Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

karabağinin tehafütü" adlı kitapta karabaği diyor ki, kendisi tehafüt yazarlarındandır. yani sıradan biri değildir.

"allahın bilgisinin fiile taallukunun o fiilin zorunlu olarak meydana gelmesini gerektirip bunun aksinin ise imkansız olduğunu kabul etmek yüce allahın mucibu'n bi'z-zat olup ihtiyarıyla fail olamaması sonucunu doğurur ki bu, filozofların istediği şey olup alemin kıdemi konusuna aykırı olmadığı gibi o fikri destekler."

izah ve açıklaması: ben evvelden filozofların bu görüşlerini okurken güler geçerdim, "böyle şey mi olur" diye. ancak şimdi bu fikirdeyim. olay şu karabağinin dediği çok basit bir gerçeği dile getiriyor. şunu diyorum: eğer allah olayları olmadan önce bildiği kabul edilirse ve olacağını bildiği olaylar olmak zorundadır. çünkü aksi halde allah yanılmış ve cahil olmuş olur ama bu olamaz dolayısıyla allahın olacağını bildiği şeylerin varlığa gelmesi zorunlu; varlığa gelmemesi ise imkansız olur. hal böyle olunca allahın değişmez ilminde nasılsa olaylar öylece meydana gelir. allah bunları seçemez yani allah zatı gereği zorunludur. evet onu bunları yapması için zorlayan yoktur ama zatı gereği bunları yapmak durumundadır ve bunları yapmamazlık edemez. ben zaten allahın iradesi yoktur derken hep bunları kasdediyordum. yani bütün bu olayları allah seçmedi, istemedi. zira bunlar onun değişmez ilminde başlangıçsız olarak belliydi ve bunlar varlığa gelmek zorunda olan olaylar olmuş oldu. yani lafın özü allah yaptığı şeylerin dışında başka şeyler yapamazdı ve bundan sonra da yapacağından başkasını da yapamaz! dikkat ediniz, siz şundan yanılıyorsunuz, hep allahı kendinize kıyas yapıyorsunuz. halbuki ilahlıkta olay budur. yıllar öncesinde filozofların bunu dediğini görüyordum ama kapasitem yetersizdi ve kelamcıların basit anlayışlarına inanmayı südürdüm, bir komedi bunlar. mesela bunun komedi olduğunu bakın en açık izahını yapacağım size, dikkat edin: mesela "mümkün ya da mümkin" kavramı vardır kelamda. bu şu demektir kelam dilinde: olması da olmaması da eşit olan ve bunun olması için bunu allahın irade etmesi gerekir diye açıklanır. şimdi dikkat edin, bu tam bir saçmalıktır! çünkü, zaten olayları olmadan önce allah bilir dendiğinde allahın olacağını bildiği şeyin varlığa gelmesi şart olur ve varlığa gelmemesi imkansız olur bunu anlamak güç değildir.zira mesela benim şu anki yazma işlemimi allah önceden biliyordu. bu eylemi yapmak zorundaydım aksi halde allahın ilmi cahilliğe dönerdi ve şöyle örnek vereyim:

benim şu an yazacağım onun ilminde belliydi ya, işte ben şu an yazacağım belli olduğu

anda, mesela benim denize girmem olabilir miydi? olamazdı değil mi? zira yazı yazma ve denize girme zıt şeylerdir. o halde benim şu anda denize girmem imkansız demektir yani kelamcıların yüzyıllardır anlattıkları mümkün kavramı çok basit bir saçmalıktı.

 

** şimdi allaha neden zalim dediğimi anlatacağım: bakın ben yakın zaman önce allaha

zalim demekten vazgeçtiğimi söylemiştim. ama tekrar inceledim durumu ve yanıldığımı anladım. herşeyin kaynağı allahtır. ve zulmünde kaynağı allahtır. ben allahın iradesi yok

demiştim, ama yakın zamanda şu ayrıma da vardım: ben allahın ilmini kabul ettim ama başlangıçsız olduğunundan bu ilmin bizim ilmimizde olmayan iki özeliği vardır: ilki etkin ilim olması yani zorunlu kılıcı zorlayıcı bir ilim olması ve ikincisi bu ilimde belirleyicilik özelliğide vardır yani olacak olaylar onun ilminde bellidir diyoruz. yani dolayısıyla bu ilim başlangıçsız olsa da sonuçta bir belirleyicilik özelliği taşımaktadır ama allahın iradesi yok derken bu ilimden ötürü seçme ve isteme özelliği olan irade ye yer kalmamaktadır zira çok basit izah şudur: bir kere seçmek için seçilecek olanların meydanda olması gerekir ama ezeli irade kabul edildiğinden dolayı olaylar olmadan önce seçimden bahsediliyor ki saçmadır bazıları diyor ki: allah milyarlarca alternatifden birini seçti" bu zaten tam bir saçmalıktır. tekrar diyorum ki: değişmez ilminde olaylar başlangıçsız olarak bellidir. ne alternatifi? bunlar insan biçimci ilah tasavvurlarının sonuçlarıdır. allahın ilminin belirleyici özelliği vardır.

dolayısıyla dünyadaki zulümlerin varedicisi allahtır. bu yüzden allaha zalim demek yanlış olmaz. tekrar diyorum allah bu olayları tercih etmedi istemedi. olay şu idi: başlangıçsız bir ilimde bu olaylar belliydi ve bu ilme göre bu olaylar olacaktı başka yol yoktu.

 

*** biri dedi: İzah edilmesi gereken husus şudur bence.Tabiatın potansiyel kuvvetleri insanın zararına güdümlenmiş değildir.Örneğin yağmur sel felaketi getirmek ve insana zarar vermek için Allah tarafından tetikte bekletilmemektedir.Allah’la insan arasındaki ahlaki ilişki buna engeldir.Aksi halde Allah zorba ve zalim bir varlık olur.

 

cevap: allah zaten zalimdir

dedi:

 

İşte Allah evrende bütün kuvvetlerin potansiyelini elinde bulundurduğundan ve bu kuvvetler hayrı ve şerri aynı anda potansiyel olarak barındırdığından hayır da şerr de Allah’tandır.Ancak bir kuvvetin hayra ya da şerr e dönüşmesinde etki insandan gelir.

cevap: peki sizce bu etki yani insanın etkisi allahın iradesiyle olmuyor mu ve sizce yine bu etkiyi allah yaratmıyor mu?

dedi: İşte neyin hayr neyin şerr olduğunu bilen Allah insan’a insanın tavrına göre bunları verir evet bunları Allah verir ama insanın tavrını nazara alır.

 

cevap: insanın bu tavrını allah yaratmadı mı? ve allahın iradesiyle oluşmadımı sizce bu tavır?

dedi: İnsanın başına gelenler bu yüzden elleriyle kazandıkları sebebiyledir.sadaka ve dua bu yüzden belayı defeder.

cevap: demek belayı defeder öyle mi? iyi düşününüz zira gelecek olan belayı allah önceden bilir mi? evet derseniz iyi bakın, zaten allahın olacağını bildiği bir bela asla gerçekleşmemezlik edemez. zira bu olursa allah cahil manası çıkar. demek ki bela asla engellenemez. dikkat icab eder basit değil bu kadar. tersine dua da, sadaka da kaderdendir. asıl onlar meydana gelmek zorundaydı. ( burada bir inceklik var şöyle ki: bu ifadeler hadis olarak rivayet edilir. yani sadaka belayı defeder ya da dua belayı defeder, akrabayı ziyaret ömrü uzatır gibilerinden, halbuki birinin öleceğini allah değişmez bi şekilde bilir ve bu ilim yanlış olamaz. demek ki ömür uzamaz. bu kadar basit. benzeri çok hadis var. bir kısmı da buhari, müslimdendir yani öyle kolay kolay bu hadislere uydurma diyemeyiz. şimdiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii önümüzde bir durum var ki benim defalarca söylediğim şeydir. iyi bakınız. eğer allah resulü bunları söylemişse gördüşüz gibi yanılmış demektir. hani peygamberler hata etmezdi. halbuki bu lafları diretk allaha cahil demeye geliyor. yani o kadar basit değil bu işler. öyle dan dun sallamakla olmaz bu işler.

 

dedi: Teklife olumlu cevap verip vermemek sizin sorunuzdur.Olumlu cevap verince kurallara uymanız gerekir kurallara uymayıp Allah öyle takdir etmiş demek soytarılıktır

cevap: yani hadid 22 ye inanmak soytarılık öylemi, olayları ezeli olarak öceden bilmesine inanmak soytarılık öylemi? peygamberin kader hadislerinde anlattığı kader inancına (cebr) inanmak soytarılık öylemi? ve yine siz allahın ezeli iradesini kabul etmediniz mi? buna göre insan fiilleri bu ezeli iradeden olmuyor mu sizce ve bu cebr olmuyor mu?

Gönderi tarihi:

bende hep baştan demiştim peygamberler alimler evliyalar yeryüzüne yerleştirilmiş dağlar gibidirler üflemekle yerinden oynamaz diye ama kahıt parçaları vardır rüzgar nereden eserse oraya uçarlar bak hiç bir peygamber alim evliya fikirlerinde hiç bir değişiklik olmuşmu olmamıştır olmazda çünkü allah ı aramızda en iyi bilenlerimiz başda peygamberler sonra alimler gelir sana bakıyorum önce şuna inanıyordum vazgeçtim şimdi buna inanıyorum diyorsun sabit bir yerde duramıyon kahıt gibi oraya buraya uçup duruyon ibni sina farabi bu kimseler gazaliye göre kafir olmuş said nursiye görede çok az bir inanışla imanla ölmüşlerdir bu insanların hem niçin ibni sinayı yada farabiyi okuyayım ki allah aklı fikri sırf onlara vermediki insan aklı fikriyle bir yaratıcının bulunduğunu bilebilir bunun misali hz.ibrahim dir o aklıyla vahiy gelmeden allaha buldu ve inandı sen bu tip araştırma yerine tavsiyem biraz tasavvufa yönelsen onu incelesen belki duygularını keşfeder gerçekten merhametlilerin en merhametlisi allahı bulursun onun seçtiği peygamberlerin ahlakına bak aişe annemize peygamberimizin ahlakını sordular oda kur'andır demiş o halde kuranı gerçekten anlamak istiyorsan önce peygamberi anlaman lazım onu anlamadan onu anlaman imkansız

 

 

şer i yaratmak şer değil şer i işlemek şerdir

Gönderi tarihi:

şu hayatta tüm sevdiklerimizin sahibi allah değilmi sevilen şeylerin asıl sahibi o değilmi sevdiğin bir arkadaşın var sevdiğin bir eşin var sevdiğin çocuğun var onların hepsini allah yarattı sevdiklerini seviyorsan allah nasıl zalim olur annene bir şahıs gelse zorla zina teklif etse o şahsa mı kızarsın yoksa o şahsa çirkin davranışından dolayı allah o şahsı cezalandırsa allahı severmisin yoksa o şahsa hiç bir şey söylemez kızmaz öfkelenmez bunu sana allah yaptırdı bu senin elinde olmayan birşey ben sana kızmıyon yaptırana kızıyommu dersin

Gönderi tarihi:

said nursi ve gazali ibn sina ve farabideki derinliğe erişemezler.

nursi ve gazali zahircidirler nursi bu işleri ( itikad konuları)zaten bilmez. gazali bilir ama o da sıfatçıdır allahın sıfatlarını kabul eder . zahircidir ve alemin ezeliği bahsinde gazali rezil olmuştur hatta kendi bile itiraf etti dedi ki: bana diyebilirsiniz ki: getirilen delillere cevap vermeyip işi başka taraflara çekiyorsunuz? cevap veriyor: napalım böyle..

ibn sina nın cisimlerin, bedenlerin dirilmesini inkar ettiği kitaplarda geçmektedir. cüzileri bilmez meselesi karışıktır. zira kitaplarında allahın herşeyi bildiğini söylüyorlar.

Gönderi tarihi:

bakınız iyice hemde bahsettiğiniz açıklama yılardır bildiğim ancak insanı tatmin etmeyen bir izahtır eşarilerin izahıdır: alem allahındır allah malında tasarruf yapmıştır dolayısıyla bu zulüm sayılmaz derler. ve şu örneği verirler: ücret önceden belirlenmek şartıyla iki adam çalıştırdım ve bu ikisi tamam dedi, çalıştı iş bitiminde birine dediğimden fazla para verdim öbürü diyemez ki niye ona fazla veriyorsun, dersin ki ona, sana konuştuğumuz parayı vermedim mi? ona daha fazla veresim geldi. ona veriyorum. bu örnekte zalimlik olmadığını anlatılmak isteniyor. ( allahın birine iyi yaşantı diğerine kötü yaşantı vermesi buna kıyas edilmeli demeye getiriliyor ) bir örnek daha veriyorlar: senin bir gömleğin var ister giyersin ister yırtarsın. sen onu yırtsan bu zalimlik olmaz, zira o senin malındır, bu örneği veriler.

ancak şimdi dikkat ediniz vereceğim örneğe; halbuki kuranda anlatıldığına göre allahın kalpleri mühürlemesi vardır ( bakara 7, isra 46) ve bu mühürlenme anında da bu şahıslara iman etmek teklif edilmektedir.(araf 15 halbuki mühürlenme anında bu şahıslar iman edemez, görüldüğü gibi iman edemeyecekleri halde iman etmekle yükümlü tutuluyorlar. şimdi soruyorum bu zulüm değil midir?

yani ben yüzlerce bu konuda kitap okudum. kim ki allaha zalim demedi o şahıs bu işlerin altından kalkamadı, ne yaptıysa beceremedi. "teodise" adıyla anılan meseledir bu. kötülük problemi diye meşhurdur. yüzlercesini okudum, iyi bilirim bu işleri yani.

avrupada da böyle bu kouda çok kitap yazıldı. hiç kimse allaha zalim demedikten sonra bu işlerin altından kalkamadı, rezil oldu. bunu yüzlerce kez gördüm.

 

**ısrarla mühürlenmeyi öyle sordum, diyorsun ki bu adam çok isyan etti, etti ve bu onun kaderi oldu. peki bunlan önce olanlar onun kaderi değilmiydi? , benim sorum ısrarla şu idi: bu mühürleme anında teklif varmıydı yokmuydu vardı dersen şahıs bu anda iman edemez ve teklifi mala yutak yani kaldıramayacağı bir yükü allah ona yüklemiş olmaktadır. dikkat ediniz, bakın (bakara 286) ve kuranın nasıl bir kitap olduğunu iyice anlayın ölye basit değil yani bu işler çocuk mantığıyla bir yere varamazsınız.

Gönderi tarihi:

 

Öncelikle Allah'ın herşeyi bildiğini nereden bileceğiz?

 

cevap: aklen başka türlü bir ilah kabul edilemez yani aklen bilme olmadığında alemin varlığı açıklanamaz. eğer naklen bakılırsa kurandaki ayetlerde allahın ilerde olacak hadiseleri bildiği anlatılır, yani sudur(taşma) nazariyesi bilme ile açıklanır ve aleme hadis yani sonradan oldu diyenler zaten rüya görmektedirler. onların rezil olduklarını her gün daha iyi anlıyorum.

 

dedi: Eğer varsa o zaman onun fonksiyonu sadece bilmek mi?

 

cevap: evet

 

dedi: Madem bu şeyler yine olacaktı o zaman onun varlığına ne gerek var?

cevap: yanlış bir anlayış bu alemin varlığı bir ilah kabul edilmeksizin asla açıklanamaz. alemin sebebi allahtır ancak zaman olarak alem allahtan sonraya kalmış değildir bu özel bir konudur, bu konuda ayrıca yazmayı düşünmekteyim.

dedi: bence tanrı varsa bile bazı şeylere gücü yetmiyor olabilir veya bazı şeyleri bilmiyor olabilir

 

cevep: eğer ilerde olan bir olayı bilirse hepsini bilir demektir. zira olay olma açısından farkları yoktur. kudrete gelince, kudreti yoktur, zaten ilmi fiili bir ilimdir yani etkin bir ilim ayrıca kudrete yer yoktur( allahı birlemek önemlidir sıfatlarını inkar edişimiz buna dayanır)

dedi:(Eğer varsa) tanrının zalim olduğu konusunda size katılıyorum. ama gücü yetmediğinden ya da düşünemediğinden de kaynaklanıyor olabilir kötülükler

cevap: allah zaten düşünmez ki sadece bilir o kadar. görüldüğü gibi bu ifadeniz de allahı insan gibi düşündüğünüzün delilidir. düşünmek ancak ilerde olacakları bilemeyen bizim gibiler için bahis konusudur

 

 

*** dedi: Yani bu dinlerin peygamberlerin bir nedeni amacı yok mu?

Oysa dinler peygamberler insanı doğru yola sevketmek için geldik falan diyorlar.

 

Senin allah kavramında bu tür şeylere yer yok galiba.

cevap: mükemmel bir soru!

bu sorunun iki yönü vardır birincisi allahın açısından bakıldığında allahın amacı olmadığından dolayı dolayısıyla bu yapılanlarında (peygamber gönderme, kitap gönderme) hakiki anlamda amacı olmamış demektir ancak ikinci yönü bizim açımızdan bakıldığında bizim amacımız vardır, azaptan kurtulmak ve cenete gitmek

ama burada çok önemli bir ayrıntı vardır o da şudur. defalarca söyledim bu kuran bambaşka bir kitap diye, kuran insan biçimci ifadelerle örülüdür yani kuranı okuyan biri genelde insanbiçimci bir ilah tasavvurunda bulunur bunu aşması çok zor olur. zira kuran ayetleri bu yöndedir. elbete burada allah insanları saptırmaktadır bu ayetlerle! bunda şüphe yoktur. çok açıktır. bakın imtihandan bahsediliyor ( mükl 2) halbuki yine kuranda olayların önceden bilindiğini de çok ayette vardır. (hadid 22) dolayısıyla böyle imtihan olamayacağı açıktır. ancak imtihandan bahsediliyor. yani kurana öyle bir yaklaşmak lazım ki bu insanlar gibi değil. yoksa felaket olur. temel kural akıldır mantıktır. allahı kuran dan, (özellikle hadislerden) öğrenmeye ve tanımaya çalışanlar çok zor durumda kalırlar ve sonradan da kuran, hadis okuduğu için anlatılan akli delilleri duymazdan gelir,görmek istemezler böyle hayatı geçer gider ziyan olurlar.

not: son laflarımı duyunca bir çok insan bana güvenmemek doğrultusunda düşünebilir ve bu da doğaldır ancak ben bu hadisleri iyi bilirim ve kuranı iyi bilirim. 100 000 hadis okumuşluğum vardır tekrarlar dahil, son peygamberin itikadi konularda hata etmesi meselesine daha evvel, yüzyıllarca kimse bu konuya eğilmedi. eğilemedi dikkat ediniz, hadislede anlatılanlar daha ayrıntılı biçimde insan biçimci bir ilah anlatımıdır. detaylara kadar, şok olursun bunları duyduğunda. ama bu rivayetleri "tevil" adı altında yani başka anlamı kasdetti peygamber dendiğini, ve bu rivayetlerin kabul edildiğini göreceksiniz. yani bu bir tabudur. kimsenin yanına sokulamadığı bir tabu! ben size diyorum gerçekçi olunuz, o da bir insandı, okumamıştı. felsefi gelişmelerden habersizdi, hayatı savaşla ve insanlarla uğraşmakla geçti. detay şeyleri bilmemesi doğaldı, ama ona insanlar tarafından insan üstülük atfaedildi. kuranda kendisi azarlandı. (abese suresi) onun insan olup hatalarının olabileceği anlatıldı kuranda. ama insanlar bunları görmezden geldi ve onu insanüstü saymaya devam etti bu hadis ilminde kendini gösterdi. bütün bu insan biçimci rivayetler kabul gördü tevil adlı altında, ve bugünlere gelindi. aslında bütün bunlarda normaldi. zira insanlar ekseriyetle anlayabileceği şeylerin peşinden giderler ve onlara anlayabilecekleri basit şeyler anlatılmıştı, peygamber tarafından. mesela zamanımızdaki kitaplarda ne deniyor? "allah mekandan münezeh" deniyor ya, bu şu demek olur: mekanda olmaktan yücedir yani mekanda değildir demektir. bu ise açıkça şu demektir: "allah hiçbir yerde yoktur" peki ama siz o dönemdeki insanları bırakın, günümüzdeki "allah mekandan münezehtir" diyen insanlara deyin ki : "allah hiç bir yerde yoktur" size şunu diyecektir: "yani allah yok mu diyorsun" gördüğünüz gibi insanlar böyle şeyleri pek anlamazlar.

yani demek istediğim peygamber itikadi konuda yanıldı bu kesindir. ama bu pek anlatılmaz bunu siz anlayacaksınız. Kendinize yolçizeceksiniz ya kuran ve hadiser, bakın burada bir fark vardır. Hadislerde insanbiçimci ifadeler var ya, peygamber bunlara inanarak söyledi yani o böyle inanıyordu. bu farka dikkat edin. o yanıldı ve onu Allah yanılttı. ancak Allah kurandaki bu ayetleri vahyetti ama aslında kendisinin böyle olmadığını da biliyordu. Yani insan biçimci ve duyguları olan gibi. Bu fark önemli. Artık safdilliği bırakmalısınız. zira ben bu kadar hadis okudum ve bir adet bile zayıf hatta uydurma olarak bile şöyle rivayet yoktur: “ben böyle diyorum ama aslında başka mana kasdediyorum yoksa böyle insan gibi değildir allah" gibilerden bir tane rivayet yoktur. aksine insanbiçimci yüzlerce rivayet var ve bir kısmı kütübü sitededir. Artık yol ayrımındasınız, karar verin, hadisler böyle peygamber bu konularda yanıldı diyeceksin kurana gelince şunu diyeceksin: Allah kularını kuran ayetleriyle de saptırıyor aslı böyle değil bu konuların diceksiniz. başka yol yok aksi taktirde savrulur gidersiniz bu fırtınada

( kendimi bir garip hissettim şu an bu yazıları yazarken bu nasıl iş, elbette bu da allahtan )

önce akli delile bakcağız ve akli delile göre hareket edeceğiz ve aklı yani mantığın reddetmediği oranda nakli haberlere (kuran, hadis) ona göre yaklaşacağız. evet kuran da allahın da amacı varmış gibi anlamlara yol açan ayetler var. en fazla anılanlardan biri zariyat 56 dır, ama bu ayetin zahiri alınamaz. Neden mi? çünkü ayet diyor ki " insanları ve cinleri yalnızca bana kulluk etsinler diye yarattım " burada ilk bakışta Allahın amacı insan ve cinlerin kulluk etmesi gibi bir mana var ise de dikkat edilince şu görülür: halbuki kulluk etmeyenler de var, o hald allah amacına ulaşamadı mı Aciz mi? Sorusu gündeme gelir. dolayısıyla aslında allahın amacı yoktur. ama işte böyle ayetler kuran da mevcuttur. Dediğim gibi kuran acayip bir kitaptır, ama basitçe yaklaşıldığında şahısın ayağı kayar. Peki napacağız mı diyorsunuz şunu yapacağız başka yokyoktur, filozofların eserlerini inceleyeceğiz, ibn sina, farabi , aristo gibi, yani zor, ama ben size anlatacağım.

 

 

*** yüzyılın sorusu allahın iradesi olmadığını kanıtlayan soru: allah olmasını önceden bildiği bir fiili (işi) yapmayabilir mi yoksa yapmak zorunda mı?

Gönderi tarihi:

*** şimdi şöyle aslında allahın geleceği bilmesi hususu genelde naklen bilinir yani kuran ile kuranda geleceği bildiği anlatılır. ancak kurana inanmıyorsanız size şunu delil getirebilirim: dikkat ediniz: bir ilah kabul ettiğinizde bu alemi açıklamak için iki yol var. birincisi alem ezeli demek ikincisi hadis yani sonradan oldu demek. not: (mucibun bizzat demek şu demektir: zatı gereği zorunlu demektir. yani ben allaha zorunlu diyorum sen ise insan bile hür olmalı diyorsun) sonradan oldu dersen büyük çıkmazlar vardır. ve en meşhurları şunlardır. şu sorulur: sebep tam illetinden geri kalamaz, yani bir şeyin oluşması için gerekli şeyler var ise sonuç da bundan zaman olarak geri kalamaz denir. yani şu sorulur: alemin (allahtan başka herşey) varedilmesi için şartlar ezelde (öncesizlikte) hazır mıydı değilmiydi? , eğer değildi denirse alem imkansızlıktan imkana geçmiş demektir ki bu imkansızdır. bunlar ayrıntı ama burada çok önemli bir ayrıntı var ki kelamcılar yani aleme sonradan olmuştur diyenler asla bu delile cevap vermiyorlar, geçiştiriyorlar, delil şudur: bunu çevrenizdekilere sorunuz: "terk müddeti" diye anılır: soru: alem sonradandır diyenler şunu demeye mecburdur : allah vardı alemi yaratmak için bir müddet sabretti, bekledi alemi yaratmayı bir süre terk etti derler. başka çareleri asla yoktur. işte bu esnada şu soru sorulur: ancak bunu onlara sorarsanız her türlü kovulma olabilir: soru şu: bu süre sonlu yoksa sonsuz muydu? sonsuz dese olmaz. çünkü sonsuzun sonu gelmez, alem varlığa gelmemesi gerekirdi. sonlu demek zorunda, bu sefer alemin başkangıcından sonlu süre geride allah kabul etmiş olmakla, bunlar farkında olmadan, allahın varlığının başlangıcını kabul ediyorlar ( hatırlasanız bende bir ara bunu savunmuştum) halbuki bir ilahın varlığının başlangıcı olamaz. zira kendi kendine toz tanesi bile olmaz.

burada şu sonuç çıkıyor: bir ilaha inanıldığında sudur nazariyesine inanmak zorundayız (ama kitaplarda anlatıldığı gibi olmayıp basit şekilde madde ezelidir diye inanmalıyız. yoksa kitaplarda anlatıldığı gibi, llk akıl, ikinci akıl, faal akıl gibi şeyler değil) bu ise ilimle olur. yani alemin allahın bilgisine göre allahtan taşması. ancak bilmisi ezeli olduğundan alemde ezeli olmuş olmaktadır.

diğer sorunuz şu: diyorsunuz ki bence insanda hür olmalıdır: bakınız bir ilaha inanmayanlarda çaresiz hür iradeyi reddederler. bunu evveldende söylemiştim. bazıları dikkate almadı. bu gerçektir, ateizm determinizme inanır. başka yolu yoktur. zira ateizmde sebep sonuç ilişki esas kabul edilir. sebepler sonuçlarını zorunlu kılarlar ve her zaman aynı sebepler aynı sonucu verirler diye inanılır ateizmde. bu ise sonuç olarak şunu ortaya koyar. mesea 100 yıl önceki olaylar bugünkü olayları etkilemiştir diye inanılır ve örnek verilir: senin deden 100 yıl önce yaptığı birşey, mesela birşeyler yaptı zengin oldu ve sen şimdi o malı yemektesin. bak bu görüş ( determinizm - ateizm) demektedir ki: işte geçmişteki olaylar bugünü etkiliyor ve bu insan hareketlerini de kapsar deniyor ve insan hür değildir deniyor determinizmde. bakın araştırın determinizmi görün, yani ateizmde de bu böyledir.

 

*** dedi:"yüzyılın sorusu allahın iradesi olmadığını kanıtlayan soru: allah olmasını önceden bildiği bir fiili (işi) yapmayabilir mi yoksa yapmak zorunda mı?"

 

Bu sorunun yüzyılın sorusu olduğu konusunda şüphelerim var. Soru -senin mantığınla- saçma bir kere. Amaçsız bir tanrı ne diye olması gerekeni değiştirsin? Amacı ne?

 

cevap: zaten ben değiştiremeyeceğini savunuyorum. allah zatı gereği zorunludur. yani seçim yapamaz. yaptığından başkasını yapamazdı, yaptığını yapmak zorundadır. ancak onu buna zorlayan da yoktur. ilahlık ise bunu gerektirir. bunu anlamayan bu işleri bilmez, bilemez. bu en temel kuraldır. yani allahın iradesiz oluşu. temel bir konudur bunu biri anlamadıysa diğer konular buna bağlı olarak genelde yanlış olur. ağzıyla kuş tutsa bunu bilmedikçe diğerleri tam rayına oturmaz. ama bunu anlar ve kabullenirse tüm düşüncelerini buna göre yenilemesi icap edecektir.

 

dedi: Senin gibi düşünmesek de soru yine saçma. Tanrının önceden bildiği fiili değiştirmesi aslında önceki bildiğinin yanlış bir bilgi olduğunu göstermez mi? (Unutmayın allahın bilgisi ulvi nedensiz bir bilgidir. Bilim adamlarının önce bu deyip sonra şu dedikleri bilgi gibi değildir)

 

cevap: zaten o yüzden değiştiremez diyoruz ya. ilmi cahilliğe dönemez dolayısıyla bunları değiştiremez. seçim yapamaz. bu ince konuların en incelerindendir, kelamcılar bunu göremedi, bazen hissedenler oldu ama "allahın mecbur oluşu" düşüncesi onları çıldırttı ve bu sanki akılarına gelmemiş gibi şu an ki savundukları insanbiçimci ilah düşüncesine geri döndüler. zira bu düşünce onlara "allahın aciz olması" gibi geldi. aslında böyle değildi. bu normaldi. ancak insanbiçimi ilah düşüncesi çok köklüdür ve bunu aşmak zordur. üstelik bunu çevredeki insanlara pek anlatamaz insan. yani kabul ettiremez.

kelamcılar ise şu basit düşünceyi savundular hala da savunuyolar: önce diyorlar ki: allah olmuş ve olacak herşeyi bilir. peşine diyorlar ki: allahın kudreti vardır ve yaratıcıdır ama kudret tek başına bunu yapmaya yetmez dolayısıyla bu kudreti yönlendirecek bir şey lazım. yani allahın bir şeyi şu zamanda değil de bu zamanda yaratmayı ve onu değil de bunu yaratmayı seçici özelliği vardır ve buna irade denir. irade olmazsa bunlar nasıl ayrılacak ki, bu ayrım nasıl olacak ki derler.

gördüğünüz gibi insan gibi düşündüler allahı da. halbuki onları sadece şu soru bile sorulsa onların gerçek yüzü bilinirdi: soru şu: derler ki: allah milyarlarca alternatif arasından bu alemi seçti. istese alemi yaratmazdı derler. dikkat ettiniz mi lafa, "istese yaratmazdı" gördünüz mü? ne demek bu? iyi düşün, şu demek, yani bunlar allaha irade kabul etmeyi o kadar çok istiyorlardı ki, bu laflarıyla allaha cahillik atfettiklerini göremediler. yani "alemi istese yaratmayabilirdi" diyor ya ne demek bu? peki bu alemin varlığa gelceğini allah ezeli yani öncesiz, başlangıçsız şekilde bilmiyor mu? "biliyor" diyorlar. ama bu, "alemi istese yaratmazdı" demek allahın bu bilgisinin yanlış çıkmış olması olmuyor mu peki? yaaaaaaaaaaa bunlar böyle adamlardır.

bir de şunu diyeyim: hani bunalr diyor ya: "allah milyarlarca alternatif içinde bunu seçti" bak şimdi: seçmek için seçilenlerin mevcut olması gerekmiyor mu? bunlar diyor: allahın iradesi ezelidir yani ezelde seçti diyorlar ve alem sonradan oldu diyorlar ya. olaylar yokken allah seçti diyorlar. olay yokken nasıl seçim olabilir ki? haaaaaaaa buna da kendilerince hazırlıklılar ve buna karşı diyolar ki: iyi bakın buraya: dikkaktttttttttttttttttt: ha: allah ezeli ilmine göre seçer diyorlar. yani ilminde bu kadar alternatifin olacağını biliyordu ve birini irade sıfatıyla seçti diyorlar. duydun mu dediğimi? şimdi dikkat çünkü bir soru bunları bak ne hale getirecek. hazır mısın: soru şu: peki allah bu alternatif içinden hangisinin meydana geleceğini yine ezeli olarak bilmiyor mu? "biliyor" derler, peki dolayısıyla ezeli bilgisinde neyin meydana geleceği de belli olmuş olmuyor mu? "belli" derler, soru : peki daha seçime ne hacet var ki, zaten olacak olanlar belli, daha ne seçmesi? seçilecek şey mi var ki seçme olsun. zaten neyin olacağı değişmez bir ilimde belli ya, dersin eğer dediğini anlarsa bilmiyorum ne diyecek.

Gönderi tarihi:

mrb kürşat bey..öncelikle bu konuları bu kadar iletlettiğiniz ve bizleri bilgilendirdiğiniz için çok teşekkürler..gerçekten söylediğiniz herşey benim için altın değerinde sözler ve bana çok yardımcı oluyor..ben bir öğrenciyim,yolun başındayım,yani tecrübeli birinin yardımlarına ihtiyacım var..bunlar benim ilgi alanıma giriyor,ama malum bu dünyada misafir sayılırız,ömrümüz yaşamı kendi hatalarımızdan öğrenemeyeceğimiz kadar kısa..kısacası iletişim kuralım,adresim [email protected]ütfen konuşalım..cevabınızı bekliyorum..(ben sizinle sohbet etmek istiyorum sadece,belki bu şekilde ateist bir insanın doğru yolu bulmasına vesile olabilirsiniz..beni kırmayacağınıza eminim nedense )))biliyorum bende çevrenizdeki binlerce insan gibi sadece bir et parçasıyım,ama emin olun böyle kalmak istemiyorum...

 

son olarak kendime ait bir sözü yazmak istiyorum..bu benim burda,bu dünyada bulunuş amacımı özetleyen bir söz.."""SAHİP OLAMADAN KAYBETTİĞİM BİRŞEYİ ARIYORUM BEN BU DÜNYADA,KENDİMİ ARIYORUM!!ve bu EKSİKLİK,bu KAYIP benim için bir YAŞAMA NEDENİ..."""

LÜTFEN AMACIMA ULAŞMAMDA BANA YARDIMCI OLUN,BAŞKA BİŞEY İSTEMİYORUM..

Gönderi tarihi:

eklerimde benim bi huyum var bunu bi türlü atamadım, anlayamadım şöyle ben övüldüğümde rahatsız oluyom ama yerildiğimde yerden yere vurulduğumda ise zevk alıyom böyle bişe var bende

acaba bununeye bağlıyorsunuz?

bilen varmı ki bunu , garip ama gerçek

Gönderi tarihi:

Selam üzerinize olsun,

 

Sayin Kürsat Otcu, meseleleri anlatirken cümleler uslub bir dille ve mümkünse her üc cümlede bir veya durumuna göre bosluk birakirsaniz iyi olur diye düsünüyorum.

 

Bizim icin algilamasi daha iyi olur, eger konularin anlasilmasini ümid ediyorsaniz, bunu elestri saymayiniz lütfen. Tesekürler.

 

Cüzi Irade , Insanin kendine ait özgür bir iradesi olmasini hayal bile edemiyorum.

ALLAH in yaninda veya ALLAH ve düsünmek ne kadar mantiksiz ,hele hele Ahadiyet makamini taniyanlara elbette . Konunuza hemfikir olmamla birlikte , daha sade bir dille okurlara yardimci olmak istiyorum.

 

FAKR im la iftihar ediyorum bende cok sükür , ALLAH indinde hicligimi idrak etmeye calisan biri olarak .

 

Allah her bir birimin gelecegini an be an bilir diyoruz , sübhe etmiyoruz hatta bu konuda,

Allah tan izinsiz bir yaprak dahi kimildamaz diyoruz laf basina gelince ,

Allah in taktirini herhangi bir tanidigimiz insani beklemedigimiz anda kaybettigimiz an hatirlar ,( taktir böyle imis deriz )

Sorsaniz Allah oynanacak olan maclarin skorlarinida bilir mi diye ? ne derler acaba ?

 

Sübhesiz evet diyecekler , dilde .

 

Allah ta resulüne cok defa onlara sorarsan evet diye cevap verirler , sübhesiz onlar gercegi örtenlerdendir buyurulur !!!

 

TIPKI ;

 

2 cevab var :

 

Ya Allah oynanacak olan maclarin skorlarini önceden bilmiyor , sadece seyrediyor , oda sonunda ögrenecek ( HASAA ) bu durumda O nu bilgisizlikle kayitlamis oluruz , ki Allah bu sekil degerlendirenlerden taktir etmemis olsun.

 

Ya Allah her macin skorlarini bilir , macin icindeki gececek pozisiyonlari an ve an biliyor önceden.

 

Birince cevap Allah i ACZ iyetle sinirlamaya calismak olur,

ikinci cevap olan ve olusacak olan her fiil in , FAIL i O anlamina gelir,

 

Elbette ikinci cevap dogru olan.

 

Ya sizinde söylediginiz gibi insanlar Kur `an daki tüm meselelere beseri deger yargilarla yaklasmislar,dolaysi ile Kur `an bugün tam anlasilamamistir.

 

Kur `an arapca degil - Kur`an ALLAH ca dir .

Kur `ani arapca okumaya calisanlarin hali ortadoguda ve dünyada durumlari belli , ki buda TAKTIRDENDIR .

 

Oysa Resulullah sünnetullah üzre gelmemismiydi ? Allah ahlaki ile ahlaklanmak degilmiydi olay ?

Allah ahlaki ile sereflendirilecek olan Insan imtihana tabi tutulurmu ? buda ayri bir soru .

 

Körlerin Fil i izah etmesinden farksiz olan bugünki Islam anlayisi ile karsi karsiyaz.

Bu günki kader anlayisi ile , Taktir anlayisi ile hic bir konu acikliga kavusmaz .

 

Insanoglu yukarilardan birseyler beklemeyi terketmedikleri sürece hidayete eremiyecekler .

 

Yukarida ve ötelerinde bir tanri anlayisi icinde yasayan , ve o inandiklari tanriyi ALLAH ismi ile etiketliyen topluluklari Allah hidayete erdirmiyecek taktire göre.

 

90 dakikalik macin oyuncularindan al teknik kadroya kadar, saniye saniye neler olacagini bilindigine göre ,

elestirilerimizi yaparken kimi ve ya neyi elestiriyoruz acaba ???

Oynanmis maclarin tekrarini izliyoruz , ve bundan gafletteyiz , NE YAZIK.

 

Ya Allah in 99 ismi manalari var , biz daha Allah bizleri sadece ibadet ve imtihan icin yaratti diyoruz EL INSAF.

 

NERDE KALDI BIZIM HALIFELIGIMIZ , yeryüzünde 2 milyar ( müslüman ) kaci haberdar halifeliginden ?

Neyse ey güzel insan , bu FAKR in dili sülci lisan olduysa affola , ALLAH HADDINI ASANLARDAN EYLEMESIN - Amin.

 

ALLAHA emanet ol

Gönderi tarihi:

dedi:"NERDE KALDI BIZIM HALIFELIGIMIZ , yeryüzünde 2 milyar (müslüman) kaci haberdar halifeliginden ?

Neyse ey güzel insan , bu FAKR in dili sülci lisan olduysa affola , ALLAH HADDINI ASANLARDAN EYLEMESIN - Amin."

cevap: neden dua ediyorsun madem hür olmadığını kabul etmektesin? bak dua ettiğinde bu çok büyük problemleri beraberinde taşır, bir de allaha irade atfediyorsun. oysa allahın iradesi yoktur. zira onun öncesiz ilminde zaten olacak olaylar bellidir, ayrıca iradeye yer yoktur. ikincisi: sen diyelim allahın iradesi olduğunu kabul eden birisisin. bu durumda ise şöyle bir çelişkide olursun: diyorsun ya "allah haddi aşanlardan eylemesin" dikkat edin burada allahtan bir istek var, yani ondan isteniyor ya. soruyorum: bu şahıs allahın iradesi olduğunu kabul eden birisi olduğuna göre şunu soruyorum : peki allahın iradesi ezeli mi yani başlangıçsız mı öncesiz mi yoksa hadis mi yani sonradan olan bir irade mi? dersen ki, sonradan olan br iradesi var, şunu sorarım: peki neyi irade edeceğini öncesiz ilmiyle biliyor muydu? bu soruya evet dersen bu duruma göre iradenin sonradan olmadığı ortaya çıkar. zira ezeli ilimde ne irade edileceği belli diyorsa, ezeli irade gibi oluyo ya, eğer dersen ki: "allahın iradesi de ezelidir" soruyorum: bura önemli dikkat, bak bu düşünceye göre zaten bizim başımıza olaylar gelmeden yani sen bu duayı yapmadan önce senin başına gelecek herşeyi allah ezelde dilemiş demek olur ve sana göre allahın dilediği olur, dilemediği ise olmaz. dolayısıyla sen yokken de başına gelecek olanları, bu anlayışa göre, yani ezeli irade anlayışı, zaten ezelde iradedi demek olur ki, yaptığın duanın manasının olmadığı burada belli olur. çünkü ezelde allah irade etti olacaklları diyen birinin dua etmesi şu manaya gelir: allahın belirli şeyi tekrar belirlemesi için ona yalvarıyorum manasına gelir.

oysa soruyorum: belirlenmiş olan şey tekrar belirlenir mi? (belirlenmişten kastım şu: ilminde belli olması), gördüğün gibi dua etmek bir çok yanlış düşünceyi beraberinde taşır, hatta ona cahil demeye bile gelir. zira sanki olayları olmadan önce allah bilmiyomuş gibi bir düşünceyi savunmak durumunda kalır dua eden, aslında farkına varmasa da. zira değişmez bir bilgiyle allah olayları bilir denirse ve böyle inanılırken dua eden şahıslara sorsan veya sormasan da tecrübeme dayanarak söylüyorum ki, dua eden şahışların bir çoğu hatta tamamına yakını esasen şöyle düşünür: "ben dua ettiğim için allah bu belayı benden kaldırdı veya ben dua ettiğim için bu sınavı kazandım , eğer dua etmeseydim sınavı kazanamazdım" dikkat ediniz, şimdi bu düşünceyi inceleyelim , soru : bu kişiler genelde allah olayları önceden bilir inancını da savunan kişilerdir. soruyorum: ne demek, "eğer dua etmeseydim sınavı kazanamazdım" bu hatalıdır. zira siz allah olayları önceden bilir diyorsunuz, o halde senin bu sınavı kazanacağında önceden biliniyordu. yani onun bilgisinde sabitti, belliydi ve bunun aksi olamazdı zaten dolayısıyla sen duayı da mecbur yaptın. zira bunu yapacağın da ezeli olarak biliniyordu. yani demek istediğim, dua edeler kaderi inkar noktasına sürüklenmiş olurlar, niye? ne diyorlar: "eğer dua etmeseydim sınavı kazanamazdım, dua ettiğim için kazandım", bu ne demek? şu demek: yani ben dua da etmeyebilirdim demek olur, onların inancına göre. bu ise olayların olduğundan başka türlü de olabileceğini savunmak olur ki, bu ise kaderi inkar manasına gelir. yani allahın ilminin ezeli olmayıp sonradan olduğu, olayları olduğu anda allahın bildiği gibi düşünceleri savunmak anlamına gelir.

 

aslında bu izahım gayet açıktır. yani şu mesajı veriyorum: dua etmeyin artık, ha diyeceksiniz ki: "sen ne diyorsun bre zındık! kurana mı inanacağız yoksa sana mı sen kimsin lan!"

bak şimdi daha evvelde anlatmaya çalıştım, şimdi sakin ol, yukardaki izahımda mantıksızlık görüyor musun? eğer görüyorsan söyle bakalım? eğer görmüyorsan, bir kere haklı olduğumu kabul ettin demektir. şimdi soruna bakalım: "kuranda böyle diyor ya, sen ne diyon bre zındık!"

cevap: nası anlatacam bunu ki, evvelden de kuranın çok farklı bir kitap olduğunu ifade etmiştim. ondaki derinlik çok fazla olup analtmaya kelime bulamıyorum, yani şunu diyorum; çare yok ki şuna inanmalıyız: allah kullarını kuran ayetleriyle de saptırmaktadır. bakın dua örneği bunun kanıtıdır, halbuki kuran da dua etmek emredilmektedir, ayette "dua edin ki karşılık vereyim" diye geçer. daha başka ayetler de vardır.

bilmiyorum ama şunu diyebilirim: şu söylediklerimi savunacağım evvelden aklımın ucunda yoktu. tam zahirciydim ben eskiden. yani fıkıh hadis okuyan, genelde nasıl inanlırsa öyle inanan. ( ehli sünnet biçiminde)yani böyle olacağımı hiç bilmiyordum, ama oldum. ve gariptir ki gittiğim hiçbir ortamda kendimi onlardan hissedemedim, mesela bir anımı anlatayım: namaz kılmaya başlayınca (1996), bana sık sık nereye bağlısın deniyordu. ben de demek ki bağlanmak mı lazım acaba falan diye düşündüm ve birine bunu açtım. o da beni bir yere götüreceğini söyledi. gittik, o zaman yaşım 20 idi ve böyle yerlere daha evvel gitmişliğim yoktu. neyse gittik zikir çekiliyordu, kuran okunuyordu ve özellikle ahlaka dair sohbet yapılıyordu. yani ilmi derinlikle ( itikad, kader gibi) konular konuşulmuyordu. bense heyecanle bunları bekliyordum oysa. oradaki şahıslar zikir esnasında çok huşulu görünüyorlardı ama ben bunu kendimde hissedemiyordum, belki alışık değildim. neyse sonradan da çaylar içilmeye başlayınca konu açıldı falan işte ben okumaya yeni başlamıştım dini kitapları o ara ve fıkıh gibi ilimlerden başlamıştım o zamanlar. kelamın dahi adını bilmezdim, bilsem de bilgim yoktu. bunlar sonradan oldu, konu açıldı ben okuduğum şeyleri söylüyorken tartışma ortamı oluştu ve ben oradaki kitaplardan, okuduklarımdan onların yanlışta olduğunu gösterdim, ilk gitiğim gün oldu bu, ama bana soğuk davranılıyordu. neyse bir seneye yakın devam ettim ama aslında ilk günden beri ben orada istenmiyordum. bunu da anlamıştım ama kendimi eksik hissediyordum, yani böyle yerlere gitmeyince insan olgunlaşamıyor gibi düşünceler bende vardı. yani ben soru sormayı seven biriydim. yani biri konuşuyorken yani orada lider pozisyonundaki şahıs konuşurken mesela lafa karışıp öyle olmayıp aksine şöyle olduğunu söyleyiveriyordum. sonra bir gün bana dediler ki artık gelme buraya! bir daha gidemedim ama şunu hiç bilemiyordum: o zamanlar oradan kovulmuştum ama gelecekte samsunda heryerden kovulacağımı daha henüz bilmiyordum, bunu da ilerde anlayacaktım.

yani şunu demek istiyorum: ben 15 yaşından beri çok okurdum günde 10 saat falan. bana ufakken derlerdi: oku ama tek taraflı okuma, onu da oku öbürünü de oku. ben de tamam dedim. okuyunca bu sefer de dediler ki: fazla okuma kafan karışır, yani kafayı yersin ve yemişsinde,

mesela şu an aslında bir kaç yıldır böyle, hiçbir yere gidipte konuşamıyorum, üniversiteye bile gidemiyorum artık, yani kafamdaki soruları paylaşamıyorum ve mecburen problemleri kendim çözmek durumunda kalıyorum, o bakımdan çok fikir değiştiriyorum. bir şeye inanıyorum ama sonra başka birşey daha öğrendiğimde eski görüşümün yanlış olduğunu anlıyorum. yani bunları bana birileri anlatmıyor, o bakımdan böyle oluyor bu da normaldir.

mesela yıllardır ben televizyona çıkmak istiyordum ama o zamanlar konu sadece kader idi. yani insanlara hür olmadığımızı anlatacaktım, bunu zaten evvelden de diyenler olmuştu. eşari mezhebi de bunu diyordu. yani bu anlatılabilir bir şeydi sonuçta. ama şimdi durumlar çok değişti, başka konularda bilgi sahibi oldum, (alemin kıdemi, ezeliliği; sıfatlar) bunları da anlatmak gerekmekte diye düşünmekteyim ama gerçekçi olduğumda şunu anlıyorum ki: bunları ben televizyonda nasıl anlatabilirim? mesela insanlara dua etmeyin nasıl diyebilirim, ve bunu onlara nasıl açıklayabilirim ve allah kuran ayetleriyle kullarını saptırdığını ve hele son peygamberin yanıldığını ve bu yanılgının küfür olduğunu nasıl anlatabilirim?

yani bilemiyorum, aslında ben yine anlatırım da onlar dinlemez ki, burdan şu çağrıyı yapıyorum, ben daha fazla insana ulaşmak istiyorum bu konuda yardıma ihtiyacım var. yani medya televizyon gazete dergi gibi sesimi duyurmak istiyorum. bunları nasıl yapacağımı bilmiyorum. bana yardım edecek olanları bekliyorum, önerileri ve desteklerini zira özelikle kadee konusunda yüzyıllardan beri insanlar aldatılıyor, kandırılıyor piyasadaki kader ile ilgili kitapların tamamına yakını yalan dolandır (insanın hür iradesini savunur çoğu) hepsini 5 dakikada rezil kepaze edeceğimi iddia ediyorum. asla tartışamaz onlar benimle. bana laf oyunları sökmez.( bak şaka demiyorum, hani forumlarda tartışıyorum ya kader konusunu milletle, yani ben bunların binlercesini gördüm bu lafların, bunlar çok kolay yani benim için, gerçekten.. millet iyice görsün diye tekrar tekrar yazıyorum. yoksa bunlar çok kolay yani. inan ki böyle, millet uykuda ya, ben iddia ediyorum, bana 5 dakika bile versinler bu milleti şook ederim inacındayım. yani kolay kolay geçiştiremeyecekleri şekilde onlara yaklaşırım . yani televizyona veya medyaya çıkamama yardım etmek isteyenlerden destek bekliyorum. işte, artık tanırdıkmı olur bilemem bana haber etsin böyle şahıslar.

bak televizyonda istersen senden de bahsederim, bi çıkar hele!

Gönderi tarihi:

*** dedi: ALLAH cc'lühü kullarını fiillerinde icbar etmemkte lakin mükevvenatın mebde ve mead itibarı ile hallerini kesinen bilmektedir.bilmek ise azamet ve şanının nişanıdır eğer icbar olsa zulüm olur (haşa).bunuda açmışsın hatırı yaratan o değilmi?demişsin.evet o fakat cüz'en hür edende o.irade i cüz i denilen olay.ALLAH yazdığını bozarmı demişsin

cevap: bunu demedim ilmi yanlış çıkmaz dedim.

 

dedi: eğer bozarsa bozacağı malumu bilmemesi nakıslıktır demişsin ki bozmaz demişsin...o malum ona malum dur sana bana değil.

cevap: tamam işte o biliyor ve bildiği gibi olacak olaylar. benim olacakları bilmemem olayların seyrini değiştirmez ki.

dedi: misalen kul sadaka verir ve hadis i şerif mucibince bela def olur

cevap: demek def olur. soruyorum: bu belanın gerçekleşeceğini allah ezeli olarak biliyormuydu yoksa bilmiyormuydu, eğer biliyordu dersen peki ama allahın olacağını bildiği bir olay nasıl meydana gelmez? eğer bu olay meydana gelmezse allahın ilmi cahilliğe dönmüş olmaz mı? yani burada noldu? şu oldu: bu hadislerin zahirini aldın. evet bu hadisler sahihdir, (kuvvetli hadis) aldın ve böyle inandın, o halde soruma yanıt ver bakalım? hani peygamber hata etmezdi? işte onun hata ettiğine bu hadislerde örnektir.

dedi: yahut sıla i rahim yapar ömrü uzar amenna.kulun ömrü malumdur fakat kul'a değil.dolayısı ile ALLAH cc'lühü o kulunun o sadakayı vereceğini ve o kulundan bi takım olabilecek belaları kaldıracağını bilmektedir.

cevap: demek ömür uzar ha? oysa kuran da ecel geldiğinde ileri geri gitmeyeceği anlatılyor ve yine dediğim gibi allahın ilminde birinin öleceği vakitte belli değil mi? "belli" diyorsan ve bu ilimde yanlış olmaz diyorsan bu uzamayı nasıl izah edeceksin? ve diyorsun ki: "olabilecek bir takım belaları kaldıracağını bilmektedir" dikkat edelim: allah tereddüt eder mi, etmez mi? "etmez" dersen, demek ki bir şeyin olup olmayacağı sence allah bilir mi? "bilir" diyeceksin ya, o halde bir olay allahın ilminde olacağı belli ise o artık allah için o olay "olabilir" diye nitelenemez. zira o olayın varlığa gelmesi zorunlu demektir. yani bu şu demektir: başımıza ne geldiyse gelmek zorundaydı ne gelmemişse o da gelemezdi. bu kadar basit. yok öyle, yok böyle dersen işin içinden çıkamazsın. biz de geçtik bu devrelerden. yani bu hadisler üzerinde biz de düşündük ve peygamberin yanıldığına karar verdim . zaten bu karar verildiğinde kişinin yolu büyük ölçüde açılır. zira artık korkmadan düşünebilecek duruma gelmiş sayılabilir. aksi halde senin gibi ( bir zamanlar benim gibi) bu hadisleri alır sarsılmaz bir bağlılıkla bunları zorunlu olarak doğru kabul eder (peygamberin bu sözleriyle hata edebileceğini aklına getirmek istemez, bunu düşünmektense ölmek yeğdir onun için. aklına bu gelecek olsa bile bunu düşündüğü için kendini en ağır şekilde paylamakta gecikmez, (o kimdi de bunu düşünmeye cüret etmişti, allah alemi onun için yaratmamış mıydı? ( sen, sen olmasaydın alemi yaratmazdım diye bir rivayet vardır aslında uydurmadır ama çok yaygındır, uydurma diyenler vardır bu hadis zaten kütübü sittede yoktur galiba "keşfu hafa"da vardı bu rivayet ) ve mantık kurallarını ihlal etme pahasına, düşünmeye çalışır, tabii, çok zorluk yaşar ve sonra artık düşünmekten yorulur, zira çıkış bulamaz. neden mi? zira mantık kaidelerinin karşısında tutunulamaz. o da bunu anlar ve "düşünmemeliyim artık yoksa sonum felaket olacak" deyip artık susar ve başkalarına da bunu öğütler ve ehli sünnet alimleri der durur artık, bunu yeterli görür kendine. neden? denedi ya, düşündü ya, daha ne yapacaktı ki? artık durmak ve susmak zamanıydı değil mi?

dedi: anlaşılmayacak en ufak bir mesele yoktur.olaylara ehli sünnet penceresinden bakmak gerekir.sen izi tozu yeryüzünden silinmiş cebriyenin menhus fikirleri ile burada kabadayılık yapıyosun laf kalabalığını kes'te meramını kısa geç.

cevap: demek öyle o halde dinle beni, ehli sünnet diyordun ya hangi mezhepleri kasdediyorsun? maturidilik ve eşarilik değil mi? itikad da bunlar değil mi? "evet" diyeceksin. o halde kulaklarını iyice aç ve beni dinle: bu eşari mezhebi var ya, hani yüzyıllardır hak mezhep dediğiniz hah, işte o da cebircidir. inanmadın mı bana? kitabıma bakabilirsin yüzlerce delille bunu gösterdim www.islamdakader.cjb.net yani bu işler sallamayla olmuyor. gazali var ya hah, onu nasıl buluyorsun? büyük alim mi diyorsun, hah bunu da iyi dinle o halde: işte o da cebircidir. kendisi eşaridir ve ihya adlı kitabında bunları söyledi. bunu da kitabımdan bulabilirsin. forumlarda "gazali böyle diyor" başlığında bu konudaki dediklerini yazdım. kimin için? sizin için, şimdi de kabadayı olduk! ara kursatotcu

"peki eşariliğin cebirci olduğunu nasıl bilmiyorum" mu diyorsun? o konu karışık. ama şunu bil dediğim gibi cebriyye adına çok hücum yapılıyor ama iş eşariyye'ye gelince sadece "sanki bu da cebirci gibi ya" deyip geçiştiriliyor. zira bu köklü mezheptir ve ehli sünnet diye nam yapmıştır. öyle rahatça üstüne gidemiyorlar. gazali de, razi de bu mezhepde zaten. razi de cebirci onu da diyeyim sana, kitabımda ondan da alıntı çok (tefsir-i kebir). bu mezhep yani eşariliğe (cebri mutavassıt) derler. yani ne demek biliyor musun? şu demek, iyi bak, "orta cebr" demektir. sana soruyorum: cebrin ortası olur mu? cebr cebrdir değil mi? ama neden böyle söylüyorlar: çok basit zira eşariliği kolluyorlar. dedim ya çok nam yapmış mezheptir.( sana bir bilgi vereyim, bu maturidiliği adam yerine pek koyan yoktur da, bakma onlar kendini adamdan sayarlar. yabancı yazarlar ehli sünnet dendiğinde hep eşariliği kasdederler. maturidinin adı pek geçmez. bunu da bil yani) aslında cehmiyye de cebircidir, eşarilikte ama cehmiyye'ye aleni saldırırlar, hakaret yaparlar. ama eşariye hafiften laf dokundurlar( örnek olarak: bu eşarilerde sanki cebre meyil var gibi), değil mi? neden? çünkü şafilerin itikadda mezhebi eşariliktir diye geçer de ondan, (aslında şafiler de eşariliğin cebirci olduğunu pek bilmezler. onlara sorarsan sana hür iradeyi savunurlar, peşine de ben eşariyim derler, yani tamamına yakını kendi mezheplerini tanımaz), bak şimdi bu dediğim önemli: cüzi irade var ya, ne demek bu? söyleyeyim: bir hareketi yapmak istemeye cüzi irade denir. mesela ayağa kalkmak istedim ya, işte bu düşünceye cüzi irade denir. bak şimdi, senin mezhebin olan maturidilik ne diyor biliyor musun? iyi bak söylüyorum: "cüzi iradeyi allah yaratmaz" diyor.( bunu da mezhep imamın demiyor haa! sonradan koydular bu mezhebe bunu. aslında mezhep imamın şunu demişti: " sonradan olan herşeyi allah yaratır" bunlarda yine ebu mansur maturidinin kitabından gösterdim. (kitabu-t tevhid) kitabımda var.) yani ayağa kalma düşüncemizi allah yaratmaz diyor. anladın mı? bunu mu savunacaksın bana? devam ediyorum, eşarilik ne diyor? peki söylüyorum: "cüzi iradeyi allah yaratır" diyor. dahası eşari mezhebi hareketlerimizi de allah yaratır diyor. eee nerde hür irademiz peki? düşüncemizi ve hareketimizi allah yaratırsa nerde hür irademiz ya? dolayısıyla bu mezhep zaten hür irademiz yok diyor. ahahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh konuşturdun beni

 

dedi: dr.mubahat türkerin doktora tezi 3 tehafüt bakımından felsefe ve din münasbetine bir bak gazzali,ibni rüşt ve hocazadenin tehafütlerini konu edinmiş çok enfes bu konulara bide oradan bak...

cevap okudum onu

Gönderi tarihi:

dedi: "kürsat otcu

 

genelde kimler över ve kimler yerer genelde hangi katagori konular üzerinde övülür ve yerilirsin

 

bu sende ego haline dönüşmüş olabilir karşıt düşünce ve catıştıgın kimselerin seni yermesi de belki sana zevk verebilir

 

nedir yani bu bi acıkla bakalım"

cevap: şöyle nası diyim genelde toplum içinde falan olur. ben nereye gitsem zaten hepsini susutururum ya, dolayısıyla kalabalıkta asla benle konuşmazlar. neden? bak anlatıyım. bak ama sordunuz diye ha yoksa utanırım yani. böyle, harbi mi merak ediyonuz. neyse devam: ne diyodum ha kalaballık olduğunda mesela 10 kişi diyelim, burda şöyle olur benim sorularım zaten binlerce kez denenmiş sorulardır yani, adam ne dicek, ben ne dicem, peşine o ne dicek, böyle kıvırırsa ne dicem... baştan zaten bunları ben genelde tahmin ediyom. o bakımdan tartışmalarda durakladığım pek olmaz. çok nadir binde bir adam bi soru sorar. aslında adam bu sorudaki derinliği pek anlamaz. ama o bende vardır gizli olarak ince konudur, ha o zaman ben duraksarır adamda sanır ki o sordu da duraksadım.. neyse

ya şöyle, tek kişiyle konuşuyosam iş biraz zor niye mi ? ya bin türlü adam var zır cahil adamlar var anlamıyo ki şer kötülüktür diyom onu bile bilmiyo bu adamla tartışmak zor yani ille adamın inanıdığı bişe bulacam da ordan girecem zor. ama kalabalık olunca zaten bu kolaydır çünkü burda ben taktik yapıyom mesela liderlerine soruyom soruyu, baktım adam kıvırıyo, bu sefer öbür daha az bilenlere onları etkilecek soru soruyom, bunlar belli basit sorulardır. mesela ya derim.. az dur bişey anlatıyımda gülün ya, yani ben o kadar tecrübeliyim ki bakın anlatıyım burdan anlayın , mesela biriyle konuşuyom dimi ona soruyom diyom ki: herşey allahın dilemesiyle mi olur diyom bazen hayır cevabıyla karşılaşıyom, fakat burda aynı soruyu farklı bir versiyonla tekrar soruyom, bu sefer sesimi de yükselterek gözümü iyice açarak hayret ediyormuş edasıyla: peki allahın dilemesinin dışında bi şey olur mu? bu soruda son "olur mu" kelimesine yapılan vurgu önemli adam şoka sokulmalı hafiften, bu şekil sorulduğunda genelde ilk soruya hayır diyenler yine "olmaz tabi" diyorlar. aslında soru aynı soru değil mi yaaaaaaaaaaaaaaaaaa bi deneyin görün..

evet dese gerisi zaten şöyle oluyo, adamı gerici bi şey soruyom diyom ki allaha sövenler var bu da mı allahın dilemesiyle mi oluyo? diyom adam affalıyo şoka giriyo hemen "yok" diyo adam can havliyle savunmaya başlıyo, eline geleni fırlatıyo bana aklına geleni söylüyo şokta ama farkında değil, daha sonra etkisini görecek o sorunun, sıcağı sıcağına anlamıyo fazla, baktım bilgisi az mı, burdan devam ediyom adam fııttırıyo iptal yani , ne kadar bana sen şusun sen busun dese de kafaya o soru girdi ya o adam tamam yani gece zor uyur o.

ha bi anımı anlatıyım ya, gine yolda gidiyom bi baktım bacağı kesik biri dolmuş bekliyo yanına gittim dedim ki herşey alalhın dilemesiyle mi olur abi ya dedim. evet tabi ki dedi kader dedi yoksa nasıl dayanırız bu işlere dedi, ben de dedim ki peki senin bu bacağın kesik bu da mı allahın dilemesiyle oldu dedim. adam şaşırdı banaı kızdı gitti, söylene söylene, ertesi gün aynı yerde adamı gördüm yanına gittim, beni görünce hayalet görmüş "gibi git başımdan dedi naptın bana sen" dedi yani, neyse aramızda özel bi anımı anlatıyım mı? özel ama ha, neyse denize gittik bir kaç kişi, kumsal ya, kızlar var ilerde ben soruyom ya millete, yanımdaki dedi ki : kızlara sorabilirmisin dedi, hadi buyur, ben de kader deyip yürümeye başladım onlara doğru, kumsalda bikinili kız bunlar yani, neyse kızların yanına gittim bunlara size bişey sorabilirmiyim dedim, tabi dediler: herşey allahın dilemesiylemi olur dedim, biraz çekinerek evet dediler, ben de dedim ki: siz böyle yarıçıplak burada yatıyonuz peki bu da mı allahın dilemesiyle oldu dedim hemem yok dediler ben de hani herşey allahın dilemesiyle oluyodu ya, dedim kızlar şaşırdı mı , işin garibi, kızın biri demesin mi bana bu yeni tatkit mi diye,

neyse kızların biri öğretmenmiş spor, bende öğretmenim dedim spor dedim, neden yapmıyon görev dedi, kızlar bakmak günah diye yapmadım dedim, eee şimdi niye bakıyosun öylese dedi: bende: allah baktırıyo dedim.

 

size böyle bu işleri anlatsa var ya belki bana daha çok inanırsınız ya

Gönderi tarihi:

Selam üzerine olsun Kardes,

 

Bir nokta ilgimi cekti,sen karsindaki insan hakkinda sürekli böyle önyargilimisin ? yoksa bana mi öyle geliyor?

 

Cok hyperaktiv oldugunu anliyorum, bir ton yazinla yanit verdigini saniyorsan yaniliyorsun kardesim.

 

Senin pisirdigin corbanin corba oldugunu kabul ediyorum , lakin sen corbani zehirle doldurmussun be güzel kardesim.

 

Gerci hos bu FAKR herseyi cektigi gibi sineye senide ceker sinesine , degilmiki hersey ALLAH TAN hos gelmis sefa gelmis !

 

Satirlarina dua etmemi yanlis buldugunu söylemekle baslamissin . Zaten bu noktada benim yazdiklarimi anliyamamis oldugunu vurguladin önyarginla.

 

Diger satirlarini zaten muhatap almadim cünki basinda hakkimda yanilgiya düsüyorsun .

 

Ha bu arada Hz.Resulullah in " FAKR imla iftihar ederim " hadisinide okumussundur sanirim 100.00 adet okudugun hadislerin icinde.

 

Nedir bu Fakr in manasi ?

 

Birimin , algilanmakta olan tüm mevcudatin aslinda sadece hayal olup , hicligini idrak etmesi ve algilanan herseyin sadece ama SADECE Allah in bir ilmi oldugunu vurgulamaktir FAKR.

 

Yani güzel insan birim Allah tan gayri hicbir seyin olmayisin ITIRAFIDIR.Anlatabiliyormuyum ???

 

Hicligini Itiraf eden bir insanin , dua etmesi , ibadeti , sözü , fiili , her ne ise olsun , rüya hükmündedir.

Ki bu rüya bu dünyada ve ölüm ötesi hayatta ve her evrede dahi rüya hükmünde devam eder.

 

Dünya veya ölüm ötesi evreler ve sonrasi diye algiladigimiz zihnimizdeki mekansal tüm söz düsünceler dahi Rüya hükmündedir.

 

Kisi bu dünyada kendini su an nasil birseyleri hissettigini sanir ise , bu ZAN ebedi sürecektir.

 

Algilanan hersey ama hersey ALLAH in ilminden ibarettir , ILMINDEN IBARETTIR DIYORUM ! VE HIC BIR ZAMAN VÜCUD SAHIBI OLMADILAR !!!

 

Halife makami insanligi bir merdiven olarak düsünürsek , sen , ben , onlar diye algiladigimiz hersey ALGILADIGIMIZ diyorum hersey bu merdiven aleminde birer basamaktir.

 

Her basamak kendinden sonra ki icin bir zemindir , CÜNKI O HER AN YENI SANDADIR .

 

Bir kamyon yükü kadar bilgi toplamis olabilirsin, benim bilgisayarimda da var bu kadar bilgi !!!

Kim ki ben su kadar biliyorum der , esasen bununla hicbirsey bilmedigini vurgular !!!

 

bilgisayarinizda kamyon yükü kadar bilgi olabilir , unutmayin deccal virusü girdigi zaman o beyine ne bilgi kalir , nede kendisi artik !!!

 

SEN SEN OL , ANTIVIRUS OLAN ALLAH A TESLIMIYET PROGARMINI BIR AN ÖNCE YÜKLEMEYE CALIS BEYNINE !!!

 

Varsa taktirinde basarirsin , sen dene .

 

DUA dan hic sasma güzel kardesim edecegin dua da ALLAH in taktirindendir.

Allah bir kulunu hidayete nasip etmisse o kuluna dua etmeyi programlamistir kaderine :)

 

Sana bir recete vermek isterim nolur beni yanlis anlama . Acilen gururunu bir kenara birak ,bilgilik taslama böbürleneni 3000 defa Nas suresini idrak ederek okumani tavsiye ediyorum acilen . Cünki cok karisiksin muhtemelen cinlerin telkini altindasin .

 

Dua et , cünki dua insanin derunundaki rabbani kuvveleri harakete gecirir.Olaki nasibinde vardir.

Allah in hidayet etmesinin isaretidir dua, kisinin mutlulugu ve huzurunu dilemisse yaradan önceden ona dua etmeyi taktir etmistir !!!

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Allah in Kurani Kerimde birimlerin kendine özgür iradelerini olmadigini bildirmesi ve buna ragmen Resulüne söyle yap böyle yapin diye buyruklari seni sasirtmasin.

 

Bir senaristin filim icinde figuranlara talimat vermesi sasirtici olmamasi gerek , hatta bu filmin nasil bitecegini bilmesine ragmen.

 

Cünki orada islenen bir konu sadece , düsünülmüs bir konu.

 

Sen olayi bir birim olarak yani bir insan olarak degerlendirdigin icin tüm olaylara Allahtan gayri vücud sahibi varmis gibi düsünüyorsun, buda sana Resulünü veya bizi yaniltiyor gibi geliyor .

 

OYSA,

 

VAHDET demek ALLAH tan gayri veya ayri hicbirsey yok demektir .Hic birsey vücud kokusu dahi almamistir.

Allah ta bunun böyle bilinmesini Kur `ani kerimde Ihlas Suresinde izah etmistir.

 

Bu sübhesiz haddini bilmeyen adem ogluna acikca beyan edilmistir .

 

Ben sana bilgi veya ilim taslamiyorum . Neden sana bunlari acilma geregini hissettim ?

Forumdaki tüm yazilarin senin kaoslarda oldugunu acikca gösteriyor , sen bunun farkinda degilsin.

 

Iyi düsün senin ilmine göre insan nefes dahi almamali cünki ezelde taktir olunana karsi gelmektir bu .

Dua etmemeli , cünki Allah in taktirine karsi gelmektedir.

Iyi o zaman , namazda kilmayalim, oruc turmayalim , nasil olsa hersey taktir edilmis .

 

ELBETTE ALLAH HERSEYI TAKTIR ETMIS .

 

Melek , ve Cin diye bizim göremedigimiz varliklardanda bahsediyor ALLAH , ne dersin ?

 

Bak kardesim lafin özü su :

 

ALLAH in programi su bana göre .

 

 

Melek ve Cin alemi

Kitap lar - yani bilgiler. ( insanlar kitap denilince bugünki altin yaldizli sayfa saniyorlar herhalde )

Resuller

Insan alemi

Hayvan alemi

Bitki , canli cansiz nebat

Evren . veya yeryüzü , dünyalar

 

Bu varsaydigimiz hersey aslinda YOK , var ama sadece ilimden ibaret !!!

Nasil sen kafanda birsey canlandiriyorsun ,iste öyle bir sey.

 

Simdi bu siralamayi geri kombine yapalim istersen ;

 

Yeryüzünde ve evrenlerde yasayan bitki ve hayvan alemi ile birlikte Insanlarinda yasadigini ,

bu Insanlara Nebi ve Resuller gönderildigi ,

ve bu Nebi ve Resullerin kendilerie Melekler araciligi ile bilgiler ilham olundugunu ( kitaplar gönderildigini ) ,

ve tüm bunlardan murad sadece ins ve cinlerin Allah a olan kullugu vurgulanmasidir .

Bu kulluktan murad Allah in sadece kendini seyretmesidir ,

Resulullah in bunu " zerre küllün aynasidir " seklinde yorumuda eklenirse .

 

SU cikiyor karsimiza mana itiari ile . Senin insan dedigin , hayvan dedigin, tas , bitki , ot ,

söz , fiil kavramlar,kisacasi hic biri ESASEN YOKTURLAR , VAR OLAN SADECE O KENDISI.

 

Bizim seninle ele aldigimiz bu konuya KADER ve TAKTIR konusuna yani , Allah ü teala bu noktaya kadar ilim vermis sinirini burada belirlemistir !!!

 

Biraz öteye gecmeye calisanlar kaybolmuslardir , ki sende bu kaybolmuslarin arasinda degilsindir umarim.

 

Amel ediniz , herkese ameli kolaylastirilmistir ! cennetlik olana cennetlik fiiller , cehennemlik olana cehennemlik fiiller kolaylastirilmistir .

 

Sen niye Allah hem taktir etmis hem de niye söyle yap böyle yap diye emir eder diye sorarsan sayet , veya sorarlarsa eger ,

 

sorunun cevabini Allah Ihlas suresinde vermis , tüm cevaplar insanoglunun bu Surenin icinde, bu Sure seni hicligine kavusturacak Sure.

 

Hicligine kavustugun zaman ancak seyredersin alemi , sormassin bu neden niye diye ....

 

KALDIR KENDINI ARADAN , CIKSIN ORTAYA YARADAN

 

Halife olmanin amaci sadece Allah a ermek , Allah a ermek icin hersey birer aractir,bu insan olsun , nebi olsun Resul olsun, melek olsun, kitap olsun. Hersey Halifeligin geregi olan Allah in ismi sifatlarinin idrak ve yasanmasi icin halkolunan sebeblerdir !!!

 

Allah `a ererse bir kisi , sormaz artik bu neden ve nicindir . Yasar hicligini ve seyreder alemi .

Yakmaz artik onu hic bir sey. O artik Korunanlardan ve Arinmislardan olmustur . Ermistir

Onun gözüne artik hic bir sey cirkin görünmez , hersey yerli yerince ve güzeldir onun icin .

Yaradan herseyi güzel yaratmistir onun icin . Varliligi sadece Allah in varligi ile kaimdir onun.

 

En büyük mertebe HIC lik mertebesidir artik onun icin .

 

Kendini bir birim kabul eden ilk Iblis ti.O bugünki müslümanlardan daha cok idrak etmisti varligin ,

yaradilmis oldugunu kendi lisani ile defalarca itiraf etmistir Kur ani kerimde.Ona ragmen iltibasa ( ikileme düstü ) neden ?

Senaryo böyle idi , Maridye nefs mertebesinden en asagiya düsmesi gerekecekti.

Neden ?

Allah ü tealanin bir cok Ismi manalari bu mertebelerde anlasilacakti , idrak edilecekti.

 

Cennette sabir ismi nin manasi anlasilmayacakti mesela, sabrin ne oldugu sadece birim boyutunda yasanacakti cünki.

Buna benzer Allah in bir cok Ismi sifati yeryüzünde yasanmasi icin dirki Halife yaratildik .

 

Ve emin olunuzki yapmakta oldugunuz her fiiliniz halifeliginiz geregidir.

 

Allah in kul olarak yarattiginin O nun dileginin , iradesinin , isteginin , nasil adlandirirsaniz adlandirin disina cikmasi mümkün degildir. Hersey hal ve vaziyeti ile ona boyun eymektedir . Bize göre farkli görünsede , algilansada .

 

Hakkini helal et güzel insan .

Gönderi tarihi:

düşünüyormusun evet dersen o halde varsın, şüphe ediyomusun? peki ama şüphe etmekte bir nevi düşünmektir. sen düşünüyosan varsın ki düşünüyosun, varlıkta olmayan nasıl düşünebilir? bu delile karşılık sen nasıl olurda insan ve düşüncelerimiz yok dersin.

Gönderi tarihi:

yeniler için tekrar yapıştırıyom

** 1- Rızık Allah’tan mı? İçki içmek rızık mı? İçki içmek Allah’tan mı? (Haramda rızıktır Maturidilere göre)

2- Herşey Allah’ın dilemesiyle mi olur? Zina yapanlar var, Allah’a sövenler var. Bunlarda mı Allah’ın dilemesiyle oldu?

3- Allah günahların işlenmesini diler mi? Günahlar işleniyor mu? O halde dünyada Allah’ın dilemesinin, iradesinin dışında bir şey mi oluyor?

4- Kadere hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanıyor musunuz? Zina yapmak şer midir? Zina yapmak Allah’tan mıdır? Hani, hayır ve şer Allah’tandı ya...

5- "Allah’ım bizi kötü yola düşürme, yolumuzu saptırma" diye dua ediyor musunuz? Demek ki bizi kötü yola düşüren ve yolumuzu saptıran kimmiş?

6- Allah şerri irade eder mi? İster mi, diler mi? “Hayır” dersen, Allah’ın dilemesi dışında mı oluyor bu şerler?

7- İnsan kadere mi bağlıdır, yoksa hür müdür?

8- Şimdi, senin bu yazıları okuman kader mi?

9- Allah dilemeseydi sen bu yazıları okuyabilecek miydin?

10- Önünde iki meyve var, elma ve çilek; seç birini. Senin bu seçimin Allah’ın iradesiyle mi oldu yoksa iradesi dışında mı oldu?

11- İnsan Allah’ın murad ettiği (istediği, dilediği) şeye muhalif bir şey yapabilir mi?

12- Bir insan çalıntı yiyeceklerle yaşarsa, bunlar ona Allah’ın verdiği rızık mıdır?

13- Allah mahlukatının (yaratıklarının) kendisine itaat etmeden önce, itaat edecek olmalarını ve O'na isyan etmeden önce isyan edecek olmalarını irade etmiş miydi? Bu soruya “hayır” derseniz, Allah’ın iradesinin ezeli olduğunu reddetttiniz demektir. Eğer "bildiği için diledi" derseniz, bunun da cevabı sitededir.

14- Siz bu yazıları okumadan önce Allah bu yazıyı okuyacağınızı biliyor muydu, bilmiyor muydu? “Biliyordu” derseniz, soruyorum: Bildiği gibi olmasını mı diledi yoksa bildiğinin aksine olmasını mı diledi? "Bildiği gibi olmasını diledi" derseniz, sizin bu yazıyı okumanızı Allah’ın irade etmiş olduğunu kabul ettiniz demektir ve siz Allah’ın irade ettiği bir fiili, hareketi engelleyebilir misiniz? "Hayır engelleyemem" derseniz, demek ki siz bu yazıları Allah’ın zorlamasıyla, mecburen, tıpış tıpış okudunuz. Ne dersiniz bu işe?

Bu soruları ne kadar bilgili olursa olsun “insanın hür iradesi” olduğunu savunan kişilere sorarsanız, yüzü kıpkırmızı kesileceğini tahmin etmekteyim. Gece uyuyamaz tahminime göre; sorun görün. Defalarca söylediğim gibi peygamberin kader hadislerinde, insanın özgür iradesi olmadığı anlatılır. Bu hadisleri de onlara sorarsanız yine kıpkırmızı olurlar. Hadi sorun artık! Cüzi irade vardır, bizim tercihlerimiz vardır, ama bunlar sonuçta düşüncedir ve düşüncelerimiz de Allah’ın yaratmasıyla oluşur; dolayısıyla aslında biz de Allah hangi düşünceyi yaratırsa, biz o düşünceyi düşünebiliriz.

Gönderi tarihi:

gerçi bu yazı senin değil ama yine de yorumları yazalım dimi...

 

dedi:Önce eşariyye uzattığın dilini bir makaslıyayım;( dedikten sonra bir kitaptan kelime kelime alıntı yapıyor)( şimdi kitaptaki yazıyı eleştirecem dikkat ettinizse son yazılarımda eşariyye'ye pek laf dokundurmazlar demiştim, "sanki biriz cebre kayma var" derler o kadar fazla ileri gidemezler demişim dimi, hatırladınız mı? o dediklerime bir örnektir bu yazı. bereber inceleyelim bunların nasıl bir rezillik içinde olduğunu:

kitap başlıyoooooooooooo

dedi: Eşariyye göre kul ,fiillerinde muhtardır.yani irade ve kudreti vardır.Fakat kudreti yaptığı işlerinde müessir değildir.

cevap: dakka bir gol bir ne bu şimdi? izaha gerek var mı? bir zaman lr ben bu yazıları fıkra niyetine okuyodum inan ki ya, milleti hepten geri zekalı yerie koyuyolar ya, bu yazıda, eşarilikte cebr olmadını anlatıyo ya peki "kulun kudretinin yapyığı işte tesiri yok" demek ne oluyo acaba?

bi bilgi daha veriyimde şaşırın: bu eşariyyeye göre var ya allah kulun kudretini de yaratıyo ve şimdi dikkat: allah bu kudreti ne için yani hangi fiil yani hareketi için yarattıysa kul ancak bu kudreti ona harcayabilir başka bir şeye harcayamaz (mesela ayağa kalkma hareketi için allah kulda kudret yarattı ya hah, bu kudreti yine kul allah kendinde yaratacağı ayağa kalkma hareketine harcayabilir, yani bu kudreti kolunu kaldırmak için de napamaz? kullanamaz.. duydun mu beni ) bak bi daha diyom, "kudreti yaratıyo ya hah, bi de bu kudreti varya yine ancak allahın yine insanın hangi fiilini ( hareketini) yaratırsa ancak ona kullanabilir ha.. yani kafasına göre başka bir şeye bu kudretini harcayamaz" diyo bu mezhebin imamı yaaaaaaaaaa anladın mı , "du yu andır stent" bölemiydi ya..

 

dedi: ALLAH kulun fiilini azim ve tasmimi bulunduğu anda yaratır.Bu azim,kulun iradesini o şeye yöneltmesi ile o işi kesbetmesi şekline tecelli eder.O halde kul halık olmayıp kasibtir.

cevap: soru: peki bu azim yani bir fiili yapmayı isteme düşüncesini (mesela ayağa kalkmak istiyom, arzu ediyom ) acaba yine allah mı yaratıyor? bu mezhep bu soruya ne diyo? "evet" diyo. akıl var mantık var bu mezhebe göre hareketimizi allah yaratıyo, hareketi yapma isteğimi zi allah yaratıyo( yani alalh bunu yaratmazsa bu mezhebe göre kul düşünemez bile) kudretimizi allah yaratıo, eeeeee nerde hür irade? yuh ya

 

dedi: İşte bu noktada cebriyye ve kaderiyyenin düşmüş olduğu hataya düşmemişlerdir.

cevap: görüyon dimi, cebriye değilmiş yani ha eşarilik!

dedi: Eşariyyeye cebri mutavassıt denilmesinin sebebide kaderiyye ve cebriyye arasında orta yolu bulması açısındandır.cebre kaderiyyeden daha yakındır fakat haşa cebriyeci değildir.

cevap: bak dediğim gibi, onu cebircilerden göstermezler. hem dedikleri cebr oluyo, hemde ısrarla "yok öyle olur mu hiç" derler kesip atarlar aydiiiiiiiiiiiii

 

dedi: Dikkat edilirse eşariyyede cebriyeye yakınlık varsada haşa eşarilik cebriyye diye açıklanmaz.sadece biraz daha maturidiyeye göre mübhem ifadeler vardır,diğer hususlarda ise eşari ve maturidiyye hemfikirdir.

cevap: nası dediğim gibi değil mi? ve nası bağlıyo eşarilik ve maturidilik hem fikirdir diyo, biri cebirci , allah zorla günah işletiyo diyo, öbürü yok ya zorla işletmiyo diyo. bu mezheplerin azcık farkı var diyolar. eeeeee bu yüzyılardır yapılıyo, hemde öyle başalrılı yapıyora kaadam geaçm ş karşına ban asavunm ayapıyo kendine tam güveniyo vayyyyyyyyyyyyyy be

Gönderi tarihi:

*** ve bir ayrıntı şu: kul muhtar(seçer) dendiğinde aslında gerçek anlamda eşari mezhebi şunu kasdeder , ben uzun yıllar bu mezhepte olduğum, kaldığım, için iyi bilirim bunları. bu mezhebe göre kulun iradesi vardır yani kul seçim yapabilir ancak yine de kul hür değildir zira bu mezhebe göre kulun seçimlerinide allah yaratıyo düşüncelerinide, bir de dikkat ederseniz yazıda "kesb" terimi gerçiyo, bu ise şudur: kesb demek arapça kazanmak demektir yani şöyle mesela ayağa kalkma fiilini allah kulda yaratınca kul ise bu hareketin mahalli yani yeri olmuş oluyor. kul da yaratıyor ya ve kul bu fiili yapıyor ya hah işte buna yani allahın yaratığı fiili kulun yapmasına kesb yani kazanma denir okeymi ve şimdi size bu mezhebin kesb tarifini verecem: şudur: "kulun kudretinin (bu kudreti de yine allah yaratır) fiille( yine allahın yarattığı hareketi kasdediyo) birlikte tesirsiz olarak bulunmasıdır"

 

 

*** dedi: Soru 1- Namaz kılıyon mu

Evetse

Soru neden Allah senin durumunu önceden takdir ettiyse neden yoruluyon ?

Hayırsa

Allah namazı emretmiyor mu?

cevap: kılıyom, şöyle oluyo allah kılacağımı ezeli ilmiyle biliyodu ya hah onun bildiği yanlış çıkmaz ya bundan dolayı mecbur kılmış oldum. kılmasam onun ilmi yanlışa dönerdi bu ise olamazdı.

Soru 2 insanlara iyilik yapıyon mu?

Evetse Neden ne faydası var

Hayırsa

Allah iyiliği emrediyo mu emretmiyo mu

cevap: yapıyom bak bunları size anlatıyom, dediğim gibi allah zorla yaptırıyo

Soru 3 sana yapılan kötülüğe kızıyon mu

Evetse neden adamın kötülük yapacağını Allah yazmamışmıydı sana göre?

cevap: kızdığımda oluyo, evet ona bunu allah zorla yaptırdı bu olacaktı, olmaması imkansızdı bunu da biliyorum ama insanız zayıfız ve olaylardan etkileniyoruz ( aslında olaylardan etkilenmiyoruz da, çünkü bu etkiyi de yine biz de allah varediyor. bizde ( daha doğrusu ben) alışkanlık olarak olaylardan etkilendik diyoruz. aslında sla olaylar birbirini etkilemez. hepsini ayrı ayrı allah yaptırır) bu insanın bir yönüdür

 

Soru 4 okula gittin mi hiç kitap okuyup öğreniyon mu yeni şeyler

Evetse neden Allah senin ilminin ne kadar olacacağını takdir etmedi mi okumasan da o ilmi sana vermeyecek mi evde otursan da okumayı öğrenecektin di mi

Hayırsa okumayı nası öğrendin bi de niye kitaplar okudurm iyi bilirm bu işleri diye atıyon

cevap: gittim spor akedemisi mezunuyum,omü, okuyup öğreniyom yeni şeyler, evet allah ne kadar bileceğimi de önceden biliyordu ve bu ilminde belliydi, ama okumam da yani kitap okumam da ilminde belliydi dolayısıyla bunu mecbur yapmış oldum

Soru 5

Çalışıp hayatını kazanıyon mu

Evetse neden Allah’ın sana ne rızık vereceği önceden belli değil mi

Hayırsa durumundan niye şikayet ediyon kızlara bakmak günah diye işimi yapamıyom diyon

cevep: çalışmıyom ve şikayet etmiyom sadece önceden uzun yıllar kızlara bakmadım,( okul bitti tayin çıktı ama o aralar bu konudaki araştırmalarımı bitirmiştim ve kızların saçlarına bile bakmak hem de şehvetsiz olsa bile haramdır hükmünü görünce ( dört mezhepte de böyledir, hanefi, şafi, maliki, hanbeli ) göreve gitmedim.) 3 sene var bu bakmama süresi. bu süre zarfında akraba kızlarının yüzünü hatırlamaz oldum. sonra accık bakıyım 5 dakka diye başladım sonra önünü alamadım, önünü alamadıktan sonra bakmaya devam ettim. denize gitmem de o zamanlara rasladı. sadece kız sordu ben de söyledim: niye bana bakıyorsun desi, ben de allah baktırıyo dedim

Soru 6 Kızlara bakmak niye günah oluyo?

Zaten yapacağını takdir ettiği için Allah sana niye günah yazsın

Bu bakış günah değilse niye günah diyon kızlara yalan söylüyon

cevap: zamanında çok araştırdım bütün delilleri inceledim bütün mezhepleri. şimdi detayları hatırlamıyom ama hem nur suresinde bu açıklanıyo, ve hadislerde çok geçiyo ve fıkıh mezhepleri hükümleri vermişler, ancak bunların günah olacağıda yine ilminde belli ya,

 

Soru 7 Allah peygamber gönderiyo mu sence

Evetse niye? herkesin durumu belli ise niye bi de peygamber geliyo

Hayırsa İsa Musa Muhammed İbrahim Yunus Yusuf Yakup vs kim?

ceep: gönderdi, milletin durumu iliminde belli ama bunların gönderileceği de belli değil mi

 

Soru 8 Allah kitap gönderiyo mu?

Evetse niye

Hayırsa ayetleri nerden kırpıyon

cevap:gönderdi, hiçbir nedeni yok. çünkü ilmindeb öyle olacağı belliydi. allahda ilmine göre bunları yaptı.( aslında bilmesi bu olayların meydana gelmesinin gerçek sebebidir. ayrıca yaratma sıfatı yoktur)

Soru 9 Kitapta emir ve yasaklar var mı?

Evetse niye herkesin durumu belli değil mi?

Hayırsa emir yasak ayetleri ne ?

cevap: var, evet belli ama bu ayetlerin de böyle olacağı da belli değil mi?

Soru 10 Allah abesle iştigal mi ediyo

Evetse sen böyle bir Allah’a inanıyon mu

Hayırsa kurallara uymak gerekmez mi

Evetse niye

Hayırsa abesle iştigal değil mi uyulması gerekmeyen kurallar vaz eden bir ilah

cevap: abesle iştigal ediyor demiyorum.( dediğim gibi allah bu olayalrın olamasını seçmedi, allah bunları nedensiz ( bunu daha evvel çok kez açıkladım) bir ilme göre yapmaktadır (çünkü olaylar iliminde belliydi zaten) ve nedensizlik sorgulanamaz zira ne sorarsan "nedeni yok ki" cevabını alacaksın) kurallara uymak gerekir, genelde bu sorunun yanıtı "emr edildiği için" dir ama hakiki yanıt şudur: emire itaat edenin itaat edeceği allahın ilminde belli olduğundan ve isyan edenin de isyan edeceği allahın ilminde belli olduğundan isyan eder. başkaca nedeni yoktur aslında.

Gönderi tarihi:

yeniler için tekrar yapıştırıyom

** 1- Rızık Allah’tan mı? İçki içmek rızık mı? İçki içmek Allah’tan mı? (Haramda rızıktır Maturidilere göre)

2- Herşey Allah’ın dilemesiyle mi olur? Zina yapanlar var, Allah’a sövenler var. Bunlarda mı Allah’ın dilemesiyle oldu?

3- Allah günahların işlenmesini diler mi? Günahlar işleniyor mu? O halde dünyada Allah’ın dilemesinin, iradesinin dışında bir şey mi oluyor?

4- Kadere hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanıyor musunuz? Zina yapmak şer midir? Zina yapmak Allah’tan mıdır? Hani, hayır ve şer Allah’tandı ya...

5- "Allah’ım bizi kötü yola düşürme, yolumuzu saptırma" diye dua ediyor musunuz? Demek ki bizi kötü yola düşüren ve yolumuzu saptıran kimmiş?

6- Allah şerri irade eder mi? İster mi, diler mi? “Hayır” dersen, Allah’ın dilemesi dışında mı oluyor bu şerler?

7- İnsan kadere mi bağlıdır, yoksa hür müdür?

8- Şimdi, senin bu yazıları okuman kader mi?

9- Allah dilemeseydi sen bu yazıları okuyabilecek miydin?

10- Önünde iki meyve var, elma ve çilek; seç birini. Senin bu seçimin Allah’ın iradesiyle mi oldu yoksa iradesi dışında mı oldu?

11- İnsan Allah’ın murad ettiği (istediği, dilediği) şeye muhalif bir şey yapabilir mi?

12- Bir insan çalıntı yiyeceklerle yaşarsa, bunlar ona Allah’ın verdiği rızık mıdır?

13- Allah mahlukatının (yaratıklarının) kendisine itaat etmeden önce, itaat edecek olmalarını ve O'na isyan etmeden önce isyan edecek olmalarını irade etmiş miydi? Bu soruya “hayır” derseniz, Allah’ın iradesinin ezeli olduğunu reddetttiniz demektir. Eğer "bildiği için diledi" derseniz, bunun da cevabı sitededir.

14- Siz bu yazıları okumadan önce Allah bu yazıyı okuyacağınızı biliyor muydu, bilmiyor muydu? “Biliyordu” derseniz, soruyorum: Bildiği gibi olmasını mı diledi yoksa bildiğinin aksine olmasını mı diledi? "Bildiği gibi olmasını diledi" derseniz, sizin bu yazıyı okumanızı Allah’ın irade etmiş olduğunu kabul ettiniz demektir ve siz Allah’ın irade ettiği bir fiili, hareketi engelleyebilir misiniz? "Hayır engelleyemem" derseniz, demek ki siz bu yazıları Allah’ın zorlamasıyla, mecburen, tıpış tıpış okudunuz. Ne dersiniz bu işe?

Bu soruları ne kadar bilgili olursa olsun “insanın hür iradesi” olduğunu savunan kişilere sorarsanız, yüzü kıpkırmızı kesileceğini tahmin etmekteyim. Gece uyuyamaz tahminime göre; sorun görün. Defalarca söylediğim gibi peygamberin kader hadislerinde, insanın özgür iradesi olmadığı anlatılır. Bu hadisleri de onlara sorarsanız yine kıpkırmızı olurlar. Hadi sorun artık! Cüzi irade vardır, bizim tercihlerimiz vardır, ama bunlar sonuçta düşüncedir ve düşüncelerimiz de Allah’ın yaratmasıyla oluşur; dolayısıyla aslında biz de Allah hangi düşünceyi yaratırsa, biz o düşünceyi düşünebiliriz.

 

 

siz de aynı noktada kendi karmaşanız için hala net bir cevaba ulaşamamış olmanın bi huzursuzluğu var gibi. ben de sorualr sorayım müsadenizle

 

1.bilmek istemeyi doğurur mu? bilgi, isteği mi getirir bu şart mıdır?

2.bir şeyi biliyor olmak ona hükmetmek demek midir? fotosentezin bilgisine sahipseniz bunu sağlayan siz mi oluyorsunuz?

3.bıçak, tel,ip vs.. firmaları cinayet sorumlusu mudur?

4.sadist bir tanrı fikri ne kadar akıllıcadır? (zira sadistlik acizlikten,tatmin edilmemiş duygulardan ileri gelmektedir. ) böyle bir tanrı olabilir mi? tanrılık gereği bu bir tezat değl mi?

5.iradesine bırakıldığı belirtilen insanın bildik senaryoları oynuyor olması (yani robot olması) peygamberler kitaplar ve bu kitaplar da "akletmez misiniz, kötülük yaparsanız nefsinize yaparsınız "vs uyarı ve ikazları gönderen Allah'ın kendisini kandırması mıdır? bu mümkün müdür?

6.kendisine itaati isteyen Allah, bunu cebr ile mi yapmayı tercih etmi midir, yoksa irade hürriyeti ile mi? ilkinde itaatin bi anlamı var mıdır?

 

yahudinin biri peygambere gelir ve elindeki meyveyi göstererek "bu benim kaderim midir?" diye sorar. peygamber cevaben "yersen kaderindir" der.

 

yine savaşa giden hz. ömer'e girecekleri şehirde veba salgını olduğu söylenir. o da kaflenin yolunu değiştirir. bunun üzerine yanındakiler "Allah ın kaderinden mi kaçıyorsun" diye sorduklarında cevaben: "hayır Allah ın bi kaderinden kaçıp, diğer kaderine gidiyorum"

 

kader kanunlardır... veba şehrine girersen veba kaparsın. bu kanun kaderdir. bunu seçen de kendi kaderini çizmiş olur.

Gönderi tarihi:

dedi: siz de aynı noktada kendi karmaşanız için hala net bir cevaba ulaşamamış olmanın bi huzursuzluğu var gibi. ben de sorualr sorayım müsadenizle

 

1.bilmek istemeyi doğurur mu? bilgi, isteği mi getirir bu şart mıdır?

 

cevap: hayır doğurmaz

2.bir şeyi biliyor olmak ona hükmetmek demek midir? fotosentezin bilgisine sahipseniz bunu sağlayan siz mi oluyorsunuz?

cevap: burada iki bilgiyi ayırmak gerekir. bizim bilgmizle allahın bilgisi. bizim bilgimiz etkilenendir, olay olur ve biz biliriz, yani önceden olacağını bildiğimiz şeyler ise daha önceki tecrübelerimze dayanır. yani bizim bilgimiz etkilenen bir bilgidir. ama allahın ilmi ezeli olduğundan onun ilmi etkin bir ilim olmaktadır. meydana geleceğini bildiği şeylerin varlığa gelmesi zorunlu ama varlığa gelmemesi imkansızdır.

3.bıçak, tel,ip vs.. firmaları cinayet sorumlusu mudur?

cevap: hayır

4.sadist bir tanrı fikri ne kadar akıllıcadır? (zira sadistlik acizlikten,tatmin edilmemiş duygulardan ileri gelmektedir. ) böyle bir tanrı olabilir mi? tanrılık gereği bu bir tezat değl mi?

cevap: allah zalimdir ama sadist değildir sadistlik duygudur zalimlik ise duygu değildir. ezeli olan bir varlık olduğundan ( ilah) başlangıcı olmadığından varlığının dolayısıyla ilminin de nedeni yoktur. ve olaylar bu ilme göre olduğundan bu olaylarda sonuçta nedensizlikle ilgilidir ve allahın yaptıklarının aslında hiç bir nedeni yoktur.

5.iradesine bırakıldığı belirtilen insanın bildik senaryoları oynuyor olması (yani robot olması) peygamberler kitaplar ve bu kitaplar da "akletmez misiniz, kötülük yaparsanız nefsinize yaparsınız "vs uyarı ve ikazları gönderen Allah'ın kendisini kandırması mıdır? bu mümkün müdür?

cevep: kendisini kandırması değildir. o bunları zatı geriği yapmaya mecburdur. onu buna zorlayan da yoktur. allah yaptığından başkasını yapamazdı ve bundan sonra da yapacağından başkasını yapacak değildir! zira bütün bu olmuş ve olacak olayalr ezeli, başlangıçsız bir ilimde bellidir. yukarda dediğim gibi bu ilim nedensiz olduğundan ve olaylar da bu ilme tabi olduğundan ( yan allahın ilmi olaylara tabi değildir aksine olaylar onun ilmine tabidir) bu olayrın da sebebi yok demektir.

6.kendisine itaati isteyen Allah, bunu cebr ile mi yapmayı tercih etmişdir, yoksa irade hürriyeti ile mi? ilkinde itaatin bi anlamı var mıdır?

cevap: allah bunu tercih etmemiştir zaten cebrden başka yok yol da yoktur. çünkü tüm alem var olma bakımından ona muhtaçtı ve varlığını sürdürme bakımından öyle..

dedi: yahudinin biri peygambere gelir ve elindeki meyveyi göstererek "bu benim kaderim midir?" diye sorar. peygamber cevaben "yersen kaderindir" der.

cevap: o rivayet öyle olmayıp şöyledir: adam geliyor elinde bir şey var diyor ki: "bu benim rızkım mı?" resulullah diyor ki: "yersen rızkındır" , şu yorumlar yapılmıştır bu rivayetle ilgili: eğer resul "evet" deseydi adam bunu atacak ve yemiyecekti ve onu susturmuş olacaktı. eğer resulullah "hayır" deseydi, bu sefer de yiyecek ve yine ona galebe çalmış olacaktı.

dedi: yine savaşa giden hz. ömer'e girecekleri şehirde veba salgını olduğu söylenir. o da kaflenin yolunu değiştirir. bunun üzerine yanındakiler "Allah ın kaderinden mi kaçıyorsun" diye sorduklarında cevaben: "hayır Allah ın bi kaderinden kaçıp, diğer kaderine gidiyorum"

cevap: riavayeytin tamamışudur: veb aolduiu öğrenileind eoraya girmez buunşüzerin biri ömek alahlıkaderin d en bikaçıyorsun dedinve burad zikredile ifadeyi söylaediiğ rivayet edildi ve ömer adam şöyleiaza hyaptı bakdedi sen ikoyun laraı ols v eyerin bir kısm açrakytopa bir kısm ıyeşlolas sen koyun lsrı çoraktoprağ soksa n bu da kaderdir yaeşşşksoks abun aakaderdi dei ,kisen neayap yap o sen kaderin dir kaderde akçama zsın demkeistedi bunuüşzerin sahben birtanesi bn epeygamberde şöylbir rivayeat bilyoru de ve dediki bir yerde vaba varas oraya girm eyin bulun dauun xa aer eveb avats orad a çıkamyın bu şüzerin ömer alh şükrett peygamberin dedii yaptıı için

dedi: kader kanunlardır... veba şehrine girersen veba kaparsın. bu kanun kaderdir. bunu seçen de kendi kaderini çizmiş olur.

ceavp: aslında vebalı şehre girmekle kişi veba olmaz. şu hadis bunu anlatıyor: peygamber dedi ki: "hastalık geçmez, bulaşmaz." oradakilerden biri dedi ki: "nasıl olur? benim develerim içine bir uyuz deve giriyor ve diğerleri de uyuz oluyor." bunun üzerine peygamber dedi ki: peki o ilk deveyi kim uyuz yaptı?

not: yani bununla demek istedi ki: herşey kaderdir bunlar allah tarafından yapılır. ( kamer 49) ve 50 ve ye bakın

Gönderi tarihi:

*** dedi:

1. Allahın varlığının başlangıcı vardır diyordun ki buna sebep ezelden beri var olan bir tanrının sonsuz bir süre bekleyip evreni yaratmasının saçma olduğunu görmendi. Bu soruyu nasıl yanıtladın? Allahın başlangıcı olmadığını ama maddenin de sonsuz olduğunu.

 

cevap: bak çaresiz hem Allaha inananla hem de inanmayan alemin ezeli olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. aleme hadis yani sonradan diyenler ne dediklerini bilmezler. madem maddenin başlangıçsızlığını kabul etmek zorunda kaldık önümüzde iki yol vardır.

1 : allahı kabul edip ve onun başlangıçsızlığını kabul edip alemin ondan taştıiını ve bunun ilmine göre olduğunu kabul etmek ve böylece uygun bir mantıkla maddenin başlangıçsızlığı izah edileblir. Ancak Allah kabul edilmeden maddenin başlangıçsızlığını siz ne ile savunabilirsiniz? Neden mi? eğer madde ve alem nedensiz olarak yani yapıcısı olmadan meydana geliyorsa, soruyorum: neden boş odanın içinde durduk yerde bir buzdolabı oluşmuyor? Zira buzdolabı da madde toprakta madde bu bakımdan fark yoktur. ama siz buna şunu dersiniz: “oluşmuyor çünkü önceki olaylar sonrakileri belirler, önceki olaylara göre de oluşmayacağı varmış ki oluşmamı ş” dersiniz. ama dikkat edin: zira ben maddeye ezeli dedim, ama bunu allahtan taşma ya bağladım. siz bu başlangıçsızlığı nasıl açıklarsınız? ben hemen söyleyeyim: sizin başka çareniz yoktu; çünkü siz de kabul ettiniz ki: “hiçbir şey kendi kendinin sebebi olamaz. Daha önceki olaylar şimdiki olayların sebebidir” demek zorunda kaldınız. Ama bunun karşısında şu sorulur: peki o bahsettiğiniz önceki olayların sebebi yok muydu? Buna da var dediniz. ve soru aynen devam etti. ve siz: “birşey kendi kendinin sebebidir”dememek için bunun sonsuza kadar geri döndürmek zorunda kaldınız. ama dikkat edin buna dair deliliniz yok, sadece sebep sonuç ilişkisinden hareketle bunu demek zorunda kaldınız. yani bu başlangıçsızlığı siz açıklayamadınız. biz ise açıkladık, şimdi iyi düşün hangi seçenek sana mantıklı gelmektedir. Devamlı yaptınızı yapıyorsunuz, “şu an ki işler eskiden olan olaylardan oldu” diyorsunuz. Peki soruyorum: siz ne kadar eskisiniz ki bu işleri bu kadar kendinize güvenerek ifade ediyorsunuz? sen de aynısını bana deyip: “bu senin için de geçerli allahı öyle bir anlatıyorsun ki…”

Cevap: ancak bunlar akli delillerle sabit olduğundan dolayı bu görüşleri savunuyoruz, siz ise bir inadın ardından gidiyor ve tartışılınca da olaylar geçmişe doğru sonsuza dek gider diyorsunuz. geçmiş zaten bize karanlıktır, millet bu lafınız üzerine size pek bir şey diyemiyor. ama şunu kendine sor: aslında sen de maddenin başlangıçsızlığını izah edemiyorsun. Düşüncelerine bak; şunu diyor bazı materyalistler: “karaciğer nasıl şunu salgılarsa, böbrek nasıl bunu salgılarsa beyin de öylece düşünce salgılar veya ortaya koyar.” beyin bu, et değil mi? Şunu soruyorum: rüya görüyorsun ya, bu rüyalar bazen insanı ne derece etkiliyor değil mi? Sen rüya görürken bu rüyanın sonunu biliyor musun? bilmiyorsun değil mi? Ama televizyon seyreder gibi izliyorsun ve rüyayı görüyorsun. peki bu rüyayı sen mi yapıyosun? eğer sen yapıyorsan, rüyayı görünce niye şaşırıyorsun? Eğer rüyayı sen yapsaydın şaşırmaman gerekirdi. Şaşırdığına, etkilendiğine göre sen yapmıyorsun demektir. Peki sen yapmıyorsan kim yapıyor? “beyin” dersen soruyorum: peki bu rüyayı görmeden önce bu rüya beyindemiydi değil miydi? eğer “beyinde değildi” dersen, nerdeydi? eğer “beyindeydi” dersen, neden o rüyayı bugün gördünde, bir sonraki gün görmedin? bunun tercihini kim yaptı? Beyin mi?

Şuna bağlayacağım; ateist olanlar düşüncelerin de önceki olaylarla belirlendiğini ve hür olmadıklarını savunurlar. soruyorum mesela biri kaçıyor birinden, arkasında silahlı onu öldürmek istiyor ve bilmediği bir yer burası. kaçaı bu şahsın karşısına iki yol çıktı ama yolar birbirinin aynısı, bir farkları yok. Biri sağda diğeri solda, kaçan o an karar veriyor ve mesela sağdan kaçıyor. Sizin ateist – determinist düşünceniz “bu sağ tarafı seçim zorunluydu sol tarafı seçemezdi, önceki olaylar bunu belirledi” diyor. buna inanıyor musun. eğer inanmazsan öbür seçenek şudur: “bu, sağ taraf seçme kararını vermenizi siz de allah varetti, tabiî ki siz de sağ yönü tecih etme düşüncesini varettiğin de siz sol tarafı seçemezdiniz. yani Allah sizi zorladı.” Bu ikisinden başka seçenek yoktur. İyi düşünün ve kararınızı verin.

***

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

dedi: -Haşa- Allah "zalimdir" mi demek istiyorsun???

cevap: sonunda anladın işte. zalim tabi..

 

dedi:"InsaAllah Rabbimizin kur-an`da emrettigi gibi iman etmeye niyet edersin"

 

cevap: inşaallah "allah dilerse" demektir. senin lafın şu manaya geliyor: "allah dilerse iman etmeye niyet edersin"

soruyorum: ya dilemezse? daha doğrusu siz allahın iradesini ezeli kabul ettiğiniz için şöyle sorayım: ya dilememişse, ben nasıl iman etmeye niyet edebilirim? söyle bakalım?

 

not: bu foruma ve yöneticilerine uzun süredir yazılarımı burada tuttukları için ve sesimi duyurmama vesile oldukları için teşekkür ediyorum

 

dedi:"ALLAH TUM KAINATA AZAB ETSE ZALIM OLMAZ.CUNKU KAINAT ONUN MULKUDUR."

 

cevap:eşariler böyle derler. hem cebri savunurlar hem de böyle derler. ama ben şunu gördüm bu cevap insanları tatmin etmiyor.

ve edeceğe de benzemiyor.

gelin bana inanın, allaha zalim demedikçe, bu işin altından kalkamazsınız, ateistler peşinizi bırakmayacaklar ve sizi sıkıştırdıklarını idda edeceklerdir. ne zaman ki "allah vardır ve zalimdir, o kadar!" derseniz susmak zorunda kalırlar. aksi halde onları asla susturamazsınız. tecrübelerime dayanarak bunu söylüyorum, bunu iyi bilirim diyorum.

bakın ateistlerin tamamına yakını zaten bu konularda bilgisizdir. ancak onlar kötülük problemini kullanarak allahın varlığına inanan insanları bu yolla sıkıştırıyorlar. allahın varlığına inanan kimseler, haklıyken bir an da "allah zalim değildir" dediği için zor durumlara düşüyor. kötü olayların varlığını açıklamaktan aciz kalıyor ve bunu bilen ateistler sanki galibiyet kazanmışçasına gülüyorlar, hem de size "acaba allah gerçekten zalim mi?" sorusunu da sordurtuyor ve yanınızdan zaferle ayrıldıklarını düşünüyorlar.

 

ben bu konuda çok kitap okudum ve allaha zalim demeyen kimselerin bir anda zayıf düştüklerini gördüm.

ben allaha zalim diyorum ama bunu kötü niyetle yapmıyorum. ateistlere koz vermemek ve gerçekçi olduğum için yapıyorum. "evet zalim ama allah var hadi bakalım." ateist şaşıaracak, çünkü onun en güvendiği delil kötülük sorunudur. beni anlayanınız yok mu? ama senin dediğin cevap, eşarilerin cevabıdır. bunu biliyorum ama bu cevap inan bana halkın üzerinde tatminkar olmuyor. çok kere tecrübe ettim diyorum.

Gönderi tarihi:

said nursi ve gazali ibn sina ve farabideki derinliğe erişemezler.

nursi ve gazali zahircidirler nursi bu işleri ( itikad konuları)zaten bilmez. gazali bilir ama o da sıfatçıdır allahın sıfatlarını kabul eder . zahircidir ve alemin ezeliği bahsinde gazali rezil olmuştur hatta kendi bile itiraf etti dedi ki: bana diyebilirsiniz ki: getirilen delillere cevap vermeyip işi başka taraflara çekiyorsunuz? cevap veriyor: napalım böyle..

ibn sina nın cisimlerin, bedenlerin dirilmesini inkar ettiği kitaplarda geçmektedir. cüzileri bilmez meselesi karışıktır. zira kitaplarında allahın herşeyi bildiğini söylüyorlar.

 

bedenlerin dirilmesi konusunda sen ne diyorsun??

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.