Misafir Değil Öyle Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 İsa Suda Yürümüş olabilir mi? Matta İncilinin 14. babında şöyle yazıyor; '... ve gecenin dördüncü nöbetinde İsa denizin üstünde yürüyerek geldi. Fakat şakirtler onu denizin üzerinde yürürken görünce -Bu bir hayalettir- diye şaşırdılar ve korkudan bağırdılar. Fakat hemen İsa -Cesur olun, benim, korkmayın- diyerek onlara söyledi. Petrus da kayıktan inip İsaya gelmek için suların üzerinde yürüdü. Fakat yeli görünce korktu ve batmaya başlayarak: -Ya Rab, beni kurtar!- diye bağırdı' Durgun göllerle, suyu değiştirilmeyen havuzlarda, suyun üzerinde duran, yürüyen, hatta koşan böcekleri, sinekleri hepimiz biliyoruz. Eğer bir balıkla falan karşılaşmazlarsa, bu hayvancıklar ayaklarını bile ıslatmadan, su yüzeyinde istedikleri gibi dolaşabilirler. Hatta temiz bir jileti veya toplu iğneyi bile, büyük bir dikkatle su yüzeyine bırakırsak, yoğunluğu sudan 7,8 kez büyük olan demiri bile yüzdürmüş oluruz. Diyelim ki İsa bir peygamberdir. Bizim gibi sıradan ölümlülerin asla beceremeyeceği mucizeleri sergileyebilir. Cüzzamlıları, felçlileri iyileştiren, dilsizleri konuşturan, ölüleri dirilten peygamber su üzerinde haydi haydi yürüyebilir mi??? Basit bir sineğin yaptığını, yaratıkların en şereflisi olan biz insanların, ayağını basmasıyla burnuna kadar suya gömülmesi bir oluyor? İşte, bunun için sıvıların özelliklerini iyi bilmek lazım. Maddeyi oluşturan atomlar, moleküller ve iyonlar birbirine sıkıca tutunup, uzayda belli geometrik biçimler oluşturursa bu yapıya kristal yapı, maddenin haline de Katı Hal deriz. Burada her atom ve molekülün yeri bellidir, ancak titreşim yapabilirler. Başka hareketler yasaktır. Bunun tam tersine her atom ya da molekül ötelenme, dönme, titreşme gibi istediği hareketi yapar ve istediği yöne giderse, bu kaos durumuna da Gaz Hali deriz. Ne tam düzenli, ne de başıboş durumda olan, ikisinin arasındaki hale ise Sıvı Hali denir. Sıvılarda moleküller birbirleri üzerinde yuvarlanacak kadar hareketlidirler ama çok da uzaklaşamazlar. Sıvıların ilginç özelliklerinin çoğuna; bir katı, gaz ya da karışmadığı bir başka sıvı ile oluşturduğu, sınır bölgelerinde rastlanır. Sıvının yüzeyi ya da daha doğrusu arayüzey denen bu, bir santimetrenin milyonda biri kalınlığındaki bölgelerde, sıvının iç bölgelerine göre çok ayrı özelliklere rastlanır. Örneğin sıvı yığınının içindeki atom ya da moleküller, kendilerini dört bir yandan çevreleyen komşularının itme ve çekme kuvvetlerinin toplam net etkisi altında, denge durumunda bulunurlar. Tıklım tıklım dolmuş belediye otobüsünün içinde biz ne durumdaysak, sıvı molekülleri de aynı durumdadır. Yüzeyde yer alanların ise özel durumları vardır. Sıvının yüzeyindekiler, iç kesimdekilerin çekme etkisinde oldukları halde, dış taraftan bu çekimi dengeleyecek kuvvet bulamazlar. İç bölgeye geçmelerini de en yakındaki komşuları engeller (Otobüse binemeyip, kapıda yolculuk edenler gibi) ve bazıları buharlaşarak gaz haline de geçerler. Yüzeyi oluşturan moleküller, bu bölgeye esnek bir zar özelliği kazandırırlar ve olası en küçük alanı sağlayacak geometrik şekilde bulunurlar. Bu yüzden durgun ve izafi olarak (damlaya göre) geniş bir sıvının yüzeyi düzlemseldir. Dış kuvvetlerin etkisi sıfırlanmış bir su damlasının yüzeyi de, küre şeklindedir. Bu denkleşmemiş kuvvetlerin altında sıvı yüzeyi, bir zar gibi davranır ve gerilim altındadır. Yüzeye çakışmış olan ve birim uzunluktaki herhangi bir çizgiye uygulanan bu kuvvete Yüzey Gerilimi denir. Yüzey gerilimi basınca benzer. Basınç da birim alan başına kuvvet olup, yüzeye dikeydir. Ama basınç dışarıya doğru bir kuvvettir ve hacmi arttırırken, yüzey gerilimi aksine yüzeyin büzülmesine yöneliktir. Sıvıların bir başka özelliği, değdikleri kimi yüzeylere yayılmaları yani ıslatmalarıdır. Temiz bir cam yüzeyine dökülen su, yüzeye yayılarak ıslatır, ama suyu örneğin parafin üstüne damlatırsak, yayılmayıp damlacıklar oluşturduğunu görürüz. Benzer şekilde; cıva camı, su da yağlı yüzeyi ıslatmaz. Islatma, sıvı-sıvı molekülleri arasındaki çekimden kaynaklanan, öz yapışma kuvvetleri arasındaki çekimin yol açtığı, yapışma kuvvetlerinin karşılatırılmasıyla açıklanabilir. Öz yapışma kuvvetleri daha büyükse, sıvı katıyı ıslatmaz, yüzey gerilimi yayılmaya engel olur. Su yüzeyi üzerinde yürüyen böceğin durumu, gergin bir halat üzerinde duran ip cambazının durumuna benzer. Daha doğrusu trambolin üzerinde zıplayarak gösteri yapmak gibidir ve aslında oldukça yorucudur. Tek farkı, sıvı yüzeyi büzülme gerilimi altındayken, halatın ve trambolin bezinin, dışa doğru çeken kuvvetlerle gerilmiş olmasıdır. Gergin halat ya da brandaya basan insanın, bastığı yerde, hafif bir çöküntü oluşturması gibi, su üzerindeki böceğin ayakları da yüzeyde çukurluklar meydana getirir. Bu çukurluklar yüzeyin büyümesi demektir. Sudaki çöküntünün yüzey halkası boyunca yüzey gerilim kuvvetleri, çöküntü sınırı çevresinde kuvvetler uygulayarak, çöküntüyle büyüyen yüzeyi eski durumuna getirecek etkiyi yaratırlar. Halkaya her noktada dikey olan ve su yüzeyine çakışık bulunan kuvvetlerin yatay bileşenleri, eş büyüklükte ve zıt yönlü olduklarından bileşkeleri sıfır olur. Ancak dikey bileşenler eş yönlüdürler ve bileşkesi, böceğin ayağının yüzeye uyguladığı, bastıran kuvvetten büyük olduğu zaman böcek suya batmaz. Altı bacaklı böceğimizin kütlesi 0,1 gram olsun. Suda oluşturduğu çukurun, yüzeyle yaptığı açı 45 derece olduğundan çukurun halkasının yarıçapı 0,5 milimetre, çukurun derinliği de 0,2 milimetre olur. Ayakları ıslanmayan böcek, suda rahatça dolaşabilir. 50 kiloluk kütlesi olan ve su yüzeyini delmediğini varsaydığımız bir kişinin, bastığı sudaki çukurun halka yarıçapı 1,5 kilometre, derinliği ise 630 metre olur. Yani ikinci adımı nasıl atacağını artık siz düşünün. Yüzey gerilimi en yüksek sıvı olan erimiş Renyum metalinde (3100 derecede erir!!!) bile kavrulmadan yürüse çukurun derinliği yine de 17 metreyi bulur. İyisi mi, İsaya özenerek suda yürüme sevdasına kapılmayın derim. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 İsa Suda Yürümüş olabilir mi? Matta İncilinin 14. babında şöyle yazıyor; '... ve gecenin dördüncü nöbetinde İsa denizin üstünde yürüyerek geldi. Fakat şakirtler onu denizin üzerinde yürürken görünce -Bu bir hayalettir- diye şaşırdılar ve korkudan bağırdılar. Fakat hemen İsa -Cesur olun, benim, korkmayın- diyerek onlara söyledi. Petrus da kayıktan inip İsaya gelmek için suların üzerinde yürüdü. Fakat yeli görünce korktu ve batmaya başlayarak: -Ya Rab, beni kurtar!- diye bağırdı' . . İncil yürüdü diyorsa yürümüştür.. Siz mi yaratan ve yaratmaya dair bilgisi olan, yoksa Allah mı nerde neyi nasıl kullancağını ve neyi neye göre yaratacağını bilen? Hiç şahidi olmadığınız konuya yok demekten geri durmazken var demekten neden bu kadar çekiniyorsunuz? Alıntı
Misafir Yakisikli Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 İncil yürüdü diyorsa yürümüştür.. Siz mi yaratan ve yaratmaya dair bilgisi olan, yoksa Allah mı nerde neyi nasıl kullancağını ve neyi neye göre yaratacağını bilen? Hiç şahidi olmadığınız konuya yok demekten geri durmazken var demekten neden bu kadar çekiniyorsunuz? sayin ftoyd Mantikli bir cevap ama baska bir ornektede sunu aciklayabiliriz aklimiz var ama goremiyoruz ozaman biz akilsizmiyiz ) degiliz ama akilli oldugumuza inanmiyormuyuz inaniyoruz.. Ama insanlar siniflandirilmaya okadar alistirilmiski en ufak birseyde sen dincisin yada terorist damgasini yemektelerdir.. din ve inanc nedir baskalarinin sizin hakkinda ne dusundugu bizim icin bukadar onemlimi ?? insanlar inanclarini kendilerince yasayabilirler ama inandiklari seyleri hemen kotulemek yada sorgulamak sanki sadece kendi dusuncelerinin sadece dogruluk iceriyor bunun disindakilerin hepsi yalandan ibaret.. saygilar Alıntı
Φ Diplomatt Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Hz.İsa'nın ALLAHU TEALA'nın Peygamberi Oldugunu Hepimiz Biliyoruz .. Sonucta ALLAH'ın Peygamberı Suda da Yurur , Havada da Uçar .. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Hz.İsa'nın ALLAHU TEALA'nın Peygamberi Oldugunu Hepimiz Biliyoruz .. Sonucta ALLAH'ın Peygamberı Suda da Yurur , Havada da Uçar .. Bazı çocuk çizgi romanlarında da bunları yapanlar var. Onlar da mı Peygamber? Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 İncil yürüdü diyorsa yürümüştür.. Siz mi yaratan ve yaratmaya dair bilgisi olan, yoksa Allah mı nerde neyi nasıl kullancağını ve neyi neye göre yaratacağını bilen? Hiç şahidi olmadığınız konuya yok demekten geri durmazken var demekten neden bu kadar çekiniyorsunuz? sayin ftoyd Mantikli bir cevap ama baska bir ornektede sunu aciklayabiliriz aklimiz var ama goremiyoruz ozaman biz akilsizmiyiz ) degiliz ama akilli oldugumuza inanmiyormuyuz inaniyoruz.. Ama insanlar siniflandirilmaya okadar alistirilmiski en ufak birseyde sen dincisin yada terorist damgasini yemektelerdir.. din ve inanc nedir baskalarinin sizin hakkinda ne dusundugu bizim icin bukadar onemlimi ?? insanlar inanclarini kendilerince yasayabilirler ama inandiklari seyleri hemen kotulemek yada sorgulamak sanki sadece kendi dusuncelerinin sadece dogruluk iceriyor bunun disindakilerin hepsi yalandan ibaret..saygilar Hz.İsa'nın ALLAHU TEALA'nın Peygamberi Oldugunu Hepimiz Biliyoruz .. Sonucta ALLAH'ın Peygamberı Suda da Yurur , Havada da Uçar .. Arkadaşlar, Sn. Değil Öyle, Hz.İsa, suda yürümemiştir yada mucize olamaz demiyor ki! Yazıyı, tekrar, sindire sindire okursanız, suda yürümenin bilimsel olarak mevcut fizik yasalarına göre olabilirliğini sorgulamış sadece. Ne kadar ön yargılısınız ya! İsa Suda Yürümüş olabilir mi? Diyelim ki İsa bir peygamberdir. Bizim gibi sıradan ölümlülerin asla beceremeyeceği mucizeleri sergileyebilir. Cüzzamlıları, felçlileri iyileştiren, dilsizleri konuşturan, ölüleri dirilten peygamber su üzerinde haydi haydi yürüyebilir mi??? Alıntı
Φ Diplomatt Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Bazı çocuk çizgi romanlarında da bunları yapanlar var. Onlar da mı Peygamber? Sayın Muki . Açıklamanızdaki Olmayan Dengeyi Eminim Sizde Gormussunuzdur ..Adı Üstünde Çizgi Roman .. Hayal Urunu Yani .. Ama Ben Sözüme Başlarken Hepimizin İsa'nın Peygamber Olduguna İnancımızın Tam Oldugunu Ve Bunu Hepimizin Bildigini Varsayarak Başladım .. Bir de Söyle Anlatayım Durumu ? Çizgi Romandaki Suda Yürüyen Çocugu Bize Yine Cocuk Gibi İnsan Olan Bir Şahıs Anlatır .. Ama Bize İsa'yı İncil .. Yani ALLAH'ın Sözleri Anlatır .. Ya da Şöyle Anlatayım .. Bir İnsanogluYine Kendi Gibi Bir İnsanı Ancak Kagıt Uzerınde Degiştirir .. Ama ALLAH İnsanogluna Anlattıgı Elcisine Bize Gore Mucizeler Verebilir .. Bu da Normaldir .. Peygamberler Tarihinde Örnegi Çoktur .. Alıntı
Φ donduroma Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Arkadaşlar, Sn. Değil Öyle, Hz.İsa, suda yürümemiştir yada mucize olamaz demiyor ki! Yazıyı, tekrar, sindire sindire okursanız, suda yürümenin bilimsel olarak mevcut fizik yasalarına göre olabilirliğini sorgulamış sadece. Ne kadar ön yargılısınız ya! :clover: Alıntı
Φ Dayı Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Sn.Değil Öyle.. Teşekkür ederim.. verdiğiniz güzel bilgilere.. İnsanın üç halide aynı şekilde..Katı..Sıvı..Gaz.. İsa yürüdümü suyun üstünde..yürüse bana ne yürümese kime ne.. bunların hepsi EFSANE hikaye.. Alıntı
Misafir Değil Öyle Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Burada benim yaptığım bilimsel bir inceleme ve tespittir. Bu tespit, yaşadığımız evrendeki fiziksel kurallara tabi bir insanın, yardımcı bir alet kullanmadan suda yürümesinin imkansız olduğu yönündedir. İsa'nın incilde anlatılan şekliyle bu evrene ait fizik kuralları çerçevesinde; eğer su üstünde durmayı başarabilirse dahi, bir kıyıya 1,5 kilometreden fazla yaklaşmasının mümkün olamayacağıdır. Çünkü üstündeki ağırlığı taşıyan yüzey gerilimi kuvveti sebebiyle su üstünde oluşacak 630 metre derinliğinde ve 1500 metre yarı çaplı dev çukurun bir köşesinden kıyıya veya deniz dibine değmesi halinde, yüzey gerilimini dengeleyecek kuvvetler bozularak, bu kişinin derhal suya batmasına yol açmaktadır. Görünüm olarak da, dümdüz duran suyun üstünde yürünemez ve 1,5 km çaplı dev bir çukurun dibindeki insanın hareketi gözlemlenir. Dediğim gibi bu bilimsel bir tesbittir. İsanın yaşamına ve yaptıklarına, peygamber olmasına ve mucizelerine inanmak kişisel inanç meselesidir. Bir takım ikinci elden anlatılara inanmak durumundayız. Bu bilgi bilimseldir ve herkes kendi inancına göre bu doneleri kullanmakta serbesttir. İster böyle bir olay olmuştur, şahitler vardır, incilde anlatılmaktadır ve bu da İsa'nın ve Petrus'un ne büyük bir güç tarafından mucizeler gösterdiğine ve evrendeki tüm fiziksel kuralları değiştirebildiğine kanıt olarak kullanırsınız, ister İsa bu evrende yaşayan ve fizik yasalarına mahkum biri olarak bunları yapamayacağının kanıtı olarak kullanırsınız. İşin bu tarafı beni ilgilendirmemektedir. Benim bilimsel olarak dediğim şey, içimizden herhangi birinin yardımcı bir alet olmadan tıpkı böceklerin yaptığı gibi, suda asla yürüyemeyeceğidir (Yardımcı aletler kullanılarak yapılan illüzyonlar hariç). Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.