıktıda o düzeni bozdu. ama Musaya kadar kaç kişi heder oldu.oysa firavun altından kuru fasulye yemiyordu. malını mülkünü milyonlarca bölsen yine yedi sülalesi lüksün kralı içinde ölürdü. ama belki o zaman kıçı açıklar,kıçını bir yere sokar karnı açlar kafasını başka şeylere yorardı.ve bir gün dişinde apse çıktığında. o bölüp verdiği mülkünden bir doktor çıkardı.ve onun apsesinin ilacını bulurdu. ama firavun ululuğunun derdinden öldü.halkı kıçı açıkta öldü. insan Ademden öte gidemedi.insan hala bu çağı geçemedi. hala Adem oğulları birbirinin boğazına sarılıyor. onun boğazından geçeni gasp derdi güdüyor. oysa çözüm basit. namaz ve zekat ! ben şimdi size kefh suresindeki bilgin kulun duvarı imarı zekattır desem henüz cibrili anlatamazken bunu nasıl anlatırım. bakın bana yam yam nerede cibril diyor.orada ama sen besmelesiz okuyorsun. arınmadan hurafelerinle okuyorsun.ne sen öyle okuyabilirsin. ne ben sana anlatabilirim.bu iş kendinden öte gitmiyor. alırsan sen alırsın.bulursan sen bulursun.sende alacak güç varsa alırsın. yoksa şurdan şuraya gidemezsin. Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 cibril ayetlerinin olduğu yerde en stratejik ve vurgulu kelime zahir kelimesidir.toplasan içinde geçtiği 3 ayet var ve bu üç ayette toplam 3 zahir kelimesi var. Muhammedin kalbine bunu indiren oydu.o zahir olanı okudu.içindeki meyili değil. içinde iblise meyil olanların okumasını seyretti. işte siz görmüyorsunuz ama bir çok yerde cibril ismen geçmesede işlev olarak geçiyor. alak suresinde gördün mü diyen cibril. gösteren cibril. cibril diye fiziken bir varlık yok ! bu bir teknik ! gösterende Allah ! arzularına göre iş tutanların salatı-namazı nasıl men ettiğini. zekatı nasıl bozduklarını,şeytanca örümcek ağı nasıl kurduklarını görüyor Muhammed. ona bunu okutan şey cibril.o işe deneysel bakıyor. arzuları ile vesveseleri ile iş yapanların toplumun nasıl içine ettiklerini görüyor. işte o zahir olan tablo ona vahyi veriyor. BANA BAK GÖRÜYORMUSUN YAPILANLARI DİYOR. bak Adem hatası ile iş tutanlar küçük firavunlar türetmiş diyor. görüyormusun nasıl iş tutuyorlar.nasıl hayra engel oluyorlar. nasıl toplumu kendi çıkarları için köle ediyorlar.nasıl taş koyuyorlar. işte o tabloyu ona okutan cibril.zahir eden cibril.ona dost olmalı insan. iblise değil.cibrile dost olmalı. ama insan iblise dost oldu.cibrile ise düşman. cibril yoksa işinde yaptıklarını tadarsın yaşamında. işte Ademde bunu tattı.cennetten kovuldu.ve şeytanın dik yokunuşunda tırmaladı. ve dedi ki.bana bir yorgunluk dokundu. yorulursun tabi ahmak ! sen vahye kulak asmazsan.Allaha meleklere cibrile düşman olursan yorulursun. yorulacaksında.yoruluyoruzda. Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 insanlar tamah ediyor ağaca sanıyorlar ki zengin olacağız. ve birine üç metrelik toprak parçası denk geliyor. ona göre bu trilyon ediyor. sanki dağı taşı her gördüğü yerde altın diye üstüne atılıyor ! hayır ! üzerine tükürüp geçiyor.ama elindeki 3 metreye tamah ediyor. bu trilyon diyor. öbürü bir araba alıyor. önüne ardına bir demir plaka takıyor. 20 santime 50 santim metal parçası. bu plaka 2 trilyon diyor. işte böyle böyle insan kendini dik yokuşa sürüyor. sonra gücü ne tükürdüğü toprağa yetiyor nede 1 kilo demire ! Adem şeytanın yokuşuna kendini atıyor. sonra ben yoruldum diyor. Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 gözünün alabildiği her yer dağ taş. siz demirin bittiğini hiç gördünüz mü ? ama her yer evsiz barksız.bir ömür bir ev almaya yetmiyor neden yetmiyor ? çünkü insan Ademden öte gitmiyor. İbrahim ailesinden olmuyor.onun dinine ortak olmuyor. İbrahim ailesinden olmayan İmran ailesine nasıl varır. nasıl zengin olur. besmele ile iş tutmayan nasıl okur nasıl barınır ? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Adem denilen bir adam elmayı yedi.. Eee, Adem bu. Elmayı da yer, armutu da sapına, üzümü de çöpüne bakmaz götürür. Buna itirazımız yok. İtirazımızın ne olduğu çok belli. "İnsan cennette yaratıldıydı, Adem elmayı yedi diye yeryüzüne kovuldu. O yüzden şimdi biz cennette değil, yeryüzündeyiz." şeklindeki anlatımın mecaz olduğunun, asıl anlatılmak istenenin böyle bir olayın olduğu değil, bu mecazla başka olguların kastedildiği iddiasına. Bunu da örnekledik. "Ateş düştüğü yeri yakar" dendiğinde kimse diyemez ki: "Bu cümlede ateşin yaktığı ifadesi gerçek değildir. Aslında ateş yakmaz." Bu cümleyi mecaz olarak kullanan, ateşin aslında yakmadığını kastetmiş olamaz. Velev ki, acının maruz kalanı asıl anlamda etkilediği anlamını kastetmiş olsun. Bunu kastetmesi, ateşin yakıcı bir olgu olduğunu söylediği gerçeğini değiştirmez. Bu yüzden, Kurânda Adem elmayı yedi deniyorsa, Adem'in elmayı yediği söyleniyordur. İblis'in kandırdığı, cennetten kovulduğu söyleniyorsa, İblis'in kandırdığı, cennetten kovulduğu söyleniyordur. Benzer şekilde İsa'nın ölüleri dirilttiği iddia ediliyorsa, İsa'nın ölüleri dirilttiğini iddia ediliyordur. Kimse kalkıp: "Değil öyle! O, hissetmeyen kalplerin hissetmesi demektir!" diyemez. Allahın Arapçası mı yetersiz, "İsa hissetmeyen kalplere hissettirdi" demeye dili mi dönmemiş? Böyle yok mecazdır, yok kinayedir diye dogmaları savunmaya kalkışmak çürük temelli bir yaklaşımdır... Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2009 ben boşa söylemiyorum işte : ) Ademin cennette yaratıldığı nerede yazıyor bana gösterebilecek bir babayiğit var mı ? işte bu yüzden anlatmaya üşeniyorum.çünkü anlat anlat anlat anlattttt anlamaktan uzaklara anlatma ile hiçbirşey gösterilemez. Ademde teşbih meşbih yok. varsa dahi bir akılsızın dahi anlayacağı şekilde açık teşbihler var. bana kimse Ademin cennette yaratıldığını ispat edemez. cennetin ne olduğunun muhkemlerini bilmeyen elbette teşbihinide anlamaz. soruyorum firavun cennettemiydi ? Adem cennette yaratılmadı ama Firavun cennetten çıkarıldı. aklı olan çoktannnn anladı. olmayana davul zurna çalacak takat bende olmadığı için anlayıp anlamadığına bakmadım bile ! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2009 bana kimse Ademin cennette yaratıldığını ispat edemez. Elhak doğru! Edemeyiz... Çünkü dogmaların ne iddia ettiklerini onu ortaya atanların kendilerinin de bildikleri yoktur. Dogmacının taktiği şudur: Bir şeyler iddia et, ne iddia ettiğini kendinin de tam bilmene gerek yok. Dogmatikler ne anlarsa anlasın. Onlar "gerekeni" anlarlar... Bu arada onlar meleklerin cinsiyetini tartışırken, sen bayrağı burca diker, işi bitirirsin... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2009 ben Ademin hikayesini bir domatestende okuyorum. Ben de diyordum ki NARTKAN bunları nereden çıkarıyor; zira Kur'an'dan olmadığı kesin ... Demek domatestenmiş.. Latife bir yana, iddialarınızın mesnetsizliği o kadar aşikar ki, bunu ortaya koymak için ulema olmaya gerek yok. Açarsınız Necm suresini, görürsünüz.. Zira 14-15. ayete kadar Muhammed'in Cebrail ile karşılaşmasını anlatır. 1 Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2009 Ben de diyordum ki NARTKAN bunları nereden çıkarıyor; zira Kur'an'dan olmadığı kesin ... Demek domatestenmiş.. Latife bir yana, iddialarınızın mesnetsizliği o kadar aşikar ki, bunu ortaya koymak için ulema olmaya gerek yok. Açarsınız Necm suresini, görürsünüz.. Zira 14-15. ayete kadar Muhammed'in Cebrail ile karşılaşmasını anlatır. üstad o ayetleri açmama gerek yok.ezbere biliyorum orada yazanları.orada cebrail yok.senin anladığın anlamda cebrail yok. onun gördüğü şey,Ademin hatasıydı.İbrahimin fark edişiydi.onun yaşamı okumasıydı. ben size boş yere söylemiyorum.Kuran anlatılabilecek bir şey değil.besmelesiz bu iş olmaz.bunu kişi ancak kendi okuyabilir. dökme suyla değirmen dönmez.besmele olmadığı sürece Kuran okunamaz ! Muhammedin o gün gördüğü şey,kötülüğün hakimiyeti ve fakirlikti.cennetin nasıl örtüldüğüydü.bunu anlamanız zor.anlatılsa bile zor.benim anlattıklarım boş şeyler değil. ama diyorum ya ! besmelesiz okunamaz Alıntı
Φ NARTKAN Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2009 Elhak doğru! Edemeyiz... Çünkü dogmaların ne iddia ettiklerini onu ortaya atanların kendilerinin de bildikleri yoktur. Dogmacının taktiği şudur: Bir şeyler iddia et, ne iddia ettiğini kendinin de tam bilmene gerek yok. Dogmatikler ne anlarsa anlasın. Onlar "gerekeni" anlarlar... Bu arada onlar meleklerin cinsiyetini tartışırken, sen bayrağı burca diker, işi bitirirsin... madem öyle hadi göster bakalım delilini ! ben diyorum ki ! Adem cennette yaratılmadı. ama firavun cennetten kovuldu ! aklı olan bunu çoktan anladı ! Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2009 üstad o ayetleri açmama gerek yok.ezbere biliyorum orada yazanları.orada cebrail yok.senin anladığın anlamda cebrail yok.onun gördüğü şey,Ademin hatasıydı.İbrahimin fark edişiydi.onun yaşamı okumasıydı. ben size boş yere söylemiyorum.Kuran anlatılabilecek bir şey değil.besmelesiz bu iş olmaz.bunu kişi ancak kendi okuyabilir. dökme suyla değirmen dönmez.besmele olmadığı sürece Kuran okunamaz ! Muhammedin o gün gördüğü şey,kötülüğün hakimiyeti ve fakirlikti.cennetin nasıl örtüldüğüydü.bunu anlamanız zor.anlatılsa bile zor.benim anlattıklarım boş şeyler değil. ama diyorum ya ! besmelesiz okunamaz "Benim anlattığım boş şeyler değil" diyorsunuz fakat söylediklerinizin içini doldurma adına bir çaba da sarfetmiyorsunuz. Fantastik bir takım söylemler de bulunup "işin aslı budur" demek, söylenenleri safsata olmaktan çıkarmaz. Necm suresindeki ayetleri bahsettiğiniz şekliyle yorumlamak, "Orada yazılanları bırakın, Muhammed aslında şunu görmüştü" demek hayal gücüyle bile izah edilemez. Söyledikleriniz yağlı boya peyzaj bir tablonun karşısına geçip, ressamın öyle bir beyanatı olmadığı halde ağaçlara, kuşlara,dağa, taşa olmadık soyut anlamlar yüklemeye benziyor. Sonra da "Hayır baksanıza bu soyut bir tablo değil; basbayağı bir peyzaj" diye itiraz edenlere herhangi bir gerekçe göstermeden "Siz bunu anlayamazsınız, bir ben anlarım" diyorsunuz. Biraz makul olunuz lütfen... Alıntı
Φ arci Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2009 Selam canım arkadaşım : )ben seni hep sevmişimdir pante.seni hep samimi görmüşümdür. umarım sende beni öyle görmüş ve öyle tanımışsındır. ama arada bana gazıda vermişsin : ))) ben seni sorudan kaçarken görmedim.kaçtıysanda ben şahit olmadım. . . . sayın nartkan kardeş, incelemelerine daha inceden inceye bak çünkü hikmet ve hüküm ayrı kavramlar,yani hüküm hakkındaki ayetler ile hikmet hakkındaki ayetlere bakarsan farklı kavramlar olduğunu göreceksin,saygılar ve sevgiler sunarım. Alıntı
Φ arci Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2009 üstad o ayetleri açmama gerek yok.ezbere biliyorum orada yazanları.orada cebrail yok.senin anladığın anlamda cebrail yok.onun gördüğü şey,Ademin hatasıydı.İbrahimin fark edişiydi.onun yaşamı okumasıydı. ben size boş yere söylemiyorum.Kuran anlatılabilecek bir şey değil.besmelesiz bu iş olmaz.bunu kişi ancak kendi okuyabilir. dökme suyla değirmen dönmez.besmele olmadığı sürece Kuran okunamaz ! Muhammedin o gün gördüğü şey,kötülüğün hakimiyeti ve fakirlikti.cennetin nasıl örtüldüğüydü.bunu anlamanız zor.anlatılsa bile zor.benim anlattıklarım boş şeyler değil. ama diyorum ya ! besmelesiz okunamaz KURAN'IN besmele ile okunacağı nerede yazıyor? neden bu kadar besmeleye takıldınız,anlayamadım? yazdığınız şeyler çok anlamsız Cebrail adlı meleği gördüğü necm suresinde var,nasıl KURAN'I İYİ bildiğinizi söylüyorsunuz,hayret!!!!!!!!!! işte ayetler: 5. Ona, kuvvetleri çok güçlü olan öğretti. 6. Bir kuvvet sahibi; hemen duruklandı (doğruldu). 7. O en yüksek ufukta idi. 8. Sonra yaklaştı ve sarktı. 9. Aradaki mesafe iki yay boyu oldu, hatta daha yakın; 10. kuluna verdiği vahyi verdi. 11. Gözün gördüğüne kalp yalan demedi. 12. Gördüğü hakkında şimdi siz, onunla tartışıyor musunuz? 13. Andolsun ki, o onu bir kez daha inişinde gördü; 14. ki, Cennetu'l-Me'va onun yanındadır. Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2009 örneğin,dün halamın oğlu geldi.ve yine ankaraya dönmek için istasyona gitti. beraber aşağı indik.ve ona bizim sitenin içindeki 30 cm duvarın üzerindeki 50 cm lik demirleri gösterdim. bak dedim.burası bir site ve çevresi zaten yüksek duvar ve demirlerle çevrili.burasıda onun içi. o halde bu demirlere ve duvarlara ne gerek var.o demirler ve duvarlardan bir evsize ev yapılabilirdi. güldü ve haklısın dedi. işte bana bunu söyleten cibrildi.bana o vahyi veren oydu. ama o bir melek değildi. senin melek olduğuna dair kanıtın nedir ? o kanıtı kesin olarak senden istiyorum. Sayın 'NARTKAN', Sizi iyi anlayamamışım,sebebi'de bir iletinizi üstün körü okuyup iletinin altına "gül" koymuştum fakat sonradan farkettimki o iletinizde "Melek" hakkında fikir beyan ediyorsunuz,(tamamen İslam dışı) fakat konumuz o topigte'ki yorumunuz olmadığından dolayı burada yazdığınız yazıya bir cevap yazma ihtiyacını hissettim. Şimdi; yazmışsınızki " işte bana bunu söyleten cibrildi.bana o vahyi veren oydu.ama o bir melek değildi." Cibril'in size Vahy verdiğini iddia ediyorsunuz ama Melek değildir diye'de kesin bir yargıda bulunup Üstüne,üstlük sizin kesin bir yargıda bulunup ispat etmediğiniz, bir konuda muhatabınızdan,Cibril'in Melek olup,olmadığına dair kesin kanıt istemeniz'de biraz absürd kaçmıyormu,malumunuz İslam [Müslümanlar] ve Semitik Dinler Cibril'in Kutsal kitaplarda bildirildiği gibi Melek olduğunda hem fikirdir,bu durumda sizin kanıtınız nedir hem "VAHY" aldığınızı iddia edip (Cibril'den) hemde Melek olmadığını yazmakla... Teşekkür ederim... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.