Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

MEHMET ALİ ERBİL VE YAPTIKLARINA DAİR..........


VAKANA

Önerilen İletiler

ATV izleyici ölçümü tavana vuruyor, siz iş adamı olursanız m.a. erbilin saatinde başka kanallara reklam verirsiniz reklamınızın etkisinide sinenize çekersiniz bu kadar basit. Sizin söyledikleriniz mayo ile denize girenlerin yanında elbiseyle giren araplara benziyor bunlarda gördük çünkü, ATV nin yönetim set amiri ve birde rütük var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

nedense aklıma levente kırcanın bir skeci geldi aklıma;yanyana iki lokanta var ama biri dolup dolup

 

taşıyo durmadan öbürü ise sinek avlıyor,iş yapan ne kadar pis vede çalışanları okadar saygısızsa,

 

öbür tarafta bir o kadar temiz vede kibar garsonların çalıştığı bir lokanta.... en sonunda rekabetten bıkan

 

iş yapamayan lokantanın sahibi öbür lokantaya gidiyor ve tamam pes ettim ama ne olur söyle bana bu işin

 

sırrını diyor..öbür lokantanın sahibide bir yandan bu kişiyi dinlerken bir yandanda elindeki çorbayı müşterinin

 

üstüne döküyor bilerek,birazsonrada çok bekleyecekmiyiz diyen müşterinin boğazına sarılıyor,keza garsonlar da

 

öyle masaya fırlatıyorlar yemeği ,hesaba itiraz edeni dövüyorlar.....

 

vede iş yapan lokantanın sahibi diyorki;sen daha bizim halkımızı çözememişsin diyor bak bizim halkımız

 

her akşam tv de kendine sövenleri seyreder kendilerini aşağılayanları baştacı eder reyting rekorları

 

kırdırır diyor....eeee biz ne yapıyoruz?aynısını bizde burda uyguluyoruz diyor...hade sende çevir sokaktan

 

birini ana avrat küfrederek işe başla diyor..........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ya halk bunu istiyor cümlesini elimden gelse kaldırmak isterdim.bahsettiğiniz kişilere bakıyorum şaşırıyorum.kemal sunal ve erbili aynı kefeye mi koydunuz?kiminle kimi kıyasladığınıza bakınız bir lütfen.kemal sunal gibi bir sanatçıyı erbil gibi ne olduğunu türkçemizde adlandıramadığınız bir sıfatla mı karşılaştırıyorsunuz?erbil tv önünde ve özel hayatında ne yaptığı gayet açık bir adamdı.kemal sunala bakalım bir de.adam kaç yaşında üniversit okuyordu ve böyle gelmişti karşımıza.bu mudur sizin sanata emeğe emekçiye verdiğiniz değer erbil gibi biriyle sunalı aynı kefeye mi koymak?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

açtığım üç kanaldan ikisinde program yapıyorsa demekki halkımız sewiyor.......ha ben sewmem o ayrı.......ama emeğe saygım var...... :clover:

emeğe benim de saygım var..

fakat biz ki yozlaşmış beyinlerden ve bu beyinlerin kullanımından bahsediyoruz..

 

actıgım üç kanaldan ikisinde program yapıyorsa demek ki halkımız seviyor demişsin..

 

evet halkımız seviyor;halkımız perdeler arkasında satılan ülkeleri de,batırılan,hortumlanan bankaları da,pazarları da,yavaş yavaş hepsi özelleştirmeye giden kurumları da,yok olan doğayı da seviyor..seviyorlar ki kafalarını magazin kanallarına,sayfalarına gömmüşler değil mi..?

 

evet günümüzde sevgi kavramından bunları anlayan bir toplumsak ve olacaksak,''nefret'' kelimesine ne gerek var.. :shuriken:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben TV seyretmiyorum!!!

 

Mehmet Ali Erbil, Türk insanının kendini ifade ediş şekli, dışa vurumudur.

 

Türk eğitim sisteminin durumu ortada. Türk aile yapısı ve aile içi eğitimin, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumunun da hali ortada. Sokaklarda yaşayan bir dolu insan, açlık sınırında yaşayanlar, doğuda yolu, suyu, okulu, öğretmeni, ebesi, doktoru, hastanesi olmayap; mecburen kendi içine dönük, töreleriyle ve kendi kurallarıyla yaşayan Türk insanının durumu ortada.

 

Eğitimli insanlarımız da dierlerinden farklı değil. Peki neden? Çünkü ezberzi, gelişime açık olmayan, konuşamadığımız, araştıramadığımız, söz hakkımızın olmadığı bir eğitimden geçiyoruz. Ezberliyoruz, bilgiyi hayata geçiremeden, bunu niye öğrendim ki, ne işime yarayacak ki diyerek unutuveriyoruz.

 

Alile içi egitim de bir felaket. Bir ailede (ne yazık ki genelde böyle) çocukların söz hakkı yok. Konuşmaları yasak ya da saygısızlık. Sus sen çocuksun, sen ne bilirsin tavırlarıyla ve hiçbir zaman sen bir insansın, insan olduğun için değerlisin, sevilmeye sayılmaya layıksın denilerek yetişmiyoruz. Sürekli bir aşağılama, güçlünün güçsüzü ezmesi şeklinde yetişiyoruz. Sonuçta kendine saygı duymayan, kendini ve tabiki başkasını da sevmeyen, saygı duymayan, aşağılık duygularıyla yetişmiş, sürekli kendini de başkalarını da aşağılayan insanlar oluyoruz. Bunların yanı sıra bastırılmış o kadar çok şeyimiz var ki.

 

İşte M. Ali burada devreye giriyor. O, Türk insanının bastırılmış her türlü duygusunu su üstüne çıkarıyor. Bu o kadar doğal ki. M. Ali, Türk insanının duygularına tercüman oluyor (!), çünkü biliyor ki bu insanlar ancak bu dilden anlıyorlar. Ben bunu normal karşılıyorum, bu şekilde yetişen insanlardan başka bir şey beklenmez ki.

 

Ben böyle yetişmedim ve TV seyretmeyi sevmediğim gibi, M.Ali de sanatsal bir şey yapmıyorsa kesinlikle izlemem, ona gülmem de söz konusu bile olamaz. Çünkü ana hitap etmiyor. Ama ne yazık ki pek çok insana ediyor.

 

Önce Türkiye'deki pek çok sorunun çözülmesi gerekiyor ki, insanlar M. Ali gibilerin yaptıklarına gülmesin ya da kendilerini aşağılamasına, küfretmesine izin vermesin, programlarında dilenci gibi hediye istemesin (o da ayrı bir konu, tembel bir milletiz ve çalışmadan bir şeylere sahip olmaya bayılırız, bunun için dilenci de oluruz, aşağılanmayı da kabul ederiz, yeter ki bir şeyler bedava gelsin!)

 

Bence boşuna tartışıyorsunuz, çünkü bu sorun böyle çözülmez. Bence Kemal Sunal, Türk insanının durumunu filmlerinde çok güzel dile getirmiştir. Fazla söze gerek yok!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Mehmet Ali Erbil medya palyaçosu!" Atilla Dorsay'dan "Beyni sulanmış" lafına cevap geldi.

Mehmet Ali Erbil, atv’de yayınlanan programında, "Keloğlan Kara Prens’e Karşı" filmini beğenmeyen sinema eleştirmenlerine, özellikle de Atilla Dorsay’a ağır suçlamada bulunmuştu. Tartışma büyüyor.

 

Erbil, "O kişinin beyni sulanmış, ne yazdığını bilmiyor. Amerikan filmi hayranı. Türk filmlerini desteklemiyor. Onun dediği filmlere ancak 500 kişi gider. Gidin dediği filmlere gitmeyin" dedi.

 

M. Ali Erbil’in sözlerine, ünlü sinema eleştirmeni Atilla Dorsay’ın yanıtı ise ağır oldu: "Ben M. Ali Erbil’in program yaptığı halkın düzeyine inemem. Ortalama bir zeka düzeyine inen Erbil’in seviyesine inmem. Bir medya palyaçosunun, kişiliğimize, zekamıza uluorta hakaret etmesine de izin vermem. Şüphesi olmasın onu mahkemeye vereceğim..."

 

ARKADAŞLAR MEDYADA VEDE SİNEMADA BİR MEHMET ALİ ERBİL FURYASIDIR GİDİYOR VEDE EĞLENCE

 

ADINA YAPILAN SIĞ VEDE SEVİYESİZ PROGRAMLARIN BAŞINI ŞU ANDA ERBİL ÇEKİYOR......SİNEMADA

 

DA DURUM FARKLI DEİL......SIRF PARA UĞRUNA HABABAM SINIFININ ANISI HAYASIZCA ÇİĞNENİYOR VEDE

 

BUNU ELEŞTİRİMEYE KALKANLAR BİLE NERDEYSE VATAN HAİNLİĞİYLE SUÇLANIYOR.............

 

BU KONULARDA BİR FİKRİNİZ VARSA EĞER BUYRUN.............................

 

 

Takma Adı : Mali

 

Onu Ünlü Yapan Ne? 17 yaşında Küheylan adlı oyunda başrolde oynamıştı.

 

Birliktelikleri:

Eşi: Muhsine Şehnaz Kamiloğlu

Eşi: Nergis Kumbasar

Sevgilisi: Ebru Cündübeyoğlu, aktris

Sevgilisi: Özlem Yıldız, sunucu

Sevgilisi: Nefise Karatay, manken

Eşi: Sedef (Altuntaş) Erbil

Sevgilisi: Tuğba Coşkun

Ailesi:

Babası: Sadettin Erbil, tiyatro ve sinema oyuncusu

Annesi: Yurdagül Eken

Ağabeyi: Mustafa Erbil

Kızı: Sezin Erbil, annesi, Muhsine Şehnaz Kamiloğlu

Kızı: Yasmin Erbil, annesi, Nergis Kumbasar

Ödüllerinden Bazıları:

1974: En iyi Tiyatro Oyuncusu, Küheylan

Eğitim:

- İlk ve orta öğrenimini İstanbul, Ankara ve Balıkesir'de yaptı.

- 1970 yılında Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Yüksek Bölümü’ne yatılı olarak girdi

Meraklısına...

 

Dört yaşındayken anne ve babası ayrıldı. Bu nedenle sancılı bir çocukluk ve ilk gençlik yılları geçirdi.

Üvey babası O'nu ve ağabeyi Mustafa'yı istemediği için (Hariciyeci olmak istediği halde) yatılı konservatuar sınavlarına girmişlerdi ancak Mehmet Ali sınavı kazanmış ağabeyi Mustafa ise kazanamamıştı.

Konservatuardan mezun olunca Ankara Devlet Tiyatrosu'na girdi. Ama çok 'fırlama' olduğu için birkaç kez maaş kesme cezasına maruz kaldı.

Daha çok para kazandırdığı için müzikallerde rol almak için İstanbul'a geldi ve İstanbul'da kaldı. Ardından televizyona geçti. İlk olarak Derya Baykal'la ve Çiğdem Tunç ile birlikte program sundu (1984).

Televizyonda daha sonra Can Dostlar, Tatlı Kaçıklar, Çarkıfelek, Aşkım Aşkım, Hastayım Doktor, Büyümüş de Küçülmüş, Şansa Dansa gibi dizi ve yarışma programlarında oyunculuk ve sunuculuk yaptı.

Dünyada sadece 100 kişide görülen ‘kaçış sendromu’ hastalığı var.

 

ŞİMDİ NASIL BİRİ DERSEN BU MALİ KOMİK ASLINDA AMA BAZEN BENDE ÇİLEDEN ÇIKIYORUM DAVRANIŞLARI KONUSUNDA.EVDE BİLE TV.DE GÖRÜNCE ELEŞTİRİLERİMİZE KONU OLUYOR.SONUÇTA BİZ NE DERSEK DİYELİM ADAM GERÇEKTENDE ÇOK İYİ PRİM YAPIYOR İZLENİYOR.....BİZEDE SADECE TEBRİK ETMEK DÜŞER BU DURUMDA.

 

 

 

Mehmet Ali Erbil gerçek hayatında son derece ciddidir.Ama ne oluyorsa o sahneye yada şova çıktımı değişiveriyor.Ama adam fenerbahçeli o yüzden çok ta fazla kızamıyorum :D Yaramaz çocuk gibi... Ama adam prim yapıyor,ve sinemada gişe garantisidir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.