Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İSLAM ZERDÜŞTİĞİLİN ARAPSAL MEZHEBİMİ?


doçent

Önerilen İletiler

merhaba

 

önce islam ve zerdüştilık arasındaki yoğun benzerliği el alalım

 

islam zerdüştilik

allah hura mazda

muhammed penta Zarathustra (Zerdüşt)

kuran avesta

şeytan Agna Mainyu Ahriman

sırat köprüsü Çinvato pereto

cennet iyilikler ülkesi

cehennem kötülükler ülkesi

5 vakit namaz 5 vakit ateşe tapma

sembol kabe sembol ateş

oruç oruç

kelimeişehadet Fravarane

 

 

islamda kelimei şehadet

"Ben Allah'ın birliğine, Muhammed'in onun kulu ve resulü olduğuna şahitlik ederim."

 

zerdüştilikte Fravarane

Ben kendimi Mazda'nın tapıcısı ve Zarahustra'nın takipçisi olarak açıklıyorum. Kötü güçlerin düşmanı iyi güçlerin dostuyum. Ahüra Mazda'nın kurallarına bağlıyım."

 

 

zerdüştilikte beş vakit ibadet

 

Zerdüştiler’in günlük beş vakit ibadetleri’nin (Namah) vakitleri ile birlikte İslamiyet’te aynen sürdürüldüğünü ,Zarathuştra (Zarathustra-1995) okuyanlar bilirler. Bu beş vakit ibadet, 15 yaşından itibaren her Zerdüşti için yerine getirilmesi farz olan dini görevlerdendir.

 

Vakit ibadetlerine Zerdüştiler ”Gâh” diyorlardı. Gâh, Avesta’da uzay’ın adı olarak geçer. Orta dönem Zerdüştiler’in ”Çarx-ı Felek” dedikleri uzay, Zarathuştracılar’ın inancına dünyanın etrafında döner. Bu Gâh’lar işte döner bir çark olan uzayın beş dönüş peryoduna tekabül ederler. Ama Zarathustracılar bu beş vakit ibadetin sebebini, dönen uzayın beş peryodunu karşılamak ve bu peryodlara saygı göstermek olarak izah ediyorlar.

 

Sabahları yerine getirilen vakit ibadetinin adı; Hâvani Gahı’dır. Bu ibadet; Orta dönem Zerdüştilik’e (Akamenidler Dönemi Zerdüştiliği’ne) göre Güneş’le özdeşleştirilen Mithra’nın (Havani Vakti’nin Efendisi) koruması altında yapılan bir ibadetti ve takriben gündoğumu sırasında icra edilirdi.

 

Öğlen vakti icra edilen ibadete; Rapithwina Gahı adı verilmişti ve bu ibadet de Mithra’nın koruması altında yapılırdı.

 

İkindi Vakti icra edilen Uzayêirina Gahı ise takriben günbatımı saatlerinde veya saat üç cıvarında icra edilirdi. Bu ibadet Apam Napat’ın koruması altında yapılırdı..

 

Akşam Vakti icra edilen ibadetin, yani; Aiwisruthrima Gahı’nın Fravaşiler’in koruması altında olduğu farz edilirdi.

 

Yatsı ibadeti ise gecenin ikinci yarısında icra edilirdi ve Uşahina Gahı adını almıştı. Bu ibadet Sraoşa’nın koruması altında yapılırdı. Bu ”koruması altında yapılırdı” sözcüklerini siz ”Tanrı’nın emri altında bulunan O Yazata’nın bizi korumasının sağlanması için icra edilirdi” şeklinde de anlayabilirsiniz.

 

Bu ”namazları kılmak” için Zerdüştiler bir de abdest alırlar. Ayaklar, eller ve yüz ibadetten önce mutlaka temizlenir

Ama ay halini yaşayan kadınlar bu halin devam ettiği süre içerisinde vakit ibadetlerine katılamazlardı. Bunların tümü aynen Müslümanlık’ta da sürdürülmüştür.

 

 

ve son nokta

 

muhammedin öğretmeni islam tarihinin en tanıdık siması

Selman Farisi(iranlı eski mecusi yani zerdüşti)

 

 

şimdi sorumuza gelelim

 

temel ibadet gibi noktalarda salt zerdüştiizmden yaralanılmışmı?

şu an ki islam zerdüştizmin arapsal versiyonumu?

namazından abdestine hatta adet halindeki kadının ibadetine kadar tüm noktalarda ikiz benzerlik yaşan bu durum nasıl açıklanır?

zerdüş eğer bir peygamberseki muhammd hamidullah bir eserinde zerdüştün budanın elçi olduğunu beyan ediyor

kuran isadan sadece 630 yıl evvel gelen bu sistemden neden bahsetmez?

 

kuranıda bırakalım incil kendisinden sadece 630 yıl evvel gelen bu şeriati nasıl olurda es geçer en ufak bir açıklama dahi yapmaz?

 

kuranın kafir dediği kabul etmediği pagan dediği mecusi dediği toplum ve o toplumun kitabı avesta kuransal noktaları kurandan 1200 yıl evvel açıklarken kuranın desteklediği incil nasıl olurda bu tarz ilaha ibadet noktasındaki ayrıntıları hatta konuları içermez?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet, Hindistan - İran - Arabistan kuşağını bir bütünlük içinde ele alabiliriz bence de. Hindistan'da da namazı çok andıran tapınma şekilleri var. İbrahim adının Brahma'dan geldiği zaten tahmin ediliyor. Din bir dal da Arap yarımadasında vermiş. Bu dal Yahudi peygamberlerce sürdürülürken, bir Arap peygamberin çıkıp son vermesiyle nihayete ermiş. Sona ermesi için de Hristiyanlara tanınan hoşgörü, Yahudilere tanınmamış ve yarımada tamamen Araplaştırılmış. Çünkü Yahudilerin yeni bir peygamber iddiası çıkarmalarından korkulmuş, çünkü bu köklü bir gelenek onlarda. Hristiyan dini aslında Yahudiliğe son vermenin ilk başarısız girişimidir. Arap peygamber kesin bir kararlılıla bu işe son vermiş ve bunu desteklemek için de alemlerin kendisi için yaratıldığı gibi büyük iddialar dile getirmiş. Bu iddiaların tek amacı, bu işi burada kesmek ve devamını engellemektir.

 

Bu da bir evrim, bir süreç. İnsanlık kültür ürünleri bunlar, gökten inmiş filan değil. Aslında şu peygamber böyle demiş, böyle yapmış demenin de fazla bir anlamı olmayabilir, peygamber denilen insanların çoğunun gerçekten yaşamış olduğu bile kuşkulu. Söyledikleri rivayet edilen sözler de durumun gereğine göre oluşturulmuş sözlerdir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benzerlikler var gibi görünse de Allah ile Ahura Mazda'nın farklılıkları var. İslamda Allah tek iken, Ahura Mazda, 7 Ameşa Spentaların en önemlisi. Diğerleri ise Vohu-mano, Aşa-vahista, Kşatra-varya, Spenta-Armati, Harvatat, Amertal. Bunları meleklerle özdeştirmek de zor çünkü nurdan yaratıklar Mitralar bu benzetmeye daha uygun. Ahura Mazda daha çok Türklerdeki Gök tanrı sistemine benziyor.

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanrı sayısının azaltılması da din evrim sürecinin bir parçası. Önce her şey tanrıydı, her şeyin tanrısı vardı. Giderek bu tanrılar arasında bir hiyerarşi oluştu. Sonra en az yetkilileri cin, daha yüksek yetkili olanları melek kadrosuna alındı.

 

Son aşamaya yaklaşırken biri iyilikten, biri kötülükten sorumlu iki tanrıya kadar indirgeme yapıldı. (Yezdan-Ehriman inancı) Sonuçta bu da bırakıldı, kötülükten sorumlu tutulan tanrı da görevden azledilerek şeytan rütbesine indirgendi. Tanrı tek kaldı...

 

Aslında süreç burada durdu demek yanlış olur. Tanrının tümüyle yalnızlaştırılmasının giderilmesi için bazı girişimler de oldu. En yakını olan en büyük melek Ruhül Kudüs adıyla büyük yetkiler tanınarak tanrıya fazlaca yaklaştırıldı. Kutsal bakire inancı ile bir yakınlık daha icat edildi. Azizler, azizeler, evliyalar tanrıya yakınlaşıp tanrılaşma kervanına katıldı.

 

Birilerine de böylece "şirk" muhabbeti yapıp züğürt çenesi yorma kapısı güzelce bir açıldı. Oh ne ala memleket, tartışacak yığınla konu... Tartış tartış beyin yıka, tartış tartış uyut, surlar düşerken meleklerin cinsiyetini tartıştır, işi götür...

 

Yalnız bir kesim ABD, CIA ile filan muhatap oldukça bayağı bir gözleri açıldı ha! Dogmatiklerden beklenmeyecek işlere kalkışır oldular. Hikaye aynı: Bir kutsal kişi çıkar, etrafına adam toplar, belli bir güce eriştiğinde siyasi çarkların arasında ne kutsallığı kalır, ne bir şeyi, çarkların kölesi olur, ama kutsallığı abartıldıkça abartılır, kukla kimliğine bir kutsanmış efsane giydirilir, iş daha bir kıvamında götürülür.

 

Ne alengirli işler, değil mi? Organize işler bunlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanrı sayısının azaltılması da din evrim sürecinin bir parçası. Önce her şey tanrıydı, her şeyin tanrısı vardı. Giderek bu tanrılar arasında bir hiyerarşi oluştu. Sonra en az yetkilileri cin, daha yüksek yetkili olanları melek kadrosuna alındı.

.

.

.

Ne alengirli işler, değil mi? Organize işler bunlar...

 

güzel bir açıklama,bravo üstad.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

merhaba

.

.

.

kuranın kafir dediği kabul etmediği pagan dediği mecusi dediği toplum ve o toplumun kitabı avesta kuransal noktaları kurandan 1200 yıl evvel açıklarken kuranın desteklediği incil nasıl olurda bu tarz ilaha ibadet noktasındaki ayrıntıları hatta konuları içermez?

 

 

birincisi KURAN'DA 5 beş vakit namaz yok,3 üç vakit namaz var,öğle ile akşam sonradan birileri tarafından uydurulmuş vakitler,hemde 2 rekat olarak indirilmiş o kadar,yani fecr(doğmak,doğuş vakti) namazı 2 rekat,vusta(orta vakti),2 işa(gecenin erken vakti yani yatsı vakti)2 rekat

 

öğle,akşam,cenaze,teravih..........v.s.namazları sonradan uydurulan KURAN VE İSLAM'la alakası olmayan namazlar

 

ikincisi ise Selmani Farisi HZ.Muhammed'in ne hocalığını yapmış ve ne öğretmiştir

 

üçüncüsü ise zerdüşülik ilahi bir din olmadığı için yada var idi isede tahrip olduğu için İLAHİ KİTAPlarda yer almamıştır,

 

bir ayet;

nisa suresi164.ayet;Resuller var, hayat ve hatıralarını daha önce sana anlattık; resuller var, hayat ve hatıralarını sana anlatmadık. Allah, Mûsa'ya kelime kelime söz söylemişti.

 

benden bu kadar şimdilik.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

merhaba arci

 

islamın idiasına göre incil tahrip edilmiş değiştirilmiştir ancak kuran incilden kopyalar içerir

isanın şeriatide değiştirilmiştir ancak nasarada azizler islamda evliyalar vardır

 

avesta adında kitabı olan dünyevi uhrevi hayat anlatımı islam ile birebir örtüşen bir inanç nasıl olurda anlatılmaz

aralarında sadece 1200 yıl gibi yakın bir zaman dilimi var

 

eğer zerdüştizm tahrif edildi ise nasıl ourda hala aynı kanunları içerir

 

oysa aralarında 10000 yıl olan ademden bahseden ibrahimden şitten idristen bahseden allahın şeriat gönderdiği islami tabirle ululazm nebi olan zerdüştü es geçip bir kaç sahife indirdiği resullerden bahsetmesi garip değilmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

merhaba arci

 

islamın idiasına göre incil tahrip edilmiş değiştirilmiştir ancak kuran incilden kopyalar içerir

isanın şeriatide değiştirilmiştir ancak nasarada azizler islamda evliyalar vardır

 

avesta adında kitabı olan dünyevi uhrevi hayat anlatımı islam ile birebir örtüşen bir inanç nasıl olurda anlatılmaz

aralarında sadece 1200 yıl gibi yakın bir zaman dilimi var

 

eğer zerdüştizm tahrif edildi ise nasıl ourda hala aynı kanunları içerir

 

oysa aralarında 10000 yıl olan ademden bahseden ibrahimden şitten idristen bahseden allahın şeriat gönderdiği islami tabirle ululazm nebi olan zerdüştü es geçip bir kaç sahife indirdiği resullerden bahsetmesi garip değilmi?

 

Tahrif edilmiş dinlerde tabiki bir çok hüküm ve anlayış, o dinlerin kuruluş dönemlerindeki halinden epey uzaklaşmış veya tamamen değişmiş olsa da bazı hüküm, anlayış ve ögeler de değişmeden kalabilmiştir. Ama bu değişmeyen yönler ile değişenler karışık halde olduğu için, daha sonra Tanrının yeni dinleri insanlara gönderilmiştir. Bu şekilde değişenlerin yerine yeni ögeler gelirken, değişmemiş eski ögeler yeni kitapta da "tekrar edilmiştir".

 

Kur'an'da da bu şekilde, eski dinlerde olan bir çok hüküm veya öge tekrar edilmiş halde bulunmaktadır. Bunlar, tahrif edilmemiş olan hükümleri içerir.

 

Yani "tahrif edilmiş din" demek, tamamı bozulmuş veya değişmiş din demek değildir. Bugün, Kur'an'ın orijinali elimizde olduğu halde bile, müslüman dünyasında Kur'an'ın dışında, ona uymayan, (çoğu uydurma) hadislere dayandırılan bir İslam'ın mevcut olduğu düşünülürse, KUR'AN'IN DEĞİL-ama- UYGULANAN GELENEKSEL İSLAM'IN da, İslam'ın tahrif edilmiş şekli olduğunu söyleyebiliriz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

merhaba arci

 

islamın idiasına göre incil tahrip edilmiş değiştirilmiştir ancak kuran incilden kopyalar içerir

isanın şeriatide değiştirilmiştir ancak nasarada azizler islamda evliyalar vardır

 

avesta adında kitabı olan dünyevi uhrevi hayat anlatımı islam ile birebir örtüşen bir inanç nasıl olurda anlatılmaz

aralarında sadece 1200 yıl gibi yakın bir zaman dilimi var

 

eğer zerdüştizm tahrif edildi ise nasıl ourda hala aynı kanunları içerir

 

oysa aralarında 10000 yıl olan ademden bahseden ibrahimden şitten idristen bahseden allahın şeriat gönderdiği islami tabirle ululazm nebi olan zerdüştü es geçip bir kaç sahife indirdiği resullerden bahsetmesi garip değilmi?

 

 

doçent kardeş,gönderdiğim yazıyı iyice oku,ayrıca gönderdiğim ayete iyi bak,sonra iyice düşün,sonra konuşalım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tahrif edilmiş dinlerde tabiki bir çok hüküm ve anlayış, o dinlerin kuruluş dönemlerindeki halinden epey uzaklaşmış veya tamamen değişmiş olsa da bazı hüküm, anlayış ve ögeler de değişmeden kalabilmiştir. Ama bu değişmeyen yönler ile değişenler karışık halde olduğu için, daha sonra Tanrının yeni dinleri insanlara gönderilmiştir. Bu şekilde değişenlerin yerine yeni ögeler gelirken, değişmemiş eski ögeler yeni kitapta da "tekrar edilmiştir".

 

Kur'an'da da bu şekilde, eski dinlerde olan bir çok hüküm veya öge tekrar edilmiş halde bulunmaktadır. Bunlar, tahrif edilmemiş olan hükümleri içerir.

 

Yani "tahrif edilmiş din" demek, tamamı bozulmuş veya değişmiş din demek değildir. Bugün, Kur'an'ın orijinali elimizde olduğu halde bile, müslüman dünyasında Kur'an'ın dışında, ona uymayan, (çoğu uydurma) hadislere dayandırılan bir İslam'ın mevcut olduğu düşünülürse, KUR'AN'IN DEĞİL-ama- UYGULANAN GELENEKSEL İSLAM'IN da, İslam'ın tahrif edilmiş şekli olduğunu söyleyebiliriz.

 

TŞK.ÜSTAD,iyi açıklamışsınız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

afedersin

Rica ederim, ortada affa değer bir konu yok.

 

TABİKİ BU GÖRÜŞÜNÜZE KATILMIYORUM.

Elbette, bu da doğal. Hiç kimsenin burada birini aynen okeylemek için yazdığını sanmıyorum. Burası bir forum ve tabii ki farklı bakış açıları ortaya konacak. Ne bakımdan katılmadığınızı belirtirseniz konuyu geliştiririz, hepimiz için faydalı olur. Ben de bir yanlışım varsa geri almaktan çekinmem...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanrı sayısının azaltılması da din evrim sürecinin bir parçası. Önce her şey tanrıydı, her şeyin tanrısı vardı. Giderek bu tanrılar arasında bir hiyerarşi oluştu. Sonra en az yetkilileri cin, daha yüksek yetkili olanları melek kadrosuna alındı.

 

Son aşamaya yaklaşırken biri iyilikten, biri kötülükten sorumlu iki tanrıya kadar indirgeme yapıldı. (Yezdan-Ehriman inancı) Sonuçta bu da bırakıldı, kötülükten sorumlu tutulan tanrı da görevden azledilerek şeytan rütbesine indirgendi. Tanrı tek kaldı...

 

Aslında süreç burada durdu demek yanlış olur. Tanrının tümüyle yalnızlaştırılmasının giderilmesi için bazı girişimler de oldu. En yakını olan en büyük melek Ruhül Kudüs adıyla büyük yetkiler tanınarak tanrıya fazlaca yaklaştırıldı. Kutsal bakire inancı ile bir yakınlık daha icat edildi. Azizler, azizeler, evliyalar tanrıya yakınlaşıp tanrılaşma kervanına katıldı.

 

Birilerine de böylece "şirk" muhabbeti yapıp züğürt çenesi yorma kapısı güzelce bir açıldı. Oh ne ala memleket, tartışacak yığınla konu... Tartış tartış beyin yıka, tartış tartış uyut, surlar düşerken meleklerin cinsiyetini tartıştır, işi götür...

 

Yalnız bir kesim ABD, CIA ile filan muhatap oldukça bayağı bir gözleri açıldı ha! Dogmatiklerden beklenmeyecek işlere kalkışır oldular. Hikaye aynı: Bir kutsal kişi çıkar, etrafına adam toplar, belli bir güce eriştiğinde siyasi çarkların arasında ne kutsallığı kalır, ne bir şeyi, çarkların kölesi olur, ama kutsallığı abartıldıkça abartılır, kukla kimliğine bir kutsanmış efsane giydirilir, iş daha bir kıvamında götürülür.

 

Ne alengirli işler, değil mi? Organize işler bunlar...

1.Allah tek ve eşsiz bir yaradandır,eğerki tanrılar çok olsa idi üstünlük taslamak için birbirleriyle savaşır dururlardı.

2.(Yezdan-Ehriman inancı) bizi bağlamaz,onların görüşleri ve çok saçma,masalsı bir anlatım.

3.en büyük melek Ruhül Kudüs sadece bir vahiy meleğidir,büyük yetkiler tanınmamıştır,en büyük kavramı ve yetkisi yoktur,tabiki GERÇEK İSLAM inancına göre

4.kutsal bakire,aziz ve azizeler şu andaki incil inancından dolayı bu hale gelmiştir,bunu hristiyanlar cevap versin.

5.evliyalar kelimesi ise veli kelimesinin çoğuludur,yakınlaşmış,yakınlaşmışlar anlamında Arapça bir kelimedir,eğerki bu insanlar ALLAH'A yakınlaşmış iseler bunda bir sorun göremiyorum.

6.kusura bakmayın ama yazınız masalsı,ateistçe,kavram kargaşanına düşmüş ve çok mutsuz bir insanın portresi olmuş,çok özür dilerim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

2.(Yezdan-Ehriman inancı) bizi bağlamaz,onların görüşleri ve çok saçma,masalsı bir anlatım.

Sadece bu madde üzerinden gideyim, aslında maddeler halinde yazdıklarınızın tümüne cevap vereyim. Ben yazdıklarımı sizi bağlasın diye yazmadım. Çünkü ben konu itibariyle "din" kavramından bahsediyorum. İslam dini için ayrı bir özel değerlendirme yapmadım.

 

Tabii ki İslam dini için ayrı özel bir değerlendirme gerekliyse, yaparım. Benim için herhangi bir din, diğerinden farklı değildir. Bir dinin kaç tanrı öngördüğü ile ilgilenmem. Bu bir ayrıntıdır.

 

Yalnız yazımda benimle ilgili izlenimlerinize dayanak olacak bir unsur olması imkansız. Bunlar sizin ön yargılarınız. İşte bilmem filanca ateist dindarmış, fakat çocuğu trafik kazasında ya da lösemiden ölmüş de, tanrıya isyan edip ateist olmuş filan, böyle hikayelere dayanarak üretilmiş önyargılar sizi de etkisine almış. Böyle olaylar elbette var. Ben de size bir tanesini anlatayım: Bir savaşta bir din adamı düşmanın ani baskını sırasında bir mağaraya saklanıyor. Oradan birliğinin esir alınışını ve teker teker kurşuna dizilişini çaresizce izliyor. "Tanrıya yalvardım, bir mucize olup bu kabusun durması için tüm gücümle yalvardım ve hiç bir şey olmadı. Hepsini öldürdüler ve tanrı hiç bir şey yapmadı. O gün ateist olmaya karar verdim." diye anlatıyor. Hatta Mel Gibson'ın ünlü bir filmi var bu konu ile ilgili: "Signs" (İşaretler.)

 

Bunlar insan halleridir, olabilir. Hepimizin başına gelmesi de olasıdır. Hayatta her şey bizler için. Ama ateist olmanın kuralı değil bu olaylar...

 

Yok ben şimdi "yanılıyorsun, ben ateist değilim" derim de, o da yanlış anlaşılıyor. Yani ben insanlara biraz da ne diyeceğimi şaşırdım bu din konusunda. Tercihim aslında dinden hiç bahsedilmeyen bir ütopistan varsa, oraya gitmek ama, yok öyle bir yer...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yok ben şimdi "yanılıyorsun, ben ateist değilim" derim de, o da yanlış anlaşılıyor. Yani ben insanlara biraz da ne diyeceğimi şaşırdım bu din konusunda. Tercihim aslında dinden hiç bahsedilmeyen bir ütopistan varsa, oraya gitmek ama, yok öyle bir yer...

Ben dinin bahsedilmeyecek kadar kötü olduğunu düşünmüyorum. Tarihte hiç bir masal, hiç bir kurgu bu derece insanlar üzerinde etkili olmamış ve peşinden sürüklememiştir. Din insanın düşünsel tarihinin en önemli bölümü ve en etkilisi, en geniş kitleleri etkisi altına alanı olmuştur. Dinsiz kalmayın, dine de inanmayın derim, sayın demirefe!

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...
merhaba arci

 

 

avesta adında kitabı olan dünyevi uhrevi hayat anlatımı islam ile birebir örtüşen bir inanç nasıl olurda anlatılmaz

aralarında sadece 1200 yıl gibi yakın bir zaman dilimi var

 

eğer zerdüştizm tahrif edildi ise nasıl ourda hala aynı kanunları içerir

 

oysa aralarında 10000 yıl olan ademden bahseden ibrahimden şitten idristen bahseden allahın şeriat gönderdiği islami tabirle ululazm nebi olan zerdüştü es geçip bir kaç sahife indirdiği resullerden bahsetmesi garip değilmi?

sayın doçent,

zerdüştizm ile islam arasında birebir örtüşen hangi konular var,bana anlatırmısınız?

 

ben daha önce zerdüştizm ile islam arasında bir bağ olmadığını yazmıştım,nasıl olurda birebir örtüşüyor!!!!!!!!!

 

zerdüştizm nedir,biraz araştırdım,islam ile pek bir benzerlik göremedim,demekki ilahi bir din değil,insani bir dindir,ALLAHın gönderdiği dinlerin içeriği gerçek manada!!!!!!!!!! ALLAHA aittir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.