Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Başbakanlık'tan yasaklı 6 gazeteci


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

 

Başbakanlık'tan yasaklı 6 gazeteci

Başbakan hangi gazetecilerin kendisini izlemesini istemiyor?

Başbakanlık Basın Merkezi, Başbakan Erdoğan'ı izleyen bazı gazetecilere yasak getirdi.

 

Basın Merkezi, yasağın kurumlara değil doğrudan gazetecilere yönelik olduğunu söyledi. Ancak yasağın gerekçesini açıklamadı.

 

 

TANITIM KARTLARINI YENİLENDİ

Başbakanlık Basın Merkezi, belirli aralıklarla yaptığı akreditasyon işlemini önceki gün yeniledi.

 

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın programlarını izlemek için verilecek Başbakanlık Tanıtım Kartı için başvurular kısa bir süre önce istenmişti.

 

Başvurulan tamamlanması ve kartların basımı tamamlandıktan sonra eskileri ile değiştirilmesi için gazetecilere çağrıda bulunuldu.

 

SİZE KART YOK

Ancak, kartlarını almaya giden altı gazeteciye, 'kendilerine kart verilmeyeceği' yönünde açıklamada bulunuldu.

 

Bu altı gazeteciden ikisi Hürriyet Gazetesi'nin yıllardır Başbakan Erdoğan'ı izlemekle görevlendirdiği isimler olması dikkat çekti.

 

ERDOĞAN'I İZLEYEN MUHABİRLER

Ankara kulislerinde Başbakanlık Basın Müşavirliği'nin bu yasağın ardında, Hürriyet muhabiri Hasan Tüfekçi'nin,

 

Erdoğan ile Gül'ün buluşmasını ortaya çıkaran Çukurambar haberi olduğu seslendiriliyor.

 

 

İŞTE YASAKLI İSİMLER

Diğer isimlerin de Erdoğan ve AKP'yi çok uzun süredir takip eden tecrübeli muhabirler olması da dikkat çekici.

 

İşte Erdoğan'ın 'beni izlemesinler' diyerek yasak getirdiği altı gazeteci:

 

Hürriyet Gazetesi: Hasan Tüfekçi-Turan Yılmaz

 

Milliyet Gazetesi: Abdullah Karakuş

 

Star Televizyonu: Fatma Çözen

 

Akşam Gazetesi: Ali Ekber Ertürk

 

Evrensel Gazetesi: Sultan Özer

 

~~~

Dogru soyleyeni dokuz köyden kovarlar diye bir cümle var' di degil mi...

 

~~~

 

6400jf7.jpg.....Gazetecileri yasaklayan Başbakanlık'a tepki

Başbakanlık muhabiri olarak yıllardır görev yapan bazı muhabirlere "Başbakanlık Basın Kartı" verilmemesine G-9 Gazeteci Örgütleri

 

Platformu'ndan tepki geldi.

 

Herhangi bir gerekçe göstermeden yapılan uygulamanın "muhalif haberler yapan ve Başbakan Erdoğan'ı rahatsız eden" gazetecileri hedef aldığı ifade

 

edilerek, "Uygulama, sansürcü bir eğilimin dışa vurumundan başka birşey değildir" denildi.

 

G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu'nca yapılan açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanlığın gazetecilere dönük tavrının

 

kabul edilemez bir boyut kazandığı ifade edildi.

 

Kurumları tarafından "Başbakanlık muhabiri" olarak görevlendirilen ve yılardır değişik başbakanları izleyen 6 deneyimli gazeteciye

 

"Başbakanlık Basın Kartı" verilmeyerek görevlerini yapmalarının engellendiği kaydedilen açıklamada,

 

"Herhangi bir gerekçe gösterilmeden yapılan bu uygulamanın muhalif haberler yapan ve sorularıyla Başbakan'ı rahatsız eden

 

meslektaşlarımızı hedef alması sansürcü bir eğilimin dışa vurumundan başka birşey değildir" denildi.

 

Gazeteciliğin soru sorma mesleği olduğu ve demokrasilerde kamu kurumlarının kapısının "soru soran" gazetecilere kapatılamayacağının vurgulandığı

 

açıklamada, "Belli kurallara dayandırılan akreditasyon uygulamalarını anlamak mümkündür, ancak akreditasyondan en fazla şikayet eden bir siyasi

 

zihniyetin ilkesiz ve ağır akreditasyon uygulamalarına yönelmesini anlamak olanaksızdır" ifadesine yer verildi.

 

 

-"BAŞBAKANLIK KENDİNE BAĞLI BİRİMİN VERDİĞİ KARTA DA İTİBAR ETMİYOR"-

Başbakanlık'a giriş hakkının sadece "Başbakanlık Basın Kartı" sahiplerine verilmesi ve diğer sarı basın kartlı gazetecilerin kapıdan

 

geri çevrilmesinin de mesleğe yapılmış bir hakaret olduğu kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:

 

 

"Unutulmamalı ki, sarı basın kartını Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü vermektedir.

 

Yani Başbakanlık artık kendine bağlı birimlerin verdiği karta da itibar etmemektedir. Şehir dışı geziler için de anlam veremediğimiz bir karar alınmıştır.

 

Başbakan'ı sadece Başbakanlık kartı sahibi gazeteciler izleyecek, bu kart sahibi gazetecilerin mazereti varsa onların yerine izleyecek gazeteciler

 

isimlerini önceden bildirecek ve isimleri gidilecek illerin valilerine verilecek.

 

Eğer valilikler bu gazeteci arkadaşların gelmesini istemezse mecburen mazeretli de olsalar kart sahibi gazeteciler bu gezilere gitmek zorunda kalacaklar.

Bu açıkça fişlemek değil midir?

 

-"SAKLANAN YA DA SAKLANACAK NE VAR?"

Kurumu tarafından Başbakanı izlemekle görevlendirilmiş, gerekli yeterlilikleri sağlayarak basın kartı almış gazetecilerin

 

Başbakanlık kapısından geri çevrilmesi "Saklanan ya da saklanacak ne var?' sorusunu akıllara getirmektedir.

 

Kimin gazetecilik yapacağına Başbakanlık Basın Müşaviri Akif Beki'nin karar vermesi kabul edilebilir bir uygulama değildir.

 

Demokratik rejimlerde asla görülemeyecek bu tür uygulamalara derhal son verilmesini ve atılan yanlış adımdan dönülmesini

 

talep ediyor, meslektaşlarımıza dönük uygulamaları hepimizi hedef almış sayacağımızı ilan ediyoruz."

 

ANKA

Gönderi tarihi:

Amerikanin Iraka demokrasi getirmesine benzedi bu is.

 

Sen bizdensin diyerek Saddam karsitlarini kucaklamak bizden degilsin diyerek Amerika karsitlarini tukaka etmek.

 

Basbakana veya Akp ye karsi yazimi yazdin,al sana bidaha basbakanliga girmek yok.Ceza verdim aklin basina gelene kadar,ben iktidarda iken bana karsi yazmayana kadar sana basbakanlik yasak.Bu yasaga kimlerin daha cok sevindigini anlatma geregi yok Emin Cölasan'in Hürriyetten kovzlmasina kimler bayram ettilerse yine onlar sevindiler.

Iste AKP nin daha dogrusu AB ci AKP nin demokrasisi bu kadarcik olur,Erdogani savunanlar Atatürk'e diktatör diyenler olduguna göre gazetecilere yapilanlarinda demokrasi oldugunda hemfikir olduklarini saniyorum.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Hürriyet Gazetesi: Hasan Tüfekçi-Turan Yılmaz

 

Milliyet Gazetesi: Abdullah Karakuş

 

Star Televizyonu: Fatma Çözen

 

Akşam Gazetesi: Ali Ekber Ertürk

 

Evrensel Gazetesi: Sultan Özer

 

yasaklı listemiz,Sayın Birce'nin bilgilendirmesi ile tarafınıza sunulmuştur.

 

Asker abilerimizin yasaklı listesine bir de Başbakan amcamızın listesi eklenmiştir.

 

Vatana ve millete hayırlı olsun.

 

Kimse tutmasın beni,şimdi şehrin en merkezi yerinde ''sen çok yaşa Padişah,pardon başbakan'' diyesim geliyor.

 

Demokratik rejimlerde asla görülemeyecek bu tür uygulamalara derhal son verilmesini ve atılan yanlış adımdan dönülmesini

 

talep ediyor, meslektaşlarımıza dönük uygulamaları hepimizi hedef almış sayacağımızı ilan ediyoruz."

 

ANKA

 

efem,siz hangi basın hakkından bahsediyorsunuz?Duyan var mı?

Gönderi tarihi:

Efendim onlarda yapsalardi azicik yaglicik ne varki bunda sanki herzaman yapmadiklari seymis gibi.. Dusunelim biraz bakalim Basbakani basimiza bukadar cikaran kim oldu benmi ??? Eeee artik ancak bicak kemiye dayandiktan sonra itiraz ediyoruz peki ya bugun yasakli olmasalardi hersey tikirinda devam edeceksi Sen memnun ben memnun gerisi hikaye oylemi etme bulma dunyasidir kusura bakmayin

saygilar

Gönderi tarihi:

 

Kimse tutmasın beni,şimdi şehrin en merkezi yerinde ''sen çok yaşa Padişah,pardon başbakan'' diyesim geliyor.

 

 

 

efem,siz hangi basın hakkından bahsediyorsunuz?Duyan var mı?

 

 

diye bildin mi sayin mavi olmayan gökyüzü :)

 

~~~

 

Gerci yavas yavas engellere yasaklar' a sagolsun'lar, eksik olmasin' lar alistiriyor' lar...

 

Bugün 6 gazeteci...her neden' den dolayi yasaklandi' lar ise.... ( orasi daha henüz beli degil )

 

Nasil olsa alistik "alistirdik" denilip' te ... yavas yavas... Sayin Basbakanimizin alehin' de yada kendisince

 

beyenmedigi... diger gazetecilere de, yasak koyar ise........ Ne olacak..?

 

Ne kadar anlamsiz bir soru sordum degil' mi

 

Ne mi olacak..?

 

Gazetelerin sayfalarini actigimiz vakit

 

Sayin Basbakanimizin en güzel en olumlu, günlük haberler' i yer almayacak' mi

 

( gerci varmi onu' da bilmiyorum ya ) neyse....

 

Peki gerisi...bizlerin görmedigi, bilemediklerimiz........fakat bilmek duymak istediklerimiz..,dogru, gercek olan lar....

 

gazeteler' de yer almayan olay'lar ne olacak diye düsünyorum...

 

Saygilar

Gönderi tarihi:
diye bildin mi sayin mavi olmayan gökyüzü :)

 

~~~

 

Gerci yavas yavas engellere yasaklar' a sagolsun'lar, eksik olmasin' lar alistiriyor' lar...

 

Bugün 6 gazeteci...her neden' den dolayi yasaklandi' lar ise.... ( orasi daha henüz beli degil )

 

Nasil olsa alistik "alistirdik" denilip' te ... yavas yavas... Sayin Basbakanimizin alehin' de yada kendisince

 

beyenmedigi... diger gazetecilere de, yasak koyar ise........ Ne olacak..?

 

Ne kadar anlamsiz bir soru sordum degil' mi

 

Ne mi olacak..?

 

Gazetelerin sayfalarini actigimiz vakit

 

Sayin Basbakanimizin en güzel en olumlu, günlük haberler' i yer almayacak' mi

 

( gerci varmi onu' da bilmiyorum ya ) neyse....

 

Peki gerisi...bizlerin görmedigi, bilemediklerimiz........fakat bilmek duymak istediklerimiz..,dogru, gercek olan lar....

 

gazeteler' de yer almayan olay'lar ne olacak diye düsünyorum...

 

Saygilar

 

Diyebildim forumdaşım,dedirttiler.

 

Diyeceklerim de bu kadar değil ayrıca.

 

İsyan edesim geliyor,bu ne diye bağırasım geliyor.Nasıl birşey bu ya,demokratik denilen bir ülke de seçilmiş bir başbakan,kalkıp size ''beğenmediklerini'' yasaklıyor.

 

Bu demokrasi midir,bu hak ve hukuk mudur,bu çoğunluk mudur?

 

Hayır,değildir.

 

Bu olsa olsa Fatihlerden kalan saltanattır,bu olsa olsa ,,,,,,(forum kuralları gereği yazamıyorum,siz doldurun)

 

Hani olurdu ya,elde davul...Duyduk,duymadık demeyin diye başlayan padişah duyurulu fermanlar.

 

Evet,''duyduk duymadık demeyin....Sayın Padişahımız(aman yine dilim sürçtü,yok başbakanımız) tarafında ilan edilen yasaklı listemiz şunlardır...''

 

Başka ad koyabilen var mı?

 

Bu nasıl zihniyettir,gülelim mi ağlayalım mı?

 

Ama durun makus kader,biz yine boyun eğelim.

 

Ah Aziz Ustam,kulakların çınlasın...seni ekmeğinden eden zihniyet tam gaz devam.

 

Marx'ın tarihle ilgili çok güzel bir tespiti var,doğrudan veremeyeceğim,ezberimde değil...ama demek istediği şuydu;önce yaşanan trajediler size acı verir,sonra yaşandıkça komediye dönüşür.Önce trajedi sonra komedi;önce şaşkınlık sonra alışkanlık!

 

Biz alıştık buna,alıştırıldık...eskiden sorardım kendime,neden yasaklı olur,şiirler,kasetler,kitaplar...

 

Neden yakılır ''anarşizm'' bayrağı ile etiketlenen düşünceler...

 

Sonra ''neden askerimizin basın toplantıları kapalıdır 'ötekilere'''

 

Şimdi de başbakan...alıştım,alıştık!Sen çok yaşa padişahım(siz başbakanım demeye devam edin) :)

Gönderi tarihi:
TARAF basının! :)

 

Sadece Taraf basını mı değerli dostum,

 

Buna sadece bir örnek...yakın tarihten!

 

AKP'nin iktidara yürüyüşü,neredeyse tüm basın düşman!

 

AKP iktidarda,neredeyse tüm basın yoldaş...

 

Azcık denge,azcık çatışma...ve yoldan dönenler ile devam eden çark.

 

Aslında şaşırmamak gerek,tarihi egemenler yazar...

 

Yavuz Sultan Selim dönemi Osmanlının ihtişamı ile taçlanır,herkes mutludur...ya katledilen 40 bin kızılbaş.

 

Bunun gibi birşey yani!

 

Üstelik bu yeni değildir,kökleri var...Nevruziyelere dönün(Fuzuli bile ekmek parası niyetine padişahı bir derya-ı nimet olarak resmeder)

 

Alışkanlık,efem alışkanlık...

 

Bu arada Erdoğan-Aydın Doğan polemiği ne alemde?

 

Yasaklayanlar mı,yasaklananlar mı,buna göz yumanlar mı?

 

yalancılar,boyacılar mı yoksa izlediklerimizle,okuduklarımızla ve güvendiklerimizle bizler mi?

 

hiçbirimiz samimi değiliz. :)

Gönderi tarihi:
Sadece Taraf basını mı değerli dostum,

 

Buna sadece bir örnek...yakın tarihten!

 

AKP'nin iktidara yürüyüşü,neredeyse tüm basın düşman!

 

AKP iktidarda,neredeyse tüm basın yoldaş...

 

Azcık denge,azcık çatışma...ve yoldan dönenler ile devam eden çark.

 

Aslında şaşırmamak gerek,tarihi egemenler yazar...

 

Yavuz Sultan Selim dönemi Osmanlının ihtişamı ile taçlanır,herkes mutludur...ya katledilen 40 bin kızılbaş.

 

Bunun gibi birşey yani!

 

Üstelik bu yeni değildir,kökleri var...Nevruziyelere dönün(Fuzuli bile ekmek parası niyetine padişahı bir derya-ı nimet olarak resmeder)

 

Alışkanlık,efem alışkanlık...

 

Bu arada Erdoğan-Aydın Doğan polemiği ne alemde?

 

Yasaklayanlar mı,yasaklananlar mı,buna göz yumanlar mı?

 

yalancılar,boyacılar mı yoksa izlediklerimizle,okuduklarımızla ve güvendiklerimizle bizler mi?

 

hiçbirimiz samimi değiliz. :)

 

Bakın Sn.Mavi,

 

Demokrasilerde değişik fikirleri savunan gazetelerin, TV'lerin bulunması gayet doğal bir şeydir. AKP tarafından ilkesiz gazetecilerin, patronların satın alınması ise başka bir şeydir. AKP'ye bugün, ABD çıkarlarına uygun davranması ve ortak düşmanları olan, TSK ve Laik Cumhuriyete bindirme yapması için oluk, oluk para yağmaktadır. Dünya sizin zannettiğiniz gibi masal kahramanlarının olduğu, insanların sadece iyi ve kötülerden oluştuğu Klasizm dönemine ait bir tiyatro sahnesi değildir. Erdoğan-Aydın Doğan polemiği de bu bağlamda değerlendirilmelidir. İnsanlar maalesef güçlü olanın yanında yer alır, insan tabiatı budur. Bu davranış biçimi ancak eğitim ve ilkeli insan yetiştirmekle aşılır. İdealist ilkeleri kendi çıkarlarına uygun olarak kullanan akıllılar (!)(MAKYAVELİST) tüm toplumlarda vardır. Din de kullanılır, Miliyetçilik(Ulusçuluk) da, Sosyalistlik te, efendime söyleyeyim Atatürkçülük te. İnsanların samimiyeti ise şöyle ölçülür: Eğer, bu saydığım görüşler bir ülkede çoğunluktaysa, kullananlar mutlaka çıkacaktır. Ama bunlardan herhangi biri azınlıktaysa bu durumda ortada çıkar olmayacağından kullanılacak bir şey kalmaz ve kullananlar o grup içinde çok azınlığa düşer ve herşeye rağmen savunanlar samimi inanmış olanlardır. Tabii, bu o savunduğu fikirlerin doğru olduğu anlamına da gelmez ancak o savunanların içtenlikle o fikire inanmış olduklarını, samimi olduklarını söyleyebiliriz. Yani, her dönemde, iktidara yakın partilerde çıkarcı insanların olması mümkündür. Bu Makyevelist insanların varlığı her dönemde görülür. Önemli olan bunların sayısının sınırlı kalmasıdır. 80 sonrası, özellikle Özal döneminde toplumda büyük bir ahlaki tahribat olmuş, bu tür insanların sayısı artmıştır. Ancak, hiçbir dönem, Türkiyede, AKP kadar değerleri hiçe sayan bir iktidar olmamıştır. ( İktidar diyorum darbeleri karıştırmayın ) Osmanlı-AKP yaklaşımınız doğrudur ve AKP zihniyetini birebir temsil eder. Cumhuriyet bu anlayışı yıkmak için kurulmuştur. Devrimler kula kulluğa son vermek için yapılmıştır. Tarafın, TSK'ya, askere kafa tutması, meydan okuması gayet serbesttir ve basın özgürlüğü kapsamındadır ancak bugün iktidar aleyhine olanların bir kısmı Ergenekon davası ile ilişkilendirilip içeri tıkılmıştır. Bu yasaklı gazeteciler için alınan karar da bu doğrultudadır.

 

Saygılar.

 

Not: Tarihi egemenler de yazar, egemen olmayanlar da, gerçek olanlar ise, bunların hepsinin birlikte, neden ve sonuçları ile değerlendirilip, ortak doğrularının tespiti ile anlaşılır. Tarihi bilimsel olarak değerlendirme yöntemi budur.

Gönderi tarihi:

Artık ne iktidarlar ne de satılık medya beni zerre kadar ilgilendirmiyor :excl: Bırakalım ya,onlar zaten bizi takmıyorlar ki(içimden geçeni yazdım)

 

Değerli Doğrucudavut,sizin iletinize de ekleyeceklerim var,ama emin olun ki ekleyeceklerim de yukardaki sitemimde noktalanır.

 

Tarih ve egemenler;ayrıca yazılacaktır.Saygılar!

 

Gönderi tarihi:

Gazetecilere yasak Fener mahkumuna kıyak!

 

7 gazeteciye 'Basın meslek ilkelerine uymuyorlar' diye yasak getiren Başbakanlık, Almanya'daki Deniz Feneri davasında mahkum olan Mehmet Gürhan'ın sürekli basın kartını onayladı.

 

Başbakanlık 7 muhabirin “basın meslek ilkelerine uymadıkları” gerekçesiyle akreditasyonunu yenilemezken, Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM), skandal bir uygulamaya imza attı. Basın Kartı Komisyonu, dün itibarıyla, Deniz Feneri davasında Almanya’da yargılanıp 5 yıl 10 ay hüküm giyen Mehmet Gürhan’a, “sürekli basın kartı” verdi.

 

Haber aynen böyle sevgili okur;

 

Yani başbakan diyor ki yemeden gelme diyor, hırsız olmayanın yanımda ne işi var diyor, doğru-dürüst-işini yapan-emeğinin ekmeğinin peşinde olanla ne işim olabilir diyor.

 

Hırsızlar haydutlar mahkumlar hep en değerli yerlerde. Çankaya'dan aşağı bakın neler göreceksiniz.

Gönderi tarihi:
Bakın Sn.Mavi,

 

Demokrasilerde değişik fikirleri savunan gazetelerin, TV'lerin bulunması gayet doğal bir şeydir. AKP tarafından ilkesiz gazetecilerin, patronların satın alınması ise başka bir şeydir. AKP'ye bugün, ABD çıkarlarına uygun davranması ve ortak düşmanları olan, TSK ve Laik Cumhuriyete bindirme yapması için oluk, oluk para yağmaktadır. Dünya sizin zannettiğiniz gibi masal kahramanlarının olduğu, insanların sadece iyi ve kötülerden oluştuğu Klasizm dönemine ait bir tiyatro sahnesi değildir. Erdoğan-Aydın Doğan polemiği de bu bağlamda değerlendirilmelidir. İnsanlar maalesef güçlü olanın yanında yer alır, insan tabiatı budur. Bu davranış biçimi ancak eğitim ve ilkeli insan yetiştirmekle aşılır. İdealist ilkeleri kendi çıkarlarına uygun olarak kullanan akıllılar (!)(MAKYAVELİST) tüm toplumlarda vardır. Din de kullanılır, Miliyetçilik(Ulusçuluk) da, Sosyalistlik te, efendime söyleyeyim Atatürkçülük te. İnsanların samimiyeti ise şöyle ölçülür: Eğer, bu saydığım görüşler bir ülkede çoğunluktaysa, kullananlar mutlaka çıkacaktır. Ama bunlardan herhangi biri azınlıktaysa bu durumda ortada çıkar olmayacağından kullanılacak bir şey kalmaz ve kullananlar o grup içinde çok azınlığa düşer ve herşeye rağmen savunanlar samimi inanmış olanlardır. Tabii, bu o savunduğu fikirlerin doğru olduğu anlamına da gelmez ancak o savunanların içtenlikle o fikire inanmış olduklarını, samimi olduklarını söyleyebiliriz. Yani, her dönemde, iktidara yakın partilerde çıkarcı insanların olması mümkündür. Bu Makyevelist insanların varlığı her dönemde görülür. Önemli olan bunların sayısının sınırlı kalmasıdır. 80 sonrası, özellikle Özal döneminde toplumda büyük bir ahlaki tahribat olmuş, bu tür insanların sayısı artmıştır. Ancak, hiçbir dönem, Türkiyede, AKP kadar değerleri hiçe sayan bir iktidar olmamıştır. ( İktidar diyorum darbeleri karıştırmayın ) Osmanlı-AKP yaklaşımınız doğrudur ve AKP zihniyetini birebir temsil eder. Cumhuriyet bu anlayışı yıkmak için kurulmuştur. Devrimler kula kulluğa son vermek için yapılmıştır. Tarafın, TSK'ya, askere kafa tutması, meydan okuması gayet serbesttir ve basın özgürlüğü kapsamındadır ancak bugün iktidar aleyhine olanların bir kısmı Ergenekon davası ile ilişkilendirilip içeri tıkılmıştır. Bu yasaklı gazeteciler için alınan karar da bu doğrultudadır.

 

Saygılar.

 

Not: Tarihi egemenler de yazar, egemen olmayanlar da, gerçek olanlar ise, bunların hepsinin birlikte, neden ve sonuçları ile değerlendirilip, ortak doğrularının tespiti ile anlaşılır. Tarihi bilimsel olarak değerlendirme yöntemi budur.

 

Değerli arkadaşım,

 

çok farklı değil bu konuda düşündüklerimiz,hatta siz yazdıklarınızla benim ifade etmek istediğim düşünceleri gerekçelendirmiş,neden ve sonuçları ile çok net göstermişsiniz.

 

Taraf Gazetesi ile de örnekleme yoluna gitmişsiniz,daha doğrusu bu yasağı Taraf ile açıklamışsınız.Taraf veya başka bir gazete...kişi düşüncesine göre doğru yada yanlışlığı tartışılacak yayın ilkeleri.Siz demek istediklerinizi yazmışsınız,genel anlamda aynı kapıya çıkacak düşünceler yığını.

 

zaten mesele herşeyden önce ''tarafsız ve doğru'' habercilik anlayışıydı ki,dediğimiz gibi bu bizde en büyük eksilik.Demokrasinin olduğu yerde ki çoğunluğu,çok sesliğin gerektirdiği durumdandan bahsetmiyorum,benim en büyük hayalim gerçek anlamda demokrasi.Benim bahsettiğim herşeyi ile çıkar ve iktidarlara hizmet eden medya.

 

Ve bunu tüm samimiyetiimle söylüyorum;bizde ki bu anlayış,bu çarpıtmalar artık yeter dedirtecek cinsten.

 

bu medya,bu ilişkiler ağı...nerden tutarsanız tutun çıkmaz sokak.

 

bizim konumuz yasaklar,yasaklar demişken yine;Sayın Başbakan hangi hak diye soramadan geçemeyeceğim.

 

.........

 

Tarihi egemenler yazar demiştim.Siz egemeyen olmayanlarda yazar diye eklemişsiniz.Bu konuda size katılmıyorum...savaşlara bakalım;savaşı çıkaranlar egemenler,egemen olmayanlar birer piyon.Diyebilirsiniz ki;sonucu belirleyen egemen olmayanlar...tam evet diyecekken aklıma takılan şu olur;egemenler sonucu belirler ama belirlenen sonucu kendi penceresinden tarihe yansıtanlar onlar değil;yine egemenler!

 

saygılar.

Gönderi tarihi:
Tarihi egemenler yazar demiştim.Siz egemeyen olmayanlarda yazar diye eklemişsiniz.Bu konuda size katılmıyorum...savaşlara bakalım;savaşı çıkaranlar egemenler,egemen olmayanlar birer piyon.Diyebilirsiniz ki;sonucu belirleyen egemen olmayanlar...tam evet diyecekken aklıma takılan şu olur;egemenler sonucu belirler ama belirlenen sonucu kendi penceresinden tarihe yansıtanlar onlar değil;yine egemenler!

 

Sn.Mavi, sanırım takıldığımız noktayı buldum. Doğrusu, 'Tarihi egemenler yazar' değil 'Resmi tarihi egemenler yazar' olacaktı. Evet, resmi tarihi egemenler yazar ancak, egemen olmayanlar da, komşu ülkelerdeki tarihçiler de yazar, gerçek olanlar ise, bunların hepsinin birlikte, neden ve sonuçları ile değerlendirilip, ortak doğrularının tespiti ile anlaşılır. Tarihi bilimsel olarak değerlendirme yöntemi budur. Türk tarihini hatırlarsanız, eski Türklerin yerleşik bir hayatları olmadığından ve yazılı bir belgeleri ( Orhun Yazıtları hariç ) günümüze ulaşmadığından, bunlar hakkında bilginin çoğu, Çin, Arap ve Fars tarihçilerinin yazdığı kaynaklardan doğrular ayıklanarak oluşturulmuştur ve eski Türklerin tarihi böyle yazılmıştır.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Basbakanin istedigi ve istemedigi gazeteciler!

Eger Türkiye böyle bir ortama getirilmisse bu cok tehlikeli bir gidisin cingirak sesleridir.Fasizmin ne oldugu baska bir sayfada dile getirilmeye calisiliyor.Basin özgürlügünü iktidarin adami olan basin,adami olmayan basin olarak kullanmaya baslamissak ülkemizdeyasaklanan gazeteciler disinda kalanlarin hepsinin hükümetin adami olan gazeteciler oldugu anlasilmaktadir.Hal böyle olunca halk gercekleri nerden ve nasil ögrenecek.

 

 

saygilarla

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:
Sn.Mavi, sanırım takıldığımız noktayı buldum. Doğrusu, 'Tarihi egemenler yazar' değil 'Resmi tarihi egemenler yazar' olacaktı. Evet, resmi tarihi egemenler yazar ancak, egemen olmayanlar da, komşu ülkelerdeki tarihçiler de yazar, gerçek olanlar ise, bunların hepsinin birlikte, neden ve sonuçları ile değerlendirilip, ortak doğrularının tespiti ile anlaşılır. Tarihi bilimsel olarak değerlendirme yöntemi budur. Türk tarihini hatırlarsanız, eski Türklerin yerleşik bir hayatları olmadığından ve yazılı bir belgeleri ( Orhun Yazıtları hariç ) günümüze ulaşmadığından, bunlar hakkında bilginin çoğu, Çin, Arap ve Fars tarihçilerinin yazdığı kaynaklardan doğrular ayıklanarak oluşturulmuştur ve eski Türklerin tarihi böyle yazılmıştır.

 

Saygılar.

 

Evet,çok özür dilerim...resmi tarih olacaktı :) resmi tarih dediğiniz gibi bir Çin gözü ile anlatılacaksa;ben inandırıcılığını sorgularım.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.