Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

bu hususta bilgisi olanlar buyrun millet!!!!!!!!!!!

 

Hariciler

 

Ehl-i Sünnet dışına çıkan ilk fırkadır. Hz. Ebu Bekir (r.a.)'in hilafetinde herhangi bir karışıklık sözkonusu değildi. Hz. Osman (r.a.)'ın öldürülmesi müslümanlar arasında kargaşaya sebep oldu. Hariciler bu kargaşa döneminde Hz. Ali (r.a.)'den ve diğer müslümanlardan ayrılarak Harura denilen yere gittiler. Halifenin onlara her türlü haklarının ve güvenliklerinin sağlanacağını vaadetmesine rağmen dönmediler ve suçsuz insanları öldürdüler. Hariciler konusunda yazılmışve günümüze kadar ulaşmışherhangi bir kitap yoktur. Bunlar hakkında genel bilgiyi hadis kaynaklarından ve İslam tarihi konusunu ele alan eserlerden bulabiliyoruz. Peygamberimiz (s.a.v.) bu akımı sağlığında bu akımı şöyle haber vermişti: "Sizden biriniz onların namazlarının yanında kendi namazını, oruçlarının yanında kendi orucunu, kıraatları yanında kendi kıraatını küçük görüp beğenmeyecektir. Kuran okurlar fakat okudukları boğazlarından aşağı geçmez. Onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar."

 

Hariciler, manasını iyice kavramadan Kuran'dan bazı hükümler vererek İslam aleminin ilk fitnesini oluşturdular. Onlara göre bir insanın günah işlemesi, kafir sayılması için yeterli bir sebeptir. Bu mantıkla Hz. Osman (r.a.), Hz. Ali (r.a.) ve onların taraftarlarının Kuran'a uymadıklarını dolayısıyla dinden çıktıklarını iddia ettiler. Bunun yanında büyük İslam alimleri tarafından kabul görmüşsahih hadisleri inkar ettiler.

 

 

Vehabiler

 

Vehabiler, 1703-1787 yılları arasında yaşamışMuhammed b. Abdulvehab tarafından ilk olarak arap yarımadasında yayılmaya başlanmıştır. Vehabi ismini kendileri tarafından değil, mezhebe muhalif olanlar tarafından kullanılmaktadır.

 

Muhammed b. Abdulvehab Riyad'da dünyaya geldi. Tahsil için geldiği Mekke'de İbn Teymiye'nin fikirleriyle tanıştı. Oradan Basra'ya geçti. İlk tartışmalar burada başladı. Tartışmalarında bütün İslam alimlerini devre dışı bırakılmasını ve dinin direkt olarak Kuran'dan öğrenilmesini savunuyordu. O'na ilk olarak babası karşı çıktı ve sözlerinin dinlenmemesini istedi.

 

Bütün mezarların yok edilmesi fikri bazı cahil insanlar tarafından kabul görünce, Hz. Ömer (r.a.)'in kardeşi Zeyd bin Hattab'ın mezarı yok edildi. Bazı mezarların yıkımından sonra Abdulvehab'ın ismi duyulmaya başlandı. Muhammed bin Suud ile anlaşarak Vehabi Devleti'nin ilk temellerini attı.

 

Belli bir güce ulaştıktan sonra kendisine uymayanları dinden çıkmakla itham ettiler ve taraftarlarının çoğaldığı bölgelerde halkı kılıçla yola getirme tehdidinde bulundular. Tasavvuf uyan ve türbeleri ziyaret edenlerin can ve mallarının kendilerine uyanlara helal olduğunu iddia ettiler. Bundan sonra fikirlerini kabul etmeyenlere kanlı baskınlar düzenlediler ve kılıçtan geçirdiler.

 

Muhammed ibn Suud'un yeni topraklar kazanması Vehabilerin gücünü daha da arttırdı. Kazanılan bu siyasi cephe, Muhammed ibn Suud'un oğlu, Abdulaziz zamanında da devam etti.

 

Abdulaziz'in şu sözleri Vehabilerin Ehl-i Sünnet konusundaki görüşlerini ortaya koymaya yetiyor. "... Fakat bu emelimin gerçekleşmesi, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in yolunda olduklarını iddia eden Ehl-i Sünnet alimlerini ortadan kaldırmak, yani Ehl-i Sünnet uleması olarak geçinen müşrikleri tamamen ortadan kaldırmakla mümkündür. Çünkü Ehl-i Sünnet ulemasının bulunduğu yerde mezheptaşlarımızın rahat yüzü görmesi mümkün değildir." (Eyüp Sabri Paşa, Tarih-i Vehhabiyan, s. 40)

 

Osmanlıların o dönemde savaşhalinde olmasından yararlanan Vehabiler, yayılma politikalarına hız verdiler. Abdulvehap'ın ölümünden sonra hareket durmadı, hatta daha da hızlandı. Abdulaziz ibn Suud 10 Muharrem 1802'de Kerbela töreni katılan pek çok Caferi'yi kılıçtan geçirmesi ve Hz. Hüseyin'in türbesini dağıtması müslümanlar arasında hala onarılamayan yaralar açtı.

 

Vehabiler Mekke, Medine ve Taif'i ele geçirdikten sonra birçok Ehl-i Sünnet alimi sebepsiz yere astırdı. Hatta uzun bir süre Ehl-i Sünnet'e tabi olmuşmüslümanlara hac yolunu kapattılar.

 

Vehabilerle Ehl-i Sünnet arasındaki farklılıklar şunlardır:

 

1) Resulullah Efendimiz bir hadisinde "lailahe illallah diyen ve Allah'tan başka ibadet olunacak şeyleri inkar eden kimsenin malı ve canı haramdır ve hesabı Allah katındadır"buyurmuştur. Fakat Vehabilerin bu konuda görüşleri farklıdır. Kişinin canı ve malına dokunulmaması için dil kalp ile tasdik koşulunu ararlar. Dolayısıyla dini sorumluluklarını yerine getirmeyenler kafirdir.

 

2) Ehl-i Sünnet alimlerinin hepsi, peygamberimizin ve O'nun salih kullarının hepsinin Allah'ın izniyle, şefaat edeceğini kabul eder. Abdulvehab, putu tapmak ile Hz. Muhammed'ten şefaat dilemeyi aynı kefeye koymaktadır.

 

3) Peygamberimiz zamanında olmayan herşeyi tümden reddetmişlerdir. Bunların arasında, mevlit okumak, makamı ile ezan okumak, kabirleri ziyaret etmek, Peygamberimize "Peygamber Efendimiz"diye söz etmek, fotoğraf makinası kullanmak da vardır.

  • 4 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

evet islam tarihinde harici-batIni-vehabi gibi olusumlar olmustur aslInda bugun içinde oldugumuz birçok bölünmüslüklerin birnevi sItaj'I bu gibi olaylar çünkü geçmisteki fitne hareketlerini çok iyi arastatIrarak günümüzdeki degisik olusumlar anlasIlabilir :excl::excl::excl:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.