Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Namaz Kılmayan Eşi Boşa


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Kadın namaz kılmasın boşa .Kocan seni aldatsın tepki gösterme katlan.Varrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr mı böyle bir şey. :kahkaha:

 

Olamaz, imkansiz, ben bunu kabul etmiyorum, etmem de hic bir zaman :) Nerede Kadın Hakları

 

NAMAZ KILMIYOR VE NAMAZIN GEREĞİNE İNANMIYORSA. O ZAMAN BÖYLE BİR DURUMDA O İNSAN ZATEN MÜMİN SAYILMAZ. MÜMİN SAYILMAZSA NAMAZ KILAN BİR BAYANIN, NAMAZ KILMAYAN BİR ERKEĞİN NİKAHINDA BULUNMASI VEYA AKSİ OLMASI, NAMAZ KILAN BİR ERKEĞİN, NAMAZ KILMAYAN, NAMAZI REDDEDEN BİR KADINLA, NAMAZI KABUL ETMEYEN BİR KADINLA EVLİ OLMASI MÜMKÜN OLMAZ ZATEN. O ZAMAN BU BİR AYRILMA SEBEBİ OLUR.

 

Hatta ayrılma zorunluluğu olur. O zaman ayrılmak gerekir. Ama tekrar etmek gerekirse, namazı inkar etmediği halde kılmayan, tembellikten dolayı kılmayan, bilgi eksikliğinden dolayı kılmayanlarla ayrılmak gerekir demek kolay değildir, böyle bir şey söylemek mümkün değildir. Eğer erkek de elbette, namazı anlatma, namazın önemini kavratma bakımından yapması gerekenleri yapmıyorsa, efendim. İcabında namaz kılmadığından dolayı hanımından böyle kırılma yoluyla olsun, onu uyarmıyorsa, ikaz etmiyorsa, bütün bunlardan dolayı kıyamette hesaba çekilir tabi. Bunu da bilmemiz lazım.

 

Selam Sayın muvakkar,

 

Var sayalım benim alıntıladığım gazetenden olan... yalnış dı

 

Bu durumlara zaten alışıkım...

 

Düzeltil di ve siz doğrusunu buraya eklediniz.. yani gercekten, ne dediğini...

 

Tabi ki bu sefer ki sizin eklediğiniz doğru ise...

 

Birseyi ben yine anlamış değilim bu durum da...

 

İcabında namaz kılmadığından dolayı hanımından böyle kırılma yoluyla olsun, onu uyarmıyorsa, ikaz etmiyorsa, bütün bunlardan dolayı kıyamette hesaba çekilir tabi. Bunu da bilmemiz lazım.

 

"kiyamette hesaba cekilir tabi" bunu söyleyen, yazının sahibi mi şimdi oluyor yani...

 

Peki yazınin sahibi ise, bunu söyleyen...

 

Bura da sormak gerekmez mi sizce, yada genel olarak sorayım... bu kadar kesin bunu nasıl söyleyebiliyor..

 

Gercekten de bunu kendisi biliyormu ki, bizlerin de bilmemiz lazım olduğunu belirtiyor.

 

Saygılar

Gönderi tarihi:

Üniversitelerin sadece bilim üreten yerler olmasını savunurum. Deneye, gözleme ve kanıta dayanmayan bilimsellikten söz edilemez. Bu yüzden parapsikolojik alanlar bilimin dışında tutulur. Sebebi ise asla ciddi bir üniversitede bilim dalı olacak kadar, anlamlı bir şekilde kendinlerini kanıtlayamamış olmalarıdır. İş deneyselliğe geldiğinde hep çuvallamışlardır. Fakat bu alanların; duyduklarını, kanıtlara tercih eden insanlar üzerinde büyük etkisi var olagelmiştir.

 

Dinde parapsikolojik bir alandır (Öyle ya peygamber ben tanrı ya da meleklerle konuştum, şunu şunu dedi diyor, kanıt yok, ortada herhangi bir mucize varsa onu görebileceğimiz bir kanıt da bugün için söz konusu değil). Din sosyolojisi, dinler tarihi, din felsefesi, din psikolojisi metodolojik incelenebilir, kabul edilebilir alanlar.

 

Bundan öte dini bilimsel bir doğru varsayıp, toplumu bu dinin kurallarına uymaya yönlendirici etki yapan her türlü kişinin üniversitede yeri olmadığına inanıyorum.

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:
Eşim namaz kılmıyor

 

Düşünün ki namaz kılmıyor ve namaz kılmanın da gerekli olduğuna inanmıyorsa bir erkek ya da bir kadın Allah korusun bu insanı dinden çıkarır. Namaz kılmıyor ve gereğine inanmıyorsa böyle bir durumda zaten o insan mümin sayılmaz. Mümin sayılmazsa namaz kılan bir bayanın, namaz kılmayan bir erkeğin nikahında bulunması ve aksi olması evli olması mümkün olmaz zaten. O zaman bu bir ayrılma sebebi olur hatta ayrılma zorunluluğu olur. O zaman ayrılmak gerekir."

 

Kocam aldatıyor

 

Prof. Beşer’in, "Aldatılan kadın ne yapmalı?" diye soran bir vatandaşa yanıtı ise şöyle oldu: "Şimdi siz iki kötü durumla karşı karşıyasınız, bunlardan birisini seçmek zorundasınız: Ya boşanır ve bunun zorluklarını göze alır, bunlara katlanırsınız ki, bu çok zordur ve hangi kötülüklere sebep olacağını bilemezsiniz. Ya da bu ızdırabı içinizde sürekli taşır ve beraberliğe katlanırsınız. Şahsen ben size bunu tavsiye ederim. Çünkü böylece kocanızı da kurtarmış olursunuz. Tahammül için ve onun düzelmesi için Allah’a sürekli dua edersiniz. Bu da sizin ibadetiniz olmuş olur. Ama her iki durumda da bu acıların mükafatını Allah’tan alırsınız."

 

Evlenmeden once neden konusmuyorlarmis ki bu Millet. Eger dinime cok bagliysam dinine fazla bagli olmayanla evlenmem madem benim icin bu cok buyuk bir problemse...

Ama ayrilma sebebi'de oldugunu kendim gordum. Bayadir evli olan bir cift iclerinde biri namaz'a basladi oburkusu ilgilenmedi ve ikisi hayatta daha denisik gozlerle baktiklari icin ayrilma karari verdiler yani olur boyle seyler :)

 

Ilgimi ceken yer ise aldatma konusunda dedikleri... izdirabi icinizde tasir ve beraberlige katlanirsiniz ve tavsiye ediyor bunu... Acaba bir bayan beyin'i aldatsa ayni tavsiyede mi buluyor adamlara? izdirabi icinizde tasiyin haniminizi kurtarmis olurdunuz vs...

Gönderi tarihi:
İnanılmaz! İşte bunu bilmiyordum. Çünkü meallerde bunu yazamayıp saptırmış, gizlemişler. Herhalde elleri varmamış, yüzleri kızarmıştır. Tıpkı "cariyeler hariç, evli kadınlar" cümlesini çoğu mealcinin utanıp yazamadığı gibi.

 

"Zalimleri, onların aynı yoldaki arkadaşlarını ve tapmış olduklarını toplayın". diye yazmışlar ve gözlerden kaçırmışlar. Arapça aslından kontrol edince gözlerime inanamadım! "ezvacehüm" yazıyordu! Yani Süheyla, verdiğiniz meal tamı tamına doğru!

 

Artık pes dedim. Daha çıkmadık inci kalmadı sanıyordum, varmış. Bu din süsleyici ve pazarlayıcılar daha gözümüzden neler kaçırdılar bakalım!

 

Böyle bir cümleyi köşedeki bakkal Hüsmen efendi bile yazmazdı...

Sevgili Demirefe, "İnanılmaz!" derken, kendi insaniyetinize yakıştıramadığınızdan dolayı yaptıgınız ifade. Oysa, tabii ki biliyorsunuzki, Muhammed kendini takip edenlere dediki, akrabalarınızdan, ailelerinizden, annenizden, babanizdan bile uzak durup onlarla dost edinmeyin dedi.... eger onlar Muhammede inanmiyorlarsa.

 

Batıda, genellikle, Muhammedin Hristiyan ve yahudilerle dost edinmeyin ayetlerine çok alaka gösterirler. Eger Muslumanların anne ve babalarini bile red etmelerini gerektigini öğrenmiş olsalardi (Kuran'a gore), Hristiyan ve Yahudi uzerinde olan ayetlerin önemi biraz azalır zannederim!

Gönderi tarihi:

Demirefe senin "eleştirilen bu" dediğin şeyi birisi Faruk Beşer'e soru olarak sormuştur soruyuy bir zahmet okuyuver.Tavsiye ne sana nede burada ki kişilere soruyu sorana , anlatabildim mi?

Kimseyi alakadar etmediğini düşünüyorum.Verdiği tavsiyedir bir nas yada emir de değildir bu sebeple...

Gönderi tarihi:

Bil mukabele Birce...

Varsaymamaktır tercihim , arzu edersen mehtap tv sitesinden konuşmayı dinleyebilirsin ve haberin tamamen maksatlı ve çarpık olduğunu görebilirsin , ben bunu varsaymak yada seninki benim ki doğru şekline dönüştürmek istemiyorum.

 

Hesap meselesine gelince :

Birincisi konuyu dağıtmak istemiyorum , ikincisi bu meseleler senin için ne anlam ifade ediyor.Yani haram/helal denildiğinde sen bu işin neresindesin ve kendini ne olarak tanımlıyorsun , ben bunları bilmeden seninle yada bir başkasıyla sanal ortamda bu konulara girmek istemiyorum.

 

Malumun ki bu bir inanç meselesidir , kimseye tebliğ yapmıyorum yada kimseyi ikna etmek zorunda da görmüyorum kendimi , "sizin dininiz size benim dinim bana" diyorum.İnanan inanır inanmayan saygı duyar yada duymaz , inanmayanın saygı duyduğu kadarda ben kendisine saygı duyarım.Yanlış ifade etmek istemem bu ayeti sana söylemiyorum , sanal alemde "türedi ateizm" modası sebebiyle bu tip bir davranış içindeyim.

 

Not:Sen diye hitap ettim mahsuru yoktur inşallah...

Saygılar

Gönderi tarihi:
Evlenmeden once neden konusmuyorlarmis ki bu Millet. Eger dinime cok bagliysam dinine fazla bagli olmayanla evlenmem madem benim icin bu cok buyuk bir problemse...

Ama ayrilma sebebi'de oldugunu kendim gordum. Bayadir evli olan bir cift iclerinde biri namaz'a basladi oburkusu ilgilenmedi ve ikisi hayatta daha denisik gozlerle baktiklari icin ayrilma karari verdiler yani olur boyle seyler :)

 

Ilgimi ceken yer ise aldatma konusunda dedikleri... izdirabi icinizde tasir ve beraberlige katlanirsiniz ve tavsiye ediyor bunu... Acaba bir bayan beyin'i aldatsa ayni tavsiyede mi buluyor adamlara? izdirabi icinizde tasiyin haniminizi kurtarmis olurdunuz vs...

Evlenmeden önce konuşulmaması konusunda katılıyorum size.

İlgini çeken şeyi tavsiye etmiyor bir kere daha bakmanı rica edicem.

 

 

"Bunu bahane eder, bunu gerekçe gösterir, eğer hukuki altyapısını da hazırlayabilirse hemen boşanabilir. Hakkıdır bu. Fakat bu bir boşanma zorunluluğu da oluşturmaz. Onu da bilmek lazım. Yani insanlar bakarlar, ederler, ölçerler, biçerler, bu şartlarda, yani bir İslam ülkesinde değilsiniz ki siz, bu şartlarda boşansa ne olacak. Daha kötü durumlar ortaya çıkabilir. O zaman sineye çekerse ne olur? Sineye çekerse çekmiş olur. Yani nikahsız olmazlar. Devam ederler ve diyelim ki böyle bir hata veya böyle büyük bir aldatma varsa onun olmaması için imkanlar hazırlar, dualar eder, tevbe ettirir ve artık bundan sonraki hayatlarının temiz olmasına çalışır ama hiçbir zaman saplanan o hançer yarası oradan çıkmaz. Hiçbir zaman o unutulmaz, o ayrı bir şey. Temizliğe bir leke sürülmüştür ve o lekenin bütün bütün yani günah olarak silinmesi mümkün ama, Allah'ın defterinden silinmesi mümkün ama, insan zayıf bir varlıktır.

 

İNSANIN VİCDANINDAN, KALBİNDEN BUNUN SİLİNMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR. BUNU YA BÖYLE KABUL EDER SİNEYE ÇEKER; BUNUNLA DEVAM EDER VEYAHUT TA BOŞANMA SEBEBİ SAYAR ANINDA BOŞANIR. YANİ DİYELİM BUNU BUGÜNKÜ HUKUK SİSTEMİ, ZİNAYI SUÇ SAYMIYOR, BOŞAMIYORSA BUNUN BİR BAŞKA YOLUNU BULUR; İSTERSE BOŞANIR İSTEMEZSE BOŞANMAZ."

Gönderi tarihi:
Kimseyi alakadar etmediğini düşünüyorum.

Okuduğumu şıp diye anlamak gibi bir huyum var, huyum kurusun. Beşer hocanın da ne dediğini anlamak için zahmete hiç gerek yok. Kimseyi alakadar etmese, soru soran kişiler izleyiciye açık bir platformda sormazlar ve o da yine aynı açık platformda yanıt vermezdi.

 

Ne yani şimdi midesinden rahatsız biri yayına bağlanıp doktora reflünün ne olduğunu sorsa, yayın sadece midesi olanları ilgilendiriyor, midesi olmayanları ilgilendirmiyor mu diyeceksiniz? Çoğu izleyici soruyu soranlar gibi evli ve belki aklından boşanmak geçen vardır?

 

Anadilimiz Türkçe ve anlama özürlü hiç değiliz, merak etmeyin. Anladık, reddettik...

 

Onu geçin de, İslam şeriatında kadının eşini boşama hakkı var mı, ona gelin. Ne âla memleket. Hem İslam şeriatını savun, hem medeni hukuka göre ahkam kes. Nerden bu yoğurdun bolluğu? ***

Gönderi tarihi:

Bütün kitaplardaki "kanunlar" sadece yazıldıkları dönemde uygulanabilir. Daha sonraki dönemlerde de uygulanabilmeleri için kısmen veya tamamen değiştirilmeleri gerekir.

 

Dinlerin kutsal kitapları da buna dahildir. Ben inanan bir "müslüman" olarak söylüyorum (şimdi bazıları beni tekfir etmeye kalkarlar ama...),Tevrat ve İncil'de olduğu gibi Kur'an'daki "hukukla ilgili ayetler" (ŞERİAT) de sadece nazil oldukları döneme ait ve uygun olduğu için, Hz.Muhammet ve Ashab-ı Kiramın yaşadığı "dört halife" döneminde başarıyla uygulanmıştır. Ayetlerin indiği dönemdeki insanlar (ashabı kiram) dünyadan çekildiği zaman ise , Kur'an'ın "hukukla ilgili" şeriat hükümleri değil, "inanç ve ahlak" hükümleri kıyamete kadar müslümanlara ve tüm insanlığa hitap edecektir.

 

Eğer dini "şeriat"lar, Allah tarafından gönderildi diye sonsuza kadar uygulanabilir nitelikte olsaydı, insanlara Allah'ın gönderdiği ilk büyük kitap Tevrat olmazdı da Kur'an olurdu ve Hz. Musa'ya veya Hz.Muhammed'e değil de Hz. Adem'e gönderilirdi. Bir daha başka kitap da gönderilmezdi insanlığa. O kitap Allah tarafından korunacağı için tahrif edilmezdi, ebedi olarak "kanun kitabı" (anayasa) diye geçerli olurdu.

 

Ya da Hz. Muhammed, Hz. Adem'in yerine ilk insan olarak yaratılırdı, Kur'an da hemen daha o zaman indirilirdi insanlığa. Nasılsa Allah'ın gücü onu korumaya her zaman yetecektir. Ama öyle olmadı. Neden acaba?

 

Çünkü insanlık, her geçen asırda kendini geliştirerek ilerliyor ve "değişiyor". İnsanlık değişince de onu idare edecek olan kanunlar değiştiriliyor. Dini kitaplardaki "hukuk" (şeriat) hükümleri de aynı şekilde Kur'an gelinceye kadar hep değiştirilmiştir. Bu hükümler Tevrat, İncil ve Kur'an'da aynı değildir. Bunu Kur'an söylüyor.

 

Dolayısı ile Dört Halife döneminden sonra yaşayan müslümanlar da Kur'an'daki "inanç ve ahlak" hükümlerine ters düşmeyecek şekilde yeni yönetim biçimleri, yeni hukuk sistemleri oluşturmak zorundadırlar.

 

"Demokrasi ve medeni hukuk" gibi kavramları müslümanların benimsemesini "İslam'a aykırı" diye değerlendirmek yanlıştır.

Gönderi tarihi:
Okuduğumu şıp diye anlamak gibi bir huyum var, huyum kurusun. Beşer hocanın da ne dediğini anlamak için zahmete hiç gerek yok. Kimseyi alakadar etmese, soru soran kişiler izleyiciye açık bir platformda sormazlar ve o da yine aynı açık platformda yanıt vermezdi.

 

Ne yani şimdi midesinden rahatsız biri yayına bağlanıp doktora reflünün ne olduğunu sorsa, yayın sadece midesi olanları ilgilendiriyor, midesi olmayanları ilgilendirmiyor mu diyeceksiniz? Çoğu izleyici soruyu soranlar gibi evli ve belki aklından boşanmak geçen vardır?

 

Anadilimiz Türkçe ve anlama özürlü hiç değiliz, merak etmeyin. Anladık, reddettik...

 

Onu geçin de, İslam şeriatında kadının eşini boşama hakkı var mı, ona gelin. Ne âla memleket. Hem İslam şeriatını savun, hem medeni hukuka göre ahkam kes. Nerden bu yoğurdun bolluğu? ***

İslam şeriatını tabiki savunacağım ama şu an ülkemde laik hukuk sistemi egemen ve ben ülkemin yasalarına saygılıyım...

Kişiselleştirmelerden kaçarak söylüyorum ki arkadaş anlayıp anlamadığını bir daha düşün , ekrandaki doktor değil İslam İlahiyatçısı yani söylediği inanmış olanı bağlar ama doktorun yahudisi ermenisi olmaz o söylüyorsa reflü reflüdür o kadar ve her insanda aşağı yukarı aynı sonuçları doğurur , bitmiştir.

Mesela başka bir Hoca'da çıkıp hadiseyi farklı yorumlayabilir...

Anlatabildim mi?

Gönderi tarihi:

Doktor örneğini rasgele verdim. Avukat da olabilirdi izleyici bir hukuk sorununu sorabilirdi, muhasebeci de olabilirdi, izleyici bir vergi tahakkukunu da sorabilirdi. Konu müzik de olabilirdi, sanat da... Konunun soru sorulanın kimliğiyle veya sorulan sorunun alanıyla bir ilgisi yok. Konu, sorunun kamuya açık ortamda izleyici önünde sorulup yanıt verilmesi. "Başkalarını ilgilendirmez" denilemeyeceği. Toplum önünde konuşulan her şey, herkesi ilgilendiriyor demektir.

 

Şeriat konusuna gelince... Dini hiç bir kaynakta, temel olarak Kurân'da, "bu işler din işleridir, bu işler değişmez. Bu işler de hukuk işleridir, bunlar değişebilir" diye bir ayrım öngörülmemiştir. Bu ayrımı herhangi bir Kurân ayetiyle kanıtlayın, ben forumu terkedeceğim. Bu yöntemler, "ılımlı İslam" maskesi altında propaganda ve taraftar toplama yöntemleridir. Bana ayet göstereceksiniz. Böyle bir ayet yoktur. Tam tersine, şeriata temel teşkil eden ayetlerin sonunda "bunlar Allahın sınırlarıdır" denip bu sınırları ihlal edenler tehdit edilir. Hiç bir şekilde farklı uygulanabilecekleri hakkında bir done vermez. Tam tersine... Bu sınırları ihlal edilemez, çiğnenemez olarak gösterir.

 

İslam dini bütünsel bir yol olarak tanıtılır. Tümüne, inanç esaslarıyla, hukukuyla, bütünsel olarak iman edilip uygulanması zorunlu kılınır. Siz bana ne anlatıyorsunuz, İslam bırakın ayetleri uygulamamayı, farklı uygulamayı, sünnetleri değiştirmeyi bile bid'at saymış ve küfre, inkara eşdeğer göstermiştir. Hadi bu bidat konusunu kenara koyalım. Ama Kurânda "şeriatımı, verdiğim hükümlerimi değiştirebilirsiniz" diye bir kayıt olmadığı gibi, tersine değiştirilemeyeceğini söyleyen sayısız ayet var.

 

Gönlünüzün çektiğini ve gözlere hoş görünecek propagandaları değil, gerçekleri söyleyin. Ortalığı bir ılımlı İslam propagandasıdır sardı ve buna kapılmayan neredeyse yok gibi! Toplu bir hipnoz yaşanıyor. Koca bir toplumun beyni propagandalarla yıkanıyor...

Gönderi tarihi:
Şeriat konusuna gelince... Dini hiç bir kaynakta, temel olarak Kurân'da, "bu işler din işleridir, bu işler değişmez. Bu işler de hukuk işleridir, bunlar değişebilir" diye bir ayrım öngörülmemiştir. Bu ayrımı herhangi bir Kurân ayetiyle kanıtlayın, ben forumu terkedeceğim. Bu yöntemler, "ılımlı İslam" maskesi altında propaganda ve taraftar toplama yöntemleridir. Bana ayet göstereceksiniz. Böyle bir ayet yoktur. Tam tersine, şeriata temel teşkil eden ayetlerin sonunda "bunlar Allahın sınırlarıdır" denip bu sınırları ihlal edenler tehdit edilir. Hiç bir şekilde farklı uygulanabilecekleri hakkında bir done vermez. Tam tersine... Bu sınırları ihlal edilemez, çiğnenemez olarak gösterir.

 

İslam dini bütünsel bir yol olarak tanıtılır. Tümüne, inanç esaslarıyla, hukukuyla, bütünsel olarak iman edilip uygulanması zorunlu kılınır. Siz bana ne anlatıyorsunuz, İslam bırakın ayetleri uygulamamayı, farklı uygulamayı, sünnetleri değiştirmeyi bile bid'at saymış ve küfre, inkara eşdeğer göstermiştir. Hadi bu bidat konusunu kenara koyalım. Ama Kurânda "şeriatımı, verdiğim hükümlerimi değiştirebilirsiniz" diye bir kayıt olmadığı gibi, tersine değiştirilemeyeceğini söyleyen sayısız ayet var.

 

Gönlünüzün çektiğini ve gözlere hoş görünecek propagandaları değil, gerçekleri söyleyin. Ortalığı bir ılımlı İslam propagandasıdır sardı ve buna kapılmayan neredeyse yok gibi! Toplu bir hipnoz yaşanıyor. Koca bir toplumun beyni propagandalarla yıkanıyor...

 

Sayın demirefe,

Sözlerinizin çoğuna katılıyorum. Mesela, "Dini hiç bir kaynakta, temel olarak Kurân'da, "bu işler din işleridir, bu işler değişmez. Bu işler de hukuk işleridir, bunlar değişebilir" diye bir ayrım öngörülmemiştir. Bu ayrımı herhangi bir Kurân ayetiyle kanıtlayın, ben forumu terkedeceğim."diyorsunuz ki çok doğru ve haklısınız.

 

"Tam tersine, şeriata temel teşkil eden ayetlerin sonunda "bunlar Allahın sınırlarıdır" denip bu sınırları ihlal edenler tehdit edilir. Hiç bir şekilde farklı uygulanabilecekleri hakkında bir done vermez. Tam tersine... Bu sınırları ihlal edilemez, çiğnenemez olarak gösterir. "derken de haklısınız fakat bir farkla:

 

"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyen kafirlerin, fasıkların ta kendileridir" gibi, ılımlı İslam veya radikal şeriatçıların anlayışını destekler gibi görünen ayetler Kuran'da bir çok yerde geçiyor. Ama bu ayetlerde veya hiçbir ayette "kıyamete kadar bütün inananların bunlarla hükmetmesi" anlamını da ben çıkaramıyorum. Eğer öyle bir anlam doğru olsaydı, aynı Kuran başka ayetlerinde "tevrattaki bir çok hükmün Kuran'la kaldırıldığını veya Kuran'daki bazı ayetlerin "neshedildiğini"söylemezdi. Demek ki hüküm bildiren ayetler Kuran'a göre bile "zamanı geçtikten sonra" kaldırılabiliyormuş. Yani uygulanamayabiliyormuş. Bu benim yorumum ve anlayışım tabii.

 

Bazı İslam ulemasının görüşüne göre benim gibi düşünenler dinden çıkmış kişiler olarak sayılıyor olabilir. Bana göre de onlar yanlış düşünüyorlar.

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Bütün kitaplardaki "kanunlar" sadece yazıldıkları dönemde uygulanabilir. Daha sonraki dönemlerde de uygulanabilmeleri için kısmen veya tamamen değiştirilmeleri gerekir.

 

Dinlerin kutsal kitapları da buna dahildir. Ben inanan bir "müslüman" olarak söylüyorum (şimdi bazıları beni tekfir etmeye kalkarlar ama...),Tevrat ve İncil'de olduğu gibi Kur'an'daki "hukukla ilgili ayetler" (ŞERİAT) de sadece nazil oldukları döneme ait ve uygun olduğu için, Hz.Muhammet ve Ashab-ı Kiramın yaşadığı "dört halife" döneminde başarıyla uygulanmıştır. Ayetlerin indiği dönemdeki insanlar (ashabı kiram) dünyadan çekildiği zaman ise , Kur'an'ın "hukukla ilgili" şeriat hükümleri değil, "inanç ve ahlak" hükümleri kıyamete kadar müslümanlara ve tüm insanlığa hitap edecektir.

 

Eğer dini "şeriat"lar, Allah tarafından gönderildi diye sonsuza kadar uygulanabilir nitelikte olsaydı, insanlara Allah'ın gönderdiği ilk büyük kitap Tevrat olmazdı da Kur'an olurdu ve Hz. Musa'ya veya Hz.Muhammed'e değil de Hz. Adem'e gönderilirdi. Bir daha başka kitap da gönderilmezdi insanlığa. O kitap Allah tarafından korunacağı için tahrif edilmezdi, ebedi olarak "kanun kitabı" (anayasa) diye geçerli olurdu.

 

Ya da Hz. Muhammed, Hz. Adem'in yerine ilk insan olarak yaratılırdı, Kur'an da hemen daha o zaman indirilirdi insanlığa. Nasılsa Allah'ın gücü onu korumaya her zaman yetecektir. Ama öyle olmadı. Neden acaba?

 

Çünkü insanlık, her geçen asırda kendini geliştirerek ilerliyor ve "değişiyor". İnsanlık değişince de onu idare edecek olan kanunlar değiştiriliyor. Dini kitaplardaki "hukuk" (şeriat) hükümleri de aynı şekilde Kur'an gelinceye kadar hep değiştirilmiştir. Bu hükümler Tevrat, İncil ve Kur'an'da aynı değildir. Bunu Kur'an söylüyor.

 

Dolayısı ile Dört Halife döneminden sonra yaşayan müslümanlar da Kur'an'daki "inanç ve ahlak" hükümlerine ters düşmeyecek şekilde yeni yönetim biçimleri, yeni hukuk sistemleri oluşturmak zorundadırlar.

 

"Demokrasi ve medeni hukuk" gibi kavramları müslümanların benimsemesini "İslam'a aykırı" diye değerlendirmek yanlıştır.

 

:clover: Sn.Yazgan, bir çok konuda aynı düşündüğümüzü görüyor ve şaşırıyorum. Acaba, bunun nedeni aklın yolunun bir olması mı ? :)

 

Demirefenin, bu görüşün öne sürülebilmesi için delil istediği ayetler de şunlar :

 

A’râf Suresi 203. ayet (Toplam 206 ayet)

 

Onlara bir ayet getirmediğinde, "Onu da şuradan buradan derleseydin ya!" diye konuşurlar. De ki: "Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir."

 

Ra’d Suresi 38. ayet (Toplam 43 ayet)

 

Yemin olsun, biz senden önce de resuller gönderdik, onlara da eşler ve evlatlar verdik. Hiçbir resul, Allah'ın izni olmadıkça herhangi bir mucize getiremez. Her süre/süreç için bir kitap vardır.

 

Ayrıca, bizim bu görüşümüzün, demirefenin sandığı gibi, 'Ilımlı İslam'la uzaktan yakından alakası yok. Çünkü, İslam ülkelerine ABD'nin önerdiği, BOP çerçevesindeki 'Ilımlı İslam', bir siyasal sistemdir.

 

İslam dünyasında yeni gelişmeye başlayan bizim bahsettiğimiz bu tasavvurun ise siyaset ile bir ilgisi yok. Daha doğrusu, İslamı siyasetten kurtarıp gerçek amacına yani kişinin vicdanına yönelten bir tasavvur.

Gönderi tarihi:
Tabiki var,siz olmadığınımı düşünüyorsunuz..

Düşünüyor değil, biliyorum. Yoktur. Kurân'da boşama yetkisi erkeğe tanınmıştır. Kadına tanınmamıştır.

Gönderi tarihi:
Tabiki var,siz olmadığınımı düşünüyorsunuz..

 

Koca eşini boşamak isterse, Islam dininde, onun yalnız üç(3) defa "Seni boşarım" demesi yeter. Bu kadar kolay. Kadın boşamak isterse böyle bir şey yok. Bosama yol kanunları kadınlar için engellliklerle doludur.

Gönderi tarihi:
Düşünüyor değil, biliyorum. Yoktur. Kurân'da boşama yetkisi erkeğe tanınmıştır. Kadına tanınmamıştır.

 

Evet ... bunun sebebi, Kuran Erkeklere hitaben yazilmistir, kadinlar için degil.

Gönderi tarihi:
Düşünüyor değil, biliyorum. Yoktur. Kurân'da boşama yetkisi erkeğe tanınmıştır. Kadına tanınmamıştır.

 

Sayin demirefe kusura bakmayin,bu konuda sizinle tartismaya girmek istemiyorum ama herald bilgi noksanligi var,cünkü Kuran'da erkekler bosayabiliri diye bir ayet yoktur,es'lerin biribirini bosamasindan bahsedilir.Bilmiyorum bunu hangi Kuranda okudunuz ama dogru degil yani.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
herald bilgi noksanligi var,

Kesinlikle var. Bu bilgiyi elde etmek ise öyle kolay ki, bir meali açıp okumak yeterli. İpucu: Okuyacağınız sure Bakara... 200 lerden sonrası filan... Bu kadar kolay ulaşılacak bu kadar kesin bir bilgiden yoksun kalıp, İslamda kadının da boşama hakkının erkekle aynı şekilde var olduğunun zannedilmeye devam edilebilmesi, ılımlı İslam propagandasının hakkını yememek lazım, ne kadar etkin ve yaygın olduğunu gösteriyor.

 

Ilımlı İslam propagandası için tüm iç ve dış güçler tüm güçlerini, ellerindeki her imkanı, satın alabilecekleri her aydını, her entelektüeli, son güçleriyle kullanıyorlar. Bu kampanya son zamanlarda görülmüş en büyük ve kapsamlı kampanya. İslamcı grupların neredeyse tamamı, bu kampanya uğruna aralarındaki görüş ayrılıklarını rafa kaldırdılar. İttifak edebilecekleri tüm güçleri yanlarına çekmek için her yolu deniyorlar.

 

Bu kampanya uğruna dini televizyonlardaki bayan sunuculara başı, göğsü açık modern kıyafetlerle çıkmalarının kendilerine değil günah, tersine cihad sevabı kazandırdığı fetvaları ve güvenceleri veriliyor. Çünkü böylece dini ılımlı göstererek endişeleri gidermeye hizmet ediyorlar. Başını göğsünü açmanın, örtmekten fazla sevap kazandırdığı, çünkü cihad için, İslam için yapılan bir eylem, bir hizmet olduğu empoze ediliyor. Bu tür fetvalar vermek dinciler için peynir ekmektir, çok kolaydır.

 

Böylesine bir seferberlik hareketinin başarıya ulaşamaması eşyanın doğasına aykırı olduğu için ben sanmıyorum ki sonuçsuz kalsın. Ama nefesimiz yettiğince gerçeği söylüyoruz. Kim dinler, kim anlar bilemem...

Gönderi tarihi:
Kesinlikle var. Bu bilgiyi elde etmek ise öyle kolay ki, bir meali açıp okumak yeterli. İpucu: Okuyacağınız sure Bakara... 200 lerden sonrası filan... Bu kadar kolay ulaşılacak bu kadar kesin bir bilgiden yoksun kalıp, İslamda kadının da boşama hakkının erkekle aynı şekilde var olduğunun zannedilmeye devam edilebilmesi, ılımlı İslam propagandasının hakkını yememek lazım, ne kadar etkin ve yaygın olduğunu gösteriyor.

 

Ilımlı İslam propagandası için tüm iç ve dış güçler tüm güçlerini, ellerindeki her imkanı, satın alabilecekleri her aydını, her entelektüeli, son güçleriyle kullanıyorlar. Bu kampanya son zamanlarda görülmüş en büyük ve kapsamlı kampanya. İslamcı grupların neredeyse tamamı, bu kampanya uğruna aralarındaki görüş ayrılıklarını rafa kaldırdılar. İttifak edebilecekleri tüm güçleri yanlarına çekmek için her yolu deniyorlar.

 

Bu kampanya uğruna dini televizyonlardaki bayan sunuculara başı, göğsü açık modern kıyafetlerle çıkmalarının kendilerine değil günah, tersine cihad sevabı kazandırdığı fetvaları ve güvenceleri veriliyor. Çünkü böylece dini ılımlı göstererek endişeleri gidermeye hizmet ediyorlar. Başını göğsünü açmanın, örtmekten fazla sevap kazandırdığı, çünkü cihad için, İslam için yapılan bir eylem, bir hizmet olduğu empoze ediliyor. Bu tür fetvalar vermek dinciler için peynir ekmektir, çok kolaydır.

 

Böylesine bir seferberlik hareketinin başarıya ulaşamaması eşyanın doğasına aykırı olduğu için ben sanmıyorum ki sonuçsuz kalsın. Ama nefesimiz yettiğince gerçeği söylüyoruz. Kim dinler, kim anlar bilemem...

 

Sayin demirefe,ben yine bilgi noksanliginda kaliyorum.Kuranin hicbir ayetinde bosama hakki erkegindir diye yazmaz.Kelimeleri yanlis yorumlama olayi var bence,Kuran'da eslerden bahseder,"ZEVC"kelimesi gecer ki "ZEVC"kelimesi kadin anlamina gelmez,zevc herkes icin bir digeridir.Sizi elestirmek anlaminda yazmiyorum ama dogruya dogru demek zorundayiz,yoksa kendi kendimiz kesmekeslige düseriz.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Kur'an'da boşanma ile ilgili dört ayet var. İkisinde erkeklerin eşini boşamasından bahsediliyor, diğer ikisinde ise eşlerin boşanmasından bahsediliyor.

 

Fakat, hiçbir ayette "kadının eşini boşama hakkı olamaz, boşama sadece erkeğin hakkıdır" diye bir ifade de yok.

 

Her şeriat, ancak "geldiği döneme" hitap edeceği için, "erkeğin" boşama hakkının vurgulanıp, "kadının" hakkının vurgulanmamış olması, o zamanın şartlarına uygun olduğundandır.

 

Sonraki zamanlar için ise kapı açık bırakılmıştır.

Gönderi tarihi:

Bosanma konusunu anlamak icin, Erkek Kadin iliskilerini anlamak lazim.

 

Kadinlar erkeklerin mallaridir ...

 

Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın. .... (2:223)

 

Erkekler Kadinlari bosayabilir ve geri alabilir.

 

Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah'ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helal olmaz. Kocaları bu süre içinde barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler. Kadınların, yükümlülükleri kadar meşru hakları vardır. Yalnız erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. (2:228)

 

Erkekler kadinlari mal gibi tutarlar veya serbest birakirlar ...

 

Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman, ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın ... (2:231)

 

Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman kendi aralarında aklın ve dinin gereklerine uygun olarak güzellikle anlaştıkları takdirde, eşleriyle (yeniden) evlenmelerine engel olmayın.... (2:232)

 

Kadinlari bosamak isterseniz, size hic bir gunah yoktur.

 

Kendilerine el sürmeden ya da mehir belirlemeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur.... (2:236)

 

 

Erkeklerin bosama hakki, ("talak, talak, talak" ) "boşarım seni" ifadesini 3 defa tekrar edince... yerine gelir. Bunu Hadislerinden ogrenebilirsiniz. Islam alimlerinin inkar etmedigi bir gercektir.

 

Talak (Sure 65).... Medine Donemindeki surede bu konuda, Muhammedin dahada fazla sozleri vardir ....

Gönderi tarihi:
Sayin demirefe,ben yine bilgi noksanliginda kaliyorum.Kuranin hicbir ayetinde bosama hakki erkegindir diye yazmaz.Kelimeleri yanlis yorumlama olayi var bence,Kuran'da eslerden bahseder,"ZEVC"kelimesi gecer ki "ZEVC"kelimesi kadin anlamina gelmez,zevc herkes icin bir digeridir.Sizi elestirmek anlaminda yazmiyorum ama dogruya dogru demek zorundayiz,yoksa kendi kendimiz kesmekeslige düseriz.

 

 

saygilarla

 

Yukarda verdigim örneklerde oldugu gibi... fakat bana kadınlara hitaben yazılmış "Erkekleri boşadığınız ..." gibi başlayan bir ayet bulabilirmisiniz?

Gönderi tarihi:
Bosanma konusunu anlamak icin, Erkek Kadin iliskilerini anlamak lazim.

 

Kadinlar erkeklerin mallaridir ...

Kadınlar erkeklerin malları değildir, hiçbir ayete göre.

 

Erkekler kadınları boşayabilir ve geri alabilir. Bu haliyle kadınların üzerinde tek taraflı bir yetkiye sahiptirler ama bu, o dönemin şartlarına göre doğru bir uygulamadır. Şeriat kuralıdır, sadece o günün şartlarında uygulanır. Ayetlerin ortaya çıktığı dönemden sonraki çağlarda uygulanması İslam'ın olmazsa olmaz bir şartı değildir.

 

"Erkeklerin bosama hakki, ("talaq, talaq, talaq" ) "boşarım seni" ifadesini 3 defa tekrar edince... yerine gelir. Bunu Hadislerinden ogrenebilirsiniz. Islam alimlerinin inkar etmedigi bir gercektir. " diyorsunuz, doğru. Fakat bu da şeriat hükmü olduğu için sadece o günün şartlarına uygun olup, günümüzde uygulanması doğru değildir.

 

Kaldı ki, o gün için bile uygulama tam sizin dediğiniz gibi değildir. Bazı dincilerin daha Emeviler döneminden itibaren kafalarına ve İslam öncesi Arap adetlerine göre hadis uydurdukları, hadisleri değiştirdikleri de biliniyor. Birbiriyle çelişen binlerce hadis var. Kuran'a uygun olanları gerçek hadis saymak gerekir.

 

Bu sahih(gerçek) hadislere göre ise, erkeğin üç boşanma hakkı bir çırpıda "boşsun, boşsun, boşsun" diyerek eşinden ayrılması değildir. Her "boşsun" sözü arasında bir ay gibi bir süre olması ve bu süre içinde erkeğin eşine hiç dönmemiş olması gerekmektedir. İlk boşamadan sonra bir ay geçmiş ve erkek eşine dönmemişse boşama gerçekleşmiş olur, fakat erkek eşini daha sonra tekrar geri alabilir. Erkek bu şekillerde eşini iki defa boşayıp, en az birer ay ayrı kaldıktan sonra tekrar geri alabilirse de, bu boşama işi üç defa olmuş ise artık geri alma hakkı başka bir şarta bağlanmaktadır. O da, kadının bir başka erkekle evlenmesi gerektiği ve bu evlilikten de boşanırsa ancak o zaman tekrar eski eşiyle evlenme hakkının doğduğu yönündedir. (Bu hak hem erkek hem de kadın için geçerlidir.)

 

Bu uygulamalar, daha önce dediğim gibi sadece o günler için doğru ve uygun kabul edilmeli, günümüzde çağın gereklerine göre kanunlar oluşturulmalıdır. Bu kanunların ise Kuran'daki ahlak ve inanç değerlerine ters düşmemesi yeterlidir. (Şeriatçılar bunu kabul etmiyor tabii. Onlar, Peygamber dönemindeki kanunların kıyamete kadar geçerli olduğunu; her dönemde, her çağda müslümanlar tarafından harfiyyen uygulanması gerektiğine inanıyorlar.)

Gönderi tarihi:
Kadınlar erkeklerin malları değildir, hiçbir ayete göre.

 

Erkekler kadınları boşayabilir ve geri alabilir. Bu haliyle kadınların üzerinde tek taraflı bir yetkiye sahiptirler ama bu, o dönemin şartlarına göre doğru bir uygulamadır. Şeriat kuralıdır, sadece o günün şartlarında uygulanır. Ayetlerin ortaya çıktığı dönemden sonraki çağlarda uygulanması İslam'ın olmazsa olmaz bir şartı değildir.

 

Kadinlar Kuran'a gore "hür" degillerdir. Bunu Kuranda ki bir ayette belirtir. Bu ayette 3 siniftan bahseder. Hürler, Köleler ve Kadinlar. Bu ayetin hangisi oldugunu size birakacagim.

 

Kadinlarin Mal olarak goruldugu bu ayetlerde bellidir.....

 

Hepsi Muhammede helal !

 

"...Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık...." (33:50)

 

Yukarda goruldugu gibide (2:229-232), Erkekler bir kac kadinla ayni zamanda evlenebilir ve bosayabilir onlari. Ne guzel erkekler icin degilmi?

 

(4:34) Ayette, Erkekler Kadinlari dovebilir.

 

(33:32-34) Ayetlerde, kadinlara evlerinde oturun diye emreder, yani kadinlari evde mahkum eder ....

 

"Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın. ..."(2:223)

 

"Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi...." (3:14) Demekki kadinlar davarlar ve ekinler gibiymis!

 

"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. ...." (33:59) Onlari paket gibi sarsinlar!

 

Evet dedigim gibi ... kadinlar Erkeklerin mali gibi gorulur Kur'anda.

 

Yukardaki "Ayetlerin ortaya çıktığı dönemden sonraki çağlarda uygulanması İslam'ın olmazsa olmaz bir şartı değildir." sözlerinize gelince, bu Islam dini inançlarina aykiridir. Bir taraftan Kuran Allahin sozu diyip, diger taraftan Allahin sözleri yaşadigimiz çagda geçerli degildir demek mantiksizdir.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.